YER: MÜSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 08.07. 2017
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
2 / Akıncılar Derneği ( Mehmet Ertuğrul – 2. Başkan )
3 / İpekyolu Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
4 / Karayolları Trafik Güvenliği Derneği ( Hakkı Tüver – Yön. Kur. Üyesi )
5 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
6 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
7 / Altı Nokta Körler Derneği ( Refik Temiz – Başkan )
8 / Türkiye Emekliler Derneği ( Vedat Gür – Başkan )
9 / Elazığ STK Platformu ( Resul Şahin – Danışma Kurulu Üyesi )
10 / Elazığ Kiğı Derneği ( Şerafettin Ögüç – Bşk. Yard.)
11 / Böbrek Hastaları Derneği ( Filiz Özel – Başkan )
12 / Ensar Vakfı ( Alaattin Meydanoğlu – Başkan )
13 / Habitat ( Gülsüm Uzun – İl Temsilcisi )
14 / MÜSİAD ( Hasan Uzun – Şube Başkanı )
MESLEK ODALARI
******************
SENDİKALAR
******************
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
******************
GÖZLEMCİLER
******************
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj yollayan olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
5 İzleyici – Dinleyici
MEDYA
3 TV kanalı katıldı ( Kanal Fırat – Kanal 23 – Kanal E )
MODERATÖR
Resul Şahin – Elazığ STK Platformu Danışma Kurulu Üyesi
KONULAR
GENEL KONU: Sene-i Devriyesinde 15 Temmuz
KONUŞULANLAR
1 / Resul Şahin: Malumunuz bu hain darbe girişimi; sayın cumhurbaşkanımızın iradesi, hükümetimizin dik duruşu, milletimizin kahramanlığı ve askeriyenin içerisindeki özde askerimiz ve özde polisimizin destekleriyle önlenmiş ve bir başka ülkeye köle olmaktan kurtulmuşuz. Tabi bunun akabinde bu hain darbe girişimine kalkışanlara karşı bir mücadeleye girmek gerekiyordu. Maalesef çok garip bir ülkede yaşamaktayız. Metrekaresine çok hain düşmektedir. Bir bakıyorsunuz şehitlerimizin cenazeleri daha yerdeyken, şehit yakınlarını ve milletimizi derinden yaralayacak açıklamalar yapılıyor. Teröristlere yandaşlık yapılıp destek veriliyor. Ama milletimiz bunları görmektedir ve zamanı gelince de bunların dersini verecektir. Burada hepinize soruyorum: ilan edilen OHAL ile hayat standardınızda herhangi bir değişiklik oldu mu? Kime yöneliktir bu OHAL tabi ki darbecilere ve onların destekçilerine yöneliktir. Çok kripto bir yapılanmayla karşı karşıyayız. Gizlilikte, Masonlar bile bunların yanında halt etmiştir. Bizim inancımız ve kültürümüz gereği ayıp ve sakıncalı görülen hemen her şey bunlarda caizdir. Hedeflerine ulaşmak için her şeyi caiz görmektedirler. Bundan dolayı çok dikkatli hareket etmek gerekir. Bildiğiniz gibi hükümet bir komisyon kurdu ve yapılan hatalar burada düzeltilecektir. İnsanın olduğu her yerde yanlışlıklar olabilmektedir. İnşallah hukukumuz kendi içerisindeki hiyerarşisiyle kendi hatalarını düzeltecektir. Bunu yollarda yürüyerek düzeltemezsiniz, Avrupa’ ya şikâyet ederek düzeltemezsiniz.
Kısacası olağanüstü hali devlet kendisine ve teröre karşı ilan etmiştir. Bugün hiçbir gazeteci gazetecilik faaliyeti yaptığından dolayı içeride değildir. Hiçbir milletvekili milletvekilliği yaptığı için içeride değildir. MİT tırları ifşa edildi ve Türkiye’ nin teröre destek verdiği iddia edildi. Hangi ülkede olursa olsun bu ifşa, casusluk suçu olarak değerlendirilir ve o şekilde cezalandırılır.
Evet; hain çoktur ancak milletimizin de feraseti vardır ve inşallah bunların üstesinden gelecektir. Olurda haksız yere bir tutuklama veya görevden ihraç varsa, kurulan komisyonlarla görevlerine iade edileceklerdir diye düşünüyorum.
2 / Hasan Uzun: Ben 15 Temmuz’un bu coğrafyayı yeniden dirilttiğini ve yeniden ayağa kaldırdığını düşünüyorum. Burada yaşayan vatansever insanların özgürlüğünün ilk günüdür. Vatan hainlerinin sayısı ne kadar olursa olsun, Allah’a şükür vatanını ve milletini sevenlerin sayısı onlardan kat be kat fazladır. Ve onların yüreklerinden daha büyük yüreklere sahiptirler.
Üzülüyoruz; terörden dolayı kan kaybediyoruz, top yekün saldırıyorlar, tabi biz bu oyunları da ilk defa görmüyoruz. Tarih boyunca hep görmüşüz. Biz Malazgirt’ e adım attığımız günden beri bu mücadeleyi kendimize ilke edinmişiz. Bizler böyle bir kültürün nesliyiz.
Bu coğrafya önemli bir coğrafyadır, hepimiz üzülüyoruz her gün gelen şehit haberi içimizden bir parça götürüyor. Allah’ ın izniyle doğru olduğumuz sürece, vatana ve millete sahip olduğumuz sürece, birbirimizi dinleyip anladığımız sürece bunların biteceğine inanıyoruz.
3 / Abdulkerim Avanoz: 15 Temmuz darbesi tam bir işgal girişimiydi. Türkiye’ nin istikbal ve istiklaline yönelik çok yönlü bir saldırıydı. Bu saldırı tarihte benzeri olmayan kahramanca bir direnişle bastırıldı.15 Temmuz darbesinden sonra iç ve dış düşmanlar darbenin siyasi ayağını devreye sokmuş olup bu yönde çalışmaya devam etmektedirler. Bunlar Türkiye’ nin büyümesini, gelişmesini ve söz sahibi olmasını istememektedirler.
Askeri darbe püskürtüldü ancak alttan alta ve çok yönlü olarak devam etmektedir. Türkiye içeriden ve dışarıdan; siyasi, ekonomik ve stratejik saldırılarla kaosun içine sürüklenmeye ve nihai olarak çökertilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’ nin batı ittifakından bağımsız olarak hareket etmesine ve geleceğine kendisinin yön vermesine tahammülleri yoktur. Emperyalistler; Türkiye’ yi Washington, Brüksel, Londra ve Tel Aviv’ den yönetmeyi ve parçalamayı hedeflemektedirler.
4 / Atik Okuyucu: Ben şu anda Ak Parti’ nin 2002 yılındaki ruhuna uzak kişiler tarafından kuşatıldığını düşünüyorum. Çünkü 2002’ deki Ak parti adeta bir milattı. Yapılmaya çalışılan 15 Temmuz Darbesi de Ak Parti’ ye karşı yapılmış bir darbedir. Ben FETÖ denen örgütü bir süper NATO olarak görüyorum. Bunun benzer yapılanmayı 2003’ de Amerika Irak’a girdiğinde de ( Kes Nızani ) olarak gördük. Yapılmak istenen darbede Allah onlara fırsat vermemiştir. Türkiye büyük bir badire atlatmış olup, umuyorum büyük bir kararlılıkla yoluna devam edecektir.
10 / Metin Bulut: Küçük millet Meclisi toplantıları başından beri birlikte yürüttüğümüz ve hakikaten faydalı gördüğüm toplantılardır. Şehirlerin küçük millet meclisleri olmalı ve her şey bu toplantılarda özgürce konuşulabilmelidir. Bir sorunu çözmek istiyorsanız onu önce konuşmalısınız. Gönül ister ki daha sık birlikte olalım ama emin olun, gelemediğimiz her toplantı elimizde olmayan sebeplerden dolayı katılamadığımız toplantılardır. Yoksa fırsat bulsak her toplantıda sizlerle beraber olmak isterim.
Bugün ki konunun önemi hepinizin malumudur. 15 Temmuz kelimelerle ifade edilecek gibi değildir. Hiç kimsenin beklemediği hatta hiç kimsenin tahmin bile etmediği bir anda, ‘‘ortada da hiçbir gerekçe yokken’’ yaşanan bir hadisedir. Çünkü daha önce yaşanan birçok darbede nelerin gerekçe gösterildiğini hepimiz biliyoruz. Bugün Türkiye’ nin ekonomik açıdan çok büyüdüğü, gayri safi milli hasılasının günden güne arttığı, dünyanın 16. Büyük ekonomisi olduğu, özgürlüklerin artması ile alakalı olarak bir seferberliğin ilan edildiği bir ortamda böyle bir girişimi anlamak ve anlamlandırmak mümkün değildir. Allah’a hamdolsun ki bu millet geçmişte nasıl vatanına ve milletine sahip çıktıysa, bugün de bir özgürlük mücadelesi verdi ve emaneti bu hainlere teslim etmedi. O gün sayın cumhurbaşkanımızın söylediği: ‘‘Bu darbe girişimi başarılı olsaydı bu ülkeyi altın tepsi içerisinde kimlere peşkeş çekeceklerini çok iyi biliyorduk’’ söylemi oldukça önemlidir. 15 Temmuz sadece içeriden yapılan bir girişim değil aynı zamanda dış desteği de olan bir girişimdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birçok darbe oldu ancak hiç bir zaman milletin evlatlarının üzerine adeta düşmanın üzerine yöneltir gibi silahlar yöneltilmemişti. Bu yönüyle çok acıydı. Külliyenin önündeki insanlara, kim olduklarına bakmadan bomba atılması ve tanklara binilip karşısındaki insanın dini, dili ve meşrebi gözetilmeden tankların üzerlerine sürülmesi kabul edilir bir durum değildir.
Allah’a hamdolsun o günler geride kaldı, biz o gün meclisteydik ve şunu söyledik: ‘‘Biz bu emaneti milletten aldık ve yine bu emaneti millete teslim ederiz’’ dedik. Milletin emaneti bizdeyken kimsenin bu emaneti cebirle almasına müsaade etmeyiz.
Aslında fiilen olmasa da şu anda 3. Dünya Savaşı yaşanmaktadır. İtilaf ve ittifak devletleri oluşmuş ve kendileri bizzat olmasa da taşeron örgütleri vasıtasıyla kardeşi kardeşe kırdırıp, ülkeleri bölüp parçalayarak emellerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Bundan dolayıdır ki bulunduğumuz coğrafya ve İslam alemi kan ve gözyaşı içerisindedir. Bu durum hepimizin ciğerini parçalamaktadır.
SORU-CEVAP
Alaattin Meydanoğlu: Kılıçdaroğlu’ nun yürüyüşünde arkadaki maşalarla ilgili ne düşünüyorsunuz? Son dönemde Suriyelilere yönelik politikalarla ilgili fikriniz nedir.
Filiz Özel: 15 Temmuz’ un yıldönümünden sonra da OHAL devam edecek mi?
Refik Temiz: Sivil toplum örgütleri Ak Parti hükümetinden tam destek alamamaktadır, bunun nedeni nedir?
Şerafettin Ögüç: Darbe komisyonlarının sulandırıldığı söyleniyor, bunu önlemek için yapılan bir çalışma var mı?
Gülsüm Uzun: Ben özellikle mülteci gençlerin, çocukların ve kadınların sorunlarına dikkat çekmek istiyorum. Son zamanlarda Suriyelilere karşı nefret söylemlerinde ciddi bir artış yaşanmaktadır. Mültecilik bir tercih değildir, her yıl milyonlarca insan dünyada mülteci durumuna düşmektedir. Şu anda Suriyeli mültecilerin en çok sığındığı ülkenin Türkiye olduğunu hepimiz biliyoruz. Genelde Türkiye çapında, özelde ise Elazığ’da ki Suriyeli mülteciler için ne tür çalışmalar yapılmaktadır.
Mehmet Ertuğrul: Hükümetimizin cemaatlere takılan gençlerimize yönelik çalışmaları ne aşamadadır.
Hakkı Tüver: Güvenlik güçlerimizin terör olayları karşısında bazen yetersiz kaldığını gözlemliyoruz. Bizler bir STK kurarak çevremizde terör olaylarına bulaşan insanları güvenlik güçlerimize haber vererek yardımcı olabilir miyiz?
CEVAPLAR
Metin Bulut: 15 Temmuz hükümete karşı yapılan bir hareketti, normal yollardan hükümeti düşüremeyeceğini bilenler, bir kalkışmayla Ak Parti hükümetini düşürmek istediler. O partide siyaset yapmak için söylemiyorum ama Ak Parti ile ülkede devlet aklı değişti. Devlet geçmiştekinin aksine merkeze milleti koydu. Pek çok değişim, dönüşüm ve gelişim oldu. Özellikle ‘‘ Kürt sorunu ’’ diye tabir edilen mesele hakkında olağanüstü bir çaba içerisine girildi ancak karşı taraf aynı şekilde olağan üstü bir çabayla bu iyi niyeti harcadı ve feda etti.
Aynı şekilde 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra ‘‘Adalet Yürüyüşü’’ ile bunu devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Bu yürüyüşün yasal olması aynı zamanda masum olduğu anlamına gelmez. Çünkü bizim inancımızda ameller niyete göredir anlayışı hakimdir. Orada ne kadar millet düşmanı varsa bir araya getirip bir kargaşa çıkarmanın hesabı yapılıyordu. Sonrasında ise nemalanmak amaçlanmaktaydı. Bu ülke bizim, bir bedel ödenecekse hepimiz öderiz. Yarın bizim çocuklarda o botlara binip bir ülkeden bir diğer ülkeye geçse veya denizlerde boğulsa kimin eline ne geçecek. Yine bizim çocuklarımız yabancı bir ülkede trafik ışıklarında dilenmeye başlasa bundan kim ne kadar mutlu olacak. Ancak hepimiz görüyoruz ki; millet bunlara pirim vermiyor ve vermeyecek de.
Bugün ülkede işimiz o kadar zor ki, birçok cephede savaşıyoruz. Bunlar bir şekilde bu ülkenin su almasını ve batmasını istiyorlar. Olayın çok büyük olduğunu ve öyle birkaç kelimeyle açıklanamayacağını belirtmek istiyorum.
Türkiye kendine yakışanı yapmış, mazlum halklara kucak açmış ve bu halkları bağrına basmıştır. Aksi takdirde insan olmanın, güçlü ülke olmanın ne kıymeti olacak. Bugün birçok Avrupa ülkesinden daha çok insana kapılarını açmış ve en az üç buçuk milyon insanın mülteci olarak bulunduğu ülkemizde bu kadar az olay olması bile bir mucizedir.
OHAL; muhtemelen 15 Temmuz’ dan itibaren devam edecek. Neden derseniz: bugün OHAL dediğimiz durumu hiç kimse günlük hayatında hissetmiyor. OHAL aslında yasamanın hızlı hareket edebilmesi için çıkarılmış bir yasadır. Aynı şekilde masumiyetlerin de hızla tesbit edilebilmesi için bunun devam etmesi gerekmektedir. Tabi batı kendisine helal gördüğünü bizlere haram kılmaktadır. Oysa görüyoruz ki; batıda da en ufak bir olay karşısında bile çok kolay bir şekilde OHAL uygulamaya konulabilmektedir.
Sivil toplum örgütleri devlete ve millete karşı birkaç adım atınca aynı şekilde hükümetten ve devletten karşı adım muhakkak atılmaktadır.
Kurulan darbe komisyonları iyi bir niyetle çalışmalarına devam ederken, karşıdaki art niyetli bir şekilde tahriklerine devam etmektedir. Farklı şeyler ortaya koymak ve sansasyon oluşturmanın hesabını yapmaktadırlar.
Terör olayları karşısında güvenlik güçlerinin yetersiz kaldığı durumlara karşı bir dernek kurulması fikri pek hoş değil. Yaşanan herhangi bir olay karşısında oradaki millet olaya duyarsız kalıp gerken yardımı yapmıyorsa bu da onların ayıbıdır.
Gençlik bizim ihmal ettiğimiz unsurlardan biridir. Eleştirdiğimiz kadar öz eleştiri de verdiğimiz bir konudur. Bu ülke kalkındı ve gelişti, eyvallah. Tabi sadece maddi kalkınma değil, manevi kalkınma da son derece önemlidir. Bu iki değer eş zamanlı olmalıdır. Maneviyat olmadığında maddi kalkınmanın çok önemi olduğunu düşünmüyorum. Bu konudaki çalışmalarımızdan biri de Elazığ’ da hayata geçireceğimiz İpekyolu projesiyle Mesire yerinin ortasında uluslararası bir gençlik merkezi kuracağız. Bunu tamamen AB fonlarıyla karşılayacağız. Gençleri dışarıdan getirip eğitimlerine katkı sunarak projenin başarıya ulaşması için çalışacağız.
