Yer : İzmit Belediyesi Meclis Salonu
Tarih : 01.10.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- Kocaeli Kızılay (Muzaffer Şişmanoğlu- Başkan)
2- Mazlumder (Cengiz Tamer)
3- TEMA (İbrahim Bayram)
4- Yahyakaptan Toplu Yapı Koop. (Abdurrahman Subaşı)
5- ÇEKÜL (Numan Gülşah)
6- Türkiye Çevre Platformu (Mehmet Toker)
7- Derince TEMA (Nejdet Kurumanoğlu)
8- Türk Macar Derneği (İbrahim Sarı)
9- ASKON (Ömer Faruk Yıldırım)
10- Marmara Ordulular Derneği (Mehmet Çun)
11- Yörükler Derneği (Mehmet Özer)
12- Yerel Gündem 21 (Nilgün Doğanay)
b. Meslek Odaları Katılım olmadı
c. Sendikalar Katılım olmadı
d. Kanaat önderi bireyler
1- Abdullah Öztürk (Tarım İl Müdürü)
2- Doç.Dr. İrfan Kaya Ülger
3- Temel Fidan (Kocaeli Büyükşehir Belediyesi)
4- Medine Küçük
5- Behlül Metin
6- Akın Ulamış
Katılan Milletvekilleri:Katılım olmadı.
Belediye Başkanları:Katılım olmadı.
Mazeret Bildiren Vekiller:
1- Muzaffer Baştopçu
Gözlemciler:
1- Suat Karadağ (Ak Parti İl Gençlik Kolları Başkanı)
2- Faruk Korkusuz (Ak Parti Tuzluca Gençlik Kolları Başkanı)
Medya:
1- TV 41
2- Çağdaş Kocaeli
Konular:
1- Genel Konu: Kalıcı bir barış için neler yapılmalı?
2- Yerel Konu: Bölgemizde ve ülkemizdeki et problemi ve çözümü
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- İrfan Kaya Ülger: Türkiye’de gündemde olan Kürt meselesi, benzeri sorunları Dünya’da birçok ülke yaşadı. Nasıl çözdü ise bizde benzeri çözümleri üretmeliyiz. Dünyada 190 ülkede 2000 ırk yaşıyor. Bunlar için ayrı bir devlet kurulması mümkün değil. Sınırların tekrar değişmesine Dünya sıcak bakmıyor. Türkiye Osmanlı’nın bir minyatürüdür. Osmanlı 6 asır çok fazla ırkı bir arada tuttuysa bizde onlardan örnekler alabiliriz. Anayasadaki paradigmalar değişmelidir. Problemin 1. ve en önemli boyutu Ekonomiktir. Ancak ekonomik sıkıntılar giderildikten sonra özgürlükler ve anadil konusunda serbestlik getirilmesi özellikle Türkiye vatandaşlığı veya din birliği probleminin çözümünde önemli katkı sunacaktır. Türkiye güçlü bir ülke sabahtan akşama ülkenin parçalanması veya sınırların değişmesi mümkün gözükmüyor. Bu durum ne ABD, ne AB nin ve de Rusyanın çıkarına uygun değildir. Tarihe dönüp baktığımızda Almanlar bu konuyu nasıl çözdülerse, Ziya Gökalp Kürt olmasına rağmen Türkçülüğü model almış ise, öncelikle Türkçülük, ulusçuluk modeli değişmeli, bu gömlek dar geliyor, değişmesi gerekiyor. ABD ye karşı Çin, AB için ise bölgede en güçlü devlet Türkiye Sanayi, Tarım, Asker vs. etrafındaki ülkeler ile kültür bağlantıları var. Tampon bölge olması dolayısıyla Müslümanlığın tanımını Türkiye yapabilir. Kürt sorunu bugünlerde ne kadar önemli bir sorun olarak karşımıza çıksa da belki 8-10 yıl sonra hatırlanmayacak, Türkçe Dünyada 250 milyon tarafından konuşulan bir dil ( balkan ülkeleri vs.) Kürtçe ise lokal bir dil olarak kalabilir. Hürriyet geliştikçe problem olmayacaktır. Türk Müslümanlığı Dünyaya daha uyumlu görünüyor. AB de nüfus artarken, İngiltere, Avusturya’da okullarda sınıfların %50 si Türk çocuklardan oluşmaktadır. Buda demek oluyor ki Türk nüfusu sadece Türk sınırlarında değil diğer ülkelerde de artmaktadır.
2- Bahri Odabaş: Ben kendimde etnik köken olarak laz dili bilmekteyim. Fakat çocuklarım bilmemektedir. Ancak bu konuyu hiçbir zaman sorun haline getirmedim. Ülger’in görüşlerine katılıyorum. 5 gün önce Türkiye’de 30 STK nın katıldığı bir toplantıda Güneydoğu illerinden özellikle Diyarbakır, Van’dan gelen STK Başkanları, Devlet yetkililerinin bölge ziyaretlerinde ilgili kurumların yanında Dini temsilcilerin ziyaret edilmemesini büyük destek gördüklerini, bölgenin din konusunda hassas olduğunu, Peygambere hakaret ve Kur’an’ın yakılması olayında Diyarbakır da bir anda 300.000 kişinin toplanabildiğini ifade ettikler. Problemin çözümünde Dini birliğin önemli etkiye sahip olduğunu ve ayrıca bölge STK ları ve halkı ile daha sık diyalog ve işbirliği için STK lara büyük görev düştüğünü STK ların siyasilerin önünde gitmelerinin çok önemli olduğunu çünkü siyasetçiler arasındaki aşırı hırs ve rekabet aklı selimin önünde olduğunu söylediler.
Yerel Konu Üzerine Konuşulanlar:
1- Abdullah Öztürk: Konuşmama bir hatırlatma ile başlamak istiyorum. 16 Ekim Dünya Gıda günü gıda da iki temel esas vardır. 1. Gıda Güvenliği 2. Güvenli Gıda dır. Hayvancılığın temelini yem yani hayvanın besin maddesi olan ot, fiğ vb. maddeler oluşturmaktadır. Yani Et işi ot işidir. İnsanımızı öncelikle sığır yetiştiriciliğinde maliyetleri düşürmek için hayvana verilecek ot, fiğ vs. kendisi yetiştirmesi konusunda bilinçlendirilmeli. Örneğin; bundan 10 sene önce slaşlık mısır diye bir şey yoktu. Şimdi ise slaşlık mısır ekmeyen yok. Önceden 1 ton fiğ tohumu dağıtamazdık. Suni dölleme yöntemi kullanılmazdı. Şimdi olmazsa olmazdır. Bu sebepten gelecekten ümitliyim. Temel ihtiyaçların karşılanması ve fiyatların regüle edilmesi için ithalat geçici bir çözüm. TİGEM ölçeğinde çiftlikler olmalıydı. Oluşturamadığımız için sıkıntılı günler geçiriyoruz. Türkiye’de bir çok konuda olduğu gibi tarım ve hayvancılıkta da hızlı bir değişim var. Tarım ve Hayvancılık 2001 yılında kayıt altına alınmaya başlandı. Yeterli olmasa da bu konuda önemli çalışmalar yapılmaktadır. AB uyum fasıllarının 120.000 sayfadan 80.000 nin Tarım ve Hayvancılık konusundadır. Önemli yasal değişiklikler vardır. Ülkemiz şuanda Dünyada tarım konusunda bu noktada ise görünmeyen fakat büyük bir özveri ile çalışan veteriner ve ziraatçiler sayesindedir. 1980 de 9 milyon ton olan buğday üretimi 22 milyon tona yükselmiştir. 2005 yılında çıkarılan toprak koruma kanunu önemli işlevler görmektedir. korkulacak bir durumun yoktur. Ancak çiftçilerimiz, esnaf ve işadamlarımız, sivil toplum, siyasetçi, üniversite ve bürokratlarımız diyalog ve işbirliği ile kesin çözüme ulaşılacaktır.
2- Mehmet Toker: ‘Et işi ot işidir.’ demiştiniz. Bence Et işi toprak işidir. Her yıl Kıbrıs adası kadar toprağımız yok oluyor. Veteriner Fakülteleri, Ziraat Mühendisleri, çiftçi ile buluşmalıdır.
3- Numan Gülşah: Ben İgsaş’tan emekli biri olarak şunu sormak istiyorum. Çalıştığım zamanlarda yem fabrikasının biri üre gübre alıyordu. Bir gün ziyaretlerine gittim. Nerede kullandıklarını ve işletmeyi görmek amacı ile hayvanların yediği yeme katıyorlardı. Meğer ot da bulunan azota eşdeğer diye ama üre gübre kimyasal bir birleşim. Ve bizler bu yemi yiyen hayvanlarla besleniyoruz. ABD de 1950 lerde yasaklanmış. Bu konuda ne diyeceksiniz.
4- Abdullah Öztürk: Bizim kodekslerimiz ABD ninkinden daha katıdır. 2. Dünya Savaşı sırasında insanlar açlıkla karşı karşıyaydı. Ama 1960 lardan sonra araştırma başladı. Hak verirsiniz ki her denetim bir maliyettir. Milli gelir arttıkça denetim artacaktır. Örneğin tavukçulukta Avrupadan öndeyiz. Tabi ki bazen bunlarda yeterli olmuyor. Ama çiftçimizi bilinçlendirmek ve ülkemizin kaynaklarını en iyi şekilde kullanmak için çalışıyoruz.
5- Temel Fidan: Ekip olarak köylerde bu konularda ciddi çalışmalar yapmaktayız. Kocaeli’de küçük baş hayvan birliğini kurduk. Problemleri sahada tesbit edip. Toprak, su ve hayvan besiciliğinin eksiklerinin giderilmesi konusunda çalışmaktayız. Mevcut imar yasasında bir araziye 750 m2 de büyük işletme yapılmamasının değiştirilmesi için hayvan başına (18 m2 ) gerekli kapalı mekanları tesbit edip, ilgili kuruma ilettik. Yakından bu değişiklik gerçekleşirse besicilerin ihtiyaç duydukları alanda üretime devam edebileceklerdir. Ayrıca Büyükşehir’in yeşillendirme çalışmalarında arılar ve hayvanların meyve ve yapraklarından yararlanabilecekleri ağaçların dikilmesi konusunda önerilerde bulunmaktayız. Böylelikle hayvanlar için yem sağlanmış olacaktır. Bu çalışmaları Tarım İl Müdürlüğü, İl Özel İdare ortak çalışmaları ile yapmaktayız. Tarafların bir araya gelmesi problemleri daha kısa sürede ve daha kolay bir şekilde çözeceğine inanıyoruz. Ücretsiz toprak analizleri ile vatandaşımıza hizmet vermekteyiz.
6- İbrahim Bayram: Tema olarak yapılan olumlu çalışmalar var . Ama yeterli değil Karamürsel de zeytin üretimi %20 ye düşmüştür. Halkımızı daha duyarlı olmaya davet ediyorum.
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
76 Sivil Toplum Kuruluşuna mail, telefon ve faks yolu ile toplantı duyurulmuştur. Milletvekilleri, Belediye ve Siyasi Parti İl Başkanlıklarına davet metni faks çekilmiştir.
b. Milletvekilleri ile
Milletvekillerine faks yolu ile haber verildi
c. Medya ile
Kocaeli’nde bulunan ulusal ve yerel basın temsilcilerine mail ve faks yolu ile haber verildi.
Değerlendirenler: Bahri Odabaş- Kocaeli kMM Temsilcisi