YER: BARO TOPLANTI SALONU
TARİH: 03.04.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / BEY-DER (Osman Alpgan-YKÜ)
2 / Çevre Gönüllüleri Derneği (Hasan Argunağa – Başkan)
3 / Türkiye Emekliler Derneği (Remzi Çekmen –Teşkilat Sekreteri)
4 / Güneydoğu Kadınları Yar. ve Dayanışma Derneği(Zeynebe Akın-Bşk)
5 / KAMER (Zozan Aksoy-İl Temsilcisi/ Nezahat Kapuci-Aktivist)
6/ İnsan Hakları Derneği (Nihat Ekinci )
7/ Hasankeyfi Yaşatma Girişimi -Uluslar Arası AF Örgütü (Recep Kavuş)
MESLEK ODALARI
1 / BARO ( Yusuf Tanrıseven-Bşk)
2 / Ticaret ve Sanayi Odası(M. Salih Yıldız- Başkan Yardımcısı)
SENDİKALAR
1 / SES (Murat Sezik)
2 / Genel-iş (Murat Akın)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Samet Kansu (Avukat)
GÖZLEMCİLER
1 / Remziye Saknuk- Güneydoğu Kadınları Yar. ve Dayanışma Derneği / Bşk V.
2/ Remziye Doğantay- Güneydoğu Kadınları Yar. ve Dayanışma Derneği / üye
3/ Mariya Akın- Güneydoğu Kadınları Yar. ve Dayanışma Derneği / üye
4/ Kerem Orun (SES)
5/ M.Emin Aydın (Türkiye Emekliler Derneği /Denetleme K.)
PARTİ TEMSİLCİLERİ
1-AKP (Av. Adile Gürbüz- Batman İl Başkan Yardımcısı)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
M. Emin Ekmen katılamayacağını telgrafla bildirdi.
DİĞER KATILIMCILAR
–
MEDYA
1- Evrensel
2- İsmi alınamadı
MODERATÖR
Cuma Gülcü
KONULAR
GENEL KONU: Libya’ya Müdahale ve Türkiye
YEREL KONU: Seçimden beklentilerimiz ve 10 istek
KONUŞULANLAR
YEREL KONU
1/ Recep Kavuş: Güçlü partiler açısından bunların devletin olanaklarıyla kırsaldan feodal yapıya sistemden yana olduğunu söylüyor. Hükümetin bu olanaklarıyla baskı yaptığını söylüyorlar. İki tarafta adil bir seçim olmadığını söylüyorlar. Ortada bir mahalle baskısının olduğu doğru. Güç kimdeyse bu gücü o kullanıyor. Bizin talebimiz güç kimde olursa olsun özgür irade üzerinde baskı olmamasıdır. Öncelikle özgür irade için her türlü alt yapının sağlanmasını istiyoruz. İkincisi de bir çevreci olarak seçim propagandaları esnasında çevre kirliliğinin ve israfın yapılmamasını istiyoruz. Seçim propagandaları zamanında bir saat belirleniyorsa da ses kirliliğinin de oluşmamasını diliyoruz. En önemli konulardan biride ilimizin genel konularla ilgili beklentilere cevap verebilen, nitelik açısından şehrimizi ve ülkemizi temsil edebilecek milletvekilleri adaylarının seçilmesidir.
2/ Nihat Ekici: Uzlaşı ve diyalog ortamı talebimizdir. En başta partilerin uzlaşı ve diyalog yoluna gitmelerini istiyoruz. Partilerin seçim sürecinde çatışmamalarını talep ediyoruz. Partiler kendi ellerindeki olanakları kullanacaklardır. Ancak kamu erklerini bu amaçları doğrultusunda kullanmamalıdırlar. Bu hem yanlıştır hem de yanlış tepkilere de neden olacaktır. Siyasi partilerden beklentilerimizden biride Kürtçeyi kullanmalarıdır. Böylece tabana da eşit derecede ulaşma konusunda eşit olacaklardır. Aday belirlemede gerçekçi olmamız gerekiyor. Partiler teamül yoklamalarını ciddiye almayacakları tabanın isteklerini ciddiye almayacaklardır aday belirlerken. Farklı partilerden olsalar da uzlaşıya açık diyalog halinde olabilecek adayların seçilmesini istiyoruz.
Başbakan gerginlik konusunda da meclisin dışından bakmaya çalışıyor. Partileri suçlayacaktır. Kendi partisinin herkesi kapsadığını da söyleyecektir.
