Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 06.01.2018
KATILIMCILAR
DERNEK,VAKIF VE GİRİŞİMLER
1. Mustafa TEMİZER (MİLLET DERNEĞİ)
2. Ahmet TAŞ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU)
3. Ferhat ÇAKIR (KAYSERİ KUDÜS PLATFORMU)
4. Osman GERÇEK (İLİM HİKMET VAKFI)
5. Osman İKİNCİ (MİLLET DERNEĞİ KAYSERİ İL TEMSİLCİSİ)
6. Yasin KARAKAYA (MAZLUMDER)
7. Hülya TURHAN (HİMAYEDER)
8. Bahri GÖÇMEN (SEYYİD BURHANEDDİN DERNEĞİ)
9. Furkan YILMAZ ALTUNÖZ (MİRAÇ VAKFI)
10. Salih DEMİRAYAK (FAKİR VE MUHTAÇLARA YARDIM DERNEĞİ)
11. Cafer BEYDİLLİ (TEKEV)
12. Hasan Hüseyin ŞAHİN (İYİLİKDER)
13. Arif DOĞRUER (STRATEJİ DERNEĞİ)
14. Mustafa KURBAN (YEŞİLAY)
SENDİKALAR
1. Uğur MEMİŞ (EMEKLİ MEMURSEN)
SİYASİ PARTİLER
1. Ebrar ASLAN (ERCİYES ÜNİVERSİTESİ AK PARTİ TEŞKİLATI)
KURUMLAR
1. Lutfi ÇETİNKAYA (DİYANET)
2. İbrahim ÜNAL (TARIM MÜDÜRLÜĞÜ)
3. Mustafa BALABAN (MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ)
4. Şaban UĞUR (KOCASİNAN BELEDİYESİ)
ÖZEL SEKTÖR
1. Mehmet Mücahit YILDIZ (ÖZEL SEKTÖR)
MEDYA
1. İhlas Haber Ajansı
2. TV Kayseri
3. KAYTV
4. Sabah Gazetesi
5. Akit Gazetesi
6. Kayseri Gündem Gazetesi
ÖZEL KONUKLAR
1. Av. Dr. Mehmet SARI
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve gözlemcilerden toplam 50 izleyici katıldı.
MODERATÖR: Ferhat ÇAKIR
Kayseri küçük Millet Meclisi Mayıs ayı buluşmasında "KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER, TBMM, YASAMA" konusunu görüşmek üzere özel konuğu Hukukçular Derneği Eski Genel Başkanı Av. Dr. Mehmet SARI nın katılımı ile Ocak ayı buluşması gerçekleştirilmiştir.
06 Ocak 2018 tarihinde Cumartesi günü Kocasinan Belediyesi Meclis salonunda yapılan toplantıya birçok sivil toplum kuruluşuna ait temsilciler, gözlemciler, kamu kurumu, medya ve üniversite öğrencileri katıldı.
"KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER, TBMM ve YASAMA"
Özel Konuk: Av. Dr. Mehmet SARI
Kanun Hükmünde Kararnameler ’in hangi koşullarda yapılacağı anayasada belirtilmiştir. OHAL’in ilanı ve KHK ile çıkartılan Kanunlar Meclis’in denetimine tabidir. Türkiye gerçekten OHAL şartlarını ihtiva ediyor. 15 Temmuz bu olayın kırılma noktalarından bir tanesidir. Olağan dönemde çıkartılan KHK ları bir kenara bırakmamız gerekir. Bir anlamda OHAL şartlarında çıkartılan KHK yine anayasal bir durumdur. OHAL şartlarındaki şartların deruhtesi için KHK düzenlenebilir. OHAL koşulları halen Türkiye’de varlığını koruyor. Bu anlamda memur, yargı mensubu ve kolluk kuvvetleri sorgulama altında. Yargıtay’da sekiz ayda çıkan bir dosya bu şartlarda 12 ayda veya daha fazla sürede çıkmaktadır. OHAL şartları Türkiye için halen gerekli olan bir durumdur. Bu şartlar altında da anında alınması gerekli olan Kanunlar Meclis’te aynı süratle çıkamaz. Dolayısı ile KHK ile hızlı hareket edilmesi gerekir. Bunun örnekleri saymakla bitiremeyiz. Eğer biz Meclisi bekleseydik yurt dışına şimdikinden çok daha faza kişinin kaçmış olacağını görürdük. Neticede KHK çıkarılması neticesinde nereye evirildiği noktasında eleştiriler var. Mesela kar lastiğinin, taşeron yasasının, diğer taraftan cam filmi gibi konuların KHK ile çıkarılması eleştirildi. Ancak kar lastiği konusu Meclis’e gitseydi bu sene kış dönemi biterdi. O yüzden KHK ile çıkartıldı. Aynı şekilde taşeron işçilerin KHK ile çıkarılması da aynı minval üzeredir Meclis’te bu kanun en az 5 – 6 ay kadar sürmesi beklenirdi. Bu tür uygulamalar maslahat açısından doğru ancak pratikte çok eleştiri almadı. KHK ile düzenlenen ve TC vatandaşlarına getirilen muafiyet düzenlemesinde muhalefetin konuyu gündeme getiriliş biçimi örseleyici. 15 Temmuz gecesi ortaya atılan linç edilen askerler vs gibi konular toplumu rencide etmektedir. Çünkü bu tür konular hiç olmadı. Biz eğer 15 Temmuz gecesi bu ülkeyi darbecilerden kurtaran halka karşı daha sonraki yıllarda kamu malına zarar vermek, görevli askere polise dirençte bulunmak suçundan pekâlâ davalar açılabilir. Bu tür dava açmalarını önlemek adına böyle bir uygulamaya gidildi. Türkiye’nin önemli sembol davalarına sadece iktidar değil bütün Meclis üyeleri müdahil olması gerekir. Çünkü bu bir kurtuluş mücadelesiydi. Aslında olay 15 Temmuz da başlayıp 16 Temmuz da bitmedi.17 Temmuz da bile hala teslim olmayan asker kılıklı teröristler vardı. Kilit nokta 15 Temmuz ve devamı niteliğindeki açıklamadır. Başka konuları içermez. 16 Temmuz ibaresi sadece 15 Temmuz ile sınırlı değildir. Hukuk tekniği bakımından ayrılan noktalar var. Devam eden suçlar sürenin bittiği an suçun gerçekleştiği anı ifade eder. Bu süreç bu suçun bastırıldığı en son ana kadar devam eder. Hukuk tekniği açısından aslında bir sorun yoktur. Fakat halkın gözünde bu sorulabilir bir sorudur. Tek tip kıyafet konusunda dünya örnekleri vardır. ABD’de örnekleri hüküm giymişler açısından, bizdeki, ise anayasal ve terör suçlularına yapılacak bir uygulamadır. İtirazlar pratik uygulama ile eleştiriler var.
Ahmet TAŞ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU): Keşke 15 ve 16 Temmuz süresi içinde memleketini, devletini, milleti korumak içim millet sokağa çıkmış. Aslında devletin askerine polisine karşı vatandaşın karşı çıkması yoktur. Fakat öyle bir hal olmuş ki ülke elden gidiyor. Darbe kalkışması var. Mevcut anayasal düzene karşı çıkan paralel devlet yapılanması var. Vatandaşın bu anlamda karşı çıkma hakkı da var. Bu düzenin sahibi ben demiş ve karşı çıkmış. Keşke hukukçular bu olayı 15 Temmuz’un başladığı andan 16 temmuz sabahına kadar olan süreyi kapsar şeklinde açıklama yapsa ne kaybederlerdi. Ben hem iktidardaki hem de muhalefetteki partilere çok kızıyorum. Keşke bunu daha açık yazıp hiç kavgaya kaosa bizi sürüklemeselerdi diye düşünüyorum. Millete doğru anlatamadılar. Aslında bu dönemdeki canını ortaya koyan, şehit düşen, gazi olan binlerce insan ebetteki yargılanamaz yargılanmamalıdır. Bu uğurda binlerce evin ocağı sönmüştür. Dolayısı ile bu insanların takdir edilmesi bile gerekir. Tek tip uygulama ise ABD örneği ele alınıyor. Bu bana garip geliyor. Kişinin masumiyet karinesi elbette vardır. Kişiler mahkum edilmeden tulum giydirilmesinin kişi hürriyetine müdahale diye düşünüyorum. Ben 28 Şubatta içerde kaldım. Bana tulum giydirilseydi çıktığımda toplumun bana bakış açısı çok değişirdi. Bu için çok vebali var. Bu Kanunun çıkaran vekillerimiz hakkını ödeyemez. Bizim vekillerimiz uyarılmalı ve uyarıları da dikkate almalıdır. Doğru eleştiriye evet diyelim. Yanlış olana da hatalı diyelim. Alınan kararlar geçici süre için değil uzun süreli olmalı ve empati yapılarak Kanun yapılmalıdır. KHK ile Başbağlar mahkûmlarına ve hizbul-tahrir davasından hüküm giyenlere yeniden yargılanması noktasında KHK da ele alındaydı. Çünkü bu kişileri yargılayanlar FETÖ mensuplarıydı.
Mehmet Mücahit YILDIZ (ÖZEL SEKTÖR): Anayasal düzene karşı gelmekten ve bozmaktan bir askerimiz beraat etti. Bu askere tek tip kıyafet giydirilse idi ne olurdu acaba? Empati yapmamız gerekiyor. Birilerinin elini vicdanına koyması gerekiyor. KHK ile çıkartılan Kanunlar Mecliste oylanması gerekiyor. Bugün senei devriyesinde FETÖ suçlamasından kamudan uzaklaştırılalı tam bir yıl oldu. Hakkımda tek bir suçlama yapılmadı ve ifademe başvurulmadı. Neden ihraç edildiğimi dahi öğrenemedim. Bu hainler tişört giyerek yapmak istediklerini zaten yaptılar. Romanya’da tulum giydirilen birine karşı mahkeme kararı ile karşı ceza verildi.
Hülya TURHAN (HİMAYEDER): Bizler ABD gibi tulum konusunu almak ve uygulamak zorunda değiliz. Vicdani ve ahlaki yönden belki rahatsız edici olabilir ama ülkemizi korumak adına da bazı suçlu kişilerin de kamuoyunda damgalanmasını da istiyorum. Bir belediye KHK ile çıkartılan taşeron işçi alımları ile ilgili akıl sağlığı raporu istiyor. Böyle rencide edici bir şey olamaz. Böyle bir düzenleme olduğunu sanmıyorum.
Mustafa TEMİZER (MİLLET DERNEĞİ): Hiçbir olay sebepsiz değildir. Sebebi ortadan kaldırmadan sonucu değiştiremeyiz. Osmanlılar, bir suç işlendiğinde eğer devletin bir ihmali varsa önce bu ihmali ortadan kaldırır sonra da yargılamaya devam ederdi. TC kurulduktan sonra iktidar sahipleri yabancıları projelerini benimsemiş ve bu projeleri uygulamak adına birbirleri ile yarışmışlardır. Cumhuriyet sonrası iktidara talip olanlar Sevr Anlaşmasının maddelerini maalesef kabul etmişler ve uygulamışlardır. Son sıkıntılarda bu tarz bir endişelerimizden birisi mi diye de sormadan edemiyoruz. Bir ABD misyoneri Türkiye ile parlamenter sistemin güçlüğünü ve bunun yerine bir kişilik bir yönetim olan başkanlık sistemini getirmemiz gerekir diye Beyaz Saraya rapor yapıyor. Bu acaba bir ABD projesi mi? Hep birlikte yeniden kendimize gelmemiz devletimize sahip çıkmamız gerekir.
Halil İbrahim KARADAVUT (SABAH GAZETESİ): Bu sene memur alımları olacak, memur alımları esnasında yine mi KHK ile yapılacak çok merak ediyorum. OHAL uzatmaları daha ne kadar sürecek? Normalleşme ne zaman olacak? Bu kadar uğraş verilirken erken seçim konusu gündemde var mı? Eğer bir erken seçim olacaksa af konusu gündeme geliyor mu? KHK eleştirilemez mi bunun sonuçları neler olur cevaplarsanız memnun olurum.
