YER: MÜSİAD
TARİH: 11. 10. 2014
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / MÜSİAD ( İbrahim Gök – Başkan )
2 / Tüm İşçi Emeklileri Derneği ( Mehmet Kayabaş – Başkan )
3 / İnsiyatifa Azadiya İslami ( M. Atik Okuyucu – İl Temsilcisi )
4 / Elazığ STK Platformu ( Resul Şahin – Çalışma Grubu Üyesi )
5 / İlim ve Hayra Hizmet Vakfı ( Şahin Duman – Başkan )
6 / Muhtarlar Derneği ( Ali Dabakbaşı – Başkan )
7 / Palu Gökdere Derneği ( Selahattin Gürgöze – Başkan )
8 / KAYED ( Murat Özekinci – Genel Başkan )
9 / Palu Derneği (Muhittin Karabulut – Başkan Yard.)
10 / Karayolları Trafik Güvenliği Der. ( Hakkı Tüver – Başkan Yard.)
11 / İpekyolu Yardımlaşma Derneği ( Abdulkerim Avanos – Başkan )
12 / Emlakçılar Derneği ( Mehmet Kıran – Başkan )
13 / Bem Der ( Rahim Ataş – Başkan )
14 / Bingöllüler Derneği ( Suphi Döner – Başkan )
MESLEK ODALARI
Katılım Olmadı
SENDİKALAR
1 / Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şb. ( Mehmet Okur – Başkan Vekili )
2 / Öz Büro İş Sendikası ( İrfan Demirtaş – İl Temsilcisi
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Bilal Mukan Aytaç – Elazığ Bldy. Ulaşım Hiz. Müdürü.
2 / Abbas Yıldız – Tüm İşçi Emeklileri Derneği
3 / Hayrettin Solmaz – Öz Büro İş Elazığ Sekr.
GÖZLEMCİLER
1 / Siracettin Sarı ( Hak Par İl Başkanı )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Katılım olmadı
BELEDİYE BAŞKANLARI
Mücahit Yanılmaz ( Elazığ Belediye Başkanı )
MESAJ YOLLAYANLAR
1 / Sermin Balık ( Ak Parti Elazığ Milletvekili )
2 / Şuay Alpay ( Ak Parti Elazığ Milletvekili )
MEDYA
1 / Kanal Fırat
2 / Kanal 23
3 / Kanal E
MODERATÖR
Ercan Sözüer ( Elazığ kMM Girişimcisi )
KONULAR
GENEL KONU:
Ortadoğu’ da Değişen Dengeler ve Türkiye’ nin Dış Politikası.
KONUŞULANLAR
1 / Resul Şahin: Ortadoğu’daki politika 1916 Sykes Picot antlaşmasıyla İngiltere, Fransa ve Rusya tarafından imzalanan gizli bir anlaşmanın ürünüdür. Bu anlaşmaya göre Ortadoğu’ya bir deli gömleği giydirildi. Ancak bununla yetinmeyip içindekileri de delirtmeye çalıştılar. Bu da diktatörler vasıtasıyla gerçekleştirildi. İsrail orada durduğu sürece ve Filistin sorunu çözülmediği müddetçe Ortadoğu’ da huzur ve sükûnet olması mümkün değildir. Bölgenin çıbanbaşı İsrail’ dir. Filistin ve Kudüs meselesi de halledilmediği sürece radikal örgütler. Her zaman kendilerine zemin bulmaya devam edecektir. Her kes de şunu kabul eder ki IŞİD bir projedir. Bu proje dışarıda hazırlandı ancak besleyen Esad’ dır, Esad’ ın uygulamalarıdır. Belki de önceden direkt verdiği destektir. Türkiye’ nin Ortadoğu’ daki dış politikasına bakacak olursak bir defa dış politikanın ayağının yere basması lazım. İnsani olmalı ve diktatörlerden değil halktan yana olmamız gerekir. Diktatörler gelip geçicidir ancak halkların kardeşliği devamlı vardır. Suriye’de de kardeşlerimiz ver Irak’ ta da var Mısır’ da da var. Yıllarca bu coğrafyada hep beraber yaşamışız ancak yüz yıl olmuş aramıza sınır çizmişler. Ne var ki bu sınırlar bizi bölememiştir. Tabi burada Maliki’ nin, Beşar’ ın ve Sisi’ nin uygulamalarına batı kesinlikle destek verdi. Defalarca söylenmesine rağmen Maliki mezhepçilik yapmaya devam etmektedir. Mısır’ da, Suriye’ de ve Kobani’ de yaşananlar birbirinin aynısıdır. Ancak maalesef Kobani’ ye ses çıkaranlar diğerlerine sessiz kaldılar. Bu ilkesizliktir. Oysa hepside bizimdir. Bizler ilkesel olarak zalimin karşısında, mazlumun yanında olmalıyız. Türkiye’ de yaşananlar akıl tutulmasından başka bir şey değildir ama maalesef muhalefet partisinin ve bölgenin hassasiyetini elinde bulundurduğunu iddia eden bir partinin milleti sokağa çağırması kabul edilemez. Bu durum siyasi partiler için bir ölüm fermanıdır. ‘’Biz bitmişiz siyaseten bir şey yapamıyoruz siz ne yaparsanız yapın ‘’ demek istiyorlar. Ortadoğu’ da yaşanan olaylarla cumhurbaşkanımız, başbakanımız, Barzani ve hatta Öcalan bile devre dışı bırakılmak istenmektedir. Bölgenin zengin kaynakları buna gerekçedir. Tüm bunların neticesinde yine cetvelle sınırlar çizilecek ve bölgeye yeni bir dizayn getirmeye çalışacaklar.
2 / Atik Okuyucu: Bugün Ortadoğu’ya bir dizayn getirmeye çalışan uluslar arası sömürgeci güçler bundan önceki dizaynı da vermişlerdi. Ben bir Kürt olarak baktığımda bu uluslararası sömürgeci güçler Kürtleri dört parçaya böldüler. Kürtler söz konusu olduğunda farklı tepkiler ortaya çıkmaktadır. Kobani de, Kamışlo da, Urfa da bir Kürt kentidir. Kürtler Kobani’ de kendi statülerini oluşturmaya çalışıyorlar, onları kendilerine bırakıp saygı duymak gerekir. Elazığ’ daki STK ların halkı sağduyuya davet etmesi sevindiricidir. Ancak Diyarbakır’ da ki gibi arabuluculuk rolü üstlenilmesi gerekirdi. Bilindiği gibi Türkiye’ de karanlık güç odakları vardır. Olaylarda kim öldü, kim öldürdü bunları araştırmak lazım. İsrail-Arap savaşında belki 50 tane insan bile öldürülmedi ama oraya gösterilen tepkiler çok farklıydı. Ben İslami hareketin bir temsilcisi olarak yapılanları tasvip etmiyorum ancak doğal taleplerimizin de terine getirilmesini istiyoruz. Ayrıca çözüm sürecinin devamından da yanayız. Gerek hükümet kanadı, gerekse siyasi partiler olsun barışçı bir dil kullanmaya özen göstermelidirler. Tehditlerle ne devlet bir yere varır ne de Kürtler.
3 / Mehmet Kıran: Maalesef Ermeniler, Yahudiler, Masonlar, Siyonistler asırlardır Müslümanlar üzerinde çeşitli oyunlar oynamaktadırlar. Arapları Osmanlı’ ya karşı kışkırttılar son kalan toprağımız Anadolu’ yu da bölmek istiyorlar. Biz her şeyden önce Müslüman’ız, İslamiyet ise ümmetçiliği emreder. İslam’ da ırkçılık yoktur. Ben diyorum ki; İslam’a vatana, bayrağa kim ihanet ediyorsa bedelini en ağır şekilde ödemelidir. Özellikle hükümete sesleniyorum; vatana karşı gelen benim evladım bile olsa kafasına sıksın ve bu konuda vur emri çıkarsın. Burada asker vurulacak, polis vurulacak çapulcular kalkıp ben Kürdüm diyecek. Kürt isen gidip Kobani’ dekilere sahip çıkacaksın.
4 / Hayrettin Solmaz: Ben bu olaylarda biraz da istihbaratın zaafı olduğunu düşünüyorum. Ben insani ve İslami düşünen bir insanım. Ben şimdi çıksam şu meydanda oyuncak bir tabanca patlatsam polis hemen beni enseler. Bu kadar olay olurken güvenlik kuvvetleri neredeydi. Eğer bir parti ve ya bir STK taraftarlarına sahip çıkamıyorsa onları sokağa çağırmamalıdır. Sokağa çağırdıktan sonra yaptıklarına kefil olamıyorsa bunu yapmamalıdır. Bir diğeri olaylar bu hale gelmişken özellikle medyanın tutumu çok yanlıştır. Sırf birkaç kişi daha fazla ilsen diye medyanın yaptıklarını doğru bulmuyorum.
5 / İrfan Demirtaş: Bu memlekette biz görmedik ancak siz büyüklerimiz gördünüz, milliyetçisi de zulüm gördü, solcusu da, Kürdü de. Bizler tek toprak ve tek millet insanlarıyız. Bugün etrafımız ateş çemberidir. Bizler bu ateşten korunmaya çalışıyoruz. Ülkemiz parçalanmaya çalışılıyor. Başkanımın dediği gibi cumhurbaşkanı da, başbakan da ve hatta Öcalan bile devre dışı bırakılmaya çalışılıyor. Benim annem Kürt, babam Zaza ama ben her şeyden önce Müslüman’ım ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Huzuru sağlamak istiyorsak sağduyulu olup her türlü fedakârlığı yapmalıyız.
6 / Şahin Duman: Çok gariptir ki dünyada sınırlar kalkarken, kimse artık duvarla ve sınırla uğraşmazken bizim hala sınırlarımız tel örgülerle ve mayınlarla döşelidir ve biz hala Türklükle ve Kürtlükle uğraşıyorsak ve Amerika’ da bir zenci ile bir sarışın aynı masada oturup Müslüman’ların bu halini seyredip mutluluğu yaşıyorsa, bizde hala bir sıkıntı var demektir. Bu yeni bir proje değil, 1890 larda başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir. Lozan’ da Wilson iki tane harita hazırlamıştır biri sözde Ermenistan’ dır ancak Kürtler biz de istiyoruz deyince hemen aynı coğrafyayı kapsayacak sözde Kürdistan haritasını bir yıl geçmeden yayınladı. Biz bugün hala bunu okuyamıyorsak ve oynanan oyunu hala çözemiyorsak bu sıkıntımız ciddi bir şekilde devam ediyor demektir. Bu oyun ciddi bir oyundur ve hala devam ediyor. 1916’ da başlayıp 1924’ e kadar devam eden bir hesap var ortada. Musul ve Kerkük üzerinde bir petrol savaşı var ve bu savaşta İngiliz general dedi ki; Kürtler devamlı bizim elimizde bulundurmamız gereken bir materyaldir. Bugün IŞİD’ in beslendiği uluslar arası kaynaklara niyice bakın, çıktığı yere bakın ve bir de PKK’ nin beslendiği kaynağa bakın ve bugün vuruştukları noktaya bakın. Kobani’ de ölenler gerçekten masum insanlar ve gerçekten Suruç’ takilerin akrabalarıdırlar. Ben onların hakkını koruyorum diye çıkıp buradaki halkı perişan ederseniz bir ulusal çizgiden ve İslami bir kimlikten bahsedemezsiniz. Abdullah Öcalan bile Kürtlerin zamanla Türkmenleştiğini, Türkmenlerin de zamanla Kürtleştiğini söylemektedir. Peki o zaman kimi kimden ayıracaksınız. Hep aynı ağızla konuşu; Mossad yaptı, CİA yaptı deriz. Oysa biz bir masanın etrafında bile anlaşamıyoruz. Elazığ gibi bir yerde biz birbirimize laf yetiştirmek yerine fikir üretmeye gidemiyorsak bu insanlar hedefine yavaş yavaş ulaşıyorlar demektir.
7 / Hakkı Tüver: Ben bu yaşananlardan sonra birlik ve beraberlik içerisinde yaşamamız gerektiğine inanıyorum. Kimin Türkçe, kimin Kürtçe konuştuğunun bir önemi yoktur. Bizi bir arada tutan inancımız ve Allah’ a olan bağlılığımızdır. Dış güçler bu bölgede huzurlu bir ortamın yerleşmesini istemezler. Çünkü bunların ileriye dönük hesapları vardır. Bizlerin bu oyunlara alet olmaması gerekir. Bugün Türkiye’ nin Kobani’ ye neden girmediği soruluyor. Ben bu konuda hükümetin en sağlıklı şekilde karar vereceğini düşünüyorum. Türk askerinin çıkıp oraya gitmesiyle sorunun çözüleceğine de inanmıyorum. Çünkü böyle bir durumda Türkiye farklı freaksiyonların hedefi haline gelebilir.
8 / Murat Özekinci: Biz şayet adalet ve demokrasiyi içselleştirmemişsek bence asıl sorun buradadır. Bu toplantıda formatın biraz tersten yürümesi, yani Sayın Mücahit Bey’ in konuşması ve sonrasında bir siyasi parti il başkanına söz verilmemesi kabul edilemez bir durumdur. Yani demek istediğim biz kendi içerimizde bunu sağlayamıyorsak Türk veya Kürt olmamızın bir önemi yoktur.
9 / Mehmet Okur: Gerçekten çok zor bir dönemden geçiyoruz. 16 yaşındaki bir gencin içindekilerin Türk, Kürt, Laz olduğuna bakmadan bir otobüse Molotof atması kabul edilemez. Bizim Müslümanlığımızın etnik kimliğimizin önünde olmalıdır diye düşünüyorum. Bizler Mevlana’ nın ve Yunus Emre’ nin nesilleriyiz ve bu hoşgörüyle hareket etmemiz gerekir. Ortadoğu hiçbir zaman dengede kalmadı, sürekli dengeler değişti. Bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletlerin yapısında da bir adaletsizlik var. Bu adaletsizlik olduğu sürece de dünyada bu tür çatışmalar devam edecektir. 198 ülke bir araya gelse beş daimi üyeden bir tanesinin bile vetosu adil bir müdahaleyi engelleyecektir. Biliyoruz coğrafyamız zorlu bir coğrafyadır. Dört bir yanımızda çatışmalar devam etmektedir. Devletimizin kuruluş felsefesinde ‘‘ Yurtta sulh, cihanda sulh ‘‘ anlayışı vardır. Dışişleri bakanımız komşularla sıfır sorun şiarıyla hareket etti, bu çok güzel bir yaklaşımdır. Bizim Memursen olarak ülkenin menfaatlerinden önce insanlık merhametinin ön planda olması gerektiği gibi bir yaklaşımımız vardır. Ölen her insan için herkesin üzülmesi gerektiğini, mazluma herkesin sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Bu tür konularda politikalar belirlenirken iktidar olsun, muhalefet olsun cesurca hareket etmeli kardeşlik ve barış noktasında bir tutum sergilemelidirler. İktidar olma çabası içerisinde değil de ülke ve insanlık menfaati çerçevesinde hareket etmelidirler diye düşünüyorum.
10 / Abdulkerim Avanos: Kürt halkının demokratik taleplerini dile getirmesini fevkalade normal karşılıyorum. Yalnız bunların demokratik taleplerden ziyade ortalığı karıştırdıklarını görüyorum. Sokaktaki araçları yakmak, belediye otobüslerini içindekilerle beraber ateşe vermek, işyerlerini talan etmek nasıl demokratik bir haktır anlamak mümkün değil. Ben bunu düşmanca bir tavır olarak görüyorum ve şiddetle kınıyorum. Öte yandan bu insanların gasp edilmiş hakları varsa bir an önce verilmelidir. Kanunsuz eylemler de gerekli şekilde cezalandırılmalıdır.
11 / Abbas Yıldız: Bu tür toplantılarda üsluplara biraz daha dikkat edilirse biraz daha iyi olur diye düşünüyorum. Bugün Ortadoğu’ da yaşanan acı bir tablo var. Diyarbakır’ lı biri olarak orada olup bitenleri bir bilseniz içiniz burkulur. Yapılanlar hiç doğru değildir. Ancak maalesef birilerinin oyununa gelindi. Bugün Elazığ’ da bir huzur varsa bazı arkadaşlarımızın sayesindedir. Bu konuda STK lara biraz daha sorumluluk düşmektedir.
Siracettin Sarı: Başından beridir Küçük Millet Meclisi toplantılarına katılmaktayım. Bana göre beş yıl önce birbirimize karşı daha toleranslı ve daha saygılıydık. Dolayısıyla beş yıl önce de söylediğimiz şeylerin bugün masada söylenmemesi gerektiği söyleniyor. Bu bir sivil toplum anlayışı değildir. Bu açıkça resmi güçlerden daha fazla resmi olmaktır. Şu anda Türkiye Kürt realitesini kabul etmiştir. Hak isteme mücadelesi ayrı bir şeydir. Bir şeyi inkar etmek ve yok saymak ayrı bir şeydir. Bu Ortadoğu coğrafyasında en çok mağdur olan halklardan biri de Kürtlerdir. Kasr-ı Şirin antlaşmasıyla ikiye ve Skyes Picot antlaşmasıyla da dörde bölünmüş bir halktan bahsediyoruz. Yavuz Sultan Selim’ in yazışmalarında ve 1. Dünya Savaşı’ nda da adı Kürdistan olarak anılan bölgeyi biz 21. Yüzyılda eğer ağzımıza almaktan korkuyorsak bu yaman bir çelişkidir. Bu tarihi bir gerçekliğin inkarıdır. Asıl bölücülük ve kötülük başkalarının adını vermemektir. Siz Ali’ yi Hasan ve Hüseyin olarak algılarsanız asıl bölücülüğü ve ayrışmayı siz yapmış olursunuz. Biz demokrasiyi içimize sindiremiyorsak, birbirimize saygılı olamıyorsak ve ben bugün kalkıp burada ben Kürdüm diyemiyorsam vay bizim halimize. Biz o zaman ne demokratik, ne adil ne de insani bir toplum kuramayız. Biz parti olarak hep şiddete karşı çıktık ve bugün de yapılan şiddete karşıyız. Kaç gündür Türkiye’ de yapılanları şiddetle ret ediyor ve kınıyoruz. Kim tarafından yapılırsa yapılsın bu Vandalizmdir ve olmaması gerekir. Bunun ne Kürtlere ne de Türklere bir faydası vardır.
12 / Mücahit Yanılmaz: Gündemin buı kadar hassas olduğu bir dönemde böyle bir toplantıyı çok önemli buluyorum. Tabi Elazığ’ımız sivil toplum kuruluşlarının örgütlenmesi açısından zengin bir ildir. Yüzlerce sivil toplum kuruluşumuz var ve bu STK’ lar değişik platformlarda birbirleriyle bağlantılı olarak çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu büyük bir zenginliktir ve bununla ne kadar gurur duysak azdır. Küçük millet meclisi de bunlardan biridir. Burada dile getirilen fikirler ve ortaya konulan görüşler ülkenin yönetiminde olduğu kadar Elazığ’ ın yönetiminde de önemlidir. Adaylık sürecinden beri ‘‘Elazığ Belediyesi’ ni sadece belediye binasından idare etmeyeceğimizi, STK larla birlikte idare edeceğimizi’’ söylemiştik. Ayrıca her konunun uzmanı olan sivil toplum kuruluşuyla beraber yürüyoruz. Hangi sorunu hangi STK ile çözeceksek o STK bizim aynı zamanda çözüm ortağımız oluyor. Bunun olumlu ve başarılı sonuçlarını da görüyoruz.
Ben öncelikte Türkiye’ deki son günlerde meydana gelen olaylarda Elazığ’ ımızın göstermiş olduğu hassasiyeti yine STK ların idraki ile birlikte tehlikenin boyutlarını görerek Elazığ’ da dikkatli, hassas ve emin adımlar atması ve bu olayların dışında tutulması hepimiz açısından oldukça önemlidir. Elazığ’ ımız her zaman istikrarın yanında ve devletine bağlı kalmıştır. Yine her zaman bir huzur adası ve kardeşliğin ortaya konduğu bir kent olmuştur. İnşallah bundan da asla taviz vermeyeceğiz. Bu açıdan tüm sivil toplum kuruluşu temsilcilerini kutluyorum. Her STK’ nın Elazığ’ ın bir huzur limanı olmasında bir payı vardır. Her STK üyelerine sahip çıktığında şehir kendiliğinden bir huzur kenti olmaktadır. Bu olaylar aynı zamanda Elazığ’ ın bölgenin ne kadar stratejik bir ili olduğunu da göstermektedir. Elazığ’ da herhangi bir saldırı, yağma ve talan olmaması Elazığ insanının sağduyusu sayesindedir. Bu açıdan bir Elazığ’ lı olarak hemşerilerimizle ne kadar gurur duysak azdır. Ben şahsen tüm Elazığlılara teşekkür ediyorum. Elazığ ne kadar huzur ve sükûnetin yolunu açarsa, bu aynı zamanda Elazığ’ a ne kadar yatırım geleceğinin de göstergesidir. Yatırım huzurun, mutluluğun ve ulaşımın kolay olduğu yere gider. Dolayısıyla Elazığ bu duruşuyla tüm yatırımcılara; gelin Elazığ’ a yatırım yapın demektedir. Biz Elazığ Belediyesi olarak STK ların yapmış olduğu tüm çalışmalara destek vermeyi öncelikli hedef olarak alıyoruz. Son günlerde Elazığ’ da yapılan 2 tane sempozyumla Elazığ hem ulusal hem de uluslar arası arenaya açılan bir il haline gelmektedir. Dolayısıyla konuşulan bir il ve marka kent olma yolunda ilerlemektedir. Bu hale gelen bir ilin geleceğinin de iyi olacağı söylenebilir. Ben özür dileyerek aranızdan ayrılmam gerektiğini belirtmek istiyorum ancak şu sözü de vermiş olayım; bir sonraki küçük Millet Meclisi toplantısına katılacağımı ve tüm konuşmaları başından sonuna kadar dinleyip, sorularınızı da memnuniyetle cevaplandıracağım inşallah.
SORU – CEVAP
1 / Atik Okuyucu: Seçim dönemindeki vaatleriniz arasında bulunan kaldırım işgallerine son verme bir ara çok güzel işledi, ancak şu anda durmuş gibi görünüyor. Bu çalışma devam edecek mi?
Mücahit Yanılmaz: Kaldırım işgalleriyle ilgili olarak bizim duruşumuzda hiçbir değişiklik yoktur. Ve asla da olmayacaktır. Ramazan ayında açıktan demedik ama havaların aşırı sıcak olmasından dolayı biraz göz yumduk ancak sonrasında aynı istikrarlı duruşumuz devam etmektedir. Kaldırım işgallerine asla izin vermeyeceğiz ve gerekirse çok ağır cezalarla cezalandıracağız. Söz açılmışken temizlik konusunda da çok ciddi çalışma içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim. Ancak ciddi manada bu şehri kirletmek için çalışanlar da var. Biz 350.000 kişinin geleceğini 250 kişiye feda etmeyeceğiz. Araçlara koyacağımız kamera sistemiyle bu sorunu aşacağız inşallah. Çünkü şehrin geleceği şehirde disiplinli bir yaşamdan geçer.
2 / Mehmet Kayabaş: Çok katlı binalarda sığınak ve otopark mecburiyeti vardır ancak geçmiş yıllarda bu zorunluluklara pek uyulmadı, siz de bu konuda müsamaha gösterecek misiniz?
Mücahit Yanılmaz: Bizim 30 Mart’ tan sonra verdiğimiz kesin bir talimat var; otoparkı olmayan hiçbir projeye ruhsat verilmeyecek. Yani belediye ben gelir elde edeyim de, isteyen otopark yapmasın mantığını asla gütmeyecektir. İnşaat yapan herkes kendi inşaatı içinde otoparkını yapmak zorundadır ve bu bizim olmazsa olmazımızdır. Bir ikinci olmazsa olmazımız ise engelli bir kardeşimizin aracından tekerlekli sandalye ile indiğinde hiçbir engelle karşılaşmadan asansöre binip kendi dairesine çıkabilecek bir sistem içerisinde ruhsatları vermekteyiz.
3 / Hayrettin Solmaz: Mülkiyeti belediyeye ait olup özel şahıslar tarafından işletilen işletmelerden gece yarılarına kadar davul, zurna ve havai fişek sesleri yankılanmaktadır. Acaba o bölgede varlıklı insanlar oturmadıklarından dolayımı bu rahatsızlık gündeme gelmiyor? Güney çevre yoluna bağlantı için herhangi bir çalışmanız var mı?
Mücahit Yanılmaz: Bir yerde oturan insanın fakir olması, zengin olması, Türk olması, Kürt olması şahsen benim için hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü biz bu şehirde yaşayan herkesin huzurundan, mutluluğundan sorumluyuz. Bizler son bir buçuk ay içerisinde bu parkların hemen hemen hepsine hak ettikleri cezaları yazdık. Asgari ceza miktarımızda 21.000 liradır. Bu şehirde yaşayan insanları rahatsız eden kim olursa olsun biz de onu rahatsız edeceğiz. Bulvarları yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda şu anda tamamen profesyonel bir ekiple Elazığ’ ın bütünsel ulaşım ana planını yapıyoruz. Bu plan hayata geçirildikten sonra şehirde yaşayanlar çok rahat etmiş olacak inşallah.
4 /Ali Dabakbaşı: Bağıra çağıra dolaşan hurdacılarla ilgili bir çalışmanız var mı acaba?
Mücahit Yanılmaz: Hurdacıların yanı sıra rahatsızlık veren birçok unsur var. Bunun da sebebi bu şehirde yıllarca ‘‘ ben kapıyorsam elimde kalır’’ mantığıdır. Ancak bu şehrin düzenini ve huzurunu bozan ne ise biz bunun üzerine gidiyoruz.
5 / Hakkı Tüver: Cadde sokaklarımızı işgal eden araç kiralayıcılarla ilgili bir çalışmanız var mı?
Mücahit Yanılmaz: Oto Galericiler sitemizi yapmaya başladık. 1 Nisan 2015 tarihinde bitecek inşallah. 104 dükkândan oluşan bu galeri bittiğinde şehir içindeki galerileri oraya alacağız. Beni sevindiren bir diğer şey ise bu galericiler sitesinden sonra toptancıların, hurdacıların ve mermercilerinde bizden site istemesi oldu. Bu konuda da çalışmalarımız olacak inşallah.
ÖNERİLER
ORTAK SONUÇ
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
80 den fazla sivil toplum örgütüne E-Mail, SMS, Sözlü olarak haber verildi.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
5 milletvekiline ve belediye başkanına E-Mail ve SMS atılarak toplantı hatırlatıldı.
MEDYA İLE
İldeki neredeyse tüm yazılı ve görsel basın davet edildi, üç yerel tv kanalı (Kanal Fırat, Kanal 23, Kanal E ) katıldı.
KATILIMCILARLA
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Ercan Sözüer / Elazığ kMM Girişimcisi