3/ Salih Yıldız: Bu sorunun cevabını almak için önceki seçimlere bakmak gerekir. Diğer partilerinde bu söylemlerden beklentileri vardır. Seçimlerden sonra sakinlik olacaktır. Daha önceki seçimlerden öncede gergin bir ortam yaşadık. Belediye seçimlerinden önce ticaret odası olarak adayları bir araya getirmeye çalıştıysak da başarılı olamadık. Milletvekili adaylarını da bir araya getirirsek iyi olacağını düşünüyoruz. Ayrıca seçimlerde birey üzerinde baskının olmaması gerekiyor. Görevlilerin üzerlerinde taşıdıkları işaretler ve sembollerin insanlar üzerinde psikolojik baskı yaratabilir. Bazı parti görevlileri şehrimizde tabanı olmayan başka partilerin görevlileri gibi kendilerini göstererek baskı oluşturuyorlar. Ayrıca ses kirliliği rahatsız ediyor bizi.
4/ Hasan Argunağa: Batman Kent Konseyi olarak kentin genel sorunlarını içeren 21 maddelik bir taahhütname hazırladık. Daha somut öneriler bunlar. Ayrıca taahhütname olduğu için daha bağlayıcı olacaktır. Seçimlerin huzur ortanım da sürmesi en önemli temennimiz. Politik boyutlarda muhakkak gerilim yaşanır. Seçim öncesinde gerilim doruğa çıkar. Partilerin politik yaklaşımları oluyor. Kazanmak için her şeyi yapıyorlar. İlkeli davranmalı. Ama hiçbir parti bu olgunluğu göstermeyecek, toplumun menfaati için çalışmayacak. Batman’ın sorunlarından biri İluh Deresi sorunudur. Bu sorun 12 mahalleyi etkilemektedir. Maliye Bakanlığı’na kentsel dönüşüm projesi sunuldu. Bir kitapçık hazırlanarak başbakanlığa sunulacak. Bu temel sorun üzerinde durulmalıdır. İkinci sorun ise Batman çay havzası sorunudur. Çayda ciddi bir kirlilik var. Buranın temizlenmesi gerekmektedir. Su kaynakları ciddi tehdit altındadır. Bu sorun bütün kenti ilgilendirmektedir. Çevre üzerinde yoğunlaşıyorum. Batman barajına atıklar atılıyor. Olası gerginliklerde ise diyalogla uzlaşmaya varılmalı. Batmanda seçilen vekillerin Kent Konseyini hakem tayin etmeliler. Ayrıca STKların ortak uzlaşmayla sundukları önerileri önemsemeleri gerekir.
5 / Salih Yıldız: Batman’a bağlanması gereken köyler var. O konu çözülmeli. Ayrıca ekonomiyle ilgili teşvikleri bölgelere göre bölüşülüyor. Ancak insanlar belli şehirlere yöneliyorlar. Batman’a dışarıdan yatırımcı gelmiyor. Önerimiz teşvikler bölgelere göre değil şehirler göre olmalıdır. Türkiye’nin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Ancak herkes kendi önerdiği gibi çözülmesini istiyor. Ama partiler değil bölgede yaşayan bireylere ve STK lara sorulmalıdır.
6 / Yusuf Tanrıseven: Gerginlik bölgeye hakim. Seçim propagandaları hukuk çerçevesinde yapılmalı. Baskı ve korkuyla yapılmamalı. Ayrıca seçimden sonra ciddi beklentilerimiz var.
1. Yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğu herkesçe biliniyor.
2. Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor.
3. Özgür iradeye saygı duyulmalıdır.
4. Şiddete karşı açık bir şekilde karşı çıkılmalıdır. Faili meçhullerle ilgili olarak çalışmalar yapılmalıdır. Kayıpların üstüne gidiliyor.
5. OHALin kalıntıları hala devam etmekte
6. İlimizde idare mahkemesi istiyoruz.
7. TCK ve TMK da ayrımcılık söz konusudur.
7 / Zozan Aksoy: Bütün arkadaşları dinledim kadın sorununa değinen kimse olmadı. Gözle görülecek sorunlar var. Hep tepedeki sorunlara bakılıyor. Ben konuya kadın bakışıyla bakacağım. Kadına yönelik şiddete karşı acil alınması gereken tedbirleri sunmak istiyorum.
1. Tüm Türkiye de ve Batman da kadına şiddete karşı ortak müdahale edebilecek koordinasyon kurulları oluşturulmalı.
2. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü bünyesinde kadın kuruluşlarının çeşitli engellemeleri ve dirençleri bildirip kriz masalarının oluşturulması
3. Aile içi şiddet mağdurlarına ve mağdur çocuklara yönelik verilen hizmetlerin kurumsal kapasitelerinin arttırılması
4. Kadın-erkek eşitliği, kadının insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, bütün kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, özel sektör çalışanlarına yönelik bu konularda eğitim zorunlu hale getirilmeli ve farkındalık ve duyarlılığın arttırılması.
