YER: Bilsam Toplantı Salonu
TARİH: 06 Ocak 2018
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Sakatlar Derneği (Ali Haydar Koyun)
2 / Ehl-i Beyt Kültür Derneği (Sadık Gökgöz)
3 / Önder İmam Hatipliler Derneği (Mustafa Baştürk)
4 / Alevi Eşit Yurttaşlık Derneği (Erdoğan Ünverdi)
5 / Armutlu Derneği (Cemal Ağdağlı)
6 / Toplum Gönüllüleri Birliği (Sinan Oral)
7 / Ulaştırma Memur Sen (Doğan Tunç)
8 / Atmalılar Derneği (Halit Seyfi Yücel)
9 / Arguvan Bozan Köyü Derneği (Hasan Öztürk)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Asım Demirkök (Gazeteci)
2 / Hamza Doğuç (Emekli Eğitimci)
3 / Kadir Akgüneş (Avukat)
4 / Ali Tura (Araştırmacı-Şair)
5 / Mustafa Değirmen (BTP Arapgir İlçe Başkanı)
6 / Ali Göktürk
7 / Yusuf Akdağ (Araştırmacı-Yazar)
8 / Bülent Yılmazer
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılan Olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılan olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok
MEDYA
Katılan olmadı.
MODERATÖR
Asım Demirkök
KONULAR
GENEL KONU: Khk’lar; TBMM ve Yasama
KONUŞULANLAR
1 / Kadir Akgüneş Kanun Hükmünde kararnameler olağanüstü halin bir gereği olarak sadece güvenlik amaçlı olmalı. Torba yasalar gibi bütün alanları düzenleyen kararnameler çıkarılmaya başlandı. Türkiye’de kanun hükmündeki kararnameler amacından saptırılmıştır. Normal zamanlarda yasalar önce komisyonlarda konuşulup sonra meclis genel kuruluna gelirdi, şimdi öyle bir şey yok, hükümet kanun hükmünde kararnameyi çıkarıyor sonra otuz gün içinde mecliste tartışılsın diyor ama çok azı dışında meclise gelen de yok.
2 / Erdoğan Ünverdi Olağan üstü hal dönemlerinde demokratik haklar ve özgürlükler bir süre askıya alınıyor. Güvenlik nedeniyle insanların yaşam alanlarında belli kısıtlamalar oluyor. Bu uzun süre devam ettiğinde ülkeye de topluma da zararları oluyor. Oysa ki biz olağanüstü hal de değil normal sistem içerisinde olmayı tercih ediyoruz. Hükümetin olağanüstü hali uzatarak ne yapmak istediğini de çözemiyoruz. Güvenlikle alakası olmayan konularda da khk çıkarılıyor. Meclis bu durumda devre dışı bırakılmış. Ülke olağanüstü hal ve kanun hükmünde kararnamelerle yönetilecekse o zaman meclisi kapatsınlar. Khk’ların gerekçesi devletin güvenliği içindi. Sadece güvenlikle ilgili khl lar olmalıydı. Keyfiyet var ve bu alışıla gelmiş bir şey oldu. Muhalefetin itirazları hiçbir şekilde dikkate alınmadan istenen yasa çıkarılıyor. Khk’ların, insan hakları ve evrensel hukuka uygun olmalı. Baktığımızda bizi yönetenlerin evrensel hukuku çok da dikkate almadıklarını görüyoruz. Bir keyfiyet var; biz yaptık oldu anlayışı var. Muhalefetin ve meclisin hiçbir görüşünü dikkate almayan bir anlayışla ülke yönetilmeye çalışılıyor. Khk’lar daha çok yargı kararları ile alakalı olmalı. İnsanların suçlu ya da suçsuz olduğuna yargı karar vermeli.
3 / Halit Seydi Yücel Ülkemizde bugün haber alma özgürlüğü kısıtlanmış durumda. Çünkü fikir beyan etmek isteyen insanlar fikirlerini söylediklerinde teröristlikle, Fetö’cülükle itham ediliyor. İnsanlar artık düşüncesini söylemekten korkmaya başladı. Farklı fikir ve düşünceleri duydukça kendi fikirlerimizi de geliştirebiliriz. Khk’lar güvenlikle ilgili olmalıdır, ama her şey girdi. Khk’lar amacından saptırılmış, meclis devre dışı bırakılmış, yasama,yürütme,yargı gitmiş ve tek bir kişi var. Bu tek kişiye ağır bir yük olmasına rağmen devam ediyor. Biz aşağıdaki insanlar buna direndikçe canımız yanıyor; korkuyoruz, direnemiyoruz. En büyük korkumuz çocuklarımızın geleceğinin çalınmasıdır. Khk’lar meclisin yerini almış ve meclis devre dışı bırakılmıştır. Khk’ ların uygulaması bir süre sonra öyle bir hale geliyor ki “bu hak benimdir” anlayışı var. Toplum siyasetten korkar hale geldi. Bizi yönetenlerin yapmaları gereken tek şey empati kurmalarıdır.
4 / Sinan Oral Son khk’dan sonra toplumda tartışılan konuyla ilgili Bakanın yaptığı açıklamaları dikkate almak zorundayız. Eğer 15-16 Temmuz tarihlerini esas alacağız diyorsa buna bir yasallık kazandırılmalı. Endişelerimizi sürekli tekrarladığımız zaman bu işin sonu yok. Sivil toplum örgütleri olarak hükümete “biz endişeliyiz ve bunu netleştirin, daha öncesini ve daha sonrasını kapsamayacak şekilde bizi tatmin edin” mesajını göndermemiz gerekiyor. Mustafa Kemal’in Bursa nutkunda şöyle der; “Türk genci devrimlerin ve Cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır, yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları küçük düşürecek en küçük bir kırpıntı oldu mu bu ülkenin jandarması vardır, polisi vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopayla, silahla nesi varsa onunla yapıtını koruyacaktır.” Şimdiye kadarki hükümetlerin yaptıkları hatalarda sonuca ulaşmak istiyorsak bakanın ağzında çıkan sözün kanuna eklenerek yasalaştırılması gerekiyor.
5 / Ali Tura Khk’lar demokratik midir, değil midir? İş başına gelen tüm hükümetler kanun hükmünde kararname çıkarıyor ve bundan faydalanıyor. Ülkenin yasama ve yürütmesi var. O yasama içerisinde kendi devletini, kendi kurumlarını koruyacak temel yasaları da vardır. Toplum, 1930’lardaki gibi kurulan ulus devlet projesinde o söylemler haklı görülebilir. Ama günümüzde devletin yönetilmesinde bir-iki kişiye yönetme yetkisi vermek doğru değildir. Dolayısıyla kanun hükmünde kararnameleri de işlevsiz bir kurum olarak görüyorum. Parlamento devre dışı kalmış, yeni bir yapılanma sürecine gidiyoruz. Başkanlık sistemine gidiyorsak bunun maketini kurmaları gerekiyor ki biz de ne olacağını konuşalım. Başkanlık sistemi nasıl olacak bilmiyoruz. Türkiye’de bölünmüş bir devlet yapılanması var ve devleti değiştirmek isteyen bir güç var biz de arada eziliyoruz.
6 / Sadık Gökgöz Herkesin insaflı olması gerek. Khk’ların artı ve eski yönleri vardır. Güvenlik amaçlı olarak olağanüstü hal ile yönetilen yerler dünyada vardır. Adalet bir gün herkese lazım olacak. Ama bu herkese de eşit olmalı. Devletin her pozisyonuna liyakat sahibi insanlar gelmelidir. Dün fetullahcılar devlet eliyle yapıyordu bugün başka cemaatler yapıyor. Bu da gelecekte bizi başka tehlikelerin beklediğini gösteriyor. Diğer bir endişemiz de Konya gibi illerde milis güçlerinin silahlandığı bilgisidir. Ülkeye ateş düşerse her kesimden yanan olur. Buna şiddetle karşıyız.
7 / Yusuf Akdağ Olağanüstü hal ve kanun hükmündeki kararnameler kendi senaryoları olan 15 Temmuz hareketinin Türk Milletinin değil de iktidarın ve iktidar yandaşlarının kendilerini koruma zırhıdır. Tek amaçları sivil halkı sindirmek, başkaldırının olmasını engellemek ve insanları korku çemberinin içine almaktır.
8 / Doğan Tunç Ülkede yaşayan insanlar olarak ırk, cins, mezhep ayrımı yapmadan, uzlaşma kültürünü ön plana çıkararak, kanunlarımızı herkese adalet boyutuyla herkese eşit , eşit paylaşım, kimsenin zarar görmeden, barış içinde yaşamamız gerekir. Önemli olan; khk’ların içeriği yanlışsa ona karşı çıkalım değilse karşı durmamıza gerek yok. Sivil toplum örgütlerinin işlerin doğru yürümesi için fikir üreterek katkı sunması gerekiyor. Dünyada kapitalist bir sistem var ve devletleri milli gelir düzeyini yükseltmek için kavga ediyorlar. Kavga etmeden, uzlaşarak, kardeşçe yaşamalıyız.
9 / Cemal Ağdağlı Türkiye’nin yüzde doksan sekizi islamiyeti bilmiyor, neye taptığını, ne için taptığını bilmiyor. Toplum demokrasi ve mücadele anlamında bilinçli değil. Ne için mücadele ettiğimizi bilmiyoruz. Bir toplum khk’larla yönetiliyorsa bunun demokrasiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Bugünkü khk’ların geliş nedeni bellidir. Bugünkü Cumhuriyetçi, Atatürkçü, vatansever insanların üzerine gidiliyor. Doğruya doğru yanlışa yanlış demediğimiz sürece bu durum devam edecektir. Yanlışın alevisi,sunisi,sağcısı,solcusu olmaz, yanlışa yanlış demek zorundayız.
10 / Asım Demirkök Önemli olan hayatı ve gerçekleri görmemiz, sadece kendi mahallemizin bakışına göre bakmamamızdır. Küresel düzeyde bir değişim oluyor. Artık devletler arası savaşın yerine ulus devlet içerisinde farklı algılar oluşturarak, o ulus içindeki farklı kimlik ve inançları çatıştırarak yönetme anlayışı var. Dünyanın zenginleri kendi sömürge anlayışlarını dayatıyor. Khk’lar neden çıktı, neler oldu bunları niye 15 Temmuz’da üzerimize saldılar? Salanlar kim? Fethullah Gülen adında bir imam 165 ülkede gidip okullar açacak, o ülkenin bürokratların, zenginlerin çocukları okuyacak ve Amerika gibi bir ülke buna göz yumacak. Böyle bir şey var mı? Bizim temel sorunumuz toplumsal uzlaşıyı sağlayacak bir anayasayı yapamamamızdır. Algı üzerinden bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Bir parti üzerinden bakar ve suçlarsak bir şey olamayız, olay ve olguların gerçekliği üzerinden bakmalıyız, ortaklığımızı kuracak anlayışı ve dili kullanmalıyız.
11 / Ali Haydar Koyun Kanun Hükmünde Kararnameler iç güvenlik ve dış güvenlikle ilgili düzenlemeler için yapılmalı. Anayasa olmasına rağmen ortada işlenen bir suç var. Çıkan otuz khk’nın sadece beş tanesi meclise sunuluyor da diğerleri neden gelmiyor? Kamuoyundan kaçırılan bir şeyler var veya kamuoyunun önüne bir şey atarak meşgul edip arkadan başka şeyler mi yapılıyor? Çoğunluk iktidar partisinin elinde olmasına rağmen neden meclise götürmüyorlar? Aklımızla alay ediliyor. Yanlışı dile getirmemiz lazım. Medyayı izlediğimiz zaman artık tedirgin olmaya başladık. Son kanun hükmünde kararnamede sadece 15-16 Temmuz denseydi olmaz mıydı? Neden ucu açık şekilde bırakıldı? Khk’lar nedeniyle insanlar artık konuşmaktan korkmaya ve sindirilmeye başladı. Gelecekle ilgili tedirgin ve endişeliyim.
12 / Mustafa Baştürk Ortam ve şartlar söz konusu olduğunda yöneticiler tedbirler almak zorundadır. 15 Temmuz millete karşı yapılmış en büyük hainliktir. Son khk’da muğlaklığı gidermek için bir ekleme yapılabilirdi. Toplum üzerinde diktatörlük varmış gibi lanse ediliyor ama ben öyle düşünmüyorum, öyle bir şey yok. Var olan sıkıntılar aşılmayacak sıkıntılar değil. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar var, parlamenter sistem var. Meclis kapanırsa kim yönetecek ülkeyi, parlamenter sistemi ortadan mı kaldıracağız? Ötekilerin haklarını kimler koruyacak? Bazı tedbirler alınacaktır. Muğlak olan şeylerle ilgili haksızlığa uğrayabilir. Muhalefet uzlaşma masasına gider oysa bizde muhalefet direk karşı koyuyor. Evrensel hukuku hangi batı ülkesi uyguluyor? Birbirimizle empati kurarak, birlikte yaşama kültürünü oluşturmalıyız. Bir araya gelmediğimiz ve empati kurmadığımız için bunları aşamıyoruz.
13 / Hamza Doğuç Herkesin ayrı ayrı etkileyeceği sivil toplum kuruluşları var. Sivil toplum kuruluşlarını ayda bir kez katılmaları için çağrıda bulunalım. Tüm kesimlerin katılacağı bir yer olmalı. Farklılıklarımızın zenginlik olduğunu kabul edelim. Teoride sorun yok ancak pratikte sorun yaşıyoruz. Öğüt vermek yerine örnek olmamız gerekir.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik
Malatya kMM