YER: HAK İNSİYATİFİ Diyarbakır Şubesi toplantı salonu
TARIH: 13.01.2018
KATILIMCILAR:
DERNEK VAKIF VE GIRISIMCILER:
1- SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ (Nermin BULUTOĞLU)
2- Hak İnsiyatifi Diyarbakır (Şeyhmus ÖZBEKLİ)
3- GENÇ BEYİNLER (Şeyhmus BUDAK)
4- OHRAM DİYALOG GRUBU (İbrahim SERT)
5- MEZOPOTAMYA HUKUKÇULAR DERNEĞ (Hasan YALÇIN)
6- Azadi Hareketi (Sedat DOĞAN)
ODALAR:
1-Ümit DEMİR (Elektrik Mühendisleri Odası yön.kur)
KATILAN MILLETVEKILI VE SIYASI PARTI TEMSILCILERI:
YOK
GENEL GÜNDEM: KHK'lar
KONUSULANLAR:
Dr..Nermin BULUTOĞLU (SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ ) : Her gün çeşitli haber kanallarında, ya da basında KHK ile ilgili trajik haberler ya da olayları okumaktayız, bu konuda acil olarak çok büyük değişikliklerin yapılması gerekiyor. En son değerli Hukukçu Av.Ali AKTAŞ’IN ortaya çıkardığı mor beyin olayı, her zaman bu türden büyük yanlışlıkların yapılabileceğini bizlere göstermiştir. Onun için Demokratik düzen için, normal bir yönetim içinde de, pekala darbe ile mücadele edilebilinir, bu konuda OHAL ısrarı daha fazla acı ve bölünmüşlükler ortaya çıkarmaktadır, mecliste seçilen ve görevi siyaset olan herkesin öncelikli görevi, halktan aldığı yetki ile yasama görevinde ısrar etmesidir. TBMM savaş halinde bile bu göreve devam ediyorsa, şimdi yasamayı aksatmak ya da KHK ile yürütmek, çok büyük bir saygısızlıktır. KHK mağduru akademisyen arkadaşlarla görüştüğümüzde, bazılarının emeklilik hakkının bile gasp edildiğini duymaktayız, bu türden bir çok sorun var, bunların aşılması gerekir. KHK Mağdurlarının seslerini mutlaka duymak gerekiyor.
Av.Muhammed Şeyhmus ÖZBEKLİ ( Hak İnsiyatifi Üyesi- Aktivist) : Biliyorsunuz benimde içinde bulunduğum 10 İnsan Hakları aktivisti, geçen yıl mesleki bir çalışma yaptıkları Büyükada’da gözaltına alınarak, sorgulandılar, ve hukuken baştan bir suçlu yaratılmak istendi, bu konuda davamız devam ediyor. Zaten bu konuyu sizlerle paylaşmıştım. Şimdi KHK konusunda şunları söylemek istiyorum, OHAL gerekçesi ile bütün bu yaşananlar önemli bir gerçeği gözler önüne seriyor. Demokrasi kültürünün ve kurumlarının yerleşmediği ülkelerde, yığınları kitle iletişim araçları ile manipüle etmek çok kolaydır, bununla birlikte sürekli düşman algısı yaratmak çok kolaydır. Ülkemizde şu an başta AYM olmak üzere, yargı ile ilgili hiçbir kurum evrensel normlara ve yasalara uymamaktadır. Son AYM ihlal kararına rağmen gazetecilerin hala içerde tutulması, herşeyden önce, hukuka ve evrensel normlara meydan okumaktır.Bu konuda bende muhalefetin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Etkin soruşturmalar yapılmamakta, bunun yerine KHK ile tüm sorunların çözümü beklenmektedir.
Şeyhmus BUDAK ( GENÇ BEYİNLER İL KOORDİNATÖRÜ) : Bu eleştirilerin önemli bir kısmına bende bizzat katılıyorum, başlangıçta sadece etkin silahlı darbecilerin pasifize edilmesi için, çıkarılan KHK lar, sonra ki süreçte galiba olaganlaştırıldı, bu konuda milletvekillerinden gelen itirazlar var, ama meclis duruma el koymalıdır.Meclisin denetim hakkının sınırlandırılması, gelecekte çok büyük sorunlar yaratacaktır. 12 Eylül Anayasasından fazlaca bir şey beklemek, milletvekillerine hiç yakışmıyor, farklı bir tutum içinde olmalıdırlar. KHK ile ülkeyi yönetmekte ısrar, bana göre de bizi dünyanın gözünde bayağı itibarsızlaştırmaktadır. Çünkü demokrasi becerisi olmayan bir toplum algısı yaratmış oluruz, ayrıca artık tehlike var mı? Devam eden bir şeyler var mı? Toplumun bunu bilmesi gerekir.
Ümit DEMİR(EMO DİYARBAKIR ŞUBESİ) : KHK olgusu zaten demokratik olmayan bir şeydir, onun için demokrasinin içinde en çok yasama faaliyetlerini zedeler, Kurtuluş Savaşı sırasında bu türden bir yetki talebi olunca Mustafa Kemal’in, meclisi ikna edemediğini, yetkiyi alamadığını görmekteyiz. TBMM bu noktadan sonra kesinlikle KHK olayına müdahil olmalı, milletin seçtiği vekiller normal yasama görevini yapmalıdır, yetkiyi devretmek, millete saygısızlıktır. Çünkü seçimlerin fazla bir esprisi kalmıyor, her şey tek elden yapılacaksa, o zaman seçimler niye yapılıyor? Bu vekillere neden maaş veriyoruz? Ya da KHK olayı sadece yeterli ise, devletin diğer kurumları neden hala devam ediyorlar? Bu sorulara yanıt vermemiz çok zordur, OHAL bizi dünyadan hızla uzaklaştırdı.
İBRAHİM SERT( SOHRAM DİYALOG GRUBU): Bizleri her gün dehşete düşüren yeni şeyleri duyuyor, görüyoruz ya da izliyoruz. Bütün bunları bazen bir rüya gibi görmek istiyorum, en son Mazlum-der eski Genel Başkanı Dr.Ömer Faruk GERGERLİOĞLU’nun dile getirdiği ve kamuoyu ile paylaştığı bir olay vardı. Hekim karı koca KHK ile ihraç edilmiş, işyeri hekimliği için sınava girmişler ve kadın sınavı kazanmış, bu konuda hak ettiği belgeler verilmemekte, ekmeğe muhtaç edilmek istenmektedir, bu asla insanlığa sığan bir durum değil, o insan aç mı kalsın? Ya da mesleğini neden icra edemesin? Neden bu kadar keyfilik var diye düşününce, hemen akla KHK’lar geliyor, bu noktada bu yapılanları anlamak çok zor, muhalefetin yetersizliği iktidarı cesaretlendirmektedir. Onun için bu konuda herkesin toplumu doğru bilgi noktasında bilgilendirmesi gerekiyor.
AV.HASAN YALÇIN (MEZOPOTAMYA HUKUKÇULAR DERNEĞİ) : Bir KHK ile kapatılan bir derneğin üyesi olarak, söyleyecek çok şey olduğunu düşünüyorum, her şeyden önce bu noktada hükümetin bizzat kendi meclisinin tüm haklarını gasp ettiğini düşünüyorum, çünkü meclis şu an tam anlamı ile devre dışı bırakılmıştır. Darbe sonrası, acele ile bu noktada yapılan ilk KHK ile başlayan bu durum, ne yazık ki, demokrasiyi tehdit ediyor. Çünkü toplumun her kesimi kendi içinde büyük bir korku yaşıyor, bu durum hiç normal değildir. Bizzat yüzlerce genç hukukçunun üyesi olduğu, ve siyaseten de bağımsız olan derneğimizi kapattılar, sonrasında başka muhalif kesimlere yöneldiler, herkesi sindirdiler, şu an yasama faaliyetleri durmuş durumda, çünkü KHK lar hükümetin tüm ihtiyacını görüyor, onun için TBMM, derhal dur demelidir. Kişisel olarak AYM’nin tutumunu da anlaşılmaz buldum, bu kadar geniş yetkilerle donatılmış, içinde her türden denetimi sınırlayan KHK, konusunda farklı bir yorum yapabilirlerdi, onun için her noktadan normale dönmeye ihtiyacımız var hepimizin, Bu noktadan hala OHAL ısrarı doğrusu ülke için çok büyük ekonomik felaketlerde getirecektir, yabancı sermaye ülkeden hızla kaçıyor.onun için zaman kaybı olmadan, normallleşme ülkeye kısmende olsa bir rahatlama getirecektir.
Sedat DOĞAN( Azadi Hareketi Sözcüsü) : Bana göre şu an ülkede tüm hukuk ve anayasal haklar askıya alınmış, TBMM kelimenin tam anlamı ile çalıştırılmamaktadır. Onun için milletvekillerinin çoğu şahsi hesap peşindedirler. HDP li vekiller zaten aklı zorlayan büyük hapis cezası tehditi altındadırlar, sınırlı sayıda CHP milletvekili bazı noktadan eleştiri getirmekte, onlara iktidarın cevabı bayağı sert ve tehdit edicidir. Onun için bu durumu seçimlere kadar taşıma hevesi var iktidarın, en büyük korkum budur. Bu durum ülkede çok büyük bir kaos yaratır. AYM kendi üyelerinin tutuklanması noktasında yetersiz kaldı, toplumun haklarını koruma iradesi yoktur. Bu açıdan, meclisin açık olması hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü kanun yapma hakları şu an, KHK ile ellerinden alınmıştır. Bu durum hiçbir zaman böyle yaşanmamıştı.