YER: Marsiad Toplantı Salonu
TARİH: 02.05.2014 saat 18:30 da
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Kocaeli Bedensel Engelliler Derneği ( İsmet Arguç – Başkan)
2 / Yerel Gündem21 ( Nilgün Doğanay – Üye )
3 / Kocaeli İnsan Hakları Savunucuları Derneği ( Orhangazi Ergin – Üye)
4 / Magder ( Celal Kara –Üye)
5 / TEMA ( Nejdet Kurumanoğlu – Üye)
MESLEK ODALARI
1 / Katılım olmadı.
SENDİKALAR
1 / Memur-Sen ( Zeki Koyun – Üye )
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Nilgün Albayrak Söylemez
GÖZLEMCİLER
1 / Katılım olmadı.
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
1 / Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI
1 / Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ Olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 7 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
1 / Katılım olmadı.
MODERATÖR
Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: "Cumhurbaşkanlığı Seçimi, Cumhurbaşkanının Yetki ve Sorumlulukları"
YEREL KONU:
ANAYASA (Genel konu ile ilişkili olarak)
KONUŞULANLAR
1/ Bahri Odabaş: Herkese iyi akşamlar sunumda da gördüğünüz gibi her yıl 23 Nisan da Ankara’da verdi. 1 yılın değerlendirmesi ve TBMM ziyaretlerimiz oluyor. Bu yılda 22 ilin temsilcileri ve siyasi partilerin katılımı ile toplantılarımızı gerçekleştirdik. Toplantılarda her il, katılımlar hakkında bilgi verdi. Ayrıca bu yıl yurtdışında bu gibi konular nasıl işleniyor, nasıl uygulanıyor onun bilgisi verildi. Birde Norveç Büyükelçisi misafirimizdi, kendi ülkesi hakkında bilgiler verdi. Bu yıl Kılıçdaroğlu’nun başına gelen talihsiz olay sebebi ile güvenlik bizleri içeriye alınmadı. Alınmayacağımızı bilen Ak Parti ve Meclis başkanı randevularını iptal etmişler. Ama CHP’li vekiller kendilerine verilen özel davetiyelerle bizleri içeriye soktular. Diğer tüm parti temsilcileri ile görüştük, bayramlaştık. Türkiye genelinde bir değerlendirme oldu. Güzel bir toplantıydı. Bizler toplantılarımıza devam edeceğiz. Sizlere de geldiğiniz için duyarlılığınız için teşekkür ediyorum. Birde TkMM rozetlerimiz var, toplantı sonunda sizlere takdim edeceğiz. Ayrıca önünüzde bulunan CD ler de kMM lerin bir TV si var. İzleyip takip etmenizi öneriyoruz. Bizim bu toplantılarımız gibi bir oluşum yurtdışında yok arkadaşlar neden derseniz; özgür, şeffaf bir biçimde her görüşün bu zeminde bulunması gündem maddesi ile ilgili kentle, ülke ile görüşlerini ifade edebiliyor olmasıdır. Ayrıca bu bilgiler tutanak haline getirilip, TBMM de her ay bir vekil eşliğinde kamuoyu ve tüm siyasi partilerle paylaşılmaktadır. Sizlerden ricam bir ekip ile birlikte siyasi partileri dolaşmamız ve toplantıların havasını onlara aktarmamızdır. Aynı şekilde basını da dolaşıp, hatta bir canlı yayınla halkımıza toplantıları ve amacını anlatmak istiyoruz. Sizlerden de bu desteği bekliyoruz.
2/ Nilgün Doğanay: Az öncede söylediniz konuşulanlar rapor halinde TBMM sunuluyor. Peki bu raporlar ne kadar dikkate alınıyor, ne kadar uygulanabiliyor? Konuşulan konularla ilgili bir araştırma var mı? Sonuç nedir? Onu merak ediyorum.
