YER: Iğdır Doğuş Gazetesi
TARİH: 4 Şubat 2017 Cumartesi
SAAT: 15.00
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Tuncay Korkut (Çağdaş İlerleme Derneği)
2 / Tahir Kavri (Toplumsal İlerleme Derneği)
3/ Zeynep Balamir (Iğdır Kadın Derneği)
4/ İdris Demirel (Kurdi-Der)
5/ Sergen Güneş (Iğdır Üni. Genç-Der)
6/ Barış Görkem (Asim-Der)
7/ Fırat Akkuş (Ti-Der)
8/ Ferzende Şavluk (Nuh Nebi Cami Yaptırma-Yaşatma Derneği)
MESLEK ODALARI
1/ Av. Yusuf Aslan (Iğdır Barosu)
2/ Ali Yaşar (Iğdır Gazeteciler Cemiyeti)
3/ Dr. Serhat Günderen (Diş Hekimleri Odası)
4/ Kutbettin Güney (Esnaf Odası)
SENDİKALAR
1 / Nihat Akkuş (Hizmet-İş-Hak İş)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Yok
GOZLEMCİLER
Murat Akkuş- TkMM İl Girişimcisi
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1/ Mehmet Emin Adıyaman (HDP Iğdır Milletvekili)
BELEDİYE BAŞKANLARI
1/ Mehmet Gültekin (Tuzluca Belediye Başkanı)
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok
MEDYA
Her zaman ki gibi haber yapıp meail atıyoruz. Hepsinde haberimiz çıkıyor.
MODERATÖR
Murat Akkuş- TkMM İl Girişimcisi
KONU
"Anayasa Değişikliği -1-"
KONUŞULANLAR
Zeynep Balamir (Iğdır Kadın Derneği): İhtilal Anayasası’nın aksayan yönleri ortak bir mutabakatla değiştirilebilir. En kötü darbe anayasası bile bugün önümüze getirilen Dayatma Anayasa’dan, Tek Adam Anayasasından iyidir. Ülkemize, uzlaşı ve beraberlikle hazırlanmış, özgürlükçü ve hukukun üstünlüğünü esas alan bir Anayasa gereklidir. Parlamenter sistem, daha da güçlendirilmeli, Atatürk Türkiye’si, Atatürk Cumhuriyeti daha da ilerilere taşınmalıdır. Yandaş medyanın menfaatlere dayalı, maaşa bağlanmış kalemlerini, köşe yazarlarını bazen okuyor, tek adam rejimini savunan canlı yayın televizyon konuk ve program sunucularını, ekrandan ibretle izliyor, çelişkilerle dolu, ülkeyi, milleti yani çoğunluğun, Türkiye’nin menfaatini değil tek adam zihniyetini savunmaya çalışan ilkesizlere, çerçevesizlere acıyorum. Allah kimseyi, inanmadığı, bile-bile yanlış olduğunu bildiği konuları savunmak zorunda bırakmasın. İlkeli olmak, dik durmak herkesin harcı değildir. Bedel ve direnç gerektirir. Herkes bedel ödemeyi göze alamaz. Teslim olursan, teslimiyet içindeysen, aklın, fikrin ve kalemin de kiralanmış demektir. Bize hür ve bağımsız beyin, vicdan ve kalemler gerek.
Tahir Kavri (Toplumsal İlerleme Derneği): Benim bildiğim Anayasa değişikliklerinde toplumsal uzlaşı aranır. Ortaya konan maddeler tüm ülke yurttaşlarını ve bireylerini kucaklar. Oysa yeni Anayasa Paketi’nin 18 maddesi de sanki kişiye özel maddeler gibi hazırlanmıştır. Böylesi bir hazırlığı yapan kurmaylar, sanırım sadece bir kişiyi, dört bir yandan sağlama almak adına, bu işe epeyce kafa yormuşlar. Yeni Anayasa Paketi’nde milletvekili sayısı 550’den 600’e çıksa bile, TBMM sembolik bir hale geliyor, milli mücadeleyi kazanan meclis, adeta kendini inkâra zorlanıyor. Meclisin, Cumhurbaşkanını denetleme gibi bir görevi yapması ise neredeyse imkânsız hale getiriliyor. Denetim için 600 sandalyeli meclis de, aşama-aşama, 301, 360, 400 milletvekili sayısı gibi ulaşılması çok da kolay olmayan sayılar ortaya konuyor. Kim ne derse desin. 93 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla tek elde, tek bir kişide toplanmasını kesinlikle mantıklı bulmuyor ve çok sakıncalı görüyorum. Yeni Anayasa Paketi, bizleri parlamenter sistemden uzaklaştıran, ülkemizi, sultanlığa, krallığa daha açık bir ifadeyle diktatörlüğüne götüren bir yönetim biçimi olur. Bugün 17 olan Anayasa Mahkemesi üyesinin 15’e düşürülmesi, bunların da 12’sinin Cumhurbaşkanı’nca seçilecek olması, Anayasa Mahkemesi güvencesini de net bir biçimde ortadan kaldırıyor. Ben bu Anayasa değişikliğine karşıyım.
Barış Görkem (Asim-Der): 93 yıllık Türkiye Cumhuriyeti, sultanlığa, dikta rejimine gidemez. Anılan yasa TBMM’nden geçebilir ve referandum yolu da açılabilir. Türkiye’nin başkentinin Ankara olduğunu, Ankara’nın nerede olduğunu bilmeyen, Kıbrıs’ın yerini harita da gösteremeyen, eğitim düzeyi çok düşük halk kitlelerimiz “Evet” dese bile böylesi bir yasa, Türkiye’yi geleceğe taşımaz, kesin olarak ülkemizi daha fazla kaosa sokar. Türkiye’nin önceliği terörle mücadeledir. Bölücü terör, FETÖ, IŞİD ve diğer aşırı sol terör örgütleriyle mücadelemiz kesinlikle önceliğimiz olmalıdır. Suriye ve Irak cephesi açık iken, ekonomi sallantı içindeyken, ülkeyi tek bir kişiye teslim etmenin ne zamanı, ne de yeridir. 78 milyonluk Türkiye, sistem deneme ülkesi değildir. Ülke yönetimi tek adamla değil parlamenter sistemle, Yasama, Yürütme ve Yargı unsurlarının bir birlerini denetlemesi ve fren denge sisteminin korunmasıyla mümkün olur.
Mehmet Emin Adıyaman (HDP Iğdır Milletvekili):Toplumsal konsensüsle hazırlanması gereken anayasalar, aslında çağımızın gereklerine de uygun, demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve kuvvetler ayrılığını esas alan değişiklik olması gerekiyor. 1982 Anayasasının tüm esasları, ruhu ve felsefesi yerli yerinde dururken Anayasa'nın sadece yönetim şekline ilişkin maddelerini değiştirerek 82 darbe Anayasasını demokratik, meşru, özgürlükçü bir Anayasa olarak ifade edemeyiz. Esasen değişen tek şey yönetim biçimi. Halkın farklı kesimlerinin, farklı inançların, farklı etnik yapıların karar süreçlerinde, temsiliyet süreçlerinde yer almadığı, iradenin ve yetkinin tek elde toplandığı bir yönetim biçimini inşa ediyoruz. Bir 90 yıl daha problem üretecek Bir anayasa değişikliği yapıyoruz. Doksan yıldır kronik sorun hâline gelen Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi ülkemizin temel sorunları açısından bizim için tarihî bir fırsattır. Eğer biz bu tarihî fırsatı demokratik, çağdaş, çoğulcu bir anayasayla çözemezsek doksan yıldır tekçi anlayış üzerinden sürekli bir biçimde problem üreten anayasalarla birlikte bu yeni anayasal düzenlemede belki bir doksan yıl daha, daha derin, daha çetin problemler üretecektir. Bu anlayış, bu inkârcı politika sadece ülke içinde çatışma, ayrıştırma üretmiyor ama aynı zamanda dış politikada da Türkiye'nin tıkanmasına, manevra alanlarının daralmasına son dört yıl içinde Suriye ve Irak'a ilişkin politikalarda görüldüğü üzere salt Kürt fobisi üzerinden dış politikanın yürütülmeye çalışılması siyaset alanını da, dış siyaset alanını da daraltmaktadır. Bu Anayasa bu Meclis'te çoğunlukla geçse bile ve yine referandumda yüzde 50'den fazla bir oy alsa bile bu anayasa, demokratik bir anayasa olmayacaktır, bu anayasa olsa olsa çoğunluğun azınlık üzerindeki tahakküm anayasası olacaktır; zira her çoğunluğa dayanan anayasa demokratik, meşru ve özgürlükçü değildir. Dolayısıyla, çoğunluğa dayalı bir kabul gerçekleşse bile azınlığın çoğunluktan talepleri, çoğunluğun sürekli bir biçimde iktidarı devam ettirmesi ülkede ancak darbeler sürecini, ancak çatışmalar sürecini, ancak kutuplaşmaların daha derinleşmesine neden olacak süreçleri yaratır. Gelecek nesiller karşısında vereceğimiz hesap çok derin olacak Belki hâlâ fırsatımız vardır, hâlâ zamanımız vardır. Biz tıpkı, benzer, bizimle benzer ülkeler demokratik, çağdaş anayasalarla bu tür inançsal ve etnik sorunlarını nasıl çözmüşlerse bizim de sorunlarımızı çağdaş bir anayasayla, çözme şansımız var. Eğer biz bu şansı kaçırırsak tarih karşısında ve gelecek nesiller karşısında bizim sorumluluklarımız, vereceğimiz hesap çok derin olur.
Dr. Serhat Günderen (Diş Hekimleri Odası) : Her şey bir kişiye bağlı olacak. Bütün yetkiler tek kişinin elinde olacak ve bundan dolayı halkın zor durumda kalacağını düşünüyorum. Bu değişiklerin işçilere katkısı olmayacak, aksine kötü şekilde yansıyacak. Hak ve özgürlüklerimiz daha da kısıtlanacak. Türkiye’deki demokrasinin birçok eksikliğinin olduğunu biliyoruz. Bunu daha da geriletmeye çalışıyorlar. Daha demokratik bir anayasa ihtiyacı varken tam aksi dayatılıyor. Türkiye tek adamlığa götürülüyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Örgütlü kesimler paketin geçmemesi için elinden geleni yapmalı, herkes görüşünü alanlarda ifade etmelidir.
Sergen Güneş (Iğdır Üni. Genç-Der): Bizim Milli Anayasa Forumu geçmişimiz var. Anayasa kolay değiştirilir bir anayasa olmamalı. Tek bir cumhurbaşkanı veya tek bir partinin ortaya attığı baş atlığını yüklendiği bir anayasa değişikliğini ben Türkiye için tehlikeli buluyorum.
Kutbettin Güney (Esnaf Odası): Kişiyi sevebilirsiniz, ancak vatanımızı çok daha seviyoruz. Vatandan başka önemli bir şey yoktur. İktidar partisinin son beş yıl içersinde ekonomiyi ne hale getirdiğini görüyoruz. Meydanlarda hayvancılığın can çekiştiğini, çiftçilerin perişan olduğunu, turizm sektöründe düşüşlerin olduğunu söylemiyorlar. Bir yıl önce 40 litrelik aracın deposu 140 TL’ye dolarken, şimdi ise 200 TL’ye doluyor. İnsanlarımız ekonomik sıkıntı içinde olduğu için ülkemizde intiharlarda çoğaldı. 15 yıldır ülkeyi düzeltmeyen iktidar şimdi tek adamlılıkla mı, başkanlıkla mı düzelecek buna kimse inanmıyor. Anayasa değişikliği paketi içinde gizlendirilmiş kimsenin bilmediği maddelere yer vermişler ve tek kişi istediğini yapabilecek. Biz rejimimizin değişmesini ve başkanlık sistemini istemiyoruz. Halkımızın büyük çoğunluğu istemiyor. Ama iktidar partisi başkanlık için halkımıza dayatma yapıyor. Referandumda Tük milleti özgür iradesini kullanarak onlara sandık da hayır diyerek en güzel cevabı verecektir.
ORTAK GÖRÜŞ
Yok
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Sivil toplum kuruluşuna duyuru yapıldı. e-mail? Sözlü? Telefonla? Mesajla Toplantı lobisinde bulunuldu. Toplantıda Çay, kahve ve kuru pasta ikramı yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Mesajla ve Telefonla davet edildiler.
MEDYA İLE
Ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. Gelemeyenlere haberi attık. Yayınladılar.
KATILIMCILARLA
Katılımcılarla birlikte yerel konuyu belirlemeye devam ediyoruz.
SONUÇLAR
Iğdır küçük Millet Meclisi çalışmalarını sürdürüyor.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Iğdır kMM Girişimcisi Murat AKKUŞ