YER: Bodrum Belediyesi Meclis Salonu
TARİH: 1 Şubat 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Bodrum Demokratik Anayasa Platformu (Güngör Sezgün)
2 / Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (Figan Erozan Şendikmen – Dernek Başkanı)
3 / Bodrum Kent Konseyi – Gençlik Merkezi (Derya Oran, Saadet Kablı)
MESLEK ODALARI
1/ Bodrum Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası (Gül Erbil)
2 / Bodrum Deniz Ticaret Odası (Rüştü Tezcan – Meclis Başkanı)
SENDİKALAR
1 / Ahmet Tikal (Eğitim-Sen –Yönetim Kurulu üyesi)
GÖZLEMCİLER
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Feyha Karslı (YSGP – Bodrum İlçe Eş Sözcüsü)
2 / Ayşe Erdem (YSGP – Bodrum İlçe Eş Sözcüsü)
3 / Yüksel Selek (YSGP – Bodrum İlçe Eş Sözcüsü)
4 / Mehmet Polat (BDP – Bodrum İlçe Başkanı)
5 / Abdulvahap Saraç (BDP – Bodrum İlçe Başkan Yrd.)
6 / Medeni Ateş (BDP – Bodrum İlçe Sayman Yrd.)
7 / Remzi Çağan (BDP – Bodrum İlçe Üyesi)
8 / Çiğdem Erko (CHP – Bodrum İlçe Başkan Yrd.)
9 / Murat Çolak (CHP – Bodrum Gençlik Kolları Başkan Yrd.)
10/Ferdi Arıbaş (CHP)
11/ Tufan Erkan Yakar (CHP – Bodrum Gençlik Kolları Başkanı)
12/Sami Algın (CHP – Bodrum Gençlik Kolları Üyesi)
13/ Nesrin Özalın (CHP – Bodrum İlçe Yönetim Kurulu Üyesi)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR Olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 21 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Ajans Press
2 / Bodrum Arena Gazetesi
3 / Muğla Şehir Gazetesi
MODERATÖR Ayhan Ongun – Gazeteci & BkMM girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: İmralı Görüşmeleri
YEREL KONU: Bodrum’da Genç Olmak ve Gençler İçin Faaliyet Alanları
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak): Konuşulmadı.
KONUŞULANLAR
GENEL KONU: İmralı Görüşmeleri
1 / Ercan Tatar (Bireysel Katılım): İmralı görüşmelerini sadece gazetelerden izliyoruz. Kürt sorununu empati dışında bilmiyoruz. Onun için bu sorunları yaşayanlara ve o bölgede yaşayanlara söz verilmeli.
2 / Mehmet Polat (BDP): Tek ısrarımız barış. Barış gelsin de nasıl gelirse gelsin. Barış gelsin de kim getiriyorsa getirsin. Huzura ihtiyacımız var.
3 / Ümit Baltutan (Bireysel): CHP üyesi olarak konuşacağım. Bölgede askerlik yaptım. Orası farklı. 5-6 yaşında çocuğun askere, yaptığı işe bakışı farklı. Teröristten korkmuyorsunuz, o çocuğun bakışından korkuyorsun, bakıştaki nefrete üzülüyorsunuz. Bu iki taraftaki milliyetçilikten kaynaklanıyor. Kürt sorununun en büyük sorunu milliyetçiliktir. Hem Türkler hem de Kürtler açısından böyle. Ben işin bugün çözüleceğine inanmıyorum. Muhataplar ne İmralı’dır ne de ordudur. Muhataplar yine Kürt milliyetçileri. Bu işin muhatabı sivil toplum kuruluşlarıdır, yine halkın içinden çıkan insanlardır. Bunlar oradaki halkın içinden çıkan milliyetçi olmayan gerçekten sol görüşlü insanlardır.
4/ Ahmet Tikal (Eğitim-Sen): 4 yıldır Bodrum’da yaşıyorum. Savaştan yana tavır almak anlaşılır bir şey değildir. Savaş ne olursa olsun kan ve felaket getirir. Savaşın içindekiler bile aslında barıştan yanadır, ancak emperyalist güçler müdahale ediyorlar. Kürt halkından hiç kimse aslında T.C. devleti içinde yaşamaktan rahatsız olmaz. Herhangi bir Kürt bireye sorulduğunda T.C. devleti dışında bir devlete sahip olma arzusu yoktur. Hiçbir ulusu ötekileştiremeyiz. Savaşların neden olduğunu sormak lazım. Türkiye kendi içinde bir açmazı çözemeyecek durumda mıdır? Sanmıyorum. Hatalarını tespit eder ve tekrarlamazsa barış sağlanır. Nemalananlar çarkın içinde ezilir. Önümüzdeki süreç için kaygılar içindeyim. Başbakanın toplantılar ve meydanlardaki beyanları tutarlı ise sorun yok, ancak biz bu senaryoları çok izledik. Ülke insanları barış istiyorsa, barış dokunabileceğimiz kadar yakındır. Bodrum aydın ve duyarlı insanlardan oluşur, daha fazla insanın katılmış olmasını dilerdim. Burada çözüm üretemesek de doğru fikir teatisinde bulunursak, birbirimize yakın durup anlamaya çalışırsak, kötü niyetli insanların senaryoları boşa çıkar.
5 / Serpil Devrim (Bireysel): Hepimiz aynı dönemin insanlarıyız. Yakın dönemde darbeler gördük. Kürt halkını tanımadık, kart kurt laflarına inandık. Oysa nasıl Aleviler varsa Kürt kardeşlerimiz de var. Kardeşlerimize sarılmalıyız, Kürt halkını kabul etmeliyiz. 30 yıldır kendi topraklarımızı bombalıyoruz. Karşı çıkan ya tutuklanıyor ya da faili meçhul oluyor. Barıştan yana durmalıyız. Milliyetçiliğin derinleştirilmesi bize bir şey kazandırmaz ya da emperyalizm güçlerinin işine gelir. Bir ülkeyi nasıl karıştırırsınız? Ya etnik kökenleri ya da din farklılıklarını kaşırsınız. Bu olguları kim, ne adına, neden kaşıyor düşünmek gerek. Bir Kürt milletvekili ile Türk bir olmaz denince ben çok utandım. Bütün insanlar hak ve özgürlükler açısından eşittir. Ben Kanada’da yaşadım. Orası da 100 yıllık bir devlet. Farklı uluslar var. Herkes kendi dilini, örflerini yaşıyor; devletler de bunları destekliyor. Her okulda dil dersleri açılıyor. Kamuda tek bir dil var, İngilizce. Ulus olmayı benimseyip, yurttaş haklarını da koruyarak barıştan ve kardeşlikten yana olmalıyız.
6 / Adil Ülgen (Bireysel): Bu sorunu detaylandırmak, tarihçesine inmek mümkün değil, gerek de yok. Son yıları ele aldığımızda da suçlu arayarak, kendini tekrar eden söylemlerle işi yürütemiyoruz. Şu aşamada sağlıklı bir noktada olduğumuzu düşünüyorum; bunun geriye dönüşü yok. Geriye dönüş felaket olur. Milliyetçi duygularla yaklaşmak kesin yanlıştır. Sorumluluklarımız ne? Hareketi başlatan Apo, bence, Türkiye tezlerini değiştirdi ki bu değişiklik süreci başlattı. Son yıllarda yapılan işlerin, savaşın da sonuç vermediği görüldü. Savaşı kim yaparsa barışı da onlar yapar yerine bu işi siyasetçiler çözer noktasına gelindi. Bu başlangıçla tüm provokasyonlara ve oyunlara rağmen çözüm gelecek, halkların barışı sağlanacaktır.
7 / Figan Erozan Şendikmen (BKDD): Ben bir kadın olarak barışı istiyorum. 30 yıldır çatışma dilini öğrendik, ama barışta eşit koşullarda ne yapacağımızı bilmiyoruz. Kimsenin savaşı normalleştirme hakkı yok. Güneydoğu’da ne olduğunu biliyoruz, ama sorumluluğu üstlenmemek için bilmezden geliyoruz. Kürtlerden özür diliyorum onların haklarını alanlarda gasp ettim diye. Kürtler sokağa çıkınca dinlemeyi, gerektiğinde susmayı öğrenmeliyiz. Onlar Türkçe öğrensin derken, biz neden bir iki kelime de olsa Kürtçe öğrenmiyoruz. Hepimizin üzerine düşen şey, savaş değil barış dilini keşfetmektir.
8 / Remzi Çağan (BDP): Biz Kürtler olarak olumlu barış istiyoruz. Birincisi, silahlar susmazsa sağlıklı bir barış olacağına inanmıyoruz. İkincisi, İmralı’nın şartlarının düzelmesi lazım, yoksa yine sağlıklı olmaz.
9 / Ahmet Acar (Bireysel): 30 yıldır Bodrum’da yaşayan bir Kürdüm. Barış istiyorsak sorunlar vardır. Ben 40 yıl önce Kürtçe konuştuğum için dayak yedim, 4 yıl önce de oğlum öğretmeninden dayak yedi. Haksızlığa uğrayan geçmişi bağışlamalı; egemen kesim de kendisini Kürtlerle eşit görmeli; yoksa barış başka bahara kalır. Önemli olan eşit görme ve eşit haklarla yaşamanın sağlanmasıdır. Bu da 1-2 günde olmaz. T.C.’ni şirket gibi düşünün. Bu şirketin %99’u Türklere aittir. Bunca yıl haksızlık ettiniz demiyoruz ama yarın eşit haklarla yaşamak istiyoruz.
10/ Ayşe Erdem (YSGP): Müzakereler sürecini olumlu buluyorum, ama “amalar” öne sürülmemeli. Toplumsal barış bize tepsiyle sunulmayacak. Bize düşen görevler var. Barış dili önemli ve kırmızıçizgiler öne sürülmemeli.
11/ Arif Yılmaz (Bireysel): Konu müzakereler ise başka bir açıdan bakmak istiyorum. İsrail ile Rusya ile Suriye ile müzakere yapılıyor mu? Siz onları terörist ilan ederseniz, onlar da sizi ede. Suriyeliye terörist değil de muhalefet derseniz, onlar da bize aynı şekilde yaklaşır. Eskiden sağ-sol çatışması vardı; bu iç mesele olsaydı çözülürdü. Önce devlet taraf tutmayacak, bilgi saklamayacak, eşit davranacak. Devlet bilgiyi, belgeyi saklamamalı, şeffaf olmalı. Barış istiyorsa, diğer ülkelerdeki barışa saygı duymalı ki onlar da bize saygı duysun.
12/ Tufan Erkan Yakar (CHP): Henüz net bir çözüm önerisi duymuş değilim. Böyle bir sorun var ve çözülmek isteniyorsa, diğer ülkelere bakmak ve onlar nasıl çözmüş görmek gerek. Mesela İrlanda. Türkiye’de barış yoluna gidilecekse, bu yol Meclis’teki iradeden geçmeli. TBMM’de tüm iktidar ve muhalefet partileri dinlenmeli. CHP de BDP de kesinlikle görüşmelerin içinde olmalı. Barış süreci sabote edilmesin. Barış süreci ne zaman başlasa, yurt içinde ve dışında birileri parmak sallıyor. Tekrarlıyorum, çözüm mecliste ve demokratik ortamda olmalı.
13/ Feyha Karslı (YSGP): En azından barış istiyorum demeliyiz. Bunu diyerek taraf oluyoruz zaten. Barış dilini kullanmalıyız. Anayasa ile eşit vatandaşlık hakkı güvence altına alınmalı. Eşit olmazsak, eşitlik kavramı oturmazsa çözüm kalıcı olarak gelemez. Görüşmelerin kesintisiz olarak devam etmesi için barıştan yanayım diyorum.
14/ Abdülvahap Saraç (BDP): Halkların arasında fark yok deniyor. Halkların empati yapması gerek. Savaşı, cinayetleri biz ürettik. Bunu yapıyorsak barışı da yapabiliriz.
15/ Çiğden Erko (CHP): Ben de bu sürecin parlamentoda çözüleceğine inanıyorum. Görüşmeler açık, şeffaf olmalı, muhalefet de katılmalı, çünkü sorun ülke sorunu. Ülkemizde demokrasi sorunu var; önce demokrasiyi yerleştirmeliyiz. BDP’ye ve İmralı’ya düşen görev var. Silahlar susmalı.
16/ Güngör Sezgün (BDAP): Savaşın sürmesinden yararlananlar için barış kötü bir şeydir. Demokrasi de kötü bir şeydir. Burada toplanan insanlar konuşabiliyor. Toplum vicdanının barış istediğini görüyoruz. Konuşmayı ve anlaşmaya çalışmayı şart olarak görmek, diyalog sürecini kurmak çok önemli. Yeni Anayasa’nın çözüme katkısı olmalı. Diyarbakır’daki cenazede görülen olumlu davranış çok önemli. Aynı şeyi BDP Kongresi’nde de gözlemledim. “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz” pankartı asılmıştı. Bu çok önemli. Kongre’’yi izleyen Türk arkadaşların izlenimi çok iyiydi. Diyalog çalışmalarıyla birbirimizi anlamayı öğreneceğiz.
17/ Ludmilla Derişenko (Bireysel): Benim görüşüme göre mahallemizdeki komşularımızı, herkesi insan yerine koyarak, ilişki kurarak barış dilini kurmaya başlayabiliriz.
18/ Rüştü Tezcan (DTO): Barış istiyorum. Koşulsuz şartsız barış istiyorum. 40 kere söylemeli, söyletmeliyiz. Kadınlar nasıl çocuğunu feda edebiliyor, anlamıyorum.
19/ Yüksel Selek (YSGP): Ben ölmeden barışı görmek istiyorum.
YEREL KONU: Bodrum’da Genç Olmak ve Gençler İçin Faaliyet Alanları
1 / Ferdi Arıbaş (CHP): Yıllardır hep aynı şeyler konuşuluyor, ama bugüne dek hiç çözüm üretilmedi. Bodrum’da b,r tane fakülteden başka yüksekokul yok. 28 yıldır Bodrum’da yaşıyorum, ama okumak için ve iş için dışarıya gitmek zorunda kaldım. Gençlik Merkezi çok konuşuldu, ama hala açılmadı. Bodrumlu gençlerin ana sorunu eğitimdir. Dışarıda ailelerimizden uzakta yaşıyoruz, bu da sorunlar yaratıyor.
2 / Arif Yılmaz (DTO): Zaman hızla geçiyor. Gençlik Bodrum’da önemli bir sorun alanı. Gençler yetişir, eğitim görür, sonra büyük bir kısmı ekmeğini kazanmak işçin memleketine döner. Ama Bodrum’da evlerde 2-3 işsiz var, ana baba parasıyla yaşayan çok genç var. Çünkü bu kasabanın yönetiminde söz sahibi olan insanlar iş alanları kapanırken, süpermarketler açılırken, bir sürü şeye göz yumdukları, sessiz kaldıkları için gençler memleketlerinde şimdi işsiz kalıyor ya da memleketlerine dönemiyorlar. Uyuşturucu da daha birçok sorun da buradan başlıyor. Ekonomi dönmüyor. Bizi kandırdılar. 500.000 yataklı Antalya’da olmayan süpermarketler, 80.000 yataklı Bodrum’da neden var? Sürdürülebilir ekonomiyi sağlamalıyız.
3 / Sami Algın (CHP): Sürdürülebilir bir ekonomiden bahsediyoruz ama endüstri mühendisi olan bir insan il bulamayınca sıkıntı çekiyor. Burada iş hayatı turizmde ve turizm 6 ay sürdüğü için iş bulma sorunları artıyor. Çözümsüz sıkıntılar bunlar.
4 / Saadet Gablı (Ken Konseyi Gençlik Meclisi): Atatürk ülkeyi gençliğe emanet etmiş ama gençler arasında apolitiklik artıyor. Ayrıca, bir şeyler yapmak için destekçi bulamıyoruz. Sonunda ben ne bulacağım diye düşünen gençler uzak kalıyor. Özel ve kamu kurumlarının da bütüncül desteği olmalı. Gençlikte enerji, bilgi vb. var ama bunlar kullanılmıyor, desteklenmiyor. Bodrum’a üniversite istiyoruz, öğrenci yurdu istiyoruz; ulaşım sorununun çözümünü istiyoruz.
5 / Güngör Sezgün (BDAP): Emekli öğretmenim. Bizim kuşağımız ülkesine yararlı insan olsun diye yetişti. Nüfusu artan ve kaynakları sınırlı olan bir ülkede artık gençler ülkeye hapsedilemez. Gençler çok dilli, dünya insanları olmalı. Büyükler size okuyun dedi. Ben de okumayın, meslek sahibi olun diyorum. Yalı Beldesi’nde yüksekokullarda 48 kişi var. Ne okuyacaksınız diyorum, onlarda bakacağız diyorlar. Gençleri bizim kuşağımızın ideallerine hapsetmemeliyiz. Gençler aktif olmalı, bize baskı yapmalılar. Yaşlılar Kent Konseyi kurulsun diye direndiler. Siz de sürdüreceksiniz. Özetle, Bodrum gençliği BodruM2a hapsetmek yerine dünyaya açmak ve meslek sahibi olmaları gerektiğinden söz ediyorum.
6 / Tufan Erkan Yakar (CHP): Sorunlar ve zorluklarla ilgili konuşmak istiyorum. 80 öncesi ile sonrası arasındaki farkın ceremesini biz çekiyoruz. 80 öncesinde güçlü bir gençlik vardı. 80 sonrasında devlet ve ailelerin baskısıyla apolitikleşildi. 80 öncesi ve sonrası gençliğin entegresi sağlanmadı. Partilere bu konuda büyük iş düşüyor. Gençler siyasette yer alabilmeli. Yarının yöneticileri biz olacağız. Gençlik kolları olarak gençleri siyasete biz sokmalıyız. Hangi görüşte olursa olsun, gençleri siyasete katmalıyız.
7 / Serpil Devrim (Bireysel): Bir poster asmışız altını okuyamıyoruz. Konuya objektif açıdan ve geniş perspektifle bakmalıyız. Biz gelişmekte olan bir ülkeydik, üç kuşaktır da böyleyiz. Okullarda danışmanlar oluyor. Ülkenin 10-20 yılda hangi alanlarda iş imkânı olacak, eleman ihtiyacı olacak, bunlar belli. Çocukların kapasitelerine ve bu ihtiyaçlarına göre yönlendirme yapılıyor. Üniversite giriş sınavı yok. Kızım her yaz çalışıyor. Biz ise çocuklarımıza dokunmuyoruz. 4 yıl eğitim sonunda işverenler çocukları paylaşıyor. Bizde ise at yarışı sonucu sınava giriyor, gelişigüzel yerleşiyor, bitirince kendi diplomasına inanmıyor, tekrar memurluk sınavına alınıyorlar ve işsizlik sorunu artıyor. İkinci bir şey de gençlere gönüllü çalışma sistemi getirilmesi ve gençler okumalı. Bodrum Kütüphanesi’nde 2000 kitap atıl durumda duruyor.
8 / Zümrüt Karataş (Bireysel): Niçin eğitim? Başımdan geçenleri konuşmak istiyorum. Fethiye’ye sürüldüm, istemediğim bir işi emir gereği yaptım, ama kınama cezası aldım. “Boynunu kırarım” diyen müdüre karşı çıktığım için maaş indirme cezası aldım. Bodrum’da öğretmenlerle ilgili işler keyfi olarak yapılıyor, hukuk deyince çocuğunuzla birlikte sürülüyorsunuz, çok zorlu bir mücadele vermek zorunda kalıyorsunuz… (Not: Konuşma konu dışıydı, çok duygulandı ve konuşmasını sürdüremedi).
9 / Ahmet Tilkal (Eğitim-Sen): Köy Enstitüleri’nde yetişen tutarlı öğretmenlerin yüzsuyu hürmetine ancak 60’lı yıllara kadar düzgün eğitim verildi. 60’lı yıllardan sonra bütün hükümetler öğretmenlere ihanet etti. Bizim gençlik politikalarımız ve Atatürk’ün sözleri kullanılarak bu ülkenin gençlerine ihanet edildi. Bugünkü müfredatlara bakınca, bilimden uzağız, müthiş dejenerasyon var. Gençlik her yerde uluslararası sermaye için fevkalade tüketici bir kesimdir. Demokratik toplumlarda gençlik bugünden yarına taşıyan kesimdir. Gençlik, sosyalist ülkelerde yarındır. Eğitim yapıyoruz diyen devlet aslında bina ve tabela açtı. Bu ülkede çocuklar çalıştırılıyor, gençler harcanıyor. 70’li yıllarda üniversitelerde 80’e kadar gençleri yetiştirenlere saygı duyuyorum. 80 darbesi sonrasında amaç gençlik olmasın birey olsun noktasına geldi. Burs veren kurumlarda, okullarda çirkin ilişkiler yerleşti. Yegâne çıkış noktası gençlerin ülke sorunlarıyla ilgilenmesi ve bu sorunlara sahip çıkmasıdır.
10/ Feyha Karslı (YSGP): -Gençlere hitaben- Siz alanınıza, zamanınıza sahip olmalısınız. Sizi bu açıdan protesto ediyorum. Sizin burayı hallaç pamuğu gibi atmanız gerekir. Sistem sizi böyle yaptı, ama siz de karşı çıkın. Sizin adınıza konuşulmasına izin vermeyin.
11/ Ege Derya Oran (Kent Konseyi Gençlik Meclisi): Temmuz ayı ortasında Kent Konseyi Gençlik Meclisi olarak çalışmaya başladık. Her toplantımızda projeler üretelim, gençleri bunlara katalım diye konuşuyoruz. Ama bir istikrar problemi var, bunu çözemiyoruz. Biz burada konuşurken bütün sorunları görüyor, biliyor, konuşuyoruz ama yanımızda kimseyi göremiyoruz. Son 1 ayda 4 toplantı yaptık, ama kimseyi çekemiyoruz. İşe 10 kişi başladık ve 4’e düştük. Geleceğe yönelik projelerimiz var, büyüklerden destek bekliyoruz. Büyükler gençlere Bodrum’un eski halini anlatmalı. . Annem de bana Bodrum’un çok özel olduğunu anlatıp duruyor ama bunu gençliğe anlatmak lazım. Sosyal aktiviteler gece barlara gitmek gibi anlaşılıyor. Uyuşturucu sorunu var burada. Gençliği kaybediyoruz. Bizim sorunlarımız taleplerimiz belli, büyüklerden destek bekliyoruz.
12/ Figan Erozan Şendikmen (BKDD): Büyükler olarak görmeyin. Bize gelin, ama klasik yapılarla gelmeyin, önerilerinizle gelin. Geçmişte bize öğretilenlere takılmanın yanlış olduğunu gördüm., bizi inceleyin, ama bizi örnek almayın.
13/ Ayhan Ongun (Moderatör): Ben eleştirimi daha çok anne babalar yapmak istiyorum. Kendi gazete okumadan çocuğuna oku deyip duran, üniversite sınavına elinden tutup götürenler var. Böyle yetişen çocuk nasıl kendine sahip çıksın? Örgütlenmelere baktım; siyasi partiler, Kent Konseyi Gençlik Meclisi ve Genç Girişimciler dışında gençlik örgütü yok. Oysa genç işçiler var mesela. Bunlara yönelik projeler üretilmezse kaybolup gidiyorlar.
14/ Ferdi Arıbaş (CHP): Bir de Bodrum Genç Yaşam Derneği (BOGEYAD) var. Yaklaşık 180 üyesi bulunuyor. Uzun süredir faaliyette ama ekonomik sorunları geçemediğimiz için pek faaliyet yapamıyoruz artık.
15/ Gül Aygün (Gündoğan Gençliği): Şoförler Odası adına geldim ama şimdi Gündoğan Gençliği adına konuşacağım. 15-20 kişilik bir grubumuz var. Politikaya girmeden destekleyen büyüklerle bir platform oluşturduk. Bana ailem ve öğretmenlerim siyasete girmemi söylemedi, öğretmedi. Arkadaşlarımda görüyorum, işe girmek için siyasete girmek zorunda kalıyorlar. Mesela ailesi CHP’li olup da AKP’ye yazılanlar var. Siyasete girmek aile içi problemler de yaratabiliyor. Arada bir ateş yakarak toplanıp, Bodrum ve Gündoğan’a neler yapabiliriz diye konuşuyoruz. Bence siyaset odalarda derneklerde çok fazla olmamalı. İnternette bir siteye girdim, “Siyaset yapmak yasaktır” diye bir ibareyle karşılaştım. Ama siyasetten soyutlanma şansımız yok.
16/ Murat Çolak (Bireysel): Gençler kime deniyor, kavramış değilim. Ben genç miyim, bilmiyorum. Öğrenci de çocuklar da genç. Herkes kendini genç hissedip, gençlerle aynı yolda yürümeli. Bu toplumun örf ve adetlerine göre gençler ikinci planda kalır. Buna karşı konmazsa gençler yol alamaz. Her kuşağın sorunları farklıdır. Dün farklıydı, yarın da farklı olacak. Gençlere yaptırım gücü vermek gerekir. Yan yana birlikte yürümek gerekir. Gençlere nasihat etme sonuçta gençleri itiyor, çekingenlik yaratıyor.
17/ Arif Yılmaz (DTO): Biz bir tek şeyi tesviye ediyoruz. Şu andaki STK’ların çekirdeğini 80 öğrenci gençliği oluşturuyor. Örgütlü olun. Tek tesviyemiz bu.
18/ Çiğdem Erko (CHP): Siyaset bir yaşam duruşudur. Hepimiz ekmek seçerken, çocuğumuzu yetiştirirken v. Hep siyaset yapıyoruz. Ne olur, siyasetten uzak durmayın. Ülke için bir şeyler yapın.
ÖNERİLER
Öneri olmadı.
ORTAK SONUÇ: Ortak sonuç çıkmadı.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Bodrum da faaliyet gösteren tüm STK’lara mail yoluyla, önemsediğimiz ve katılmasında yarar gördüklerimize de telefonla ulaşıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Bütün bölge milletvekillerine bizzat telefonla ulaşıldı.
MEDYA İLE
Bodrum’da görev yapan tüm basın mensupları ve ulusal ajans temsilcileri gerek mail gerekse telefon yoluyla davet edildi.
KATILIMCILARLA
Bu ay katılımcılardan konu önerisi alınmadı.
SONUÇLAR
TkMM Mutfak tarafından hazırlanan genel konuya ilişkin video gösterildi. Genel konu ve yerel konu ele alındı. STK katılımın temsili olarak az olması bu ayki toplantının en önemli olumsuzluğuydu. STK görüşmelerine bir an önce başlamamız gerektiğini bize bir kez daha gösterdi. Genel olarak bireysel katılım ağırlıklı bir toplantı oldu. Genel konuya ilişkin olarak, “İmralı Görüşmeleri”ne odaklanmak yerine daha çok barış süreci için öneriler konuşuldu. Yerel konuya ilişkin olarak, gençlerden ziyade “büyükler” söz aldı ve gençlerden Bodrum’daki gençliğe ilişkin “eğitim” sorunsalı dışında bir sorun/durum belirtilmedi. Genel olarak katılımcı bir toplantıydı. Teknik bir yetersizlikten dolayı kronometre kullanılamamasına rağmen, BkMM mutfak/moderatör tarafından zamanlama daha iyi yönetilebildi ve belirlenmiş olan konuşma sürelerine uyuldu.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ayşe Nur Doksat – BodrumkMM Hamalı
02.02.2013 Bodrum kMM Toplantı Tutanağı
previous post