YER: Marsiad Toplantı Salonu
TARİH: 03.01.2014 saat 18:00 de
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/ ÇEKÜL ( Numan Gülşah – Kocaeli Temsilcisi )
2/ Mazlumder ( Medine Küçük – Başkan )
3/ Kocaeli Milli Kuruluşlar Birliği ( Süleyman Pekin – Başkan )
4/ İnsan Hakları Savunucuları Derneği ( Behlül Metin – t Yardımcısı)
5/ Yetiştirme Yurdu Derneği ( İbrahim Sarı – Başkan )
MESLEK ODALARI
1/ KSMMMO ( Mehmet Toker – Meclis Başkanı)
SENDİKALAR
1/ Memur-Sen ( Zeki Koyun – Üye )
2/ Türk Eğitim-Sen Kocaeli 1.Şube ( Yaşar Şanlı – Üye )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/ Recep Mutlu
2/ İrfan Günay
3/ Ulvi Bakıcı
GÖZLEMCİLER
1/ BBP ( Serhat Duyar – İl Başkanı)
2/ BBP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ( Av. Şeref Gönenli )
3 / Demokrat Parti ( A. Yücel Çiftçi – Meclis Üyesi )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİKatılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARIKatılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR Olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 14 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1/ Kocaeli Gazetesi
2/ Kocaeli Bizim Yaka Gazetesi
3/ Kocaeli Pusula Gazetesi
4/ Kocaeli TV
5/ TV41
MODERATÖR Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: ‘Yolsuzluk, Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik’
YEREL KONU:
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1/ Bahri Odabaş: Bu akşamki toplantıyı açmak istiyorum. Genel gündemimiz ‘ Yolsuzluk, şeffaflık ve hesap verebilirlik’ tir. Toplantının formatını herkes biliyor. Ama kısaca toplantı 3 saat konuşmalar kayda alınıyor. Konuşulanlar tutanak haline getiriliyor. Düzeltmeler için sizlere e-maille gönderiliyor. Düzeltmeler sonucu mutfağa gönderilip, tüm illerden gelen tutanakların ortak paydası çıkartılıp, ay sonunda TBMM de basına duyruluyor. Bizler böyle bir şeffaflıkta toplantılarımızı yapmaktayız. Herkese özgür bir zeminde kendini ifade etme imkanı sağlanmış oluyor. BBP İl başkanına teşekkür ediyorum. Ve tabiî ki, adayımıza da sizlerinde bildiği gibi daha önce vekillerimiz için yapmış olduğumuz 10 istek formatını doldurmanızı ve adaylarımıza bir dahaki toplantıda taahhüt olarak imzalatacağız. BBP adayı buradayken tekrar hatırlatmak istedim.
2 / Serhat Duyar: Öncelikle çok güzel bir sunum hazırlanmış. Tüm olanları unuttuklarımızı tekrar bizlere hatırlattı. Hükümetin önce burada yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet var mı? Buna cevap vermesi lazımdır. Ama ısrarla ne diyorlar çok gizli bir oyun, Amerika, İsrail dış güçlerin oyunu diyorlar. Sizler bu memlekete dün gelmediniz. 11 yıldır bu devleti hem genelde hem yerelde siz yönetiyorsunuz. Eğer burada bu operasyonu dış güçler yapsın. O zaman Başbakan dahil hepsinin istifa etmesi gerek. Sizin Mit ne yapıyor? Sizin kamu güvenliği teşkilatınız ne yapıyor? İkinci diyeceğim; eğer bunu ispatlamazsanız demek ki hükümet iftira atıyor. Kamuoyunda bir belge, görüntü gördük mü? Yok. İddiasını hükümet ispatlamıyorsa topu taça atmış oluyor. Bir şeyin altını çizmek istiyorum. Hem yerelde hem genelde şu ortaya çıktı. Ergenekon ve Balyoz da askere haksızlık yapıldı. Ya sizler göğsünüzü gere gere ‘’ Genel kurmay başkanınızı bile içeri tıktık’’ diye bu milletten oy istemediniz mi? Şimdi ne oldu da fikrinizi değiştirdiniz? Bu insanlar suçlu ise neden dışarıya çıkartma gayretiniz var? Yok eğer suçsuz ise neden bu insanları cezaevinde yok yere tuttunuz? Bu yüzden hem yerelde hem genelde iktidarın ikiyüzlü olduğunu düşünüyorum. Yarında cemaate gidip ‘’ bizler böyle şeyler söylemedik, basın yazmış, STK lar söylemiş’’ gibi şeyler duyacağız. Önümüzdeki seçimlerde Allah korkusu olan, vicdan sahibi olan yöneticilerle yönetilmeyi hem niyaz ediyorum hem umut ediyorum. Herkese teşekkür ederim.
