Yer : Radyo Munzur Ofisi
Tarih : 02.10.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler
Girişimci İş Kadınları Derneği (Fidan Aydın – Dernek Başkanı)
Anafatma Kadın Dayanışma Derneği (Fatma Çiçek – Dernek Başkanı)
Tunceli Bedensel Engelliler Derneği (Bedri Es – Dernek Başkanı)
b.Meslek Odaları
Ziraat Mühendisleri Odası (Haydar Evcin – ZMO Temsilcisi)
TMMOB ( Fethi Kılıç – TMMOB Temsilcisi)
c.Sendikalar
d. Kanaat Önderi, Bireyler, Diğer Katılımcılar
Katılan Milletvekilleri:Milletvekili katılımı olmadı
Belediye Başkanları: Belediye Başkanı katılımı olmadı
Mesaj Yollayanlar:
Moderatör: Nazım Arslan (TkMM Girişimcisi)
Gözlemciler:
Diğer Katılımcılar:
Medya:
Tuncelinin Sesi Gazetesi
Halkın Sesi Gazetesi
Konular:
Genel konu: Kalıcı bir iç barış için neler yapılmalı
Konuşulanlar:
Haydar Evcin: Türkiye’de veya dünyanın sorunlu herhangi bir ülkesinde kalıcı bir iç barışı tesis etmenin yolu esasında uluslar arası silah sanayinin o ülkeden elini çekmesiyle mümkün olur. Ancak ülkemizde durum bunun biraz daha dışında değerlendirilebilir. Türkiye’de Türk ve Kürt halkları arasında devam eden savaşın çözümü noktasında özellikle Kürtlerin taleplerini dikkate alarak somut adımlar atılmalıdır. Halklar arasında bir düşmanlık yokmuş gibi görünse de konu aslında halklar arası düşmanlığa kadar gelmiştir. Her iki halkın önderleri diğer halka karşı kardeşlik hukuku geliştirmeli ve şoven söylemlerden vazgeçilmelidir. Konu hiçbir şekilde ekonomik tedbirlerle çözülebilecek bir konu değildir.
Fidan Aydın: Öncelikle konuyu iki aşamalı değerlendirmek gerekir. Ekonomik boyutu ve siyasi boyutu. Tıpkı Kopenhag gibi. Ülke bir yandan Kürtlerle barışın siyasal tedbirlerini almalı diğer yandan da Kürtlerle sağlanacak barışın devamında önemli bir rol oynayacak ekonomik yatırımları da yapmalıdır. Diğer türlü sadece kendi başına siyasi çabalar çok bir şey ifade etmeyecektir.
Fatma Çiçek: Tabiî ki kalıcı bir iç barıştan kastımız Kürt Sorunudur. Türkiye’de kürt sorunun çözümü ise devletin her türden savaş stratejilerinden vazgeçmesi ile mümkür. PKK’nin de sorumluluğu budur. Ancak PKK dönemsel olarak adımlar atmış olsa bile devlet bu adımların samimiyetine inanmadı. Son olarak Hakkâri’de yaşanan ve sivil bir minibüsü hedef alan saldırıda bu adımları baltalamaya çalışan bir grubun varlığının göstergesidir. Bu örgüt içinde de olabilir devlet içinde de. Sorunların çözümü mutlaka ve mutlaka diyalogdan geçiyor. Bu noktada muhatap sorunu aşılmak zorundadır. Abdullah Öcalan kimse kabul etmese de Kürt halkının önderi durumundadır. Hep devlet adım atsın diyorum. Çünkü Kürt illerinde yaşanan savaşta devlet savaşan taraftır. Cenevre sözleşmesini örgüt savaşılan taraf olarak kabul etmiştir. Savaş taraf olarak devlet adım atmak zorundadır.
Fethi Kılıç: aslında genel kanaatim Fidan Aydın hanımın dedikleriyle aynıdır. Bugün için ekonomik sorunlarını da çözmezsek barışın devamlılığından bahsetmek mümkün olamaz. Tabiî ki barış Kürt ve Türk halkları arasında olacaktır. Kabul edelim ki Kürtlerin talepleri arasında ekonomik beklentiler yok. Diyarbakır’a, Tunceli’ye, Hakkâri’ye fabrika yapın yol yapın demiyor ki örgüt. Ama bugünün şartlarında durum buyken yarın Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesi sonrasında talepler değişecek. Bu talepler karşılanmayınca yine sorun sil baştan olacak.
Bedri Es: Konuya ekonomik bir sorun gibi bakan CHP kendi 1989’da hazırladığı Kürt Raporunda fabrikalarla bu işi çözeceğini düşündü. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Dağa çıkan Kürtler maaş karşılığında çıkmıyor ki. Bu anlamda sorun salt ekonomik bir sorun değildir. Bu nedenle ekonomik tedbirlerle çözülmez. Kürtlerin talepleri dikkate alınmalıdır. Bu her şeyiyle onların dediği olsun demek değildir. Ancak barış için militarist yaklaşımlardan vazgeçilmelidir. Savaşan ve savaşılan tarafların değil her iki kesimin sivil temsilcilerinin masaya oturması gerekir.
Öneriler:
Ortak sonuç:
1. Askeri harekât ve operasyonlar durdurulmalı
2. Kürt halkının önder olarak kabul ettiği kişi ve/veya partiler muhatap kabul edilmeli
3. PKK bu süreci şartsız ateşkes süreci olarak ilan etmeli.
Değerlendirme:
İletişim
a. Sivil toplum ile
12 sivil toplum kuruluşuna haber verildi. TkMM broşürleri dağıtıldı.
b. Milletvekilleri ile
Telefon, SMS ve mail ile 2 vekilimize ulaştık, milletvekili katılı olmadığı gibi mazeret bildiren milletvekili de olmadı.
c. Katılımcılarla
d. Medya ile
5 tane ulusal basın temsilcileri ve yerel basın mensupları davet edildi. İki gazeteci katıldı.
Değerlendirenler: Nazım Arslan (Tunceli kMM Girişimcisi)