YER: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sosyal çalışma toplantı salonu
TARIH: 30.07.2016 saat: 13 00
KATILIMCILAR:
DERNEK VAKIF VE GIRISIMCILER:
1- İ.H.H (Zeki Dilek)
2- Amed Ekoloji (İsmail AKTAŞ)
3- Mazlum-der (Cahit ÇİFTÇİ)
4- Diyarbakır Medya Konseyi (EYÜPHAN KAYA)
5- Zeytin Dalı Diyalog Grubu (Ramazan ERDOĞAN)
SENDİKALAR
1-Memursen Diyarbakır Kurucu Bşk. Hasan YOSUNKAYA
ODALAR:
1- Elektrik Mühendisleri Odası yön.kur (Ümit DEMİR)
2- Mimar ve Mühendisleri Odası Başk.Yard. (Mustafa YALÇINKAYA)
KATILAN MILLETVEKILI VE SIYASI PARTI TEMSILCILERI:
Yok
GOZLEMCI: 2
MODERATÖR: Mehmedi AKTOPRAK
GENEL GÜNDEM: 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
KONUSULANLAR:
Diyarbakır kMM Haziran toplantısı 30.07.2016 saat: 13.00 da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal çalışmalar toplantı salonunda başladı. Telefonla aranmalarına ve mail davetlerine rağmen milletvekili katılımı olmamıştır. Toplantıda önceden hazırlanan görsel materyal sunumu yapılarak, toplantıya geçilmiştir. STK temsilcileri görüşlerini ifade etmişlerdir.
Hasan YOSUNKAYA(Memur-sen Diyarbakır Kurucu Başkanı):Bu konuda toplantının en yaşlı kişisi olarak konuşmaya ben başladım, ömrümde tam olarak birçok darbe gördüm. Çoğu darbe toplumu geri götüren bir şeydir. Herkesi korkutur ve tüm toplumu sindirir.12 Mart darbesi döneminde öğrenciydim, o günleri canlı yaşadım. Onun için askeri darbeler, en çok korku ile kendini gösterirler.12 Eylül öncesi toplumda oluşan çatışma ve ayrılıkçılık sonrasın da her bakımdan askeri teşvik etti. Onun için darbeleri önlemenin en önemli yolu, siyasette diyalogu taşımaktır. Siyasiler her noktada topluma diyalog mesajı vermelidirler. Demirel ve Ecevit bunu yapsaydı, kesinlikle darbe olmazdı. Şimdi de aynı çatışmacı bir siyasi iklim var. En doğru ben bilirim demek, çoğu zaman, tabanda daha fazla çatışma demektir.
Zeki DİLEK( İ.H.H Kayapınar İlçe Başkanı): Tkmm Toplantılarına ilk defa katılıyorum, herkese selam ve sevgiler. Çok sıcak günler yaşıyoruz ve bu sıcaklığın etkisini süreceği de görülmektedir. Bu noktada gündem yaptığınız konu çok önemli ve bence, her anlamda bu tartışılmalıdır. Ben bu son askeri kalkışma da, darbeyi püskürten en önemli güç olarak sivil toplumu görüyorum. İlk andan başlayan sivil harekelerin tepkisi aynı zaman da hızla yayılarak, önemli bir güç olmuştur. Devleti korumak yerine, halkın iktidarını korumak refleksi öne çıkmıştır. Tanka ve silah karşı ilk defa olan bir şeydir bu tüm cumhuriyet boyunca………Galiba bundan sonra önemli olan tek şey var, demokrasinin sivil ayağını geliştirmek ve desteklemektir. Kim iktidara gelirse gelsin, artık sivil toplumu her noktada dikkate almak zorundadır. Sivil toplumda kendi içinde, hızla değişime ayak uydurmalıdır.
İsmail AKTAŞ( AMED EKOLOJİ MECLİSİ BAŞK.YARD.) : Darbelerin bir kere demokrasilerde hiç yeri yok, tüm dünyada artık darbeler kimseye bir pozitif gelişme getirmiyor, darbe mağduru ülkelerde insan hakları hızla geriliyor, toplum her noktada daha fazla mağdur oluyor. Ayrıca darbeler demokrasiyi geriletiyor. Çünkü askeri mantıkla ülke yönetmek hiçte kolay değil. Yaşadığımız bölgede askerlerin yaptığı yıkımlar ortada, bunu siyasi boyutu da var. Onun için her darbe bir kere halka ve onun siyasi iradesine yapılmıştır. Buna halkın artık tahammülü de kalmamıştır. Son darbe girişiminin gördüğü tepki de bunu açıkça ortaya koymaktadır. Askeri vesayeti kaldırmakla övünen bir iktidar, halk olmasa şimdi yok olmuş olacaktı. Onun için daha fala demokrasi halka fazla ve lüks olarak görülmemelidir.
ÜMİT DEMİR (ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI YÖN.KUR.ÜYE): Sivil bir anayasa için tüm şartlar şu an çok müsaittir, toplumsal uzlaşı ile darbe anayasası ortadan kaldırılabilir. Bu konuda herkes artık mazeret üretmekten vazgeçmelidir. Toplumun çok yoğun bir sivil anayasa talebi var. Bu noktada tüm siyasi partilerin ortak çalışması önemli, HDP yi dışlayan bir tutum asla demokrasiye katkı sağlamaz. Bu konuda şu ana kadar, ortaya çıkan fotoğraflarda HDP, ötekileştirilmektedir, bu Kürt Sorunu başta olmak üzere her sorunu daha fazla çözümsüzlüğe itmektedir. Sivil ve her türden katılımı kolaylaştıran bir yeni anayasa iradesini herkes destekler. Bu noktada meclis başkanı daha güzel bir tutum ortaya koymaktadır.
Eyüphan KAYA( Diyarbakır medya konseyi dönem sözcüsü) : Her vatandaş kendini eşit olarak görürse, kesinlikle farklılıklar bir çatışma yaratamaz. Bu güne kadar hep bu noktada bir kesim kendini öne çıkarmış ve devletin imkanlarını kullanarak, kendinden olmayan herkesi mağdur etmiştir. Onun için bu noktada darbeyi besleyen her türlü yasa değişmelidir. Devletin anayasası her vatandaşa eşit olmalıdır. Bilhassa kamu personeli alınırken, devlet adil bir sistemi tercih etmelidir. Elinde silah olan, ve vatandaşı tehdit eden darbeciler, bu noktada belki de artık halkın değiştiğini ve bu kadar büyük tepki göstereceğini düşünmemişlerdi. Çünkü Halk demokrasiye sahip çıktı. Yasalar artık, mutlaka darbeleri önleyecek önlemleri almalıdır, askeri okulların müfredatı da değişmelidir. O genç beyinler darbeler için yetişmemelidir. Darbelerin arkasında kim var? Bunu bilmiyoruz hala……..
Cahit ÇİFTÇİ:( MAZLUMDER DİYARBAKIR YÖN.KUR.ÜYESİ ) : Çok büyük bir etki yaratan ve toplumu sarsan darbe girişimi, şimdilik atlatıldı. Bu noktada halkın tutumu çok açık ve çok etkili oldu. Bunun yanında ilk defa çok güçlü bir şekilde basın darbenin karşısında yer aldı. Onun için ortaya çıkan bu iyimser ortamda daha güzel bir anayasa yapılmalıdır. Bu çalışmalar, yeni bir üniversite reformu ile desteklenmelidir. Rektörlerin seçiminde tüm çalışanlar ve öğrenciler söz sahibi olmalıdır. YÖK kaldırılmalıdır. Çünkü bir darbe ürünüdür.
RAMAZAN ERDOĞAN( ZEYTİN DALI DİYALOG GRUBU DÖNEM SÖZCÜSÜ) : Basının bu noktada çok önemli bir etkisi olduğunu gördük darbede, ilk andan itibaren halkın bu konuda sesinin basın aracılığı ile çıkması çok önemli bir moral etkisi yapmıştır. İktidar bundan sonra basın hürriyetini daha fazla geliştirmeli, basının demokrasi için ne kadar önemli olduğunu görmelidir. Basının sivil kimliği ve tarafsızlığı korunmalıdır.
Mustafa YALÇINKAYA( Mimar ve mühendisler odsı bşk.Yrd.) : Başta orta öğretim olmak üzere her düzeye uygun darbelere karşı bireyleri bilinçlendiren bir ders müfredatı hemen uygulamaya konmalıdır. Ayrıca kamusal alanlarda ve toplumun yoğun televizyon izlediği saatlerde bilinçlendirici ve bilgilendirici programlar hazırlanmalıdır. Özellikle TBMM bombalanması noktası unutulmamalıdır.
Reha REHAVİOĞLU(Kanaat Önderi-Yazar): Kişisel düşüncem odur ki, bu darbeyi tetikleyen en önemli faktör Kürt Sorununda gelinen noktadır. Çok uzun süren çözüm sürecinin aniden ve yoğun çatışmalı bir noktaya taşınması her açıdan büyük ölçüde siyasal iktidarı askere mahkum kılmıştır. Ve çok yıpratıcı olan Sur, Cizre, Nusaybin ve Şırnak’ ta ki çatışmalar, merkezi hükümette çok derin zaafiyetler yaratmıştır. Onun için çözülemeyen ve giderek büyüyen Kürt Sorunu Ortadoğu’da daha fazla can yakmaya devam edecektir. Kürt halkının siyasi talepleri askere havale edilerek çözülmeye çalışılması, çok büyük bir hatalar zincirini oluşturmuştur. Kürt Sorunu artık bölgesel hatta evrensel olmaya doğru gidiyor, onun için çözüm sürecine dönülmelidir. Bu konuda tüm aktörler risk almalı, darbe karşıtlığının yarattığı bu iyimser havayı siyasi olumluluğa taşımalıdırlar.