3/ Bahri Odabaş: Raporlar tüm siyasi partilere dağıtılıyor. Bir yasa tasarısı olduğunda, konu ile ilgili halkın ve STK temsilcilerinin görüşleri ellerinde hazır done oluyor.
4/ Nilgün Doğanay: Ama sonuçları bizler göremiyoruz. Bizleri önemsiyorlar mı? dikkate alıyorlar mı?
5/ Bahri Odabaş: Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve yetkilerini tartışıyoruz. Yarın bu konu ile ilgili bir yasa çıkacağı zaman bu hazır kaynaklar kullanılacaktır. Ama benim izlenimim Ankara toplantısına katılan vekillerin bizleri dikkate aldıkları yönündedir.
6/ Orhangazi Ergin: Arkadaşlar bugün bir Mazlumder örneği vardır. Başkanımız gerekli bilgileri, toplantıları yapıp konuyu TBMM ne aktarmış ve bugün Kur’an kursları merkezlerde toplanmıştır. Birçok bunun gibi örnekler vardır. Neden kMM de bu gibi bir olay olmasın. Bizler İnsan Hakları Savunucuları olarak genel gündem ile ilgili bir açıklamamız var onu sizlerle paylaşmak istiyorum.
7/ Bahri Odabaş: Anladığım kadarı ile Cumhurbaşkanını da, Başkanı da halk seçsin istiyorsunuz. Başkanlık sistemini destekliyorsunuz. Ama o zaman ne fark olacak bunu anlayamadım.
8/ Orhangazi Ergin: Ne sakıncası olabilir. Halk istediğini seçsin.
9/ Nilgün Doğanay: Amerika’da olduğu gibi diyorsunuz. Ama o zaman tek başlılık olmayacak mı?
10/ İsmet Arguç: Unutmayın Amerika’da 2 tane onları denetleyen senato vardır.
11/ Orhangazi Ergin: Bizler Kur’an-ı Kerim merkeze almalıyız. Hadisleri alıyoruz ama onlar birer felsefedir. Kemalizm de bir felsefedir, Budizm de bir felsefedir, Ülkücülükte bir felsefedir. Bizler Başkanlık sisteminde başkan olacak olan kişilerin felsefelerini bir kenara bırakmalarını istiyoruz. Akli delil ve değerlerin ortaya konması lazımdır. Yetki tek kişide toplanacak çünkü kurumlar arası çatışmalar olmaması içindir. Halk bir kişiyi bilecek onu seçecek, ya da azledecektir. Diktatörlük diyeceksiniz ama öyle değil bizler bunu sandıkta bozabileceğiz.
12/ Nilgün Doğanay: Tek elde idare olduğunda kişi kendi fikir, istek ve düşüncelerini kolayca hayata geçirecektir.
13/ Orhangazi Ergin: Tabi ki şu da yapılabilir, Başkanı seçecek olanlar en alttan üste doğru herkesin katılımda bulunacağı bir heyetle kişiyi belirler ve aday gösterilebilir. Onlarda başkanı seçebilir. Buda bir seçenektir.
14/ Bahri Odabaş: Arkadaşlar konu çok dağılıyor, konumuz Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yetkileridir. Buyrun, İsmet bey.
15/ İsmet Arguç: Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yetkileri konusunda bizler için siyasilerin bu konudaki görüşleri önemlidir. İnsan hakları savunucuları adına arkadaşımız bir açıklama yaptı. Sormak istiyorum. Demokrasi seçimden ibaret midir? Çoğunluk her şey demek midir? Biliyoruz ki; tarihte ve günümüzde birçok olay vardır. En basit örnek Nuh Peygamberin gemisinde kaç kişi vardı? Çoğunluk helak oldu. Ben Cumhurbaşkanlığı makamının bir Noter makamı olduğunu zannediyorum. Keza Sayın Özal, Sayın Gül, Kemalistler iye yerin dibine soktuğunuz insanların onlara verdiği imkanlarla buralara geldiler bunu unutmayın. Bizler için sandık demokrasinin göstergelerinden biridir. Ama. tek başına bir gösterge değildir. Bizler bir yere geldiğimizde oranın kurallarına uymak zorundayız. Bu toplantıda olduğu gibi. Düne kadar Anayasa Mahkemesi çok iyiydi. Şimdi ne oldu da tüh kaka oldu. Ülkeleri yöneten manifesto Anayasa’dır. Bir Anayasamız olmadan yönetilme imkanımız var mı? Bu sebepten Başkanlık sistemini doğru bulmuyorum. Bu bizleri Padişahlığa götürür. Padişahlık iyi olsaydı, ülkemizde ve dünyada terk edilmezdi. Bugün Amerika’da başkanlık sistemi var, ama onları denetleyen alt senatolar var. Bu yıl bütçeleri son anda geçirildi. Obama sıkıntı çekti. Bizde bu kadar güçlü denetleme kurumları yok. Daha Yasama, Yargı, Yürütme yi çekemiyoruz. Evet hak ve özgürlükler insanlara verilmelidir. Halkımız bunun değerini bilmelidir. Bugün biri hakkını savunmaya kalksa olanlar ortadadır. Cumhurbaşkanını halk seçmeli ama yetkileri denetlenebilir olmalıdır.
16/ Bahri Odabaş: Peki kim denetleyecek? Çünkü az önce sunumda da izledik, sadece Vatana ihanetle yargılanabiliyor.
17/ İsmet Arguç: Yasama içerisinde bir yer verilebilir. Ama o yapı içindeki insanlar nitelikli, donanımlı olmalıdır. Tabi bunlar iyi düşünülerek yapılmalı, kurallar ne ise uygulanmalıdır.
18/ Zeki Koyun: Sizin sorunuza cevap değil ama bugün Ukrayna’yı görüyoruz. En üst düzey yöneticisi çıktı, ‘tamam sizin istediklerini kabul ediyorum.’ Dedi. İmzaları attılar. Adamlar 2 saat sonra adamın görevine son verdiler. Şimdi görüyoruz ki, Ukrayna karıştı.
19/ Celal Kara: Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yetkileri çok önemli konular bu akşam için hazırlıksız geldim sizlerden özür diliyorum. Çünkü ben bir kurumu temsilen geldiğim için ağzımdan çıkanlar önemlidir. Bu konun bir daha ki ay şahsım adına hazırlanıp tekrar konuşulmasını öneriyorum.
20/ Bahri Odabaş: Celal bey konular mutfak ekibimiz tarafından ülke gündemine göre her ay belirleniyor. Ama bir sonraki toplantıya kadar ülke gündeminde olur ise tekrar konuşabiliriz. Kurum adına değil de şahsı görüşlerini belirttiğinizi söyleyebilirsiniz. Bizim toplantılarımız sadece STK için değil, halkımızda katılıp görüşlerini söyleyebilir.
21/ Nejdet Kurumanoğlu: Tema Vakfı olarak öncelikli görevimiz toprağı, suyu, havayı korumaktır. Bir ülkede demokrasi yoksa toprağı, havayı, suyu koruyamazsınız. Bu ülkemizde de, dünyada da böyledir. Öncelikle hukukun bağımsızlığı sağlanmalıdır. Seçilecek olan Cumhurbaşkanı kim olursa olsun yetki ve sorumluluklarını bilmeli ve dışına çıkmamalıdır. ‘Bu yasa eksik ama arkadaşım göndermiş, Anayasa Mahkemesi gereğini yapsın.’ Dememelidir. Yetkilerini kullanmaktan çekinmemelidir. İnsanlar birbirini sevmese de, saygı duymayı öğrenmek zorundadır. Bugüne kadar dindar kesime zülum yapıldı. Bugünde diğer kesimlere zülum yapılıyor. İşte bu olmasın. Herkes herkese saygılı olsun. Dinlesin, anlamaya çalışsın ve diyaloglarını sürdürsün diye düşünüyorum. Teşekkürler.
22/ Zeki Koyun: Memur-Sen adına toplantıya katılıyorum. Önceliğimiz sivil anayasadır. Biz 2010 yılında referanduma destek vermiştik. Ayrıca Sivil Anayasa Platformu üyesiyiz. Türkiye’nin en büyük sorunu Sivil bir Anayasa olmamasıdır. Askerler tarafından yazılmış bir Anayasamız var. Cumhuriyetin ilk yıllarında Yasama ağırlıkta imiş. Ama darbelerle bugüne gelmişiz. Sunumda Evren’in yetkilerini kullanmadığı söylendi. Kişiler önemli değildir, asıl kurallar önemlidir. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi bir sıkıntıdır. Şuan aynı tarafta olmaları sebebi ile güzel bir tablo vardır. Ama Sayın Gül Başbakan, Sayın Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı iken bir görüntü aklımdan çıkmıyor. Sayın Gül, Sayın Sezer’e bir şeyler anlatıyor. Sayın Sezer, sağa sola etrafına bakıyor. Sayın Gül’de koluna dokunup beni dinler misiniz? Dercesine bir görüntü var. Bizler bunu yaşadık daha kötüsü de olabilir. Bu meclis aritmatiği ile Anayasa değişikliği olacağına inanmıyoruz. Cumhurbaşkanının devam edeceğini, Başbakanın ‘biz Anayasa değişikliği yapmak istedik ama izin vermediler.’ Diyerek halka gideceği kanısındayız. Türkiye’de bugüne kadar çok olmazlar olmuştur. Bu ülkede yaşıyoruz. Ülkemizin kalkınmasını istiyoruz. Ama Başkanlık sistemine çokta sıcak bakmıyoruz. Teşekkür ederim.
23/ Nilgün Doğanay: Bende bir iki cümle söylemek istiyorum. Normal şartlarda zaten kanunlar bellidir. Cumhurbaşkanının iktidar ve muhalefet dışında donanımlı, lider vasıflarında, herkesin takdir ettiği bir kişi olmasını şahsım adına istiyorum. Az öncede bahsedildi, Başbakan, Cumhurbaşkanı danışıklı olmamalıdır. Gerektiğinde yetkilerini kullanmazsa bu bir sorundur, kullanmalıdır. Adayları merak ediyorum. Başbakanın kesin olmamakla beraber aday olacağı kanısındayım.
24/ Zeki Koyun: Hatırlarsınız Ecevit hükümetinde, Sayın Recai Kutan bile Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemiş ve kazanmıştır. Sonrasında ise Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlatarak ekonomi alt üst olmuştur. O zamanlar benimde mark borcum vardı. Arabamı satmak zorunda kalmıştım. Bunun gibi nice örnekler vardır. Bence uyumlu olmalılar.
25/ Nilgün Doğanay: Bence parti yetkililerinden olmamalıdır. Ama yeri geldiğinde yetkilerini kullanmalıdır diyorum. Ama iktidarın adayı olacak gibi gözüküyor. Adaylarla ilgili bilginiz varsa paylaşın lütfen teşekkürler.
26/ Celal Kara: Arkadaşımızın anlattığı Anayasa kitapçığının fırlatıldığı zaman ben emekli olacaktım. Almam gereken tazminatım develasyona uğramış ve değer kaybetmişti. Ben bu olaya şahsi kaybım olarak bakmıyorum. Sayın Sezer’in Cumhurbaşkanı olması ülkemiz için büyük bir şanstı. Ama yaşanan olayın basına yansımalarından sonra alttan alta çürümeye başlamış olan ekonominin durumu belli idi. Bir kitapçığın fırlatılması ile ekonomi o hale gelmedi. Kabul etmediğim bir Anayasa olsa da, Fetret devri yaşamaktansa, Anayasa olmamasından iyidir. Anayasa çok önemlidir. Cumhurbaşkanının yetki ve sorumlulukları sonuçları çokta etkilemez. Bizim devlet yapımızda temelden bir çürüme var. Bu çürüme örgütsüz bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor. 1. Dünya Savaşında çıkan güçlü bir Osmanlı Devleti içinde Kemalist diye tabir ettiğimiz bir halk ayaklanması vardır. Mustafa Kemal sonradan bu hareketin başına geçmiş ve TBMM onu Başkomutan ilan etmiştir. 12 Eylül öncesi 2 milyon sendikalı işçi varken, günümüzde 650 bin civarındadır. Bunun yanında memurlar sendikalaşmıştır. Şimdi sendikaların yapısını düşünürsek körler sağırlar birbirini ağırlar şeklindedir. Önce demokrasi demeliyiz. 12 Eylül’le beraber bizlere sorulmadan ülkemizi, kentimizi değiştirme fikirleri devam etmektedir.
Tarihte Condersa diye bir düşünür, aynı zamanda bir burjuva demokrasiyi şöyle tarif etmiştir. ‘Demokrasi en geniş en sınıfların maddi ve manevi ekonomik, sosyal bakımdan kalkınması iyileşmesi demektir.’ Demiş. Günümüzde ‘Peygamberimiz kadınlara çok önem verirdi.’ diyorlar. Bismillah diyerek her işe başlarlar. Demokrasi olmadan kadın hakkı da olmaz, insan hakkı da olmaz. Bakıyoruz istatistiklere kadın cinayetleri, kadına şiddet artmış durumda, işte ‘5 milyonun dediği değil 70 milyonun dediği olur.’ Gibi söylemler yanlıştır. Bu yüzden bizleri çok kolay ve çeşitli bir biçimde ayrıştırabilirler. Tarihte İslam inancına, insan hakların, kadın haklarına baktığımızda bugünkünden daha büyük bir demokrasi olduğunu göreceksiniz. Dinin temelinde demokrasi vardır. Sonradan yozlaşmıştır. Birde Biat var. Biat en demokratik seçimdir. Siyasetçilerimizde birer toplum mühendisidir. Ülkeyi bu mühendislikle yönetirler. Ama bugünkü anlaşıldığı gibi değil eskiden toplumdaki erkeklerin hepsi silahlı ve örgütlüdür. Ve ister aşiret deyin ister başka bir şey belli gruplar varmış. Kimsenin kimseye yanlış yapma şansı yokmuş. Türkiye’de Anayasa olacaksa Başbakanda, Cumhurbaşkanı da, parlemanto da demokrasiye uygun olarak seçilir ve halkımız buna biat eder. Türkiye’de ancak böyle refah ve demokrasi olabilir. Çok uzattım özür dilerim, teşekkürler.
27/ Zeki Koyun: Bugün Disk başkanı CHP vekilidir. Hak-iş keza Ak Partilidir, Bayram Meral CHP lidir. Dolayısı ile işçi kesiminin mecliste bir karşılığı vardır. Sendikalarda, siyasi partiler gibidir. Delegeler adayları belirler. Ama vatandaş bakar, bu hangi eylemde vardı? Hangi sorunu çözdü? Diye. Örneğin; Sefa Sirmen bu şekilde seçilmiş ve aday olmuştur. Ve bunun gibi birçok örnek var. İnsanlar kendini ifade eder, geri durmazsa değerli ve kıymetli olabilir. Dinlediğiniz için teşekkürler.
ÖNERİLER
1 /
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİMVe
SİVİL TOPLUM İLE
78 Sivil Toplum Kuruluşlarına yazılı, e-mail ve telefonla davetler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e-mail yolu ile davetler yapıldı.
MEDYA İLE
12 basın yayın kuruluşuna e-mail yolu ile toplantı bildirildi. Basın mensubu katılımı olmadı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
02.05.2014 Kocaeli kMM Toplantı Tutanağı
previous post