Yer: Adapazarı Belediyesi Meclis Salonu
Tarih: 02 Nisan 2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler
1- Mazlum-Der- Turgay Etçibaşı
2- FETA – Menderes Daşkıran
3- Sakarya Roman Derneği- Orhan Tanyel
4- İHD – Neslin Gümüş
5- Ada fikir kulübü – A.Şadi Tanış
6- SAGED – Rüstem Budak
7- Özgür-Der- Murat Aydoğdu
b. Meslek Odaları
1- İnşaat.Mühendisleri Odası- Hüsnü Gürpinar
c. Kanaat Önderleri:
1- Necati Mert (Hikayeci-Yazar)
2- Zeki Aydıntepe (Gazeteci)
3- Şaban Günel
4- Kemal Vardal
5- Veysel Saka
Katılan Milletvekilleri: Katılmadı
Belediye Başkanları: Katılmadı
Mesaj Yollayanlar: Yok
Moderatör: Ayhan Bilgen
Diğer Katılımcılar:
1- Sakarya Adalet Girişimi – Özkan Güler
2- Sakarya Büy. Şeh. Belediyesi- Rıdvan Sezer
3- Adapazarı Belediyesi-Muhammed Durmaz- Özel kalem md.
4- Sapanca Belediyesi – Cemal Karaağaç
5- Sakarya Romanlar Derneği- Vural Toksal
6- Engin Yıldırım-Sakarya Üniver. Öğ.Üyesi
7- Ersin Kıroğlu- Adp.Belediyesi Bilgi işlem ve Basın Md.
8- Zafer Hasbaş
9- Serkan Cerrahoğlu
10- Fethi Doğan
11- Ali Yüksel
12- Aziz Koçak
13- Vahap Narin
14- Abdullah Şahin
15- Ethem Adıgüzel
16- Şehmuz Aydın
Gözlemciler: Hüseyin Tavas- BDP İl Bşk.
Medya: Yok
Genel Konu “Anayasa ve Referandum” Üzerine Konuşulanlar:
1- Kemal Vardal: Anayasa değişikliği teklifi devrim niteliğindedir. Nedeni karşılıklı kutuplaşmadır. Her şey toz duman içindedir. Teklifin her maddesini tartışılır bulmamama eksik bulmama rağmen bir zıtlaşmaya ve Ak parti tartışmalarına dönüştürülmesi nedeniyle evet denmesini düşünüyorum. Otuz yıldır değiştirilmesi düşünülen anayasanın bu güne gererek taşınması nedeniyle tek bir madde bile olsa değiştirilebilmesi bizlerin yeni değişiklikler, hatta bütünüyle yeni bir anayasa yapabilmemizin önünü açacaktır.
2- Sadi Tanış: Anayasa bir toplumsal sözleşme olduğuma göre toplumsal mutabakatla yapılmalıdır. Hükümet cumhurbaşkanlığı seçim krizinden sonra yapılacak seçimlerde seçilirse anayasayı değiştireceği sözünü vermesine rağmen konuyu yeni seçimlere kadar neden taşıdı. Parti’nin kapatılma davası bunda etkisi olmuş olabilir. Ancak bu güne kadar Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarında tartışmaya açılabilirdi neden yapılmadı. Birden bire önümüze bir değişiklik paketi geldi. Bu bir kazanımdır ama köklü bir değişiklik ötelenecektir. Toplumun talepleri tümüyle karşılanamayacağı için bende içim kan ağlayarak evet diyeceğim. Hükümeti kendisini kurtarmak ve darbecilerle girdiği tıkanıklığı aşmak için kullandığı bir yoldur. Bu da doğrudur.
3- Necati Mert: Şadi’nin söylediklerini benimsiyorum. Değişiklik paketi bir mecburiyetten gelmiş olabilir. Hükümetin darbecilere karşı giriştiği bu mücadelenin kazanılması için bu paketin geçmesi gereklidir. Bu nedenle referandumda evet demek zorundayız. Ama devrim niteliğinde demenin bir duygu ve heyecan ifadesi olduğunu düşünüyorum. Daha fazla değişiklik istenmeli. Konjöktür ve dengeler nedeniyle olamayacağı bilinse bile daha fazlası istenmeli. Mesela DTP’nin önerilerinin bile ötesine gitmeli baraj tümden kaldırılmalı gibi öneriler sunulmalı, 60 seçimlerinde olduğu gibi milli bakiye sistemiyle tek bir oy bile değerlendirilmelidir. Paket eksilterek bile gelse evet denilmeli ama talepler sürekli dile getirilmeli referandum sonrası bile tartışma sürdürülmelidir.
4- Rüstem Budak: Sivil bir anayasa i.in yola çıkılan bu günlerde bireyinden en yukarıya doğru bu toplum sivil bir toplum mudur? Buna da bakmalıyız. Bu toplumun tek sivil anayasası 1921 anayasasıdır. Bundan sonraki bütün anayasalar darbelerle yapılmıştır. Ayrıca anayasa değişiklik tartışmalarında liberal Mehmet Altan’ın görüşleri muteber görülürken DTP, Müslümanların, solcuların v.b. nin görüşlerine bir alt hesapları düşünülerek kuşku ile bakılır.
Bir de halkın düşüncelerinin belirlenmesinde Askerlere güven için yapılan anketler referans alınır. Yüzde yüksekse olumlu, düşükse olumsuzdur. Toplumsal yapımız dini, etnik ve toplumsal cemaatsel yapıdır. Bu cemaatlerde de demokratik anlayış ve yapılanma yoktur. Bu anlayış ve yapılanma değişmeden ülkede sivilleşmenin demokratikleştirileceğine inanmıyorum. Siyasi partiler, dernekler v.s. de cemaat anlayışı içindedir. Tek liderin görüşleri hakimdir, üyeler ise mürit anlayışı ile hareket ederler.Bu liderlerin görüşleriyle belirlenen bir süreç vardır. Dolayısıyla toplum bu sivillik anlayışını ne kadar genlerine, düşüncelerine ve ön kabullerine yerleştirebilirler. Bunun önemi var. Ak partinin önerilerinin alt hesaplarını olduğu ve samimiyetsiz bulmaları düşüncesi bu yüzdendir. 2000 li yıllardan başlayarak gelişen yeni bir toplumsal yapı vardır. Bu 3.kesim sivil anayasa istemi yükseltmektedir. Diren ve baskıyı kıracak İlk kez bir sivil anayasa talebi gündemdedir. Desteklenmelidir.
5- Şaban Günel: Anayasa hukuku hakkında yetkin bir bilgi sahibi değilim. Bu konuda görüş bildirmekte zorlanırım. Ancak, mantığımla baktığımda, Dün birlikte bu anayasaya hayır dediğimiz arkadaşlar bugün evet diyor, evet diyen arkadaşlar ise bugün hayır diyor. Ciddi olarak hastanelik bir durumdayız diyorum. Her iki tarafta geriye doğru bir iç yolculuğa çıkıp ne olduğuna dair düşünce geliştirmelidir. 82 anayasasına evet diyenler kendilerine güvenleri olmadığı ve değiştirebilme iradeleri olmadığını bildikleri için evet dediler. Beğendikleri için değil, benim sözüm geçmez, benim buna müdahil olmam mümkün değil diye evet dediler. Bugün sözümüz geçmeden, müdahil olmadan önümüze konulan bu anayasaya evet dersek ne değişecek. 82 anayasasını önümüze koyduklarında bu anayasa ile devletin yönetilemeyeceğini biliyorduk. Yönetenler besbelli ki ülkeyi anayasasız yöneteceklerdi. Devletin kurumlarının bir kısmı anayasaya uymalarına karşın en can alıcı kurumları bu anayasaya hiç uymadı. Nasıl bir anayasa olursa olsun biz kendimizi seçeneksiz görüyorsak, kendimize saygımız ve güvenimiz yoksa iyi bir anayasa ile de bizi pekala anayasasız yönetebilirler. Herkesin istediği gibi yaşamasına izin veren bir anayasa istiyorum. Demokratik ve sivil demek bile benim talebimi karşılamaz. Dolayısıyla en iyi anayasaya uymama hesap vermeme durumu ortadan kaldırılmadan sonuç değişmeyecektir. Bu ancak toplumu öz güvenini sağlaması ve toplumsal direnç kullanma iradesini kullanabilmesi ile mümkündür. Seçeneksiz kalmak faşizmdir. Bu Ahmet ile Mehmet ile açıklanacak bir şey değildir. Düpedüz seçeneksiziz. Tarihe not düşmek gerek. İleride “kabul etmiştiniz, evet demiştiniz” diye kafamıza kakarlar. Sandık önümüze gelene kadar bu değişikliğin yetersizliği konusunda şerh koymalıyız.
6- Zeki Aydıntepe: 82 anayasasına en kötü sivil yönetimin en iyi cunta yönetiminden daha iyi olduğunu düşündüğüm için evet dedim, bu anayasa teklifine de evet diyeceğim çünkü, Ak parti’nin kuruluş felsefesinin bu anayasayı değiştirmek olduğu inancındayım. Değiştirmezse hiçbir zaman iktidar olamayacağını biliyor. Anayasa değişikliği yapılmadan toplumun önü açılamaz, insan hakları ve özgürlükler adına hiçbir adım atılamaz ve hatta bu toplantılarımızda yaptığımız tartışmalarında hiçbir kıymeti harbiyesi olamaz. Bu nedenle konuya siyasi görüşümle bakmamın doğru olmadığını düşünerek, gazete yazılarımda olsun sohbetlerim de olsun var gücümle evet diyorum. Tümüyle değişmesini sağlayıcı ilk adım olarak düşünüyorum. Parti kapatmaları zorlayacak hükmün yer almasını Ak partinin kendisini garantiye alması olarak değerlendirilmesini doğru bulmuyorum. Bu hepimizin yıllardır dile getirdiği mutabık olduğumuz bir tekliftir. Yeterli bir teklif olmasa da evet diyorum.
7- Menderes Daşkıran: Yapılmak istenenlerle karşı çıkanların belli olduğu bir ortamda hızlı düşünüp karara varmalıyız. Yoksa tartışıyor dan ziyade tüketiyor oluruz. Anlık çözümlerin çözümsüzlüğü daha arttıracağı doğrudur. Tarihten bir örnek vererek durum izahı yapmak isterim. İlhanlılar’ın (Moğol) bağdat’ı işgalinde sonra Bağdatlının biri Moğolu öldüresiye kızdırır. Ancak üzerinde silahı yoktur. Bağdatlıya silahını kuşanıp gelene kadar olduğu yerde durmasını emreder, Bağdatlı da bu emre hiç itirazsız uyar. Durumu Bir itiraz durumu olarak değerlendirmelidir. Anayasa sivil çalışmaları konusunda toplumsal yapımız çok geride kalmış durumdadır. Öncelikle sivil tartışma, müdahale ve irade koyma becerilerimizi geliştirmeliyiz. Gelişen bu irademiz iyi niyetli siyasilerin daha iyi şeyler yapmalarına yol açacaktır.
8- Turgay Etçibaşı: Değişiklik paketindeki ilk üç paketin dışındakiler halkın onayını almaya yönelik süs maddelerdir. İnsan hakları konusu yeterli olarak getirilmemiştir. Durum CHP nin ortası ile gol yapmaya benziyor. İkinci durum ise hayır demek 82 anayasasına onay vermek anlamına geliyor. İkilemde kalıyoruz. Çıtayı yükseltmek adına evet diyebilirim. Anayasayı Mükemmelleştirmekten daha da zor olan kurumların buna uymalarını sağlamaktır.
Bunun için de halkın irade koyma bilincinin yükselmesi gerekmektedir.
9- Murat Aydoğdu: Önümüzde bulunan anayasa paketi sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin yer aldığı değil yukarıdan lütfedilmiş bir pakettir. Siyasal dengelerin, dış konjöktörün, sistemin mecbur kaldığı revizyon paketidir. Üç kısma ayırıyorum. 1.Özgürlükler: Eskisinden geriye gidilmiştir. 2.Bürokratik kurumlar: Hiç değişmemiş. Bir makyaj yapılmış gibi görünüyor. HSYK ve Yargıtay’ın tamamen kaldırılması gerekiyor. 3. Siyasi partiler: burada tamamen pragmatist davranılmıştır. Her katılımcı bir kusur bulabiliyor. Çizgimizi bir yerde belirleyip kalmamalıyız. Zorlamalıyız. Bizim mücadelemizde olmayan bir şeye katılımcı olmalıyız. Anayasa oylaması öncesi ve sonrası kendimizi ipotek altına koymamalıyız. Katılımcı arkadaşlardan evrensel değerler diye zaviyesinde bakıp kendi değerlerini sunanlar oldu. Bu ileride güç ellerine geçtiğinde, arkadaşların itiraz ettiklerine benzemelerine yol açar.
Değerlendirme:
M. Faik Bostancı
Sakarya kMM Hamalı