YER: MÜSİAD
TARİH: 03.01. 2015
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Abdurrahman Gül ( Evrensel Hafızlar Derneği – Başkan )
2 / Harekata Azadiya İslami ( M. Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
3/ Karayolları Trafik Güvenliği Derneği( Hakkı Tüver – Başkan )
4 / Elazığ STK Platformu ( Resul Şahin – Çalışma Grubu Üyesi )
5 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Şahin Duman – Başkan )
6 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
7 / Kayed ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
8 / Arıcak Kültür ve Dayanışma Derneği ( Abdulkadir Ünal – Başkan )
9 / Palu Gökdere Derneği ( Selahattin Gürgöze – Başkan )
10 / İpekyolu Derneği ( Abdulkerim Avanoz – Başkan)
11 / Ziçev ( Mehmet Güneş – Başkan )
12 / Goncalar Solmasın Derneği ( Hacı Ormanoğlu – Başkan )
13 / Yader ( Salih Çetin – Genel Başkan )
14 / Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Başkan )
MESLEK ODALARI
SENDİKALAR
1 / Eğitim İş ( Ali Çevik – Şube Başkanı )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
Gülnaz Özçelik – Tüm İşçi Emeklileri Derneği YKÜ
GÖZLEMCİLER
Siracettin Sarı ( HAKPAR İl Başkanı )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılım olmadı
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılım Olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mücahit Yanılmaz ( Elazığ Belediye Başkanı )
DİĞER KATILIMCILAR
MEDYA
Kanal Fırat
Kanal 23
Kanal E
MODERATÖR
Resul Şahin ( Elazığ STK Platformu Çalışma Grubu Üyesi )
KONULAR
GENEL KONU:
Devlet – Paralel Yapılar, Güvenlik ve Yargının Saygınlığı
KONUŞULANLAR
1 / Resul Şahin: Her devlet kendini korumak için, vatandaşının geleceğini ve huzurunu muhafaza etmek için kendine ait refleksleri geliştirir ve gerekli kararları alır. Bu durum bütün devletlerin ortak özelliğidir. Paralel yapılar için kısaca şunu söyleyebiliriz; devlete paralel gelişen, halktan desteğini alamayan veya halktan destek bulamayan ve halka rağmen iktidara talip olan ve darbe ve benzeri yollarla iktidara gelmek isteyen gayrimeşru gruplar ve oluşumlardır. Şuna dikkatinizi çekmek isterim; bu oluşumların halk desteği olsa, onlar da siyasete soyunur, amaç ve programlarını açıklar vatandaş ta onları seçer ve gelip istedikleri gibi devleti şekillendirebilirler. Böyle bir umutları olmadığı için de gayrı hukuki yollara başvurmaktadırlar. 28 Şubat ve 12 Eylül bunun en bariz örneğidir. Ya bunlar gibi belli bir ideoloji veya gruplar adına yapılır, ya da başka bir devlet veya devletler adına yapılır. Bugün en çok bahsedilen paralel yapıda, basından takip ettiğimiz kadarıyla başka bir devlet veya devletler adına faaliyet yürüten bir oluşumdur. Bu benim yargım değil, konuşulanlar bu yöndedir. Benim bugün konuşulan paralel yapıyla ilgili bir takım tespitlerim var ama bu paralel yapıdan önce Ergenekon’ un da bir paralel yapı olduğunu söylemek gerekir. Ergenekon operasyonlarında muhakkak masumlarda yargılanmıştır ancak, kimse kalkıp ta Ergenekon adlı bir yapılama olmamıştır diyemez. Tabi buna benzer olarak Türk Ergenekon’ u varda, Kürt Ergenekon’ u yokmu. Onun da varlığı inkar edilemez. Dirsek dirseğe çalışıyorlar ama karşı karşıyaymış gibi bir izlenim yaratıyorlar. KCK de bu yapılanmaya bir örnektir. Bir takım insanlar; devlet şunu yaptı, bunu yaptı diyor ve ben tüm bu söylenenlere saygı duyuyorum ancak ben de o insanlardan merek ettiğim şu üç hususta bir açıklama bekliyorum. Başbakanın ofisine neden dinleme cihazı koyulur