YER: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sosyal çalışma toplantı salonu
TARIH:17.09.2016 saat: 13- 00- 16:30
KATILIMCILAR:
DERNEK VAKIF VE GIRISIMCILER:
1- Zeytin Dalı Diyalog Grubu Üyesi Zülfikar NABİKOĞLU
2- Amed Ekoloji Meclisi Başkan.Yard. İsmail AKTAŞ
3- Mazlum-der Diyarbakır Yön.Kur.Başk. Ali İhsan GÜLTEKİN
4- Sosyal Araştırmacılar Vakfı Remzi İNCEOĞLU
5- DİAYDER-Diyarbakır yön.Kur.Üyesi Burhan ARSLAN
6- Diyarbakır İnsan Hakları Ortak Platf Feyzi BARAN
SENDİKALAR
1- Memur-sen Diyarbakır eski il Bşk. Yasin YILDIZ
2- Eğitimsen 2.Nolu Şub.Kur. Cengiz DÜNDAR
ODALAR:
1- Elektrik Mühendisleri Odası yön.kur Ümit DEMİR
KATILAN MILLETVEKILI VE SIYASI PARTI TEMSILCILERI:
YOK
GOZLEMCI: 2
MODERATÖR: Mehmedi AKTOPRAK
GENEL GÜNDEM: SURİYE İÇ SAVAŞI VE BÖLGE ÜLKELERİNE ETKİLERİ VE TÜRKİYENİN TUTUMU
KONUSULANLAR:
Diyarbakır kMM Eylül ayı toplantısı 17.09.2016 saat: 13.00 da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal çalışmalar toplantı salonunda başladı. Telefonla aranmalarına ve mail davetlerine rağmen milletvekili katılımı olmamıştır. Toplantıda önceden hazırlanan görsel materyal sunumu yapılarak, toplantıya geçilmiştir. STK temsilcileri görüşlerini ifade etmişlerdir.
Ümit DEMİR (Elektrik Mühendisleri Odası Yön Kur.Üyesi):Bu konuda benim kişisel görüşüm, olayın başından beri Türkiye’nin tutumu Ortadoğu gerçekleri ile uyuşmamaktadır. Bu noktada biz bu coğrafya ile aynı dini inancı taşıyor olsak ta, çoğu ülke için hala Türkiye kuşku duyulan ülkedir. Onun için Arap Baharı sonrası ortaya çıkan durumu Türkiye anlamadığı için büyük sorunlar yaşıyoruz hep, bu sorunun kenarında durmak yerine tam ortasına oturduk ve hala çok büyük ölçüde sorunlar yaşıyoruz. Savaşı önlemek yerine bir bakıma yayılmasına katkımız oldu. Çünkü tarafsız olsaydık, büyük bir etkimiz olabilirdi, ama şimdi hiçbir şey yapamıyoruz. Sözümüzü dinleyen yok, savaşın tüm sıcaklığını biz hissediyoruz. Ülkemizde milyonlarca mülteci insani olmayan koşullarda yaşıyor ve bizi her anlamda etkiliyorlar.
Remzi İNCEOĞLU(Sosyal Araştırmacılar vakfı) : Bölgede şu anda savaşı ve tüm durumu etkileyen bir tek ülke var, o ülkede Rusyadır.Çünkü Suriye Yönetimi ile köklü ilişkileri var, bu bölgede savaşın başından beri tutarlı bir siyasi çizgide durumunu takip etmektedir. Onun için bölgede bundan sonra meydana gelecek olan her durumun anahtar ülkesi de Rusya olacaktır. Esed rejimini korumakta ısrarcı olması, birçok noktadan sıkıntılı bir durum olsa da, İran ile birlikte bölgede baş aktör olmaya devam edecektir Rusya……….
İsmail AKTAŞ( AMED EKOLOJİ MECLİSİ BAŞK.YARD.) :Suriye savaşı 2.Dünya Savaşından sonra insanlığın gördüğü en büyük mülteci dalgasını yaratan büyük bir yıkımdır. Savaş her hali büyük bir yıkım yarattı. Bu noktada Türkiye’nin olaya Kürt Fobisi ile yaklaşımı çok kötü bir sınavdır. Çünkü o coğrafyada belki de en örgütlü ve demokrasiye yakın kesim, Suriye Kürtleridir. Onun için Dünya gerçeği ile uyumlu bir siyasi çabası olamadı Türkiye dış siyasetinin….Ayrıca silahlı gruplar üzerinden olayı yürütmek çoğu zaman daha fazla şiddet ve yıkım getirdi bize, bu konuda bana göre gelecek zamanda siyasileri çok zor durumda bırakacak olan bazı olaylara göz yumuldu. Onun için bölgede her koşulda barışın öncülüğünü yapmak zorundayız.
Feyzi BARAN( Diyarbakır İnsan Hakları Ortak Platf): Olayı başından beri Türkiye yönetmiyor, bölgedeki tüm güç odakları kendi tezlerine uygun olarak bir plan içinde olayı geliştirmektedirler. Olaya aşırı dincilik ya da DAİŞ olayı olarak bakmak yanlıştır, bölgenin tümünde çok büyük dinamikler devrede ve büyük planlar yapmaktadırlar. Suriye ile en büyük sınırı olan ülke olarak Türkiye bu konuda başından beri çaresiz ve aciz kaldı. Onun için Cerablus’a girmekte hatalı bir durumdur. Suriye iç savaşında taraf olmak doğru değil. Bu bölgede dengesiz bir durum söz konusudur.
Sedat DOĞAN(Diyarbakır-Kanaat Önderi): Bu noktada bizim için en çok etkilenme, bütün ülkede sosyal problemleri tetikleyen bir etkisi oldu. Suriye olayı giderek bölgede ki tüm ülkeleri savaşın içine çekecek. Türkiye’nin bölgeye askeri müdahalesi her yönden büyük sakatlıklar doğuracaktır. Şiddeti artıracak ve kaosu büyütecek yeni hamlelerden uzak durmak gerek.
Ali İhsan GÜLTEKİN( MAZLUMDER DİYARBAKIR YÖN.KUR.BAŞK ) : Çok büyük insan hakları ihlallerini yaratan büyük bir insanlık trajedisi olan Suriye iç savaşı, giderek tüm dünya barışını tehdit etmektedir. Bu savaşı yaratan tüm faktörler ortadan kalkmadan, iyimser olmamız için çok fazla neden görmüyorum. Çünkü bu coğrafyada herkesin çok büyük çıkarı var ve bir bakıma çıkar savaşlarının çatışmasını görmekteyiz. Suriye’de savaşı kışkırtan herkes, özel bir çıkarı olduğunu gizleyerek bunu yapmakta, daha fazla kan dökülmesine neden olmaktadır. Onun için siyaset yerine ahlaki ilkelerle hareket etmeli, ısrarla barışı savunmalıdır.
Zülfikar NABİKOĞLU( ZEYTİN DALI DİYALOG GRUBU DÖNEM SÖZCÜSÜ) : Sürecin başında tüm dünyadan büyük yardım alan cihatçı gruplar süreç içinde yaptıkları ile büyük bir yıkım yaratarak, savaşın bu kadar büyük yıkıma neden olmasına zemin hazırladılar. Bunun için meşru yönetimlerle işbirliği yapmalı ve BM kararlarının uygulanması noktasında bir siyaset izlemelidir Türkiye…….Ayrıca Kürt gruplarla farklı ve gerçekçi bir siyasi ilişki başlatılmalı ve geliştirilmelidir. PYD tüm dünya terörist olarak görmezken, bizim kendi ölçümüz bir anlam ifade etmiyor. Onun için silahsız gruplarla daha fazla diyalog denenmeli ve ilişki geliştirilmelidir.
Cengiz DÜNDAR( Eğitim-sen 2Nolu Şube) : Türkiye bu savaşın birçok noktada en çok kaybeden ülkesidir. Çünkü sürekli değişen dinamikleri takip eden bir yönetim yoksunluğu var oldu. Olaya bakışımız en başından beri duygusaldı ve olayları anlamaktan uzak bir noktadaydı. Onun için Türkiye’de ki birçok sorun bir yönü ile bu sürecin doğal sonucudur. Bu anlamda ülkede dağılmış olan mülteciler ve onların sorunu çok uzun yıllar devam edecek ve bizleri olumsuz etkileyecektir. Fırat kalkanı operasyonu kesinlikle yanlış ve gereksiz bir hamledir. Bu noktada zaman içinde daha büyük kayıplar olacaktır.
Yasin YILDIZ(Memur-sen eski il başkanı) : Bugün Ortadoğu da ortaya çıkan bu savaşın ve olumsuzluğun tek nedeni, emperyalist ülkelerin tutumudur. Emperyalist ülkeler, bu noktada tüm bölge ülkelerine silah satarak bir bakıma bu savaşın fitilini ateşlemişlerdir. Birçok sorunu kaşıyanda bu ülkelerdir, bölgede hala sadece bu ülkelerin sözü geçmektedir. Onun için kan dökende bu ülkelerdir. Bu coğrafyalarda demokrasinin olmaması ve krallıklar ya da diktatörler, kötülüklerin başkaca nedenidirler. Bu savaşı bitirecek şey, herkesin yönetime ortak olması ve yeni bir yönetim ve anayasadır.