5. Toplumsal yaşamın her alanında kadının konumunun güçlendirilmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi devlet politikası haline getirilmelidir.
6. Töre ve namus cinayetlerinin, temel hak ve toplumda yerleşik önyargı ve geleneksel anlayışın değiştirilmesi
7. Özgürlüğün en üst seviyeye alınması, toplumun huzur ve güveninin arttırılması
8. Kadın istihdamının arttırılması ve fırsat eşitliğinin sağlanması
9. Kimsesiz kadınlara maddi desteğin sağlanması, ve bu her ay düzenli yapılmalı
10. İllerde ücretsiz kreş hizmetlerinin olması
11. Batmanda hava kirliliğine çözüm bulunmalı
12. Sığınma evi yetersiz. Belediye bünyesinde sığınma evi açılmalı, şiddete uğramış, evinden atılmış,, gidecek yeri olmayan, kimsesiz kadınların sığınabileceği bir yer gerekiyor.
13. Yerelde en büyük sorunlardan biride kadınların ve genç kızların mağazalarda sigortasız çalıştırılmasıdır. Hem ucuza hem de sigortasız çalıştırılıyor.
14. Milletvekilleri kadın STKları ziyaret etmeli
15. Yeşil alanlar arttırılmalıdır. Seçimden önce vaatler var ama yerine getirilmiyor.
8/ Nezahat Kapuci: Göç alan mahalleler konusunda çalışılmalıdır. Oradaki kadınlar için programlar yapılmalıdır. Engellilere bakan çok zor durumda olan kadınlar var.
9 / Remziye Saknuk: Seçim çalışması yapacak olan adaylar bir hoşgörü programından geçmeli, kullandıkları dil ağır olmamalı. Seçim döneminde gürültü kirliliği hat safhaya varıyor bu dönemde yurt dışına çıkmak istiyorum. Milletvekilleri taleplerimizi sadece seçimden önce değil de her zaman dinlemeliler. Seçim görevlilerinin gözlenmesi gerekiyor. Seçim günü bir olaya tanık oldum. Yaşlı bir adama yardımcı olacak diye sandık başkanı adamı yönlendirdi. Sonra benim sıram geldi mühür yerinde değildi. Sorunca da başkanın cebinden çıktı. Polise haber verdim arbede çıktı. İnsanlar yanlış yönlendirilmemeli. Ayrıca özellikle kadın STKların projeleri desteklenmeli. Maddi sıkıntı çekiyoruz. Üye aidatından söz ediyorlar ama bizim çalışma alanımız maddi sıkıntı çeken kadınlar. Üyelerimizde bu kadınlar. İşsizlik sorunu üzerinde durulmalı. Çocuklarımız için anne eğitimi verilmelidir.
GENEL KONU
10/ Hasan Argunağa: Ortadoğu da baskıcı bir rejim var. Ancak sürece bakıldığında emperyalist oyun söz konusu. Amerika’nın büyük Ortadoğu projesi olduğunu düşünüyorum. Mısırda başkaldırı başladı ancak halkı yönetecek bir lider yok. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden kitleleri hareket etme olgusu var. Elbette ki hepsi ABD’nin güdümünde değildir. Menfaatler bir olunca başladı. Önce mübarek devrildi. ABD yanlısı bir yönetim başa geçti. Libya da ise eskiden beri ABD’ye karşı antiemperyalist bir yönetim var. Ülkemizde de Kaddafi seviliyor. Bir çok çocuğun ismi Kaddafi. Araştırmalarımda Libya da ciddi bir baskının olmadığını gördüm. ABD menfaatleri doğrultusunda Elkaideyi bile kullandı. Araştırırsanız sizde bunları göreceksiniz. Eskiden beri Kaddafi’ye karşı bir tavır var. Sürekli göz dağı vermeye çalışıyor. Tabiî ki Kaddafiyi savunmuyorum ama menfaatler doğrultusunda karar verildi. Daha incede kıyımlar oldu. Ama bu olay gibi hemen karar verilmedi. Kaddafi olayında ise hemen karar verildi. İkincisi Türkiye açısından bakıldığında Türkiye ilkeli davranmadı. Başbakan konuşmasında Nato orda ne yapıyor. Libya, Nato ülkesi değil dedi. Ancak daha sonra Nato’nun yanında olalım dedi. Halbuki Nato emperyalistlerin vurucu gücüdür. Varşova Paktına karşı kurulmuş, Varşova Paktı dağılmasına rağmen dağılmamış silahlı güçtür. Başbakanın konuşmaları çelişkilerle doludur. Menfaatlerde öyle gerektiriyor. Bu saldırı haksız bir saldırıdır. Her türlü silah kullanılıyor ve bunlar destekleniyor. Halkımızda da yanlış bir düşünce pompalandı Libya’daki yönetici zalimdir diye. Buda yanıltıcı bir mesajdır. Başbakan ayrıca Libya’ya mesaj yolladı halkın görüşüne dikkat edilmelidir diye ancak bunu kendi ülkesinde yapmıyor. Ayrıca sıra İran da diyenlerde var.
11/ Nihat Ekinci: İHD olarak savaşa karşıyız. Çatışma ortamlarını desteklememiz mümkün değildir. Biz ne ABD’yi ne emperyalist ülkeleri nede Ortadoğu’daki baskıcı yönetimleri desteklemiyoruz. Türkiye’nin konumunu ABD’nin konumunu gözden geçirelim. Herkes büyük Ortadoğu projesi biliyor. Ortadoğu’daki yönetimleri demokratikleştirme adına yaptıklarını da biliyoruz. Hüsnü Mübarek yıllarca yönetimdeydi çoğunluk ona itaat ediyordu. Muhalefet baskı altındaydı. Bu yönetimler demokrasinin şartları geliştirerek değiştirilemiyordu. Kaddafi 42 yıl iktidarda kaldı. Müdahale olmasa yine iktidarda kalacaktı. Ortadoğu ülkelerinin demokratik olmadıkları ortadadır. Değişmeleri mümkün değildi. Peki bunu kim yapacak? Tabii ki dışarıdan müdahale olacak. Kim yapacak bunu? ABD veya Avrupa ülkeleri yapacak. Başbakanın dış politikasını beğeniyorum. Her ne kadar duygusal davransa da sonrasında mantıklı davranıyor. Diyoruz ki Türkiye yönünü batıya yöneltmeli. Demokratik ortam Avrupa Birliği ortamıdır. Türkiye bir Nato ülkesidir. Nato’nun ittifakla aldığı bir karara uymaması menfaatine terstir. Nato’nun çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini kabul ediyorum. Filistin’e müdahale etmeyen Nato ülkeleri bir anda Libya’ya müdahale edebiliyor. Asıl amacın demokrasi olmadığı, ikiyüzlü davrandıkları belli. Ancak yinede yapılan müdahalenin doğru olmadığını söyleyemeyiz.
12/Murat Sezik: Genel olarak baktığımızda Ortadoğu sosyolojik açıdan doğum sancıları çekmektedir. Bizde dahil Ortadoğu sanayi devrimini yaşamadan tarım devrinden bilgi çağına geçmiştir. Ortadoğuda feodalite hala yıkılmadı hüküm sürdü. Türkiye de söylemle uygulama ters düşüyor. Önce katılmayacağımız söylendi daha sonra daha meclis kararı çıkmadan gemi ve uçak yollandı. Türkiye’nin bu tavrı kendisiyle çelişmemesi için içini sağlam tutmalı. Bu nedenle eleştiri hakkı bulunmamaktadır. Çıkar ve insani ilişkiler var birde. Türkiye %5lik elit bir grup tarafından yönetiliyor. Ayrıca insani olarak da şiddetin kullanılması doğru değildir.
13/Osman Alpgan: bu olaylar başladı artık istesek de durduramayız. Elinde silah olan bir yönetici halkına müdahale etmiştir. Bu durumda insanların tepkisiz kalması mümkün değildir. Nasıl olmalıydı peki bu müdahaleler? Müdahale gerekiyordu ama böyle bir müdahale değil. Onlarca muhalif Nato’nun açtığı ateş sonucunda hayatlarını kaybettiler. Neden olarak da ilk ateşin muhaliflerden geldiği söylendi. Kaddafi’yle siviller görüşebilirdi. Sivil bir müdahale daha doğru olurdu. Örneğin Chavez görüşebilirdi. Savaş ve ölümün olmadığı bir müdahale olmaydı. Fransa’nın hemen uçakla müdahale etmesini doğru bulmadım. Türkiye Nato üyesidir. Ayrıca komşusuna bir saldırı söz konusu olduğunda Nato kara kuvvetleri ülkemizde koşullanabilirdi. Beklide böyle bir yerleşimin olmaması için bu karar verildi deniyor. Sivil bir müdahaleden yanayız.
14/ Murat Sezik: Ateş bizi de yakacak böyle devam ederse.
15/ Yusuf Tanrısevan: Ortadoğu zaten batının güdümünde. Batı Türkiye’yi modern olarak gösteriyor. Bu aşamaya getirmek için müdahale ettiler. Kısmi bir demokrasi için. Ayrıca Ortadoğu da ki bu baskıcı yönetimleri desteklemek mümkün değil. Ortadoğu da ki insanların demokrasiye kavuşması gerekiyor. Bu müdahalenin yanlış olmadığını düşünüyorum. Bunlar yeterli olacak mı peki? Hayır olmayacak belki sadece Türkiye’nin seviyesine çıkabilecekler.
16/ Nihat Ekinci: 100 yıl geriye gidersek Avrupa Ülkelerinin Ortadoğu haritasını çizdiğini paylaştırdığını göreceğiz. Kendilerinin yaptıkları eksiklikleri bizden iyi biliyorlar. Libya’nin ikiye bölüneceğini düşünüyorum. İki yeşil alan oluşturması gerekiyor batının. Batı burayı kendi perspektifinde görür. Önce Saddam’ı destekledi sonra devirdi.rahat bir manevra alanı oluşturması gerekiyordu ki bütün egemenler bunu yapar. Osmanlı’ya da bakın. Değişim gelecekse ben getiririm diyor büyükler. İtirazınız varsa itiraz etmek için teknolojik olarak onlara ulaşmanız gerekiyor. Türkiye’deki F16’ların yönetimi hala ABD de. Bu gerçekleri görmek gerek. Ayrıca diktatörlüğü ayakta tutanlarda onlar.
17/Salih Yıldız: Libya hariç şu anda kargaşa yaşayan ülkelerin hepsine gittim. Bu ülkelerdeki ayaklanmaların hepsini ABD’ye veya Avrupa’ya bağlarsak orda ki halka haksızlık etmiş oluruz. Ortadoğu’daki halk yoksul, eğitimsiz, özgür değiller, yönetimde söz hakları yok. Yemen hariç orda muhalefet var. Global bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlar her şeyi görme kendilerini yetiştirime olanaklarına sahipler. Bunları bir güce bağlarsak haksızlık olur. Kendi hareketleri bunlar. Ayrıca dünyadaki bütün ülkeler egemen olmak isterler. Dünyadaki bütün ülkeler güç elde etmek egemen olmak isterler. Bu hareketleri büyüklere bağlamamak gerekir. Sonuçta bir halk hareketi. Türkiye onlar gibi Müslüman, batılı değil, insanlar yönetimde söz sahibi, eğitim giderek artıyor. Yıllarca dinin engel olduğunu söylediler ancak Türkiye’yi gördüler. Kaddafi halkına ne yaptı deniyor. 42 yıldır iktidarda zenginlerden de zengin, halkın sözü geçmiyor. Suriye de 40 yıldır aynı kişi iktidarda. Kürtler vatandaş değiller. AKP neden %47 oy aldı? Çünkü yönetime katılıma isteği için. Bizde bütün çelişkileri emperyalist ülkelere bağlıyoruz ve bu bizde hastalıktır. Ben bunu bir halk hareketi olarak görüyorum. O zaman Kürtler neden ayaklandı? Emperyalist ülkeler mi yaptı. Ortada bir zulüm var ve bu bir tepki yarattı. Nato müdahale kararı aldı iki gün içinde müdahale edildi. Sırbistan’a müdahale kararı aldı dört ay sonra müdahale etti. Nedeni müslüman-müslüman olmayan ayrımıdır.
ÖNERİLER
–
ORTAK SONUÇ
1 /Seçim propagandaları sırasında gürültü ve çevre kirliliğinin önlenmesi gerekiyor.
2 / Seçmenin üstündeki bütün baskıların kaldırılarak özgür iradesiyle karar verilmesini sağlamak gerekir.
3/Seçim sürecinde hoşgörü ortamının sağlanması gerekiyor.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
70 kadar sivil toplum kuruluşuna mail ve bir kısım sendikaya ziyaret ederek diğer bütün STK’lara da basın yolu ile duyuru yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon, faks ve mail ile her dört milletvekilimize de ulaştık, katılım olmadı.
MEDYA İLE
Bütün yerel basın ve ulusal basının temsilcileri davet edildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, 2 tane yanıt geldi, konuları gelen bu iki yanıt doğrultusunda oluşturduk.
SONUÇLAR
Genel ve yerel konu ele alındı. Üslup ve tartışma ortamı gayet güzeldi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Av. Müzeyyen Özcan
Batman kMM Girişimcisi