Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 30.07.2016
KATILIMCILAR
DERNEK,VAKIF VE GİRİŞİMLER
1. KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU (Ahmet TAŞ)
2. MAZLUMDER (Mehmet Fatih OKUT)
3. KASDER (Cemil GÖRÜCÜ)
4. ÇEVRE DOSTLARI DERNEĞİ (Gülhanım COŞKUN)
5. MİLLET DERNEĞİ (Osman İKİNCİ- Yön Kur. Üyesi)
6. ŞEHİT VE GAZİ YAKINLARI DERNEĞİ (Süleyman ÖZDEMİR)
7. RİBAT EĞİTİM VAKFI (Habip KÜÇÜK)
8. FAKİR VE MUHTAÇLARA YARDIM DERNEĞİ (Mehmet GÜNER)
9. JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI (Bülent UZELTÜRK)
10. MİMAR VE MÜHENDİSLER GRUBU (Hasan ARPACIK)
SENDİKALAR
1. EMEKLİ MEMURSEN (Nihat OK)
SİYASİ PARTİLER
2. MİLLET PARTİSİ (Mustafa TEMİZER)
BELEDİYELER
1. KASKİ (Yavuz ÇAĞAN)
GÖZLEMCİLER
1. KAYSERİ EĞT VE ARŞ HASTANESİ (Ali EKECİK)
2. Furkan AYDIN (Öğrenci)
MEDYA
1. İHLAS HABER AJANSI
ÖZEL KONUK
1 Mehmet HÜSREVOĞLU
2 Faruk HASETÇİ
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve gözlemcilerden toplam 42 izleyici katıldı.
MODERATÖR: Adnan EVSEN
Kayseri küçük Millet Meclisi 15 Temmuz tarihinde gerçekleşen darbe girişimi nedeniyle acil olarak 30 Temmuz tarihinde "15 TEMMUZ KANLI DARBE GİRŞİMİ" konusunu görüşmek üzere özel konukları 1980 darbe mağdurları Faruk HASETÇİ ve Mehmet HÜSREVOĞLU 'nun da katılımı ile Temmuz ayı buluşması gerçekleştirilmiştir.
30 Temmuz 2016 tarihinde Cumartesi günü Kocasinan Belediyesi Meclis salonunda yapılan toplantıya birçok sivil toplum kuruluşuna ait temsilciler, gözlemciler, siyasi parti yetkilisi, medya ve üniversite öğrencileri katıldı.
"15 TEMMUZ KANLI DARBE GİRŞİMİ"
Özel Konuk Faruk HASETÇİ (Darbe Mağduru):
1960 Yılı darbesini bilmem. Ancak 1980 yılı darbesini yaşadım. İnsanları sağcı ve solcu diye ayırdılar. İnsanlar birbirini vuruyordu. Tezgahları tuttu. Birçok gencimiz gibi bizi de AKINCILAR davasından dolayı tutuklayıp ceza evine attılar. Elimize silah almamıştık, silah yok silahlı örgüt yok ancak 163. maddeden yargılandık. Mamak ceza evinde 27 gün C-5 te yattım. Sadece söyledikleri "siz silahlı örgüt kurup, Türkiye'yi İslami usullere göre yönetecektiniz ha" Bize olmadık işkenceler yaptılar. Biz içerde işkence görürken ailemiz de dışarıda işkence görüyordu. Yüz binlerin hayatını karattılar. O gün ceza evinde 7000 e yakın tutuklu ve göz altındaki arkadaşlar ile birlikte olduk. Bir sağdan bir soldan astılar. Hatta koğuşumuzdan sorguya götürdükleri bir arkadaşımızı konuşmadığı gerekçesiyle arazide öldürdüler. Darbeler; darbeciler tarafından kurulan sistemde ülkenin insanlarının ayağa kalkmasında, hele hele Türkiye'nin ayağa kalkıp kendi kendini yönetmesi istemeyen siyonistler tarafından yapılan bir tezgahtır. Bunu ülkemizin çok iyi anlaması gerekir. Gençlerimizin anlaması gerekiyor. Bunun illaki konuşulması gerekiyor. Ne zaman kendimize yeter duruma gelsek o zaman bir darbe oluyor, beyin görevi görecek insanımız hapse atılıyor. Arkasından ülkenin kanaat önderleri törpüleniyor, sonrasında yine Siyonistler tarafından azınlıklar ülkenin sahibi gibi işlem görüyor. Sonra onların kontrolünde yeniden demokrasicilik oynanıyor. Ama 15 Temmuz da bu olmadı. Rabbimizin lütfü ve ihsanıyla insanlar meydanlara geldi ve darbe engellendi.
Darbelerde üç taraf olur. Birincisi darbeciler, ikincisi darbe karşıtları ve üçüncüsü ise esirler. Rabbimiz bu defa bu millet esir etmedi. Ceza evinde suçlandığımız herhangi bir cinayet veya bombalama falan yok. Veya kahvehane taraması yok. Ancak bize Erbakan hocadan emir aldık, örgüt kurduk dedirtmek için bize işkence yaptılar. Her türlü işkenceye maruz kaldık. Elektrik işkencesi, çarmıha gerilmek vs den sonra kum torbası işkencesi yaptılar. Bu işkenceden en fazla üç gün sonra ölüyorsunuz. Bu işkencede karnınızın üstüne kum torbası koyup, üst taraftan vurduklarında ciğerleriniz boşa düşüyor ve herhangi bir iz olmaksızın ölüyorsunuz. Bana kum torbası işkencesini yaptılar. Eğer darbe gerçekleşmiş olsaydı yüz binlerce insan işkence görecek ve ölecek, ceza evinde yatacak, ülke geriye gidecek veya ülkenin satılması bile gündeme gelecekti.
Ceza evinden dört yıl süren davadan sonra beraat ettim. Bu süreçten sonra sürekli takip edildim ve hala da dinleniyorum. Beni CUNTA, JİTEM, BATI ÇALIŞMA GRUBU ve sonrada PARALELCİLER dinledi. Bunlar din kisvesi altında dış güçlerin maşası olarak beni dinlediler. Darbe mağduru iseniz başınıza çok iş gelir. Ben eski bir milli sporcuyum. Türkiye şampiyonu oldum. Beni Avrupa ve dünya şampiyonasında oynatmadılar. 1984 olimpiyat seçmelerini kazandım ama beni göçtürmediler. Bizler vatansever milli mukaddesatçı, bayrağımızı ve ülkemizi seven olduğumuz için tamamımızı şahsımda refüze ettiler.
15 Temmuz darbe girişimi kalkışması küçük bir şey değil. Ancak bunu yapanlar rabbimizin yardımını ve milletimizin duyarlılığını hesaplamadılar.
Özel Konuk Mehmet HÜSREVOĞLU (Darbe Mağduru):
1976 Yılından itibaren Kayseri Akıncılar derneğinde yöneticilik yaptım. 1980 Darbesi nedeniyle dernek başkanı olmam nedeniyle tutuklandım. Akıncılar derneğinin bütün illerde teşkilatı vardı. Bu dernek üyeleri anarşiye karışmayan, teröre bulaşmayan, eline silah almayan İslamcı bir gençlik olarak tanımlanabilir. Kayseri akıncılar davası ile birlikte toplam 110 kişi tutuklandık. Ortalama bir yıl ceza evinde yattık. 1985 yılında davadan beraat ettik. Suçumuz 163. madde olarak tanımlanıyor. Ama biz böyle bir suç işlemedik. Bu davadan Kayseri'den 25 arkadaşımız tutuklandı. Ülkemizdeki darbecilik yaklaşık iki asırdan beri vardır. İlk darbe Sultan Abdulaziz'e yapılmıştır. Bu darbeyi yapanlar İngilizlerin teşviki ile başlayıp Almanları yönetimi ele almasıyla sonuçlanmıştır. Darbeciler Selanik cuntası olarak bilinir. Abdülaziz şehit olmuştur. Son iki asırdır ülke hiç bir zaman darbesiz kalmamıştır. 1789 Yılında Fransız ihtilalinden sonra Jöntürkler sözde aydınlanmanın meydana gelmesi için kısa yoldan ülke yönetimini ele geçirmek istemişlerdir. Daha sonra 2. Abdulhamit'e de de darbe yapıldı. Bazı tarihçiler 1923 lü yılları da çok büyük bir darbe olarak izah etmektedirler. CHP iktidarının bitmesi, Ezanın serbest hale gelmesi, çok partili hayata geçilmesi ve neticesinde Demokrat partinin iktidara gelmesi ile belli bir süre gelişme kaydedilmiştir. Sözde batılı dostlarımız bize Türkiye vazgeçilmez hayati bir partner diye sürekli beyanat veriyorlar. Çünkü jeopolitik konum çok önemli. Menderes döneminde de gerek Avrupa, gerekse ABD Türkiye'yi hiç bir zaman bağımsız bir ülke olarak görmemiş ve zaman zaman denetlemişlerdir. 1960 Yılı darbesinin özünde Menderes yaklaşık bir milyar dolar kredi istemesi ve ABD'nin bu krediyi vermemesi sonucunda Menderes bu kredinin Rusya'dan alınabileceği şeklinde bir beyanatta bulunuyor. Bu demeçten sonra Menderes ABD 'de sadece büyükelçi düzeyinde karşılanıyor. Menderes yurda döndükten bir kaç ay sonra darbe gerçekleşiyor. Demek ki egemen güze sadece lafla bile karşı çıkmak darbeye sebebiyet vermektedir. 1980 Yılının darbe oluşumu belli. Çorum olayları, Maraş olayları, 1 Mayıs mitingleri, sokak kavgaları, anarşi olayları sonunda halk neredeyse darbecilere razı olabilecek duruma getirildi.