3 / Şeref Gönenli: Güzel bir ortam, güzel bir proje inşallah daha başarılı bereketli toplantılarda olmayı niyaz ederim. Toplumsal hayatın temeli hukuk, hizmet, aile vb. gibi başlıklardan oluşur. Hukuk bir zemindir. Zemin sağlam değilse, hukukla ilkelerle oynarsınız. Sık sık sarsıntı yaşar ve yara alırsınız. Ticarette aynı şekildedir. Anayasadan daha disiplinli olmalıdır. Yoksa ekonomik olarak bir sarsıntı yaşarsınız. Toplumun temel taşı aile o tartışılmazdır. Adaylığımız kesinleşmeden yaptığımız bu söyleşide ilk hedefimizin yolsuzlukları engellemek olduğunu belirtmiştik. Ama artık içimize öyle bir işlemiş ki, yolsuzluğu engelleyemezsiniz. Ama imkansız gibi gözüken bu proje büyük bir projedir. Biz bunları 8 Aralıkta yapmıştık. 17 Aralık’ta bu olaylar ortaya çıktı. Başbakanın ben bu işin üzerine gideceğim deseydi maruz görülebilirdi ama tam tersine ‘’ hırsız yerine hırsızı kovalayanların peşine düşmesi’’ hukuk açısından derin yaralar oluşturmuştur. Ama halkta daha başka yaralar açmıştır. Başbakanın ‘’yürütme benim, yasama benim bırakında yargı da olsun.‘’ söylemi, haddini yetkisini aşan bir şeydir. Herkes gücü ister ama temel ahlaki değerleri aşmadan bu güce ulaşmayı gerektirir. Anayasanın görevi budur aslında; devletin sınırlarını belirler. Vatandaşa yönelik hukuksal bir güvence oluşturur. Yeni anayasa sözü veren meclis bizlerin karşısına içi boş bir taslakla çıktılar. Ve komisyon dağıldı. Artı bir ekonomik maliyet yüklendik. Güç sahibi kişiler kendi güçlerini sınırlamazlarsa bu diktatörlüğe doğru gider. Maalesef şu anda da onu görüyoruz. Sadece yargı kalmıştı. Siyasallaştırılması hoş değildir. Adli kolluk düzenlemeleri bu hükümet döneminde ortaya çıkmıştır. Kendi yaptıkları düzenlemeyi değiştirmeye çalışmaları ve bunu süreç devam ederken yapmaları hareket halindeki arabaya binmeye benziyor. Çok tehlikeli bir şey yapılmaktadır. Hesap verebilirlik konusunda ise ticari işletmelerde 2-3 yıl zarar ederseniz Maliye gelir nasıl ayakta duruyorsun, amacın nedir diye sorar. 11 yıldır iktidarda olan belediyelerde bizce her yıl açık veriyor. Hesap sorduğunuzda ‘’bizi millet seçti’’ cevabı ile karşılaşıyorsunuz. Bahri beyin dediği talepler bizlere iletildiğinde seçilmesek dahi ömrümüz yettiğince bunların peşinde koşacağız. Tekrar herkese teşekkür ediyorum.
4 / Mehmet Toker: Öncelikle Serhat bey ve aday arkadaşlarımızın tüm düşüncelerine katılıyorum. Ve eklemek istiyorum. O operasyonun o akşam ortaya çıkmadığı kesin, bu ülkeyi sevenler büyük orta doğu projesi, Arap Baharı sürecini unutmamalı, dikkatle izlemelidir. Yıllardır sürdürülen anlamakta zorlandığımız dış politika nedeniyle selamlaşacak komşumuz kalmadı. Bu operasyon sıradan bir operasyon değil, bakanların çocuklarını alacaksınız, haberleri olmayacak, demek ki belli bir güç var. Bunu görmemek, fark etmemek ciddi bir zafiyettir. Öyle ya da böyle milletin iradesi ile geldik diyen iktidarın gücünü nereden aldığı bu süreçte ortaya çıktı. Her geçen gün bu daha iyi anlaşılabilir oluyor Türkiye insanı dili, dini, siyasi düşüncesi ne olursa olsun Türkiye üzerinde oynanan oyunları fark etmek zorundadır. Bu müdahale AKP iradesinin dediği gibi bir kesim tarafından yapıldıysa da sorumluluk yine hükümettedir. Çünkü bugüne gelen süreci hükümet bizzat oynayarak, başrolü üstlenerek, ve bu rolü ile öğünerek yönetmiş ve ülkeyi bugüne taşımıştır. Bugünün sorumlusu hükümettir, AKP’dir. Yolsuzlukların, rüşvetlerin sorumlusu da onlardır. Ve bunun hesabını mutlaka verilmelidir. Tüm sağduyulu arkadaşları bu oyunu bozmaya, dik bir duruş sergilemeye davet ediyorum. Ekonomik sosyal ve siyasal yaralar alacağımız kesindir. Önümüzdeki yerel seçimlerde oylarımızı ona göre vermeliyiz. Daha ötesi bu gidişata dur diyecek toplumsal iradeyi ilmik ilmik örmeliyiz.
5 / Süleyman Pekin: Daha önce toplantıya katılmama sebebimi Bahri beye iletmiştim. Kayıtların Ankara’ya gitmesine karşıyım. Şanar Yurdatapan ile ilgili kanaatimi beyan etmiştim. Sunuma katılıyorum. Belediye başkan adayına ve parti il başkanına ve STK temsilcilerinin beyan ettiği sorunlar ortadadır. Genel konuda olduğu gibi yolsuzluk, şeffaflık ve hesap verilebilirlik olduğunda bütün sorunlar ortadan kalkar. 30-35 platformun oluşturduğu bir birliğin başkanıyım. Bu sebepten katılımım sınırlıdır. Herkese teşekkür ediyorum.
6 / Zeki Koyun: Libya’da operasyon düzenlendi Kaddafi linç edildi. Suriye’de bahar rejimini sürdüren Esat’ın dünya yanında Obama demişti ki, bizim kırmızı çizgilerimiz kimyasal silahtır. Adam kimyasal silah kullandı. Silahları teslim ettiği için neredeyse madalya vereceklerdi. Irakta onlarca yüzlerce kişi ölmeye devam ediyor, bu dünyada Türkiye gibi düşünen vicdanlara ihtiyaç vardır. Bizler memur sen olarak yetmez ama evet demiştik. Bu % 58’e helal gelmesin, iki testi çarpışır biri kesin kırılır biri de çatlar bunu sakın unutmayalım. Teşekkürler.
7/ Ahmet Yücel Çiftçi: Bütün toplumun tepki duyacağı konuları konuşuyoruz. Hırsızlık ve yolsuzluğa vicdanı olan kimse evet demez. Çalınan şey bir kişinin ambarından buğday ya da kasası değil, 76 milyonun emeği çalınmıştır. Olay şu kimse böyle bir şey olmadı demiyor. Ama bu iddianın açığa çıkma şekline tepki gösteriyor. Bu bize bir şey çağrıştırıyor. 1876 da 1. Meşrutiyet döneminde bile toplum Padişahım seni seviyoruz, sana güveniyoruz ama bir meclis istiyoruz demiştir. Güçler ayrılığı bu noktada ortaya çıkar. Cumhuriyet döneminde ve modern ülkelerde erkin tek başına olmasına karşı çıkılmış ve birbirini dengeleyen güçler ayrılığı oluşturulmuştur. Yasama yürütme yargı ile gücün tek ele geçmesine müdahale edilmiştir. Toplumda demokrasinin karşılığıdır. Yasama ve yargının tek elde toplanması faşizmdir. Hesap vermezliktir. Buda tüm dünyada ve ülkemizde felaket getirmiştir. 76 milyon kendi haklarını bilmeli ve bu doğrultuda örgütlenmelidir. Aslında bugün içine düştüğümüz sıkıntı iktidarın geliş sebebidir. Toplum sıkıntıların geçmesi için bu hükümeti seçmiştir. Çekil kenara herkes görevini yapsın. Bu ülkenin Valisi, emniyeti bu ülkeden geçen bir tırı arayamıyor. Bakanda çıkıp ‘herkes işine baksın’ diyebiliyor. İşte burada bizlere çok iş düşüyor. Biz açıklık, şeffaflık ve hesap verilebilirlik istiyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin, çocuklarımızın geleceğini korumalıyız. Bizler eteğimizdeki taşları birbirimize atıp duruyoruz. Neden siyaseten bölünmüş durumdayız. Arkadaşımızın dediği gibi ‘’çalan varsa haram olsun’’ ama suçsuzsa aklansın. Hukukun olmadığı yerde zorbalık, hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet olur. Herkesin hırsızı hırsızdır.
8 / İbrahim Sarı: Konuşulması gerekenlerin hepsi konuşuldu. Birileri tutuklanmış, birileri bunları tutuklamıştır. Tutuklayanlara müdahale noktası erkin kullanılması yanlıştır. Mevlam bugün sizi oralara getirdi. Yarın ne olacak bilmiyoruz. Bizler şeffaf, denetlenebilir bir modelle bu ülkeyi yöneteceğiz dediler. Ama bugün yapılanlar geliş nedenlerine uymamaktadır. Ama ucu onlara dokunduğu anda dur noktasındalar. Vatandaş olarak Allah ıslah etsin noktasındayım. Sade vatandaş olarak, engelleme var. Demek ki, arkasında bir şeyler var, diye düşünmeden duramıyorum. Vatandaşa bu parayı nerden buldun diye hesap soruluyor. Ama onların oğulları araştırılmasın isteniyor. Bu ülkede herkesin eşit olduğu bilinmeli, denetlenebilmelidir. Temennim inşallah ülkemizi dürüst insanlar yönetir. Dinlediğiniz için teşekkürler.
9 / Bahri Odabaş: Bir vatandaş olarak bende size katılıyorum. Ama şu denklemi anlamıyorum. Başbakanın oğlu aynı konumda olsa, başbakanda istifa etse idi. Ülke açısından ne olurdu. İyi mi? Kötü mü? Olurdu, düşünülmelidir. Ama sonuna kadar gidilmelidir.
10 / Ahmet Yücel Çiftçi: Sayın Başkan hatırlarsınız, Kızılay’ın çadır direkleri çalınmıştı. Basına yansıdı. Depremde ne oldu. Bu basit şeyler bazen hayati önem taşır. O yüzden sorunun büyüğü küçüğü olmaz. Mimar Sinan, Süleymaniye Camii yaptırırken, bakar ki bir çocuk oturmuş minareye bakıyor. Sormuş ‘’evladım ne oldu.’’ Diye. ‘‘ Bu minare yamuk, eğri’’ demiş çocuk, hemen Mimar Sinan ip attırmış minareye ‘‘bak bakalım şimdi nasıl’’ diye sormuş çocuğa, çocuk ‘’tamam şimdi oldu.’’ Demiş. Mimar Sinan bunu yapmayıp, çocuğu dinlemeseydi. Bir fısıltı halinde yayılsaydı. Hem camii hem Mimar Sinan zarar görecekti. Bu bizim toplumumuzda da olmalıdır.
11 / İbrahim Sarı: Herkes adaletin karşısında eşit olsun. Zora gelindiğinde adaleti kendine göre şekillendirmek, dün seçilenlere bugün tü kaka demek doğru değildir. Hepimizin kimlikleri var, ama yeri geldiğinde kimliklerimizi bırakmalı ve eşit olabilmeliyiz.
12 / Medine Küçük: Söylenecek pek bir şey yok. Toptancı zihniyetle birbirimizin zafiyetlerini görmeme gibi kuvvetler ayrılığı derken, olayları birbirinden ayrı düşünürken, çokta deliller üzerinde konuşulmamaktadır. Bir hasamet var. İki tarafında birbirine olan öfkesi bitinceye kadar, hasamet devam edecektir. Tüm hesaplaşmalar sonunda manzarayı göreceğiz. Suçlamalar bittiğinde, hukuk işlevliğini yerine getirdiğinde bu hava dağılacaktır. Bugüne kadar hep birileri mağdur ediliyordu. Bugün iki taraf birbirini mağdur etmeye çalışıyor. Bu hengame bittiğinde herkes aklı başında düşünmelidir.
13 / Recep Mutlu: Yapmış olduğunuz bu toplantı çok güzel, burada ülkemizde iyi olan şeylere katkı sunmayı konuşmamız gerekirken, bizler yolsuzluklardan bahsediyoruz. Bu ülkede bir susurluk olayı var. O olay sonrası kimse yolsuzluk, hırsızlık yapmaya cesaret edemez diye düşünmüştüm. O zaman önlemler alınmış olsa idi. Bugün bunları yaşamazdık. Basında yazanlara bakarsak, daha kötü şeyler bizleri bekliyor. Bu yüzden senin, benim hırsızım demeden ülkede yapılan bu soysuzluklara bizler itiraz etmeliyiz. Umarım herkesin aklı başına gelir ve herkes bunları kendine dert edinir. Teşekkür ederim.
14/ Bahri Odabaş: Bilimsel bir tespittir. Kontrolsuz güç, yozlaşır. Yozlaşan güç önce başkalarına zarar verir, sonrada kendini bitirir. Yokuş aşağı giden freni patlamış bir kamyon misalidir. Bu ülkeyi yönetenleri denetleyecek olan en büyük denetleme halkın denetlemesidir. Ne yazık ki, bugün bürokratlarımız, siyasetçilerimiz özgürce fikirlerini beyan edememektedir. Yüce Rabbimiz insanları en özgürleştirendir. Öyle olmasa herkes ona inanırdı. Ama bizler eleştirilmeye tahammül dahi edemiyoruz. Başka bir çaremiz yok, bu sebepten bu toplantıları önemsiyorum.
15 / Numan Gülşah: Bir fıkra ile örneklendirmek istiyorum. Kadının biri oğlunu ve kızını evlendirmiş. Sormuşlar ‘’oğlun nasıl diye’’ sormayın ‘’gelin bir mıymıy her işi oğlum yapıyor’’ Demiş. Peki ‘’kızın nasıl’’ diye sormuşlar. ‘’Aaa bir eli yağda bir eli balda, kocası el üstünde tutuyor.’’ Demiş. O misal şuan iktidarında yaptığı rezillik aynıdır. Esas ülkenin çivileri çıkmış, tahtaların değişmesi gerekmektedir. İçişleri Bakanının oğlu yakalanıyor. Ardından yakalayanlar görevlerinden el çektiriliyor. Deliller karartılıyor ve Başbakan buna göz yumuyor. Tüm konuşmalar ‘paralel devlet, dış güçlerin oyunu’ şeklindedir. Ama rüşvet, yolsuzluk konuşan yok. Yargı herkese eşit olmalıdır. Adalet sistemine güven kalmadı. İnsanlarımız besmele çekiyor, ama hırsızlık için mi? Yoksa başka şey için mi? Diye bakıp tepkilerini ortaya koymalıdır. Haksızlığı boyun eğmemeli, tepkimizi göstermeliyiz. Bizler bu tür oyunlara çomak sokmalıyız.
16 / Ulvi Bakıcı: DP zamanında darbe oldu. Adnan Menderes çimento fabrikası açarken, radyodan şöyle bir anons geçti. ‘’Ordu yönetime el koymuştur. Adnan Menderes havaalanında altınlarla kaçarken yakalanmıştır.’’ Bunun gibi birçok senaryo ilimizde de olmuştur. Sefa Sirmen altın dağıtıyor. İşte 500 tane evi var. Ben bunlara pek itimat etmiyorum. Türkiye’de iktidarlar üzerinden pek çok oyun oynandı. Adnan Menderes, Turgut Özal, Ecevit ve şimdi de Erdoğan bitirilmek isteniyor. Vatan bizim vatanımız bizim bu olaylarda ne karımız var, ne zararımız var, onları hesaplamalıyız. Ülke için yarın başkası iyi şeyler yapmaya gelse onu da bitirirler. Amerika’ya bakın Obama o kadar şeyler yapıyor. Ama vatandaşı onu indirmek için uğraşmıyor. Ama bugün gençlerimiz yağmalamayı, yakmayı ve devrim yapma sevdasındalar. Bu yüzden STK lar olarak gerekeni yapmalıyız.
17 / Bahri Odabaş: Ulvi bey farklı bir açıdan olaya baktı. Arkadaşlar Başbakan, Başbakanlığa devam etsin, ama yolsuzlukların önünü açsın ki, vatandaş tedirgin olmasın demek istiyorlar. Yargıya müdahale edilmesin istiyorlar. Deliller karartılmasın istiyorlar.
18 / Ulvi Bakıcı: Zaten deliller karartılamaz, savcı asıllarını yurtdışına çıkardı. Kopyaları ülkemizdedir. Bu işin içinde büyük güçler varsa, Başbakan ayakta kalamaz. Dua edelimde, Mısır gibi Suriye gibi olmayalım. Arap Baharı diye bir şey çıktı ve birçok lider yok edildi. Neden Amerika Suudi Arabistan’a demokrasi getirmiyor. Bize oynanan oyun budur, birbirimize girdiğimizde iç savaş çıktığında Türkiye zarar görecektir.
19 / Behlül Metin: 15-20 gündür olayları tebessüm ile izliyor. Türk insanının ve medyanın olaylara bakış tarzını takip ediyorum. Gören duyanda 90 yıldır bu ülkede yolsuzluk, hırsızlık yoktu, şimdi biranda ortaya çıkmış gibi davranılıyor. Bu konuda halk son sözünü sandıkta söyleyecektir. Birileri yolsuzluk, hırsızlık, istifa çığırtkanlığı yapıyor. Bu konuları dinlerken, bende alt yazı olarak ‘‘artık siz çok yedini, sıra bizde gelsin” olarak okuyorum. Bugün hırsızlığı, yolsuzluğu tartışıyoruz. Savaş için gelen paralarla İş Bankasını kurulmuş, CHP miras bırakılmıştır. Savaş yardımı için gelen parlarla banka kurup partilere, şahıslara bırakılması hırsızlık değimlidir? Bunlar bu ülkenin geleneği değil midir? Bunlar gidecek ta, gelenler hırsız olmayan dürüst insanlar mı olacak? İnsan değişmeden, yolsuzluklar nasıl ortadan kalkar? Çocuklarımızı nasıl yetiştirmemiz gerek? önce onu tartışsak, en iyi şekilde nasıl yetiştiririz diye kafa yorsak daha iyi olacak. Çocuklarımıza Allah korkusu ve asıl yaşamın ahiret olacağı, sonunda öleceğimiz ve Allahın huzurunda hesap vereceğimiz şuurunu aşılamazsak, hırsızlıklar bitmez. Başbakanın seçilmesine baktığımızda bir anormallik görmüyor musunuz? Önce cezaevi, sonra Amerika ziyaretleri ve ardından iktidar partisi olarak ülkenin Başbakanı oluyor. Olayların iç yüzü farklıdır. Amerika’daki yapı vermiş olduğu sözler neticesinde bu olaylar yaşanmaktadır. Sonradan Amerika ve dostları gördüler ki başbakan bu yapının güdümünde değil. Amerika ve İsrail kendisi ile uyum içinde olmayan iktidar istemiyor. Dış güçler ve maşaları Mısırda Mursiye yaptıklarının benzerini yapmak için halkın karşısına yolsuzluk senaryosu ile çıkmıştır. Götürenin şekli önemli değildir. İslamcı, Solcu, Kemalist vs. olur. Amerika ve İsrail kendi çıkarlarını korumayanları bir şekilde devre dışı bırakmaktadır. Olan bizlere olacaktır, temennimiz yolsuzluk olmasın, fakat dış güçlerin ve maşalarının darbecileri de olmasın.
20 / Bahri Odabaş: Keşke yapılan bu oyunları Başbakan çıkıp halka anlatsa, halkın gözünde daha farklı bir yerde olur.
21 / Behlül Metin: En son tır olayı öncesi İsrail, İHA yı terör örgütü olarak ilan etmiştir. Ve ardından tır olayı patlak verdi. Bu ve diğer olaylar siyonist İsrail tezgahıdır. Yapılan oyunları iyi anlamalıyız.
22 / Medine Küçük: Bu senaryolar 1,5 yıldır konuşuluyor. ‘’Amerika Erdoğan’ın ipini çekti.’’ gibi ama bunlar gerçek mi, değil mi bilmiyoruz. Türkiye’de işlerin doğru yönetilmesi hep sorun olmuştur. Geçen sene roboski patlaması sonucu yapılan araştırmaya göre Suriye sınırı o kadar delik ki, giren çıkan belli değil kontrol edilemiyor.
23 / Zeki Koyun: Bir tarafın masubiyet, bir tarafın mensubiyet kalesi üzerinden bir yere varamayız. Önceki uygulamalarla şimdiki yenilikler göz ardı edilemez. Türkiye kurumsallaşıyor, bu ayak oyunlarına gelmeyelim. Bizlere düşen çocuklarımızı kendi ülkesine zarar vermeyecek, şekilde yetiştirmek olmalıdır. Ya manevi olarak ya da kültürel olarak bunu yapmalıyız. Cenabı mevlam Hz. Ömer’in adaleti gibi olan insanları başımıza getirsin. Amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Bizler özgürlüklerin önünü açmalıyız. Ama bunu yaparken kimse kimseye tuzaklar kurmamalıdır. İnşallah ülkemiz bunu da aşacaktır.
24 / Mehmet Toker: Aslında genel gündem aynı zamanda yerel gündemimizidir. Şehrimizde olan olaylar malumdur. Kalkıp TBMM Başkanı ‘’mahkemelerin bağımsızlığı bugün çökmüştür.’’ Derse, bu ülkede adaletten, hukuktan, mahkemeden bahsedemeyiz. Ben kime oy verirsem vereyim, bu ülkeyi bu hale getirenlerin zafiyetleri ortadan kalkmaz. Bunun hesabını oy verdik, vermedik diye orada bırakmamalıyız. Bu toz duman ortadan kalktığında mahallemizde, sokağımızda çok şey değişecek, onun için acilen bu ülkede yaşayan namuslu, dürüst ve onurlu insanlar dilleri, dinleri ne olursa olsun, dün hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar biran önce aklını başına devşirmeli ve bu oyunu bozmalıdır. Ülkeyi bu hale dönüştüren ve bugünden tümüyle sorumlu olan yönetici iradeye dur denilmelidir. Bu karanlık gidişe dur denilmelidir. Bu işler sıradan bir kin işi değildir, ayrıca bu olayları cumhuriyete bağlamak varoluş nedenimizi inkar etmektir. Bizler 60 yıl önce kapımızda kilit olmadan, yokluk içinde ama mutlu insanlardık. Bu yüzden 30, 40, 50 yıl öncesini unutmuyoruz. Bugün ülkenin tüm varlıkları satılmış, toprakları bir şekilde satılıyor. Ben bu oyunun son perdesine geldiğimizi düşünüyorum.
Altı ayda kurulan partiye bu ülke 10 yıl boyunca teslim edildi. Bu baştan beri bir senaryo değimlidir? Bizler bir gün Mısır’ın durumuna düşmemek için biryandan değerlerimizi tüketilmesine izin vermeyerek ülkemiz üzerindeki kirli, uluslar arası sermaye odaklı oyunu bozmalıyız, diğer yandan bu toplumu bugünlere kadar var eden değerlerimize sahip çıkarak, yolsuzlukların üzerine gitmeliyiz. Herkes yaptığının hesabını vermelidir. Ortaya koyulan bu; karşıt iki kutup (Cemaat-Akp) yaratıp bu iki kutbun çatışması temelinde ülkenin tarihsel, kültürel, toplumsal dinamiklerini oyunun dışına iterek arzu edilen kaotik ve geri dönülmez bir oyunun farkına varılmalı ve bu oyun ne pahasına olursa olsun bozulmalıdır.
25 / Bahri Odabaş: Herkesi fikri değerlidir. Mutlak herkes bu konuşulanlardan bir şey alacaktır. Ne yolsuzluklara evet demeli, ne de dış güçlere boyun eğmeliyiz.
26 / Ahmet Yücel Çiftçi: Kenan Evren’in anayasasına %98 ile evet diyenler, bugün şikayetçiler, merak ediyorum cebre rağmen %2 hayır diyen kimlerdir. Din her yerde ahlaklı olabilir. Ama dinsizlerin ahlaksız olduğunu söyleyemeyiz. Bugün şehircilik bakanı ‘‘emri kendisi verdi, bu yanlışsa kendiside istifa etsin’’ diyor. Bunun neresi tuhaf. Dün Fethullah Gülen hoca efendi diyenler bugün Gülen diyor. Namaz kılmak ile ahlaklı olunmayacağını söylemek istiyorum. Aynı camiye giden cemaat birbirini hırsızlıkla suçluyor. Demek istediğim bir baklava yüzünden 8 yıl ceza alan o çocukla sizin çocuklarınız arasında ne fark var? Suçlularsa cezalarını çekmeliler. Başbakan geride durmalı ve hukuk işlemelidir. Çünkü çocuklarımızın geleceği çalınmaktadır.
ÖNERİLER
1 /
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e-mail yolu ile davetler yapıldı.
MEDYA İLE
12 basın yayın kuruluşuna e-mail yolu ile toplantı bildirildi. Basın mensubu katılımı 5 oldu.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi