Yer: BKM (Büyükakten Kültür Merkezi)
Tarih:06 Kasım 2009
Yerel Katılım:
01. İnşaat Müh. Odası Bşk.( Hüsnü Gürpınar)
02. Değirmen Dergisi (Rüstem Budak)
03. Em.Metalurji işçisi (Şaban Günel )
04. Müsiad (A. Şadi Tanış)
05. Psikolog ( Mustafa Topkara)
06. Emekli Sendikacı ( Kemal Vardal )
07. İHD (Neslin Gümüş)
08. Feta Girişimi ( Menderes Dalkıran)
09.Destek Çevresi Çetin Öztürk (Mimar)
10.Destek Çevresi Necati Mert (Yazar)
11.Destek Çevresi Fatih Topçu (Feta)
Milletvekilleri:
1. Ayhan Sefer Üstün (Ak parti)
Belediye Başkanları:
1. Zeynur Özel (Kaynarca Belediye Başkanı)
Medya:
Katılım Olmadı
Moderatör:
Mustafa Topkara (Psikolog)
Konular:
1. Genel konu: Demokratik Açılım
2. Yerel konu: Demokratik açılımın Sakarya’ya yansıması
3. Anayasa konusu: Toplantı ve gösteri yapma
Sakarya kMM 1.toplantısı 06.11.2009 Cuma akşamı saat 19.00 da BKM de Mustafa Topkara’nın moderatörlüğünde toplandı.Genel ve yerel gündem maddelerinin birbirini tamamladığı gerekçesi ile konular birlikte konuşuldu. Mutfağın hazırladığı Kürt açılımı sunumu gösterildi.
Konuşulanlar:
Necati Mert (Yazar):Demokratik açılımı hükümetin yaptığı en hayırlı iş olarak görüyorum. Ali İnci (Hendek bl. Bşk.) rehberliğinde yapılan Diyarbakır gezisine çağrı üzerine katıldım. Gezi boyunca izlenimim, “ Gaffar Okan ‘ın (öldürülen Diyarbakır Em.Md.rü) memleketinden geliyoruz” yada “ramazan ziyareti” gibi utangaç başladı. Burası hariç gezi oldukça verimli idi. Bölge insanı olaya hakim. “Kültürel Haklar” ve “Anadil” gibi acı bir dil kullanıyorlar. Gezinin hayırlı olduğu görüşündeyim. Böyle bir gezi yeniden yapılsa yine katılırım.Ancak Adapazarı siyasilerinin –özellikle Ak partinin- bu alanda başarılı bir çalışma sürdürdükleri söylenemez. Geçen hafta Sami Güçlü (Ak Parti Konya Mv.) Adapazarı’nda bir toplantı yaptı. Seçilerek davet edilmiş olduğunu gördüm. Karşı çıkmalara önlem gibiydi. Davetliler konuşmalarında hiçbir karşı duruş göstermediler. 03.11. 2009 Yeni Sakarya gazetesindeki köşesindeki “Kürt” başlıklı yazısından alıntılar yaparak konuşmasını tamamladı. (yazı ektedir)
Rüstem Budak (Değirmen Dergisi) Sunumu ilgiyle izledim. Türkiye’de siyasetin bir sivil dili oluşması yoluyla sorunlarla yüzleşme süreci başlamış oldu. Bu değişimde Ak partinin öncü olduğu görüşü doğru değildir, sürece denk düşmüşlerdir. Partinin Kürt illerinde yeterli oy alamamış olmaları sürece katılmalarını hızlandırmıştır. Sürece katkı sağlanmalıdır. Yinede sivil siyaset ve sivil toplum örgütlerinin varlığı şüphelidir. Yerelde ise süreç milliyetçi bir bakışla yorumlanmaktadır. Çekingenlik hakimdir. “Milliyetçi değiliz, olmamız mümkün değildir” diyen en Müslüman bile bu milliyetçi söylemin dışına çıkamamaktadır.
Çetin Öztürk(Mimar) Hükümet açılımı ancak aydınlarla anlatabildi. Ben bu açılıma gönülden katılıyorum. Çözüm için yapılan her girişimi canı gönülde destekliyorum. Eğer Kürtlerin bu devlete bağlı olması için en küçük bir neden kalmamışsa ayrılık istemelerini bile doğru buluyorum. Sürece katkı yaptığı sürece hükümet desteklenmeli diyorum.
Hüsnü Gürpınar (İnş.Müh.Od.Bşk) Ben de Diyarbakır gezisine katılanlardanım. Bölge insanıyla olumlu diyaloglarımız oldu. Olumlu görüşlerle geri döndüm. Açılım desteklenmeli sözde kalmaması için elden gelen yapılmalı içi doldurulmalıdır. Akan kanın durması ve kardeşliğin geliştirilmesi için ne gerekiyorsa yağılmalıdır. Yerelde ise ben, Kürtlere karşı ayrılıkçı davranıldığını sanmıyor ve katılmıyorum.
Şaban Günel (Em.Metalurji İşçisi) İmha ve inkar, Kürtleri yok saymaya dayalı söylem ve davranışlarla sorunu çözemeyiz. Ancak erteleriz. Bütün buna rağmen ben daha fazlasını isterim. Ancak Kürtler bu kadarına razı ise ben sorun etmem. Devlet ne istiyorsa hepsini bir defada söylemeli. Silahı bırakın denildi silah bırakıldı. Ardından da şov yapmayın denildi. Bu böyle olmaz. Bölgeye yapılan yatırımlar ne ifade etti. Sorunu ekonomik yatırımlarla çözmenin imkansız olduğu ortadadır. Kürtlerin kültürel varlığı kabulü üzerine çalışma gerekmektedir.
Neslin Gümüş(İHD) Yıllarca silahların gölgesinde yaşamış bir halkın, barış dönemine geçişte sevinçlerini çoşkuyla belirtmelerine şov denmesi beni çok şaşırttı. Ben Türkiye’nin her köşesinde aynı sevinç göterilerini yapılacağını sanmıştım. Türkiye sorunlarıyla yüz yüze gelmeli Kürt sorunu dahil Tüm kırmızı çizgilerini tartışmaya açmalı çözümler üretmelidir
Menderes Dalkıran (Feta Girişimi) Kürt açılımı mutlaka olmalı ve sorun köklü bir şekilde çözülmelidir. Bu konuda olumlu tüm görüşlere katılıyor ve destekliyorum. Yerelde, olayın temel dinamikleri bir yolunu bulup, farklı alanlara çekmeyi başarıyorlar. Yerel TV ler de tartışmalar olaylı sonlandırılıyor. Bu durumda Sakaryalı entelektüellere hakaret edildiğini sanıyorum. Sakarya bu değil. Çatışma kültürünü geliştirerek nemalandıkları için buna çanak tutuyor, entelektüelleri programlarına katmıyorlar. Hiç şartsız insanın canını yakmayacak, var olmalarını sağlayacak dil kullanılmalı. Bu yöndeki çalışmaların içinde bulunulmalıdır.
A.Şadi Tanış(Müsiad) ABD, Kuzey Irak ve AB’nin ortak çıkarları barışı öneriyor deniliyor. TC’nin bu süreci kaçırmaması gerektiği görüşü de var. Hükümette açılım da kervan yolda düzülür mantığı ile hareket ediyor kanaatindeyim. Bütün bunların yanı sıra, bu güne kadar “kanı yerde kalmayacak, hesabı sorulacak” bakışı ile kitlelere yaklaşılmıştır. Şimdi biden bire yakınını kaybedenlere açılım anlatılamaz. Sabır ve zamana ihtiyaç olacaktır. Diyarbakır gezisinde Gaffar Okan’ı ne kadar sevdiklerini gördüm. Sordum, düğünlerinde cenazelerinde hep yanımızdaydı, yoksulu-kimsesizi hiç yalnız bırakmadığını, çetelerin ve gizli servislerin karşısında durduğunu söylediler. Öyle görünüyor ki Anayasa demokratikleştirilmeden Kürt sorununun çözülebilmesi zordur. Bir de devletin çirkin yüzü var. Bu da düzeltilmelidir.
Kemal Vardal (Emekli Sendikacı) Hükümetin ve içişleri bakanlığının açılımın içini dolduracağına inanıyorum. Sorunun çözümü için, kim nasıl ve ne kadar yol alır yada iş yaparsa yapsın desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu açılım kanın akışını durduracak tek yoldur. Başka bir yol tarihte görülmemiştir, sonuç da vermez.Muhalefet tarihsel doğru olan bu açılıma karşı hükümete toplumsal zaaflarla yükleniyor. Ak partinin zxayıf noktalarına vuruyorlar. Bu ahlaki değil. Barışı kim savunuyorsa yanındayım. Bu ABD’nin yok AB’nin diye prejeye karşı çıkmayı doğru bulmuyorum.
FatihTopçu(Feta) Barış, kardeşlik, özgürlük” bunlar güzel sözler. Lozan gidişi öncesi Kürt milletvekillerinin İnönü’ye aman paşamla başlayan dileklerini de hatırlayarak açılımı tartışmada yarar olduğunu düşünüyorum.
ANAYASA İLE İLGİLİ KONUŞULANLAR:
Çetin Öztürk(Mimar) “Bu anayasa tartışmaya açılırsa, yasal değişiklikler yapıldıktan sonra şeriat özlemlerini dile getirecekler” korkusu var. Bu aşılmadığı sürece olmaz. Toplum bu korkularında arındırılmalı ve güven sağlanmalıdır.
Şaban Günel (Emekli Metalurji İşçisi) 1982 Anayasasını yazanlarda yapanlarda bu anayasayla ülkenin yönetilemeyecegini biliyorlardı.
A.Şadi Tanış(Müsiad) Ak parti’nin Anayasa değişikliği konusunda samimi olmadıklarını düşünüyorum. Samimi değiller.
Menderes Daşkıran(Feta Girişimi) Bu anayasa insanı kuşatıyor, nefes alamaz hale getiriyor. Her türlü hak ve özgürlüklere kolayca müdahale edebilmeyi sağlıyor. Yönetenler bu durumu kaybetmek istemezler. Öyle ki, sıradan bir okulda bile yapılan sıradan öğrencilerle ilgili seçimlerde bile okul yönetimi-öğretmen de-çoğunlukla istedikleri gibi sonuç alınması için müdahale ederler. Anayasa demokratikleştirilmelidir
Diğer konuşmacıların tümü yaklaşık olarak biri birilerini destekler konuşmalar yaptılar. “Anayasa değiştirilmeli demokratik bir anayasa yapılmalıdır.” Ortak söyleminde buluştular.Toplantı sonunda konuğumuz olan Ak parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’e söz almak isteyip istemediği soruldu. Konuşmak isteğini dile getirdi. Kendisine söz verildi.
Ayhan Sefer Üstün (AKP Milletvekili) Hükümet bürokratları, başta valiler olmak üzere harekete geçiremiyor. Ordu desen keza öyle bildiğini yapıyor. Her an arıza çıkabilir durumundayız. Ak parti bildiğiniz gibi ihanetle suçlanıyor. Pireyi deve yapan muhalefet, dönüşlerde ki şovu da deve yaptı. Biz de doğal olarak rahatsız olduk. Anayasa konusu da aynı. Anayasayı bir bütün olarak tartışmaya açtık, “Ak parti kendi anayasasını yapıyor” dediler. Birkaç madde değişikliği istesek “Dağ fare doğurdu” denecekti. Bir de üstüne üstlük ihanetle suçlanan bir parti olarak işimiz gerçekten zor.Eğer Vanlı İstanbul’dan, İstanbullu Van’dan vazgeçemeyecekse Bu iş sabırla çözülecektir.
04 Aralık 2009 da toplanma dileğiyle oturum kapatıldı.
Değerlendiren:Faik Bostancı(küçük Millet Meclisi Hamalı)