ve bunu koyarak ülkenin hangi ali menfaatleri göz önüne alınmış olabilir. Dışişleri bakanının başkanlığında genelkurmay ikinci başkanı ve MİT müsteşarıyla yapılan gizli görüşme neden dinlenir ve neden servis yapılır. Bu sahiplenilmedi ama malum gazete ’’ bizi savaşa sokuyorlar ’’ diye manşet attı. Bu yapılanın casusluk olduğunu kabul bile etmediler. Bir üçüncüsü ise mit tırlarıdır. Öncelikle şunu söylemek gerekir; dünyadaki hemen hemen bütün ülkeler bir takım yardımları istihbarat teşkilatları üzerinden yaparlar. Mit tırlarının aranması yasaktır, şayet işlenen bir suç var ise hesap verecekler bellidir. Ana muhalefetin ’’ Mit şeffaf olacak’’ söylemi hala akıllardadır. İstihbarat örgütlerinin şeffaf olduğu nerede görülmüştür bunu anlamak mümkün değildir. Muhalefet demokrasilerin vazgeçilmezidir ancak bunu yaparken bir takım yapıların etkisinde kalmamak gerekir. Toparlayacak olursak bugün bu üç sorunun cevabı verilemiyorsa bu yapının alt tabakasının oturup düşünmesi lazım ve yeter omuzlarımıza basarak bu ülkeye zarar verdiğiniz demesi lazım. Hükümete değil de ülkeye zarar verdiklerini özellikle vurgulamak isterim. Yargı kim adına olursa olsun, ister devlet adına ister din adına istersen ideoloji adına; şayet yargı bir tarafın adına hareket ediyorsa oradan adalet beklemek mümkün değildir. Adaletin olmadığı bir yerde yargıya saygı duyulmasını beklemekte yanlış olur.
2 / Atik Okuyucu: Ak Parti iktidara geldiğimde devlet içerisinde yeteri kadar kadroya sahip değildi. Oysa bahsedilen paralel yapı uzun zamandan beri devlet içerisinde kadrolaşmıştı. Paralel yapıların bir ideolojisi yoktur. Harp hiledir, hileyi bilmeyenler kaybeder mantığıyla bakacak olursak sayın başbakan bu rolü çok iyi oynadı. Paralel yapılardan parti kurmalarını ve siyaset yapmalarını beklemek çok büyük hata olur. Daha önceleri bir çok iktidar partisiyle dirsek temasına girip konumlarını sağlamlaştırdığını bir çok kez gördük. Bu insanların iyi niyetlerinden dolayı dünyanın birçok yerinde okul açtıklarını söylemek saflık olur. Bunların CİA’ nın emelleri doğrultusunda yapılmış hareketlerdir. Bu paralel yapı KCK ile orduyu çatıştırıp kendi mevzilerini sağlamlaştırdılar. Aynı şekilde Elazığ’ da yapılan İhya Der operasyonları da buna bir örnektir. Ayrıca Ergenekon operasyonlarında içeri atılan askerlerin şimdi tahliye edilmeleri paralel yapının kumpaslarının gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. Dün kumpas kuranlar bugün kendileri kurban durumuna düştüler. Devlet paralel yapılardan temizlenmelidir. Farklı düşünceler ve ideolojiler elbette olmalıdır ancak bunlar birbirlerini kuyularını kazmamalıdırlar.
3 / Abdulkerim Avanoz: Bir yönetimde zaaflar süreklilik arz ederse o yönetim bu tür sorunlarla boğuşmak zorunda kalır. Bu konuda ağlayıp sızlamanın çok yersiz olduğunu düşünüyorum. Devlet her hususta ülkeye hakim olmalıdır. Vatandaşını da koruyacak devleti ve devlet adamlarını da. Ancak 1923’ den beri bir takım kesimler her iktidar döneminde borazanlarını öttürmektedirler. Kendi tarafını kayırma yıllarca yargıda ve emniyette süre geldi. Çok ilginçtir tüm bu yapılanlardan devletin haberi olmamıştır, bu nasıl bir yönetim anlayışıdır. Cizre’ de mahalleler arasında hendekler kazılıyor ve tüm güvenlik güçleri adeta uyuyorlar. Dinimiz diyor ki hak haklınındır, eğer biz Müslüman isek İslamiyet bizim tüm sorunlarımızı çözer. Kendi değerlerimize rağmen batının hukukunu getirip kaos yaratmamızın bir anlamı yoktur.
4 / Abdulkadir Ünal: Ben 7 Şubat 2012’ ye dikkat çekmek istiyorum. Bu tarih başbakanı paralel yapıya karşı harekete geçiren bir olaya sahne olmuştur. MİT müsteşarı başbakanı aramış ve savcı beni ifade vermeye çağırıyor demiştir. Bu olay cumhuriyet tarihinde bir ilktir. Ancak takdiri ilahi tecelli etmiş ve saat 4’de ameliyata girmesi gereken dönemin başbakanı ameliyata gecikmiş ve bunun sonucunda mit müsteşarı başbakana ulaşabilmiş ve daha büyük olayların yaşanması engellenmiştir. Benim; vatanı için, milleti için, dini için mücadele veren tüm cemaatlere saygım sonsuzdur. Ancak inançları kullanarak aynı çatı altında bir araya gelmiş, vatanın ve milletin birliğini bozmaya çalışan yapılanmalara karşıyım. Bu tür yapılanmalara son verilmeli, bunun yanında paralel yapılara destek vermek için bir takım kurumlara sızmış kişiler ortaya çıkarılmalı ve bu kurumlar bu tür insanlardan temizlenmelidir. Bu ülkede tek bir yapı vardır o da Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
5 / Selahattin Gürgöze: Halkın yüzde ellisinin desteğiyle iktidar olmuş bir hükümetin çeşitli hile, entrika ve gizli oyunlarla ses ve video kayıtlarıyla lağvedilmeye çalışılması çok korkunç bir durumdur. Özellikle insanlarımızın çoğunun din için mücadele ettiğine inandığı ve bundan dolayı kendisine duacı olduğu bir hükümete karşı bunların yapılması kabul edilemez. Devletin temeline dinamit koyup onu yıkmaya çalışıp kendi iktidarlarını kurmaya çalışan bu yapılarla mücadele etmek devletin birinci görevi olmalıdır. Bir devlet kendi varlığına kast eden yapılanmalara karşı elbette tedbirler almalı, şayet bunu yapmazsa kendilerini oraya taşıyan insanların vebali onların boynundadır. Her yeni gün bu yapının yeni bir şeyini duyup görmekteyiz. Özellikle inançlı kesime hile ve iftiralarla evlerine bomba koyarak, onların yıllarca cezaevi yakmalarına sebep olmaları sonucu altına girdikleri kul haklarının altından nasıl kalkacaklar bilemiyorum. Umutla beklediğimiz çözüm süreciyle akan kanın duracağına olan inancımız bu tür paralel yapılar vasıtasıyla kırılmak istenmektedir.
6 / Hacı Ormanoğlu: Hep söylerim hole hola (iyilik iyidir). 2015 yılının da iyilikle geçmesini umuyorum. Konu büyük bir konu, bizleri aşan bir konu ancak bizlerde fikirlerimizi söyleyeceğiz tabi ki. 2014 yılı içerisinde yardım götürdüğümüz köyler vardı, şayet kar yağmış olsaydı biz o yardımları o okullara ulaştıramayacaktık. Keşke devletimiz bu yapılarla uğraşmak zorunda kalacağına o köylere yol götürme ile uğraşsaydı. Müslümanların birbirlerine attıkları taşlarla birileri aşağıda kaleler yapmaktadır. Müslümanlar ölçüyü kaçırmıştır. Bizlerin tekrar bu ölçüyü yakalaması gerekir. Peygamber efendimiz diyor ki ’’Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim’’. Güzel ahlak Müslümanlarda olmalıydı. Paralel yapılara gelince tavandaki insanlar birbirlerini yerken, tabandaki insanların suçu nedir. Ezilenler tabandaki insanlardır. 12 yıldır bunlar birbirleriyle kardeştirler, ne oldu da kanlı bıçaklı oldular, neyi paylaşamıyorlar anlamak mümkün değil. Tabi ki paralel diye bahsedilen yapılanmanın 160 ülkede okul açması mümkün değildi. Birileri bu balonu şişirdi. Bizler temeldeki insanları dürüst ve ahlaklı yetiştirmezsek yargıya gelseler yargı düzelmez, sağlığa gelseler sağlık düzelmez. Hangi kuruma gelseler sıkıntı yaşanır. Şahsiyetli ve erdemli nesiller yetiştirmek için maya sağlam olursa her şey sağlam olur.
