Yer : Şanlıurfa Belediyesi Meclis Salonu
Tarih : 8 Ocak 2011
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
MAZLUMDER ( Meral Dervişoğlu-Bşk.)
Sivil Toplum Akademisi (M. Yusuf Akbaş)
Türkiye Arapları Derneği- (Şükrü Kırboğa-Gen. Bşk.)
İHD (Cemal Babaoğlu -Bşk.)
Kürdi-Der (Osman İzgör-Bşk.)
Şanlıurfa Hukukçular Derneği (Ömer Avcı-Bşk.)
Türkiye Yazarlar Birliği (Mahmut Kaya-Yön. Kur. Üyesi)
Elbirliği Derneği (Handan Karataş-Bşk)
Hasta Hakları Koruma Derneği (Cuma Samak-Bşk)
Ehlibeyt Derneği (Rahim Işık-Bşk)
b. Meslek Odaları
Şanlıurfa Barosu (Hikmet Delebe)
Elektrikçiler ve Elektronikçiler Odası (Necmettin Sağlam-Bşk.)
Bakkallar ve Bayiler Odası (Mehmet Altun)
c. Sendikalar
DİSK/Genel İş (Sadık Demir-İl Temsilcisi)
DİSK/Emekli-Sen (Necdet Şansal-İl Temsilcisi)
SES (M. Ali Coşkun-Yön. Kur. Ü.)
MEMUR-SEN/Bozova ilçesi (Mehmet Akcan-Bşk)
Eğitim-Bir-Sen (İbrahim Coşkun-Bşk)
Katılan Milletvekilleri: Yok
Belediye Başkanları: Yok
Mesaj Yollayanlar:
Yok
Moderatör: Mehmet Baransu/Taraf Muhabiri
Gözlemciler:
BDP (A. Kadir Çiçek-Bşk)
BDP (Behçet Öcalan-Bşk. Yrd.)
BDP (Av. Bekir Benek-Bşk. Yrd.)
Hak-Par (Ümit Çiçek)
Hak-Par (Fırat Çelik)
Hak-Par (Fatmennur Kara)
Viranşehir Belediye Başkanı Danışmanı (Şeyhmus Çakırtaş)
İzleyici:
Eğitim-Bir-Sen – M. Fatih Hanpolat
Eğitim-Bir-sen – Hacı Çatkın
MAZLUMDER-Y. Sümeyra Güven
Av. Cüneyd Altıparmak (ŞkMM Destekçisi)
Av. Yahya Demirkol (ŞkMM Destekçisi-Eski Baro Bşk)
İlhan Yılmaz-Öğretmen
Abdullah Kırboğa-Üniversite/Öğrenci
Medya
GapHaber Yazarı(Şeyhmus İdrisoğlu)
Ajans3g Editörü (Şeyhmus Çakırtaş)
Sabri Dişli /TV Programcısı/Köşe Yazarı
GTV
Edessa TV
UrfaHa
Birgün
Kanal Urfa
Sembol Gazetesi
Konular: Demokratik Açılımda Gelinen Yer: İki Dillilik, Özerklik
Konuşulanlar:
Mehmet Baransu: İki dillilikle ilgili çok denemediğimiz bilmediğimiz bir şeyi tartışıyoruz şu anda. Bilmediğimiz bir şey aslında bizi korkutuyor. Ben dört yıldır Amerika’da yaşadım. Bazı yerlerde İngilizce yoktur. New York’ta bazı mahalleler vardır ki sadece Çin’ce konuşulur. Dört veya beş dilin konuşulduğu bölgeler vardır New York’ta ve ona göre tabelalar konulur. Türkiye’de şöyle bir sorun var. Bizim söylemlerimizde bu sorun. Söylemlerimiz birbirimizi rahatsız ediyor. Bir şeyler istiyoruz ama ne istediğimizi tam olarak bilmiyoruz. Demokratik açılım mı dersiniz Kürt açılımı mı dersiniz bir yere hapsetmek çok doğru değil. Biraz sakin olsak ortak akılla bu tartışmaları yapsak çok daha hızlı neticeler alırız. İki dilli yaşam konusunda herkesin bir fikri var. Ortak bir konsensüs olmayınca herkes farklı bir şekilde konuşuyor. Bu söylemlere ve stratejiye biraz dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkçe Kürtçe Arapça ile İngilizcenin de konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Bunu yapmak çok zor değil. İlk etapta korkularımızı yenmek gerektiğini düşünüyorum. Balkanlarda çetelere yenilen bir Osmanlı ordumuz var bu yüzden korkumuz var. Bu bölge çok acılar çekti hele hele son 30 yıldır daha fazla acı