YER: Eczacılar Odası Toplantı Salonu
Saat: 13.00
TARİH: 5 Aralık 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/ Ferzende Şavluk (İlahiyat-Der)
2 / Tahir Kavri-Toplumsal İlerleme Derneği)
3/ Akay Aktaş (Iğdır Gazeteciler Derneği)
4/ Reşat Çakmak (Uzman etüt Merkezi-Eğitimci-Eğitim-Sen)
MESLEK ODALARI
1/Serkan Daştan (Eczacılar Odası)
2/ İbrahim Akkuş (EMO İl Başkanı)
3/ Metin Malgaz (Veteriner Hekimler Odası)
SENDİKALAR
1/ Şerif Bozkurt (Eğitim-Sen)
2/ Ömer Koşik (Kesk Haber-Sen)
3/ Ahmet Karakuş (Yol-İş Sen. Şube Bşk.)
4/ Nihat Akkuş (Hizmet-İş Sendikası)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/ Mehmet Alp (Kanaat Önderi-Eski belediye Meclis Üyesi)
GÖZLEMCİLER
1// Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Girişimcisi…
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI
Yok
MESAJ YOLLAYANLAR
Yok
DİĞER KATILIMCILAR
Yok
MEDYA
Haberimiz İldeki Tüm Gazetelerde Ve Bölge Gazeteleri ile Ulusal Sitelerde Yayınlandı
MODERATÖR
Yok
KONULAR
Iğdır küçük Millet Meclisi (IkMM) Aralık 2015 toplantısını gerçekleştirildi. Forum bu ay genel konu olarak “Uluslar arası İlişkiler ve Terör” konusu alırken, Yerel konu olarak ta “İŞİT’in Kaçırdığı Iğdırlı Mehmetçik Sefer Taş’ın Durumu” ele aldı.
Genel Konu “Uluslar arası İlişkiler ve Terör” Hakkında Görüş Ve Öneriler:
Akay Aktaş (Iğdır Gazeteciler Derneği): Terörizmin toplum düzenini bozan ve masum kişilerin zarar görmesine yol açan bir suç demeti olduğu dünya çapında tartışmasız olarak kabul görmesine rağmen tanımı konusunda bir fikir birliğine varılabilmiş değildir. Bu tanımsızlık, terörizmle evrensel boyutta mücadele edilmesinin önündeki en büyük engeldir. Bazı sosyal bilimciler ise; terörizmin standart bir tanımının yapılmasından ziyade, bir eylemin terörizm olup olmadığına karar vermek için eylem şekillerinin, hedeflerinin ve başarı şansının analiz edilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Bu yaklaşımla, askeri yöntemler kullanılmayan veya sivil hedeflere yönelik eylemlerin terörizm olarak algılanması gerekmektedir. Kimi ülkenin terörist dediği bazı örgütlere bir başka ülke özgürlük savaşçısı olarak adlandırıyor. Diğer bir tartışma konusu ise, eylemcilerin “gerilla” olup olmadığı, başka bir ifade ile, eylemlerin terör mü, yoksa “haksız şekilde özgürlükleri elinden alınan bir halkın yararına yürütülen bir gerilla savaşı” mı olduğuna nasıl karar verileceğidir. Genellikle, halkın açıkça şikâyet ettiği konuları istismar eden, sivil hedeflerden ziyade hükümetin veya işgalci bir devletin askeri hedeflerine yönelik eylemler gerçekleştiren, etnik veya sosyal bir kesimin yararına savaştığı kabul edilen, askeri ve/veya yarı askeri taktik ve teknikler kullanan grupların “gerilla” kabul edilmesi, dolayısıyla bu grupların “Harp Hukuku” kurallarından istifade ettirilmesi görüşü mevcuttur. Terörizm, uluslararası bir olgudur ve terörle mücadele uluslararası ölçekte yapılmalıdır. Bu nedenle, uluslararası bir mücadele stratejisi geliştirmek için terörizmin tanımlanmasına ihtiyaç vardır. Terörizmin tanımının uygun bir şekilde yapılamaması nedeniyle, terörizmle mücadele için gerekli uluslararası anlaşmaların hazırlanması ve uygulanması da imkânsız olmaktadır. Bunun yanında terörü destekleyen ülkelere karşı da etkin tedbirlerin alınmasını engellemektedir.
Ömer Koşik (Kesk Haber-Sen): Suruç’ta Ankara’da, Fransa’da, Orta doğuda ve tüm Dünyada masum sivillere karşı girişilen iğrenç ve insanlık dışı saldırılar hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Bütün dünya terörist suçları kınamalı ve sorumlularını adalet önüne çıkarmalıdır. Terörün hedefinin dünyada karışıklık ve dehşet yaratmak olduğuna hiç şüphe yok. Eğer soğukkanlılığımızı kaybedersek terörist gruplar bundan da yararlanabilir. Bu terör saldırıları rastgele yapılmış bir eylem değil, aylar süren bir planlamanın sonucu. Hangi nedenle yapılmış olursa olsun, böylesine insanlık dışı bir saldırıların karşısındayım. Nefretle kınıyorum.
