Yer : Ticaret Odası Toplantı Salonu
Tarih : 06.10.12
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1: İnsan Hakları Şube Başkanı Saim Atılgan
2: Muş Teknikerler İl Temsilcisi Mehmet Işık
3: Muş Kadın Derneği Nurcan Çetinbaş
b. Meslek Odaları:
1: Ziraat Odası Başkan Yard. Muzaffer Sonduk
2: Muş Ticaret Sanayi Odası Başkanı Şehmuz Sinecem
c. Sendikalar
1: TES İŞ Sendikası Temsilcisi Ramazan Erdemci
2: Eğitim Sendikası Necmi Erol
3: Hak İş İl Temsilcisi Yaşar Kalır
4: Eğitim Hukuk Sekreteri Veysel Aykaz
d. Gözlemciler: HDK Üyesi Robin Erdemci
Belediye Başkanı Necmettin Dede
Moderatör Nurcan Çetinbaş
Medya: Muşun Sesi Gazetesi Tuncay Çanga
Konular:
1: Genel Konu: Yeni Yasama Yılında TBMM’ni neler bekliyor?
2: Yerel Konu: İlimiz Kentsel Dönüşüme Hazır mı?
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar “ Yeni Yasama Yılında TBMM’ni neler bekliyor ?
1/ Mehmet Işık: Şu anda ki Anayasayı, 82 Anayasası gibi düşünüyorum. Doğu ve Güneydoğu’da bu sorunlar olduğu sürece yeni bir anayasanın da farklı olacağına inanmıyorum. İnsan olarak kimsenin ölmediği bir anayasanın Türkiye’ye hâkim olmasını isteyen bir birey olarak yeni anayasada hepimizin bildiği gibi Türkiye Coğrafyasında 30 yıldan beri kangren olan bir Kürt sorunu var eğer yeni Anayasada hak ve özgürlükler noktasında Kürt sorunu ele alınmıyorsa bu anayasada tekrar acı gözyaşıyla bir anayasa 82 mevcut anayasasından bugün binlerin üzerinde insanlarımız şu anda göz altında zindanlarda çürümek te sonuçta insanlar kendisini ifade etme özgürlüğüne sahip olmalıdır eğer bir toplumun bir bireyin özgürlükler noktasında kendisini ifade edemiyorsa bunları düşünüp tekrar ele alınmalıdır yapılan konuşmalarda sn. Başbakanın konuşmasında Türkiye’de Kürt sorunu vardır. PKK sorunu da vardır arkadaşlar Kürt sorununu kabul etmek lazım kabul ederseniz etmezsiniz bugün PKK ayrıştığı zaman bu sorunu çözemezsin bu bağlamda baktığımız zaman gerçekten olayların altından kalkamayız, olaylara bir bütün bakmak lazım. Çıkan anayasa Kürt sorunu üzerindeki o zulümleri o işkenceleri kaldırmayacaksa yeni anayasanın da 82. Anayasasından hiçbir farkı olmayacak.
