YER: Büyükşehir Belediyesi Fırat Toplantı Salonu
TARİH: 14 Nisan 2018
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Eğmir Der (Bektaş Özalp)
2 / Arguvan Bozan Köyü (Hasan Öztürk)
3 / Önder İmam Hatipliler Derneği (Mustafa Baştürk)
4 / Alevi Eşit Yurttaşlık Derneği (Erdoğan Ünverdi)
5 / Atmalılar Derneği (Halit Seyfi Yücel)
6 / Pir Sultan Abdal Derneği (Mazlum Köse)
7 / Ulaştırma Memur Sen (Doğan Tunç)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Cemal Ağdağlı
2 / İbrahim Kuzu
3 / Hasan Saraç
4 / Hüseyin Öztürk
5 / Asım Demirkök (Gazeteci)
6 / Kadir Akgüneş (Avukat)
7 / Mehmet Ali Başıbüyük (Atmalılar Derneği)
8 / Turan Özkan (Güneş Tv)
9 / Mehmet Çakar
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılan Olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılan olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok
MEDYA
Güneş Tv
MODERATÖR
Turan Özkan-Güneş Tv genel Yayın Yönetmeni
KONULAR
GENEL KONU: Türkiye Medyası; Haber Alma ve Yapma Özgürlüğü
KONUŞULANLAR
1 / Turan Özkan Medya son dönemlerde en çok konuşulan bir konu, hemen hemen bu konuda da hepinizin bir fikri var. Konuşuyoruz, anlatıyoruz işimize gelmediği zaman ya da beğenmediğimiz bir haber çıktığı zaman hemen medyayı suçluyoruz. Onun için günlük alanda en çok konuştuğumuz şeylerden biri;medya. Kızdığımız zaman ‘Satılmış Medya’, hoşumuza gittiği zaman işte medya bu diyoruz. Ben her zaman bir espri yapıyorum bu konu ile ilgili. Medyanın şöyle bir şeyi var, trafik kazası oluyor gidip görüntüyü çekiyoruz. Trafik kazasında bir araç vatandaşa çarpmıştır, vatandaşın yakınları ne olursunuz görüntüyü çekip haber yapın derken, şoförün yakınları da bizi dövüyor çekmeyin haber yapmayın diye. Bizim böyle bir mesleğimiz, işimiz var. Yani sonuçta bir yerlere yaranırken bir yerlerin de eleştirisine maruz kalıyoruz. Türkiye’deki medyada bu anlamda bu tür şeylerle karşı karşıya kalıyor. Türkiye’deki medya böyle bir problem ile karşılaşırken dünya üzerindeki medya çok da farklı değil. Aslında dünya üzerinde medya çalışanları ve medya ilişkisi olan insanlar hemen hemen aynı şeylerle karşılaşıyorlar. Bugün dünya üzerinde 2012 rakamlarına göre 326 gazeteci, medya çalışanı tutuklu. Bunların yaklaşık yarısı Türkiye ve Çin gibi iki ülkede tutuklu, geri kalanı ise dünyanın diğer ülkelerinde yaklaşık 150 ülkede tutuklu. Dünya üzerinde 2017 yılında 65 gazeteci öldürüldü. Bu gazetecilerin içinde 39 tanesi mesleğini icra ederken hedef alınarak öldürüldü. Ülkemizde de gazetecilik konusunda en çok konuşulan iki isim var. Ahmet Şık ve Deniz Yücel. Deniz Yücel 324 gün iddianamesi hazırlanmadan tutuklu kaldı. Hala Cumhuriyet gazetesinde tutuklu gazeteciler var. Bu konuda dünyada birinci sıradayız. Türkiye medyadaki durumu itibarı ile çok iyi bir pozisyonda değil. Hal böyleyken medyanın el değiştirmesi gibi bir süreçle karşı karşıyayız. Buna bağlı olarak da “havuz medyası” denilen tek kaynaktan haber alan, tek kaynaktan yayın yapan bir dizi yayıncılıkla karşı karşıyayız. Ayrıca Türkiye medyası haberleri çok manipüle ediyor, bunu nasıl anlıyoruz; daha çok iktidar yanlısı haber yapılıyor. Muhalefet haberleri çok az. Ohal kararıyla çok sayıda basın kuruluşuna el koyuldu ve tmsf aracılığıyla satılıyor. Türkiye’de basın baskıyla karşı karşıya kalınca alternatif olarak internet kullanılmaya başlandı. Bunu Rtük kontrol edemeyince bir yasa çıktı ve internet üzerinden yayın yapanlar izin almak zorundalar. Bunlar, sağlıklı ve doğru haber almamızı engelleyen şeylerdir. Dünyadaki siyasi iktidarların tümü basını kontrol etmek isterler. Medyadaki problemlerin en önemli sebebinin ülkedeki demokrasi eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bizde daha çok militan gazetecilik yapılıyor oysa haber tam ortadan bakan bir bakış açısıyla yapılmalı.
2 / Bektaş Özbek Tüm medya aynı başlıkları atıyor. Basın kuruluşlarının başındaki kişiler aynı zamanda ticaretle uğraşıyorsa bir şekliyle iktidara bağlıdır ve farklı şeyler üretebilme şansına sahip değildir. Basın sadece basınla uğraşmalı yani gazeteci sadece gazetecilik yapmalı. İktidarın kendi açıklarının kamuoyu tarafından görülmemesi için her türlü baskıyı yapabiliyorlar. Biz ancak sesimizi yerel medya aracılığıyla duyurabiliriz, başka da şansımız yok.
3 / Erdoğan Ünverdi Basını dördüncü kuvvet olarak adlandırıyoruz. Basının asıl işlevi şu; basın haber alır ve aldığı haberi kitlelere ulaştırır. Ulaştırırken habere yorum yaptığınız zaman taraf oluyorsunuz. Basının görevi haberi vermektir. Kimi basının iktidarın yanında, bir kısmının da karşısında olması aynı zamanda toplumu da bölen, kutuplaştıran bir şey oluyor. Son dönemde bir kısım basının arkasında medya patronları var ve medyayı daha çok kendi çıkar amaçları için kullanıyorlar. Dolayısıyla medyanın bağımsız olma şansı yoktur. Siyasi iktidarlar bu gibi insanlar üzerinde daha çok baskı kuruyorlar çünkü basından ayrı iş alanı olunca birbirlerine bağımlı oluyorlar. Medya tarafsız ve bağımsız yayın yapmalıdır. Türkiye’nin bu anlayıştan kurtarılması lazım. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde siyasi iktidarlar beğenmediği basın üzerinde baskı yapma şansı yoktur. Ülkemizde çok sayıda basın mensubu yazdıklarından dolayı tutuklandılar. Ohal sürecinde kanun hükmünde kararnamelerle basın kuruluşları kapatılıyor ve gazeteciler tutuklanıyor, uzun süreli tutukluluk yaşıyorlar. Basın özgürlüğü ve haber alma özgürlüğü bir haktır, herhangi bir iktidarın baskısı olmamalıdır, bağımsız bir şekilde herkes görevini yerine getirmelidir. Olaya objektif bakarsak daha doğru değerlendirmeler yapabiliriz. Umarım ohal bir an önce kalkar ve özgürce yaşayabileceğimiz bir Türkiye’de yaşamaya devam ederiz.
4 / Halit Seydi Yücel Eskiden beri köşe yazarlarını okumak hiç hoşuma gitmezdi ve bunlar bizi yönlendiriyor diye düşünerek okumazdım, sadece haberleri takip ederdim Basın ve gazetecilerin haber verme şekli de değişti. Televizyonlar da öyle oldu. Sansür olayı ve iki yüzlü bir medya var. Medyanın gerçek anlamda haber yapıp da o haberi halka duyurmak için var olduğunu düşünmüyorum. Gazete okumaktan, haber izlemekten vazgeçtik. Çünkü üçüncü bir yol açıldı şimdi sosyal medya var. Sosyal medyayı da rahat kullanmaktan korkuyoruz bu dönemde. Bu sorun sistemseldir, çoğu tv ve gazete sahibi iş adamıdır ve bunların çoğu baskı altında. Eskiden tarafsız yayın yapan medya artık yok. Basının olmadığı yerde haber alma özgürlüğü de yoktur öyleyse özgürlüğümüz de yoktur. Basının özgür olması için ülkenin iyi bir sisteminin olması gerekir.
5 / Asım Demirkök Enformasyon çağında şöyle bir baktığımızda her gün bize çeşitli kanallardan bilgi akışı var. Kendimiz bize sunulan bu bilgileri ne kadar ayırabilecek hafızaya, akla önem veriyoruz? Herkes gerçeklik üzerinden değil kendi algısı üzerinden bakıyor. Takip ettiklerimizin ne kadarı doğru? Toplumların sosyolojik olarak değişimini izlediğimiz zaman bu değişimi görebiliyor muyuz? Bu değişim süreci içerisinde akıl yürütebiliyor muyuz? İletişim araçları kimin elinde ona bakmalıyız. Sadece hükümet yanlısı medyaya değil diğer tarafta kendini demokrat olarak tanımlayan medyaya da bakın. Onlar da bir olayı çarpıtıp gösteriyor. Facebook’a baktığımızda elli milyon insanın bilgilerini alıyor ve insanları yönlendiriyor, düşüncelerini değiştiriyor. İletişim araçları kimin elinde ve sizin buna gücünüz yetiyor mu? Dünyada ve Türkiye’de medyanın elinde olduğu bir azınlık var. Basındaki insanlar ne kadar temiz olabilir ki? Günümüzde Amerika ve diğer ülkeler Suriye’de olan bitene doğru dürüst müdahale etti miki? Büyük ülkeler kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda algı üzerinden toplumları gerçeklikten uzaklaştırıyorlar. Ekonomik güç belli ellerde ne kadar toplanıyorsa medyanın akıbeti de ona göre şekilleniyor. Bizim gerçekliği görmemiz ne kadar berraklaşırsa o kadar doğru bakabiliriz. Kişilerin artık ideolojik bakış açısından kurtulup vicdan ve akıl üzerinden bakması gerekir. Türkiye’de büyük medyanın sahiplerine bakın, hepsi büyük patronlar. Bunların bize sunduğu yorum ve gerçekler ne kadar doğru olabilir ki. Bize sunulan haberleri doğru ve yanlıştan ayıracak yapıya sahip olmamız ve iki yüzlülükten kurtulmamız lazım.
6 / Doğan Tunç Basının hizmetlerinden faydalanan insanlar olarak baktığımızda eskinin on tane gazetesinin yerine çok fazla haber alma imkanı var. Basında çalışan arkadaşların sorunlarını gündemden düşürmeden dünya standartlarına ulaşmaları için gereken yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Her şeyden önce basında çalışanların ekonomik yapılarının iyileştirilmeye ihtiyaç vardır. Çalışanların haklarının sık sık gündeme getirilmesi gerekir. İnternetin hayatımıza girmesiyle basın, enformasyon hayatımıza daha fazla girmeye başladı. Kendi sorunlarını ne kadar aza indirirlerse basın o kadar kaliteli olur.
7 / Mustafa Baştürk Ülkede problem ve sıkıntılar çok olduğu için her konuya farklı bakmamız normal. Basının haberi özgürce yayınlama hakkı, halkın da haberi alma hürriyetine sahip olması gerekir. Hepimiz ideolojik olarak gördüğümüz habere inanmak istiyoruz. Haber olduğu gibi verilmeli ve yorum yapılmamalıdır. Haber alma özgürlüğü kısıtlanamaz, sivil toplum örgütlerinin kendilerini alakadar eden haber konusunda temsil edilen kitlenin haber alma özgürlüğü konusunda çok ciddi takipçisi olması lazım. Bugün işçiler aleyhine bir yazı çıkıyorsa bu yasanın ince detayına kadar haberin ne getirdiğini ve ne götürdüğünü o insanlara bildirmek zorundadır. Sivil toplum örgütleri olarak her dönem ya taraf olduk ya karşı olduk. Halkın haber alması gereken her konularda haber yapmalısın. Bizi yöneten siyasiler hiçbir zaman halkın gerçekleri ile karşı karşıya gelmek istemez ama biz istemeliyiz çünkü biz toplumun içindeyiz. Bir arada yaşıyoruz bir grubun haber alma özgürlüğü yoksa bizim de yoktur. Haksızlıklar varsa mutlaka söylemeliyiz. Bu topraklarda beraber yaşıyorsak eğrisiyle doğrusuyla her şeyi ortaya koyup konuşabiliriz. Eğer siz herkesi susturma yoluna giderseniz kaybedersiniz. Bu ülkede demokrasinin gelişebilmesi için basının çok rahat bir ortamda çalışması, ekonomik sorunlarının olmaması gerekir.
8 / Kadir Akgüneş Daha önce birçok farklı siyasi yelpazedeki gazetelerin tümünü okurduk. Televizyonlarda tartışma programlarında farklı görüşteki insanlar bir araya gelip konuşabiliyordu şimdi ise öyle bir şey yok. Köşe yazarları artık kendi görüşlerini yazmıyorlar o nedenle okuyacak bir şey de kalmadı.
YEREL KONU:Malatya Medyası
1 / Mazlum Köse Medyada tarafsızlık ve tek seslilik hepimizin hem fikir olduğu bir durum. Tek manşetli yayıncılık daha çok Akp döneminde önümüze geldi, daha önce de taraf olanlar vardı ama bu kadar değildi. Yerel medyanın ekonomik sorunları artık görevini yerine getiremez bir duruma gelmiştir. İlimiz basın anlamında basın enflasyonunun yaşandığı bir ildir. 15 radyo var, 13 tane günlük gazete vardı, 7 televizyon vardı. Ama bugün geldiğimiz noktada basın ilan kurumunun, masraflarınızı azaltın baskısıyla yapmış olduğu bir uygulamayla 13 olan gazete sayısını 4’e indirdiler. Basın organları birleşmelerine rağmen çok kazanamadıkları gibi ciddi anlamda ekonomik sorunlarla uğraşıyorlar. Bu da aslında yerelde de tek sesliliği inşa edebilmek için bir baskıydı. Yerel televizyonlar da aynı durumda. Güneş tv olarak canlı yayını iki yıldır bırakmak zorunda kaldık yalnızca frekansımız kapanmasın diye bant yayınlarla direniyoruz. Aslında bu da sıradan bir şey değil. Bir projenin sonucunda, ekonomik ve siyasi baskılara yenik düşmek için yapılıyor. Özellikle yerel medyada çalışanların sorunları çok fazla.Esas sıkıntının büyüğünü onlar yaşıyor. Televizyonlar ve gazeteler yedi kişiyi sigortalı çalıştırmak zorunda ama yapılan şu; herkes yakınını, akrabasını sigortalı göstererek emekli olmalarını sağlamak yoluna gittiler. Böyle olunca da çalışanların birçoğu, sigortasız, sendikasız, örgütsüz bir şekilde düşük ücretlerle çalışmak zorundalar. Yerel medyada çalışanların sorunlarını çözmek adına kurulmuş olan örgütlenmelere baktığımızda da onlarda bağımsızlıklarından uzaklaşmışlar ve birilerinin yönlendirmesiyle artık kendilerine yön biçmek zorunda kalmışlar. Bunlar basın yayın organlarının sıkıntılarını, sorunlarını gidermek adına kurulan dernekler bugün çok farklı kimliklere bürünmüş, ne yaptıkları çok da net olmayan ama birilerinin yönlendirmesiyle de farklı bir çizgi izleyen bir hale gelmişlerdir. Birçok basın organı kapanmakla yüz yüze kalmak durumuna gelmiş. Hem ülkede hem de yerelde basınımızın geldiği noktayı çok aydınlık görmüyorum, basın çalışanları adına bizi çok iyi günlerin beklemediğini düşünüyorum.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik
Malatya kMM