YER: Malatya Belediyesi Fırat Toplantı Salonu
TARİH: 05 Aralık 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Çağdaş Gazeteciler Derneği (İbrahim Göçmen)
2 / Şehir Plancıları Odası (Mehmet Gül)
3 / İmama Hatip Mezunları Derneği (Mustafa Baştürk)
4 / Sakatlar Derneği (Ali Haydar Koyun)
5 / Toplum Gönüllüleri Birliği (Sinan Oral)
6 / Uluslararası Af Örgütü (Ferman Salmış)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Hamza Doğuç
2 / Asım Demirkök
3 / Kadir Akgüneş (Avukat)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılan Olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok.
MODERATÖR
Prof.Dr. A.Kadir Baharçiçek –İnönü Üni. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
KONULAR
GENEL KONU: Uluslararası İlişkiler ve Terör
KONUŞULANLAR
1 / A.Kadir Baharçiçek İçinde yaşadığımız uluslararası sistem 1945 yılında ortaya çıkan büyük ölçüde ABD,Sovyetler Birliği ve İngiltere tarafından dizayn edilen bir sistem. Bu sistemde ilişkilerin nasıl yürüyeceğini de büyük ölçüde 2. Dünya savaşını kazanan devletler belirledi. Ogünden bugüne de yeni bir dünya düzeni ortaya çıktı. Avrupa merkezli bu dünya düzeni içerisinde rekabet ve çatışmalar devam etti. Her ne kadar 1. Dünya savaşında 2. Dünya savaşı gibi çok büyük çatışmalar yaşanmasa da özellikle dünyayı kendi siyasal tercihlerine göre yönetmek isteyen devler arasında rekabet her zaman sürdü. Bu zaman zaman sıcak çatışma dediğimiz savaşlara da dönüştü fakat hiçbir zaman kendileri birbirleri ile çatışmaya girmediler. Ama her alanda birbirlerine üstünlük sağlamaya ve rekabet etmeye devam ettiler. Bu rekabet bugün de var ve bu rekabet bugün Türkiye’nin etrafında olan coğrafyada gerçekleşiyor. Bu rekabeti kullanırken birçok araç kullanılıyor ne yazık ki bunlardan biri de terör ve şiddet. Özellikle terör etkili bir silah olarak görüldüğü için daha fazla kullanılıyor. Terörün genel tanımı şöyle yapılıyor; terör herhangi bir şiddet hareketi değil, bir siyasal amaca ulaşmak için şiddeti bir araç olarak kullanma faaliyetidir. Amaç korku ve panik yaratmak ve buradan da başka bir sonuç elde etmektir. En önemli tartışma ise kim terör örgütüdür, kim değildir, hangi faaliyet terör faaliyetidir, hangisi değildir? Birilerinin terör örgütü dediğine birileri bağımsızlık hareketi diyor. O açıdan uluslararası sistemin işleyişinde de devletler dış politikalarında bu terör ve terör örgütlerini çok iyi manipüle ediyorlar. Çünkü bu örgütler onlar için de kullanışlı. Bir ülkeye karşı savaş açma yerine o ülkeye karşı daha ciddi etkiler yaratacak bir terör faaliyetini desteklemek daha kolay geliyor. Terörizm dediğimizde de örgütlü, sistemli ve sürekli bir şiddet hareketinden bahsediyoruz. Terör; örgütler ve devletler tarafından da uygulanabilir. Terörle mücadele çok zor bir şey. Kim terörist kim değil, hangi örgüt terör örgütü hangisi değil bunu ayırt etmek her zaman kolay değil. O yüzden de mücadelesi zor. Suçluyu,suçsuzu birbirinden ayırmak da kolay değil. Çünkü terör arkasında bir halk desteği varsa güçlü ve etkili oluyor. Etkili olunca da mücadele etmek zorlaşıyor. Uluslar arası sistemde devletler güç kullanma hakkına sahip tek aktör olarak kabul edilirler ama meşru sınırlar içinde olmak zorundadır. Devlet kime karşı güç kullanır? Başka ülkelere karşı kullanır. Terörle mücadelede birincisi hukuk içerisinde kalmak, uluslar arası işbirliği ve halkın desteğini de almak çok önemli. Ortadoğudaki gelişmeler son dört yıldır İşid üzerinden okunuyor. İşid hangi şartlarda ortaya çıktı? Nasıl ve niye ortaya çıktı ve neden İşid’le mücadele bu kadar da başarısız? Devletler terörü soğuk savaş döneminden beri kullandı ve bundan da vazgeçmiş değiller. Dünyada güçlü terör örgütlerinin ortaya çıkmasında batılı devletlerin rolü var ağırlıklı olarak da ABD’nin. İşid’in ortaya çıkmasıyla Irak’taki işgalin doğrudan bir ilişkisi var. Ama Arap baharı ile birlikte Irak’tan Suriye’ye geçti ve orayı kontrol etmeye başladı. İşid üzerinden şiddetin yayılması durumu var, zararı da bize oluyor.
2 / İbrahim Göçmen Ülkemizde kürt siyasi hareketinin başlamasından sonra otuz yıl içinde elli beş bin insanın yaşamını yitirdiği, on yedi bin insanın faili meçhul olduğu bir yerde birileri terör, birileri de siyasi hareket demiştir. Bu siyasi hareketin de bir amacı vardı kendi kaderini tayin etme, kendi dilini, kültürünü yaşama gibi talepleri vardı. Bu talepler barış müzakeresine kadar da getirildi ancak sonra cumhurbaşkanı “barış” yoktur dedi ve kesip attı ve ogünden beridir de bir devlet terörü estiriliyor. On yaşındaki çocukların bile öldürüldüğü bir terör var. Devlet sorunu çözmek yerine İşid gibi bir terör örgütünü çıkardı. Hem ABD hem Avrupa ülkeleri İşid sözkonusu olduğunda insan hakları vs. diyorlar ancak arkasından da İşid’e silah sağlayan güçler de bu devletler. Türkiye’nin de tır olayı ve bunun ortaya çıkmasıyla tutuklanan gazeteciler ve delillerin net bir şekilde ortaya konmasına rağmen hala inkar edilmesi ve İşid’e karşı savaşıyorum diyen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bütün bunların hepsine birden baktığımız Emperyalist güçlerin Ortadoğu’da bir sınır mücadelesi var. Artık emperyalistler direk kendileri savaşa girmiyorlar ve ellerinde terör maşasını tutarak yapıyorlar. İşid bu güçlerin elinde tuttuğu bir malzemedir. Özellikle petrol üzerindeki güçlerini yoğunlaştırarak bölüp,parçalayıp yönetmek taktiği içindeler. Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden sonra 3.dünya savaşının başladığını daha fazla hissetmeye başladık. Nato şu anda tüm gemilerini Akdeniz’e yığmaya çalışıyor. Terörü kullanarak Abd ve Avrupa emperyalistlerinin sınır kavgası yaptıkları ortadadır.
3 / Asım Demirkök Önemli bir tarihsel süreçten geçiyoruz. Dönüşüm noktalarında mal ve hizmetlerin dolaşımına bakmadan birşeyi çözemeyiz. Yeni bir yüzyılda mal ve hizmetlerin dolaşımı sınırları aşıyor aynı zamanda para ve bilgi de aşıyor. Yıllarca sömürge yaptıkları ülkelerin insanları göçe zorlanıyor ve bunu durduramıyorlar. Olay ve olguları ideoloji üzerinden değil düz mantıkla açıklamaya çalışıyoruz. Mal ve hizmetleri üreten ülkeler bunları satmak için pazara ihiyaç duyarlar aynı zamanda bunları üretirken enerji ihtiyaçları vardır. Bu enerji nerde? İşte bu enerji kaynakları Kafkaslarda ve Ortadoğudadır. Bugün şiddet hareketleri körükleniyorsa şuna iyi bakmak lazım; bu yolları ele geçirme mücadelesidir. Bu yüzyılda bilginin gücünü eline geçiren devletler dünyaya hükmetmeye başlıyorlar. Terör dediğimiz olayları ve İşid’i yaratan güçler bugün neler olacağını bilmiyorlar mıydı? Rus uçağının düşürülmesinden sonra hemen mal ve hizmetlerin alım satımınındurdurulduğunu görüyoruz. Güçlü devletler İşid bahanesi ile ortadoğuya yerleştiler, ortadoğuya yerleşmek demek enerjinin hakimiyetini paylaşmak demektir.
4 / Hamza Doğuç Dünyaki enerji kaynaklarının bugünkü kullanımla 2025 yılına kadar tükeneceği söyleniyor. Dolayısıyla bu ülkeler enerjilerini tasarruflu kullanıyorlar ve diğer enerji kaynaklarını aktararak kendi enerji rezervlerini muhafaza etmeye çalışıyorlar. Dünyada küresel ısınma sorunu var, bu da su savaşlarının olacağı anlamına geliyor. Büyük güçler İşid vb. örgütleri taşeron olarak kullanıyorlar. BM istese, güvenlik konseyi karar alsa bir çırpıda Suriye’ye müdahaleyi durdurur. Kaldı ki İşid dediğimiz bir devlet değil, organize bir başkenti yok ama hiç bitmeyen savaş malzemesi var. Rusya daha önceden angajman kuralını bilmiyor muydu? G20 zirvesinde bunlar konuşuldu. Bizim uçağımız da düşürüldü yaklaşık üç yıl önce. Sömürgeciliğin statüsü de değişti artık sömürgelere silah satılıyor. İşid’in elindeki silahları kim üretiyor, kim satıyor? İnsan haklarına saygılı olmak gerekir. Hepimizin birbirimize desteği ve ihtiyacı var. Birbirimizi yok etmemeliyiz.
5 / Mustafa Baştürk İslamı ve müslümanları terörizmle ilişkilendirmek bizi üzüyor. Müslüman insan insanı yaşatır ki insanlık yaşasın. Uluslar arası ilşkilerde, eğer sizin iç problemleriniz varsa size karşı bu iç problemleri kullanarak zarar vermeye çalışırlar. Bu sorunları aşmak içinde da demokratik bir anayasa yapmak gerekiyor. Çünkü hakları ihlal edilen insanlar, haksızlık karşısında ve mağdur olan insanlar şiddete yönelme eğilimindedir. Terörizm ve uluslararası anlamda “terörist” dediğimiz zaman ideolojik bilinç altımızla değerlendiriyoruz. İşid tamamen müslümanları sıkıntıya sokan bir harekettir. Bu topraklar üzerinde kardeşçe yaşamanın yollarını aramamız gerekir. Bir arada yaşamamızı sağlayacak adımlar neyse bu adımları desteklememiz gerekir. Ulusla arası güçler petrolü ve enerji kaynaklarını burdan alıp götürmek istiyorsa ve böyle bir planları varsa bu ömür boyu sürecektir. Çünkü burda çıkarları vardır. Çıkarların olduğu yerde “haklılık” ortadan kalkar. Bizim yapmamız gereken kardeşçe yaşayacaksak dayanışma içinde olmalıyız.
6 / Mehmet Gül Terörün arka perdesinde hangi oyunların oynandığını bizler tam çözemesek de terör bugün devlet arasında ya da gruplar arasında olsun tamamen firavunlaşmış güçlerin hak gaspı neticesinde olmuştur. Gelişmiş ülkeler batıda demokratikken doğuda nasıl terörist oluyor yani nasıl cephe değişitiriyor? Burada tamamen gücün; firavunlaşması, faşistleşmesi ve hak gaspına doğru gitmesidir. Toplum artık korku ve panik içerisinde birbirlerine önyargı ile bakmaktadır. İnsanın vicdanın yaralandığı herşey hak gaspıdır. Kültürel, çevresel ve insana yönelik yapılmış her olumsuz şey terördür. Yönetim sisteminin hakca ve adaletli bir şekilde toplumu kucaklayarak adalet duygusu içinde paylaşırsa terör de olmaz.
7 / Sinan Oral Terör sözcüğüne biz öyle anlamlar yükledik ki terörün ne olduğunu çok iyi analiz etmemiz lazım. Dışardan bakıldığında terör gibi görünen ama içerden görünen halk mücadeleleri de olmuştur. İşid’i önce anlamamız lazım. Ortadoğuda önce sesini çıkaramayan, Amerikalılar ve firavunlaşmış halk liderleri tarafından yıllardır hakkı gaspedilmiş büyük bir arap toplumu var. Bunların çıkış noktası olarak; Saddam’ın savaştan mağlup olarak çıkmasından sonra kendini ifade edememiş bir toplumsal yapıyı batı çok iyi kullandı. Savaşta annesini babasını kaybedenlerden, tezavüze uğrayanlardan tutun batıya kadar birçok insan katılıyor. Doğu ve güneydoğudaki olaylara kırk yıldır terör diyerek kestirip attık, ordakileri öldürdük sonra çözmek isteyenlere başka şeyler söyledik aslında bizde bir zihin bulanıklığı sözkonusu. Hak ve halk mücadelesi verenleri terör gibi aynı kefeye koyan anlayışlardan da vazgeçmeliyiz.
8 / Kadir Akgüneş Türkiye’de terörün bir gerçek tanımı bir de devletin yaptığı tanım var. Devletin yaptığı tarif de siyasi amaçlıdır. 2004 yılına kadar bu ülkede on yedi bin faili meçhul cinayet oldu, köyler boşaltıldı buna ne diyecez? Pkk’ye yıllarca terörist dedik İşid geldi Ankara’da yüz iki insanı öldürdü, Paris’te öldürdü. Biz hala devletin kulandığı nitelendirmeyi kullanıyoruz. Benim siyasetime ters düşen, araç olarak kullanamadığım herkese terörist diyorum. İşid çıktı İslamın adını da kötüledi.
9 / Ferman Salmış Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilere baktığımız zaman bundan bir/iki yıl önce Türkiye-Amerika,Türkiye-Avrupa ilişkilerinde ciddi sorunlar baş göstermişti. Gezi olaylarında Avrupa ve Amerika’nın takındığı tavır Türkiye ve Erdoğan’ı dışlayan bir tavırdı. O zaman Türkiye Rusya ile anlaştı ve arka arkaya büyük anlaşmalar yapıldı. Dolayısıyla Türkiye bu ilişkiler karşısında yeni bir ilişki ağı geliştirdi ve Rusya’ya yaslandı. Bu sayede Türkiye yeni bir ortaklık ve ticari ilişki kurdu. Görüyoruz ki bu ticari ilişki belli bir noktaya geldikten sonra Suriye üzerinde Türkiye ve Rusya’nın tezleri çatışıyordu. Amerika ve Rusya tezleri de çatışıyordu ama hiçbir zaman bu kadar germediler, oturup konuştular. Şu anda ortaya çıkan tabloya baktığımda Amerika ve Avrupa kaybettikleri bir müttefiklerini yeniden kazanıyorlar. Türkiye-Rusya ilişkileri dışardan da yönlendiriliyor; Amerika, Nato ve Avrupa tarafından . Ben Tayyip Erdoğan’ın bu uçak meselesini kucağında bulduğunu düşünenlerdenim. Angajman kuralları ile ilgili yetkiyi orduya devrettiklerinde en son kararı verenin Hava Kuvvetleri komutanlığı olduğu açıklandı. Türkiye-Rusya ilişkilerinin nereye gideceği Türkiye’nin kontrolünde olan bir şey değil. Çünkü Amerika ve Nato’yu da ilgilendiriyor. Türkiye tek kutuplu dünyanın araçlarından biridir de aynı zamanda. Terör kavramının tekelini elinde tutan güçler var. Amerika birini terör listesine eklediği zaman bütün dünya karşı çıksa da bir şey ifade etmiyor.
Tahir Elçi Cnn Turk’teki konuşmasından beri özellikle bazı yazarlar tarafından linç edildi. Aynı Tahir Elçi birçok barış platformunda bulundu. Tahir Elçi “hendekleri kapatın” diyen adamdı, Ygdh’a silah kullanmayın ve şiddeten uzak durun, hukuk içinde kalın”, devlete de” hukuk içinde kal ve çözüm sürecine dönün” diyen adamdı. Şimdi böyle bir adamı herkes yanına çekmeye çalışıyor. Basın açıklamasını yaparken yanında altı kişi vardı oysa cenazesine elli bin kişi katıldı. Barış istediğini söyleyen, barıştan yana olduğunu söyleyen bu sözcüğün içini boşaltan, yerine göre bunu kullanan herkes suçlu. Ertesi gün birileri onu kahraman yaptı, küfredenler de küfretmemiş gibi durdu. Aslında hiçbirimizin vicdanı adil değil. Tekrar masaya geri dönülmesi, masada ürettiğimiz umudu tekrar yaşamamız gerekir. Bir korku iklimini tekrar yaşamaya başladık. Bizlerin daha cesur ve namuslu olması, sivil toplumun iki tarafa da yönelik sözleri olmalı.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Görüşme, email ve sms çağrı yaptık.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Mail, sms davet edildiler.
MEDYA İLE
30 civarında tv, gazete ve internet sitesine çağrıda bulunduk.
KATILIMCILARLA
Email ve sms davet ettik.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik
Malatya kMM Girişimcisi