7 / Mehmet Güleç: Paralel yapılar derken çoğul olarak elde aldığımı bilmenizi isterim. Yoksa sadece bir cemaatin sadece üst düzeyinin yapmış olduğu planlar ve eylemlerden bahsetmek bir eksiklik olur. Oysa esas mesele Doğu ve Güneydoğu Anadolu da meydana çıkmış diğer paralel yapıları ele almaktır. Bakıyoruz bölgenin birçok ilinde hendekler açılmış ve çatışmalar devam etmektedir. Devlet kamu düzenini sağlayamamaktadır. Bizim esas endişemiz bu tür paralel yapılarladır. Birisi yıkıcı ve bölücü strateji geliştirirken öteki ise devleti yönetmek için bir strateji geliştirmektedir. Devletin öncelikli amacı ülkedeki bütün paralel yapılanmalarla mücadele etmek olmalıdır. Devletin bekası, birlik ve beraberliği için bu çabanın gösterilmesi zorunludur. Ülkemizin yüksek medeniyetlere ulaşması için ülkemizin eğitimde ve diyanette büyük değişimlere ihtiyacı vardır. Bugün ilimiz veya bölgemiz Türkiye standartlarının çok altında bir eğitim seviyesine sahiptir. Diyanetin ve milli eğitimin yetiştirdiği nesiller ortadadır. Bunlar bunun vebalini çekeceklerdir. Bu sistemi bozmak için yeni paralel yapılar oluşacak ve yeni darbeler yaşanacaktır. Hatalarımız ve kusurlarımız olabilir, bunları rehabilite etmek lazım ve yeniden tasarlayıp yeni pozisyonlara sokmalıyız. Ancak biz nedense hep bölmeye, parçalamaya ve negatif bakış açısına alışmışız. Bu ilimiz bazında da, ülkemiz bazında da böyledir. Ben bu paralel yapılar içerisinde asıl görülmesi gerekenin ülkeyi bölme noktasına getiren yapılar olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gerçekten ülkemiz bir bölünmeye doğru gidiyor ve hükümet nedense sadece bu paralel yapıyı kendisine hedef seçmiştir.
8 / Aburrahman Gül: Türkiye’ yi bölmek Yahudilerin aslı görevidir. Onlar bu görevlerini yerine getirmeye çalışacaklardır. Bir zamanlar milleti sağcı, solcu diye böldüler sonra da Türk, Kürt dediler. Az önce sunumda da izlediğimiz merhum Erbakan şu andaki paralelciler için ’’ ne hazindir ki onlar da Siyonistlerin hizmetindedirler ’’ demişti. Maalesef inançlı toplum hastadır. İslam’ı yaşamayan bu çağ da hastadır. Bunun içindir ki aileler çökmüş ve toplum bozulmuştur. Bizim hep birlikte bu sorunu nasıl çözeriz bunu düşünmemiz gerekir.
9 / Hakkı Tüver: Devletimizin ayakta durabilmesi için kendisine zarar veren paralel yapıları pasifize etmesi ve ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapması gerekir. Özellikle son 5-6 yılda devleti daha da güçlendirmek için harcanan çabanın bir kısmı da bu tür yapıların ortadan kalkması için harcanmıştır. Şayet bu yapılar olmasaydı harcanan güç ve emek daha farklı yönlere harcanabilirdi. Güvenlik konusunda bakıyoruz bazı yerlerde nahoş olaylar olmaktadır. Halkımızın canı ve malı zarar görüyor. Bunlar doğru şeyler değildir. İnsanlarımız hangi anlayışa sahip olursa olsun birlik ve beraberlik içinde olmaya gayret göstermelidirler. Yargının geçmişte ülkemize yaşattığı sıkıntılar hepimizin malumudur. Suçsuz yere insanlarımızın içeri atıldığına hepimiz tanık olduk. Türkiye jeopolitik olarak çok önemli bir konumdadır. Bundan dolayı bizlere çok önemli görevler düşmektedir. Görüş farklılıklarını bir tarafa bırakıp birlik ve beraberlik için çaba göstermeliyiz.
10 / Murat Özekinci: Bir paralel yapıyı konuşurken öncelikle halkın kişisel gelişimini ele almamız gerekir. Bunun temelinde de Müslüman uyanık olmalıdır mantığı vardır. Türkiye’ deki paralel yapıların temeli ve terörün nedeni Türkiye’ nin dünya üzerindeki konumudur. Günümüze bakacak olursak; biz elimizi yakan ateşi söndürmeye çalışırken ateşi tutan maşayı göz ardı etmekteyiz. Asıl dikkat edilmesi gereken hususun bu olduğunu düşünüyorum.
11 / Ali Çevik: Bizler olaylara bakarken teferruata fazla giriyoruz, esasında geneline bakmak lazım. Bizim asıl sorunumuz demokrasi kültürü sorunudur, hukukun üstünlüğü sorunudur. Adil yargı ve herkese eşit duramama sorunudur. Bizde gücü eline geçiren kendine demokrat oluyor. Üstelik gücü eline geçirmek için de her türlü komployu ve entrikayı çeviriyor. Bundan sonrada ötekileri sindirmeye ve susturmaya çalışıyor. Bu ülkeye demokrasi aşısını ilk vuran Mustafa Kemal’ dir. Demokrasi tuttu tutacak derken birileri beni yönetsin geni yeniden hortlamıştır. 1950’ den sonra bu ülkeye hakim olanlar ülkeyi NATO’ ya göbekten bağlamış ve ülkeyi bir takım karanlık odakların eline bırakmıştır. Bu ülkeyi Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Laik-Anti Laik olarak hep vurdular ama bir türlü çözemediler. Sonrasında da eğitime yöneldiler. Çünkü bakıyoruz son on yılda en çok bakan değiştiren milli eğitim bakanlığıdır. Ben bu ülkede herkesin görüş ve düşüncesi ile bir arada yaşaması gerektiğine inanıyorum. Bu ülkede zalimler siyasetiyle mazlum görünenler vardır. Sernaye sahipleri ülkeye demokrasi gelmemesi için her yolu denediler.
12 / Mehmet Kayabaş: Geçmiş yıllarda milli istihbaratımız görevini layıkıyla ve sağlam bir şekilde yapmış olsaydı darbe girişimleriyle ve paralel yapılarla uğraşmak zorunda kalmazdık. Bizim burada olduğu gibi ülkedeki hemen hemen tüm STK lar ülkenin birliğinden ve beraberliğinden yanadır. Ayrıca dünyanın hiçbir yerinde inancını kullanarak vatanını ve milletini bölmeye çalışan kitleler ve cemaatler yoktur. Ben cemaatlere ve paralel yapılara prim vermememiz gerektiğine inanıyorum. Yargı tarafsız ve adil olmalıdır, aksi takdirde milletimiz de devletimiz de bölünmeyle karşı karşıya kalabilir. Ayrıca ülkemizde bulunan şeyh, molla, hacı ve hocaları hiçbir zaman bir arada göremiyoruz. Genelde her biri kendi taraftarlarına prim verdiğinden bu anlamda bölünmeler yaşanmaktadır.
13 / Gülnaz Özçelik: Türkiye’ de birçok haksızlık vardır, insanlar kendi haklarını savunurken bile suçlu duruma düşebiliyorlar. İnsan hakları yönünden çok zayıf bir ülkeyiz ve vatandaş olarak bu durumdan çok şikayetçiyiz.
14 / Salih Çetin: Asıl konumuza geçmeden önce şuna vurgu yapmadan geçemeyeceğim. Dil konusunu ‘ Türkçe, Kürtçe, Osmanlıca ’ katleden demokrasi nasıl oluyor anlayamıyorum. Asıl demokrasi herkese hoşgörüyle yaklaşmaktır. Devlet illegal örgütler karşısında legal örgütleri desteklemelidir. Legal görünümlü illegal örgütleri bertaraf etmek devletin öncelikli görevidir. Paralel yapıların içerisine yerleşmiş CİA ve MOSSAD ajanları tespit edilip temizlenmeli ve bu yapılar legal hale kavuşturulmalıdır. Her ülkenin bir diğer ülkede ajanları vardır, ancak bizdeki ajanlar bizim ülkemizin bilgisi dahilinde mi buradalar yoksa bizi içten içe bir elma kurdu gibi yemek için mi merak ediyorum doğrusu. MİT’ i yok etmeye çalışan paralel yapılar ülkemize ve milletimize zarar vermektedir.
Bugün Cizre’ deki olaylara baktığımızda güvenliğin önemli bir darbe aldığını görmekteyiz. Yargının adil olması için yargı çalışanlarına yapılan zamlar yetersizdir ve ne kadar zam yapılması gerekiyorsa o kadar yapılmalıdır. Devletler her durum karşısında kendilerini korumak zorundadırlar.
15 / Siracettin Sarı: İşin birazda kökenine bakmak lazım diye düşünüyorum. Bu haksızlıkların ve yolsuzlukların kaynağı nedir diye baktığımızda; cumhuriyetin ilanıyla birlikte çok renklilik, çoğulculuk ve katılımcılık bir kenara itildi. Her şey tek bir görüşe ve otoriteye bağlandı. Dolayısıyla diğer etnik ve dini yapılar dışlandı. Baskı ve şiddet o günden beri devam etmektedir ve çok partili hayata geçmekle de bu mantıkta bir değişiklik olmamıştır. İşte bu mantık hep devlet içindeki karanlık güçleri ve paralel yapıları besledi. Sonrasında ise bu yapılar iktidarlar dizayn etmeye başladılar. Son süreçte adına post modern darbe dediğimiz olaylar da bunun açık bir göstergesidir. Bu anlamda baktığımızda Türkiye’ de hiçbir zaman demokrasi ve insan hakları tam anlamıyla yerleşmedi. Aynı şekilde yargıya da yön verildi ve mevcut hükümetler tarafından vesayet altına alındı ve yargı yönlendirildi. 2002 de iktidara gelen Ak Parti’ nin önü de bu karanlık güçler tarafından kesilmeye çalışıldı. Ancak Ak Parti bu konuda toplumsal desteği de arkasına alarak bir takım önemli adımlar attı. Bu konuda cemaat dediğimiz yapıyla işbirliği yaptığı da hepimizin malumudur. Ne zaman ki kendi aralarında bir iktidar savaşı yaşanmaya başladı o zaman birbirlerine hasım oldular. Örneğin Erdoğan’ ın ‘‘ ne söylediler de yapmadık ve ne istediler de vermedik ’’ söylemi bunun en açık ispatıdır. Yargı bu ülkede hep taraflı oldu. Yapılan bir ankette hakim ve savcılara sorulan; önünüze bir dosya geldiği zaman ve o dosya devlet aleyhine olursa siz hangi yönde karar verirsiniz sorusuna yüzde 55’ i devletten yana kararımızı veririz demiştir. Böyle bir yargının da tarafsız olması mümkün değildir.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
80 den fazla sivil toplum örgütüne E-Mail, SMS, Sözlü olarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
5 milletvekiline ve belediye başkanına E-Mail ve SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, üç tv kanalı (Kanal Fırat, Kanal 23, Kanal E ) katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi