YER: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Mazlum-der toplantı salonu
TARIH: 14.05.2016 saat: 13 00
KATILIMCILAR:
DERNEK VAKIF VE GIRISIMCILER:
1- Nezahat BARUTÇUOĞLU (Ka-der kadın girişimi dönem Sözcüsü)
2- Fider MiRHAN (DKSV Diyarbakır şube başkanı)
3- İbrahim SERT (Sohram Diyalog grubu Sözcüsü)
4- Sibel DEMIR (Kardelen Kadın oluşumu üyesi)
5- Ferat DEMİROGLU (JIN-GEH Ekoloji kollektifi baskanı)
SENDIKALAR:
1-Cengiz DÜNDAR ( Eğitim-sen 2 nolu şube baş.yard.)
ODALAR:
1-Ümit DEMİR (Elektrik Mühendisleri Odası yön.kur)
2-Gurgin ENGIN ( Jeoloji Mühendisleri Odası sekr.)
KATILAN MILLETVEKILI VE SIYASI PARTI TEMSILCILERI:
Yok
GOZLEMCI: 8
MODERATÖR: Mehmedi AKTOPRAK
GENEL GÜNDEM: Milletvekili dokunulmazlıkları ve siyasi etik
KONUSULANLAR:
Diyarbakır kMM mayıs toplantısı 14.05.2016 saat: 13.00 da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Mazlum-der toplantı salonunda başladı. Telefonla aranmalarına ve mail davetlerine rağmen milletvekili ve siyasi parti katilimi olmamıştır. Toplantıda önceden hazırlanan görsel materyal sunumu yapılarak, toplantıya geçilmiştir. STK temsilcileri görüşlerini ifade etmişlerdir.
FIDER MİRHAN(DKSV DİYARBAKIR BAŞKANI): Dokunulmazlık konusunda aniden gündem oluşması her şeyden önce bir siyasi baskıyı ifade ediyor. Siyaseten bu baskı ülkeyi her anlamda daha fazla gerecek ve olumsuz bazı siyasi çıkmazlara taşıyacaktır. Şu an daha fazla ortaklaşmaya ve siyasi çözüm üretmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu noktada dokunulmazlıkların kaldırılması siyasi akıldan uzak bir hamledir kesinlikle. Bu konuda zamanlama çok kötü oldu.
Şimdilik Türkiye için siyasi etikten söz etmek pek mümkün değildir, çünkü çok erken olduğunu düşünüyorum. Siyasiler hiçbir zaman bu yasaları çıkarmayacaklar. Toplumsal yaşamda elde ettikleri bu konumu asla kaybetmek istemeyeceklerdir.
NEZAHAT BARUTÇUOĞLU( KA-DER KADIN GİRİŞİMİ SÖZCÜSÜ) : Siyasi değerlerden ve geçmişin tecrübelerinden yararlanılmıyor, olaylar basit şekilde ele alınıyor çoğu zaman. Dokunulmazlık noktasında olayın sadece HDP üzerinden oluşması ve algının gelişmesi bölgede daha fazla sıkıntılara neden olacaktır. Daha genel bir yaklaşım benimsenmeliydi, öylece hukuk anlamında da sıkıntılar azalacaktı. Şimdi daha fazla yerel anlamda sıkıntı yaşanacak, bölgede tansiyon yükselecektir.
Siyasi etik zaten siyaset anlamında çok yabancı olduğumuz bir konu olduğu için, yasalarla bunu nasıl oluşturacaklar hepimiz merak ediyoruz. Ama bir siyasetçi vazgeçilmez bir nokta olmalıdır siyasi değerler ve bunlara uymak. Bu yapmaları konusunda toplumun onları zorlaması gerekiyor.
ÜMİT DEMİR (ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI YÖN.KUR.ÜYE): Dokunulmazlık olgusuna ülkede yaklaşımların farklı olması son derece doğal olsa da, Cumhurbaşkanının bu olaya değinmesi ve ısrarla ülke gündemine bir öç alma olayı olarak taşıması kabul edilebilir bir durum değildir. Dokunulmazlık olgusu Kürt milletvekillerini kışkırtmak için kullanılmamalı, evrensel yaklaşımlarla olay değerlendirilmelidir.
Siyasi etik sadece yasalarla düzenlenecek bir konu değil, geniş anlamda toplumun ve bireylerin tutum ve ahlaki anlayışları olayları belirler. Bu anlamda geniş bir toplumsal mutabakat sağlanacak bir zemin olmadığı da kolayca görülmektedir. Siyasi etiği mecliste konuşmak ve yasalarla ortaya koymak şimdilik çok zor görünüyor.
İBRAHİM SERT (SOHRAM DİYALOG GRUBU SÖZCÜSÜ): Dokunulmazlık için o kadar çok şey söylendi ki, bu noktada bana göre anlaşılmayan tek şey muhalefetin tutumudur. Çünkü yasama dokunulmazlığını korumak herkesten önce muhalefetin görevidir. Oysa galiba bu konuda muhalefet kendince bazı gerekçelerle bu süreçte iktidara yakın bir tutum izleyecektir. Bu noktada geçmişte iktidar ve muhalefet birlikte DEP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırdı da ne oldu? Bir şey aslında fazlaca değişmiyor. Bu türden tutumlar en çok ortak yaşam ve ortak gelecek ülküsünü baltalıyor, şiddet ve çatışmayı besliyor.
Siyasi etiği, siyasi yaşama taşımanın en etkili yolu, meclis dışı aktörlerden güçlü bir baskı grubu oluşturmak ve bu baskı grubu ile siyasi etiği tüm ülkenin gündemine taşımaktır. Meclisten yasa çıkması elbette önemlidir.
CENGİZ DÜNDAR( EĞİTİM SEN 2 NOLU ŞUBE BŞK YARD.): Siyasi etik olmuş olsa, zaten seçilmiş hiçbir milletvekili, aynı çatı altında görev yaptığı milletvekili arkadaşının dokunulmazlığının kaldırılması için parmak kaldırmazdı. Çünkü milletvekili bu noktada yasa yaparken hep aynı çatı altında çalışırlar, aynı atmosferi yaşarlar. Bu noktada batılı demokrasilerden öğreneceğimiz çok dersler olduğunu düşünüyorum.
Söz ve eylem özgürlüğü olmayan bir vekil düşünemiyorum, çünkü bir milletvekili en basit yaklaşımla yüzbinlerce seçmenin iradesini temsil ediyor.
Bu anlamda özgürce yasama çalışması yapmalı ve bunu kamuoyu ile paylaşmalıdır.
SİBEL DEMİR(KARDELEN KADIN OLUŞUMU): Dokunulmazlık olgusuna toplumun yaklaşımı da oldukça düşündürücüdür. Batıda yaşayan çok önemli bir toplum kesimi olaya Kürt karşıtlığı üzerinden onay vermekte, bu noktada olayın sonuçlarını görmemektedir. Bu anlamda bu türden olaylara ya da yollara başvurmaya devam eden siyasi iktidar, olayları anlamamaktadır. Bu devam ederse, Kürtler kesinlikle farklı siyasi tercihlerini ortaya koyacaklardır. Bu noktada ayrıca sokaklara taşacak şiddet olayları olabilecektir. Siyaset kurumları her zaman barıştan yana çaba harcamalı ve bu anlamda topluma mesaj vermelidir.
Siyasi etik olgusunu yasama görevi yapanların gerçek anlamda yaşama aktarmada çekingen davrandıklarını düşünüyorum. Çünkü siyasi etik siyasetten şu an olmayan bir şeydir.
FERAT DEMİROĞLU( JİN-GEH EKOLOJİ KOLLEKTİFİ SÖZCÜSÜ ) : Siyasi etiği aslında sadece siyasiler için düşünmek doğru bir yaklaşım değil. Toplumsal yaşamda etik konusunda çok genel sorunlar olduğunu düşünüyorum, ayrıca kamu görevi yapan çok kimsenin de bu konuda belli bir ahlaki ilkeye bağlı yaşamak zorunda olduğunun farkında olmadığını düşünüyorum. Ama yaptırımların siyasiler için yaptıkları görev gereği daha fazla önemli olduğunu düşünüyorum.
Bunun yanında milletvekillerine dokunmak için bu kadar çok çabanın bir kin ve öfke ile yapılmasını ülkede ki yaşam ve demokrasinin geleceği için oldukça tehlikeli ve zamansız buluyorum.
Milletvekillerini meclis dışına atmak bir bakıma yeni bir yasaklar zinciri oluşturmaktır. Bu anlamda her yeni yasak aslında toplum için korku yaratır.