Serkan Daştan (Eczacılar Odası): IŞİD, İslam dinine büyük bir darbedir, en çok İslam’a zarar veriyor. En çok da Müslümanların başına beladır. Suriye, Irak ve Kürdistan halklarına beladır. Biliyorsunuz; bu örgüt El Kaide’nin türevidir ve onun gibi sakat bir zihniyet üzerine inşa edilmiştir. Radikalizm ve şiddeti yegane yaşam-mücadele yöntemi olarak benimser ki bu da peygamberlerin yaşam ve mücadelesine zıttır.
Şerif Bozkurt (Eğitim-Sen): İslam hoşgörü dinidir. Ancak IŞİD, Allah’ın yarattığı farklılıklara ve zenginliklere karşıdır. Ezdi kadınların kaçırılması, satılması, Hıristiyanların yaşadıkları topraklardan kovulması, suçsuz insanların başının kesilmesi ve yakılması, büyük bir insanlık suçu, din suçu ve savaş suçudur.
Ferzende Şavluk (İlahiyat-Der): Uluslar arası terör sohbetini ortaya çıkartan İşiddir. Işid’in “dış güçler” tarafından üstlendirildiği misyonu sizlere kısa bir şekilde özetlemek istiyoruz. Işid’in zihniyetini el almayacağız çünkü kafirlere kukla olan taşeron bir örgütün zihniyeti ne olursa olsun fark etmez. Suriye’de “Hıristiyan şia” karşımı bir dine mensup olan Esad’a destek verip, İran ile birlikte “Özgür Suriye ordusuna” karşı savaşan Işid’in Irak’ta “şiilere” karşı yaptığı eylemlerin mantıksızlığı da işte bu taşeronluktan kaynaklanmaktadır. Yani bu taşeron cehennem köpeklerini nereye sürerseniz oraya gideceklerdir. Peki, Işid ne gibi amaçlara taşeronluk ediyor? 1- Amerika’nın Ortadoğu’da tekrar söz sahibi olmaya çalışmasına, barınmasına ve yerleşmesine sebep oluyor. Haberlerde Amerika’nın Işid’e karşı operasyon yapıldığı söyleniyor. Aldığımız haberlere göre Amerika’ya operasyon yapılması için koordinatları veren yine Işid içindeki ajanlar. Verilen koordinatlarda ise Işid’e “gerçekten cihad” amacı ile katılan, kandırılmış “İsrail ve Amerika düşmanı” Müslüman guruplar var. Bu taşla iki kuş vuruluyor. Işid Amerika ile savaşıyormuş gibi bir izlenimin verilmesinin yanında Amerika ve İsrail düşmanı guruplar yok ediliyor. 2- Halifelik, İslam Devleti gibi kavramlar “terörizm” ile birlikte anılıyor. Müslümanların son zamanlarda “hilafet” söylemlerinin artması ve birlik beraberlik olup bir baş arayışının içerisine girmesinin, İslam devleti yolunda şuurlanmasının ardından hortlatılan Işid ile birlikte “halifelik ve İslam devleti” kavramları bütün dünya halkının nezdinde adeta katlediliyor. Bu taşeronların isminin “Irak Şam İslam Devleti” olması ve sonra “halifelik” ilan edip adlarını “İslam Devleti” olarak değiştirmeleri tamamen bu oyunun bir ürünü.
Ahmet Karakuş (Yol-İş Sen. Şube Bşk.): Terörizmin tanımı üzerinde en çok, terörizmden etkilenen ülkeler çalışmaktadır. Örnek olarak; ABD hükümetinin 11 Eylül saldırısından sonra yayınladığı genelgede terörizm şöyle tanımlanmıştır; bir toplumu korku ve şiddet ile baskı altına almak, bir hükümetin politikalarını etkilemek ve değiştirmek için baskı uygulamak maksadıyla, ağır tahripler, toplu kıyımlar, adam kaçırma ve rehin alma gibi faaliyetlerden oluşan, doğrudan veya dolaylı olarak insanların can ve mallarına yöneltilmiş şiddet hareketleridir. Türkiye, 12.04.1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun birinci maddesinde terörizmi şöyle tanımlamıştır; Baskı, şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinin biriyle, Anayasa da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, Devletin ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletini ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemdir.
İbrahim Akkuş (EMO İl Başkanı): Terör tehdidi belki de insanlık kadar eski olmasına rağmen özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası küresel kamuoyunun gündeminde en üst sıralara oturmuştur. Saldırıların hemen ardından düzenlenen Afganistan ve Irak harekâtları ve bunların süregelen sonuçları uluslararası terör olgusunu daha uzun bir müddet gündemdeki yerinde tutacak gibi gözükmektedir. Terör eylemleri gerçekleştiği yer itibarıyla ilgili devletin hukukunu ilgilendirir. Birden fazla devletle ilişkilendirilebilecek terör eylemleri uluslararası hukukun da ilgi alanındadır. Uluslararası hukukun pek çok konusu terör faaliyetleri bağlamında ilgilidir. Bunlar arasında anlaşmalar hukuku, devletin sorumluluğu, kuvvet kullanma ve silahlı çatışmalar hukuku, insancıl hukuk ve insan hakları hukuku, uluslararası örgütler hukuku, uyuşmazlıkların çözümü, uluslararası ceza hukuku, yargılama yetkisi ve bağışıklıklar sayılabilir. Uluslararası hukuk uluslararası terör bağlamında ilgili olmakla birlikte, bu tür terör sadece uluslararası hukuku ilgilendirmez. Onun yanında kriminoloji, tarih, sosyoloji, ekonomi, felsefe, antropoloji, toplum psikolojisi, teoloji, uluslararası ilişkiler ve siyaset gibi pek çok bilim dalı uluslararası terörizmi çalışma alanı olarak kabul etmiştir. Buradan çıkacak sonuç, uluslararası terörizm sorununun çözümünün sadece uluslararası hukuktan beklenmemesi gerektiğidir. Bununla birlikte hukuk terörle mücadelede en güçlü araçlardan birini sağlamaktadır. Uluslararası terörle mücadele meşruiyetini hukuktan, özellikle de uluslararası hukuktan, almaktadır. Uluslararası düzeydeki terörist faaliyetler uluslararası hukuk için aynı zamanda bir meydan okumadır. Ortaya çıkışı itibarıyla egemen devletlerarasındaki hukuksal ilişkileri düzenleme amacı güden uluslararası hukuk, zaman içerisinde devlet dışı aktörlerin faaliyetlerini de içerecek şekilde gelişmişse de, özellikle doğrudan bir devlete atfedilme olanağının bulunmadığı uluslararası terör olgusu gibi durumlarda temel konseptlerini yeniden tanımlama ile karşı karşıya kalabilir. 11 Eylül sonrası dönemde karşılaşılan kuvvet kullanma ile ilgili tartışmalar bunun en canlı kanıtıdır. Unutmamak gerekir ki, hukuku ihtiyaçlar ortaya çıkarır. Terörle mücadele bağlamında uluslararası hukukun eksikliklerinin ortaya çıkarılması, bu hukuk dalına vurulan bir darbeden çok bu hukuk dalının geliştirilmesi için bir fırsattır.
Yerel Konu: “İŞİT’in Kaçırdığı Iğdırlı Mehmetçik Sefer Taş’ın Durumu” Konusunda Katılımcılar Tarafından Ortak Bir Çağrı Yapıldı. Çağrıda şöyle denildi:
Yerel konu olarak “İŞİT’in Kaçırdığı Iğdırlı Mehmetçik Sefer Taş Durumu”nu görüşen Iğdır küçük Millet Meclisi katılımcıları İŞİT’in elindeki Sefer Taş’ı konuştular. 1 Eylül 2015 tarihinde Kilis’te sınırda devriye gezerken İŞİT terör örgütü tarafında bir askerimiz şehit edilmiş. Iğdırlı Mehmetçik Sefer Taş ise kaçırılmıştı. Katılımcılar Cumhurbaşkanına, Başbakan’a ve Dış işleri bakanlığına çağrıda bulunarak askerimizin kurtarılmasını istediler. Basından İşit’in Sefer Taş’a karşılık Türkiye’de cezaevlerinde bulunan 200 İşit’linin serbest bırakılmasını talep ettiği haberlerini okuduklarını belirten form üyeleri “İsrail bir askerinin cenazesi için 1200 Filistinli mahkûmu serbest bıraktı. Yazılanlar doğru ise ülkemizde 200 İşit’liyi verip askerimizi kurtarsın” dediler. Bizler bir Mehmetçiğimizi İşit’in tümüne değişmeyiz diyen katılımcılar askerin ailesinin perişan olduğunu belirttiler.
Milletvekili Adıyaman’a Teşekkür, Vekil Nurettin Aras’a Çağrı
Yetkililerden açıklama beklediklerini ifaden eden katılımcılar, konuyu TBMM gündemine taşıyarak soru önergesi veren Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman’a teşekkür ettiler. IkMM katılımcıları iktidar milletvekili olarak Iğdır milletvekili Nurettin Aras’tan da esir askerimiz için girişimlerde bulunması çağırısında bulundular.
ÖNERİLER
……………………….
ORTAK SONUÇ
……………………
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Sivil toplum örgütü temsilcileriyle telefonla ve ziyaret edilerek irtibata geçildi. Salonda mutfaktan en son gönderilen broşürler ile bir önce ki toplantının haberlerinin yer aldığı gazeteler katılımcılara dağıtıldı. Katılımcılara çay, kahve ve pasta ikram edildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Katılım sağlanmadı.
MEDYA İLE
İldeki ulusal ve yerel medyaya haber verildi. Tümü foruma katılmasa da Toplantı haberi hepsinde yer aldı.
KATILIMCILARLA
Her zaman olduğu gibi birlikte yerel konuyu belirliyoruz.
SONUÇLAR
Iğdır kMM’de problem yok, çalışmalarımıza devam edeceğiz…
DEĞERLENDİREN:
Murat Akkuş TkMM Iğdır İl Girişimcisi