Son olarak Elazığspor ile ilgili olarak; biliyorsunuz son günlerden şehrin gündemine oturmuş bulunmaktadır. Biliyorsunuz bu konuda benim üzerimden bir siyasi kampanya yürütüp, günah keçisi seçerek bizi linç etmeye çalıştılar. Oysa hiçbir vekil öyle riskli bir söz kullanmaz. Bildiğiniz gibi bizim iki tane görevimiz var: biri yasama diğeri ise denetleme. Tabi bunu millet adına yaparız. Bu konuda kimse kusura bakmasın, milletin kaynaklarının doğru ve yerinde kullanılıp kullanılmadığını denetlemek bizim görevimizdir. Bunun hesabını sorarız ve bundan dolayı üzerimize gelen olursa da kimseden korkmadığımızı belirtmek isterim. Bugün bazı şeyler bazı yerlerde tabu haline getirilmiştir. Örneğin: geçmişte laiklik böyle bir şeydi. En ufak bir şey yapıldığında ‘‘ laiklik elden gidiyor ’’ deniliyordu. Bugün de spor kulüpleri tabu haline getirilmiş ve Elazığspor elden gidiyor deniliyor. Hemen onun üzerinden de sizi sindirmeye çalışıyorlar. Elazığspor’ un bir yere gittiği yok. Aksine spor takımları şehirler için fevkalade önemlidir. Tabi ki biz de isteriz Elazığspor süper ligde oynasın ve dünyanın en iyi takımlarından biri olsun. Ama kaynak aktarımı konusunda burada sorgulanması gereken bir şey varsa bunu da sorgularız. Bu yıl net olarak 50 milyon TL Elazığspor’ un bütçesinden Elazığspor’ a aktarılmıştır. Arkadaşlar bunu kabul ediyor ve son toplantımızda dile getirdiler. 50 milyon da borcu var ve 20 milyon da bu yıl içerisinde lazım diyorlar. Yani toplam 120 milyon. Peki Elazığ Belediyesi’ nin toplam yatırım bütçesi ne kadar? En fazla 50 milyon. Yani Bir Elazığ Belediyesi ‘ nin toplam bir yıllık yatırım bütçesinden fazlası Elazığspor’ a aktarılmış ve halen 70 milyon borç var denilince biz sesimizi yükselttik. Dedik kaynaklarımızı etkin ve yetkin kullanalım. Bundan önceki yönetime bu kadar para aktarılmıyorduysa bundan sonra da para aktarmayacağınız bir yönetim işi yürütsün dedik. Elazığspor adı altında her faaliyet meşru kabul edilmemeli. Ayrıca ben orada şunu dile getirdim: şehrin göbeğine değil Elazığspor için Ak Parti genel merkezi için dahi olsa bir benzinlik yapılmasına karşı çıkarım. Yani biz 5 yıl sonra bu işi bırakacağız ama ben ondan sonra bu milletin vebalini üstlenemem. Biz o alan için bölgenin en büyük kent merkezi projesini hayata geçirmek için mücadele verirken, birileri kalkıp o alana benzinlik yapmaya kalkarsa, bu benim siyasetime de mal olsa ben buna karşı çıkarım. Tabi biz bunu dile getirince bildiğiniz gibi kontrolsüz olan sosyal medyada birisi çıkıp ‘‘ Metin Bulut diyor: Elazığspor kapatılsın, taraftar birkaç gün ağlar sonra unutur’’ diye bir iftira attı. Ben aciz bir insan değilim onların hepsiyle yasal yollardan mücadele ettiğimi belirtmek isterim. 37 kişiyle alakalı tespit davası açtım ve hepsinden hesap soracağım. Ancak şunu da biliyorum ki bu konuda Elazığ’ da aklı başında ne kadar insan varsa hemen hepsinin de takdirini kazandık.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
150’ ye yakın sivil toplum örgütüne SMS atılarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, 3 TV kanalı ( Kanal Fırat, Kanal 23, Kanal E ) katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi