Yer : İl Kültür Müdürlüğü Toplantı Salonu
Tarih : 01.11.2009
Yerel Katılım:
1. Bingöl Barosu (Erdal Aydemir)
2. Altı Nokta Körler Derneği (Abdulhamit Akarca)
3. İHD (Nihat Aksoy)
4. KAMER (Birgül Kıtay)
5. Memur-Sen (Ali Beçene)
6. KESK (Tuncay Şaşar)
7. 23. Bölge Eczacılar Odası İl Temsilciliği (Mesih Demirel)
8. BİNYAR (Veysi Alagöz)
9. BİN-Der (Doğan Karasu)
10. Ulusal Basın Temsilciliği (Ahmet Dengeşik)
11. Bingöl Yerel Basın Temsilciliği (Hakim Değişgeç)
12. Yaşam İçin Sivil Toplum Derneği
13. Bingöl Din Görevlileri Derneği (Yunuş Bulmuş)
14. Bingöl Berberler Ve Kuaförler Derneği (Mehmet Ulcay)
Milletvekilleri:
1. Bingöl Milletvekili Kazım Ataoğlu (AK Parti)
Belediye Başkanları:
2. Serdar Atalay (Bingöl Belediyesi)
3. Abdurrahman Arınç (Genç Belediyesi)
4. Niyazi Çavuşoğlu (Solhan Belediyesi)
Moderatörler:
1. Şanar Yurdatapan (Müzisyen, İnsan Hakları Savunucusu)
2. Abdurrahman Dilipak (Gazeteci-Yazar, İnsan Hakları Savunucusu)
Medya:
1. Abdulkerim Kantarcıoğlu (İHA)
2. Ahmet Dengeşik (Zaman Gazetesi, Olay Gazetesi)
3. Aydın Ayık (Haberturk, Skyturk Muhabiri)
4. Musa Kayaokay (Vakit Gazetesi Muhabiri)
5. Hakim Değişgeç (Kent Haber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü)
6. Ömer Şanlı (Bingölünsesi Gazetesi)
7. Yılmaz Atar (Bingölünsesi Gazetesi Muhabiri)
8. Yunus Boztimur (Haber12 Gazetesi Muhabiri)
9. Mahmut Arda (Kent Haber Gazetesi)
10. Ali Burakgazi (Radyo FM Sahibi)
Diğer Katılımcılar:
Kalabalık bir izleyici kitlesi
Mazaret Bildirenler:
Milletvekilleri:
1. Cevdet Yılmaz (AKP)
2. Yusuf Coşkun (AKP)
Belediye Başkanları
1. Ferit Çelik (Karlıova Belediyesi)
2. Coşkun Güven (Kiğı Belediyesi)
3. Şerif Memioğlu (Yedisu Belediyesi)
4. Resul Antlı (Adaklı Belediyesi)
5. Zeynel Ergin (Yayladere Belediyesi)
Sivil Toplum Kuruluşları
1. Esnaf Ve Sanatkarlar Odası
2. Ticaret Ve Sanayi Odası
3. Bin-Dep-Der
4. ASKF(Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu)
Konular:
Genel konu: Demokratik Açılım
Yerel konu: Demokratik Açılımın Yerele Yansımaları ve Yerel Algısı
Anayasa konusu: Sivil Anayasa
Konuşulanlar:
Demokratik Açılım:
1- Ali Becene (Memur-Sen): Bizler ülkenin en önemli sorunu olan Kürt sorununun adil bir şekilde çözüme kavuşturulması için gerekli sosyal ve hukuki düzenlemelerin yapılmasını hükümetten bekliyoruz. Bu sorunun çözümü mevcut Anayasa ile mümkün görünmemektedir. Sorunun çözümü için yeni, demokratik, sivil bir Anayasa’ya ihtiyacımız var. Belli bir aşamaya getirilen bu sorunun küçük arızalara heba edilmemesi gerekir. Bilhassa Adalet ve Kalkınma Partisi ile Demokratik Toplum Partisi, bu konuda daha fazla inisiyatif almalı, samimi ve realist olmalıdırlar. Siyasi partilerden, yıllardan beri yanlış politikalardan kaynaklanan; maddi ve manevi kayıplarımıza neden olup, kangren hale gelen tüm sorunların çözümü konusunda duyarlı olmalarını talep ediyoruz. Toplum olarak, artık ölüm, gözyaşı ve ekonomik kayıplara tahammülümüz kalmadığını ifade ediyoruz. Ülkenin mutluluğu ve refahı için tüm sorunların çözülmesinin, ancak demokratik ve sivil bir anayasa ile mümkün olacağını belirtiyor, bunun için Memur-Sen camiasına düşen herhangi bir görev varsa buna hazır olduğumuzu ve destekleyeceğimizi belirtiyoruz.
2- Doğan Karasu (Bin-Der): 41 yaşındayım. Ömrümün büyük bir bölümünü savaş ve baskı ortamında geçti. Bu açılım farklılık getirecekse herkesin buna katkı sunması gerekir. Farklılıkların tanımlanması ve tanınması lazım. Yıllardır devam eden Kürt sorununun çözülememesi bu ülkeye ihanettir.
3- Nihat Aksoy (İHD): Tarih öğretmeniyim ve okullarda insan hakları dersine giriyorum. Daha önce de tartışma konusu olan, okullarda giriş öncesi yapılan ‘ant içme’ törenlerinin kaldırılması gerekiyor. Her öğrenciye zorla ‘Türküm’ dayatması yapılıyor. Bu da yanlıştır. Öte yandan Milletvekili Sayın Kazım Ataoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu Üyesi’dir. Acaba kaç defa insan hakları savunucularını ziyaret etmiştir? Neden böylesi bir kurulda görev almasına rağmen kuruluşlarımızı ziyaret etme ve sıkıntıları dinleme gereksinimi duymamıştır?
4- Erdal Aydemir (Bingöl Barosu): Öncelikle bu sürece neden gelindiği belirlenmeli. Eline silah alan kişi neden dağa çıktı? Bu insanların dağa gitmesinde ne tür faktörlerin etkili olduğu araştırılmalı ve mutlak surette çözülmeli. Göç sorunu, ekonomik yoksulluk, koruculuk sistemi ve daha birçok konu irdelenmeli. Kürt sorununun çözülmesi, koruculuk sisteminin kalkması lazım. Silahı elinden alınacak korucular da tarım ve hayvancılık alanında desteklenmeli.
5- Abdulhamit Akarca (Altı Nokta Körler Derneği): Bu sorunun çözülmesi, silahların susması lazım. Hükümetin attığı bu adımı ve süreç içerisinde gösterdiği kararlılığı destekliyor ve kendilerini tebrik ediyoruz. Genel af çıkarılarak çözüme gidilmelidir. Ayrıca bu süreç içerisinde ruhsatlı ruhsatsız tüm silahlar toplanmalıdır.
6- Ali Burakgazi (Bingöl Fm): Demokratik açılımın içeriği; Kürt sorunu için "Kürt Açılımı"; Alevi sorunu için, başörtü sorunu için, gayrimüslim ve azınlıkların sorunları için "Din ve Vicdan Hürriyeti Açılımı" ile çağdaş hak ve hürriyetlere ulaşmayı sağlayacak şekilde geniş kapsamlı ve biriken tüm sorunlarımızı çözecek nitelikte olmalıdır. İnsan Hakları alanında gelişme sağlanmalı; gelişmiş ülkelerdeki hak ve özgürlükler, din ve vicdan hürriyeti ülkemizde de azami ölçüde sağlanmalıdır. Ülkemiz insanlarının yüzde 99'u Müslüman ama kızlarımız başörtüsü ve inançlarından dolayı başka ülkelerde eğitimlerini sürdürmek zorunda kalmaktadırlar. Bugüne kadar yapılan yanlış uygulama ve ayrımcılıklara rağmen, ülkemizde bir bölünme ve ayrışma olmuyorsa bunun en büyük engeli ortak İslami inanca sahip Türk ve Kürt çoğunluktur. Bu nedenle, tarih boyunca İslami ortak değerlere sahip olan milletimizin bu değerleri korunmalı ve inancı yaşamanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
7- Mehmet Ulcay (Berberler Ve Kuaförler Derneği): Kürt sorunun çözülmesini, farklılıklarımızla bir arada yaşamayı arzu ediyoruz. Bu konuda, özellikle koruculuk sistemine değinmek istiyorum. Koruculuk sistemi kaldırılmalı ve elinden silahı alınacak kişilerin sosyal ve sağlık güvenceleri sağlanmalı. Silahlar toplanırken, terör olaylarının da yaşanmaması lazım ki, silahı alınan kendini güvende hissedebilsin. Askerdeyken bir rütbelinin kullandığı ‘sen terörist misin?’ sözü beni derinden yaralamıştı. Artık doğu insanına bakış açısı değişmeli, doğu insanlarının da bu ülkenin bir vatandaşı olduğu batı insanlarınca kabul edilmeli.
8- Tuncay Şaşar (KESK): Hükümet, ‘açılımı’ açıkladığı ilk yol haritasının dışına çıktı. Şu an yaşanan süreçte, geri adım atıldığı tereddüdünü yaşıyoruz. İçişleri Bakanı, sürecin başında bir takım görüşmelerde bulundu ancak halkı bilinçlendirme noktasında yetersiz kalındı. Anadilde eğitim hakkı tanınmalı ve anayasal güvence altına alınmalı. Kürt kültürünün geliştirilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı, güvenlik güçlerinin tamamının rehabilite edilmesi lazım.
9- Veysi Alagöz (BİN-YAR): Öncelikle anayasanın değişmesi lazım. Koruculuk sistemi hukuksal ve barışçıl yöntemlerle sona erdirilmeli. Köylerin eski isimleri geri verilmeli, genel af çıkartılmalı.
10- Kazım Ataoğlu (Bingöl Milletvekili): Geçmişte önyargılarımız çok fazlaydı ama şimdi daha iyi bir durumdayız, konuşup anlaşabiliyoruz. Kürt sorunu, kabul edilmiş ve çözülmesi gerektiği yönünde mutabakata varılmış bir sorundur. Bu kan durmalı, kardeş kavgası bitmeli. Yıllardır süregelen savaşın ekonomik boyutuna bakıldığında, korkunç rakamlarla karşılaşıyoruz. Bir yandan ülke gelirlerinin büyük bir bölümünü savaşa harcıyoruz, diğer yandan bir köyümüze yapmak, istediğimiz yol, su veya altyapı için para bulmakta güçlük çekiyoruz. Sayın Başbakanımız, bu sorunun çözülmesi yolunda büyük bir cesaret örneği sergilemiştir. Türkiye, bu meseleyi aşması durumunda, dünya coğrafyasındaki gücünü zirveye çıkartmış olacaktır.
11- Serdar Atalay (Bingöl Belediye Başkanı): Şiddete varmadan her fikir özgürce ifade edilebilmeli, ülkenin 72 milyon vatandaşı eşit olmalı. Hiçbir akreditasyonu kabul etmiyor, şiddetin tamamen dışlanmasını istiyoruz.
12- Niyazi Çavuşoğlu (Solhan Belediye Başkanı): Süreci sekteye uğratan en büyük etken, medyanın ve muhalefetin görevini layıkıyla yerine getirememesidir. Bu süreçte başarılı olabilmemiz için diyalog birlikteliğinin sağlanması ve empati yapabilme gücünün gelişmesi lazım.
13- Yunus Bulmuş (Bingöl Din Görevlileri Derneği): Her etnik köken için bir açılım yapmak yerine genel bir açılımın olması lazım. Görüş ve fikirler tartışılabilir ancak hakaret boyutuna varmamalı. Cenab-ı Allah, insanları farklı renkler ve kavimlerde yaratmıştır. İnsanları, konuştukları dillerden dolayı yadırgamamak lazım. PKK’lıların dağdan inişinde yapılan karşılama biçimini de tasvip etmiyoruz. Çünkü bu karşılama biçimi, sürece olumsuz bir hava katmıştır. Doğu-batı ayrımı ortadan kalkmalı. Bingöl’e gelen bir kamu görevlisi her zaman için önyargılı gelmiştir ama her zaman önyargısız gitmiştir. Açılım sürecinde toplumun her kesimin görüşü sağlıklı bir şekilde alınmalı, eğrisiyle doğrusuyla sorunlar konuşulup çözümler üretilmelidir. Huzur için atılan her adımı da desteklediğimizi belirtmek istiyorum.
2- Sivil Anayasa
1- Zihni Karaarslan (Eğitimci-Avukat): Demokratik açılımın gerçekleşmesi için yeni bir toplumsal sözleşmeye, Anayasaya ihtiyaç vardır. Yeni Anayasa sivil, katılımcı, çoğulcu demokratik bir anlayışla, sade bir dil kullanılarak, yalın bir anlatımla kaleme alınmalıdır. Az maddeli, yasaklayıcı değil yol gösterici olmalıdır. 1982 Anayasasının giriş bölümü ve ilk maddelerindeki evrensel demokrasi anlayışına aykırı cümleler yeni Anayasada yer almamalıdır. ‘Devletin dili Türkçedir’, ifadesi yerine ‘devletin resmi dili Türkçedir’ ifadesi kullanılmalıdır. Ana dillerin kullanılmasını yasaklayan 42.Madde, tüm etnik yapıları “Türk” etnik kavramı ile tanımlayan 66.maddeler gibi hükümler yeni anayasada yer almamalıdır. Bunların yerine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin birlikte Türkiye milletini oluşturduğu, bu haliyle bölünmez bütün olduğu, farklılıkların zenginlik olduğu, resmi dil Türkçe’nin yanında milleti oluşturan etnik yapıların Ana dillerini hayatın her alanında kullanabilecekleri, Ana dilde eğitim öğretim hakkının var olduğu, Anayasa’ya işlenmelidir.
2- Cevat İshakoğlu (Avukat): 1982 Anayasası’nın hazırlanma gerekçesi, yöntemi ile içeriği, toplumun gerçeklerine ve hukukun üstünlüğüne aykırıdır. 1982 Anayasası darbeci zihniyetle hazırlandığından tümüyle değişmesi gerekmektedir. Kanaatimce tümünü değiştirmektense yeni, sivil, katılımcı, hukukun üstünlüğünü benimseyen Türklük kavramına yer vermeyen, etnik grupların kendi anadillerinde eğitim ve öğretim görmesine olanak veren, başta Türk ırkı olmak üzere herhangi bir ırkı öne çıkarmayan, Türklük kavramı yerine Türkiyelilik kavramını öne çıkaran, kamu hizmetlerinden faydalanma, devletin her türlü kademesinde görev almak konularında eşitliği anayasal güvenceye alan, demokratik ve katılımcı yöntemlerle yeni bir Anayasa hazırlanmalıdır.
3- Fahri Alimoğlu (Avukat): Demokratik Açılım ya da bir diğer tanımıyla Kürt Açılımı’nda, bu sorunu çözebilmek için öncelikle Anayasa’nın değişmesi lazım. Anayasa değişmeden bu sürecin önündeki engelleri kaldırmak mümkün olmayacaktır. Çağdaş bir anayasa olsaydı, zaten bugün bu süreci yaşamıyor olacaktık. Yeni bir anayasayı da doğru yöntemlerle yapmak önemlidir. Bunu da, geniş bir fikir yelpazesinde gerçekleştirmek önemlidir. Parlamentonun Anayasa’yı değiştirmesi de doğru değildir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası kadar hiçbir anaysa değişikliğe uğramamıştır. ABD Anayasası 220 yıllık süreçte 17 defa değişiklik görmüş, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ise 90’dan fazla değişiklik görmüş. Ne yazık ki tüm bu değişikliklere rağmen demokratikleşememişiz. Toplumdaki sorunları, yasaları doğru yaparak çözebiliriz. Rejimsi bir anayasa değişikliği değil, tamamen sivil ve daha fazla demokrasi imkânı sunacak bir anayasaya ihtiyaç vardır. Bunu da TBMM değil, farklılıkları barındıran Anayasa Meclisi kurularak başarmalıyız.
4- Kazım Ataoğlu (Bingöl Milletvekili): Anayasa değişikliği ihtiyacı, tüm ülke kamuoyunda kabul gören bir görüştür. Herkes, artık anayasanın değişmesi kanaatindedir. Şu dip notu düşmek istiyorum: Bingöl halkı, 82 anayasasına yüzde 92 oranında red vermiş bir toplumdur. Eğer zamanında diğer illerden de aynı tepki verilmiş ve bu cesaret örneği sergilenmiş olsaydı, belki bugün bu tartışmaları yaşamayacaktık. Kürt sorununun çözümü için Anayasa değişikliği şarttır. Ancak bu da şu anda değil, önümüzdeki seçimden sonraki Parlamento döneminde yapılabilecek bir iştir.
Değerlendirme:
1. İletişim
a. Sivil toplum ile
Bingöl’deki tüm sivil toplum kuruluşuna E-mail ile, yazı ile, sözlü olarak, telefonla arayarak duyuru yapıldı. Toplantı salonunda oturulacak koltuklara önceden TkMM broşürleri ve not tutmaları için kağıt yerleştirildi.
b. Milletvekilleri ile
Telefon, faks ve mail ile Bingöl vekillerine ulaşıldı.
c. Medya
Bingöl’de bulunan tüm basın mensupları toplantıya katılıp destek verdi.
Değerlendirenler:
Semiramis Karaarslan
Bingöl kMM Girişimcisi
01.11. 2009 Bingöl kMM Toplantı Tutanağı
previous post