TARİH: 16 Nisan 2012
YER: Altunizade Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Üsküdar Belediyesi
KONUŞMACILAR: Oral Çalışlar-Betül Bozdoğan
KONU: Devletin ve bireyin sosyal ve ekonomik hak ve yükümlülükleri, mülkiyet-miras
MODERATÖR: Yakup Karabacak
KATILIMCI SAYISI: 15
GİRİŞ VE HOŞGELDİNİZ KONUŞMASI: Yakup Kadri Karabacak
Betül Bozdoğan: Yürürlükte olan anayasamızın 16.maddesinde yer alan yabancılarla ilgili hüküm ülkemizin içinde bulunduğu mevcut konjonktürel durum dikkate alındığında, bazı eklemeleri gerektirmektedir. Ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü ile mütekabiliyet esasları dikkate alınarak eklenilmesi milletler arası hukuka uygun olarak kanunla sınırlandırılabilir hükmünün başına getirilmelidir. Aksi halde yabancıların mülk edinmelerinin önünü almak mümkün olmayacaktır. Ülkemiz toprakları üzerinde hak iddia edilmesi tehlikesi doğabilir.
Yabancıların özelleştirmelerde hak sahibi olmasının önü kesilmelidir.
Çocuk ve kadınlar yararına pozitif ayrımcılık içeren hükümler muhafaza edilmeli ve kesinlikle eşitliğe aykırı sayılmamalıdır. Çalışma hayatında kadınların ve çocukların özel olarak korunmasını ön gören 50.madde hükmü, sosyal güvenlik bakımında özel olarak korunması gerekenler başlığı altında çocuk ve kadınlar lehine düzenlemeye havi 61.madde hükmü, küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hüküm konulabileceğini düzenleyen 141. Madde hükmü, eşitliğe aykırı kabul edilemez. Kadın ve çocuk yararına pozitif ayrımcılık yapan meskul hükümler muhafaza edilmelidir. Anayasamızdaki çocuk haklarıyla ilgili bütün hükümler tarafı olduğumuz birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesiyle uyumlu hale getirilmelidir. Bu maddede sözleşmeye uygun olarak 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır hükmü ayrıca çocuğun üstün yararı ilkesi çocuğun ana-baba tarafından bakılma hakkı bu hükümde yer almalıdır.
Sivil toplum kuruluşları demokrasi yolunda olan her ülke için değerlidir. Dermeklerin ve vakıfların devletin gerçekleştirmekle yükümlü olduğu sosyal hayatla ilgili faaliyetleri gönüllü şekilde destek olma çalışmalarına bağımsız ve rahat bir şekilde gerçekleştirmeleri için serbestlik ilkesi genel kaide olmalıdır. Yabancıların Türkiye’de vakıf kurmaları kısıtlanmalıdır. Yabancı olmaları sebebiyle elde edemedikleri hakları vakıfları kullanarak elde etmeye çalışmalarının önü kesilmeli yani kanuna karşı hile yapmaları engellenmelidir.
Dini veya siyasi duyarlılıklarla askerlik yapmak istemeyenler e bu borçları kamuda çalışarak ödemeleri yönünde bir çözüm önerilebilir.
Oral Çalışlar: Biz demokratik bir anayasa yapacaksak bu yasakçılığı alt eden bir anayasa olmalıdır. Ötekinin hakkını hukukunu savunabilen koruyan sistemin adı demokrasidir. Yabancıların vakıf kurması kısıtlanmamalı. Zaten bu ulusalcılardan biz bu konuda çok çektik. Türkiye’nin küresel dünya ile teması sırasında en çok problem yaratan ulusalcılardan en çok üzerine gittikleri yerlerden biri-bak yabancılar içimizi karıştırmak istiyor-oldu.
O vakıfların birçoğu dünyanın her yerinde var. Ortak evrensel bir kültür oluşturulmasında rolü var. Bunları kısıtlamak yerine bunların zenginleşmesi derinleşmesi toplumun diğer katmanlarıyla iç içe geçeceği bir şeyi talep etmeniz gerekiyor.
Ela Nur Kılınç: Askerlik yapmak istemeyen insanlar kamuda çalıştırılabilir.
Oral Çalışlar: Bu devlet bana hep yabancı geldi. Hiçbir zaman bu devleti kendi devletim olarak benimsemedim. Ben kendi devletim olmasını istiyorum, bu devlette ancak vatandaşın emrinde olan bir devlettir. Biz şimdiye kadar bizi döven bir devlet tanıdık. Bizi döven devletle hiçbir zaman barışmadık. Bu devlet hala bizim değil. Bu devletin bizim olması gerekiyor; yeni anayasada işte bizim devletimizin anayasası; sosyal hakkımızda, toplu sözleşme hakkımızda grev hakkımızda kadınlara tanınan pozitif ayrımcılık hakkı da çocukların korunmasıyla vs bütün bu alanlarda bizim emrimizde olan bizim ihtiyaçlarımıza cevap veren ve bizim yönettiğimiz bir devlet olmalı.
Fitnat Kirişoğlu: Vicdani red hakkı olmalı.