YER: BATMAN BELEDİYESİ MECLİS TOPLANTI SALONU
TARİH: 6 MART 2016
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / BÜ Mezopotamya Çok Kültürlülük Topluluğu (İzzettin Ete – Başkanvekili)
2 / Din Âlimleri Derneği ( Selim Yılmaz – Genel Sekreter )
3 /Mazlumder ( Hasan Argunağa – Başkan )
4 / Aydın-Der ( Evren Arı – Bakan )
5 / Muhtarlar Derneği ( Masum Padir – Başkan )
6 / Anadolu Kardeşlik Platformu ( Yusuf Öztek – Başkanvekili)
MESLEK ODALARI
1 / Baro ( Saadet Şahin – YKÜ )
2 / Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti ( Melek Barış – Kadın Komisyonu Başkanı )
3 / BATSO ( Medine Eren – Kadın Girişimciler Komisyonu Başkanı )
SENDİKALAR
1 / Kültür Sanat-Sen (Selim Pilatin – İl Temsilcisi )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 /
GOZLEMCİLER
1 /
KATILAN MİLLETVEKİLİ
1 / Milletvekili katılımı olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
1 / Belediye başkanı katılımı olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
1 /
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
1 /
MODERATÖR
Cuma Gülcü (kMM Girişimcisi)
KONUŞULANLAR
Selim Yılmaz (Dader): İktidar dinci bir iktidar. Dikkat ederseniz dindar demedim, dinci dedim. İkisi arasındaki fark gece ile gündüz arasındaki fark kadardır. Bu iktidar döneminde kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin sayısı çok daha fazla artmıştır. İslamiyet kadına çok fazla değer vermiştir. Kadın her şeyden önce insandır. İnsan katlinin İslam’a göre cezası ölümdür. Oysa günümüzde kravat taktığı için ceza indirimi alıyorlar. Sanki kravat takınca o cani bir meleğe dönüşüyor. Kadın tecavüze uğramışsa her türlü mağdur oluyor. Bunun üstüne bir de toplumdan dışlanıyor. İnsan olarak kadın ve erkek İslam’a göre eşittir, her hangi bir fark yoktur. İslam kadına bütün haklarını vermiştir. Önce zihniyetlerin değişmesi gerekiyor.
Selim Pilatin (Kültür Sanat-Sen): 2005 yılında Batman’a gelen Avustralyalı bir kadını misafir etmiştik. Kendisi kocasından gördüğü eziyetleri anlatmıştı. Demem o ki kadına eziyet Dünya’nın her yerinde var. Ama aradaki fark kanunların uygulanmasıdır. İslam kadına olan haksızlığı ortadan kaldırmıştır. Ama uygulamalarda İslam’a uygun hareket edilmemektedir. Günümüzde kolaylıklar sadece erkeklere tanınmış gibi bir durum var. Sanki boşanmak sadece erkeğin hakkıymış gibi bir algı yaratılmış günümüzde. Sanki kadın evlenince erkeğin malı olmuş gibi davranılıyor. Oysa peygamberimiz dönemine baktığımızda böyle bir şeyin olmadığını açıkça görebiliriz.
Sadiye Şahin (Baro): Şiddet sadece fiziksel şiddetten oluşmamaktadır. Ekonomik, cinsel, psikolojik vb. gibi birçok çeşidi vardır. Kadın bunların tamamına maruz kalmaktadır. Şiddetin kaynağına inince belki çözüme yaklaşabiliriz. Eğitime oradan başlanabilir. Kadın cinayetleri genelde soyut bir namus kavramı üzerinden işleniyor. Bu konuda müftülüğün de desteğiyle halka ulaşılabilir, halk bilinçlendirilebilir. Kısa bir dönem öncesine kadar resmi nikâh olmadan sadece dini nikâhlı evliliklere ceza vardı. Oysa bu şimdi suç olmaktan çıktı. Burada dini nikâha karşı olma gibi bir durum yoktur. Ama ortaya mağduriyetler çıkmaktadır. Bu sorunla ilgili kendimce bazı çözümler sunmaya çalışacağım:
1 – Kadın sığınma evlerinin sayıları artırılmalıdır.
2 – Kadınlar haklarını bilmiyorlar. 6284 sayılı kanunda verilmiş haklar var. Birçok kadın bunu bilmiyor. Bununla ilgili kadınlara ulaşılmalıdır.
3 – Kurumlar hem kendi hem de başka kurumların görevlerini bilmedikleri için kurumlar arası işbirliği sağlanamıyor. Kurumlar bilgilendirilmelidir.
4 – Bazı suçlar şikâyet olmadan işlem yapılamıyor. Bunun için gerekli bilinçlendirmenin yapılması gerekir. Bazen de ilk anda şikayetçi olunuyor, daha sonra bundan vazgeçiliyor. O zaman da yapacak bir şey kalmıyor. Bu konuda bazı suçlar şikayet olmadan da işlem görebilmeli.
5 – Medyanın dili de bu konuda sıkıntı bir durumdadır. Medya bazen bunları haber yaparak kamuoyu baskısı oluşmasına katkı sağlarken bazen de olumsuz etkiler yapabilmektedir.
Bazen kadına her şeyi anlatıyoruz. Yardımcı oluyoruz. Ardından kadın bize şu soruyu soruyor: “ Ya sonra?” işte o zaman biz de tabiri caizse orada kalakalıyoruz. Sonrası korkutuyor kadını.
Mahsum Padir (Muhtarlar Derneği): Bugün burada kadınların az olması da üzücü ve düşündürücüdür. Kadına şiddet, istismar ve cinayet acizliğin göstergesidir. Erkek egemen anlayışın kırılması gerektiğine inanıyorum. Gücünü kullanarak kadına haksızlık yapmanın savunulacak bir tarafı olamaz. Bunu bir öğretmen bile yapıyorsa burada durup iyice düşünmek gerekiyor. Ceza indirimleri de anlaşılır gibi değildir. Tecavüz edenin, katilin iyi hal indirimi olmamalıdır. Ben bu tür suçlarda idamın gelmesi gerektiğine inanıyorum. Cezaların artması gerekir.
İzzettin Ete (BÜ Mezopotamya Çok Kültürlülük Topluluğu): Şiddeti aile içinde görerek başlıyoruz maalesef. Çocuk da büyüyünce aynı şeyi yapmaya başlıyor. Baktığınız Veda Hutbesi’nde kadının değeri açıkça belirtilmiştir. Buna uyumuyor, bakıyorsunuz modern kanunlara da uyulmuyor. Sunumu izledikten sonra tabiri caizse erkek olmaktan utandım. En önemli suçlulardan biri de yasa koyuculardır. Ben idamı doğru bulmuyorum. İdam belki de o suçlu için bir kurtuluştur. Bu suçlar için idam getirilirse diğer suçlara da getirilir. Ben hadım edilmeleri taraftarıyım. Müftülükler, okullar ve muhtarlar tarafından bilinçlendirmelerin yapılmaları gerekiyor. Cezalar caydırıcı olmalıdır. Mesela İtalya’da geçenlerde çıkarılan bir yasada kadına karşı suç işleyenler vatandaşlıktan çıkarılacak ve başvuruları kabul edilmeyecek denildi. Siyasetçilerin dili çok önemlidir. Bir kadın olarak sen sus denirse diğer kesimler nasıl davranır?
Melek Barış (Gazeteciler Cemiyeti): Bazen düşündüğümde diyorum ki, acaba erkeğin mayasında mı var bu tür şeyler? Kadına yönelik şiddet her geçen gün daha kötü bir şekilde ilerliyor. Eğitimin aile içinde başlaması ve erkek olmanın üstünlük olmadığı anlatılmalıdır. Kadın dernekleri de daha etkin olmalı ve daha bilinçli bireyler tarafından yürütülmelidir. Eğitimlerin daha çok erkeklere verilmesi gerekiyor. Cezaların ciddi manada revize edilip artırımlara gidilmelidir.
Medine Eren ( Batso Kadın Girişimciler): Kadına şiddet ülkemizde çok yüksek bir oranda yer almaktadır. Özellikle bölgemizde daha fazla vardır. Gelenekselci bir yapımız var. Annemler erkeklerin daha iltimaslı olması gerektiğini aşılayan bir şekilde büyütülmüş, kendisi de bizi o şekilde büyütmeye çalıştı. Neyse ki babam öyle değildi de o şekilde büyümedik. Aslında olaya kadın erkek olarak değil de insan olarak bakmak gerekiyor. Kadının yapısı daha farklıdır. Kadın daha güzeldir, narindir, renklidir ama asla daha düşük değildir. Dinimizde kadına yönelik bir ayırımcılık yoktur, fakat bu yanlış yorumlanmıştır. Devlete önemli görevler düşmektedir. Eğitim boyutu çok önemli ve özellikle erkekler eğitilmelidir.
Hasan Argunağa (Mazlumder): Bu konunun her mart ayında kMM’de konuşulması bir gelenek haline geldi.. Kadın haklarının tüm dünyada yeterli olmadığını düşünüyorum. Sömürünün, şiddetin şekli farklı olsa da her yerde vardır. Ben olaya erdemli insan olmak nazarında bakıyorum. Kadına yönelik bu tür davranışlar içerisinde olanlar erdemli insan değillerdir. Din adına çok yanlış uygulamalar, anlayışlar gelişmiş durumdadır. Peygamberimizin hayatında kadına şiddet diye bir şey yokken bugün baktığımızda bazı âlimler şiddet yönünde fetvalar vermektedir. Diğer kesime bakıyorsunuz olaya sadece ideolojik yaklaşmaktadır. Erkek egemen anlayışa karşı çıkıyorlar ama orada da eksiklikler var. Hayatın her alanında kadına yönelik bir haksızlık vardır. Sadece ceza yöntemiyle de bu işi çözemeyiz. Bu konu hep konuşuluyor ama ileriye gidiş hiç olmuyor. Öncelikle bir fikir değişiminin başlaması gerekiyor. Bir erkeğin kadına şiddet uygulaması için insanlıktan çıkması gerekiyor. Değişim olsun diyoruz ama yeterli adım atılmıyor, her şey var ama yeterli gelmiyor.
Evren Arı (Aydın-Der): Öncelikle bu bir erkek veya kadın sorunu değil, sistem sorunudur. En büyük sorun da kadını tanımlamakla başlıyor. Bu konuyla ilgili on sekiz tespitim, iki sorum ve iki de önerim olacak.
1-Bireyselleşme katılığı. (Toplumsallaşmaktan uzak bencilce bir yaşamın tahakkümü). 2-Bireylerin erken yetkinleşmesi, tüketim çılgınlığı doyumsuzluğu,bilgi kirliliği,sanal dünyanın kirli kapıları. 3-Para çekiciliği, iktidari yaşam formu, emperyal siyasi politikalar. 4-Tahammülsüzlük ve işsizlik sorunları. 5-Sağlıklı cinsel eğitim yetersizliği. 6-Gergin siyasi süreçler. 7-Kamu düzeni zaafları.(Caydırıcılık) 8-Cezai yaptırımların yetersizliği. 9-Medeni evlilik düzeninin dikkate alınmaması. 10-İş yerlerinde kadını araçsallaştırmak. 11-Moda gibi kapital odakların salt cinsellik üzerine kurgulanması, algıların o yöne çekilmesi. 12-Ataerkil aile yapısının feodal kalıplara boğulması. Manevi kültür ve geleneklerin içinin boşaltılması. 13-Psikolojik travmalar,rahatsızlıklar. 14-Kadının devlet organizasyonuyla barışık olmaması,klasik ve dayatılan kadın rolünden çıkamaması. 15-Medyanın kirlilikleri.(Dizi ilişkileri ve evlilik programları vs). 16-Aşk kavramının ütopikleştirilmesi. 17-Özgürlüklerin sorunlu algılanması,etik değerinin arka planda bırakılması. 18-Kadın haklarına dair kanunlara hakimiyetsizlik,sosyal devletin gereklerinin bilinmemesi.
Soru 1:Siyaset ve sivil toplumun tamamı kadına karşı şiddette ortak noktadayken neden sorun gittikçe derinleşiyor?
Soru 2: Çelişkiler sorgulanıyor mu?
Öneri 1:Feminist hareketler, seküler kadın hareketleri, sivil toplum özeleştiri vererek mücadele araçlarını tekrardan sorgulamalılar.
Öneri2:Güçlü kadınların devleşmesindeki çelik irade masaya yatırılmalıdır.
ÖNERİLER
1 / Baro’dan aramıza katılan arkadaşımız toplantı sonunda, ilk kez bu toplantıya katıldığını ve gördüğü bazı eksiklikleri belirtti. Birçok kişinin çözüm önerisi getirmediğini, moderatörün bu konuda uyarılarda bulunup yönlendirmesi gerektiği eleştirisinde bulundu.
2 / Daha önce de birkaç toplantımıza katılan Muhtarlar Derneği başkanı hala tam olarak kMM’nin amacını çözemediğini belirtti. Toplantı bitiminde kendisine bilgilendirme yapıldı.
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
100 civarı sivil toplum kuruluşu ile iletişime geçildi. E-mail ve telefonlarla bilgilendirmeler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Vekiller ile telefon, mail ve Ankara hamalları aracılığıyla iletişime geçtik.
MEDYA İLE
30 civarı basın temsilcisi ile e- mail yolu ile iletişime geçildi. Toplantımız öncesi ve sonrasıyla yerel medyada haberleştirildi.
KATILIMCILARLA
E-mail ve telefon ile katılımcılarla iletişim kuruldu.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Batman kMM Hamalı Cuma Gülcü
Raporlama : Cuma Gülcü