YER: MÜSİAD Toplantı Salonu
TARİH: 14.01. 2017
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Zülfü Biçerer – Genel Başkan )
2 / Azadi Hareketi ( Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
3 / İpekyolu Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan )
4 / Elazığ STK Platformu ( Resul Şahin – Danışma Kurulu Üyesi )
5 / Birlik Vakfı ( Selahattin Canpolat – Başkan Vekili )
6 / Karayolları Trafik Güvenliği Der ( Hakkı Tüver – Başkan Yardımcısı )
7 / Akıncılar Derneği ( Mehmet Ertuğrul – 2. Başkan )
8 / Evrensel Hafızlar Derneği ( Abdurrahman Gül – Başkan )
9 / KAYED ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
10 / Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Yön. Kur. Üyesi )
11 / Böbrek Hastaları Derneği ( Filiz Özel – Başkan )
12 / Palu Derneği ( Sezai Somunkıran – Yön. Kur. Üyesi )
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Zülfü Oğraş ( Enerji Bir Sen )
GÖZLEMCİLER
*****************
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
Kanal Fırat
Kanal 23
Kanal E
AA Ajansı
MODERATÖR
Resul Şahin ( Elazığ STK Platformu Danışma Kurulu Üyesi )
KONULAR
GENEL KONU: Terör ve Güvenlik.
KONUŞULANLAR
1 / Resul Şahin: Terör yabancı bir kelimedir. Eskiden bizde isyan denirdi. Bir amaç için ve daha çok siyasal bir amaç için kişileri, toplumu sindirmek, yıldırmak ve korkutmak için ellerinden gelen her türlü şiddete başvurmaya terör, bunu uygulayana da terörist diyoruz. Terörün birçok çeşidinin olduğunu söyleyebiliriz. Bir defa devlet terörü var mıdır, vardır. Buna en bariz örnek; İsrail’ in Filistin halkına uyguladığı devlet terörüdür. Yine bugün çatıştığımız terör örgütleri, terörü destekleyen devletlerin bir sonucudur. Bunu ben değil üst düzey Amerikalı yetkililer söylüyorlar. Etnik ve milliyetçi terör vardır. Her ne kadar bugün PKK ben etnik mücadele veren bir örgütüm dese de aslında onun arkasında emperyalistlerin olduğu tartışılamaz. Radikal dinsel terör adı altında Daiş ve El Kaide nin yaptığı din adına racon kesmek de bir terör çeşididir. Ona o rolü biçenler ‘sen İslam adına hareket edeceksin diyorlar’ çünkü onlar İslam’ın yayılmasını ancak bu şekilde önleyeceklerine inanıyorlar. Bunların arkasında papanın ve patrikhanenin çıkacağından şüpheniz olmasın. Bir diğer terör çeşidi ise siber terördür. Bildiğiniz gibi bu terör bir başka ülkenin bilgilerini çalma veya kurumlarına zarar vermeyi kendilerine amaç edinir. Bunlara ek olarak birde deniz haydutluğu vardır.
Terör kendi kendisine beslenip büyüyemez. Muhakkak terör içten ve dıştan beslenir. En büyük dayanağı da budur, uyuşturucu ticareti ise ikinci sırada gelir, buna ek olarak insan ve silah kaçakçılığı ile haraç ve soygun da gelirleri arasındadır. Aslında terörün iki ayağı vardır, kendini devam ettirebilmek için bir dış ayağı vardır, birde dış ayağı vardır. Örneğin bugün Türkiye dünyada terörle karşı karşıya olan en önemli ülkelerden biridir, diğerleri daha sonra gelir. Bakın bugün burada din adına saldıran Daiş, Kürtler adına saldıran PKK ve PYD, aşırı sol adına saldıran DHKP-C vardır. Ayrıca İslami bir kisve altında altın bir nesil yetiştirme bahanesi ile de saldıran bir FETÖ vardır. Bir bakıyorsunuz ben dinden yanayım diyen FETÖ ile Marksist olan PKK veya DHKP-C iş birliği yapabilmektedirler. Aynı şey Daiş ve PYD için de geçerlidir. Demek ki bunların arkasında üst akıllar vardır ve bu akıllar onları istedikleri gibi yönlendirmektedirler. Şunu açık ve net olarak söyleyebilirim ki bugün doğudaki halk PKK’ ye sormaktadır ‘‘ çözüm sürecinde ne oldu da siz gidip iki tane polisin kafasına sıktınız ve bu barış sürecini tamamen ortadan kaldırdınız?’’ çünkü Türkiye ABD’ nin ve Avrupa’nın desteğini almadan barış sürecisini çok iyi bir şekilde götürmekteydi. Ancak emperyalistler Ortadoğu da yeni bir planlama yaptıklarından dolayı taşeronlarını Türkiye’ nin aleyhine sahaya sürdüler. Ya Türkiye’ ye saldırıp onları zayıf düşürürsünüz ya da sizleri APO gibi paketleyip Türkiye’ ye teslim ederiz dediler. Ardından FETÖ’ ye sizi burada boşuna beslemiyoruz dediler. 28 şubat bütün Müslümanların üzerinden geçerken sizi güçlendirdik ve bugün için sakladık, şimdi sıra sizde. Onlar da önce MİT operasyonuna giriştiler ardından 17-25 Aralık polis ve yargı darbesine giriştiler o da olmayınca 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirdiler. Normalde ideolojik olarak birbirlerine çok uzak olan bu terör grupları arkalarında ki üst aklın istekleri doğrultusunda bir araya gelebilmektedirler.
2 / Atik Okuyucu: 90’ lı yıllarda Sovyet lideri Gorbaçov’ un Perestroyka ( yeniden yapılanma ) sı başladı. Oradaki dinamikler farklı olduğu için bu yapılanma fazla sancılı geçmedi. Ancak Ortadoğu’ ya gelince tamamen farklı bir bölgedir. Dinlerin ve peygamberlerin geldiği bir yerdir. Burada sistemi bir türlü oturtamadılar. İşte; sağ-sol adı altında, Komünizm ve faşizm adı altında insanları karşı karşıya getirdiler. Dolayısıyla terör için uygun ortamlar yaratılmış oldu. Bugün Ortadoğu’ da yaşananlar ne etnik mücadeledir ne de dini bir mücadeledir. Çünkü bu halklar yıllardır bir arada yaşamaktadırlar ve yıllardır birlikte düşmanlara karşı mücadele vermektedirler. Ve bunda da başarılı oldular.
Dış güçler önce Mısır kanadını çökerttiler. Akabinde sünni-şii çatışması için uygun ortam yarattılar. Çünkü bölgede ya mezhep ayrılığı üzerinden çatışma olur ya da etnik ayrılık. Bugün Türkiye’ ye bakacak olursa çatışan tüm örgütlerin aynı merkez tarafından yönetildiklerine inanıyorum. Söylemleri farklı olsa da bunları idare eden bir merkez vardır. Ve ihtiyaç anında bunları harekete geçirmektedirler. Çünkü Ortadoğu’da global bir para savaşı vardır.
Bugün gördük ki FETÖ Türkiye’ deki kazanımlarına rağmen bununla yetinmedi ve daha fazlasını, hatta tümünü istedi. Amaç Türkiye’ yi bir Irak, Suriye ve ya Libya gibi bir hale getirmekti. Ancak halkımızın inancı ve mücadelesiyle emellerine ulaşamadılar. Bu millet liderlerinin arkasında olduğu sürece de başarılı olamayacaklar diye düşünüyorum.
3 / Mehmet Ertuğrul: Bilinmelidir ki adı, yöntemi, zihniyeti, görünüşü farklı olsa da varlığımıza kasteden her türlü terörün gayesi aynıdır. Birer zenginlik vesilesi olan farklılıklarımızla bir arada huzur içinde yaşama kültürümüzü yok etmektedir. Terörün gayesi fitne ve fesadın, nefretin, şiddetin husumetin karanlıklarına esir etmektir. Gücümüzü zayıflatıp istikbale dair ümitlerimizi tüketmektir.
Terörün menşei haçlı Siyonist ittifakına karşı; millet olarak, toplum olarak, STK olarak hep birlikte uyanık olmak zorundayız. Oyun çok derin ve geçmişe dayalı tarihi bir oyundur. Devletimizin ve milletimizin ayağa kalkmasını istemeyen haçlı Siyonist ittifakı Türkiye’ nin başına terör belasını sararak hem güvenliğimizi tehlikeye atmakta, hem de İslam aleminin güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Türkiye güvenli olduğu zaman büyüyecek, büyüdüğü zamanda İslam alemine ve mazlumlara sahip çıkacaktır. Bunu bilen Siyonist üst akıl Türkiye’ nin başına çorap örüp terörle yormak için son iki yılda acımasızca saldırmaktadır. Bu; terörün ve Siyonizm’in son çırpınışıdır. Çünkü zafer inananlarındır. Fethi Sekinler, Halisdemirler gibi yüreği kocaman olan babayiğitler olduğu müddetçe, zafer inananların olacaktır.
Ortadoğu’ da Müslüman ülkeler arasında işbirliği olmasın diye Türkiye’ yi Suriye ve diğer İslam ülkeleriyle savaştırıp emellerine ulaşmak istiyorlar ama inşallah bu planları bozulacaktır. Bizler Siyonizm’ in ve emperyalizmin planlarını bozmak zorundayız.
4 / Abdurrahman Gül: Cenab-ı Allah insanları yaratırken diğer canlılardan farklı olarak akıl nimetini vermiştir. Öyle bir akıl vermiştir ki hak ile batılı ayırabilmekteyiz. Ayrıca iki yol göstermiştir, birincisi Kuran ve Sünnet yolu ki bu cennete götürür, diğer yol ise cehenneme götürür.
Bir çocuk dünyaya geldiği zaman kafası, midesi ve ruhu boş olarak gelir. Kafasını ilim ile doldurmazsan cahil olur, midesini helal lokma ile doldurmazsan cani olur ve ruhunu da ibadet ile donatmazsan isyankar olur. Bugün bir ailede rahat yoksa muhakkak o ailede İslam’ın emirlerinin yaşanmadığı görülür. İslam denilince akla ibadet ahlak fazilet sevgi kardeşlik ve medeniyet akla gelir. En büyük servet hayırlı evlatlar yetiştirmektir. Niçin Kuran gönderildi? Çünkü Kuran’ sız zalim olurdu insan. Kuran’ sız bir hayat güneşsiz bir dünya gibidir. Kuran’ın yaşamadığı bir yerde hak merhamet şefkat ve ruh yoktur. Orada namus iffet ve namahrem de yoktur. Kuran’ın olmadığı yerde kan vardır, gözyaşı vardır. Bugün Ortadoğu’ da Siyonistler istedikleri gibi terör estirmektedirler. Bizim ana dillerimizi kendi dilleri gibi bilip gençlerimizi yoldan çıkarmaktadırlar. Burada anne ve babalara da çok önemli görevler düşmektedir; çocuklarına sahip çıkmak zorundadırlar ve çocuklarını terbiye edip Allah ve resulünü sevdirmelidir.
5 / Abdulkerim Avanoz: Devletler arası ilişkilerin karşılıklı çıkarlara göre düzenlenmesi gerekir. İkili ilişkiler birinin çıkarına diğerinin zararına göre ayarlanırsa buna güdülenme denir. Devletler kendilerini dünya devletlerinden soyutlayamaz, şayet öyle bir politika izlerlerse gelişemez ve yerinde sayar.
Siyasi partiler ülkelerini maddi ve manevi olarak kalkındırmalı, halkın huzur ve refahını temin etmek için faaliyette bulunmalıdırlar. Bizde ise bir kesim partiler ülkelerini geri bırakmak, emperyalist devletlerin pazarı halinde tutmak ya da parçalamak için geçmişten beri alışılagelen bir siyaseti devam ettirmektedirler.
Siyasi partiler devletine milletine bağlı, milli bir eğitim politikası izleyerek şuurlu, üretken, çalışkan vaktin nakit olduğunu bilen nesiller yetiştirmeyi hedeflemelidirler.
Ülkenin güvenliği terörle etkin bir şekilde mücadele etmekle olur. Bölgelerinde terörle mücadelede başarılı olamayan yetkililerin görevlerine son verilmelidir. Başarısız kimseleri etkili makamlarda tutmak eğer cehalet değilse ihanettir. Terörle mücadelede güvenlik güçleri çok iyi eğitilmeli, teröristin anladığı dilden üzerine gidilmeli ve sadece masum insanların hakları gözetilmelidir.
Görülmektedir ki terörist; eylem yaparken hiçbir insani kuralı gözetmemekte ve emperyalistlerin çıkarları söz konusu olduğunda insan hakları ihlallerini sonuna kadar kullanmaktadır.
Büyük terör örgütleri emperyalist ( ABD, AB, Rusya, Çin vb. ) tarafından kurulur ve desteklenir. Bundan dolayı uluslar arası ilişkilerde dikkatli olunmalıdır.
6 / Mehmet Kıran: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra gelen bütün hükümetler emperyalistlerin güdümünde hareket etmişlerdir. Bundan dolayı emperyalistler Türkiye ye çok fazla müdahale etme gereği duymamışlardır. Çünkü zaten ülkemizde istedikleri gibi hareket edebiliyorlardı. Kuran kurslarını kapatıp imam hatiplere müdahale edebiliyorlardı. Fakat ne zaman ki Erbakan hoca iktidara gelmiştir ve İslam ortak pazarını kuracağız demiştir o zaman işin rengi değişmiştir. Destek veren insanlar bertaraf edilmiş ve hükümet ortadan kaldırılmıştır. İkinci bir şey ise ‘‘One minute’’ çıkışıdır. Yani demek istemiştir ki biz kocaman Türkiye Cumhuriyetiyiz, siz bize müdahale edemezsiniz ve biz sizin dediklerinizi yapmak mecburiyetinde değiliz. Bu bir milat olmuştur. Bunun sonucu olarak bütün terör örgütleri harekete geçirilmiştir. Ve bütün devletler bu terör örgütlerine her türlü desteği vermişlerdir. Buradaki amaç ise Türkiye Cumhuriyeti’ ni zayıflatmak ve Erdoğan’ı bertaraf etmektir. Fakat millet her şeyin farkındadır Erdoğan’ın arkasında durmuştur. Ve inşallah bundan sonra şartlar ne olursa olsun terör başarılı olamayacaktır. Teröristler de bilmelidirler ki biz Malazgirt’te Çanakkale’de birlik ve beraberliğimizi sağlamak için seferber olmuş kazma ve küreklerle destan yazmış bir milletiz. Yedi düvele eyvallah etmedik ve bundan sonrada etmeyeceğiz.
7 / Filiz Özel: Bana göre son yapılan saldırılar kaos çıkarma amaçlıdır. Bugüne kadar daha çok güvenlik güçlerine yönelik saldırılar yapılırken, artık yapılan saldırılar tüm insanlığa yönelik yapılan saldırılardır. Daha çok kardeşliğimizi zedelemek, insanlar arasında bölücülük yaratmak ve halkı hükümete karşı kışkırtmak amacıyla yapılan saldırılardır. Nitekim yapılan tüm saldırılardan hükümet, dolayısıyla da devlet sorumlu tutulmaktadır. Neden dışarıdan gelen saldırılar engellenemiyor deniliyor. Böyle düşünülünce de terör kısmen de olsa amacına ulaşmış oluyor. İnşallah hep birlikte el ele verip bu terörün üstesinden geleceğiz. Bizler STK’ lar olarak üzerimize düşeni yapıp, toplumumuza anlatacağız ve devletimize sahip çıkacağız.
8 / Hakkı Tüver: Terör yaratanlar amaçlarına ulaşmak için bunu yapmıyorlar, sadece üst aklın onlara verdiği rolü yerine getiriyorlar. Bir kısmı din kisvesi altında bunu yapmakta, bir kısmı etnik açıdan bir kısmı da mezhepsel açıdan eylemlerini gerçekleştirmektedirler. Bunu böyle yorumladıktan sonra şunu da sorabiliriz; neden Türkiye? Çünkü Türkiye jeopolitik olarak stratejik bir noktada bulunmakta ve İslam ülkeleri içerisinde ağabey durumundadır. Ve güçlendiği zaman ise İslam ülkeleri arasında birlik ve beraberliği sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir.
Bizlerin STK olarak bu konuda sorumlulukları bulunmaktadır. Halkı bu tür konularda bilinçlendirmek zorundayız. Toplusal barışın sağlanabilmesi konusunda ve devletin bekasının güvenceye alınması konusunda çalışmalar yapıp üst makamlara bildirmek gizi sorumluluklarımız bulunmaktadır. Toplumumuz gerekli biçimde bilinçlendirilirse terör örgütleri ile aralarına mesafe koyacaklarına inanıyorum.
9 / Selahattin Canpolat: Bu memleket 28 Şubat sürecinde terörün bir başka çeşidini yaşadı. Bugün tanklarla ve uçaklarla halkını bombalayan hainler 28 Şubat’ ta da farklı yollara başvurmuşlardı. Ve biz bunu ancak bugün net olarak görüyoruz. Bunların özellikle de yeşil sermaye etrafında bir araya gelip paralarını değerlendirmek isteyen İslami kesim üzerinde oldukça olumsuz etkileri oldu. Allah’ a şükürler olsun ki o gün yaşananların failleri bugün içerideler ve cezalarını çekecekler.
Daha yakın sürece bakacak olursak; devletin farklı birimleri arasında görüş ayrılıkları çıkardılar. Örneğin MİT tırlarının durdurulması ve içerisindekilere terörist muamelesi yapılması gibi. Bununla akılları sıra Türkiye’ yi yabancı ülkelere karşı deşifre edeceklerdi ve ülkemizi zor durumda bırakacaklardı. Allah’ a şükür o zaman Cumhurbaşkanının dik duruşuyla bu tür sorunlar bertaraf edildi. Buna karşılık bizim de her zaman doğrunun ve haklının yanında olmamız lazım, Kuran-ı Kerim’ in ve peygamber efendimizin sünneti doğrultusunda yaşamamız ve olaylara bakış açımızı da bu doğrultuda geliştirmemiz gerekir diye düşünüyorum.
10 / Murat Özekinci: Terörizmin ne olduğunu anlamak için tarihine inmemiz gerekir. Coğrafya bir kaderdir ama mademki biz bu coğrafyada yaşıyoruz bunun gereklerinin de farkında olmalıyız ve bu konuda uyanık olmalıyız. Bölgemizin, AB’ nin ve ABD’ nin realitelerini göz önüne almalıyız. Bugün Türkiye birçok terör örgütü ile mücadele etmektedir. Terörle mücadele bir ülkenin, psikolojik, sosyolojik ve kültürel konularıdır ve bu doğrultuda yaklaşmak gerekir. Terörle mücadeleyi sadece teröristle mücadele üzerinden yürütürsek eksik kalmış oluruz. Teröristle mücadele günü kurtarmaya yöneliktir Halbu ki mücadelenin top yekün olması gerekir.
Ülkemizin şu anda bir milli mücadele verdiğini unutmamalıyız. Şahıs olarak, toplum olarak ve STK’ lar olarak çok uyanık olmalıyız ve kimin üzerine ne düşüyorsa bunu layıkıyla yerinde getirmeliyiz diye düşünüyorum.
11 / Zülfü Biçerer: Bugün bizim yaşadığımız terörün dış kaynaklı olduğunu anlamamak mümkün değildir. Bu yakın zamanda sadece dağdaki teröristle mücadele edilmiyor. Medyanın algı oluşturma terörü var, finansman terörü var, ahlaki değerlerin zaafa uğratılması konusunda da terör vardır. Anlayacağının çok geniş bir mücadele gerektiren durumla karşı karşıyayız. 40 yıldır terörle mücadele etmemize rağmen terör, adeta kartopu misali büyüyerek ilerlemektedir. Bu durum hem Türkiye’ ye zarar vermekte hem de dışarıdaki mazlum Müslümanlara zarar vermektedir. İslam aleminin merkezi konumundaki Mezopotamya’ yı ele aldığımızda orada müthiş anlamda kültürel bir yıkım söz konusudur. Hem insani anlamda, hem de tarihi ve kültürel anlamda bir yıkımla karşı karşıyayız.
Bu hastalığın tedavisi için öncelikle bir doktor lazım ve o doktor da Türkiye’ dir. Türkiye bu olaya müdahil olmalı ve müdahale etmelidir. Türkiye stratejik davranıp bataklığı yerinde kurutma noktasında ne gerekiyorsa yapıyor. Bugün üst aklın sahip olduğu ileri teknoloji karşısında atak yapıyor ve kendi savaş silahlarını kendisi üretiyor. Ayrıca dövizin yükselmesine sebep olan finans terörü de ayrı bir mücadele gerektirmektedir. Bu finans terörü Türkiye kaynaklı bir terör değildir, tamamen dış kaynaklıdır.
Türkiye bir gemi ve bizler bu geminin yolcularıyız. Türküyle, Kürdüyle ve 72 milletiyle bu geminin yürümesi için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Şayet biz uyanık olup bu oyunu çözemezsek sonuçta hepimizin zarar göreceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100’ e yakın sivil toplum örgütüne E-Mail, SMS ve sözlü olarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine E-Mail ve SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, 3 tv kanalı ve 1 ajans katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi