YER: Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi, Benal Nevzat Salonu
TARİH: 01.04.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi, İZDİM (Timuçin Gündem – Genel Sekreter)
2 / Namık Kemal Liseliler Derneği, NKL (Aydın Demirci – Dernek Başkanı)
3 / Ege Çevre ve Kültür Platformu, EGEÇEP (Ertuğrul Barka – Dönem sözcüsü)
4 / Demokratik Taban Hareketi Platformu (Yalçın Kocabıyık – Dernek Başkanı)
5 / İzmir Romanları Derneği, (Abdullah Cıstır – Dernek Başkanı)
6 / Ege Yerel Yönetimleri İzleme Platformu, EYYİD (Hanife Doğan – Esnaf komite başkanı)
7/ İmam Hatip Mezunları Derneği (Burhanettin Kansızoğlu – Başkan)
8/ Alevi Derneği (Baran Tuncer)
MESLEK ODALARI Yok.
SENDİKALAR Yok.
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Ömer Karakuyu
2 / Ömer Yılmaz (Elektrik Mühendisi)
PARTİ TEMSİLCİLERİ
1 / Arif Ali Cangı (EDP – İl Başkanı)
2/ Şenay Çavdar (CHP – İl Başkan Yardımcısı)
3 / Süleyman Şamlı (HAS Parti – İl Başkanı)
4 / Hülya Uslu (AKP İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı)
MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLARI
1/ İbrahim Akın (EDP- MV aday adayı)
2/ Fatma Gündoğan (CHP – MV aday adayı)
3/ Nesrin Ulema (AKP – MV aday adayı)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Yok.
BELEDİYE BAŞKANLARI
1 / Hakan Tartan (Konak Belediye Başkanı)
MESAJ YOLLAYANLAR Yok.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 60 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / DHA
2 / Yeniasır
3 / Ege haber
4 / Zaman Gazetesi
MODERATÖR
Pervin Mısırlıoğlu, gazeteci-yazar
KONULAR
GENEL KONU: Nükleer Santraller ve Türkiye’nin Enerji Sorunu
YEREL KONU: Genel Seçimler
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1 / Pervin Mısırlıoğlu: Bu projeyi ilk duyduğumda çok hayran oldum ve “ben niye bu işin içinde yokum” diye düşündüm. İzmir’de uzun zamandır yapılmadığını öğrenince hemen ben üstlendim bu işin hamallığını. Buraya önyargılar giremiyor, herkesin gelip de eşit bir şekilde fikirlerini söyleme hakkı var. Geçen ayki ilk toplantımızda da bunu başarıyla gerçekleştirdik. TkMM ile ilgili en vurucu nokta bana göre, “Herkese eşit yakınlıktayız” yaklaşımıdır. Bundan sonra bu sözü kullanacağım. Bu ayki konumuz “Nükleer santraller ve Türkiye’nin enerji sorunu” ve üç ay boyunca genel seçimleri konuşacağız hep birlikte. Şimdi TkMM ile ilgili bir tanıtım video’muz var, onu izleyelim.
2 / Ertuğrul Barka: Aslında “Ne yapmalıyız?” sorusunu Türkiye’ye değil Japonya’ya sormalıyız. “Tüm yasaların üstünde doğanın yasaları vardır” gerçeğini bir kez daha gördük. İki farklı çevre anlayışı var; birincisi; sürdürülebilir enerji, ikincisi; sürdürülebilir yaşam. Doğa yasaları ile sermayenin asla yan yana olmayan stratejileri var. HES bahanesiyle biz her şeyi satarız politikaları sürdürülüyor. HES’lerin su enerjisi için değil, suyu şişeleyip satabilmek için yapılacağını görmek gerekiyor. Ne kadar enerji tüketen ve yıkıma neden olan teknoloji varsa bizim gibi geri kalmış ülkelere getiriliyor ve biz bunu “evet, buna gereksinimimiz var ve kullanıyoruz, gelişiyoruz” diye karşılıyoruz. Aliağa’daki demir-çelik fabrikaları tüm İzmir’in tükettiği enerjiyi tek başına tüketiyor. Hem tüm kir ve atık burada kalır hem de biz ürettiğimiz enerjiyi dışarıya ucuza satarız. Bunlar IMF ve dünya politikalarının kararıyla yapılır. Türkiye’de Çinli kölelerin ayda 100 dolara çalıştırıldığını biliyoruz. Kesinlikle sermaye karşıtı olmak, bizim gibi ülkelerle birleşmek ve NATO’nun askeri olmaktan çıkmakla çözebiliriz bu konuları.