Furkan YILMAZ ALTUNÖZ (MİRAÇ VAKFI): Darbenin ilk aylarında OHAL süreci sanki gerekliydi. Şu anda ülkede bir grup OHAL hala gereklidir bir grup ise gereksizdir diyorsa burda kim haklı ya da kime itibar edilmesi gerektiği noktasında sıkıntı olduğunu söylemek durumundayız. Bu ülkede yargıya olan güven hala kendini toparlayamadı. Zamanında Mehmet Moğultayların söyledikleri hala kulaklarımızda. Sivillerin yargı muafiyeti konusunda acaba hükümetlerin kendi sivil örgütlü yapısını mı oluşturuyor şeklinde aklımıza değişik fikirler gelmektedir. Suçu sabit olmayan insanlara tek tip elbise giydirilmesi toplumda bir travmayı beraberinde getirir. Suçu sabit olanlara bu uygulama mutlaka olmalıdır. Burada Meclis devre dışı bırakılır her uygulama KHK ile yapılacak olursa düşünen beyinlerin fikir üretenlerin irade beyanında bulunanların reylerine saygısızlık olacaktır.
Ferhat ÇAKIR (KAYSERİ KUDÜS PLATFORMU): Aslında bugüne kadar KHK ile çıkartılan araba lastiği vs gibi konular Meclisten geçmesi gerekiyordu. Hatta daha genel anlamda torba yasalar bile hukuk mantığına aykırıdır. Biz Medeni Kanunu İsviçre’den aldık. Biz bu ülkenin kültür yapısına uygun değiliz. Nafaka ilk defa bu Kanun ile ortaya çıktı. Şimdi olayları hep idealize bakacağız ya da şu anda ne yapacağız penceresinden bakarsak aslında olayları daha kolay anlayabiliriz. Mecliste bir Kanunun çıkması daha uzun ve tartışmalı süre alıyor. Dolayısı ile Kanun çıkıncaya kadar belki de atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Bu olağanüstü bir durumdur. Dünyada en fazla arzulanan şey özgürlüktür. Kişi bir şüpheden dolayı bir yıl iki yıl içerde yatıyor buna fazla itiraz yok ancak tulum giydi diye itirazlar yükseliyor. Devletin Anayasal durumuna karşı çıkmış. Bırakın tulum giysin.
İbrahim ÜNAL (TARIM MÜDÜRLÜĞÜ): Bu muafiyet düzenlemesi CMUK’da varken neden çıkarıldı? Veya idari soruşturma açıldı mı? Taşeron işçiler ile çıkartılan hüküm daha sonra Meclise gidecek mi merak ediyorum?
Yasin KARAKAYA (MAZLUMDER): Demokrasi kültürünün içinde darbe yapılması normal hale geldi. Bu algı verildi. 15 Temmuz olayları ile olaylar birkaç gün devam etti. Sivillerin yargı muafiyetini olumlu karşılıyorum. Tek tip elbiseye götüren olayları iyi takip ettik. Elbise ile birlikte başka tedbirlerin de alınması gerekirdi. OHAL’in devam etmesini istiyorum.
Osman İKİNCİ (MİLLET DERNEĞİ KAYSERİ İL TEMSİLCİSİ): KHK’ları denetleyecek olan bir kurum var mıdır? Başka bir sorum ise Şeker Kurumu kapatıldı. Bu kapatma işini doğru bulmuyorum. Çünkü ABD bayram etti. Devlet yetkililerin eleştirilere açık olmalarını istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Trump’a karşı söylediği “güçlü olmakla haklı olduğunuz anlamına gelmiyor” dedi. Bunu çok beğendim.
Ebrar ASLAN (AK PARTİ ÖĞRENCİ TEŞKİLATI): Teorikteki ve pratikteki devlet adamlarının görüşlerini birlikte dinlediğimizde çok farklı yorumlamalar yapılıyor. Ben yapmış olduğum değerlendirmeye göre KHK ları gerekli görüyorum. Darbeye karşı durulması gerçekten önemliydi.
Genel Gündem Ortak Sonuç:
1. Ortak kanaat yok
Değerlendirenler
Adnan EVSEN
Kayseri kMM Hamalı