2/ Saim Atılgan: Demokrasinin tanımı yapıldığında, insan haklarının belli anlamlarda Sivil Toplum Örgütlerinin ve Sendikaların ekonomik siyasal kültürel alanlarda kendi varlığını taleplerini tam olarak yönetime dair söylenecek tam ifade ederek katması şeklinde ifade edilir. Bu anlamda baktığımızda buradaki yerele doğru Türkiye’nin bütününden giden bu tür Demokratikleşmeyle ilgili taleplerimizin mutlaka yerine varabileceğine inanıyorum. Bu anlamda ne yapılabilir bu sürece baktığımızda yeni anayasanın tartışması halen sürüyor bu amaçla bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Ancak biz kendi ülkemizden ve gerçeklerimizden yola çıkarak kişiyi haklarından tutun kişinin dinsel ekonomi kültürel ve diğer hatlarının tümünü kast ediyorsak bizim ülkemizde bu yeni anayasa tartışmasının ve yeni oluşacak bu noktadan kaynaklı tüm bunlara cevap olabilecek bir metnin olması gerekiyor kendi bireysel görüşüşüme göre tüm toplumdaki bileşenlerin zorlanması gerekiyor, kendisini his ettirmesi gerekiyor. Bu noktada özellikle Ülkemizin temel sorunlarından biride bu sorunu çözmeye yönelik ilk adımlar ya da en azından bunu çözebilecek bir perspektif olması gerektiğine inanıyorum Bu toplumda toplumsal barışın özellikle Ortadoğu Coğrafyasının son döneminde gerçekleşen bu gelişmelerini düşündüğümüzde çokta mümkün olmadığını görüyoruz bu noktadan hareket edilerek AK Partinin 2005 te Başbakanın Diyarbakır konuşması ve devamında sorunu bir noktaya kadar doğru tarif etmiş olması ve bununla iyi niyet ve çözüme yönelik iyi niyetini belirtmiş olması ve geldiğimiz süreç itibari bizim bilmediğimiz kadarıyla tam tersine doğru döndüğünü gözlemliyoruz sonuçlarını zaten bu yaz çok net çok açı bir şekilde gördük çatışma boyutuyla İktidar Partisinin bizim Sivil Toplum örgütü olarak yetkiyi gücü elinde bulunduran bir partinin Türkiye’de gündemi yönlendirme gücü olan ve aynı zamanda buna yönelik olarak bu noktada sorumluluklardan kaçmaması gerekiyor u boyutuyla anayasa tartışmalarına baktığımız zaman özellikle kilit nokta bu sorunlar oluyor bize getirilen yeni anayasa12 Eylül darbesinden çok mu yeni şeyler sunacak gerek kişi hakları gerek kişi hakları ile ilgili gerek ekonomi hakları gerek kültürel hakları olarak şu anda maalesef bir çok kesimin ötekileştirildiği bir toplum yaşıyoruz bir yandan Kürt sorunu dedik yada farklı inanç gruplarının beklentileri ortada 10 yıldır iktidar olan bir güç var bu noktadan hareketle mutlaka onların bu sorumluluklarını çok güçlü bir şekilde biz Sivil Toplum olarak hatırlamamız gerekiyor biz İnsan Hakları her olarak her kurum her kesim kendisine göre veya birtakım ilkelere göre üzerimize düşen görevi yapmalıyız
3/Şehmuz Sinecem: Ülkemizde bu sorunların yaşanmasının sebebi Anayasanın yanlış uygulanmasından kaynaklanıyor bizim arzuladığımız geniş bir anayasa olması dil, din ırk ayrımı olmaksızın ve gerçekten bu Ülkede daha özgür ve sosyal çevresi ile hayatı sürdürebilmek bir ülkede insanlar korkuyorsa o ülkeni anayasacının eksikliğindedir
4/Yaşar Kalır: Benim de bu konuşmada Ülkemizde bu sorunların yaşanmamasından yanayım, arkadaşların söylemine katılıyorum.
5/ Moderatör: Başbakan PKK ile sonuna kadar mücadele, siyasi uzantısıyla da müzakere diyor ama ortada siyasi uzantı değil çok güçlü bir halk iradesi var. Bu aslında konuyu ortaya koyuyor. Devletin çelişkileri aslında sorunu çözmüyor aksine tam bir sorun haline getiriyor. Devletin/Hükümetin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve bu konular hakkında samimi adımlar atması gerekiyor. Kürt açılımı sürecine geri dönülmeli.
6/ Robin Erdemci: Biz Kürt halkı olarak PKK’yı Kürt sorunundan ayrı noktaya koyup başka yollarla çözülmesini sn. Başbakan düşüne bilir ve değerlendirebilir ama bu mücadelenin içerisinde olan birçok Kürt’ün de her tür bedeli göze almış büyük bir çoğunluğunda PKK Kürt sorunun açığa çıkarttığı bir sorun olması da gayet normaldir bununda anlaşılması gerekiyor karşılıklı bir empatinin olması gerekiyor resmi ideoloji PKK’yı yalnızlaştırıp ayrı bir noktaya koyup öte yandan bunları silahla bazı araç gereçlerle insanların ölümüne sebep olup kimyasal maddeleri kullanarak yok edeceklerini düşünüyorlar PKK’nın tamamıyla Kürt sorunu olan bir sorundur. PKK olmadan bu sorun çözümlenemez. Bu konuyla ilgili herkesi muhatap alması gerekiyor.
7/ Necmi Erol: TBMM Bu yılkı yasama döneminde ilk konusu yeni bir anayasa taslağının hazırlanması ile ilgili çalışmalar olması 2012’nin başında söylenen birinci yasama döneminin 2012’nin sonlarına doğru aslında yasa taslağının somutlaşacağı belirtilmiştir. Sanırım çalışmalar bu noktada meclisten kaynaklanan ve farklı nedenlerden dolayı aksamaya neden oldu. Uzun zamandır aslında Türkiye yeni bir anayasa hazırlanması ile ilgili bir tartışma yürütülmesi bütün Çevreleri ilgili darbe Anayasasında 80 anayasasında şikâyetlerin belirtilmesi ve bu kesimin olmaması gibi sorunların çözümlenmesi gerekir. Toplumsal sözleşme bir metin hazırlayalım denildiğinde herkesin kendi çekinceleri ortaya koyması ve herhangi bir anayasa metni ortaya çıkmıyor bu Ülkedeki insanların bir arada yaşamasını birlikte eşit ve özgür bir şekilde yaşamasını sağlayan toplumsal metinlerdir. Bu metinler Toplumların bir arada yaşamasını ve hangi ölçülerde hangi koşullarda bu birliktelikte yaşayacaklarını belirten metinlerdir bütün Dünyanın kabul gören Anayasaların olması ve belli normların olması ve bunlara vurgu yapılması gerektiğini belirtiyor örneğin İnsanın gelmiş olduğu tarihsel dönem içerisinde Avrupa insan hakları beyannamesi olduğu ve Avrupa’nın ilgili sözleşmeler var olduğu ve bütün dünyanın kabul gördüğü ve sözleşmelere uyulması gerektiğini belirtiliyor bunlara vurgu yapan bir metnin olması ve Türkiye’de var olan sorunları bir bütün olarak ortadan kalkması gerektiğini ve toplumun bir arada yaşamasını garanti altına alabilmektir ama görünen o ki meclisteki siyasal şekillenme kendine göre bir metin ortaya çıkması ve bütün siyasal partilerin kişilerin eşit şekilde komisyonda temsil edilmesi iyi bir düşünce olduğu ve her ne şekilde olursa olsun bu komisyonun devam edildiğini ve çalışmaları sürdüre bileceği noktasındaki beyanların olumlu olduğu ve Türkiye’de yeni bir anasının Özellikle hazırlanması gerekiyor bir sonraki yasama dönemi yada bir sonraki seçim döneminde ve bir Cumhurbaşkanı döneminde yada başkanlık sisteminde bırakılmadan bu yasal metnin hazırlanmasıdır. Bununla ilgili çeşitli evrelerin vermiş olduğu taslakla ilgili metinler var yani Türkiye’de hemen her kesim bir anaysa taslağı söz konusudur KESK olarak bir anayasa taslağının hazırlanması Sivil Toplum Platformu ile ortaklaşıp yeni anayasadan faydalanıp umudumuz odur ki bir şekillenme olması ve halk tabanında bir şekillenme olsun aslında demokrasinin ölçümü budur halk tabanında şekillenen bir istem ve talep olursa ve buda çok anlamlı olacağını düşünüyorum bunun için bütün yerlerde bu yönlü çalışmaların olması önemli bir unsurdur Demokrasi dediğimiz şart budur İnsanları burada kendisini temsil etmesi herkesin düşüncelerini rahatça dile getirmesi ve en üst perdeye kendilerini yansıtabilmeleridir Türkiye’de özgür eşit yurttaşlar olarak yaşamasına olanak sağlar aksi durumda önümüzde tekrar gözyaşı ve şiddet ortamı olmasının istemediği bir durumdur.
9/ Veysel Aykaz: Necmi beyin söylemlerine tamamen katılıyorum. Ben bu anayasanın insanların birbirleriyle birlik ve beraberlik içerisinde yürütülmesinden yanayım.
10/ Necmettin Dede: Türkiye’nin içinde bulunduğu bu durumu değerlendirmek istiyorlar bu değerlendirmeyi siyasi demokrasinin devamını tek tip olarak ele alınması lazım ayrılmadıkları zaman iktidar muhalefet diye ayırmanın Türkiye’nin yönteminde doğru olmayacağına inanıyorum. Belediye Başkanı olarak Demokrasinin güzelliğine özgürlüğüne inanmış biriyim. Yoksa iktidar bu anayasayı raftan bırakabilirdi halkla bölüşmeye halkın dertlerine çare olmaya ve demokrasinin ileri derecede götürebilmesi konusundan bu anayasa gelmiştir anayasadan öldürülme içeri atmaya konusu değildir, bu insanların özgürlük konusudur anayasanın gayesi insanların özgürce birbirleriyle birlik ve beraberlik içinde yürütülmesini sağlamaktır. Eskiden bu Ülkede Kürt kelimesi bile sorunken şimdi insanlar Kürtçe kanalları seyrediyor. Bu hükümetin demokrasiyi özgürlüğü getirdiği ortadadır. Sayın Başbakanımız ülkenin demokratikleşmesi için büyük adımlar atmıştır. Her ne kadar bölgede sorunlar varsa da bunlar zaman içinde çözüme kavuşacaktır. Türkiye büyüyor gelişiyor.
Yerel Konu Üzerine Konuşulanlar ‘‘’İlimiz Kentsel Dönüşüme Hazır mı?
1/ Moderatör: Türkiye’de kentsel dönüşümler başlatıldı. Kentsel dönüşüm Muş’ta nasıl uygulanacak ? Muş’un imar planı yok bildiğim kadarı ile Belediye başkanımız imar planının ihalesini yaptı. Toplantı süresi içinde belediye başkanımız süreçten söz edecektir. Kale mahallesinde TOKİ’ler yapılıyor süreç nasıl ilerliyor ne aşamada? Muş’ta kentsel dönüşüm ne zaman başlayacak? Muş teşvik fonundan ne kadar yararlandı ve insanlar bu fondan haberdar mı? Kentsel dönüşüm Türkiye genelinde yürütülüyor bazı yerlerde olumsuz örnekler var Sulukule gibi oradaki kültürün yok olmasına sebebiyet veren bir dönüşüm oluyor. Basından da STK’lardan da takip ettiğimiz kadarıyla Sulukule sakinleri durumdan çok muzdarip; ‘Kültürler arası dayanışmanın yok olmasından, var olan yaşam biçimlerinin kabul görmemesinden ve kültürel öğelerinin, aidiyet duygularının kaybedilmesinden’ dolayı gettolaşmakta ve sosyal refah hizmetlerinden faydalanamamaktadırlar. Bu durum bireyden aileye ve topluma; mikro/makro ve farklılık düzeyinde kültürlerin ve toplulukların yok oluşunu, asimilasyonu beraberinde getirtmektedir. Muş için eğer süreç sağlıklı işlerse olumlu olacağı kanısındayım.
2/ Muzaffer Sonduk: O dönemlerde çok ciddi çok güzel bir çalışması vardı hem kentsel dönüşüme uygun hareket etmesi ve ciddi bir yapılanmaya gidilmesi hem alt yapının oluşumu hem de üst yapının oluşumunu denetilmesi ve Muş’un imarını İller bankasına ihaleye verildikten sonra Muş’ta aksamaların olması imardan kaynaklanan ve gecikmesinden kaynaklandı. Belediyede ciddi bir personelin olmayışı aksamalara neden oldu biz anayasadan bahsediyoruz bu anayasanın kentsel dönüşüme ciddi bir şekilde yürümesi lazım
3/ Necmi Erol: Türkiye uzun zamandan beri tartışılan bir konu ilimiz birinci dereceden deprem kuşağındadır. Ülkemiz çeşitli yıllardan beri binlerce insanını hem maddi hem manevi hem de insani olarak büyük bir kayba uğramıştır. Hepimizin bildiği gibi uygar dünyada böyle deprem kuşağında bulunan bir yerleşim yeri yada bir ülke böyle bir felaketle karşılandınsa ikinci bir felaketle karşılanmamak için mutlak süreyle bunun önlemini alır bu neye mal olursa olsun önleminin alınması lazım ama Türkiye’de altmışlardan bu yana yaşanılan ve binlerce insanın canına mal olan deprem felaketlerinden halen bu ders alamadığımız kendi dünya görüşlerimiz iktidarları geliştiririz bu konuyla ilgili hangi iktidar olursa olsun kentsel dönüşüm noktasında bir adım atarsa bunun desteklenmesi gerektiğine inanıyorum temelde bu konunun önemli olduğunu ve depreme dayanıklı evlerin yapılması rica ediyorum.
4/ Robin Erdemci: Kentsel dönüşüm deyince bana çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi gibi geliyor eğer biz gerçekten çarpık kentleşmeyi ortadan kaldıracak, insanların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir biçimde sosyal projelerinde barındıran ve kentin tümüne dengeli bir şekilde dağılması kentin ekonomisinde eşit bir şekilde bölüşülmesini sağlayacaksa kentsel dönüşümü hep beraber destekleyelim ama kentsel dönüşüm rant hesabıyla yapılıyorsa birine rant hesabı sonucu yapılıyorsa zaman orada endişelenmek gerekir. Ben Muş’un en eski yerleşim yerlerini kentsel dönüşümle beraber oradaki insanların mağdur edilmeden fakat doğaya ve ekoloji yede saygılı yeni alt yapıları oluşturan kentin oluşmasını istiyorum Zafer Kale Murat ve Dere gibi Mahallerin fakat Zafer Mahallesi Muş’un yolları itibari ile en doğru planlamış yeri fakat muta hitlerin kullanım alanına uygun bir şekilde orada yapı yapmasının engellenmesi ve burada yerel girişimci tümden devre dışı bırakıp bütün kentsel dönüşümü TOKİ’ye emanet edilmesini düşünmüyorum ayrıca ben TOKİ’nin üst yapının iyi bir iş yaptığına inanmıyorum burada yerleşimcinin denetlenerek sağlıklı yapı yapması sağlanarak iş yapmasına olanak verilmesine inanıyorum. TOKİ le beraber kentin bütününü yerel girişimciler yapmasın TOKİ yapsın sanki iş yapmamış oluruz. Biz Kale Dere ve Muratpaşa mahallerin ortasında kanalizasyonun halen dereye akıyor kimi yerler hakikaten bu kötü koşulların ortadan kalkmaz ısı gerekiyor hepimizin kaygısı bu kentin çağdaşlaşması ise kentimizin sosyal ve kültürel yapıyı karşılayacaksa her kesiminde birebirine saygı duyarak ve birbirimizi anlamaya çalışarak bir ortak noktayı bulmaya çalışmalıyız bu konuda öz verili olmalıyız. Muş’un güzel gelişmelere ihtiyacı var. Bu konuda bizlerin üstüne ne düşerse yapmaya hazırız.
5/ Mehmet Işık: İmar yasası 1985 te yürürlüğe girmiştir. Belediyeler kanunu 5393 kanuna göre siz bir belediyenin teknik elaman kadrosu olmadığı zaman o belediye ölür. En azından Muş belediyesinin üç mimar inşaat mühendisi makine mühendisi ve jeolojik mühendisi olması gerektiğine inanıyorum. Şehir planlanması mühendisi olmazsa olmazların içerisinde Muşa çarpık kentleşme olduğunu görüyoruz imar kanunda inşaatların%35 imar kanunu %65 yeşil alan olarak kullanılmak zorunluluğu var bu yasada oysaki Muştaki çarpık kentleşmeyi gözlemlediğim kadarıyla nerdeyse yolun üzerinde yada kaldırımın kenarında binalar kurulmuş, 3194 imar kanunu 32. Maddesi projelere aykırı eden şahısların 42. Maddesinin devreye girmesi bir ay içerisinde 32. Maddesinin devreye girmesi ve uygulama verilmediği zaman yıkım kararı verilmesi Belediye ruhsat işleri ve imar müdürlüğü imar izni kanun izni yapı ruhsatı izni verilmediği taktirde o vatandaşın orada yapısını yapamaz burada belediyenin sorumlu olduğuna inanıyorum.
6/ Necmettin Dede: Muş’un çok sorunu var ancak hep beraber el ele verirsek bu sorunların çözüme ulaşması mümkün olur. İmar planı yıllardır İller Bankası’nın ihaleleri yanlış yerlere vermesinden kaynaklandı. Onlar yaptı biz geri çevirdik bu olay onlarca kez oldu hep hatalı ve eksik yaptılar. Biz artık ihaleyi belediye olarak yapma kararı aldık ve şimdi ihale işi bitti en kısa zamanda Muş’un imar planını bitirmeyi hedefliyoruz. Muş’ta ki mühendislerin büyük kısmı kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. İmar yasalarına uymuyor. Kaçak yapılanma almış başını gidiyor. Şimdi bununla ilgili bir sürü dava var. Ben onlara açtım onlarda bana. Kentsel dönüşümün Muş için çok faydalı olacağına inanıyorum. Çarpık kentleşmenin önüne geçecektir. Muş’un sorunları sadece belediye ile çözümlenemez. Biz çok yol kat ettik ama hala ihtiyaçların hepsi giderildi diyemem.
Öneriler : Mail ya da mesaj yoluyla öneriler gönderilecek.
Ortak Sonuç : Mimarı yapıda kentsel dönüşümün Muş için faydalı olacağı kanısına varıldı.
Değerlendirme: a. Sivil toplum ile STK ve belediyeler ile toplam 115 kişiye SMS yolu ile bilgi verildi,
b. Milletvekilleri ile önce bilgilendirme mesajı gönderildi sonrasında telefonla 4 milletvekili ile görüşüldü,
c. Katılımcılarla daha önceden STK’lar ile yapmış olduğumuz toplantıda yerel gündemimizi belirlemiştik.
d. Medya ile 2 ulusal 6 yerel gazetelere mail ve sms yolu ile bilgilendirme yapıldı. 1 yerel gazete katılım sağladı.
Sonuçlar: Sivil Toplum Kuruluşları ve katılımcılar birbirlerini dinledi. Belediye başkanını modere etmekte zorluklar yaşandı, zaman zaman sözler kesildi. Toplantı düzenine uygun bir katılım gerçekleştirildi. M. Vekilleriyle tek tek görüşülmesine rağmen kimsenin katılmaması STK’lar tarafından hoş karşılanmadı. Mutfaktan milletvekillerinin katılımlarını sağlamaları konusunda çalışmalara devam etmeli.
Değerlendiren: Nurcan Çetinbaş – Gülcan Aktaş