çekti. Çözüm noktasında bölgedeki vatandaşlar bir an önce olmasını istiyor fakat bu o kadar kolay değil. Ama ben finalde bunlarla baş edeceğimizi düşünüyorum. Hem siyaset hem sivil toplum kuruluşları ile iki dilli yaşamda çözüme ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Siyasetten fazla şeyler beklemeyin. Kendi gücünüzün farkında olun siz ortak hareket ederseniz başbakan da size uymak zorunda kalır diğer siyasetçiler de. Amerika’da sivil toplum örgütleri çok fazla etkilidir. Lobiler de etkilidir. Biz daha bilmiyoruz yeni yeni öğreniyoruz. Bence sivil toplum örgütlerinin partilerden daha fazla rol alacağını söyleyebilirim. O anlamda sivil toplum örgütleri çok önemli. Burada bir sivil toplum örgütünün açıklamasının yaptığı etki ile İstanbul’daki sivil toplum örgütünün yaptığı etki arasında fark var.
Ümit Çiçek: İlk önce geçmişle yüzleşilmesi gerekiyor. Daha sonra Federal yapının oluşturulması, iki anayasa; bunlardan birisi Türk anayasası olarak kalacak Kürdistan’ınki ise Kürt anayasası olacak ve yapılacak referandumla bağımsız devlet.
Şükrü Kırboğa: Yüzyıl boyunca bizi etiketlediler. Biz hep ihanet etmiş halk olarak anıldık. Ama aslında Araplar hain değil bunun düzeltilmesi gerekiyor. İki dillilik konusu ise Kürtler 2. dil istiyor. Bir etnik yapıdan rahatsızlar. 2. Dil hakkı onlara tanınırsa bu seferde biz Araplar 3. bir ırk olarak ezileceğiz. Ortak Paydamız ‘Din’ olsa aslında bunlara gerek kalmayacak. Suni Araplar özellikle Anadolu’dakiler ortalığı kışkırtacak ve bu belki de bir çatışmaya neden olacaklar diye endişe ediyoruz.
Necdet Şansal: Türkiye’de devlet isterse bu sorun çözülür. Her siyasal meselenin altında ekonomik problemler olduğunu düşünüyorum. Anadilde bir eğitimin verilmemesinin BM insan hakları sözleşmesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Irkçı ve Kemalist yapıdan biran önce kurtulmalı. Artık okullarda ne mutlu türküm dedirtilmesin. Anadil hakkı tanınmalı.
Handan Karataş: Andımızın kaldırılmasını ben de istiyorum. Keskin söylemlerden kaçınılmalı. İnsanların kendi konuştukları diller serbest olmalı varlığı kabul edilmeli.
Mahmut Kaya: Fiili olarak çok dillilik hiç sorun olmuyor sorun siyasi ortama gelince başlıyor. Bu nedenle doğudakiler batıya gitmeli, batıdakiler doğuya gelip gezmeli.
Fatmennur Kara: Biz sadece Kürt halkı değil ezilen bütün halkların özgürlüğünü istiyoruz. Kürt dilinin resmi dil olmasını istiyoruz. Biz artık okul sıralarında anadilimizi konuşmak istiyoruz.
Necmettin Sağlam: Gerekçe ekonomik olduğu zaman tabelalar sorun olmuyor gerekçe politik olduğu zaman dil problem oluyor. Siz kendi kültürünüzü her yere götürüyorsunuz fakat doğuştan gelen hakkımızı bize vermiyorsunuz. Yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi lazım.
Songül Pala: Bölgemizde Kamunun olduğu her yerde Kürtçe’nin olması gerekir. Ayrıca çocukların daha fazla asimilasyona tabi tutulmaması için özel mi olur, devlet mi açar bilemem ama Kürtçe çizgi film kanallarının kurulmasını istiyorum.
İlhan Yılmaz: Üniformalı militarist anlayışın terk edilmesi gerekir. İnsanların kendilerini ifade etmesinin yolunun açılması lazım. Eğitimin içeriği değiştirilmeli.
Cuma Samak: Bir hastanın en temel hakkı kendi doktoruna kendi diliyle şikâyetini anlatabilmektir. Bu nedenle bu iletişimin kurulabilmesi için devlet görevini yerine getirilmeli.
Bekir Benek: Sorun sistem sorunudur. Sivil demokratik katılımcı yeni bir anayasanın yapılması şart.
Meral Dervişoğlu: Daha düne kadar açılımla gelen bir süreç vardı. O süreç, oy kaybı endişesiyle sekteye uğradı.
Fatih Hanpolat: Resmi ideoloji İmam Hatiplere katsayı kısıtlaması getirerek meslek liselerini feda ederek aslında meslek liselerini iyi bir yere getirdiklerini düşündüler. Burada milliyetçi muhafazakâr kesimden de insanların olmasını isterdim bu sorun sadece Kürtler tarafından ya da Araplar tarafından dile getirilir bir sorun değildir. Andımızın kaldırılması konusunda dava açtık zamanında fırtınalar koparıldı şu an çok rahat konuşabiliyoruz bunları. Türkiye’nin tüm bölgelerindeki farklılıkların ders kitaplarında yer alması gerektiğini düşünüyorum.
Osman İzgör: İyi niyetle sorunlar çözülmüyor. Özür dileyerek söylüyorum ben bu safsataya artık inanmıyorum biz Türklerle kardeş değiliz Kürtlerde kardeş deyince eşitlik akla gelirdi. Kürtler kendi kurumlarını kendi çalışmalarını kendileri yapmalılar. Sosyal kurumlar mutlaka ama mutlaka gerek anadilde eğitim gerekse sosyal, sağlık, eğitim ve bunların yöntemlerini kendi demokratik yollarını mutlaka zorlamalıdır ve devletten bir şey beklememelidir.
Sümeyra Güven: Arkadaşlar şimdiye kadar zaten sorunun ekonomik olsun sosyal çözüm önerileri getirdiler. Türk Kürt kardeştir vurgusu çok fazla yapıldı. Biz bunu yaşayarak gördük. Önce psikolojik duvarları yıkmak lazım. İnsanların kafasındaki Kürtlere karşı başka toplumlara karşı önyargıların akademisyenler tarafından aktivistler tarafından yok edilmesi lazım. Söylemlerimize gerçekten dikkat etmek lazım konuşurken haklı iken haksız duruma düşmemek lazım. Haklı olduğumuz noktalarda kendimizi iyi ifade etmemiz lazım.
Abdullah Kırboğa: Türkiye’de 37 farklı millet vardır bu milletler hep göz ardı edilmiştir. Şanlıurfa nüfusunun yüzde altmışı Arap kökenlidir. Milli Eğitim müfredatında Araplar hain olarak gösteriliyor hâlihazırda.
Fırat Çelik: Federal devletler üniterdir, yani bileşik ve tektir ancak merkezci değildir. Birinci Dünya Savaşından sonra Kürtlerin kaderleri dört ülkenin eline bırakıldı. Kopenhag belgesi azınlık mensuplarına anadilde özel ve kamusal alanda eğitim örgütlenme, etnik aidiyet ve kültürü geliştirme hakkı hatta idari otonomiyi tanımayı öngörüyor.
Değerlendirme
İletişim
a. Sivil toplum ile
50 STK‘ya Mail ve/veya SMS ile ulaşılmıştır.
b. Milletvekilleri ile
Vekillere SMS ile ulaşılmıştır. 9 Milletvekili ile ceplerinden bizzat görüşülmüştür.
c.Katılımcılarla
d. Medya
Yerel ve Ulusal basına telefon ve maille ulaşılmıştır.
Değerlendirenler: Mustafa Arısüt
08.01.2011 Şanlıurfa kMM Toplantı Tutanağı
previous post