YER: Ordu Belediye Konservatuarı
TARİH: 05.03.2011 – Cumartesi
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Türk Kadınlar Birliği (Yurdanur CİNEK – Temsilci)
2 / Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği(Ünal ÖZYURT – Başkan Yrd.)
3 / Fındık Üreticileri Koruma Derneği (Eşref BAYRAKTAR – Başkan)
4 / Kent Konseyi Kadın Meclisi (Nevin GÜL – Temsilci)
5 / Gülsultan Kadını Geliştirme Derneği (Nurşen GÜNEY – Başkan)
6 / Ordu Kadını Güçlendirme Derneği (Mihriban YUVA – Başkan)
7 / Ordu Fındık ve Kivi Üretim Pazarlama Kooperatifi(Cengiz KESKİN-Başkan)
MESLEK ODALARI Katılım Yok
SENDİKALAR
1 / Demokrat Eğitimciler Sendikası(Bekir CANDAN – İl Temsilcisi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Katılım Yok
GOZLEMCİLER
1 / CHP Kadın Kolları (Av. Metanet ÖZTÜRK- Başkan)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılım Yok
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılım Yok
MESAJ YOLLAYANLAR Mesaj Yok
DİĞER KATILIMCILAR Katılım Yok
MEDYA
1 / ORT
2 / BTV
3 / Ordu Olay Gazetesi
MODERATÖR Yurdanur CİNEK, Basın
KONULAR
GENEL KONU: “Kadına Yönelik Şiddet (Türkiye’de kadın ne kadar eşit?)”
YEREL KONU: “Ordu ilinde kadın sığınma evlerine ihtiyaç var mı?”
KONUŞULANLAR
1/ Yurdanur Cinek: Gerek sosyal anlamda gerekse aile içinde Türk kadınının, erkeklere göre eşit olmadığını görüyoruz. En başta eğitim almak üzere sektörde yapılacak reformlarla bu durum kökten düzeltilebilir. Kadın ve çocuk tacizini ve tecavüzünün çok daha donanımlı koruyucu yasalarla korunması gerekiyor… “Türkiye’de kadın ne kadar eşit” bunu mecliste bulunan kadın milletvekili ve yereldeki örgütlerde bulunan kadın sayısı ile STK çatısı altındaki kadın sayısı ve özel şirketlerdeki kadın çalışanlardan görebiliriz. Hiçte eşit değiliz.
Ordu’da kadın sığınma evine ihtiyaç olduğunu toplantı anında tespit ettim. Fakat bir kadının sığınma evine gidene kadar olan süreçte kadına yardımcı olmak aile içi, eşler arasında iletişim eğitimlerinin verilmesi gerekmekte…
2/ Ünal Özyurt: Türkiye’de kadınlar yeteri kadar eşit değil. Kadınlar aile içi şiddet ve tecavüze uğrama riski altında. Ekonomik özgürlüğü olmayan kadınların özgüveni de eksik olduğundan daha çok şiddete ve tacize maruz kalırlar. Eğitim ailede başlamalı sevgi ile tanışmayan birey her zaman şiddete başvurabilir… “Türkiye’de kadın ne kadar eşit” meclisteki kadın erkek milletvekilleri toplamına göre matematiksel sonuç belli, bu sonuç muhasır medeniyet için uygun bir sonuç değildir. Mecliste kadın temsilini artırmak zorundayız. Eşitlik ilkesini uygulamalıyız, vurgulamalıyız.
Kadının yanında olmak insancıl bir duygudur. Elbette tacize uğrayanlar için, bir iyileştirme merkezi niteliğinde yerler olmalı. İlimizde kadın sığınma evi olmak zorundadır. Adı da sığınma evi olmalıdır…
3/ Eşref Bayraktar: Türkiye de kadınlarımız bundan 15-20 yıl kadar öncesine gidersek bu günden daha kötü durumla karşı karşıya idi. Şimdi son 4 yıl içersinde bilgi iletişim ve yasaların verdiği sosyal devlet anlayışı ile kadına daha çok sahip çıkıyoruz. Ülke olarak kadına yönelik şiddet konusunda yasalar çıkartıldı. Ama yine de eksikler var. Bazı bölge ve kesimlerde töre cinayetleri görülmektedir. Asıl rahatsızlıklarda bundandır. Türkiye’de kadın ne kadar eşit” meclisteki kadın sayısı hiçte eşit olmadıklarının kanıtıdır. Yerel yönetimlerde bulunan kadın sayısından hiçte eşit olmadıkları yine görülmektedir.
Ordu ilinde kadın sığınma evlerine Türkiyenin her ilinde olduğu gibi ilimizde de ihtiyaç var. Çünkü ekonomik geliri en düşük illerden birisi ve hatta başı çeken sıralamada olduğu için yoksulluk daha fazla durumdadır. Ayrılma ve boşanmalar sıralamasında ve göç vermede Ordu üst sıralarda yer almaktadır. Sivil toplum örgütlerinin öncülük etmesiyle kadınlarımıza destek olmalıyız. Ordu ilinde kadın sığınma evinin yapılmasını sağlamalıyız.
4/ Nevin Gül: Kadına Yönelik Şiddet tanımına baktığımızda; Her ırk, Her etnik köken, Her dinsel ve sosyoekonomik düzeyden kadını etkilemektedir. Kadına uygulanan şiddette Yaş, sosyoekonomik durum, din etnik kökenden etkilenmemektedir. Gebelik, bekârlık, boşanmış olmak, eşinden ayrı yaşamak şiddet görme riskini artırmaktadır. Şiddete maruz kalan kadının özelliklerine bakıldığında Duygusal açıdan katı aile ortamında pasif, Öz saygısı az, bağımlı kişilik, Gelenekselci rol, Sosyal açıdan yalnızdır. Kadına fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet uygulanmaktadır. Kadına fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet uygulanmaktadır. Şiddetin nedenleri: Biyolojik faktörler, Psikososyal faktörler, Psikiyatrik bozukluklar, madde bağımlılığı olabilmektedir. Şiddet Eğilimi ise 16–25 yaş erkek, Evli kadın ve erkekler, Rol değişimleri, uyum problemleri, işten atılma, Kişinin yaşama bakış açısının iyimser yâda kötümser olması, Uyuşturucu ve alkol kullanımı, Eğitim farkı, statü farkı aile içi çatışmalar yaşayan bireyler de daha fazladır. Şiddete karşı risk gruplarına baktığımızda Kadınlar, 30 yaş altı çocuklu kadınlar, Kız çocukları, Adölesan kızlar, HIV+kadınlar, Çocuklar, Yaşlılar, Özürlüler, Evsizler, Mülteciler, Göçmenler, Etnik azınlık gruplarını görmekteyiz. Şiddetin kadın üzerindeki etkilerine gelince; kesi, kırık, iç organ yaralanmaları, İstenmeyen gebelikler, HIV dahil CYBH , PID ve düşük, Kronik pelvik ağrı, astım, baş ağrıları, Depresyon, korku, anksiyete, azalmış öz benlik duygusu, cinsel işlev bozuklukları, obsesif kompülsüf davranış bozuklukları ve intihardır. Türkiye’de kadın ne kadar eşit” TBMM de kadın sayısı kadar eşittir. Bunu bir kadın olarak üzüntüyle karşılıyorum. Umarım kısa zamanda eşitlik söylemlerine yönelik uygulamalar ülkemizde oluşturulur.
Evet, ilimizde acil kadın sığınma evine ihtiyaç vardır. Bunun içinde çalışmalarımız bulunmaktadır.
5/ Nurşen Güney: Şiddet bireyin kendisini, duygu ve düşüncelerini konuşmayla ifade edemediği bir saldırı biçimidir. Bir insanlık ayıbıdır. Şiddetin sebepleri: Alkol, depresyon, geleneksel yapı ve erkeğin genetik yapısı gibi sıralanabilir. Şiddet aynı zamanda ailede de öğrenilir. Gerek aile gerekse okullarımızda verilen eğitimin kökenlerinde şiddete çözüm olunamamıştır. Eğitim ahlak ve erdem yoğunluklu verilmelidir. Şiddette dönük çözüm sebepleri araştırılıp sebeplere göre düzeltmeler yapılmalıdır. Bunun dışında kadın ve erkek farklılıklarını göz önünde bulundurarak kadın- erkeğini erkek kadınını tanımalıdır. Ona göre hareket etmelidir. Erkek gerekir ise öfkeyle mücadele yöntemlerini öğrenmelidir. Kadın da eşinin öfkelendiği şeyleri yapmamalıdır. Erkek değer görmediğini hissettirmek için otorite bende demek için şiddet uygular. O zaman kadın ona değerli olduğunu hissettirmelidir. Erkek bu durumda şiddet kurmaya çalışmaz.
İlimize sığınma evi gerekli. Ama iyice araştırıp hangi formatta ne şekilde kimlerin sorumluluğunda olacağı düşünülerek yapılmalıdır. İlk etap şiddet olmadan, şiddete engel olacak çözümler araştırılıp desteklenmeli. Şiddet olmuşsa “Sığınma evi” ne yani devletin korunmasına alınmalıdır. Fakat batı bunu denedi evindeki şiddetten kaçan kadının başkalarının şiddetine maruz kaldığını gördü. Buna da engel olacak çözümler araştırılmalıdır. Kişiyi en çok seven anne ve babasıdır. Onu en iyi koruyacak onlardır. Bunu topluma öğretmeli. Devlet bir şekilde şiddete uğrayan kadını, anne-babası ve kardeşinin koruyacağı mali desteği vermelidir.
6/ Mihriban Yuva: Kadına yönelik şiddet: Cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarlarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır şeklinde tanımlanmaktadır. Kadına yönelik şiddet en sık olarak birlikte olduğu kişi tarafından uygulanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kadınların 3/1 eşleri tarafından dövüldüklerini beyan etmişlerdir. Kadına şiddette öncelikle topluma farkındalık ve toplumsal cinsiyet eğitimi verilmelidir. Kadın haklarını tam anlamıyla bilmiyor ve kadın şiddetin ne olduğunu da tam olarak bilemiyor. Ekonomik özgürlük kazanmayan kadın, kendine yapılan davranışları sorgulayamıyor… Türkiye’de kadın ne kadar eşit” meclisteki grafik göstergesi eşit olmadığımızın kanıtıdır. Yerel yönetimlerde bulunan kadın sayısı da eşit olmadığımızın göstergesidir. Ordu da kadın sığınma evine Tabiî ki acil ihtiyaç var. Şiddet gören kadının can güvenliği için barınabileceği bir sığınma evi gerekiyor. Son 6 aydır sosyal hizmetlere başvuran kadın sayısı 60-70 arası olduğu Ordu Sosyal hizmetler İl Müdürlüğünce doğrulanmıştır. Kaldı ki, nüfusu 50 binin üzerinde olan yerlerde olması gerekiyor. Ordu ilinde sığınma evinin olması şarttır.
7/ Bekir Candan: Kadınların fiziksel zayıflığının sonucu olarak aile içinde ve toplumda şiddete maruz kaldıkları bilinmektedir. Başlıca nedenleri ekonomik durum, çocukluk etkisi, Alkol, kıskançlık ve sevgisizliktir. Sözlü şiddet ve fiziksel şiddet şeklinde ortaya çıkmaktadır. Maalesef ülkemizde %60-70 oranında kadınlara yönelik şiddet bulunmaktadır. Ailenin kuruluşunun ve gelişiminin temeli olan kadınların şiddetten kaynaklanan etkiler çocuklarının yetiştirilme tarzında da etkili olmaktadır. Yasal düzenlemelerle kadınların toplumdaki eşitlikçi yapısını kurmak ve korumak gerekir. Kadınların fiziksel zafiyeti istismar konusu olmamalıdır. Şiddet ve saldırganlık gören kadınların özellikle bu tür olguların devam edeceği endişesiyle kendilerini güvende hissedeceği bir yere ihtiyaç duymaktadır. Genellikle de ailelerinin yanlarına dönmektedirler. Toplumsal kaygıları bu anlamda en çok yaşayan kadınlar ailelerinin yanında bile uzun süre kalamamaktadırlar. Geçici süreliğine de olsa yetişmiş personel eşliğinde yardıma gereksinim duyulmaktadır. Bu anlamda Ordu ilinde kadın sığınma evi gereklidir. Sığınma evi daha çok psikolojik destek sunmayla yararlı olacaktır. Sosyal ve ekonomik güvenceli olmayan kadınlar için bir fon oluşturulmalıdır ve asgari düzeyde destek verilmelidir.
8/ Av. Metanet Öztürk: Öncelikle Şiddetin tanımına bakmalıyız. Şiddet: Sahip olunan güç ve kudretin yaralanma veya kayıpla sonlanan veya sonlanma olasılığı yüksek bir biçimde bir başka insana, kendine, bir gruba, bir topluma tehdit yoluyla yâda bizzat uygulanmasıdır. Anayasa, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun (1998), Medeni Kanun (2002), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (2004), Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirlere İlişkin Genelge (2006),4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2007),Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik (2008) ve uluslar arası sözleşmeler doğrultusunda uygulamalar yapılmaktadır. Fakat Halen yasal eksiklikler bulunmaktadır. Türkiye’de %35 (her üç kadından biri) fiziksel şiddet görüyor. Doğu örneklerinde ise %40’dır. (Altınay ve Arat, 2007). Kadınların çoğunluğu(%49) kendilerine atılan tokadı ve iteklenmeyi şiddet olarak algılamamakta ve konuyu mahrem olarak görmekte, konuşmaktan çekinmektedirler. Türkiye’de kadınların %60 – %74’ü devletin, eğiterek, sığınma evleri açarak, bu konuda çalışan kuruluşları destekleyerek, ağır cezalar vererek ve polisi eğiterek şiddeti engelleyebileceğini düşünüyor. Altınay ve Arat, 2007 Toplumsal yaşamda rastlanan şiddet şekillerine bakacak olursak, Kendine yönelik şiddet, Kişiler arası şiddet, Organize şiddet, Medya şiddeti, Diğer şiddet şekilleri (çete şiddeti, kan davaları, spor, işyerinde şiddet)Şiddete maruz kalan kadınlara hizmet sunan kurumlar ise STK’lar, Kolluk Kuvvetleri, Adli Kurumlar, Sağlık Kuruluşları, SHÇEK, Barolar, Belediyelerdir.
Türkiye’de 5.000 kadın sığınma evine ihtiyaç var. Sosyal Hizmetlere bağlı olarak Türkiye Genelinde 42 kadın sığınma evi var. İlimizde mutlaka kadın sığınma evi olmak durumunda kaldı ki nüfusu 50 bin üzerinde olan yerlerde kanun gereği kadın sığınma evleri açılmak zorundadır.
9/ Cengiz Keskin: İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?" M.K. Atatürk. Ülkemizde ilköğretim okullarında İnsan olarak kadın ve erkeğin yaratılışlarından kaynaklanan farklılıklarının(kadınlar; daha çok sözel yeteneğe sahip ( Sağ Beyin Ağırlıklı), Erkekler; daha çok uzaysal ve sayısal yeteneğe sahip ( Sol Beyin Ağırlıklı), fiziki ve cinsel, psikolojik vb.) olduğu yönünde eğitimler verilmemektedir. “Cennet anaların ayakları altındadır” hadis. Ana kimdir? Kadın! Yüzde doksanı Müslüman olan bir ülkede “Kadına Şiddet” uygulayan kimdir? Erkek! Erkeği yetiştiren kimdir? Anne! Ülkemizde lise döneminde: Nasıl eş olunur! Anne bana eğitimleri, eşler arası iletişim, Aile içi iletişim, Aile ekonomisi vb gibi eğitimler bulunmamaktadır. Şiddet çocuğun içinde yetiştiği aile yapısıyla ilişkilidir. Ayrıca hiç tanımadığı atalarından gelen genlerle de bir şekilde bağlantılıdır. Müslümanlar için Cuma günleri toplu ibadet (erkek-kadın) ve kitlesel eğitim günleridir. Cuma günleri yapılan vaaz ve okunan hutbelerde artık sistemli toplumsal eğitime gidilmelidir. Bir obeziteyle ilgili imamdan veya vaizden bilgi aktarmak yerine konunun uzmanı olan o yerelde tanınan bir doktordan camilerimizde bilgi aktarılması için bakanlıklar arası girişimler olmalıdır. Kadına şiddet; farkındalık çalışmaları(medya, Okul, internet sayfası, sinema, dizi film, tiyatro, cami, bilbord, bez afişlerle) yapılmalıdır. “Türkiye’de kadın ne kadar eşit” sorusuna ise yerel yönetimler ve TBMM çatışı altında çalışanların sayısını matematiksel ve grafik ortamda net olarak görmekteyiz. Artık kâğıt üzerindeki eşitlik vurgularının uygulamaya konmasını acil olarak istiyoruz. Dünya ülkemizi örnek almaya devam etmelidir. Başta TBMM çatısı altında Milletvekilleri olmak üzere yerel yönetimlerde de yüzde elli kadın olmalıdır.
Ordu da “Kadın sığınma evi”ne acil ihtiyaç olduğu ortadadır. Türkiye’de yaklaşık 15 bin kişiye 1 kadın sığınma evi düşmektedir. Ordu son yıllarda artan kırsaldan şehre ve il dışından aldığı göçe göre büyük il olma yolundadır. Bu nedenle ilimizde uygun bir alan tespit edilerek “Kadın Sığınma Köyü” oluşturulmalıdır. Bu köy içersinde en az 60 metrekarelik 50 adet tipik Karadeniz evleri yapılmalıdır. Burası kadınların; tekstil, turizm, el sanatları merkezi, aşçılık, garsonluk, eğitimi veren ve ürettiklerini satabilecekleri bir kadın kooperatifi altında satış yerleri de olan işletme olabilmelidir. Başta mikro kredilerle de desteklenmelidir. Güvenlik kameraları ile özel güvenlik ekibi tarafından korunmalıdır. Bu konuda kısa vadede taş başı evleri düşünülebilir. Unutulmamalıdır ki, Kadına yönelik şiddet dünyada en yaygın, ancak en az tanımlanmış insan hakları ihlalidir.
ÖNERİLER
1/ Yurdanur CİNEK, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
2/ Ünal ÖZYURT, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
3/ Eşref BAYRAKTAR, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
4/ Nevin GÜL, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
5/ Nurşen GÜNEY, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
6/ Mihriban YUVA, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
7/ Bekir CANDAN, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
8/ Av. Metanet ÖZTÜRK, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
9/ Cengiz KESKİN, Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
ORTAK SONUÇ
1 / Ordu ilinde kadın sığınma evine ihtiyaç var.
2 / TBMM çatısı altında milletvekilleri sayısının %50 erkek, %50 kadın olmalıdır.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
45 Sivil toplum kuruluşuna e-maille duyuru yapıldı. Aktif olan STK yöneticileri ve özellikle Siyasi Partiler; il, ilçe ve kadın kollarıyla görüşüldü.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Ordu Milletvekillerine e-posta ile bildirimde bulunuldu.
MEDYA İLE
Yerel ve genel medya mensuplarına e-posta ile bildirimde bulunuldu.
KATILIMCILARLA
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, sıfır yanıt geldi.
SONUÇLAR
TkMM ilkelerimiz videosu ile genel konuya ilişkin videolar gösterildi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ Cengiz KESKİN, OkMM Hamalı
05.03.2011 Ordu kMM Toplantı Tutanağı
previous post