YER: MÜSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 02.06. 2018
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
2 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
3 / Bingöllüler Derneği ( Suphi Döner – Başkan )
4 / Elazığ STK Platformu ( Resul Şahin – Danışma Kurulu Üyesi )
5 / İpekyolu Dayanışma Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
6 / DAST- BİR ( Hayrettin Karakaya – İl Koordinatörü )
7 / HABİTAT ( Gülsüm Uzun – Elazığ Sorumlusu )
8 / MÜSİAD ( Servet Yaşar Özdemir – MÜSİAD Üyesi )
9 / Oy ve Ötesi Derneği ( Berat Ünalan – Bölge Sorumlusu )
10 / Böbrek Hastaları Derneği ( Filiz Özel – Başkan )
11 / KAYED ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
MESLEK ODALARI
******************
SENDİKALAR
*************
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Fettah Kılıç ( Saadet Partisi YKÜ )
Aydın Atlan (Saadet Partisi YKÜ )
ADAYLAR
İbrahim Hacıbekiroğlu ( Saadet Partisi 1. Sıra Adayı )
Av. Mahmut Şahin ( HÜDA PAR 1. Sıra Adayı )
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
Kanal Fırat
Kanal E
MODERATÖR
Resul Şahin – Elazığ STK Platformu Danışma Kurulu Üyesi
KONULAR
GENEL KONU: Adaylar ve Sivil Toplum Buluşuyor.
KONUŞULANLAR
Genel Konu:
1 / Resul Şahin: Bildiğiniz gibi biz millet olarak dört veya beş yılda bir seçim sandıklarına gidiyoruz. Ancak biz milletvekillerimizin ve siyasilerimizin sık sık sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bunlar toplumun dinamikleridir, canıdırlar ve devamlı öneri ve eleştirileri olmaktadır. Dolayısıyla bunlara dikkat eden siyasilerin başarısı kaçınılmazdır ve emin olun ki bu sivil toplum kuruluşları da kim oluyor diyenler kaybederler. Çünkü sivil toplum kuruluşları onların göremediklerini görebilir ve onların giremedikleri yerlere girip haber alabilmektedirler. Bir anlamda onların gönüllü yardımcılarıdırlar
2 / Hayrettin Karakaya: Bizlerin siyasilerden beklentileri elbette çok fazla. Öncelikle Elazığ’ı bilenlerin Elazığ milletvekili aday olması gerekir. Elazığ'da doğup büyüyen ve siyasi partilere temelden destek verenlerin bu işe soyunması gerekir. Dışardan gelenlerin Elazığ'a çokta katkı sağlayacaklarını ben şahsen düşünmüyorum. Tabi burada STK’ lara da çok ciddi işler düşmektedir. Ne kötüsü STK’ cılığı ne de sosyal medya STK’ cılığı yapılmamalıdır. STK’ lar etkilerini mutlaka siyasilere göstermelidirler. Bugün burada çok değerli iki adayımız bulunmaktadırlar, ancak gönül isterdi ki haber verildiği halde gelmeyen ama seçimlere giren tüm siyasi parti adayları da burada olsundu. Bazıları vatandaşın oyunu hala çantada keklik olarak görmektedir ancak bunun böyle olmadığını ve böyle gitmeyeceğini burada belirtmek isterim. Elazığ artık farklı olacak, bu günden sonra sivil toplum örgütleri artık çok daha birlikte hareket edecekler. Ben katılan adaylara çok teşekkür ederken davet edildikleri halde katılmayan adayları da kınıyorum.
3 / Atik Okuyucu: Milletvekillerini biz seçmediğimiz için, onlardan çokta fazla bir beklentim yoktur. Siyasi partiler yasası ve seçim yasası değişmediği sürece de bu böyle devam edecektir. Çünkü vekilleri Ankara belirliyor ve Ankara seçiyor, tutup bize beş tane aday gönderiyorlar bunlara oy vereceksiniz ve milletvekili yapacaksınız diyorlar. Bu demokratik bir durum değildir, dolayısıyla bunlardan bir beklentimizde olamaz. Bildiğiniz gibi halk onay verip adayları vekil yaptıktan sonra pekte onları görmek mümkün olmuyor. Bize söyledikleri şu: falan gün falan toplantıya gelin ben konuşayım sizde beni alkışlayan. Tabi bunu bütün vekiller için söylemek mümkün değil ancak istisnalar olduğu gibi genel kaide böyledir.
4 / Abdülkerim Avanoz: Başlarken toplantıya katılan adaylarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ederim ayrıca haber verildiği halde katılmayan adaylarımızı da kınıyorum. Mevcut siyasi partiler kanunu ve seçim sistemi, halkın sesinin Ankara'ya ulaşmasını engellemektedir. Seçmenin tercih ve taleplerini karara dönüşümünü sağlayacak bir siyasi partiler kanunu ve seçim sistemi Türkiye'nin acil ihtiyacıdır. Siyasi partilerin mevcut yapısı korunduğu müddetçe katılımcı, çoğulcu, hesap verebilir, şeffaf bir demokratik düzenin inşası, halkın siyasal karar alma mekanizmasını katılımı ve demokrasinin kurumsallaşması mümkün değildir. Demokrasi sadece belli aralıklarla seçimlerin yapılması değildir, demokrasi her türlü sosyal ve siyasal kurumun oluşturulması ve yönetilmesinde bireylerin eşit hak yetki ve sorumluluğa sahip olması demektir. Türkiye'de halk siyasal karar süreçlerinden dışlanmakta sadece parti liderlerinin yaptığı listeleri seçimle onaylayan bir konuma getirmiştir. Yani halk basit bir oy makinesine dönüştürülmüştür, bunun sonucunda da siyasetin alanı iyice daraltılmıştır. Temennim odur ki yeni seçilecek vekillerimiz Türkiye'nin önünü açacak yeni bir siyasi partiler kanunu ve seçim sistemine gelecek seçimlere girmeyi sağlasınlar.
5 / Berat Ünalan: Bizler Oy ve Ötesi derneği olarak 24 Haziran seçimlerinde gönüllü müşahit eğitimleri veriyoruz. Halkımızın ve sandık kurulunda olacak arkadaşlarımızı bilinçlendirmek için çalışıyoruz. Elazığ'da bazı sıkıntılar yaşıyoruz şöyle ki: seçmen bilinci konusunda, ikincisi sandık kurulunda görev alacak olan arkadaşların eğitimi konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Seçimlerde görüyoruz; geçerli oy geçersiz oy kavgaları hep yaşanmaktadır. Dediğiniz gibi oy kullanan vatandaş bazen oyunun geçerli olup olmadığını bile bilmeye biliyor. Mührü yanlış yere vurabiliyor. Aynı durum bazen sandık kurulu başkanı için de geçerli olabiliyor. İşte biz burada devreye girip halkı ve sandık görevlerini eğitmek için çaba gösteriyoruz. Ayrıca biz STK’lardan yeterince destek alamadığımızı da burada belirtmek isterim. Kim hangi partiden ve hangi düşüncede olursa olsun onların desteğini beklediğimizi söylemek isterim.
6 / Zülfü Biçerer: Tabi biz de siyasi partilerimizin sivil toplum kuruluşlarıyla içli dışlı olmalarını bekliyoruz, fakat ülkemizde yapılan seçimlerde siyasi partiler halkın istekleri doğrultusunda değil de kendi istekleri ve çıkarları doğrultusunda adaylarını belirleyip milletvekili yapmaktadırlar. Dolayısıyla bunu değiştirmek için seçim yasasını değiştirip, tercihli sistemi getirmek lazım. Tabi bu bir kültür meselesidir bunu başarabilmek için bizler sivil toplum olarak bir mücadele içerisinde olmalıyız. Hepimizin bildiği gibi seçilmişler kendi ideolojileri ve siyasi görüşleri doğrultusunda halka bakıp, seçildikten sonra ise her ne hikmetse araya mesafe koymaktadırlar ve kendi nefisleri doğrultusunda hareket etmektedirler. Biz sivil toplum olarak verdiğimiz mücadelenin siyasi partiler tarafından nazara alınmasını ve bu doğrultuda hareket etmelerini bekliyoruz.
7 / Filiz Özel: Ben bugün buraya gelirken bu toplantıda her siyasi partiden en az bir tane milletvekili adayının burada olmasında arzu ediyordum. Maalesef bunu göremedik ve bu durum bizleri çok üzdü. Adaylarımız dışarıda tek tek halkımızla buluşurken ya buraya gelmeyi unuttular ya da önemsemediler. Oysa burası halkın sesinin sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla dile getirildiği bir yerdir, yani buraya gelmeleri ve karşılıklı olarak istek ve beklentilerin dile getirilmesi tartışılması gerekirdi. Benim dernek üyelerim bana soruyorlar: milletvekilleri geldi mi ne söylediler ne istiyorlar diye? Ben ise ancak henüz gelmediler diye biliyorum. Benim adaylarımızdan beklentim seçildikten sonra da onları görmek istiyoruz, gelip bizleri dinlemelerini ve karşılıklı olarak fikir alışverişinde bulunmak istiyoruz.
8 / Gülsüm Uzun: Ben tüm siyasilere buradan seslenmek istiyorum: lütfen bu nefret söylemini bir kenara bıraksınlar, kendi fikirlerini söylerken, propagandalarını yaparken kendileri gibi düşünmeyen farklı dünya görüşlerine sahip, diğer siyasi partilere de saygı göstersinler ve ötekileştirmeden siyasetlerini yapmaya devam etsinler. Nihayetinde seçim yapılacak, bitecek halkın iradesi sandığa yansıyacak ve birileri ipi göğüsleyecek, ancak hepimiz aynı evin mensuplarıyız ve hep birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Kaçınılmaz olarak birbirimizi görmeye devam edeceğiz. Dolayısıyla önemli olan, birbirimizin yüzüne bakacak ortamı muhafaza etmektir. Aksi durumda siyasilerin bu olumsuz söylemleri toplumda ayrışmaları, ötekileştirmeleri ve şiddete varan sonuçlar doğurabilmektedir. Bunun minimize edilmesi bu süreçlerden geçmektedir.
9 / Murat Özekinci: Benim yeni dönemde seçilecek 600 milletvekilinden şöyle bir beklentim var: Seçim sisteminin bir an önce değiştirilip bölgesel – nispi seçim sistemine ve daraltılmış bölge seçim sistemine geçilmesi ve halkların iradesinin bu şekilde meclise yansıması. Bu durumun hem temsilde adaleti, hem de meclisin daha iyi çalışması adına ve halkın bu konudaki şikâyetlerin giderilmesi adına daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Seçim zamanlarındaki kokuşmuş siyasetin ortadan kalkması adına daraltılmış bölge seçim sisteminin hayata geçirilmesi birçok sorunun ortadan kalkmasına sebep olacaktır. Ben toplantıya katılan adaylarımıza teşekkür ederken küçük millet Meclisi toplantılarına katılmak sivil toplum kuruluşlarını muhatap almak demektir bunun böyle bilmesi gerekir diyorum.
10 / Suphi Döner: Burada bizimle bir araya gelen adaylarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün dünyada beş tane güçten söz edilir; bunlar yasama, yürütme, yargı, medya ve sivil toplumdur. Aslında sivil toplum örgütleri toplumun ta kendisidir dışavurumudur ve aynasıdır. Aynı şekilde siyasetçi de toplumun içinden çıktığına göre aslında toplumun kendisi olmalıdır. Ancak biz son dönemlerde şunu görmekteyiz; siyasetçilerle toplum arasındaki bağ gitgide kopmaktadır ve araya mesafe girmektedir. Yani bir anlamda seçkin olma durumu söz konusu oluyor. Bu durum demokratik toplumlar için büyük bir risk taşımaktadır, bu noktada arkadaşlarımızın genel görüşlerini de hesaba katarak tabana dönüşün bir zorunluluk olduğu ortaya çıkmaktadır. Bugün bu toplantıya katılan değerli adaylarımızın bu toplantıya icabet etmeleri ve buradan da Elazığ kamuoyunun bütün katmanlarına seslerini duyurmaları kendileri açısından fevkalade faydalı olacağı görüşündeyim. Tabi seçimler ülkelerin son kullanma sürecidir. Ben 24 Haziran'ın ülkemizin soluklanması açısından bir fırsat olacağını düşünüyorum. Tabi öncesinde az önce sunumda da izlediğimiz gibi siyasi partilerin seçim beyannameleri ile seçime hazırlandıklarını görüyoruz ve işin güzel yanı bu beyannamelerin iktidar tarafından dikkate alınmasıdır. Dolayısıyla ben bugün burada konuşulanların da yerelde dikkate alınacağı kanısındayım.
11 / Servet Özdemir: Biraz gecikmeli olarak katıldığım bu toplantıda, yolda gelirken acaba toplantıda yer bulabilir miyim diye düşünüyordum. Oysa durum hiç de öyle değilmiş. Katılımın az olması, hem sivil toplum açısından hem de siyasetin ve özellikle iktidar partisinin burada temsil edilmemesi Üzücü bir durumdur. Açıkçası yapılacak olan seçimlerde adaylara baktığımız zaman çokta fazla bir beklenti içerisinde değilim. Ben daha çok hükümetin genel icraatlarına yani resmin bütününe bakmaktayım. Bundan dolayı da vekil adaylarından şunu istiyorum veya bunu istiyorum diye bir beyanda bulunmayacağım ve yapılacak olan seçimlerin de hayırlara vesile olmasını diliyorum.
12 / İbrahim Hacıbekiroğlu: Arkadaşlar bildiğiniz gibi Türkiye 2009 Kasım ayında seçime gidecekti ve erken seçim isteyenler ise vatana ihanetle suçlanıyordu. Fakat gelin görün ki danışıklı bir dövüşle devlet Bahçeli'nin bir teklifiyle cumhurbaşkanı hemen bir seçim kararı verdi. Ben devlet adamlarının sözlerinin güvenilir olması gerektiğini düşünüyorum ve bu açıklamalarından dolayı da şahsen üzülüyorum. Burada bir diğer amaç da öteki siyasi partileri gafil avlamaktır. Türkiye' nin bütün gücünü arkalarına alıp seçme gitmektedirler bunun adil olmadığını ve kabul edilebilir bir durum olmadığını belirtmek isterim. Basit bir örnek verecek olursak: Ak Parti’nin bayrak ve flamaları belediyenin itfaiye araçlarıyla asılmaktadır. Demek ki Saadet Partisi ve diğerleri bu ülkenin çocukları değildirler. Burada birkaç arkadaşımızın dile getirdiği gibi milletvekillerini sizlerin seçmediği fikrine tamamen katılıyorum. Sokakta vatandaşa sorduğunu zaman biz cumhurbaşkanına oyumuzu veriyoruz diyorlar. Dolayısıyla sizlerin milletvekillerini sorgulamak gibi bir hakkınız yoktur. Ben yıllardır Elazığ'da oturan ve yine yıllardır il başkanlığı yapan biri olarak ziyaret ettiğim sivil toplum kuruluşlarında nezaket sınırlarını aşan tepkilerle karşılaşıyorum. Her bir sivil toplum mensubu adeta Ak Parti’ nin il veya ilçe başkanı gibi davranmaktadırlar. Evet, bizlerde sivil toplum kuruluşlarını önemsiyoruz, ancak onlarda bu konuda özeleştiri vermeli ve sorumlulukları doğrultusunda hareket etmelidirler. Bildiğiniz gibi cumhurbaşkanı 360 sayfalık bir seçim beyannamesi açıkladı ve ben kendi kendime dedim ki; bunlar muhalefet partisi midir, yani sanki 16 yıldır bu ülkeyi onlar yönetmiyormuş gibi davranıyorlar. Yok şunu yapacağız, yok şöyle yapacağız, yok bunu yapacağız derken sanki 16 yıldır ellerinden tutan var. Bakın ben şayet milletvekili seçilirsem gelip de sizden bir tek cümle bile istemeyeceğim, sizden dosyalarınızla gelin diyeceğim. Çünkü biz icra makamıyız geleceğiz ve yapacağız. Örnek istiyorsanız memura %130, emekliye %102, Bağkur’ luya %300, köylüye ise %312 vermişiz. Bize Saadet Partisi olarak görev verirseniz biz hem milletvekili olacağız ve Allah’ ın izniyle sizin malınızı çalıp çırpmayacağız ve sizin kamu malınıza sahip çıkacağız.
13 / Av. Mahmut Şahin: Bildiğiniz gibi biz, Diyarbakır ve Batman da bağımsız adaylarla ve onun haricinde tüm Türkiye'de kendi amblemimizle seçme giriyoruz. Yani herhangi bir ittifakın içerisinde değiliz. İlk defa tüm Türkiye de girdiğimiz bu seçim son derece kritik ve önemlidir. Açıkçası elimizde çokta kayda değer bir veri yok. Biz kendimizi bir dava partisi olarak nitelendirmemize rağmen, müspet ve yapıcı bir siyasi anlayışla hareket ettiğimizi düşünüyoruz. Kuruluşumuzdan beri İç ve dış değerlendirmelerde hükümetin doğrusuna doğru yanlışına yanlış dedik. Biz izlediğimiz bu politika neticesinde politik bir aktör olarak ciddi bir oy alacağımızı düşünüyoruz. Bu anlayışla hareket etmekle birlikte, daha çok bölgede etkin olan bir parti olarak Kürt meselesiyle çok yakından ilgilenen bir partiyiz. Çünkü biz bu sorunun memleketin en önemli birkaç sorunundan biri olduğunu düşünüyoruz. Açıkçası biz bu meselenin bir iktidar sorunu değil, bir sistem sorunu olduğunu dile getiriyoruz. Ve özellikle anayasanın etnik tanımlamalardan arındırılmasını istiyoruz ve buna bağlı olarak da temel hak ve özgürlükler bağlamında sorunun ele alınmasını ve İslami bir anlayışla da çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki memleket söz konusu olduğunda parti çıkarlarını bir kenara bırakan bir siyasi anlayışla hareket etmeye çalışıyoruz. Biz Ak Parti’ nin son dönemlerinde yanlışlarının katbekat arttığını ve doğrularının ise aynı şekilde azaldığını düşünmekteyiz Yoksulluk, israf, rüşvet ve talan almış başını gitmektedir. Bunlar bizim bizzat gördüğümüz ve yaşadığımız şeylerdir. Yine eğitimin yozlaşması ile birlikte uyuşturucu kullanımının artması ve toplumun ahlaki yozlaşması da söz konusudur. Ayrıca liyakatin esas alınmaması ve mülakatların keyfiyete dönüşmesi söz konusudur. Biz şu anda Ak Parti’ nin halkla arasına ciddi bir mesafe koyduğunu düşünüyoruz ve bu durum bize; CHP'nin halka yukardan baktığı dönemleri hatırlatmaktadır. Yani biz tüm bu gidişata dur demek için bu seçimde biraz daha öne çıkıp kendimizi göstermek istiyoruz
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
150’ ye yakın sivil toplum örgütüne SMS atılarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Adaylara SMS atılarak ve sosyal medya üzerinden toplantı hatırlatıldı ve davet yapıldı, İki aday katıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, iki tv kanalı katıldı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi