YER: MÜSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 03.03. 2018
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
2 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
3 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – (Başkan )
4 / HAZARSAM ( Prof. Dr. Bilal Çoban – Başkan )
5 / Elazığ Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Yön. Kur. Üyesi )
6 / İpekyolu Dayanışma Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
7 / HABİTAT ( Gülsüm Uzun – İl Temsilcisi )
8 / MÜSİAD ( Hasan Uzun – Şube Başkanı )
MESLEK ODALARI
******************
SENDİKALAR
*************
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Hüseyin Hekimoğlu
GÖZLEMCİLER
**************
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
Kanal Fırat
Kanal E
MODERATÖR
Ercan Sözüer ( Elazığ kMM Girişimcisi )
KONULAR
GENEL KONU: Erkek Şiddeti; Türkiye’ de Kadın ve Çocuğun Yeri.
YEREL KONU: Eski Emniyet Müdürlüğü Arazisinin Durumu.
KONUŞULANLAR
Genel Konu:
1 / Abdulkerim Avanoz: Son zamanlarda Türkiye' de sorunlar artarken, bu sorunların başında kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı yer almaktadır. Hayat devam ettiği sürece bu sorunlar da devam edecektir. Önemli olan yetkililerin bu tür sorunlara köklü çözümler bulmasıdır. Eğitim bu işin ön koşulu olduğu gibi, caydırıcı cezalar da oldukça önemlidir. Toplum Müslüman ise İslami çözüm üzerinde durulmalı, şayet değilse o toplumun görüşleri doğrultusunda çözüm yolları bulunmalıdır. Sorunlar elbette ki kökünden çözülmez, ancak asgari düzeye indirilebilir. Biz toplum olarak Kur’an, hadis ve sünnet doğrultusunda konuya çözüm bulabiliriz. Modernleşme adı altında batı kültürü topluma dayatılmaktadır ve dolayısıyla toplumda huzur kalmamıştır. Çocuklar geleceğin teminatıdır, bundan dolayı hassasiyetle üzerinde durulmalı, bunun için önce aile sonra okul ve dolayısıyla milli eğitim bakanlığı bu konuda duyarlı davranmalıdırlar.
2 / Atik Okuyucu: Kadına görelik şiddetin ve çocuk istismarının azalması ciddi bir eğitim gereklidir. Ayrıca maneviyatta bu konuda çok önemlidir. Ne yazık ki annemize ve bacılarımıza gösterdiğimiz sevgi ve saygıyı eş olarak kabul ettiğimiz kadınlarımıza gösteremiyoruz. Eşlerimizi hala elkızı gibi görüyoruz, oysa kadınlar bizim vicdanımız ve denge unsurlarımızdır. İnsanların tercihleri, aidiyetleri çocuk istismarı söz konusu olduğunda hafifletici sebep olmamalıdır. Yasalar bu konuda daha da katı olmalıdırlar. Bakara süresi 228. ayette erkeklere ne hak verilmişse kadınlara da ayni hak verilmiştir.
3 / Zülfü Biçerer: Bizler %99'u Müslüman olan bir toplumda yaşıyoruz ve bu toplumda namus kavramı oldukça önemlidir. Bugün toplumumuzdaki en ciddi sorunlardan biri aile yapısının bozulmasıdır. Bunun neticesinde kadının erkeğe erkeğin de kadına davranışları değişebilmektedir. Ve aynı şekilde çocuk tacizlerini artması ile de toplum ciddi bir yara almaktadır. Elbette biz, bunun çözümünün olduğuna inanıyoruz. Batılı araştırmacılar yaptıkları incelemelerde, kadının değerinin toplum içinde çok yüksek olduğunu görmüşler, dolayısıyla bu durumun toplumun yapısı üzerindeki etkisini anlamışlar. Şunu özellikle belirtmek isterim: toplumun ahlak ve maneviyatının yüksek olması güzel ahlaklı ve faziletli olması toplumda mutlu ve huzurlu bir yaşamı mümkün kılar.
4 / Mehmet Kıran: Öncelikle aile toplumun çekirdeğidir. Bizler Osmanlı geleneğinin devamı niteliğindeyiz, bize bırakılan bu geleneğe baktığımızda; kadın ve çocuğa ne kadar değer verildiği aşikârdır. Bunu da Allah'ın kitabına uygun olarak yaşanmasına borçluyuz. Ancak ne zaman ki Allah'ın kelamını bir kenara bırakmışız ve İsviçre’ den Fransa’dan ve İtalya'dan ithal kanunlar getirmişiz ve kendinizi uyarlamaya çalışmışız o zaman bu tür sorunlar toplumda baş göstermeye başlamıştır. Yani demek istediğim 30 yaşındaki bir insana beş yaşındaki bir çocuğun elbisesini giydirmek mümkün değildir. Ben şahsen çocuk istismarı konusunda ağırlaştırılmış cezaların hayata geçirilmesinden yanayım. Bu şekilde bir nebze de olsa bu tür vakaların önüne geçilebileceğin inanıyorum, ayrıca ahlak ve maneviyat ile eğitime de önem verilmelidir diye düşünüyorum.
5 / Mehmet Kayabaş: Bu kadar bolluk ve bereketin olduğu bir dönemde insanların hala şükretmemesi ve komşuda var benim de olsun, ben de neden yok anlayışı aileleri sarsmaktadır. Böylece ailede kızgınlık kırgınlık hatta şiddete varan olaylar yaşanabilmektedir. Hep daha çok şiddeti uygulayan taraf olarak erkek tarafı suçlanıyor, yani hırsızın hiç mi suçu yok. Bildiğiniz gibi kurumlarda ki hiyerarşi ast-üst şeklinde yürür, ancak ailede kadın kalkıp derse ki sen de özgürsün ben de özgürüm ikimizde istediğimiz gibi davranabiliriz, o zaman bu tür sorunlara resmen davetiye çıkarmış oluruz.
Yerel Konu:
1 / Prof. Dr. Bilal Çoban: Emniyet müdürlüğünün elim bir şekilde patlatılması ve akabinde üç tane şehit vermemiz tüm Türkiye'deki vatandaşlarımızın bağrına ateş düşürdüğü gibi, Elazığlımızın da bağrına ateş düşürmüştür. Çünkü çok alışık olmadığımız bir durumdu, her ne kadar bölgede teröre yakın bir il olsak da hiç bu kadar yakından terörü hissetmemiştik ve derinden sarsılmıştık. Tabi bu patlamadan sonra emniyet müdürlüğünün yeri ile ilgili bir takım beklentiler oluşmaya başladı bizler de Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi olarak beklentilerimizi dile getirmiştik. Deniyor ki: bu arazi TOKİ'ye verilsin ve karşılığında TOKİ emniyet müdürlüğü binasını yapsın ve araziyi de istediği gibi değerlendirsin. Evet, bu bir yol olabilir, ancak biz o dönem şunu dile getirmiştik; İçişleri Bakanlığı o binayı yapsın ve mevcut arazi de ilin dinamikleriyle beraber oturulup konuşulsun, park mı yapılır anıt mı yapılır ne yapılacaksa bunun kararı o ilin kendisi versin ama TOKİ orayı almasın. Bildiğiniz gibi TOKİ kurumsal anlamda kar amacı güden bir kuruluştur, dolayısıyla bu arazi onların uhdesine geçtikten sonra istedikleri gibi değerlendirebileceklerdi. Oysa biz mevcut arazinin yanındaki çevre ve şehircilik il müdürlüğünün de kaldırabileceğini ve yanındaki Nurettin Ardıçoğlu Kültür Merkezi ile birlikte, yanına 2000 kişilik ve 1000 kişilik birer tane daha kongre salonu yapılarak oranın kültür ve kongre vadisi yapılabileceğini dile getirmiştik. Çünkü Ankara’dan bu yana bir kongre vadisi yoktur. Buna ek olarak yanına bir cami de yapılabilir ve oda protokol camisi olarak kullanılabilirdi. Tabi bu bizim önerimizdi. Konutun haricinde ne yapılırsa biz varız dedik ve her türlü Elazığ'ın emrinde olduğumuzu dile getirdik. Ancak görüyoruz ki; bugün konut alanı olarak satışa çıkarılmış bulunmaktadır. Her zaman savunmuşumdur, bir iş olduktan sonra müdahale edilince geç kalınmış oluyoruz, biz yine de siyasi iktidarın bu konuda duyarlı olduğuna inanıyoruz ve o bombayı hepsi yüreklerinde hissetmişlerdir bundan eminiz. Biz halkımızın ve sivil toplum kuruluşlarının bu beklentisinin dikkate alınmasını istiyoruz.
2 / Zülfü Biçerer: Emniyet müdürlüğü arazisinin akıbeti henüz tam olarak belli değil, bununla birlikte bizler sivil toplum örgütleri olarak bu arazinin park ve yeşil alan olarak değerlendirilmesini istemekteyiz. Bu arazinin konut alanı olarak imara açılıp satışa çıkarılmasının Elazığ açısından iyi olmayacağını düşünüyorum
2 / Atik Okuyucu: Mevcut araziye konut yapılmasını uygun görüyoruz, dolayısıyla oraya Elazığ'a yakışır bir şekilde kongre salonu, park, yeşil alan ve orayı simgeleyen bir takım şeylerin olması bizleri memnun edecektir.
3 / Mehmet Kıran: Emniyet müdürlüğü arazisinin üzerine bir beton yığını yapılmasına ben de karşıyım, buraya nezih bir park yapılmasını ve şehitlerimize yakışır bir şekilde bir anıt yapılmasını daha uygun görüyorum.
4 / Hasan Uzun: Emniyet müdürlüğünün yeri yeni, yeni bir emniyet binasının yapılması karşılığında TOKİ'ye verilmiştir. Bu arazinin bundan sonraki durumu tamamen TOKİ ilgilendirir. Sonuçta TOKİ yeni emniyet müdürlüğü binasını yapmış, karşılığında bu arsa kendisine tahsis edilmiştir üzerine konut mu yapar yoksa bu araziyi satar mı o TOKİ’nin bileceği bir şeydir. Biz olay daha sıcakken oranın TOKİ’ye verilmemesi için, ulaşmamız gereken yerlere ulaştık ancak çabalarımız sonuçsuz kaldı.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
150’ ye yakın sivil toplum örgütüne SMS atılarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine SMS atılarak toplantı hatırlatıldı ancak ne katılım ne de geri dönüş oldu.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, iki televizyon kanalı katıldı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi