Yer: Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 05.03.2016
KATILIMCILAR
DERNEK,VAKIF VE GİRİŞİMLER
1. KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR (Erol ÜNLÜ-Sekretarya)
2. MİLLET DERNEĞİ (Süleyman ORHAN-Üye)
3. TEKNİK EĞİTİM VAKFI (Cafer BEYDİLLİ-Bşk)
4. KAYSERİ İMAM HATİP MEZUNLARI DERNEĞİ-KİMDER (Ahmet YURTLU- Bşk Yrd.)
5. KAYSERİ GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR (Ahmet TAŞ-Sözcü)
6. SPOR ADAMLARI DERNEĞİ (Halil SEVERCAN-Bşk)
7. FAKİR VE MUHTAÇLARA YARDIM DERNEĞİ (Burhan KARAMUSTAFAOĞLU-Bşk Yrd)
8. JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI (Kadir METİN-Üye)
9. BİRLEŞİK KAFKASYA DERNEĞİ (Mükremin ÖNER-Üye)
10. DOĞU TÜRKİSTAN KÜLTÜR VE DAY. DER. (Seyit TÜMTÜRK-Bşk)
11. RİBAT EĞİTİM VAKFI (Abidin AKKAYA- Üye)
12. MİRAÇ KÜLTÜR DERNEĞİ (Levent SERT-Üye)
13. BİRLEŞİK İŞ DÜNYASI KONFEDERASYONU-BİRKONFED (Tuğba Yörük ÖZTÜRK-Bşk)
14. HİMAYEDER (Hülya TURHAN-Bşk.)
15. MAZLUMDER (Dilaver GÖĞTAŞ)
16. KAYSERİ ULUSLARARASI ÖĞRENCİ DERNEĞİ-KUDER (Emrullah IZGINLI-Öğrenci)
17. YEŞİLAY (Osman ÖZENÇ- Yön. Kur. Üyesi)
SENDİKALAR
1. BÜRO-MEMURSEN (Bahri GÖÇMEN-Üye)
2. EĞİTİM BİR-SEN (Harun GÖZTAŞ – Yön. Kur. Üyesi)
3. EMEKLİ MEMUR-SEN (Ömer ÇAKIR-Şube Başkanı)
SİYASİ PARTİLER
1. MİLLET PARTİSİ (Mustafa TEMİZER-Yön Kur. Üyesi )
BELEDİYELER
1. KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BŞK. (Osman YALÇIN-Basın Danışmanı)
GÖZLEMCİLER
1. Lutfi ÇETİNKAYA (Emekli Müftü)
2. Ali EKECİK (Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi-Doktor)
3. Fatih KETEN (Meteoroloji Bölge Müdürlüğü-Mühendis)
MEDYA
1. TV Kayseri
2. KAYTV
3. Kanal38
4. Deniz Postası Gazetesi (Melda İÇEN)
5. Kayseri Gündem Gazetesi (Ahmet BOLAT)
KANAAT ÖNDERİ
YOK
MİLLETVEKİLİ
YOK
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve gözlemcilerden toplam 60 izleyici katıldı.
MODERATÖR:Mervenur AKBULUT
Kayseri küçük Millet Meclisinin Mart Ayı Konukları Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa ÇELİK ve Avukat Selda ÇİL
Kayseri küçük Millet Meclisinin Mart ayı toplantısının özel konukları genel gündem konusunda Kayseri Barosu avukatlarından Selda ÇİL ve yerel gündem konusunda Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa ÇELİK oldu.
5 Mart 2016 Tarihinde Cumartesi günü Kocasinan Belediyesi Meclis salonunda yapılan toplantıya birçok sivil toplum kuruluşuna ait temsilciler, gözlemciler, siyasi parti temsilcisi, belediye yetkilisi, medya ve üniversite öğrencileri katıldı.
Genel Gündem Özel Konuk Avukat Selda ÇİL;
2015 Yılında 303 kadın kardeşimiz kadın olduğu için öldürüldü. 2013’te 237 ve 2014’te 294 kadın cinayeti işlendi, buna göre 2015’te kadın cinayetlerinde ciddi önlemleri gerektiren bir artış görülüyor. 2015 Ağustos’ta 27, Eylül’de 32, Ekim’de 21, Kasım’da 28 ve Aralık’ta 32 kadının öldürülmesiyle yılın son aylarında kadınlar daha fazla öldürüldü. En çok kadın cinayeti işlenen İstanbul’da 44, İzmir’de 20, Ankara’da 15, Diyarbakır’da 13, Antalya ve Bursa’da 12, Adana, Gaziantep ve Muğla’da 11, Kocaeli’de 10, Mersin’de 9 kadın hak mücadelesi verirken hayatını kaybetti.
Öldürülen her bir kadın kardeşimiz hakları yolunda mücadele ederken, şiddete karşı koyarken öldürülüyor ve yıl yıl ay ay tırmanan kadın cinayeti sayısı, kadınların hak mücadelesi devam ederken devletin ödevlerini ve kadınlara karşı görevlerini yerine getirmediğini gösteriyor. Bir gün dahi kaybetmeden kadın hareketinin tüm talepleri yerine getirilerek gerekli önlemler alınmalı, düzenleme ve uygulamalar yapılmalıdır.
2015 Kadın cinayetleri raporunun ortaya koyduğu tabloda ise öldürülen kadınlar hem evli hem çocuklu. %48’lik tespit edilemeyen oranla beraber öldürülen kadınların %50’si yani yarısının çocuğu vardı. %30’luk tespit edilemeyen oranla beraber öldürülen kadınların %43’ü evliydi ve % 14’ü yaşamında en az bir kere evlilik yapmıştı. Kadın cinayetlerinde yaşamını yitiren 89 kadın, yani öldürülen kadınların % 29’u ise hem evli hem çocukluydu.
2015’te evliyken öldürülen 129, kocası tarafından öldürülen 90 ve evliliğini sonlandırmak istediği için öldürülen 50 kadın kardeşimiz mevcuttur.
%21 tespit edilemeyen oranın yanında kadınların %78’i kendi hayatlarına dair karar almak isterken ve %1’i homofobi ve transfobi nedeniyle erkek şiddetiyle öldürüldü. Kadın cinayetleri artıyor ancak kadınlar hak mücadelelerini yükseltmeye devam ediyor.
50 kadın evliliğini, 15 kadın ilişkisini sonlandırmak isterken 130 kadın ise kendi hayatına dair bedensel, toplumsal ya da ekonomik bir başka hakkını kullanmak isterken öldürüldü. Türkiye tarafından 2011’de imzalanan ancak uygulanması için gereken yönetmeliğin 2014’te yazıldığı İstanbul Sözleşmesi’ne göre kadınların hak mücadelesinde önünün açılması için devletin her türlü imkanı kullanarak her önlemi alması gerekiyor.
Kadınların öldürülme bahanelerinde dikkati çeken bir diğer nokta 2015’te 16 kadının fiziksel şiddete veya cinsel saldırıya karşı direndiği için öldürülmüş olması. Bu ortadayken 2015’te kadına şiddet suçlarını ve cinsel suçları cezada pazarlık ve uzlaşma konusu haline getirecek düzenlemenin konuşulması kadın hareketi ve insanlık onuru açısından kabul edilebilir değildir.
Kadınların 2015’te, %46 tespit edilemeyen oranla beraber; 110’u kocası veya boşandığı kocası; 50’si erkek arkadaşı, nişanlısı veya ayrıldığı erkek arkadaşı, nişanlısı; 10’u oğlu, 8’i babası ve 75’i tanıdığı biri veya akrabası tarafından, 4’ü ise tanımadığı biri tarafından öldürüldü. Bu durum kadınların en çok karşısında haklarını aradığı en yakınındaki erkek şiddetiyle öldürüldüğünü gösteriyor.
2015’te %6 tespit edilemeyen veya kamuoyuna açıklanmayan oranla beraber, 155 kadın cinayeti ateşli silahla, 90 kadın cinayeti kesici bir aletle, 23 kadın cinayeti boğarak, 7 kadın cinayeti darp ederek, 7 kadın cinayeti sert bir cisim kullanarak, 2 kadın cinayeti yakarak ve 1 kadın cinayeti diri gömerek işlendi. Kadın cinayetlerinin işlenme şeklinde hunharlık artış gösterdi. Ayrıca ateşli sillah kullanım oranı 2014’te %43 iken 2015’te %51’i buldu. Kadın cinayetlerinde ateşli silah kullanımında en yüksek ilk artış ağustos ve eylül aylarında gerçekleştir.
2015 yılında öldürülen kadınların 27’si koruma altındaydı veya öldürülme tehlikesini devlete bildirmişti. Devletin koruması gereken 27 kadının öldürülmüş olmasının yanında kadınların %90’ının koruma altında olup olmadığı kamuoyuna açıklanmadı. 24 kadın ise bir başka kadına yönelik şiddeti engellemeye çalışırken, Koruma Kanunu’nun belirttiği şekilde devletin yapması gerekip yapmadığı için çabalarken öldürüldü. 6284 sayılı Koruma Kanunu’nu hazırlayarak uygulanması için mücadele eden kadın hareketinin talebine rağmen koruma uygulamalarına dair hükümet tarafından açıklama yapılmıyor oluşu kadınların ve toplumun sorularını beraberinde getiriyor. 303 kadının öldürüldüğü 2015’te kadın cinayetlerine dair tespit edilemeyen verilerin çokluğu, tespit edilemeyen en çok verinin %90 oranıyla devlet koruması konusunda birikmiş olması, kamuoyunun bildiği 27 kadın cinayetinin devlet korumasıyla engellenmesi gerekirken gerçekleştiği, 24 kadının ise bir başka kadını korumaya çalışırken öldürüldüğü gerçeği Koruma Kanunu’nun düzgün uygulanmadığını gösteriyor.
2015 Yılında öldürülen kadınların %24’ü 24 yaşın altındaydı. 93 Genç kadın 25 – 35 yaşlarındayken, 117 kadın 35 yaşın üstündeyken öldürüldü.
Kadına yönelikşŞidetin yanında stalking konusu da var. Eslerin boşanma döneminde psikolojik sorunları olmasıdır. Kadınlar bir yıl içerisinde eşleri, sevgilileri, eski eşleri, eski sevgililer, akrabaları, kardeşleri ve daha birkaç sebep yüzünden öldürüldü. Kadına yönelik olarak bir yıl içinde 133 tecavüz vakası gerçekleşti. Çeşitli sebeplerle öldürüldü. Sadece medyaya yansıyan 1400 kadar cinayet yansıdı. Bütün bu taciz, şiddet ve öldürme olaylarına karşı yasal düzenlemeler ne kadar yeterli? Uluslararası düzenlemeler: cedal sözleşmesi var. Tavsiye kararıyla cinayete karsı bildirge kabul edilmiş oldu. İstanbul anlaşması önemli, şiddeti engellemek, farkındalık oluşturmak adına yapılan sözleşmesidir. Maddi yardım yapılması, koruyucu yerlere alınması, mağdur fail evliyse ayrı yerleşim yeri belirlenmesi. Gündeme en çok gelen konu takdir indirimi konusudur. Buna kravat indirimi de denilmektedir. Takdir indirim sebepleri ilave indirim sebepleridir. Yargı organlarının doğru şekilde bu indirimlerin olması gerekir. Aileden başlayarak çözüm üretilmelidir.
Mükremin ÖNER (Birleşik Kafkasya Derneği)
Türkiye de son beş yılda gündemi en çok meşgul eden konuların başında kadın ve kadına yapılan şiddet geliyor ve Türkiye gündemini meşgul ediyor. Ancak bütün bu olaylara karşı elde edilen sonuçlar yetersiz kalıyor. Bu konuda belediyelerin ve bakanlıkların sorumluluğu var. Peki Türkiye’de sadece kadınlar mı şiddete maruz kalıyor? Erkeklere de kadınlar tarafından şiddet uygulanıyor. Kadınlar tarafından yapılan şiddetin de gündeme getirilmesi gerekir. Bunun için ilkokuldan itibaren okullarda eğitici dersler verilmeli. Evlenmeden evvel adaylar kurslara tabi tutulmalıdır. Ayrıca televizyonlardaki dizilerin bir kısmı şiddet içerikli olduğundan aile ortamına zarar vermektedir.
Mustafa TEMİZER (Millet Partisi):
Ülkemizde yaşanan bu tür olayların sebepleri vardır. Sonuçlar üzerinde konuşmak, sebebi ortadan kaldırmıyor. Suça sebep olana sorumluluğun yerine getirilmesi lazım. Yasalarımızda deyim yerindeyse suça teşvik var. Kanunların yeniden düzenlenerek suçu ve suç suç işleyeni engellemesi gerekir.
Hülya TURHAN (HİMAYEDER):
Sorunlar konuşulurken çözümler de beraberinde üretilmeli. Himayeder olarak Mimarsinan parkında yerleşkemiz var. Bu parkta tanıştığımız veya rastladığımız sekiz yasındaki bir çocuk dört kişi tarafından tecavüze uğradı. Altı yasında erkek çocuğun tecavüze uğradığını biliyoruz. Uyuşturucu kullanan kız ve erkeklerin çoğu tecavüz mağduru. Kadınlar sadece 8 mart gününde mi kadın? Diğer günlerde bu kadınların varlıkları nasıl tarif edilecek? Dezavantajlı grupların en tehlikelisindeyiz. Sivil toplum kuruluşlarının sürekli olarak bilinçlendirme ve farkındalık oluşturma çalışması yapması gerekir. Burada bulunarak toplumsal bir sorunu tartışıyor olmak muhakkak ki sevindirici ama bunun çıktıya dönüşmesi şart.
Ahmet TAŞ- Kayseri Gönüllü Kuruluşlar Sözcüsü):
Kula yönelik şiddet ele alınmalı. Şiddeti yapan insanlara çözüm için neler yapılmalı bunları konuşmamız gerekir. Çözüm için insan olmanın ne olduğu anlatılmalıdır. Şiddet çoğunlukla problemli ailelerde meydana gelmektedir. İnsanlara hak ve ödevleri ilkokuldan başlayarak her kademede verilmeli. Yeterince eğitim alınmadan kadınve erkek olunuyor. Mantıklı olarak hareket edilmeli. Ombudsmanlık olsa boşanmalar azalacaktır.
Adnan EVSEN: (Kayseri kMM Temsilcisi):
İnsanlığa şiddet konusuilkokuldan itibaren eğitim programlarına alınmalıdır. Sadece kadınların uğradığı şiddet konusu yerine kadın ve erkeklerin uğradıkları şiddet tanımlamasına gidilmelidir. Kanunlar da değişikliğe gidilerek caydırıcı cezalar oluşturulmalıdır. Gerekirse yargıçların kullandığı takdir yetkileri daraltılmalıdır.
Tuğba YÖRÜK ÖZTÜRK (BİRLEŞTİRİCİ İŞ DÜNYASI KONFEDERASYONU-BAŞKANI)
TkMM'nin bir çıktısı olması açısından, kamu düzenini bozuyor gerekçesiyle boşanmış aileler adına dava açsak ses getirmez mi diye düşünüyorum. Belki de bir sonuç alınabilir.
Ahmet YURTLU (KAYSERİ İMAM HATİP MEZUNLARI DERNEĞİ-KİMDER-Bşk.Yrd)
Ülkemizdeki kadın cinayetleri gelişmiş ülkelere göre daha fazladır. Bu cinayetler insanlık ayıbıdır. Bu cinayetlerin ve taciz olaylarının önüme geçmemiz gerekiyor. Bunu önlemenin başında eğitimler gelmektedir. Daha sonra ise TBMM de yasal değişiklikler yapılmalıdır.
Yusra DOĞAN (Öğrenci-Erciyes Üniversitesi)
Şiddet konusu fiziki şiddet olarak algılanmamalı. Bunun ötesinde duygusal, manevi ve diğer şiddet türleri de vardır.
Genel Gündem Ortak sonuç:
1. Kadın cinayetleri ve tacizleri ülkemiz açısından utanç verici bir olaydır. Gelişmiş ülkelere göre oldukça üst sıralardayız.
2. Kadın cinayetlerinin önüne geçmek için ilkokuldan itibaren okullarda eğitimler verilmedir. Ailenin korunması için ombudsmanlık sistemi getirilmelidir.
3. Caydırıcı cezalar artırılmalıdır.
Yerel Gündem Özel Konuk Mustafa ÇELİK (Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı):
KAYSERİ VE ŞEHİRCİLİK
Kayseri küçük Millet meclisinin çalışmalarını yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Bugün sizlere Kayseri'de yapmış olduğumuz belediyeciliğin farklı yönünü anlatacağım. Belediyeciliğin normal olan yapım işinin dışında İnsan odaklı belediyecilik yapmaya çalışıyoruz. Biraz önce VTR de de izledik bütün olayların merkezinde insan var. Olumlu olumsuz bütün olayların kaynağında insan var. Sanal alemin olumsuzluğu, sosyal adaletsizlik, kadına şiddet en çok karşılaştığımız olayların başında geliyor. Eğer toplumda bu cinayetler işleniyorsa bu suçun oluşmasında en başta biz yöneticilerin de sorumluluğu vardır. Öncelikli olarak dönüp kendimize bakmalıyız. Biz bu suç işleyen insanları nasıl olurda en aza indirebiliriz?
İşte yapım işlerinin dışında insana hizmet eden, İnsan odaklı belediyecilik yapmak bu açıdan önemli. İnsan odaklı belediyeciliğin başında; çocuklara ve gençlere yönelik kadınlara yaşlılara, engellilere yönelik hizmetlerimiz vardır. Hizmet odaklı belediyecilikte yollar, parklar, alt yapı hizmetleri yapılır. Bunlarda fazla sorunlar yaşanmaz. Ancak kadın cinayetleri ve önleme çalışmalarında insan merkezli çalışmalar yapmamız gerekiyor.
Çocuklar sanal alemde daha fazla zaman harcıyorlar. Halbuki bu gençlerin spor yapmaları gerekir. Sınavlara hazırlanıyorlar ve sınavlara yönelik destek almaları gerekir. Kadınlara meslek kursları vermemiz gerekir. Özellikle ev hanımlarına. Bu anlamda KAYMEK kursları kadınlara yönelik olarak vermiş olduğumuz önemli hizmetlerden birisidir. Bu anlamda spor kulüplerini destekliyoruz. Hem kadınlar hem gençler spor yapsınlar diye. Spor yapmak fikren ve zikren insanı dinç tutar. Gençlik merkezlerinde çocuklara ve kadınlara genç ve kadınların gelişi konusunda konferans dizileri yapıyoruz.
Komşuluk ilişkileri bittiği için bireysellik başladı. Yaptığımız konferans ve seminerlere aileleri davet ediyoruz. Belediye eğitim faaliyetleri bu anlamda önemli işler yapıyor. Her yaş grubuna yönelik yüzme, spor, fiziksel geliştirme merkezlerimiz var. On bir ilçemizde fiziki meaknlar oluşturduk.
Aile konusunda ve boşanma konusunda Huzur Çınarı Projemiz var. Bu proje ile ailelere yönelik eğitim faaliyetleri yapıyoruz. Boşanmak üzere olan ailelere aileyi kurtarma adına destek veriyoruz. Evlere gidip sohbet organizasyonları başlattık. Yaşlıları da unutmadık. Yaşlı yaşam merkezleri oluşturduk. Engelli yaşam merkezleri oluşturduk. Engelli veya yaşlı olan bireyler bu merkezden hizmet alacaklar.
İmar çalışmaları ile eski tarz evleri restore ederek yaşanabilir merkezler oluşturmaya çalışıyoruz. Toplu taşımalarda engelsiz yaşamı hayata geçirmeye çalışıyoruz. Tedavi, eğitim ve sosyal ihtiyaçlar için engellilere yönelik yapılan çalışmalarımız var. Bu anlamda sivil toplum kuruluşları ile sürekli irtibatta bulunuyoruz. STK'ların görüşlerini alıyoruz. Onların düşüncelerine önem veriyoruz. Kayseri'deki STK'lar ile yuvarlak masa toplantıları yaptık. Tamamının görüşlerini aldık. Kentle ilgili ne yapılması gerektiği konusunda ortak yönetim anlayışı belirledik. Belediyecilik anlayışını basın aracılığı ile Kayseri halkına anlatacağız.
Osman ÖZENÇ (YEŞİLAY):
Konu kadın ve evlilik üzerine olunca düğün merasimleri bizim kültürümüze göre değil. Önerim her mahallede bir caminin evliliğin İslami açıdan anlatılması ve çalışma yapılması olsa daha iyi olur. Topyekun düzenleme olmalı kanun tüzük tek basın yeterli değil.
Halil SEVERCAN (SPOR ADAMLARI DERNEĞİ):
Başkanımız belediyeciliğin sosyal yönüne değindi. Bu sebeple teşekkür ediyoruz. Spor kulüplerinde iyi yerlere gelebilen gençler var. Spor kulüplerinde yetiştiricileri yetiştirmek gerekiyor.
Seyit TÜMTÜRK (DOĞU TÜRKİSTAN DERNEĞİ):
On bin civarında Türkiye'ye Doğu Türkistan'dan muhacir geldi. Türk halkı ensar yaklaşımı ile yaklaştılar. Türkiye'de insanca yaşabiliyorlar. Ancak hala kimlik sorunları çözülemedi. Kayseri'de de bin civarında muhacir var. Bu muhacirlerin çalışma izinleri yok. Halbuki Suriyeli muhacirlerin sorunları çözüldü onlar artık çalışabiliyor. Hem yerel hem merkezi yönetimlerden başta kimlik sorunumuz olmak üzere çalışma izni ve sağlıkla ilgili çalışmaların yapılmasını istiyoruz.
Abdurrahman ASLAN (DİYANET-SEN):
Belediye başkanımızın Sarız'da yapmış olduğu gençlik merkezinden dolayı ve diğer faaliyetlerinizden dolayı için teşekkür ederiz. Mola evlerini Sarız da da istiyoruz. Böylece taşra ile merkezin arasındaki eşitsizliği ortadan kalkabilecektir.
Burhan KARAMUSTAFAOĞLU (FAKİR VE MUHTAÇLARA YARDIM DERNEĞİ):
İki konuya değinmek istiyoruz. Yuvarlak masa toplantıları ile despotluğu yıktınız teşekkür ederiz. Komşuluk ilişkileri dumura uğradı. Cenaze olaylarında acı sahibi derdine mi yansın, gelenlere ikramda mı bulunsun? Bu hizmet belediyeler tarafından verilmeli. Büyükşehir Belediyesi sembolik olarak cenaze sahiplerine yardım edebilir. Semt pazarları sabah açılırken dua ile açılsa ahi geleneği devam etse daha faydalı olur diye düşünüyorum.
Ahmet YURTLU (KAYSERİ İMAM HATİP MEZUNLARI DERNEĞİ-KİMDER-Bşk.Yrd)
Anneanneme simitçi hacıanne derlerdi. Benim şahit olduğum en az yirminin üzerinde boşammaya engel oldu. Onlara deyim yerindeyse danışmanlık yaptı. Terapi yaptı. Aile merkezleri oluşturduğunuzu söylüyorsunuz. Bu merkezlerde gönüllü çalışacak hacıannelere ihtiyaç var.
Lutfi ÇETİNKAYA (EMEKLİ MÜFTÜ):
Gençlik merkezlerinin bir an evvel hizmete geçmesi gerekir. Bu merkezler cami eksenli olmalı.
Tuğba YÖRÜK ÖZTÜRK (BİRLEŞTİRİCİ İŞ DÜNYASI KONFEDERASYONU-BAŞKANI)
Biraz önce kadına yönelik yapılan cinayetler ve tacizler konusunda rakamları duyduk. Kadının toplumdaki yerini aile oluşturuyor. İnsanlar evlenmeden evvel nişanlılık döneminde de eğitimler verilmeli.
Süleyman ÖZKAN (MİLLET DERNEĞİ):
% 98 i Müslüman olan bir toplumda yaşıyoruz. Bu ülkede kadına şiddet ve taciz konuşuluyor. Bunun önüne geçmek için önce TBMM zinayı suç sayacak değişiklik yapmalı.
Değerlendirenler
Adnan EVSEN
Kayseri kMM Hamalı