3 / Fatma Gündoğan: “Doğal enerjiyi kullanarak evlerimiz nasıl yaşatırız” diye bir araştırmaya girdik., proje oluşturduk ve ödül aldık. Yenilenebilir, sürdürülebilir enerji üreterek bunu yaşama nasıl geçiririz sorusunu sorduk. Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde bu konuyla ilgili örnek bir istasyon da bulunmakta. Evlerde ısı pompası, her yapıda yüksek izolasyon, panjurların rüzgara göre yön değiştirmesi gibi bir çok teknolojiyle enerji tasarrufunu en üst düzeye çıkardık. Ayda sadece 80 tl. ile tüm evin enerji ihtiyacını karşılayabiliyoruz bu evlerle. Kendi doğal enerjilerimize yatırım yapıp bunları kullanalım.
4 / Şehrazat Mercan: Aslında gereken tek şey planlamadır. Plansız bir şekilde açılan bir çok maden ocağı vs. ile ilgili davalar geliyor bize hep. Kaynaklarda biliyorsunuz bir de çöp toplama merkezi kurulmaya çalışılıyor. Görev alacak kişilerin planlama konusundaki duyarlılıklarının yüksek olması gerekiyor.
5 / Arif Ali Cangı: Efemçukuru’nda yapılacak imarlaşma İzmir’in en temiz su havzalarını kirletecek bir olaydır. Ne yazık ki İzmir’in bu konuya gösterdiği herhangi bir tepki yok, geriye dönüşsüz bir süreç başlıyor. Belki milletvekili adaylarından bu konuyla ilgili bir söz almalıyız; İzmir’i mahvedecek bu projeyi mi, İzmir’i mi savunacaklar?
Fukuşima sayesinde, artık kimse güvenli nükleer santral konusunda kandırılamayacaktır. “Kimin için enerji, ne için enerji?” bunları sorgulamak gerekiyor. Kirletmeyi amaçlayan teknolojilerin bırakılması gerekiyor. Aliağa zaten riskli bir yerken, hala daha ek santraller kurulmaya hazırlanılıyor.
6 / Burhanettin Kansızoğlu: Ben nükleer enerji taraftarıyım. Hep “Balkanlardan gelen hava akımları”ndan bahsedilir. Oradan gelen rüzgara göre buradaki hava ısınır ya da soğur. Avrupa’da bir sürü termik santral var, onların zararlarını biz zaten görüyorsak, biz de bir tane kurup karını yaşayalım o zaman.
7/ Katılımcı: Bizim enerji politikamız ne olacak değil, dünyanın politikası ne olacak diye düşünmeliyiz. Arkadaşımın konuşmasından dehşete kapıldım. “Komşuda zaten var, biz de bir tane açalım” yerine, “diğer ülkelerdeki santralleri nasıl engelleyebiliriz” diye düşünmeliyiz.
8 / Hakan Tartan: Çok sesliliğin oluşturduğu platform çok önemli. Kadın adayların sayısının artmasından ayrıca büyük mutluluk duyuyorum.
Seçimlerden önce yine ne yazık ki klasikleşmiş seçim ortamlarının oluştuğunu görüyorum. Alışılmış, bilindik liderler ve ekipleri öncelikli bir atmosfer oluştu. Biat kültüründen kurtulmuş bir seçim sisteminin yerleşmesi özlemimiz. Seçim sistemi ve siyasi partiler yasası’nın geliştirileceği hep söylenen ama hep de sonraya bırakılan bir konu. İlk ele alınması gereken konulardan biri olarak görüyorum yoksa siyaset sahnesi pek değişemeyecek.
Enerji meselesi, adaylığım sırasında da çalıştığım temel konulardan biriydi. Doğal ve sürdürülebilir kaynakları kullanmayla ilgili çok çeşitli araştırmalar var. Benim kişisel görüşüm, önce bu kaynakların kullanılması, yatırımın bunlara yapılması, bunların yetmediği yerde de çok büyük güvenlik önlemleriyle nükleerden destek almak planlanmalıdır.
9 / Ertuğrul Barka: Aliağa’da kanserojen atık miktarı 8 milyon ton ve bunlar ellenemiyor, ne yapılacağı bilinmiyor. Bu katı atıkları cürufla karıştırıyorlar ve cüruflarda tehlikeli atık haline geliyor. Şu parmağımdaki alyans kadarlık bir altın için bir kamyon dolusu, yaklaşık 10 ton atık çıkarılıyor. Bunların bile denetimini yapamayan bu ülkenin, nükleer enerji atığını denetleyebileceğine nasıl inanırız? Çevre ve Orman Bakanlığı’nda bir tek asbest uzmanı bulunmuyor. Bir Japon kültüründeki disiplini düşünün bir de bizimkini, bir onların yaşadığına bakın bir de bizde neler yaşanabilir bir düşünün.
10 / Ömer Yılmaz: Biz sanayileşmiş ancak ağır sanayiye geçememiş bir ülkeyiz. Bu ülke basit bir atıktan bile kurtulmayı bilmiyor daha, nükleer enerjiyle nasıl başa çıkacak? Nükleer santral kurma fikri dünyanın hiçbir yerinde bir devletin tek başına alabileceği bir karar değildir. Tuzla’daki ölümlerin ne kadar hoyratça olduğunu hepimiz görüyoruz. Nükleer enerji konusunda bu kadar sınırlı bilgi sahibi olan ve maden işçilerinin ölümlerine, “işçilerin kaderi!” diyen bir adama böyle bir karar kesinlikle bırakılmamalıdır.
11 / Yalçın Kocabıyık: Bu, Türkiye’nin projesi değil, dünyanın projesi olmalı. Dünyada 447 nükleer santral var. Bir sürü gelişmiş ülke enerjisini bundan elde ediyor. Zarar veren hazarlarda personel hatası var, Çernobil’de eksik duvar vardı, Japonya’da ise olağanüstü tabiat olayı. Ben de Hakan Tartan’ın altını çizdiği noktaya katılıyorum. En son teknolojiyi kullanarak en üst güvenlik önlemleriyle nükleer enerji kullanılabilir.
12 / Timuçin Gündem: Enerjinin %20’sini silah sanayi kullanıyor. Silah üreten sektörü küçültmezsek sorun yaşamaya devam ederiz.
13 / Pervin Mısırlıoğlu: Bu bölümde 10 istek çalışmasından bahsedeceğiz. Milletvekili adaylarımızdan beklentilerimizi belirleyeceğiz. Milletvekili adaylarımız kendi seçim programlarından bahsedecekler.
14 / Şenay Çavdar: Dokuz yıldır ciddi bir erozyon var, ülkemizin tüm değerleri satıldı, demokrasi adına büyük yanlışlar var, suçunu bilmeden Silivri’de yatan insanları hepimiz ve tüm dünya seyrediyor. Geldiğimiz noktada neredeyse tüm gençler işsiz, o yüzden “Aile Sigortası” büyük heyecan uyandırdı. Buna bile “nereden bulacaksınız?” deniyor. Bu ülkede o kadar çok kayıt dışı örtülü ödenek kaçarı var ki, başarabiliriz.
Seçimlerde tabii ki ben de kadınların adaylıklarının artmasından mutluluk duyuyorum; ancak ne yazık ki bakıyoruz ki seçilip de milletvekili olan kadın sayısı çok az. Adaylıkların yoğunluğu gurur verici, amam umarım yine sadece adaylıkta kalmazlar.
15 / Nesrin Ulema: Meclis’teki kadın vekil oranı 1930’lardan beri 2007 senesine kadar % 4’ün üzerine çıkamamıştır. Ancak genel başkanımız sayesinde 2010 yılında % 9.2’ye çıkmıştır. Biz AKP olarak kadına bakışımızı 4 ana başlık altında topladık: Eğitim, Sağlık, İstihdam ve Kadına yönelik şiddete karşı mücadele.
Her yıl 400.000’e yakın er ve erbaş kadına yönelik şiddete konusunda eğitiliyor. 2000 yılında Türkiye’de çalışan kadın oranı %19 iken, 2008’de bu rakam % 23’e çıkmıştır. Doğum izninin kısalığı konusunda kadınlardan çok şikayet aldık. Doğum izni de doğumdan önce ve sonra olmak üzere toplam 16 haftaya çıkarılmıştır. Biz AKP olarak kadının aile içinde ve birey olarak güçlendirilmesi için çalışıyoruz, bunları da cumhuriyetin ilke ve öğretileri doğrultusunda gerçekleştiriyoruz. Yine kadınların el işi kazançlarından vergi muafiyeti konusunda çalışmalar yapıyoruz.
16 /İbrahim Akın: Ortak bir görüş var ki o da bu demokrasi sistemini baştan kurmamız gerekiyor. Romanlar, Kürtler, Aleviler, inananlar ve inanmayanlarla nasıl ortak bir yaşam kurulabilir? Biz EDP olarak geleceği ortak planlamadan, hayatın içinde olmadan bu sorunların halledilemeyeceğini düşünüyoruz. İnsanlar ya ak ya da karayı tercih etmek zorunda bırakılıyorlar. Öncelikle hiç demokratik olmayan bir % 10 barajı uygulaması var. Biz önce bu yapıyı aşmak istiyoruz. Öncelikle azınlık ve mağdur olanların sözlerini, varlıklarını güçlendirmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
17 / Fatma Gündoğan: Bizim kadınlar olarak yasa koyucuların içinde olmamız lazım. Meclisler, kadınların ve hatta Avustralya meclisinde olduğu gibi çocukların da yer aldığı, içinde emzirme odalarının bulunduğu bir yer haline gelmeli. Eril mekanlardan kurtulup, buraları eşit şekilde feminen hale getirmek istiyoruz.
