Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 02.01.2016
KATILIMCILAR
DERNEK,VAKIF VE GİRİŞİMLER
1. YEŞİLAY (Osman ÖZENÇ- Yön. Kur. Üyesi)
2. TÜRKİYE GENÇLİK VAKFI (Ahmet H. KİRAZ-İl Temsilcisi)
3. FAKİR VE MUHTAÇLARA YARDIM DER. (Burhan KARAMUSTAFAOĞLU– 2. Başkan )
4. MAZLUMDER KAYSERİ ŞB. (Dilaver GÖĞTAŞ Üye)
5. KAYSERİ ŞEHİT VE MUH. GAZİLER DERNEĞİ (Süleyman ÖZDEMİR-2. Başkan)
6. KİMDER (Ahmet YURTLU-Şube Başkanı)
7. DOĞU TÜRKİSTANLILAR DERNEĞİ (Erkin UYGURTÜRK-Dernek Başkanı)
8. HİMAYEDER (Hülya TURHAN-Dernek Başkanı)
9. ASDER (Ali TAŞKIN- Yön. Kur. Üyesi)
10. TEKNİK EĞİTİM VAKFI (Sezai ÇAMDALI- Yön. Kur. Üyesi)
11. MİLLET DERNEĞİ (Mustafa TEMİZER-Şube Başkanı)
12. KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR (Ahmet TAŞ-Dönem Sözcüsü)
SENDİKALAR
1. EMEKLİ MEMUR-SEN (Ömer ÇAKIR-şUBE Başkanı)
2. TOÇ-BİR-SEN (Murat KUZKALE-Şube Başkanı)
3. BEMBİR-SEN (Mehmet KARAKAŞ- Şube Başkanı)
4. EĞİTİM BİRSEN (Murat Bİ- Yön. Kur. Üyesi)
KANAAT ÖNDERİ
YOK
MİLLETVEKİLİ
1. İsmail EMRAH KARAYEL (AK PARTİ Kayseri Mv.)
GÖZLEMCİLER
1. Murat HÖKGEN (Gözlemci-Develi Tapu Müd.)
2. Hüseyin DEMİR (Gözlemci)
3. Mehmet KOÇTÜRK (Gözlemci -Emekli Müftü)
BELEDİYELER
1. Dr. Yüksel KAMAN (Melikgazi Belediyesi Başkan Yrd.)
MEDYA
1. İHA
2. Anadolu Ajansı
3. KAYTV
4. Star Medya
5. TV1
6. TV Kayseri
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve gözlemcilerden toplam 50 izleyici katıldı.
MODERATÖR: Adnan EVSEN
Kayseri küçük Millet Meclisinin Ocak Ayı Özel Konuğu: Cuma İÇTEN
2 Ocak 2016 Tarihinde Cumartesi günü Kocasinan Belediyesi Meclis salonunda yapılan toplantıya bir çok sivil toplum kuruluşuna ait temsilciler, gözlemciler, milletvekili, belediye yetkilisi, medya ve üniversite öğrencileri katıldı.
Cuma İÇTEN: TkMM’ye Diyarbakır’da da katılmaktaydım, sürekli müdavim olduğumu da söyleyebiliriz. Yani bu bağlamda bu tür organizasyonlara yabancı değilim. Davet dolayısı ile teşekkür ederim.
1896 Siyonizm hareketi ülkemizde hala etkinliğini sürdürmektedir. Bunun farkında olarak düşünülmesi gerekmektedir. Yoksa çözüme ulaşılması bu anlamda zor olur. Tarihi değerlerimize sahip çıktıkça problemler bölgemiz ve ülkemizde sürekli olmaya devam edecektir. Daha açığı PKK bitse dahi onun yerine yenisi kurulup bize karşı kullanılmaya çalışılacaktır. Şunun bilinmesini isterim: PKK üç kişinin bir araya gelerek kurduğu bir örgüt değildir. Biz PKK ile değil arkasındaki cihanla, tam 20 ülke ile mücadele ediyoruz. Ama ne acıdır ki bize karşı kullanılanın kendi halkımızın olmasıdır. Belediye araçları ile hendeklerin kazılması, uyuyan polislerimizin şehit edilmesi ve onlar şehit edilirken kamera kayıtlarının diğer polisler tarafından karartılması dış güçlerin bize karşı kendi halkımızı kullandığının en çarpıcı örneğidir. PKK nın bölgede yapmış olduğu eylemler nedeniyle resmi rakamlara göre yaklaşık 200 bin insan, gayri resmi rakamlara göre 500 bine yakın insan göç etmiş durumdadır.
PKK ‘nın bitilmesi aşamasında halkımızın kurduğu sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hareket edildi. Çözüm sürecinin işlemesinde bu bağlamda sivil toplumların etkisi yadsınamaz. Ancak şurası gerçek ki çözüm sürecinde yani silahların sustuğu üç yılda bölgeye 100 milyar dolar yatırım yapıldı. Bir başka husus ise çözüm süreciyle birlikte halkın PKK’ya karşı almış olduğu cephedir. Geçmişte bu denli açık bir tavır halk tarafından konulamamıştı. Ancak son üç yılda bunu görmüş olduk. Tabi bunların yanı sıra PKK şehirlerde ne yazık ki silahlandı, evet bu konuda haklısınız. Diğer taraftan il emniyet ya da polis memurları kamera kayıtlarını kararttı ya da bir başka şekilde ihanet etti. Bir ilimizde polis zırhlı aracına iple bağlanmış PKK’lının sürüklenerek megafondan Kürtlere hakaret edilmesi devletin bir ihanetle karşı karşıya olduğunu göstermektedir.
Devletimiz beni yani Kürt’ü muhatap almıştır,eli silahlı PKK’yı değil. Yani aslında çözüm isteyenler için bir muhatap var. Şunu açık yüreklilikle net söyleyebiliriz Türkiye’de Kürt sorunu yoktur, hakları gasp edilmiş Kürtler vardı. Kürtlerin hakları Ak Parti döneminde iade edilmiş ve sorunlar çözüme kavuşturulmuştur. Hepimiz İbrahim'in soyundan gelmekteyiz ve konuşarak bütün sorunları çözebileceğimize inanmalıyız.
HDP,PKK’ya silah bırak dememiştir. Ancak devlete silah bırak çağrısında bulunmuştur. Müslüman Kürt’ün hakkını devletimiz koruyacaktır, devlet silah bırakmaz. Bugün hendekleri kazanlar, Kur’an’ı Kerim’i ve Camileri yakanlarla mı çözüm olacak hani Kürtlerin hakkını savunuyordunuz? Kendi vatanlarından Kürtleri göçe zorlayan PKK’nın kendisidir. Bizler çözüm sürecini denedik belki istenen düzeyde bir sonuç elde edilemedi; ancak 3 yıl içinde yatırımlar arttı bununla birlikte şehit vermedik, bundan daha güzeli olabilir mi?Ama şunu da ifade etmeliyim eğer çözüm sürecini gerçekleştirmemiş olsaydı dahi yine de PKK camilerimizi yakmaya hendekleri kazmaya çalışacaktı.
Bana göre problemlerin çözümü şu şekildedir:
1) Yeni ve sivil bir anayasanın yapılması gerekmektedir. Bunun için iktidar partisinin maalesef gerekli sayısal çoğunluğu mevcut değildir. Türk halkı bunu ne olursa olsun başarmak zorundadır. Formülü de belli diye düşünüyorum, gerekirse halka referandum yolu açılarak gerekli olan anayasa değişikliği sağlanmalıdır.
2)Başkanlık Sistemi: İktidar partisi istiyor ancak muhalefet partileri buna da karşı çıkıyor. En fazla karşı çıkan da HDP’dir, zira o halka karşı güç kullanıyor, mobbing uygulayıp, zorla oy topluyor.
İsmail EMRAH.KARAYEL (AK Parti Kayseri Mv.): HDP kendisini Kürtlerin tek temsilcisi olarak göstermeye çalışmaktadır. Çözüm süreci kesintiye uğradığı tarihten beri dağda ve şehirde eşkıyalarla savaşıyoruz. Ancak bunlar bizim dağın eşkıyaları değil ve sanki doğu halkı bölünmeyi istiyormuş gibi göstermeye gayret ediyorlar. Ülkemiz suçlu ile suçsuzu ayırmaya çalışmaktadır. Kobani’den ve dağdan ülkemize gelip şehir savaşı yapanlardan kurtulmaya çalışıyor. Bu nedenle doğuda hendek kazanlarla mücadele biraz uzamıştır. Biz iktidar partisi olarak hak ve hukuku gözetmemiş olsak ülkemizin giriş ve çıkışlarını kapatır, orayı bombalarız. Ancak bu yöntem doğru bir çözüm değildir. Suçluyu suçsuzdan ayırmak gerekiyor. Çürük bir çürük elma için koca bir kasayı dökme niyetimiz yoktur.
Murat KUZKALE (TOÇ-BİR-SEN): PKK’nın aracılığı ile aslında ülkemiz bölünerek büyük bir İsrail’in kurulması istenilmektedir. PKK sadece maşa bir örgüttür. Bugün Ortadadoğu'da herkes PKK yı kullanmaya başlamıştır.
Dilaver GÖĞTAŞ (Mazlumder): 1999’da Taha AKYOL başkanlık sistemini istiyordu. Ancak günümüzde ısrarla karşı çıkmaktadır. Bizim burada bir söz var ev faresi tutulmaz diye Altan TAN olsa da ona sorsaydım; ülkesini kayıran insan böyle olur mu, insan ülkesine ihanet eder mi? Anayasa gelince şunu söyleyeyim onlardan size destek gelmez, bu kulağımıza küpe olsun. HDP’yi de artık hükümet muhatap almasın. Ülkemizin güneydoğusundaki hendek siyaseti ve bunlara bağlı olarak göçler meydana gelmektedir. Hendek siyaseti yapanları, insanları zorla yerlerinden göç ettirenleri kınıyorum.
Ahmet Hidayet KİRAZ (Türkiye Gençlik Vakfı): 2014’ün ilkbaharında Van’da idim. PKK sözde asayiş denetimi yapıyordu ve polis çekilmişti. Polis çağırılmış olsa dahi gelmiyor, sorun bence yerel asayişle alakalı. Ülkemizin güvenliğini sağlayan emniyet güçlerinin bir kısmı paralel güçlerin kontrolündedir. Dolayısı ile PKK örgüt mensuplarının hedeflerini gerçekleştirmesine çanak tutmaktadırlar. Göçe zorlayanları kınıyorum. İnsanların kendi memleketlerinde kalmaları en tabi insan hakkıdır.
Osman ÖZENÇ (Yeşilay):HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili hükümet bir politika belirlemelidir. Suçu işleyen kişi ile onu mensubu bulunduğu partisi ayrı tutulmalıdır. Güneydoğu'da hendekler ile yaşanamaz bir ortam oluşturanları kınıyorum. İnsanlar zorla göçe zorlanamaz.
Hülya TURHAN (HİMAYEDER): Ülke olarak bizim Kürt sorunumuz yoktur. Kürtler yüzyıllardır bizim kardeşimiz olmuş. Kürtlerin özlük hakları ile ilgili talepleri bir hak olduğu için iade edilmiştir. Özel konuğumuzun da söylediği gibi ülkemizde bir Kürt sorunu yoktur. PKK sorunu vardır. İnsanların hayatlarını yaşanamaz kılan PKK terör örgütü mensuplarıdır. Hendekleri açan ve açtıran yine bunlardır. Kınıyorum.
Ahmet TAŞ (GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR DÖNEM SÖZCÜSÜ):Verdiği bilgilerden ötürü sayın vekilime teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçlerde de vekilimizi TkMM’de görmek isteriz. Devletin milleti ile sorunu var. Ülkücü, solcu, muhafazakâra devlet zamanında birer sopa vurmuştur. Peki soruyoruz devletin dostu kimdir?
Diğer taraftan günümüzde dünya beşten büyüktür diyen bir lider var. TİKA’yı etkin hale getiriyor. Balkanlardaki ecdat eserlerine sahip çıkıyor, onları restore ediyor, Kırgızistan’la işbirliği yapıp Manas Üniversitesini kuruyor. Bunların yanı sıra devletimiz terörle enerjisini tüketiyor.10.000 PKK’lı şehir savaşı için Kobani’den Türkiye’ye geldi. Devlet her şeyi güvenliğe bağlamadan çözmeye gayret etmelidir. Devletin kepçesiyle hendek kazanlar cezalandırılmalı; ancak parti kapatmaya karşıyız. Devletin imkanları ile devlete kumpas kuranlar cezalandırılanıdır. Hendekleri oluşturanları ve hendek siyaseti yapanları, insanların memleketlerinden göçe zorlanmalarını kınıyorum.
Süleyman ÖZDEMİR(Şehit Gazi ve Harp Malulleri Derneği.): Terörden en fazla etkilenen, en fazla şehit veren ve gazi olan bizleriz. Türkiye’de Kürt sorunu yoktur, bir terör sorunu vardır. Bizler Kürtler ile et ve tırnak gibiyiz. İstesek de ayrılamayız. Ülkemizin güneydoğusunda hendek kazanlardan korunması devletin güvenlik politikası ile doğrudan ilgilidir. Devletin silah bırakması insanların aklı ile alay etmektir. PKK terörü ile yerlerinden göçe zorlanan insanlar mağdur durumdalar. İnsanların istedikleri yerde yaşamaları bir insanlık hakkıdır. Bu insanları göçe zorlayan PKK terör örgütü kınıyorum.
Mustafa TEMİZER (Millet Derneği): Çözüm sürecinde biz çekişiyoruz; ancak dış ülkeler büyük İsrail’in derdine düşmüş durumdalar. Bunun alt yapısını oluşturmaktadırlar. Biz inanıyoruz ki siyaset çözüm bulma ilim ve sanatıdır.78 Milyon insanı olan ülkenin elbet çözüm üretebilecek insanları da vardır. Aykut EDİBALİ’nin kitapları bunun için kaynak teşkil edebilecek durumdadır. Sayın Edibali bu konu ile ilgili olarak 1970 yıllarından itibaren kitapları yayınları bulunmaktadır. Bu bağlamda hükümet EDİBALİ beyefendiyi çağırıp onunla fikir alış verişi yapmalıdır. Doğudaki bu örgüte 20 devlet destek veriyor. Halkın nabzını tutuyorum. Ben aynı zamanda gazetecilik de yapıyorum. Acaba bu millete ölüm gösterilip sıtmaya razı mı edilmek isteniyor? Bölgede en az 3 bin yabancı misyoner geziyor. Devletimizin üzerinde durması gerek hususlardan bir tanesi budur. İnsanların zorla göç ettirilmeleri doğru değildir. Bu bir insanlık suçudur.
Mehmet KOÇTÜRK (Emekli Cizre Müftüsü): 2005-2010 arasında Cizre’de müftülük yaptım. Belli idealler uğruna mücadele verdim. Bu bağlamda iki önemli husus tespit ettim. Güneydoğu’nun altını yavaş yavaş oyuyorlar. Bölgedeki manevi boşluk oluşumu bunun en önemli göstergelerinden bir tanesidir. Orada BEKO’luk denen gizli bir sistem var. (Aslında bu gizli bir fitne, alacağı arsaları parselliyor) İki kez suikasta uğradım; ancak Allah’ın yardımı ile kurtuldum. Çözüme gelince: 1)Diyarbakır’daki medreseler acilen faaliyete geçirilmeli.2) Kürtçe vaaz verilmesi etkili olacaktır.150 caminin ancak 30’unda namaz kılınabiliyor.Terörün tek gayesi halkı dinsizleştirmektir. Manevi yönü olmayan kişilerden oluşan bir örgüt söz konusudur. Ülkenin güvenlik güçlerine suikast kuranları ayıplıyorum. Çukur kazanları ve göçe mecbur edenleri Allah da affetmeyecektir.
Lütfi ÇETİNKAYA(Emekli Müftü):Güneydoğu Anadolu’da en fazla tehdit, İslam’dan uzak nesillerin ortaya çıkmasıdır. Doğuya gönüllü din adamları gönderilmeli ve manevi boşluk doldurulmalıdır. İnsanları göçe zorlamak bir insanlık suçudur.
Uğur MEMİŞ (Emekli Öğretmen): Ben Mardin’de öğretmenlik yapmış biri olarak şunu ifade etmek isterim orada yaşayan insanlar dindar ve misafirperver insanlardır. Onlar muhafazakâr insanlar için canını verirler. Belediyelerin hendek kazanlara hizmet etmesini, hendek kazanlara yardım etmesini ve onları perdelemesini kınıyorum. Ülkemizdeki şirketlerin kötü yönetilmesi durumunda kayyum ataması yapılmaktadır. Kurumlara atanan kayyum gibi partilere de kayyum atanabilir mi zaman zaman düşünüyorum.
Ortak sonuç:
1. Ülkemizin Güneydoğusunda meydana gelen çatışmalarda devlet suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırmalıdır. Aşırı güvenlik gerekçesi ile sivil vatandaşa zarar verilmemelidir.
2. Bu ülkede Kürt sorunu kalmamıştır. Sadece PKK sorunu vardır. Hendek kazanları, hendek siyaseti yapanları, hendek kazanları destekleyenleri kınıyoruz. İnsanların istedikleri yerde yaşamaları bir insanlık hakkıdır. İnsanları zorla göçe zorlayanları kınıyoruz.
İletişim
30 adet sivil toplum kuruluşu ile telefonla görüştüm ve maille davet metnini gönderdim. Ayrıva sms mesajı gönderdim. Özel konuk ve gündem ile ilgili olarak afiş hazırlayıp, sosyal medyada paylaşım yaptım. 16 STÖ bu çağrıya olumlu cevap verdi ve toplantımıza katıldı. Ancak14 STÖ temsilcisi katılmadı. Toplamda 50 kişi katıldı.
Değerlendirenler:
Adnan EVSEN
Kayseri kMM Hamalı