YER: Büyükşehir Belediyesi Fırat Salonu
TARİH: 02 Mayıs 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Sakatlar Derneği (Ali Haydar Koyun)
2 / Çağdaş Gazeteciler Derneği (İbrahim Göçmen)
3 / Zeynel Abidin Kültür Vakfı (Erdoğan Ünverdi)
4 / İmam Hatipliler Derneği (Mustafa Baştürk)
5 / Toplum Gönüllüleri Birliği (M. Sinan Oral)
6 / Sürgü Derneği (Mehmet Sevim)
7 / Uluslararası Af Örgütü (Ferman Salmış)
8 / Matbaa ve Reklam Ambalaj Sanayii Derneği (Vahap Altunok)
9 / Malatya Alevileri Eşit Yurttaşlık Platformu ( Duran Özkan)
10 / Türkiye Yazarlar Birliği (Adil Akkoyunlu)
Meslek Odası
1 / Şehir Plancıları Odası (Mehmet Gül)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Asım Demirkök
2 / Kadir Akgüneş (Avukat)
3 / Beyhan Bali
4 / Gaffar Yıldırım
5 / Özcan Ağdaş
6 / Hasan Özhan
7 / Dursun Ateş
8 / Kamil Biter
KATILAN MİLLETVEKİLİ ADAYLARI
1 / Aydın Erdoğan (Hdp)
2 / Latife Ulutaş (Hdp)
3 / Ahmet Akar (Hdp)
4 / Betül Kurnaz (Hdp)
5 / Necdet Bali (Hdp)
6/ Ali Yalçın (Bağımsız)
7/ Taha Özhan (Akp)
MODERATÖR
Prof.Dr. A.Kadir Baharçiçek
KONULAR
1- GENEL KONU: Sivil Toplumun Adaylardan 10 İsteği ve Siyasi Partilerin Seçim Beyannameleri
KONUŞULANLAR
1 / Vahap Altunok İnanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlıkla ilgili düşüncelelerinizi açıklayabilir misiniz? Hazine yardımı ve seçim barajı konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Bir de Kobi diye adlandırdığımız esnaf ve sanatkarla ilgili düşünceleriniz var mı? Bölgesel tarım ürünleri ile ilgili olan kayısı ile ilgili bir projeniz var mı?
2 / Mehmet Sevim Son kamuoyu anketleri ile barajı geçmeniz veya geçmemenizle kilit parti olduğunuzu gösteriyor. Meclisin şekillenmesi açısından bu çok önemli. Sivil toplum ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Bir de hükümet sözcülerinin ifade ettiği gibi çözüm sürecinden geri adım atılmış gibi görünüyor bu seçime yönelik bir söylem midir yoksa seçimden sonra değişecek mi?
3 / Duran Özkan Hdp’nin seçim bildirgesindeki alevi yurttaşlarla ilgili konular bizim taleplerimizle örtüşüyor bunun da alevileri mutlu ettiğini ifade etmek istiyorum. Bizim taleplerimiz; sivil, demokratik bir anayasa istiyoruz ve bu anayasanın hazırlanması için milletvekillerinin aktif olmasını istiyoruz. Eşit yurttaşlık istiyoruz ve bu bizim en doğal hakkımız ve bugüne kadar ötekileştirilen, dışlanan, horlanan inançsal azınlık grubuz. Milletvekillerimizden mecliste eşit yurttaşlıkla ilgili çalışmalar yürütmelerini bekliyoruz. Yine bizler için olmazsa olmaz olan Cem evlerinin statüsü konusudur. Bizler Cem evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini bekliyoruz. Diyanetin kaldırılması ve dinin sivilleştirilmesi taleplerimiz var. Bu konuda özerk bir din işlerinin oluşturulması talebimiz de var. Yine zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istiyoruz. Alevi inanç önderlerinin yetişmesi için bir “Alevi İnanç Akademisi” nin oluşturuşması için bir çaba içinde olunmasını istiyoruz. Aleviliğin ders kitaplarına girmesi ile ilgili taleplerimiz var, yine alevilere yönelik asimilasyon politikalarına son verilecek yasal düzenlemelerin oluşturulmasını istiyoruz. Bu yönde son dönemde alevi köylerine yapılan camilerin engellenmesini, bu camilerin alevilere devredilerek cem evine çevrilmesi yönünde talebimiz var. Yine Madımak otelinin bir utanç müzesi haline getirilmesini istiyoruz ve orda saldıranlardan iki kişinin isimlerinin kaldırılması yönünde talebimiz var. Hacı Bektaşi Veli türbesinin ve diğer el konulan türbelerin biz alevilere devredilmesi ve tekrar normal yaşamlarına dönmesi yönünde isteğimiz var. Son dönemde bizlerin mekanlarına karşı bir yağma var. Özellikle alevi mekanlarının yakınlarında taş ocağı, kireç ocağı gibi şeyler yapılıyor. Bizim için mekanlar çok önemlidir. Milletvekillerimizdem meclise gittikleri zaman bu taleplerimizi karşılamalarını bekliyoruz.
4 / İbrahim Göçmen Demokratikleşme anlamında Kürtlerin ve alevilerin sorunları en başta gelen sorunlardır ve bunların mutlaka çözülmesi lazım. Çağdaş gazeteciler derneği olarak, Türkiye’de basın özgürlüğünün yok edildiğini düşünüyoruz. Basın özgürlüğü ve emek özgürlüğü adına neler söyleyeceksiniz?
5 / Erdoğan Ünverdi Hdp halkların taleplerini yerine getirme ve özgürlükleri dile getirme noktasında önemli bir görev yüklendiler ondan dolayı da tebrik ediyorum. Hdp Türkiye’de demokrasinin itici gücü olma rolünü üstlenmiş ve peşine diğer partileri de katarak Türkiye’nin demokratikleşmesinde önemli bir rol oynamakta. Hdp adaylarına baktığımızda toplumun farklı kesimlerinden kişiler var. Tekil anlayışı yıkarak artık çoğulcu bir yapı getirmeleri Hdp’nin bir başarısı olarak görünüyor diye düşünüyorum.
6 / Aydın Erdoğan Eşit yurttaşlık ve yeni bir anayasa bizim vazgeçilmezimizdir. Demokratik ulusun vazgeçilmez unsuru eşit yurttaşlar, eşit inançlar ve eşit haklar ve eşit etnik kimliklerdir. Ayrımcılığa neden olacak uygulamalar, davranışlar ve sözler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez, bunlar nefret suçu kapsamında yaptırıma tabi tutulmalıdır. Diyanetin kaldırılması programımız ve bildirgemizde vardır. Her inanç kesimi kendi inanç organizasyonunu oluşturabilir. Devletin zoruyla oluşturulan bir diyanetin, camilere gönderilen hutbelerin inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Zorunlu din olmayacağı gibi zorunlu din dersi de olamaz. Sivil toplumu güçlendireceğiz ve sivil toplumun önündeki engelleri kaldıracağız. Yerel yönetimlerin güçlenmesiyle sivil toplumun güçlendirecek mekanizmaları oluşturmak istiyoruz. Barışın tesisi için kararlı ve azimliyiz. Diğer partilerle eşitsiz koşullarda seçime giriyoruz. Partilere yapılan parasal yardım ya kaldırılır ya da alınan oy oranına göre adil bir biçimde seçime katılan bütün partilere verilir. Bu Türkiye’de üzerinde en çok oynanan kanunlardan biridir. Bazen muhalefeti yıpratmak için kullanılmıştır, bazen özellikle bizim gibi partilerin etkinliğini kırmak için koşullar oluşturulmuştur. Şu an bağımsızların oluşturduğu bir grubumuz olduğu halde sırf biz bu şeklide grup oluşturuyoruz diye grubu oluşturan partilere verilmekten vazgeçilmiştir. Bu tamamen demokrasiye inançsızlığın ve etik değerlere bağlı olmaktan uzak oluşun tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. Eşit olmayan koşullarda seçim yapmak kadar halkın tercihini saptıran ve halkı yanıltan bir şey olamaz. Bu anlamda adil bir yasanın çıkarılması gerekiyor. Baraj meselesi bizim siyaset yapmamızı engellemek için getirilmiştir. Asıl hedefi biz olmamıza rağmen bir biçimde bu baraj aşılmıştır ancak gerçek bir temsil ortaya çıkmamaktadır. Türkiye’de birçok parti baraj sebebiyle yok oldu gitti. Biz meclise geldiğimizde sayımız yetmese bile bu barajı kaldıracağız. İnanç özgürlüğü konusu bizim için hayati bir öneme sahiptir. Bildirgemizde ifade edilmiştir ve programımızda vardır. Osmanlı dönemi dahil Türkiye halklarının çektiği acılardan, yaşadığı sıkıntılardan, ödenmiş bedellerden damıtılarak getirilmiş 36 sayfada bir tek fazla noktası olmayan bildirge şeklinde yer almıştır. Hiç kimseye inancından dolayı ayrım yapılamaz. Nüfus kağıdında inancı belirten bir hanenin olmaması gerekir. Ayrımcılığı suç sayan, nefret suçunu yasaklayan ve yaptırıma bağlayan bir düzenleme yapacağız. Medya özgürlüğünü sonuna kadar savunuyoruz ama ifade özgürlüğü kapsamında nefret suçunu övmek, ırkçılığı ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmek olacak şeyler değildir. İnancın yaşatılması bakımında ibadethaneler arasında bir farklılığı kabul edemeyiz. Bazıları afişler asıyor Cem evlerine “tanıdık” diye peki kim yasakladı bunları, yani bir özür gerekmiyor mu? Ama bu ülkenin siyasetinde bir özür kültürü yok bunu da bu kültüre biz kazandıracağız. Etik siyaseti,temiz siyaseti, hesap verebilir bir siyaseti Türkiye’de sol ve emekten gelen, dindar kesimden gelen , çekilmiş acılarıyla bedeller ödeyerek bugüne gelmiş aday tablosuyla bunu ortaya koyan seçim bildirgesiyle ifade eden partimizle meclise geldiğimizde siyasetin temiz bir biçimde yürütülebileceğini göstereceğiz. Kimse bugün yürütülen siyaset tarzından yurttaş olarak memnun değildir. Ama egemen oligarşi temiz siyasetin önündeki en büyük engeldir. Bu engeli kaldırmanın yolu da bizlerin mecliste olması ve güçlü bir temsil elde ederek tekrar gidip halka dönerek bir başka seçimde iktidar olacak gücü almamızdan geçmektedir.Üretimin artırılması, büyümenin sağlanması elbette ki vazgeçilmez arzu ve özlemimizdir. Yoksulluk paylaşılamaz. Üretim ve zenginleşme olmalıdır ama bunu tamamlayan adil bölüşüm de olmalıdır. Kobilerin desteklenmesi, özellikle küçük üreticiler, esnafın tamamı desteklenmelidir. Kadınların üretimde etkin olması için gerekli tedbirleri ve kolaylıkları sağlayacağız. Kayısının hakettiği değeri bulabilmesi için ürün çeşitliliğinin artırılması gerekir. Kayısının tanıtılması gerekir. Örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracağız ve basın özgürlüğünü sağlayacağız.
7 / Ali Yalçın Demokrasilerde tanımlananlar siyasi partilerdir. Siyaset birçok kurum üzerinden olgunlaşır ama bilimsel olarak siyasi partiler üzerinden tanımlanır. Aslolan temsildir. Eğer siz temsil bakımından yeterli desteği almışsanız orada da yeniden bir tanımlama gerekir, size verilen destekle bir temsil oluşturursunuz. Siyasi partiler ne zaman badireler atlatmışlarsa bağımsız duruşlar etkili olmuştur. En büyük tuzak lider eksenli partilerdir. Lider eksenli partilerde bir anlamda irade kısıtlandı. Tüm lider partilerinde aslolan lider oldu, temsiliyet gerçekleşmedi. Bağımsız duruş en ilk duruştur. Bağımsız düşünce özgündür. Güçlü toplumların güçlü bireyler üzerinden gelişeceğini düşüyorum. Bağımsız akıl sorgulayıcıdır. Eğer bir iktidarın temel kavramlarını sorgulamazsanız orada neticede bağımlılar oluşur. İktidarın en çok sahip olması gereken adalettir. Adaletin iktidar açısından kurumsallaşması esasen birçok sorunu temelden çözer. Bizler sahip olduğumuz kimliklerle burada bir çatışma oluşturmuyorsak önemli olan budur. Barışa katkı veremiyorsak savaşın tarafıyız demektir. Bizim önceliklerimiz arasında barış, evrensel değerler ve doğrular yoksa insanı bir arada tutan değerler yoksa bizde eksiklik vardır. Eleştirirken güçlü doğrularla eleştirmeliyiz. Milletvekillerinin belirlenmesinde halkın iradesi yoktur. Sivil duruşlar nötrdür eğer sivil toplum bu duruşlarını kaybederlerse birilerinin kulanım alanına girer. Gücün arka bahçesi değilseniz sivilsiniz. Sivil alan mutlaka korunması gereken bağımsız bir duruştur. Bizde sorun şu; herkes için genel doğrulara sahip olalım. Böyle olduğunda bütün hak ve hukuklar sorunu temelden çözülecektir. Ama taraf olursanız sivilliğinizi kaybedersiniz. İktidarla çok hemhal olmak, iktidarın arka bahçesinde dolanmak kadar tehlikeli bir şey olamaz. Bağımsız duruşun ve bağımsız kimliğin en temelinde ortak olduğumuz değerleri görmek gerekir diye düşünüyorum. Bağımsız durmak ve bu şehri düşünen herkesin ortak doğrularda buluşmalarını sağlayalım ki o zaman göreceksiniz herşey kendiliğinden düzelecek.
8 / İbrahim Göçmen Devrim olması için bir dönüşümün olması lazım. 13 yıldır ne Malatya’da ne Türkiye’de bir devrim görmedim. Kürt sorunu, alevi sorunu hala devam ediyor. Devleti oluşturan Yök, milli güvenlik kurulu, rtük gibi kurumlar hala yerinde duruyor. 2010’daki referandumla daha önce kırdığı statükoyu Akp statükosuna dönüştürdü hem de Akp’nin vesayetçi yapısını tamamen oluşturdu. Eşit yurttaşlık temelinde bir anayasaya ihtiyacımız var.
9 / Asım Demirkök Türkiye’nin doksan yıllık anlayışının kökten değişmesine ihtiyaç var. Devrim ne zaman olur; eğer gerçekten sizin vaatleriniz içinde yer alan bir anayasa değişikliği yapılacaksa olur. Anayasanın 2. ve 3. maddesi değiştirilecek mi yoksa değiştirilmeyecek mi? Türkiye’ye yeni bir başkanlık sisteminin gelmesini önemsiyorum. Siz nasıl bir anayasa değişikliği ve nasıl bir başkanlık sistemiyle Türkiye’yi inşa edeceksiniz?
10 / Vahap Altınok Ekonomi ile ilgili tabloda Tüik’in bir notunu sizlerle paylaşmak istiyorum; 2002 yılında zenginlik ve kaynak bakımından 17. sırada olan Türkiye bugün hala 17. sırada cari açık yedi milyar altı yüz bin dolarken bugün kırk bir milyar dolar bunların nedenleri ve bu açıkları nasıl kapayacağız? 650 milyonu bulan hazine yardımını nasıl görüyorsunuz? Kobi ve esnaflarla ilgili kaynaklarının yetersiz olduğunu düşünüyorum. Kayısı ve tarım ekonomisiyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
11 / Erdoğan Ünverdi 2011 deki taleplerimizi küçük meclise katılan milletvekiline iletmiştik. Bugün hala aynı taleplerimiz yerli yerinde duruyor ve hiç biri karşılanmadı. Yedi alevi çalıştayı yapıldı fakat sonuç bakımından hiçbir önemli gelişme olmadı. Avrupa insan hakları mahkemesi kararlar verdi Cem evlerinin ibadethane olarak görülmesi ve zorunlu din derslerinin kaldırılmasıyla ilgili. Bu kararı uygulayacak mısınız? Zorunlu din derslerini kaldırıp yerine seçmeli din derslerini koyacak mısınız? Eşit yurttaşlık hukuku konusunda ne yapacaksınız? Diyaneti özerk yapacak mısınz? Türkiye’deki farklı inançlara bir masa verip orda temsil edilmesini sağlayacak mısınız? % 10 seçim barajını kaldıracak mısınız?
12 / Mehmet Gül Ak partiden şehircilik planlamasının olmasını çok beklerdik. Devletin şehircilik politikası yok ve bundan her kesim şikayetçi. Şehirler gerçekten medeni bir yer mi olmalı yoksa rant yeri mi olmalı? Ana arterlerin ulaşım master planının bakanlık tarafından yapılaması ve derhal açılması gerekir.
13 / Ali Haydar Koyun Ak parti döneminde engellilerle ilgili bazı yasal düzenlemeler yapıldı fakat uygulamada bunun karşılığını göremedik. Engelli adayların seçilebilecek sıralarda yer verilmediğini gördük. Siz seçildiğinizde engelliler için neler yapacaksınız?
14 / Mehmet Sevim 13 yılda Malatya’ya 13.1 milyar tl yatırımı Malatya’nın komşu illeri ile karşılaştırdığımızda Malatya’nın verdiği siyasi destekle aynı oranda mı? Ak parti yeni dönemde eğitim konusunda yeni bir sistem getirecek mi?
15 / Kadir Akgüneş Kürt sorunu konusundaki görüşleriniz nedir? Trt Şeş’in yirmi dört saat yaptığı yayını yeterli mi görecekler yoksa başka bir çabaları olacak mı?
16 / Ferman Salmış İktidar partisi yeni bir anayasa vaadiyle ortaya çıkıyor. Kapsayıcı bir yurttaşlık tanımı bu ülkenin temel problemi. Böyle bir tanım gelecek mi? Şeffaflık yasasının gelmesi mümkün mü? Siyasi partiler yasası değişmezse seçim barajını nasıl değiştirmeyi düşünüyorsunuz?
17 / Taha Özhan Ak parti 13 senedir Türkiye siyasetine damga vurmuş, yaptıkları, bilinirliği, söylemleri açısından fazla da tartışmaya yer bırakmayacak kadar medyanın, siyasetin, ortalama bir vatandaşın konuyla ilgili üzerinde fikir sahibi olduğu iktidar partimizdir. Dolayısıyla bir tanıtımdan ziyade Ak parti ile gelen ve sonrasında neler yapabilirizi konuşmak daha verimli olur. Biz 2001’de iktidara gelmeden beş yıl önce bir darbe yaşanmıştı bin yıl süreceğini iddaa etmişlerdi beş yılda bu darbe gömülmüş oldu. Dolayısıyla 2002 sadece Ak parti için değil Türkiye için bir devrimdir. Ak partini siyasal düzeyde, bürokrasi düzeyinde ve kurumlar düzeyinde ve küresel düzeyde yaşadığı gerilimler 2002 nin bir değişiklik değil bir devrim olduğunu tespit etmemizi gerektiriyor. Bu devrimle beraber hayata geçen en önemli unsur vesayet rejiminin bir kez daha kafasını kaldırmamak üzere Türkiye siyasetinden, milletin ekmeğinden ve milletin hayatından çekilmiş olduğunu farzediyoruz. Demokratikleşme perspektifimizi, kazanımlarımızı millet adına muhkem bir şekilde ayakları yere sağlam basacak şekilde ayakta tutmaya çalışıyoruz. Hitama ermemiş bir süreçten bahsediyoruz. Zira önümüzde çok önemli bir sorun var o da Anayasa meselesidir. Ak parti döneminde olmayacak bir iş başarıldı; normalde devrimler, değişimler böyle olmaz, temelde değişimler yaşanır ondan sonra bir inşa süreci yaşanır yukarıya doğru o devrimin kurulduğu bina inşa edilir. Bizde olan; cepheden ve çatıdan başlayarak inşa süreci hayata geçirildi,yeni Türkiye denilen bir bina inşa edildi ama bunun temelleri hala bozuk ve hala sağlam değil. O temellere de biz Anayasa diyoruz. Bir darbe ile hayata geçirilmiş olan bu toplumsal sözleşme birbiriyle mecz olacak durumda değil. Çözüm süreci başlarken de defacto başlattık, demokratikleşme hamlelerini de defacto başlattık, kapatma davası açıldığında da defacto milletin gücünü alarak kazanılmış demokratik hakların vesayet rejimi lehine heder edilmemesinin önüne geçtik. Dolayısıyla Türkiye’nin çok ciddi bir anayasa sorunu var. Ekonomik anlamda da tefessüh etmiş bir sistemi devraldık ve sıfırdan inşa ettik. Ancak gelinen nokta itibarıyla bir eksen hala eksik ve onun da tamamlanması lazım. Biz buna insani kalkınma diyoruz. Bundan sonra milletin zenginleşeceği, daha sofistike kalkınmanın millete doğrudan yansıyacağı bir dönem için sermaye birikimi hazırlanmış oldu. Yeni Türkiye dediğimiz bir sözleşme yayınladık; o metinde yüz tane madde var; o bizim bütün milleti davet ettiğimiz bir sözleşme metni. O metinde biz insan haysiyetini merkeze koyduk. İşte insan haysiyetiyle, insani kalkınmayı bağladık ve buna da “Yeni Türkiye” dedik. Malatya’ya 13.1 tl yatırım geldi. Biz bu yatırımların devamını sağlamaya devam edeceğiz.
Görüşme, email ve sms çağrı yaptık.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Görüşme neticesinde davet edildiler.
MEDYA İLE
30 civarında tv, gazete ve internet sitesine çağrıda bulunduk.
KATILIMCILARLA
Email ve sms davet ettik.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik
Malatya kMM Girişimcisi