Darbe olduktan sonra Yunanistan NATO'ya dahil ediliyor. 12 Eylül Konseyi hüsnü kabul görüyor. Darbe mağdur ve makul görülüyor.
Akıncılar grubundan yaklaşık 50 civarında şehidimiz oldu. Ancak buna rağmen sokaklara çıkmadık. Ülkemizin konumu nedeniyle ne şimdi ne de evvel büyük devletler bu topraklardan ilgisini hiç bir zaman eksik etmemiştir.
15 Temmuz darbe girişimi ile İslam kisvesi adı altında yine ABD eliyle darbe teşebbüsünde bulunulmuştur. Basında İngiliz İstanbul başkonsolosu tarafından bu darbenin Fetullah Gülen ekibi ile yapıldığını onaylayabiliriz şeklinde demeçleri vardır. ABD sözcüleri basında bizim çocuklar hüsrana uğradı şeklinde beyanatları var. Hem ABD sözcüleri, hem AB ülkeleri bu darbenin kendileri kontrolünde ve rızaları dahilinde olduğunu açıklamışlardır. Ama bir Müslüman'ın bu darbeye alt olması darbeden daha beter olmuştur.
Bağımsızlığın tek şartı vesayet altında kalmamaktır. İlk kez millet sokağa çıktı ve darbeyi önledi. Bu darbenin önlenmiş olması başka darbelerin yapılmamasına zemin hazırlamış olacaktır. Eğer darbe olmazsa ülkemiz şaha kalkacak, gelişmiş ülkeleri yakalayacaktır. Bundan sonra da ülkemiz yeniden bağımsız Türkiye olacaktır.
Mustafa TEMİZER (Millet Partisi): Seçilmiş hükümetlere karşı kaba kuvvet ile muamele edilmesini kınıyor ve bunlara karşı en ağır cezaların verilmesini talep ediyorum. Abdulhamit Han hak isteyenin hakkı verilmeli, isyan edenin başı kesilmeli ifadesindeki gibi hareket edilmeli. Devlete isyan edenlerin başı kesilmelidir. Millet hep birlikte parti cemaat farkı gözetmeksizin örnek bir davranış sergilemiştir. Millet ülke sorunları konusunda siyasilere bir ikaz verdi. Biz 1960 yılından beri milletimizin milli ve manevi değerleri ile ilgili tehlikede olduğumuzu, bu tehlikenin giderilmesi için yeniden milli mücadele verilmesi yönünde senlerden beri uyarılarda bulunuyoruz. Darbe darbeyi doğuruyor. Şu anda 1980 darbesi kanunlarına göre ülke idare ediliyor. Acilen siyasi partiler ve seçim kanunları adil değil ve bu darbe kanunları acilen değiştirilmelidir.
Nihat OK (Emekli Memursen): 1980 Yılında ülkede koca bir kaos varken aslında darbe yapılmadı. Darbe Konya'da İsrail ile ilgili bir toplantı yapıldığında darbe yapıldı. 15 Temmuz darbe girişiminde de yine aynısı oldu. Erdoğan'ın Mavi Marmara ve one minute olayından sonra darbecilerin düğmeye basmasına sebebiyet verildi. Türkiye'deki demokrasi, insan hakları ve ekonomi ABD ve diğerlerini aslında ilgilendirmiyor. Ne zaman kendilerine karşı bir hareket olursa, dünya beşten büyüktür denirse darbe o zaman gerçekleşiyor.
Cemil GÖRÜCÜ (KAYSERİ STRATEJİ DERNEĞİ): Darbenin en kahraman şehirleri Ankara ve İstanbul. Keşke bu şehirlerde olsaydım diye istedim. Ankara ve İstanbul'u kıskandım. Daha önceki darbeleri hem okudum hem de biliyorum. Şüheda listesine dahil olmak kolay da olmuyor. Şehit ve gazi ailelerinin vakur duruşu dünyaya öyle bir korku saldı ki Tür milletinin ne olduğunu vatan sevdasının ne olduğunu dünyaya gösterdi. Kızım bana darbe nedir diye sordu hala cevap veremedim. Bu askerler neden halka ateş ediyor, bunlar bizim askerimiz değil mi diye sorduğun kısır döngüye girdim ve yine cevap veremedim. Ama neticede zafer milletin olmuştur. Vatanını sevenlerin sevda seli olmuştur. Bu vatan kolay kazanılmadı. Çanakkale'de , Sarıkamış' ta kolay mücadele vermedik. Pınarbaşı'ndan giden 40 atlının geri dönmediğini büyük annem bana anlatırdı. Darbeciler asla bir daha buna teşebbüs edemeyeceklerdir. Çünkü milletin gücünü gördüler. Ama bu İslama yapılan bir darbedir. Allah İslam bayrağını sallayan bu millete güç kuvvet versin.
Ahmet TAŞ (KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR PLATFORMU): 1921 Meclisinde olanlar 1924 meclisinde yok. Bunların önemli bir kısmı yurt dışına gönderilmiştir. Sonra 1960, 80, 71 muhtırası, 97 post modern darbesi ve 2016 darbesi oldu. Darbelerde askerler hep maşa olarak kullanılmıştır. Demokrasi denmiş, milletin iktidarı denmiş, cumhuriyet denmiş ama cumhurun ülke yönetimine hakim olmasını istememişler. Batılılar istedikleri gibi yürümemizi istemişler ancak dizginlerin ellerinde olmasını istemişler. Batılılar kendilerine rağmen yönetim istememişler. 1960 Darbesi ile Celal Bayar ve Menderes görevden alındı ve idamlar oldu. 1971 Muhtırası ile üç genç idam edildi. Seçimlere hiç girmeyen Nihat ERİM başkanlığında hükümet kuruluyor. 1980 yıllarında 5000 gencimiz öldü. 1980 Darbesinde 50 kişi konsey kararı ile olmak üzere 1208 kişi idam edildi. 1997 Yılında 28 Şubat kararları ile yine bir darbe yapıldı ve meşru hükümet istifa ettirilerek yerine başka bir hükümet kurduruldu. Yine ordu kullanıldı yine ABD desteği vardı. Bugüne kadar olan darbelerde millet sokaklara çıkmadı. 2002 Yılından sonra işbaşına gelen hükümet, halkın taleplerini dikkate alarak, STK'ların güçlenmesini sağlayarak, darbe döneminden kurtarmak amacı ile uygulamalar başladı. O günden bugüne kadar milletin kendine olan güveni arttı. Bu darbenin başarısın olmasında hükümetin, basın-yayın, STK ve siyasi partilerin çok büyük katkısı vardır. Bu millet cumhuriyet tarihinde silahsız saldırısız darbeye karşı geldi. Darbeler kabul edilemez. Bu dönemde rol kapmalar ile, yanlış bilgi, yanlış istihbarat ile yeni bir mağduriyetin oluşmasına izin verilmemelidir. Bu kanlı bir kalkışmadır. İzi dışarıda olan bir kalkışmadır.
Türkiye Moğolistan, Estonya, Madagaskar, Lituanya vs gibi yerlerde olsa bu kadar darbe olur muydu bunları da düşünmek gerekir. Egemen güçlere rağmen bağımsız devlet olmak zordur.
Süleyman ÖZDEMİR (ŞEHİT VE GAZİ YAKINLARI DERNEĞİ):Vatan mücadelesinde şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Ülkemizin güçlü olmasını istemeyenlerin yanında, dış güçlere çanak tutan vatan hainleri var. Bu hainler TSK sızmış ve silahlarını halka çevirmiştir. Milletimiz milli bir duruş sergilemiştir. Bu milli duruştan dolayı başta cumhurbaşkanımıza olmak üzere bütün vatan evlatlarına teşekkür ediyorum. Vatana ihanet edenlerin idam edilmesini istiyoruz.
Osman EKİNCİ (MİLLET DERNEĞİ): Bu darbeye teşebbüs edenleri, arkasında olanları şiddetle lanetliyorum. Bu kanlı darbe girişimi milletimizin yeniden şahlanışına vesile olacaktır diye düşünüyorum. Bu olay ile siyasi partiler bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Suriye'de Irak'ta , Libya'da olan olayları yeniden gözden geçireceğiz ve oyunları bozacağız dedi. Bu büyük biir gelişmedir. Türkiye'de 1960 dan beri toplam 7 darbe ve girişim olmuştur. Bütün bu darbelerde dış güçler etkili olmuştur. Darbelerin hepsi dış destekli. Bizim bilmediğimiz olayları NATO biliyor. NATO ile ilişkiler yeniden gözden geçirilmeli. Sürekli milli irade dedik, milli iradeye saygı dedik. Bu millet düşmanları dünyanın umudu olan Türkiye'yi karıştırmak istiyor. Bu kanlı darbeden sonra ders çıkarmalıyız. Devletin milli kurumları yeniden formatlanmalıdır.
Bülent UZELTÜRK (JEOLOJİ MÜNEDİSLERİ ODASI): Ortadoğu'da sınırların değişeceği ve sırada Türkiye'in olduğu hep konuşuluyordu. Geçtiğimiz günlerde ABD de bir harita yayınlandı. Haritaya göre ülkemiz yedi parçaya bölünmüştü. Buna sebep ülkemizdeki yeraltı ve yerüstü zenginlikleri enerji yolları vs. Ülkemiz bir mozaiktir. Buna sahip çıkmalıyız. Bu mozaiğin kullanılmasına izin vermeyelim. Ülkemizin kıymetini bilmemiz gerekiyor.
M. Fatih OKUT (MAZLUMDER):Ülkemizin sivil bir anayasası yoktur. Anayasayı hep başkaları yaptı bize. Bunun eksikliğini hissediyoruz. Darbecilerin yerine gelecek kişiler gerçekten milli olacak mı? FETÖ'cü gidip yerine başka bir grup mu gelecek? Aslında darbeye destekleyen güçler arka planda yerinde duruyor. Onlara bir şey yapamadık. Uluslararası alanda onlar ile mücadele edecek bir güce sahip değiliz. Dış politikamız başarısız oldu. Bu politikamızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Devlet adamlarımızın askeri bir yönü de olsun. Cumhurbaşkanı askeri konulardan da anlamalıdır. Demokrasi nöbeti değil bu bir milli irade nöbetidir. Bu uğurda ölenler şehittirler. Medya bizi kör ediyor. Diğer ülkelerin neler düşündüğünü aslında bilmiyoruz.
Hasan ARPACIK (MİMAR VE MÜHENDİSLER GRUBU):Bu kanlı darbe girişimini kınıyorum. Bu darbeyi planlayanların ucu ABD'ye kadar uzanmaktadır. FETÖ 'nün bu hale gelmesi daha çok önemlidir. Millet neden bu kadar teveccüh gösterdi. Başka cemaatlerin bu duruma düşmesine devletin daha çok dikkat etmesi gerekiyor. Bu darbe ile ülkemize sıkılmış kurşun hem de İslam adına böyle bir şeyin yapılması anlayışı bizi derinden etkiledi. İkincisi daha acı veriyor bize. Terörist başı en kıza zamanda getirilir.
Genel Gündem Ortak Sonuç:
1. Darbeleri, yapanları, destek verenleri, alet olanları şiddetle kınıyoruz. Demokratik teamüllere göre sandık ile gelenler sandık ile gider. Buna zorla müdahale edilmesi kabul edilemez.
2. Bugüne kadar Türkiye'de olan darbeler hep askerler tarafından yapılmıştır. Askerler bu darbeyi yaparken batılıların etkisinde kalmıştır. İlk defa bir sözde dini bir grup olduğunu iddia eden cemaat darbede maşa olarak kullanılmıştır.
3. İlk defa Türk milleti sokağa çıkarak silahsız kansız, darbeyi önledi. İlk defa Türk milletinin bütün katmanları (siyasi, STK, dernek, vakıf, sendika, halk) darbeye karşı birliktelik sundu. Çanakkale ruhu yeniden canlandı.
4. Darbeye teşebbüs edenler adil yargı sistemine göre yargılanmalıdır. Sorgulanmaların yapılması esnasında yeni mağduriyetler oluşturulmamalı, hakkaniyetle neticeye gidilmelidir.
Değerlendirenler
Adnan EVSEN
Kayseri kMM Hamalı