YER: Umut Yılmaz SigortaToplantı Salonu
TARİH: 4 Haziran Cumartesi 2016
SAAT: 13.00
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Ahmet Kaya (Toplumsal İlerleme Derneği)
2 / Necdet Karadağ (Kurdi-Der)
3/ Fırat Akkuş (Çi-Der)
4/ Akay Aktaş (Asim-Der)
5/ Tahir Kavri (Ti-Der)
6/ Mecit Yolcu (TÜED)
MESLEK ODALARI
1 / İbrahim Akkuş (EMO İl Temsilcisi)
2/ Av. Mesut Öztürk (Iğdır Barosu)
3/ Umut Yılmaz (Muhasebeciler Odası)
SENDİKALAR
1 / Zeki Abaş (Hizmet-İş Şube Başkanı)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/ Yaşar Yılmaz (Kanaat Önderi)
GOZLEMCİLER
Murat Akkuş- TkMM İl Girişimcisi
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok
MEDYA
Her zaman ki gibi haber yapıp meail atıyoruz. Hepsinde haberimiz çıkıyor.
MODERATÖR
Murat Akkuş- TkMM İl Girişimcisi
KONU
“Neden Başkanlık? Nasıl Bir Başkanlık?”
KONUŞULANLAR
Av. Mesut Öztürk (Iğdır Barosu): Başkanlık sistemlerine kesin karşıyım, baştan karşı olmamın nedeni Erdoğan değil. Belediyelerdeki başkanlık uygulamasını da iyi bulmuyorum. Ama Cumhurbaşkanınca başkanlık sisteminin sürekli gündemde tutulması, beni daha çok kuşkulandırıyor ve korkutuyor. Bir kez, başkanlığı ondan başka içten benimseyip savunan yok. Savunması hayali gerekçelere dayanıyor. “Kendim için istemiyorum” dese de, tek aday olarak kendisini gördüğü açık. Başkanlık sistemini kabul ettirmek için, yetkilerini kötüye kullanması, isteğinin önünde engel oluyor. Yetkilerini kötüye kullanan, dahası yasal sınırları tanımayan bir kişinin “demokrat” bir başkan olması beklenemez. “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” diye bir söz vardır, “Benden diktatör mü olur?” dese bile işlerine bakınca bal gibi olacağı ortaya çıkar. Tek tek bireylerle (yazar, sanatçı, gazeteci, televizyoncu) uğraşması, polisin gücünü olabildiğince artırması, anayasal hak olan gösterileri yasaklatması, özel yaşama karışması, toplumun bir bölümünü aşağılaması, vb. eylemleri onun demokrat bir başkan olamayacağını gösteriyor. Bir zamanlar hazırlattığı anayasa taslağını bir kenara itti. Şimdi nasıl bir başkanlık istiyor açık değil(mi). ABD Başkanını “zavallı” olarak nitelemişti, demek ki böyle bir başkanlık istemiyor. Herhalde Mursi tipi başkanlık gönlündeki. Bu sistem, Erdoğan değil kim olursa diktatöre çevirir, çünkü “iktidar” insanı yozlaştırır.
Necdet Karadağ (Kurdi-Der): Demokrasiyi savunanların bir kuramı var. Bu kuram yeryüzünün hiçbir ülkesinde dört dörtlük uygulanmıyor/uygulanamıyor. Nedeni, toplum içindeki çeşitli güçler (sınıflar, katmanlar, topluluklar, uluslar, kümeler) arasında dengesizlik olması ve geçici çıkarlar bağlamında denge kurma savaşımıdır. Kuramsal olarak demokrasi, insanın insanı yönetmesi açısından iyi bir yöntemdir. Ama uygulamada bütünlük sağlanamadığı için çok kötü sonuçlar verebilmektedir. Demokratik olmayan yönetimlerde hiç sorun yok mu? Onlar kökten, bütünüyle sorunlu. O yüzden demokrasiyi uygulamada daha iyi duruma, en iyi duruma getirmekten başka umarımız yok. Kuram açısından da demokrasi daha iyi duruma getiriliyor, kuramın açıklarından yararlanan demokrasi karşıtı girişimleri en aza indirmeye çalışılıyor. Eski kuramları savunma ya da eleştirme yanlışına düşmemeye dikkat etmek gerekir. Uzun bir süredir, nüfus kalabalıklaştığı için, doğrudan demokrasi değil, temsili demokrasi uygulanıyor. Ancak temsil olgusu çarpıtıldığı için çok sayıda sorun çıkıyor. Temsili demokrasi biçimleri arasında başkanlık sistemi de bulunmaktadır. ABD’yi saymazsak, başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi uygulayan tüm ülkelerde (Fransa dâhil), parlamenter demokrasiden daha büyük sorunlar yaşanmaktadır. Afrika’nın, Güney Amerika’nın devletleri buna kanıttır. Başkanlar, seçimle gelen krallar olarak hüküm sürmektedir. Parlamentonun varlığına karşın temsil sorunu yaşarken, tek kişiyi temsilci yapmanın temsil sorununu kaldırmayıp büyüteceği açıktır. ABD’de erkler ayrılığı kesin uygulandığı için, Başkanlık parlamento ve yargı tarafından sınırlandırılabilmektedir. Öteki başkanlıkla yönetilen ülkelerde bu durum yoktur. Başkan, sahip olduğu yetkileri sonuna dek uygulayıp, kimi değişikliklerle diktatöre dönüşebilmektedir. Bundan ötürü başkanlık sistemlerine kesin karşıyım.
Umut Yılmaz (Muhasebeciler Odası): Başkanlık sisteminin dünyadaki örneklerine bakın. Bu sistemin uygulandığı ülkeler zirveye gidiyor. Ülkeler ve şirketler liderlerin vizyonuyla büyür. Bir şirkette 2-3 tane patron olduğunu düşünün. Herkes farklı ses çıkarsa, başka bir tarafa çekse kargaşa olur. Demokrasi kurallarının gerekleri yerine getirilerek başkanlık sisteminin uygulanması gerekir. Böyle bir yönetim Türkiye'yi şaha kaldıracak bir sistem olur. Yeni anayasa içinde olması planlanan başkanlık sistemi bizler için büyük önem taşıyor. Çünkü günümüzde gelişmiş ülkelerin büyük çoğunluğu başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Ancak ülkemizde başkanlık sistemini istemeyenler, Türkiye’yi daha da güçlendirecek yeni yönetim modelini engellenmeye çalışılmaktadır. Başkanlık sistemini istemeyenler, ellerindeki medya organları vasıtasıyla ve diğer unsurlarla başkanlık sistemini karalıyorlar. Bürokratik engellemeler, devletin yatırımlarının önünü kesiyor. Başkanlık sisteminden sonra bu engeller kalkacak. Bürokraside daha hızlı kararlar alınacak ve bürokratik engellemelere son verilecek. Başkanlık sistemlerinde devlet başkanı yürütme organın başıdır ve belirli bir dönem için doğrudan halk tarafından seçilir. Uygulamada değişiklik göstermekle birlikte başkanlık sistemlerinde genel olarak başkanların ‘veto’ etme hakkı bulunmaktadır. Buna karşın meclisin de belli bir çoğunlukla ‘vetoyu veto etme’ yetkisi vardır; ama başkanlık sistemine itiraz edenlerde bundan korkuyor olmalılardır. Eğer ülkede güçlü yönetim olmazsa; bu yönetim boşluğundan faydalananlar ülkenin madenleri, ülkenin bankaları, ülkenin ürettiği katma değer, ülkenin bütün yer altı ve yer üstü insan kaynakları ülkenin çıkarlarına göre değil başka yapıların çıkarlarına uygun kullanılması sonucuna sebep olur. Başkanlık sisteminde başkan aynı zamanda silahlı kuvvetlerinin de başıdır. Buna ilişkin de birçok yetki kullanır. Buna karşın parlamenter sistemde bu kadar yüksek seviyede yetkiler bulunmaz. Türkiye’nin demokratikleşme ajandasını sürdürmesi ve bu doğrultuda yeni bir sistemle yoluna devam etmesi gerektiğine inanıyorum.
Ahmet Kaya (Toplumsal İlerleme Derneği); Parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasındaki farkı izah etmek istiyorum. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı yumuşak bir şekilde belirlenmiştir. Başkanlık siteminde ise kuvvetlerin sert ayrılığı söz konusudur. Burada kastedilen yürütme organı ile yasama organıdır. Parlamenter sistemde parlamentoda çoğunluğu elde eden siyasal parti hükümeti kurar ve parlamentodan güvenoyu alıp kendine uygun yasalar çıkarmak sureti ile bir devlet yönetimi sergiler. Başkanlık sisteminde ise yürütme ile yasama birbirinden tamamen ayrıdır. Parlamentonun seçimleri ayrı, yürütmenin seçimleri ayrı olarak değerlendirilir. Dolayısıyla parlamenter sistemde soru, gen soru, meclis araştırması, meclis soruşturması gibi yöntemlerle hükümet denetlenirken Başkanlık sisteminde gen soru yoktur. Yasama ve yürütme birbirinden bağımsızdır ve ikisi ayrı ayrı halka hesap verir. Başkanlık sistemi önce şu açıdan önemli ki, yürütmenin başındaki sorumlu kişi doğrudan halk tarafından seçildiğinden dolayı yürütme kurulu artık halk iradesi dışında egemenlik iddiasında olanların güç yetiremeyeceği bir yönetim olacaktır. Dolayısı ile Türkiye’nin bu zamana kadar sürekli olarak başının dertte olduğu vesayet rejiminin başkanlık sistemi sayesinde sona ereceğini düşünüyorum. İkincisi Türkiye’nin en fazla yaşadığı ve istikrarsızlıklarla sonuçlanan koalisyon dönemlerinin yine Başkanlık sistemi sayesinde sona ereceğini düşünüyorum. Başkanlık sistemini destekliyorum.
Akay Aktaş (Asim-Der): Başkanlık sisteminin uygulandığı çok ülke var. Başarıyla uygulandığı 2 ülke var. Biri ABD diğeride Yarı Başkanlık Sistemi olan Fransa. Başkanlık sisteminin başarıyla uygulandığı bu 2 ülkede temeli vardır. ABD’de herkes sistemde müttefiktir. Fransa ise o noktaya gelmek için kan dökmüştür, yıllarca bedel ödemiştir. Türkiye’de ise biz sistemde müttefik değiliz. Türkiye’de biz dinde bile müttefik değiliz.Herkesin anladığı sistem farklı. İttifak edemediğimiz bir sistemde kime göre Başkanlık Sistemi kuracaksın. Lakin parlementer sistemde aksaklıklar ve tıkanıklıklar giderildiğinde götürülebilecek bir sistem. Ama başkanlık sistemi öyle değil. Başkanlık sistemine karşıyım.
Mecit Yolcu (TÜED): Amerika’daki Başkanlık sisteminin bir özelliği var. Başkan seçiliyor, iki meclis var; temsilciler meclisi ve senato. Kanunu onlar yapıyor, parayı harcama yetkisini onlar veriyor. Yani Başkana parayı veren de onlar. Daha önemlisi Başkan hiçbir kural, kanun koyamıyor. Teklif dahi edemiyor. Başkanlar, Anayasa Mahkemesi üyelerini atıyorlar ve Anayasa Mahkemesi üyeleri, akli dengeleri bozulunca ya da ölünceye kadar oradalar. Ve başkanlar konuşma yaparken ayağa falan da kalkmazlar, hatta dinlemeye bile gitmezler. Tam bir hukuki bağımsızlık vardır. Genelde insanlar başkanlık rejimini kullanırken bu üçlüye bakıyorlar. Oysa bu üçlüyü mümkün kılan şey; siyasi sitemin bel kemiği olan siyasi partiler. Amerika Başkanlık rejimiyle yönetiliyor ancak siyasi partiler başkanlık rejimiyle yönetilmiyor. Türkiye’de parlamenter rejim var, parlamenter demokrasi var, ancak siyasi partileri başkanlık rejimiyle dönüşür. Yani siyasi partiler böyle olduğu sürece, Amerikan başkanlık rejimini buraya yerleştirsen, güçler ayrılığını yaratsan dahi Türkiye’de diktatörlükle sonuçlanır.
ORTAK GÖRÜŞ
Yok
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Sivil toplum kuruluşuna duyuru yapıldı. e-mail? Sözlü? Telefonla? Mesajla Toplantı lobisinde bulunuldu. Toplantıda Çay, kahve ve kuru pasta ikramı yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Mesajla ve Telefonla davet edildiler.
MEDYA İLE
Ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. Gelemeyenlere haberi attık. Yayınladılar.
KATILIMCILARLA
Katılımcılarla birlikte yerel konuyu belirlemeye devam ediyoruz.
SONUÇLAR
Iğdır küçük Millet Meclisi çalışmaalarını sürdürüyor.
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Iğdır kMM Girişimcisi Murat AKKUŞ