YER: MÜSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 01.04. 2017
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
2 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
3 / İpekyolu Derneği ( Sezai Somunkıran – Yön. Kur. Üyesi )
4 / Türkiye Emekliler Derneği ( Vedat Gür – İl Başkanı )
5 / Palu Derneği ( Hayrettin Karakaya – Başkan Vekili )
6 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
7 / KAYED ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
8 / Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Başkan Yard. )
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
1 / Kamu Sağlık Sen ( Serkan Artıktay – Yön. Kur. Üyesi )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Dursun Gök
2 / Zeki İşçi
GÖZLEMCİLER
1 / Siracettin Sarı ( Hak-Par İl Başkanı )
2 / İbrahim Hacıbekiroğlu ( Saadet Partisi İl Başkanı )
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
Başka katılımcı olmadı.
MEDYA
2 TV kanalı katıldı.
MODERATÖR
Ercan Sözüer ( Elazığ kMM Girişimcisi)
KONULAR
GENEL KONU: Anayasa Değişikliği Referandumu
KONUŞULANLAR
1 / : Zülfü Biçerer: İki aydan beridir sivil toplum örgütleri 18 maddelik anayasa değişikliği konusunda fikirlerini burada beyan etmektedirler. Memleketimizin daha ileriye gitmesi adına, ekonomimizin ileri gitmesi adına, birlik ve beraberliğimizin sağlanması adına STK’ ların görüş ve fikirleri elbette çok önemlidir. Tabi burada daha da önemli olan Türkiye’ nin dünya ölçeğinde karşı karşıya kaldığı pozisyondur. Özellikle Hollanda, Almanya ve Avusturya örneklerinde olduğu gibi hemen tüm batı ülkeleri ‘‘ hayır ’’cephesinde yer almaktadırlar ve bunu da açıkça beli etmektedirler. Bizler de 80 milyonluk bir ülke olarak milletimiz ve memleketimizin bekası adına Türkiye’ nin ileriki günlerinde güzel günler görmek adına vakıf olarak ve arkadaşlarımızla yaptığımız istişareler neticesinde yapılacak olan referandumda ‘‘ evet ’’ diyeceğimizi tüm kamuoyuna açıklıyoruz. Bu kararı duygusal ve tarafgirlikten uzak, ülkenin mevcut durumunu göz önüne alarak aldığımızı da belirtmek istiyoruz.
2 / Atik Okuyucu: Bu anayasa değişikliği sürecinde toplumu germemek gerekir diye düşünüyorum. Evet diyen de hayır diyen de bizim insanımızdır. Biz de yapılması düşünülen 18 maddelik değişimi yetersiz olmakla birlikte olumlu buluyoruz. Ve umut ediyoruz ki ileriki süreçte siyasi partiler yasası ve seçim yasasının da değişmesine vesile olur.
Aslında yapılmaya çalışılan; Statükocularla yenilikçiler arasındaki bir mücadeledir. Statükocular 1923’ den 1950’ ye kadar ülke adına bir şey yapmadıkları gibi, ülkenin de sahipleriydiler. Ancak gelinen süreçte birer birer mevzilerini kaybetmiş bulunmaktadırlar. Doğal olarak yapılan değişikliğe karşı çıkıp referandumda ‘‘ Hayır ’’ demektedirler. Biz de bunların aksine yapılan değişiklikleri olumlu bulduğumuzu belirtmek isteriz.
3 / Hayrettin Karakaya: Biz 1950’ den sonra ki 1960 ihtilalında düşük rütbeli generallerin yaptığı ihtilalda üçüncü ordu komutanının ‘‘ benden düşük rütbeliler ise, ben Ankara’yı basarım ’’ dediği günde Cemal Gürsel’ i başa getirmeleri ile başladı. Her koalisyon döneminde sıkıntılar yaşadık. Tabi şu anda yapılması düşünülen anayasa değişikliği yeterli değil ama en azından bir başlangıç olarak kabul ediyoruz. Özellikle, istisnasız tüm siyasi partilerin tüzüklerinin değişmesi gerektiği gerçeğini bilmeleri gerekir. Çünkü bu siyasi partilerde seçilecek milletvekillerinin tamamını liderler belirlemektedir. Her ne kadar bazen CHP’ de yerelde yapılan temayül yoklamaları varsa da, yine genel başkanlarının belirlediği bir sistem söz konusudur. Bu konudaki sıkıntıyı giderecek yasal düzenlemenin önümüzdeki referandumdan hemen sonra ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Bizler de yapılaması düşünülen değişikliğe olumlu baktığımızı belirtmek ister ve yapılacak olan referandumun ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ederiz.
4 /: Serkan Artıktay: Ben gözlemlediğim kadarıyla yapılması düşünülen 18 maddelik değişimin maddelerini okuyan bir insan çok aşırı bir şekilde bu değişikliğe karşı çıkamamaktadırlar. Ama okumayanlarda ve önyargıyla yaklaşanlarda bir tepki söz konusudur ve bundan ötürü de bu insanlar ‘‘hayır’’ a yönelmektedirler. Tabi belirsizlik her zaman risktir, bizler ulaşabildiğimiz hemen herkese belirsizliği ortadan kaldırmaları gerektiğini ve kendi vicdanları ile hareket ederek oylarını kullanmaları gerektiğini belirtmek istiyorum.
5 /: Mehmet Kayabaş: Bizler yaşımız itibariyle birçok hükümetler ve birçok koalisyonlar gördük. Bir gecede değiştirilen hükümetler hepimizin malumudur. Gerçekten de bu zaman çift başlılığın zamanı değildir. Türkiye güçlendikçe Avrupa’ nın daha çok sırtımıza bindiğini hepimiz görüyoruz. Bugün hükümette ve devlette vatanımız ve milletimiz için gerçekten çaba gösterenler insanlar var. Bizler de okuduğumuz, gördüğümüz ve bize anlatıldığı kadarıyla bu değişikliği benimsedik ve referandumda ‘‘evet ’’ diyeceğimizi buradan deklare ediyoruz. Yapılması düşünülen değişikliğin ileride sıkıntı yarattığını gördüğümüz zaman da, iplerin milletin elinde olduğunu unutmamalıyız.
6 / Mehmet Kıran: Ben sadece şunu belirtmek istiyorum; Türkiye’ nin kalkınmasını istemeyenler, çökertmek isteyenler ve hıyanet içerisinde olanlar genellikle ‘‘hayır’’ cephesinde durmaktadırlar. Bu durum bile tek başına bizlerin ‘‘Evet’’ demesi için yeterli bir nedendir. Ülkenin kalkınması için, birlik ve beraberliğimiz için iyi bir gelecek için safımızı belli ediyor ve referandumun hayırlar getirmesini diliyoruz.
7 / Vedat Gür: Tabi ki zor bir süreçten geçen ülkemiz insanının birlik ve beraberlik içerisinde olup, dışarıdan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı bir bütün olarak devletimizin ve milletimizin yanında olmamız gerektiğini belirtmek isterim. Referandumun ülkemize hayırlar getirmesini diler, hepinize teşekkür ederim.
8 / Murat Özekinci: Bugüne kadar hem hayırcılar tarafından hem de evetçiler tarafından birçok miting ve etkinlik düzenlendi. Ben şu açıdan bakmak istiyorum; bugün hayır diyen siyasi partiler, geçmişte ülkemizin parlamenter sistemle yönetildiğini ve koalisyonlarla ülkenin çıkmaza sürüklendiğini görmediler mi? Üstelik bu konuda hem hayırcılar hem de evetçiler hemfikirdir. Şimdi bizlere bu referandumda şu soruluyor: koalisyonlarla çıkmaza sürüklenen bir ülkenin bundan sonra bu çıkmazlarla karşılaşmamasına evet mi diyorsunuz hayır mı? Evet diyenler mevcut durumdan memnun olmadıklarını belirtip daha iyisini vaat ediyorlar. Hayır diyenler ise mevcut durumdan memnun olduklarını ve bu şekilde devam etmek istediklerini mi söylüyorlar. Bunun üzerinde durmak lazım.
9 / İbrahim Hacıbekiroğlu: Bizlerin siyasi partileri ve düşünceleri ayrı olabilir, ancak bu durum bir düşmanlık sebebi olmamalıdır, çünkü biz 80 milyon vatandaş hepimiz kardeşiz. Hepimiz de okuyan ve düşünen insanlarız, birimiz okuyoruz evet diyoruz, ötekimiz ise okuyup hayır diyebiliyor. Bu referandum kesinlikle demokratik bir yarıştır, hayır diyeni köşeye sıkıştırmak ve evet diyeni ise nimetlerden faydalandırmak etik değildir. Dolayısıyla iktidar ve muhalefetin kullanmış oldukları dilden süratle vazgeçmesi gerekir. Bizler birlik ve beraberliğimizi sağlamak zorundayız. Ötekileştirmeyeceğiz ve birbirimize sırtımızı dönmeyeceğiz. Bu ülkenin en büyük istikrarı 80 milyonun kucaklaşmasıdır.
Bugün evet diyen arkadaşlarımız diyorlar ki: ben ekonominin düzelmesi için evet diyorum. Biz 15 yıldır siyasi bir iktidar tarafından idare ediliyoruz. Bizler de onların başarılı olmaları için dua ediyoruz. Bu ülke 2002’ de en kötü iktidarlardan biri tarafından 232 milyar dolar borçla devredildi ve KİT’ ler de duruyordu. Şu anda ise 800 milyar dolar borç var. 2017 yılı bütçesi onaylandı ve bunun içerisinde 57,5 milyar dolar net faiz ödemesi var. Ekonomide gelinen nokta budur.
Ayrıca bu hükümet iş başına geldiği zaman terör yok denilecek kadar azdı. Şu anda ise zirveye vurduğunu hepimiz görüyoruz. Bu durumdan hiç birimiz memnun değiliz. Bir ikincisi biz Suriye’ de bir savaş yaşadık neden gittik ve neden geldik şu anda tartışma konusudur.
Avrupa Birliği benim medeniyet projemdir diyen bir iktidarın, Amerika ve İsrail benim stratejik ortağımdır diyen bir iktidarın kalkıp siyasi bir söylem olarak ben buna karşıyım ben şuna karşıyım demesi kabul edilemez. Avrupa Birliği bakanlığı var ve ilk olarak bu hükümet zamanında kurulmuştur. İktidar icraat makamıdır, demagoji yapma ve dert yanma yeri değildir.
İstikrar gelecek deniliyor, peki 15 yıldır bu istikrarı kim bozdu. Ben bunları Ak Parti’ yi eleştirmek adına söylemiyorum. Sadece ülkede gelinen noktaya dikkat çekmek istiyorum.
10 / Siracettin Sarı: Bundan önceki toplantılarda da dile getirdiğimiz gibi yapılan değişikliğe evet dememiz mümkün değil. Çünkü bize göre bu yapılan ne bir değişikliktir ne de bir yeniliktir. Yapılmaya çalışılan anayasayı makyajlamadır. Halbu ki 12 Eylül anayasası her haliyle yerinde durmaktadır. Bu yapılan ise onun kötü yanlarını gizleme çalışmasıdır. 2010 yılında 26 maddelik bir anayasa değişikliği gündeme geldi ve biz o değişikliği aldık okuduk içerisinde olumlu şeyler bulduk ve yetmez ama evet dedik. Neden o zaman evet dediğimiz bir anayasa değişikliğine hayır diyoruz. Biz kesinlikle kimseye karşıtlık veya yandaşlık üzerinden hareket etmiyoruz. Yapılacak olan şeyin neyi getirip götüreceğinden yola çıkarak tavrımızı belirledik. Öyle bazılarının iddia ettiği gibi maddeleri okumamış da değiliz. Aldık okuduk yeni, ileriye götürücü ve toplumu geliştirici bir yanını bulamadığımız için bu tavrı takındığımızı söyleyebilirim. Oysa hepimiz biliyoruz ki toplumun beklentisi; yeni, çoğulcu, demokratik ve ihtiyaçlara cevap veren bir anayasadır.
Yapılacak olan değişikliğe baktığımızda yürütmenin tek elde toplandığını görüyoruz. Yasama ve yargının baskı altına alındığını görüyoruz. Yetkilerin kısıtlandığını görüyoruz. Dolayısıyla daha fazla işlevsiz hale geleceğini gördüğümüz için hayır diyoruz. Öte taraftan tolumun büyük çoğunluğunun beklentilerini karşılamamaktadır. Oysa anayasalar toplumun büyük çoğunluğunun ortak mutabakatıyla hazırlanması gereken metinleridir. Çünkü anayasalar toplum ile devlet arasındaki bir sözleşmedir. Oysa toplum şu anda ikiye bölünmüş bir vaziyettedir. Yüzde elli evet diyen var ise yüzde elli de hayır diyen var bu ülkede. Şu anda yaşanan bu toplumsal kutuplaşmanın ileride daha ciddi sıkıntılar doğuracağına olan inancımızdan dolayı hayır demeyi uygun gördüğümüzü belirtmek istiyorum.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100’ den fazla sivil toplum örgütüne SMS atılarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, 2 TV kanalı ( Kanal Fırat ve Kanal E ) katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi