YER: MÜSİAD
TARİH: 03.10. 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Şizofreni Dayanışma Derneği ( Çiçek Tutuş – Başkan )
2 / Harekata Azadiya İslami ( M. Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
3/ İpekyolu Yardımlaşma Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
4 / KAYED ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
5 / YADER ( Salih Çetin – Genel Başkan )
6 / Palu Derneği ( Memet Şekerci – Başkan )
7 / Karayolları Trf. Güv. Der. ( Hakkı Tüver – Başkan )
8 / Tüm Şehit Aileleri Derneği ( Mehmet Gökçeer – Başkan )
9 / Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Başkan )
10 / Harput ve Köyleri Kült. Ve Day. Der. ( Kazım Atıcı – Başkan )
11 / Hayat Vakfı ( Veysel Yüzgeç – Başkan )
12 / Elimder ( Hüsamettin Gül – Başkan )
13 / Goncalar Solmasın ( Hacı Ormanoğlu – Başkan )
14 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
15 / MTTB ( Ali Özgül – İl Temsilcisi )
16 / ATT Der ( Timur Gök – İl Başkanı )
17 / Sağlık Der ( Gökhan İnan – Başkan )
18 / Bingöllüler Derneği ( Suphi Döner – Başkan )
19 / Akıncılar Derneği ( Mehmet Ertuğrul – 2. Başkan )
MESLEK ODALARI
Şoförler Odası ( Şevket Toraman – Başkan )
SENDİKALAR
1 / Eğitim Bir Sen ( İbrahim Bahşi– Başkan )
2 / Sağlık Hak Sen ( Abdulkadir Ünal – İl Temsilcisi )
3 / Genç Memursen ( Saim Çolak – İl Temsilcisi )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Muhittin Karabulut
Nezir Yıldırım
Sezai Somunkıran
GÖZLEMCİLER
KATILAN MİLLETVEKİLİ ADAYLARI
Av. Bekir Kılıç ( Saadet Partisi Milletvekili Adayı )
Ecz. İbrahim Öcal ( Saadet Partisi Milletvekili Adayı )
Siracettin Sarı ( Hak- Par Milletvekili Adayı )
BELEDİYE BAŞKANLARI
Davet Yapılmadı
MESAJ YOLLAYANLAR
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
Kanal Fırat
Kanal E
MODERATÖR
Ercan Sözüer ( TkMM Girişimcisi )
KONULAR
GENEL KONU: Sivil Toplumun Adaylardan 10 İsteği
KONUŞULANLAR
1 / İbrahim Öcal: Bizler sivil toplumun ne kadar önemli olduğunun farkındayız, bu yüzden mümkün olduğu kadar kMM toplantılarına katılmaya çalışmaktayız. 7 Haziran seçimlerinden önceki toplantıya da katılmıştım. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum; ülke çıkarları her zaman parti çıkarlarının üzerindedir. Bunu herkes böyle bilmeli, sivil toplum ve partilerde böyle görmelidir. Ben şahsım olarak Elazığ kMM’nin önümüze koyduğu on isteğin altına imzamı atıyorum. Ülkemiz için zor bir dönem olan 28 Şubat sürecinde STK’lar darbeci güçlerin yanında yer almış ve sivil toplum olmanın gereğini yerine getirmemişlerdir. Yine geldiğimiz son dönemde de sivil toplumumuzun ‘‘saraylılaşma’’ ile karşı karşıya kaldığını görmekteyiz. Ben bu durumu da 28 Şubat sürecinden ayırmıyorum, ayıramıyorum. STK lara düşen milletin yanında olmaktır. Hiç bir şekilde güce ve etken noktalara sırtını dayamamalıdır.
2 / Siracettin Sarı: Ben Hak-Par birinci sıra milletvekili adayı olarak hemen hemen tüm kMM toplantılarına katıldım. Bizler sivil toplumu önemsiyoruz. Eğer bir ülkede sivil toplum örgütlüyse, güçlüyse, sorumluluğunu taşıyorsa ve hesap sorabilir bir noktadaysa o ülkede demokrasinin, hak ve özgürlüklerin geliştiğinden bahsedilebilir. STK’ lar sorgulayıcı olmalılar, takip edici olmalılar ve dayatıcı olmalıdırlar. Sivil toplumun dikkate alınmadığı bir ülkenin geleceği yoktur. 7 Haziran öncesi önümüze gelen on isteğe o zaman da imzamızı atmıştık, şimdi de atıyoruz. Çünkü bunlara karşı çıkmak ve bu istekleri benimsememek mümkün değil. Önemli olan burada yazılı on isteğin pratikte izlenmesi ve takip edilmesidir. Şayet bu on istek kağıt üzerinde kalır ve pratikte bir karşılık bulamazsa, çok fazla geçerli bir yanı olmaz. Gerek genel isteklere gerekse yerel isteklere katıldığımı belirtiyoruz ve altına imzamızı atıyoruz.
Şu anda Türkiye’ de 16 parti seçime girmektedir ama sadece dört parti üzerinden tüm işler yürütülmektedir. Tabanları dar olmasına rağmen diğer partilerin de dikkate alınması gerekir. Örneğin geçen gün burada valilik tarafından gerçekleştirilen toplantıya sadece bu dört parti çağırılmış, geri kalan partiler toplantıya davet bile edilmemişlerdir.
3 / Bekir Kılıç: Biz davet edildiğimiz her toplantıya, o toplantının ciddiyetine yakışır bir şekilde katılmaya çalışırız. Ben buraya bir dosyayla geldim. Elazığ’la ilgili ve Türkiye ile ilgili neler yapılmalıdır ve bizim bu konudaki projelerimiz nelerdir hepsi bu dosyada mevcuttur. Ancak görüyorum ki bu toplantı sadece sivil toplumun adaylardan on isteği ile sınırlı. Bu on istek güzel istekler, bizim onayladığımız istekler ancak yeterli istekler değil diye düşünüyorum. Örneğin siyasilerden tertemiz bir toplum oluşturulması için talepte bulunulmalıydı. Yolsuzluk yapanlara karşı çıkılacağına dair söz istenmeliydi. Yine; insanlarımızı kamplaştırmayacaklarına ve düşman kamplara bölmeyeceklerine ve bölücü olmayacaklarına ve bütünleştirici olacaklarına dair söz istenmeliydi. Her şeye rağmen biz bu istekleri olumlu karşılıyoruz ve biliyoruz ki; halka hizmet hakka hizmettir. Bizim Milli Görüş düşüncemizde partinin önceliği milletin önceliğidir. Bizim partimizin milletin önceliğinin haricinde herhangi bir şeye öncelik tanıması söz konusu değildir. Bizim, partimizin menfaatini milletin menfaatinin üstünde tutmak gibi bir sorunumuz yoktur. Yine dünya bakımından adil bir sistemin kurulması için elden gelenin yapılması hususunda taahüt istenmeliydi. Şayet bizler meclise gideceksek mazlumun yanında olacağımıza ve zalim ve emperyalistlerin koltuk değneği olmayacağımıza dair söz verebilmeliydik. Eğer milletvekillerimiz yöneticilerinin değil de milletin temsilcisi olurlarsa birçok şeyin değişeceğine inanıyoruz. Oysa şu anda vekili seçen millet ama adayı belirleyen millet değil. Dolayısıyla kendilerini belirleyenlerin emirleri altında hizmet veriyorlar ve onların istekleri kendileri için öncelik taşımaktadır. Küçük millet meclisimize katılan sivil toplumun tüm bu istekleri göz önünde bulunduracağını umut ediyorum.
4 / İbrahim Bahşi: Öncelikle katılımlarından dolayı adaylarımıza teşekkür ediyorum. Yalnız İbrahim Bey’ in söyleminde 28 Şubat sürecindeki STK’ ları burada bizim gibi düşünen STK’larla kıyaslaması bizleri üzmüştür. O süreçte bizleri bir silindir gibi ezen beşli çete ile kıyaslanmak kabul edilemez bir durumdur. Bugün burada faturayı bize kestiğiniz için teşekkür ederiz. Oysa bizler o dönemin mazlumu ve mağduru durumundaydık. Umarım bu konuda bir yanlış anlaşılma olmuştur. Bizler şu anda burada da olduğu gibi her zaman siyasete ve tüm partilere eşit mesafede duran STK’larız. Bu söyleminizin burada beni ve benim gibi düşünenleri üzdüğünü belirtmek isterim.
5 / Suphi Döner: Dünyada organizasyonlar sayılırken siyaset, muhalefet, medya ve STK’lar gelir. Sivil örgütlenmeyle diğer paydaşlar arasındaki bağlarıda iyi bir noktaya oturtmak gerekiyor. Bu konuya binaen bizim hükümetle olan diyaloglarımız ile hükümetin partisiyle olan diyaloglarımızın ayrılması gerekiyor. Şayet hazirun STK bir siyasi partiyle işbirliği yaparak bu duruma gelmişlerse her türlü eleştiriye hazırız. Herkesin malumudur ki STK’lar toplumun görünmeyen yüzünü aydınlığa çıkaran bir denetim mekanizmasıdır. Bu denetimide daha çok iktidara karşı yaparlar. Şayet bu durum hükümet ile ilişkilendirilirse herkesin malumu, bu bir haksızlık olur. Yani bugün sizin partileriniz iktidara gelse bizim mevcut hükümetle olan diyalogumuz sizlerle de yaşanacak ve siz bizi saraya yaslarsanız bir başkası da başka bir yere yaslar. Dolayısıyla iktidar ile partisi arasındaki diyalogu birbirinden ayırırsak herhangi bir sorun kalmaz diye düşünüyorum.
6 / Mehmet Kıran: Buradaki arkadaşlarımızın yüzde elliden fazlası Milli Görüş tabanından gelmektedir. Bizler STK’lar olarak herhangi bir partinin arka bahçesi değiliz. İcraatları denetleyip, olması gerekenleri tavsiye etmeye çalışmaktayız. Bu anlamda İbrahim Bey’in söylemini tasvip etmediğimi belirtmek isterim. Mevcut saraylı hükümetin kendilerine yaptığı ortaklık teklifini belirli bir noktada tutmuş olsalardı ve ellerini taşın altına koymuş olsalardı Türkiye için daha büyük hayırlara sebep olurdu. Keşke bugün burada Ak Parti, MHP ve diğer iki partininde adayları olsaydı ve bu on isteğin altına imzalarını atsaydılar.
7 / Hacı Ormanoğlu: Biz Müslümanların en büyük rakibi Beyazsaray’ dı bugün başka saraylarla uğraşıyoruz. Bu bir parti meselesi değildir. Hepimiz Elazığ’ın insanıyız ve Müslüman olarak birlik ve beraberlik içerisinde olmalıyız. Bütün dünyada Müslümanların kanı akarken ve tüm dünyanın gözü üzerimizdeyken bizlerin daha çok kenetlenmesi gerekmektedir. A partisi, B takımı, C sendikası; bunlar bizleri ayrışmaya götürür. Müslüman çocukların cesetleri sahillere vururken bizlerin böyle bir ayrışmayı kabul etmesi mümkün değildir. Yanlış bir şey varsa tabii ki eleştirelim ama eleştirilerin de yapıcı olmasına dikkat edelim.
8 / Atik Okuyucu: Sorgulayıcı olmayan toplumların gelişmesi mümkün değildir. Eleştiriler makul bir çerçevede olmalıdır. Bizim siyasi partiler yasası ve seçim yasası değişmediği gibi halen 1982 darbe anayasasıyla yönetilmekteyiz. Siyasi partilerin genel başkanları bizlere bir noterlik görevi vermiştir. Yani vekil listesini bize veriyorlar bizler de bir noter gibi onaylayıp kendilerine iade ediyoruz. Bizim asıl tartışmamız gereken konu budur. Siyasi partiler yasası değişmeli ve vatandaş vekilini tayin edebilmelidir. Parti genel başkanları da siyasi partiler yasasının değişmesinden yana değiller. Allah u Teala Kuran-ı Kerim’ de diyor ki:’’ Sizler kendinizi değiştirmediğiniz sürece biz sizleri değiştirmeyiz’’. Bizde de bir değişim isteği görünmemektedir. Türkiye’de bir parti değişime doğru bir hamle yaptığında iç ve dış mihraklar hemen çeşitli yöntemlerle harekete geçmektedirler. Bunlardan bir kesimde statükoculardır.
9 / Mehmet Şekerci: Tabii içimizde değişik STK’ lar var. Bugün burada Saadet Partisi’ nin ve Hak-Par’ ın temsilcileri gelmiş bulunmaktalar ancak gönül isterki STK’ ları da burada olsalardı. Çünkü insanların hayatı sadece siyaset sahasında geçmiyor, yaşadığımız kente de katkı sunmamız gerekmektedir. Burada İbrahim Bey’ in söyleminin yanlış aksettirildiğini düşünüyorum. Farklı söylemlere tahammül göstermemiz gerektiğini de ayrıca belirtmek isterim. Herkesin kendine göre siyasi bir görüşü ve hareketi vardır, her görüşü kabul etmek durumunda değiliz, bize göre doğru da olmayabilir ancak anlayış göstermek zorundayız diye düşünüyorum.
10 / Veysel Yüzgeç: Ben de 28 Şubat’ın zinde güçleriyle cumhurbaşkanlığı makamının özdeşleştirilmesinden huzursuz oldum. Orası partiler üstü bir mevkidir, Recep Tayyip Erdoğan’ ın bu ülkeye olan hizmetleri saymakla bitmez. O makamı bu eleştirinin içine koymamalıydık diye düşünüyorum.
11/ İbrahim Öcal: Bizler küçük millet meclisini özgür bir platform olarak görüyoruz ve bu yönüyle de katılmaya özen gösteriyoruz. Ben bu eleştiriyi getirirken bu ülkede halkın iradesiyle iktidara gelmiş bir parti vardı. O dönemin zinde güçleri STK’ ları kullanarak ve STK’ lar da bu oyuna alet olarak halkın seçtiği bir hükümet iktidardan uzaklaştırıldı. O dönem STK’ lar zinde güçlerin önünde boyun eğmişlerdi ve bizler de onları beşli çete olarak adlandırmıştık. O bir semboldür. Gelinen noktada saraylılaşma var diye sizleri uyarıyorum. Bunu yaparken de hakkı ve sabrı tavsiye ediniz ayetiyle bu görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. Saraylılaşma var derken STK’ ların haktan kopuk bir şekilde görev ifa ettiklerini anlatmaya çalıştım. Bununda o dönemin karakteristik özellikleriyle çakıştığını anlatmaya çalıştım. Sivil toplum halkla devlet arasında bir tampon olmalıdır.
12 / Siracettin Sarı: Bir sivil toplum kuruluşunun tüzüğünü benimseyen herkes o sivil topluma üye olur ancak onları orada bağlayan siyasi görüşleri değil o sivil toplumun tüzük ve programıdır. Buna böyle bakmak gerekir. Türkiye’ de belli bir döneme kadar sivil toplum çokta yaygın değildi. Bu çok acı bir durumdu. Bugün ise mevcut durum daha sevindiricidir. Hiç kimse STK’ ları arka bahçesi olarak görmemelidir. STK’ lar toplumla iç içe olan kuruluşlardır. Çeşitli meslek gruplarının istek ve arzularını dile getiren birer sözcü durumundadırlar. Bizler STK’ lardan daha güçlü, daha cesur ve daha girişken olmalarını beklemeliyiz. Herkese eşit mesafede olun derken tabii ki haklının yanında ve haksızın karşısında olmalarını beklemekteyiz.
13 / Bekir Kılıç: STK’ lar bizlerin gözbebeğidir ancak sivil toplum kuruluşlarının efendileri olmamalıdır. Biz diyoruz ki STK’ lar etkin olabilmek için kimseden emir almamalıdırlar. Biz bu toplantıya bizden taahüt almak için davet edildik ve müsaade edin de fikrimizi de söyleyelim.
Ak Parti ve Saadet Partisi ittifakı konusunda Ak Parti samimi davranmadı. Geçmişte değişik partilerle yaptığımız ittifaklarla elimizi taşın altına koydukta Ak Parti ile neden elimizi taşın altına koymayalım. Biz samimiydik ancak Ak Parti uygun görmedi ve ittifak yapmadı bu da onların takdiridir.
Biz milli görüş camiası olarak, kim halka hizmet ederse emrindeyiz bizde ayrışma yoktur. Bölünmeyi esas alan partilerin dışında herkesle ittifak yapmaya hazırız.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
80 den fazla sivil toplum örgütüne E-Mail, SMS ve sözlü olarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Adaylarını açıklayan partilere E-Mail ve SMS atılarak ve bizzat ziyaret edilerek toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi iki tv kanalı katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi