YER: Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi, Benal Nevzat Salonu
TARİH: 02.03.2012
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Mülkiyeliler Birliği, Mete Hüsünbeyi
2 / İZDİM (İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi), Timuçin Gündem
3 / Mülteci-Der, Talat Ulusoy
4 / FİDE-DER (Farkında mısınız İklim Değişiyor Derneği), Ersin Damarsardı
5 / Ka-Der, Hülya Uslu
6 / Ege Roman Dernekleri Federasyonu, Özcan Çayırlı
MESLEK ODALARI
Yok
SENDİKALAR
Yok.
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Hürriyet Mısırlıoğlu (izmirizmir.net)
İlhami Mısırlıoğlu (Gazeteci – Yazar)
Emel Kayın (Mimar)
GÖZLEMCİLER
1 / Süleyman Eryılmaz (Eşitlik ve Demokrasi Partisi İl Sekreteri)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Mustafa Moroğlı – CHP Milletvekili
2 / Alaattin Yüksel – CHP Milletvekili
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
İlknur Denizli son dakika çıkan işi nedeniyle gelemeyeceğini bildirdi.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 24 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Konak Belediyesi Basın
2 / Ege Telgraf
3 / Yeni Asır
MODERATÖR
Pervin Mısırlıoğlu – Gazeteci
KONULAR
GENEL KONU: Devlet İstihbarat Örgütlerinin Görev ve Sorumlulukları (Ne olmalı, ne olmamalı?)
YEREL KONU: Tüm Ege ve Türkiye projesi Expo, İzmir'e ne getirecek?
KONUŞULANLAR
1 / Süleyman Eryılmaz: Bir sorunun daha doğrusu kanayan yaranın ortadan kaldırılması için bir devlet görevlisinin, tırnak içinde devletin tanımladığıyla söylüyorum, bir terör örgütü lideriyle veya yöneticisiyle görüşmesinin yargılanmasıyla başlayan bi süreç, sorunun temeli. Bu yargılanmanın AKP içerisindeki tartışmasına girmek istemiyorum, katıldığım taraflar var, katılmadığım taraflar var. Yaklaşık 30 yıldır süren bu savaşta, devletin veya hükümetin diğer muahataplarıyla görüşmesi kadar doğal bir şey olamaz. Aslında bizce bu görüşemeler Abdullah Öcalan’la da yapılmalıdır. Ama bugün devlet, demokratik Kürt siyasetinin temsilcilerinin büyük bölümünü alaşağı edip geri kalanlarla görüşmeler yapmak istiyor. Bu konuyla ilgili Özel Yetkili Mahkemeler mutlaka kaldırılmalıdır. MİT bugüne kadar 6-7 Eylül, 1 Mayıs’77, Maraş, Çorum gibi olaylarla gündeme geldi, oysa MİT dış tehlikelere karşı istihbarat almalı, bunu derken tabi gidip Yunanistan’da orman yakmayı demiyorum. Aslında Kürt meselesinde de bir çok provokasyonda da bu gibi örgütlenmelerin yeri var mıdır, insan sormadan edemiyor.
2 / Alaattin Yüksel: Küçük meclise girerken ön yargılarımızı kapıda bırakıyoruz, keşke büyük meclise de buraya girer gibi girsek. Bu MİT meselesiyle birlikte Özel Yetkili Mahkemeler tekrar tartışmaya açıldı. Öyle bir kamplaşma başladı ki Türkiye’de tekrar, KCK davasını savunursanız Kürtçü, Ergenekon davasını savunursanız çeteci oluyorsunuz. Ergenekon davasının elbette üzerine gidilmeli, Ecevit gladyoyu söylemişti, Baykal ‘Devlet kuşatılmıştır.’ Demişti, bizim partimiz bunları hep söyledi ama Türkiye’de yaşanan şimdi bu değil, Türkiye’de yaşanan şey Özel Yetkili Mahkemelerle tam bir terör aslında yaşanan bu şey. KCK’da, Ergenekon’da, Balyoz davasında, İzmir Büyükşehir Belediyesi davasında, parasız eğitim pankartı açan öğrencilerin davasında, hak arayan işçilere açılan davalarda yaşananlar ortadadır. İzmir Büyükşehir davasında örgüt var deniliyor ortada örgüt yok ama Hrant Dink davasında MİT, var, bomba var, saldıranlar var, açıkça ortada örgüt var ama onlar yok diyor. Kısaca söylediğimiz şudur: Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılmalıdır. Belediyelerin özerklik konusu mutlaka tartışılmalı, bir çok insan bunu yanlış anlıyor. AKP hükümeti ademimerkeziyetçi bir yapı yaptı belediyeleri. Proje yapıyosunuz ama bakanlığın onaylaması lazım. Antalya Belediyesi’nin, İstanbul Belediyesi’nin projeleri 1 günde onaylanırken İzmir Belediyesi’nin projeleri aylardır hatta yıllardır onaylanmıyor. Kentsel dönüşüm belediyeler ve halk için büyük tehlikeler içeriyor. Bir de İzmir’de yine Çamlı barajı projesi sorunu var, bu da mutlaka tartışılmalı.
3 / Hamdi Öztürk (İzleyici): MİT yasası köşke gönderiliyor ve kısa sürede geçiyor. Acaba Aziz Yıldırım’a çıkarılan yasaya niye dokunmuyoruz? Eşit olmalıyız, insanlık bi süre eşit yaşamış ilkel komünal toplumda ama devlet ortaya çıktığında kendini korumak için istihbarat örgütlerini kurdurmuştu. Devleti elinde bulunduranlar için devlet kutsaldır. Devlet iktidardaki örgütün çıkarını savunan silahlı bir örgüttür. Bize hep yanlış ve eksik öğretiyorlar. Benim yaşımdakiler bilir, devleti kutsuyorduk, devlete baba diyorduk, baba evlatlarına ayrıcalıklı davranır mı? Devlet kendisini koruması için istihbarat örgütleri kuruyor. Milletvekilimiz baraja ruhsat verildiğinden bahsettin o hükümetin ayıbı, peki Aliağa’daki termik santrale ruhsat veren Aliağa Belediyesi kimin ayıbı acaba?
4 / Mustafa Moroğlu: Karşılaştığımız sorunları tartışıp düzeltebilirsek buradan fırsatlar yaratabiliriz ama iyi sonuçlar değil de hep kafamızda şekillenen daha önceden kafamızda kalıplaşmış düşüncelerle bir olayı çözmeye kalkarsak ve bir ön yargıyla gelirsek –ki bizim küçük millet meclisimizin ilkelerinden biri ön yargılarımızı bırakarak gelin diyor- MİT meselesini çözemeyiz. Şuraya geldik, MİT’in PKK ile görüşmesini Kürt sorununun çözümü için iyi bir şey olduğunu ifade etmeye başlayan bir yere geldik.Kürt sorununun çözümü için neden MİT PKK ile görüşsün? Yani iki tane şeffaf olmayan örgüte mi havale edeceğiz bu sorunu? Özgürlükleri savunan insanların MİT gibi teşkilatlara bakması bir kere doğru değil. MİT PKK ile göüşüyor bu iyi bir şey ama bunu neden halktan gizliyorsunuz mu? diyeceğiz. Kürt meselesi çözülecekse bunu sivil bir inisiyatif çözer. Bunu ne devlet çözer –bugünki haliyle-, ne MİT çözer, ne PKK çözer. Sivil bir inisiyatif çözer, meslek odaları mı olur başka mı olur bilmem, amacım ayrıca Kürt sorununu tartışmak değil yanlış anlamayın bu daha bir geniş konu. Bu tür örgütlenmeler her zaman yasadışı örgütlenmelerin temelini oluşturduğunu düşünüyorum. Bugün AKP’nin devletine hizmet ediyordur, geçmişte başka bir hükümete hizmet ediyordur, başka zaman katliamlara hizmet ediyordur. Kendi yurttaşlarına karşı faaliyette olan bir istihbarat örgütü istemiyoruz. Ülkenin bulunduğu sorunları mecliste çözemeyen, halkın temsilcisi olarak seçilen insanlarla çözemeyen, bunun yerine gizli işleri yapan bir teşkilatla çözüm aranmasını istemiyoruz. Örneğin, mecliste BDP var, BDP oradaki halkın %70’inin oyunu almış bir parti, hükümet derse bu işin siyasi muhatabı BDP’dir ve bu sorunu BDP ile çözeceğiz, kabul ederiz. Ya da BDP’yi kabul etmez, PKK’yı siyasi temsilci olarak kabul eder, onunla görüşür. MİT’e havale edilirse biz bir şey bilemeyiz.
5 / Zeynep Tansuğ: Expo’ya fuar denilmesini istemiyoruz, çünkü fuar ticari bir anlam taşımakta. Halbuki Expo’lar birer sergidir, fikir olimpiyatlarıdır. Ürünlerden çok fikirler ön plandadır. Dünyada ilk mikrofon, faks makinesi, televizyon gibi araçlar Expo’larda sergilenmiştir. Expo’nun başarısı, katılan ülke sayısı ve genel ziyaretçi sayısı ile doğru orantılı. Ülkelerin katılımındaki en önemli faktörlerden biri temalardır. Expo 2020 İzmir’in teması, Expo 2015 teması ile aynı; Daha iyi dünya için yeni yollar/herkes için sağlık. Temanın aynı seçilmesinin amacı 160 delege ülkeye şunu anlatmaktır; Expo bir vizyon meselesidir, İzmir’i bir dünya kenti haline çevirmek ve İzmir’i eğitim/sağlık kenti haline dönüştürmek. Bu yüzden biz argümanımızda ısrarcı ve kararlıyız. Rakip ülkeler arasında Brezilya, Rusya, Tayland ve Birleşik Arap Emirlikleri. İzmir’de planlanan Expo’ya 16 milyon ziyaretçinin yaklaşık 39 milyon ziyaret gerçekleştirmesi bekleniyor. Bir kişinin birden fazla geleceği hesaplanarak bu sayı planlanmıştır. Expo aynı zamanda İzmir’in turizm kenti olmasıyla örtüşen bir projedir. Ülkemize uluslar arası prestij ve tanınırlık sağlayacak. İzmir ise alt yapı planlamalarıyla birçok şey kazanacak. En son gerçekleştirilen Şangay Expo’su için kente 20 milyar dolardan fazla yatırım yapılmıştır ve EXPO 2020 İzmir’e gelirse büyük bir yatırımı da beraberinde getirecektir. İzmir’in Expo yarışında yerel katkılar çok önemli. Gönüllülere çok ihtiyacımız var, internet sitemiz üzerinden şu ana kadar 1100 gönüllümüz oldu ama daha fazlasını elbette istiyoruz.
6 / Emel Kayın: Expo’dan ziyade Expo’nun yer seçimiyle ilgili birkaç şey söyleyeceğim. 2007’de yazdığım makalede İnciraltı-Bahçelerarası bölgesinin İzmir kentine doğa temelli rekreasyon hizmeti verebilecek bir alan olarak geliştirilmesi için alternatif bir öneri geliştirmeye çalışmıştım. Bir mimar olarak Expo mimarisi ile hep ilgilendim ve Expo’nun İzmir’e gelmesini isterim. Ancak kentin dışardan gelenler için değil, kentte yaşayanlar için geliştirilmesi gerekli. Bir kent içinde yaşayanlar için iyi bir kent olamıyorsa, o kente Expo ya da başka bir öğenin gelip gelmemesi hiç tartışılmamalı. Şunu düşünmek lazım: Expo gidecek ve biz burada kalacağız. İnciraltı kentin ihtiyaç duyduğu rekreasyon hizmeti için mavi-yeşil potansiyeller taşıyor; bu nedenle Expo İnciraltı yerine Buca ve Gaziemir gibi dönüşüm alanlarına kurulmalı. İyi yapılaşmamış, ötede kalmış bir alana gelmesi ve orada metafor yaratması daha anlamlı kent açısından. Oysa tüm yeni oluşumları deniz kenarına almak ve misafiri en iyi odada ağırlamak istiyoruz. İnciraltı kentin içindeki son mavi-yeşil boşluk ve rekreatif potansiyelli son kıyı. Buranın geleceğini küçük-orta ölçekli işletmeler sistemi ve ekolojik-minimalist bir yapılaşmayla, hem kentlilerin hem de turistlerin kullanabilecekleri doğa temelli rekreasyon işlevi üzerine kurmalıyız. Expo’nun eğer yeri değişmezse İnciraltı’nda sadece minimalist-ekolojik bir yapılaşma ve taşınıp dönüştürülebilir bir içerikte yapılacak Expo merkezi kurulabilir ve Expo bu merkezden kente yayılabilir. Expo birimleri ulaşım sistemleriyle entegre olarak, örneğin kötü yapılaşmış olan Balçova’yı dönüştürmek üzere bu bölgeye, Uzundere’ye, Alsancak’a, Gaziemir’e gidebilir; taşınabilir, sökülebilir-dönüştürülebilir bir anlayışla çok farklı yerlere yayılabilirler.
7 / Talat Ulusoy: Hangi 16 milyon leylek bir bacanın üstüne üşüşür, dünyada var mı böyle bir şey? Ben pek bilmem o yüzden leyleklere bakarım. O yüzden, insan gafletinin daha nereye kadar aymaz gideceğini bilmiyorum ama heyecanınızı hiç bozmak istemiyorum, söyleyeceğim kötü şeyler bundan ibaret. Siz Expo’yu kazanamazsanız ‘yahu yine kaybettik’ diye üzüleceksiniz. Siz bu yarışmada 1. olmasını istediğiniz şehrin tarihi konusunda yanlış formatlandınız ama dışarda yarış sahasına çıktığınız rakiplerinizin hepsi bu tarihi biliyor. Size o konuyu hiç söylemezler, siz onu nasıl aşacaksınız? 80 yıl önce yok olmuş bir şehrin, neden yok olduğunu açıklamadan hiç bir şey alamayız. İnciraltı çok kıymetlidir ve son kalan yerdir, çok şeye kıydılar ama buna kıymamalıyız. Expo’nun genç dinamikleri bunu nasıl becerir bilmiyorum ama tarihiyle yüzleşen bir şehir olarak çıkarsak kazanma şansımız olur. Expo’yu kazanırsak bir yandan üzüleceğim ama bir taraftan da bundan sonra bir şehrin yalanları üstünde yükselemeyeceğini göreceğiz. Expo’nun bir de kentsel dönüşüm tehlikesi var. Mesela İzmir’in tarihi Ege Mahallesi bu dönüşümün parçalarından biri. Eğer Expo büyük bir dönüşümü tetikleyecekse, ben sadece bu mahalle için tek başıma Expo’ya direnirim.
8 / İlhami Mısırlıoğlu: 1979’da Moskova’ya gidip oradaki metroyu görüp İzmir’e geldiğimde, İzmir için nasıl bir metro yapılabilir diye projeler çizmiştim. Yıllar sonra geldiğimde hala yürümeyen, ilerlemeyen metroları gördükçe İzmir’lilerin yanlış savaşlar yaparak emeklerini ve enerjilerini boşa harcadığını gördükçe üzülüyorum. İzmir başka yerde olmalı, Expo vesilesiyle bunu yapabilirse belki yeniden sıçrama yapabilir. Expo için zamanında Osmanlı’nın bir takım adımlar attığını biliyoruz, bunları incelemek lazım. İzmir’in tarihle yüzleşmesi kesinlikle lazım, mesela Fuar yangınını incelemesi, araştırması lazım. Bunları bilmeden dünyadan Expo’yu istemek iki yüzlüce olur. 1982-92 yıllarını yurtdışında siyasi mülteci olarak geçiren biri olarak, orada yaşadığım bi deneyimi aktarmak istyorum. Expo olduktan sonra insan doğası olarak keşke diyeceğiz, daha iyisi olabilirdi diyeceği ve bir takım insanları kıracağız. Hollanda’da metro çalışmaları sırasında insanlar büyük muhalefet etti, metro değil, konut istiyoruz dediler. Çatışmalarda biri polis 2 kişi öldü. O metro durağı yapıldı ama o durağın içine direnişten fotoğraflar koydular. Bunun üstünü örtmediler, burada birşeyler oldu dediler ve insanların belleklerine işlediler. Burada da aynı şeylerin yaşanmaması için ortak bi akla ihtiyacımız olabilir.
9 / Mine Topçu (İzleyici): Antalya’dan İzmir’e yerleştim, orada da Expo 2016 çalışmalarına katıldım ve birkaç tane de proje geliştirmiştim. Burada da Expo için internet üzerinden gönüllü formunu doldurdum ama hiç geri dönüş olmadı. En azından gönüllülere tekrar dönüp, onlara nasıl ihtiyaç olacağı konusunda bilgilendirme olabilirdi. Kentli Expo’nun neresinde bunu merak ediyorum. Sorduğumda, ‘o duruyor mu hala, biz red edilmemişmiydik?’ diyenler var. Kent, projenin çok dışında kalmış.Proje kent tarafından sahiplenilmezse kimse zaten başarından söz etmesin. Antik kentlerden gelen geleneği Expo boyunca yaşatabiliriz. Eski Roma hamamları, Bergama’da –kaldıysa- şifalı suları kullanabiliriz veya yeniden canlandırabiliriz.
10 / Mete Hüsünbeyi: Expo'yu kaygılarla beraber genelde olumlu karşılıyorum. Emel Hoca'nın belirttiği gibi önce yatırım kent ve kentliler düşünülerek yapılmalı. Yani ne yapılacaksa buradaki insanlar için yapılmalı. Önceki Expo’da sağlık temasında Allionai kullanılıyordu ama artık Allionai sular altında kaldı. O zaman biz önce kendimize sonra talep ettiklerimize karşı samimi olmalıyız. Kentliler işin içine katılmalı ve demokratik bir süreç izlenmeli.
11 / Özcan Çayırlı: Sulukule’de kentsel dönüşüm yaşandı ve insanlar 60 km. öteye gitti, oysa bu insanlar 10-15 metrelik bir alanda kendi işlerine gidip gelebiliyorlardı.Çocuklarını okula gönderiyolardı. İnsanların eğer gelir kaynağı varsa, çocuğunu da okutur, sağlığını da halleder. Ege Mahallesinde ben 4. kuşak yaşıyorum, orada ilk evlerimiz tenekedendi. Sağolsun Osman Kibar oraya el attı, Romanlara 7 tane ev yapıldı. Romanlar bu ülkenin asli unsurlarıdır, siyasetçilerden istediğimiz, bizi bizden sorsunlar, sadece oy almak için mahallelerimize gelmesinler. Projeleri çok baştan savma yapıyorlar. Şimdi 36 kişiye belediye tarafından iş verildi. İşin olduğu yerde huzur olur, kadına şiddet de olmaz, çocuğa şiddet de olmaz. Bizim isteğimiz sadece iş.
12 / Ersin Damarsardı: Expo’ya karşı mı olmak lazım, yanında mı olmak lazım hiç emin olamadım. Şu anda da sanki taraf olmamak lazım gibi geliyor. Çünkü 16 milyon kişi gelecek diye başladığımız işlerden genelde karlı çıkmıyoruz halkın büyük çoğunluğu olarak. Genelde sermayedarlar bu işten karlı çıkıyor. 16 milyon kişi gelecek denildiği zaman, ben, 7-8 yıl bir şantiyede yaşayacağımızı anlıyorum. İnönü caddesinde yaşayanlar kaç yıldır bir şantiyede yaşıyorlar zaten. Hele bir de bu yapılacak diye İnciraltı’ndan Bostanlı’ya bir köprü yapılacak gibi acayip şeyler gündeme geldiğinde zaten kalıcı rezilliklerle yaşama ihtimalimiz beliriyor. Herkes için sağlık meselesi de bana tehlikeli geliyor. İzmir’e dev sağlık siteleri kurulmak isteniyor, Türkiye’de de zaten sağlıkta dönüşüm planlanıyor. Bu tarz birşeye giderse tehlikeli gibi geliyor. Kent herşeyden önce tarihiyle yüzleşmeli. Rum ve Ermeni şehrinde ne Rum ne Ermeni kalmış durumda. İsmindeki ‘gavur’luğu da batılı olmasından değil, şu an yaşadığımız merkez bölgenin gayrimüslim olmasından kaynaklanan bir durum. İnciraltı bu Expo’da kesin düşünülmüyor olabilir, zaten İnciraltı kötü bir yer. Aliağa’ya kurulmak istenen 7 termik santral var, oranın havası zaten sanayiden dolayı kirli. İzmir’in sürekli kuzey rüzgarı aldığını düşünürsek, oradan gelen rüzgarla Balçova ve İnciraltı bölgesinde hava kirliliğinin artması bekleniyor. Yani yabancıları oraya götürüp ekstradan zehirleyeceğimiz bir yer olması muhtemel.
13 / Süleyman Eryılmaz: Biz de parti olarak İnciraltı olmaması konusunda kesinlikle netiz. Aslında Expo yöneticilerinin hem Aliağa’daki sanayileşmeyi, hem karbon salınımını, hem de orada yapılması planlanan 7 tane termik santrali önlemesi gibi bir görevi olabilir. 2013’te Expo görevlileri şehre geldilerinde, çok büyük bir hava kirliliği ile karşılaşabilirler. Kentsel dönüşüm lafını ben hiç sevmem, aklıma hep birkaç yıl önce Karşıyaka Şemikler’deki kentsel dönüşüm olayı gelir. Orada kentsel dönüşüm yaptılar, Romanları Örnekköy’e gönderdiler, parası olanlar gitti gidemeyenler orada çadırda yaşıyorlar ve şimdi orada devasa binalar yapıyorlar. Expo’daki yeni yollar yapılması durumu da beni endişelendirmekte, yani otomobil sayısı artacak ve yayalaşma oranı düşecek.
14 / Emel Kayın: Herkes için sağlık temasını biz, sağlıklı bir kent olarak mütala ediyoruz. Burada ona vurgu yapılmamış. Expo heyetine önerim, sağlıklı bir kent vurgusunu yapsınlar ki, biz de ona göre tartışmayı şekillendirelim.
15 / Mustafa Moroğlu: Expo konusunda –her konuda olduğu gibi- katılımcılığı sağlayamıyoruz. İş önümüze geldiğinde acele yapıyoruz. Expo’ya katılım konusunda bile kimse fikrini söylemedi. Burayı bırakın, biz mecliste 26 tane İzmir milletvekili bir araya gelip Expo’yu konuşamadık. İnciraltı konusunda çok bir dönüş olacağını düşünmüyorum. Çünkü gerek siyasi iktidar, gerek yerel, bu konuda karar vermiş gibi duruyor. Farklı bir karar verilse bile merkezi hükümet yeni çıkaracağı ‘Riskli Afet Bölgelerinin Yeniden Yapılandırılması’ yasasına dayanarak İnciraltı’na özel yasa çıkaracak diye düşünüyorum. Expo’yu kazanmasak bile bu şekilde İnciraltı’nın imar sorunu çözülecektir. İnciraltı sorununu meslek odaları vs. konuşuyor ama biz orada yaşayan insanlar olarak tartışma çabasına girmiyoruz diye düşünüyorum.Expo’yu kazanırız ya da kaybederiz ama önce kenti, yurttaşımıza tanıtmalıyız. Expo kentliye mal edilmezse, yani Expo’ya kentli sahip çıkmazsa başarmamız mümkün değildir. Bu Expo’ya büyük bir para ayrılacak, o parayla kentliye Expo tanıtılmalı. Expo’yu kazanamazsak bile harcanan paraların şehre ne kattığı konusunda bilgilendirmeye ihtiyacımız var.
ÖNERİLER
1 – Alaattin Yüksel İzmir yerel konusuyla ilgili, özerk belediyecilik ve buna bağlı olarak kentsel dönüşüm konusunu önerdi.
2 – Süleyman Eryılmaz sanayileşme ve endüstriyelleşme, Aliağa ve Dilovası konusunu tartışmayı önerdi.
ORTAK SONUÇ
Yok.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Toplam 86 sivil toplum kuruluşu e-mail yolu ile davet edildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve mail yolu ile parti il başkanlarına ve milletvekillerine ulaştık.
MEDYA İLE
3 medya kuruluşundan 3 kişi katıldı.
SONUÇLAR
Genel konuya ilişkin video gösterildi. Yerel konuya ilişkin ise Expo Sekreter Yardımcısı Zeynep Tansuğ, slayt hazırlayarak bir sunum gerçekleştirdi. Yine yerel konuya ilişkin Mimar Emel Kayın da bir sunum gerçekleştirdi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
İzmir küçük Millet Meclisi Hamalı Pervin Mısırlıoğlu ve Sinan Canbay
02.03.2012 İzmir kMM Toplantı Tutanağı
previous post