YER: Türkan Saylan Kültür Merkezi 4. Kat – Alsancak/İzmir
TARİH: 06.02.2015, Cuma
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1/ Mine Topçu – Akkoy Derneği
2/ Özcan Küçükaslan Kaman – İZDİM
3/ Talat Ulusoy – Yüzleşme Atölyesi
4/ Burhanettin Kansızoğlu – İmam Hatip Mezunları Derneği Bşk.
5/ Fikriye Şahin – Konak Kent Konseyi Yön. Kur. Üyesi – İZDİM
MESLEK ODALARI YOK!
SENDİKALAR YOK!
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1/ Burak Oğuz – ESİAD
2/ Meltem Rusçuklu
3/ Sami Taşçı (Erdal Kalkan’ın arkadaşı)
4/ Burcu Taşçı (Erdal Kalkan’ın arkadaşı)
5/ Faruk Seven – TBMM
6/ Naci Günaydın
7/ Devrim Öz – HDK
8/ Hürriyet Mısırlıoğlu
KATILAN MİLLETVEKİLİ
Erdal Kalkan – İzmir Bağımsız Milletvekili
BELEDİYE BAŞKANLARI Yok!
BÜROKRAT Yok!
AKADEMİSYEN Yok!
MESAJ YOLLAYANLAR Yok!
DİĞER KATILIMCILAR
1/ Süleyman Eryılmaz – HDP Yön. Kurulu
2/ E. Şennur Barutçu – CHP
MEDYA
1/ DİHA (Dicle Haber Ajansı) – S. Vedat Dağdek
2/ Yeni Ekonomi – Orkan İştar
3/ Yurt Gazetesi – Adem Sarıkaya
MODERATÖR
Pervin Mısırlıoğlu – Gazeteci
KONULAR
GENEL KONU: İslam ve Terör, Avrupa’da yükselen İslamofobi
YEREL KONU: 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri. Önceki seçimde İzmir için verilen sözler nelerdi? İkMM vekillere 10 istek imzalatmıştı… İzmir milletvekilleri İzmir için ne yaptı? (Sadece genel konu konuşuldu, yerel konu konuşulmadı)
Başlama: 14:17
Bitiş: 17:00
Pervin Mısırlıoğlu: 15 dk.’lık gecikme için oyalama konuşması yaptı.
Antartika’da cami olması gerektiğini vurguladı. Niçin? Kilise var, Ortodoks ve Katolik. Bu nedenle cami de olması gerekiyor. Türkiye 20 m’lik bir baraka kurdu kutuplara. Bütün dinlerin iyi duygularla ortaya çıktığını fakat daha sonra insanlar elinde bozulduğunu vurguladı.
14:25 Video izlenmeye başlandı.
PM: insanlar kendi inançlarını dağa bayıra uçsuz bucaksız uçurumlara yansıtacak şeyler yapıyorlar. Her şey bir denge, bozulduğunda kan çıkıyor, kavga çıkıyor. İnanmayan inanmasın ama inananlara saygı gösterelim. Tahrik her zaman kötü bir dildir. Bu konuda CHP’liler bana çok kızıyordu; AKP yerine AK Parti dedim diye. Benim için sakıncası yok dedim. Burada da herkesin kutsalı farklı. TkMM’ler 22 ilde bu ay bu konuyu tartışıyor. % 99’u Müslüman olan ülkemizde 1.1.2015’ten itibaren bir değişiklik yaptık ve Cuma’larının kaçmaması için saati 14.00’e aldık.
Burhanettin Kansızoğlu (İmam Hatip Mezunları Derneği): Esselamün aleyküm arkadaşlar. Benim herhangi bir sorunum yok. PM’ye teşekkür ederim, dinsiz olduğunu söylese de içinde bir inanç olduğunu biliyorum. Kutuplarda bile cami olmasını istemiş.
Video sunumunu hazırlayan arkadaşların da bu konuda sorunu olduğunu düşünüyorum. Herkesin içinde bir inanç olduğuna, % 99 Müslüman olduğuna inanıyorum. Sonradan ortaya çıkan bu gruplar için önce teşhis koymak lazım. Avrupa’nın istemediği Müslümanlar mı, yoksa bu yapılar mı?
İşin temelinde emperyalizm ve sömürge var, bu açıdan bakılsa iyi olurdu. Ben Afganistan’a gittim, bulundum ve gözlemledim. Neden Müslümanlar birbiriyle savaşıyor. Bu Amerika’nın Rusya’nın etrafını çevreleyen Müslüman ülkeleri zayıflatma planıdır. ABD Müslümanları silahlandırarak Rusya’ya karşı kullandı. Baskı kuran emperyalistlere karşı oradaki Müslümanlar da silahlanma ihtiyacı hissetti. Burhanettin Rabbani ile arkadaş olan dostu şöyle demiş. Siz silahı ABD’den alıyorsunuz, eğitimi onlardan alıyorsunuz. Sonra işleri bittiğinde sizleri de kullanmayacak mı? O nedenle fotoğrafa büyük bakmak ve İslam ülkeleri üzerindeki bu kâbusa iyi bakmak gerekiyor. AB’de kilise altında halkların ezilmesi İslam’a yönelmeye sebep oldu. Bu nedenle bütün dünyada Müslümanlar terörle anlmalıydı. Bu bir oyundu. IŞİD o bölgeyi ele geçirme ve petrolü ele geçirme amacıyla oradaki Müslümanların oluşturduğu paktı gören batılı, burada IŞİD diye bir yapı oluşturdu. Kendi lehine kullandı. O terör örgütüyle birlikte sizin gördüğünüz Müslümanlar bakın insanları asıyor kesiyor diye kullanıyorlar. Gerçek Müslümanlar, Allah’ı sevenler hiçbir canlıya zarar veremez, öldürmez. İlahi olmayan dinlerin temelinde de cennet arzusu vardır. Asıl soru cennet arzusu olan Müslümanlar nasıl birbirini öldürüyor? Bunun üzerinde durmak gerek.
Davutoğlu’nun konuşmasının tekrarları, “İslami değerlerimize saldıranlara …”
Pervin Mısırlıoğlu müdahale etti; bunun için de kimse öldürülmez…
1 yıl önce hazırlanan bir film senaryosunun 11 Eylül’de kullanılan bir senaryonun parçası olduğunu düşünüyorum. Hiçbir Hıristiyan’ın Müslümanlardan korkmadığını düşünüyorum. İşin özünde para ve çıkar var. Afganistan’da Afganların bombalandığına tanık oldum ama hiçbir yerde yer almadı.
Özcan Kaman (İZDİM): Herkese katılımdan dolayı teşekkür… Günümüzde böyle bir oluşum var, başbakanlığın kamu diplomasi kurumunun da birkaç tane uluslararası sempozyumu olacak. TkMM’yi tebrik ediyorum, erken davrandı.
İslamofobi 11 eylül saldırısı ile literatürümüze hızlı giriş yaptı ve top 10’dan düşmedi. Endülüs’ün, kilisenin çıkardığı bir olguydu. Daha sonra ortak paylaşıma atınca bu ortadan kalktı. Uzun süre konuşulmadı. Ta ki, 11 eylül saldırılarına kadar, biz o zaman Londra Lordlar Kamarası’nda Müslümanların katil olamayacağına dair Fethullah Gülen’in bir videosunu izlettik. Birlikte yaşamak ve birlikte bu sorunların çözüleceği, hiçbir Müslüman’ın terörist olamayacağını, teröristin Müslüman olamayacağı o arada belirtildi.
Yine sayın Gülen’in teşvikiyle aralık ayında “Kutsala Saygı” sempozyumu yapıldı. “Sizin camınız kristalse kimsenin camına taş atmayın” demiş Gülen. Herkesin kutsalına saygı duyun. Filistinlilere de Yahudiler eziyet ediyor ama Yahudifobi yok, vb…
Karşılıklı cevap verildi…
PM: İslamiyet’in çok yayılması mı buna neden oldu diye sordu
Bir jargon olarak evet demiyorum, tam tersine kendimizi tanıtmamış olmamızın ve yeterince diyaloga geçmememizin bir sorun olduğunu düşünüyorum. Dinimizi iyi tanıtsaydık böyle olmazdı.
Dünya liderleri diyor, teröristin dini yoktur. Peygamber de gelince ilk muhatapları, Museviler ve Hıristiyanlardı. Daha sonra ortak alanlar paylaşıldıkça Müslümanları tanıdılar.
Sünni Müslümanlarla büyüdüm ama ehl-i beyt ile bir araya geldiğimde, onlarla tanışınca ortak alan paylaşınca önyargılıydım. Onlar da inanıyorlar, onlar da seviyorlar. İnkâr etmiyorlar, kendilerine göre inanıyorlar.
Samuel Handington’un “Medeniyetler Çatışması” kitabı buradan (Avrupa’da) İslamofobi buradan gelişti. Handington “Medeniyetlerin çatışması kültür yoluyla olacak.” diyor. Mülteciler arttıkça çatışmalar artacak. Katılan da var, katılmayan da. Hizmet hareketi bu kitabın tam tersi, paylaştıkça tanıdıkça giderileceğini bu sorunun asıl…
Sait Nursi- Mısır Üniversitesi gibi bir üniversitenin Türkiye’de kurulmasını istemiş.
Sayın Gülen, papayla görüştüğünde insanlar itiraz etse de “Biz size yardımcı olmak için görüşüyoruz, size teşekkür etmek için değil. Müslümanları anlamanıza yardımcı olmak için görüşüyoruz”.
Her şey cahillik ve eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Bunlar giderilince sorunlar çözülür. Müslümanlar hiçbir zaman zulmetmezler.
Meltem Rusçuklu: Almanya’da 50 yıldır yaşayan komşumuz anlatıyor. Türk kız kardeşini öldürüyor ve namusum için öldürdüm diyor. Adam diyor ki “Biz Türklerde önce namus cinayeti diye bir şey bilmiyoruz diyor.
Adem Sarıkaya (Yurt Gazetesi): Müslümanlardan terörist olmaz diyoruz. Peki bunlar kim? Devamlı bir emperyalist dayatma var; sadece Müslümanlar mı terörist oluyor. Neden başkaları olmuyor. Müslümanların hepsi bu kadar edilgen mi?
Topyekûn iyi, topyekûn kötü diyemeyiz. Toptancı düşünemeyiz. Adem Sarıkaya, ben yurt dışında okudum, arkadaşlarım hadi gelin Türkiye’yi yağmalayalım demedi. Sadece kültür çatışması var.
PM: (Arjantin’de el-Turko’lardan söz etti) Orada bir yaşam var… Her yerde var bu kültür… Mesele kültürlerin bir araya gelmesi değil; bir arada yönetilmesidir…
Mine Topçu: Daha dinledikçe Fransız kadar kafamız karışacak. Bir fotoğraf görüyorum ve alt yazılı mı okumak zorundayım. Adam kafa kesiyor, bunu nasıl okumalıyım? Ben de rahatsızım. Ya onlar Müslüman, ben değilim. Ya da ben Müslüman’ım, onlar değil. Diri diri insan yakmak, küçük kız çocuklarına eziyet etmek… bunlar kabul edilemez. Benim de korkularım olmaya başladı. Niye yapıyor bu insanlar bunu. Dünyada bu kadar sıkıntı varken neden bunlar yapılıyor. Karikatür yaptı diye gidip birilerini yakmalı mı, asmalı mı? Öldürmeli mi? Bunu kınıyorum, reddediyorum. Yapabiliyorsanız siz de mizahla karşı çıkın! Siz de karikatürler yapın. İnançlarına saygımız var ama bu kimseyi kimseye kesme hakkı vermez.
Süleyman Eryılmaz (HDP İl YK): HDK’liyim. Konuşmamı “amasız” yapmaya çalışacağım. Bir kere islamafobiyi burada ben hissetmeye başladım. Bu bize sözde modernite diye dayatılan dünyanın kapitalist modernite diye dayatmasıdır…
Ben inançlı değilim ama bütün fobilere karşıyım… Homofobiye de karşıyım. İsraillerin Müslümanlığa yaptığı için zulüm dendi, bunun da fobi olduğunu düşünüyorum. Devletin yaptığı zulmü halklara maletti. Bu da fobidir. Hiç yapmadığım bir şeyi yaptım ve yerimden müdahale ettim…
HDP ile inanan insanlarla olmaya başladım. Görüldüğü gibi seküler parti değil, muhafazakâr bir parti. Tabanımız aslında muhafazakâr. Ben onlarla birlikte olabiliyorum. Onlara karşı değilim; birlikte bir şey yapmaya çalışıyorum.
Bizlere kapitalist modernitenin dayattıklarını aştığımızda, fobileri de aşacağımıza inanıyorum. Bunları demokratik moderniteye taşırsak sorunları çözeriz.
Sosyalizmle tanıştığımızda ateist olmamız gerektiği söylendi. Sonra fark ettim ki, sosyalistler de Mesihçiymiş, ben “mesihçiymişim”. Ben de aslında kurtuluşu birisinden, bir düşünceden bekliyormuşum. Benim ciddi yüzleşmemi sağladı. Bu da aslında ön yargılarımın da henüz ortadan kalkmadığını gösterdi.
Talat Ulusoy (Yüzleşme Atölyesi): Konuşmak istemedim çünkü çok önemli bir yüzleşme alanı. Dörtlükle başka açıdan söyleyeyim…
lisani yar ile mest ol… hayale dalma gönül… vs.. vs… yâre kavuşma ile… vs vs… 50 yıldan fazla Hisar Camii imamlığı yapmış RAKIM ERKUTLU hocanın bir şarkı sözü. Harika bir neyzen… rufai… İslam’a yakışır… Bir de tango bestelemiş…
Geçenlerde bir toplantıda akademisyen; İslam’ın kök itibariyle terörist olduğunu ispata çalıştı. Bu 1400 küsur sene yaşanmış sosyoloji, siyaset ve kültür. Sadece iman ve din değil mesele… “Bizden böyle olmaz” demek Yaradan’ın Müslümanların hiç mi Allah birinin yolunu şaşırtmıyor. Böyle bakınca bir tek İslam’dan konuşmak çok doğru gelmiyor bana… bizim buradaki İslam ile Endonezya İslam’ının da farklı olduğunu düşünüyorum….
Müslüman terörist, terörist Müslüman olmaz demek… Yaradan’ın bileceğini bilmek demektir.
Bu memlekette İslam, yolu kesilerek, hayatı deforme edilerek yolunun kesildiğini düşünüyorum. Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasını bir devrim gibi görürüz. Bu aslında bir “devirim”dir. Rakım hoca bir dergâhın piri olmasa bu sözleri nereden çıkarıp söyleyecekti… Biz bunu bitirdik… Resmi törenlerde dönenlerden sadece Mevleviliği tanıdık…
Hepimiz camiden geliyoruz, pür-ü pakız. Bundan kurtulursak hepimiz çok daha iyi anlaşacağız ve bu fobiden de kurtulacağız.
Antartika’ya cami yaparım ama imam müezzin gönderemem… Hepsinin kanunları var…
PM: Tekke ve Zaviyeler’in kapatılması da o zamanki İslamofobiydi.
Tekke, Zaviye ve Cem Evleri CHP’li belediyelerden ibadethane olarak kabul ediliyor.
Erdal Kalkan (İzmir Bağımsız Milletvekili): Toplantıya gelmeden önce hazırlık yaptım. Değerli arkadaşları dinledim. Hem dünyada hem ülkemiz gündeminde hem siyasetin gündeminde olan konuyu tartışacağız.
Her şey anlatıldığı için ben tarihsel süreci ortaya koyacağım…
Müslümanlara karşı bir tavır oluştuğunu görmemiz gerek… (Tarihsel kronolojik sıralama yaptı)
Avrupa’daki Müslüman nüfusun sayısı şu anda 23 milyon.
Sovyetler Birliği, Barbar Karmal’ı iktidara getirdi. ABD ve NATO’nun Sovyetler’i yıkmak için mücahitler, devşirmeler, insanlar gerekiyordu. Bunun çıkış kaynağı Vehabilik’tir.
Anti Sovyetik bir hareket olarak görmüyorum Taliban hareketini. Çıkış noktası anti komünist bir harekettir.
Vehabilik hareketinin temeli; Tanrı tektir. Aklınla, dininle, yaşam tarzınla tekleştireceksin dini. Bu çok tekçi bir yorumdur. Buradan çıkan ilk hareket de El Kaide’dir.
Amerika’yı yıkamadığımız sürece, dünyada bir halifenin yönetimindeki bir İslam devleti mümkündür. El Kaide’nin düşüncesi budur.
IŞİD ile El Kaide arasındaki fark; IŞİD ben bir şeriat devleti kurabilirim diyor.
Bu olay emperyalistlerin, Siyonistlerin bir senaryosu olabilir ama bu yine de bizi kurtarmaz. Önyargısız olacağız. Ben 68 yaşındayım ve ben de Müslüman’ım. Ama bu yaşananlar akıl almaz şeyler. Bırakın bir insanı, bir canlının yakılarak öldürülmesi korkunç. Biz bunu kafamızı devekuşu gibi kuma sokarak izleyemeyiz. Biz Müslüman aydınlar olarak oturup değerlendirmeliyiz tüm bunları.
Siyasette sizin ne dediğiniz önemli değil, insanların sizi nasıl anladığı önemlidir yani algısı önemlidir.
3 darbe gördüm ve darbelere direnen bir aydınım. Türkiye batı tipi bir yapılaşma süreci içerisinde bugünlere geldi. Ben AB’yi çok önemsiyorum. Müslüman toplumlar içerisinde en ileri ve gelişmiş yapıya sahip ülkeyiz.
Suriye’ye kadar AB muktesebatına adım atmak üzereydik. AB’ye girsek, hem AB için hem de bizler için iyi olacaktır.
2002 yılında iktidara gelince hükümet, AB kriterlerini savunuyordu ve eşiğine gelmişti. Sonra birden Erdoğan tam geri dönüş yaparak ne olduysa… tek kişilik bir iktidarın tavrı içine girdi ve bu tavır, inatla, kararla devam ediyor.
Burhanettin Kansızoğlu (İmam Hatip Mezunları Derneği Bşk) sorulara cevap:
Kur’an konusunda: Bütün dinlerde namaz vardır. Biz bilmediğimizin düşmanıyız.
Biz Müslümanlar Kuran’ın Allah tarafından indirildiğini biliyoruz. Kur’an bir yaşam tarzı . olarak geldi ve daha sonra kitaplaştırıldı. O zaman hafızlara ezberletilirdi. Sonra kitaplaştırıldı. Dünyada milyonlarca insan ezbere olarak 1400 yıldır biliyor. O soruyu soran arkadaş yanlış biliyor. Tanımadığımızdan korkuyoruz, bilmediğimiz için. Din vardır ve asıl din Hz. Peygamberin yaşadığı dindir… Bir harfi dahi değiştirilmemiş bir din olarak tanırız İslamiyet’i.
Ayet gelmiş, peygamber yaşamış, biz de biliriz… Bütün dinlerde namaz vardır, yanlış yapsa bir ayet gelir uyarı olurdu… Gelmediğine göre doğrudur… Biz bilmediğimizin düşmanıyız… Farklı dinler vardır…. Vahabilik’te sadece Allah’ın varlığı tanınır. Onun dışındaki her şeye baş kaldırılır. Bu bir ideolojidir. Dayatmadır. Vahabilik Orta Doğu’daki Arapların Osmanlı’ya karşı başkaldırması için İngilizler tarafından oluşturulmuş bir ideolojidir.
Tekkeler erdemli insanların yetiştirildiği bir mektepti.
Gerçek dinin devlet tarafından öğretilmesi temennimizdir.
Özcan Kaman (İZDİM): Yahudi fobim yok… Filistinliler ile Yahudiler arasında tarihsel bir sorun vardı.
1200 yıllardan sonra hiç Kur’an yok dedi; Topkapı Sarayı’nda Hz. Osman’ın Kur’anı vardır. Hafızlar okur, kontrol eder.
Medine vesikası 52 md.’den oluşur ve dünyadaki ilk insan hakları sözleşmesidir. Ve üniversitelerde okutulur.
Hoşgörü ile düşünmek, karşı taraftakini ötekileştirmemek. Orta Doğu’da bir ateş yakıldı ve maceraperestler oraya çağrıldı. Kişi ayrımı yapmaksızın insanlar öldürülüyor.
Meltem Rusçuklu: Davutoğlu Kur’an gönderecekse önce Türkiye’deki bütün evlere Kur’an-ı Kerim göndermeleri gerekir. Rönesans okullarımızda üç tablo vs. olarak öğretildi. Rönesans İncili herkes kendi idilinde okudu. Hukuk dili kendi diline döndü. Erdal bey güzel konuştu ama inanmadığım tarafı AKP’nin AB yoluna inandım dedi ama bu inanılmaz bir hikayeydi. Erdoğan’ın Hikmet Yar ile fotoğraf veren bir zihniyeti AB’nin istemesi mümkün değil!
Erdal Kalkan: Yanlış anlaşıldı. Ben başka dinlerle diyalogun AB ile olacağını ifade etmiştim. Her şey değişir, bir şey değişmez; o da her şeyin değiştiği gerçeği. “Değişmeyen tek şey değişimdir”. Evet, o Hikmet Yar fotoğrafı doğruydu. Ben de DÖZ kurucusuydum. O zaman da tavır koymuştum, şimdi de tavır koydum, istifa ettim. 17-25 Aralık rezaleti. Benim evim yok, sadece eşimin bir evi var… Ben 7 ev sattım. Siyaset zenginleşme yeri değildir ve bu süreçte istifa ettim. Kalkınma Partisi’nden istifa ediyorum dedim, adalet zaten yoktu.
Devrim Öz: Topkapı’daki Kur’an’ın tahrip edildiğini Tayyar Altıkulaç beyan etmişti. 1200 yılında yazılan kitap Fas’da, bunun öncesi ne zaman yazıldı, aslı yok! Kur’an’da açıkça “ÖLDÜRÜN” yazıyor. Bunun için öğretim üyesi getirelim…
Pervin Mısırlıoğlu müdahale edip, “Kur’an’ın 1200 öncesi ve sonrasını tartışmıyoruz. Kılıç ve inancın bir arada olması çok tehlikeli” dedi…
… Karşılıklı konuşmalar… Devrim bey Kur’an’ın ARAMCA yazıldığını iddia etti…
Süleyman Eryılmaz: Talat abinin dediği gibi “Türkiye Latin harflerine geçmekle aslında büyük ölçüde geçmişini silmiştir”.Senelerdir sayın Öcalan demek cezaevine girmekti. Sevgili dostum da sayın Fethullah Gülen dedi… espri yaptı.
“Görüntü ideolojidir” diyene (Meltem Rusçuklu’ya) katılmıyorum. Türkiye Latin harflere geçmekle geçmişiyle bağlarını silmişti.
Bu bizi dedelerimizin mezar taşlarını okuyamaz hala getirmiştir…
PM: Dedelerimize toz kondurmamak, atalarımıza toz kondurmamak… Atatürk’e toz kondurmamak… AKP’ye toz kondurmamak… Fethullah Gülen’e toz kondurmamak… Hepsi eleştirilebilir… Eleştirilebilmeli…
Cem Evleri meselesinde belediyeler bir adım ileri gitti AKP’den.
Özcan Kaman: Erdal Kalkan vekilimle aynı düşünüyoruz. İyiye evet, kötüye hayır. Ama ötekileştirildik. 2014’te iki kez, 2015’te bir kez NT yayınlarının HİRA dergisi ve ülkemizde akademik yayın çıkaran Yeni Ümit dergisi 80 ülkeden İslam alemini bir araya getirip, konferanslar yapıldı…
Geçen hafta 15 İslam ülkesinden… Konumuz muta belası, muta fitnesi ve ailenin korunmasıydı… Biz ülkemize faydalı işler yapmaya çalıştıkça PARALEL OLUYORUZ. İnsanlar mutlu olsun istiyoruz ÖNCE İNSANIZ…
PM: Biz kimseye yaranamıyoruz… dedi…
Fikriye Şahin (Kent Konseyi-İZDİM): 2 yıl önce umreye gittim. Arkadaşlarım, “neden umreye gittin? Sende mi gittin?” dediler ve küstüler. Ben Bulgaristan göçmeniyim annem komünist parti milletvekiliydi ama CHP’li arkadaşlarım tavır koydu ve bana kızdılar. Ben Kur’an okuyorum diye dışlanıyorsunuz, öbür gurupta açıksınız diye dışlanıyorsunuz. İnanamıyorum. Türkiye’yi anlamakta zorlanıyorum. Avrupa’da bu yok. Sokakta bir insanı namaz kılarken görüyorsunuz. Ama İzmir’de olsa mümkün değil!
Avrupa’daki özgürlük İzmir’de bile yok. Kendinizi korumak için susmak zorunda kalıyorsunuz.
Sınır dahi istemiyorum. Herkes Hak’kı bulmak için geldiyse…
Talat Ulusoy: Güney Afrika’da olduğu gibi bir çığlık bekliyorum. Bütün radyolardan yayılınca yüzleşeceğiz. Böyle bir çığlık bekliyorum…
Ama karşılaştığım, öğrendiğim her yeni şey beni ürkütüyor. Ben cahilliğimden şikayetçiyim. Yüzleşmeye engel benim cehaletim…
“İstiklal savaşını” çok rahat kullanıyoruz. Çünkü tek taraflı öğretilmiş… Diğer taraftan da bakmalıyız.
27 eylül 1922 TBMM gizli oturum:……( internetten bulunabilir yazmadım ya da eksik) sevr Müslümanlara geçen malların iadesi… Bu malların geri verilmesi yasadaki diğer şeylerin 1/10’udur….
Hikaye-Adam ablasının kocasını öldürme görevi üstleniyor. Zamanlama hatası oluyor ve kapıyı açamıyor… Murat Bardakçı’nın, Enver paşanın anılarında Talat ne kadar masonsa Enver de o kadar Müslüman…
Bunları gördükçe yüzleşmenin önündeki cehaletimi görüyorum.
Devrim Öz: Atatürk’ün korunması kanununun değişmesi için kanun teklifi vermesini istedi Erdal kalkan’dan.
Erdal Kalkan: Hocamda umutsuzluk gördüm. Benim ilkokul 2. sınıfta torunum var; elektronik cihazları çok iyi kullanıyor. Dünya hızla ileriye ve güzele doğru değişiyor. Maalesef Türkiye’deki odalar, yöneticileri bunu kavramalı. Öncelikle umutluyum.
Önce demokrat olacağız, kendimize, karımıza, çocuklarımıza, sonra etrafımıza, Kürtlere vb…. demokrat olmalıyız.
Bazı konuşmacılar marjinal konuşuyor, bunlara katılmıyorum… Her toplumda marjinaller vardır; umreye gidince kınarlar vb. Ben AKP’ye gittiğimde arkadaşlar Cuma namazı için beni kınadı vb… bu her toplumda vardır…
Şimdi Türkiye’nin bütün meselesi bitti, her şey çözüldü… Siyasal iktidar dörtnala gidiyor… Bir sürü insan yargısız infaz ediliyor… vs. vs. Hepsi bitti de Mustafa Kemal’i koruma kanunu mu kaldırılacak? Bir başkası da çıkar Hz. Muhammedi’n Kur’an’ı okutmayalım diye kanun teklifi verse. 510 belki Atatürk kutsal onlar için.
Sorun demokratik devlet, örgütlü toplum, örgüt birey ile çözülür…
Arkadaşlar 1990 Kaya Erdem ile Güney Kore’ye gitim. Korkunç bir Türk hayranı. O zaman düşündüm Türk okullarını, adam o okullarda okumuş… Sevmiş ve devlet başkanı olmuş… (Cemaat okulları)
1989’da Edirne milletvekili iken Kürtçe serbest olsun diye kanun teklifi verdim. Edirne’de göçmen olmama rağmen; Kürtçü oldum.