İzmir’de bir kentli olamıyoruz. Bayraklı’da, Fransız bir mimarın projesi hazırladığı kentsel dönüşüm projesi vardı, o bir türlü uygulanamadı. Mesela bu projeyi hayata geçirmek hedeflerimizden biri olabilir. Benim çalışmalarım kadın ve eğitim üzerine olacak.
18 / Abdullah Cıstır: CHP Milletvekili aday adayı: Sokaktaki kağıt toplayıcılarının %50’den fazlası romandır. Bu topluluk kendine iş alanları yaratmak için uğraşırken, onları polisler topladı yıllarca. Bu atık toplama ve yerinde ayrıştırılma konusu yasalarca düzenlenmemiş, planlanmamıştır. Bu konuda oldukça bilgisiziz. Bu iş alanını Romanlar icat etmiştir.
Şimdiye kadar kimse biz Romanlara dokunmamış, elitist bir siyaset yapılıyor. Kimse de konuşamıyor ve hakkını arayamıyor. Vatandaşımız neredeyse her konuda bilgisiz, biraz da bu bilgisizlikten dolayı konuşma çekingenliği olduğunu düşünüyorum. Bizler yoksulluk terörü içerisinde mahallemizde batıyoruz. Ben iki yıldır Ankara’da bu konu hakkında kulis yapıyorum. Birbirini hiç tanımayan birçok milletvekilinden “Başkan, sen bizi eğitiyorsun.” Cümlesini duydum birçok kez. Gerekirse tek tek bütün milletvekillerinin kapısının önünde yatıp Romanların sesini duyuracağım.
19 / Katılımcı: Aydın Demirci, Namık Kemal Liseliler Derneği Başkanı: Ben 6 tane sivil toplum kuruluşunda çalışıyorum, burada konuşma yapan Konak Belediye başkanı dahil bir çok milletvekilinin seçilmesinde ben yardımcı oldum, ancak beni tanıyan var mı? Yok; çünkü hiçbir zaman kendimi ön plana çıkarmadım. Üzülerek gördüğüm şey, her zaman olduğu gibi, burada çıkıp da konuşma yapan aday adayı arkadaşlarımdan hiçbirinin seçildikleri zaman ne yapacaklarını öğrenemedim. Hepsi kendilerinden bahsetti uzun uzun ama kimse hedeflerinden düşüncelerinden bahsetmedi.
20 / Baran Tuncer: Adaylara sorum şu; Yeri geldiğinde Ankara’da Tekel işçilerinin eyleminde olduğu gibi işçilerle omuz omuza polise kafa tutabilecekler mi? Yani milletvekillerimiz bu halk için bedel ödemeye hazır mı? Alevi mahallelerine cami yapmayı bıraksınlar artık, cem evlerini ibadethaneden saysınlar. Farklılıklarımız var ama ortak noktamız bu ülke için demokrasi mücadelesi vermektir.
21 / Hülya Uslu: Beni bu toplantıya getiren şey, “önyargılar giremez” sloganı olmuştur. Burada unutulmaması gereken şey; biz milletin vekilini seçmek için buradayız, siyasilerin değil. Milletvekilleri partiler adına değil de partiler üstü karar verebildiklerinde ancak gerçek ve doğru meclis oluşur.
ÖNERİLER
Yok.
ORTAK SONUÇ
Yok.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Toplam 20 sivil toplum kuruluşu e-mail ve telefonla davet edildi. 10 istek formları dağıtıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon ve mail yolu ile parti il başkanlarına ve milletvekillerine ulaştık. MHP ve AKP il Başkanları geleceklerini söyleyip katılmadılar. CHP il başkanı yardımcısını gönderdi. Hiçbir partiden katılan milletvekili olmadı.
MEDYA İLE
Yaklaşık 30 adet basın temsilcisi mail yolu ile davet edildi. Bunun dışında 10 tanesi telefonla da arandı. 4 medya kuruluşundan toplam 6 kişi katıldı.
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi. “10 istek videosu”nda bir sorun çıktığı için gösterilemedi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
İzmir küçük Millet Meclisi Hamalı Ülkem Yılmaz
01.04.2011 İzmir kMM Toplantı Tutanağı
previous post