Yer: Muş Ticaret Ve Sanayi Odası Toplantı Salonu
Tarih: 05.05.2012
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1-MUKADDER (Elif Çetinbaş )
2-HAÖ Muş Grup Koordinatörü (Bilal Ata Aktaş)
3-Muş Lale Eğitim Kültür Çevre Derneği (Nesim Aytepe)
4- HDK (Halkların Demokratik Kongresi) Robin ERDENCİ
b. Meslek Odaları:
1- Ticaret ve Sanayi Odası Baş Vekili ( Abdurrahim DEVRİM )
2-Ziraat Odası Üyesi ( Muzaffer SONDUK )
3-Mühendisler Odası (Hasan Aksoy)
4- Teknikerler Birliği ( Mehmet IŞIK )
c. Sendikalar:
1-Tes iş Sendikası(Ramazan Erdemci)
Medya:
1-Günaydın Muş
Konular:
Genel konu: Türkiye Darbelerle Yüzleşiyor
Yerel konu: Muş İmar Planı
Genel Konu Üzerine Konuşulanlar
1-MEHMET IŞIK: Türkiye’de konuşulacak o kadar çok konu var ki 28 Şubat, Dersim Olayları 2011 Roboski Katliamıyla yüzleşe biliyor mu 37 insanın öldüğü Roboski Katliamı konusunda bir netlik yok Milli Güvenlik Kurumunun yapmış olduğu bir açıklamada bu sınır ötesi olayının altında AKP.CHP.MHP’nin imzası var.Türkiye aynı olaylarıyla yüzleşti mi konu o kadar derin ve üzücü ki bireysel olarak konuş konuş bitiremem 2012 yılında 600’ün üzerinde çocuk tutuklu binlerce Siyasetçi akademisyen bu bir darbe değil mi ?
2- Abdurrahim DEVRİM:1924’de Kürtler ve Türkler eşit Anayasaya sahipti ama bu kağıt üzerinde kaldı bana göre 1924 Anayasası iyiydi en azından orda Kürtler kabul ediliyordu.60 yıldır darbelerle olaylarla yaşıyoruz 1950’lerde Demokrat Partiyle gelen söz milletindir havada kaldı halkın İçinde olmadığı bir yönetimde özgürlük ve demokrasiden bahsedilemez. Benin doğduğum yıllarda Tahdikat Kurulu Demokrat Parti’nin Milletvekillerinden oluşuyordu istediğini içeriye atan bir sistemden söz ediyorum 1971 Muhtıra’sı bana göre bir darbedir. bunda Amerika’nın parmağı vardır 12 Eylül’de ben Kıbrıs’ta askerdim biz savaş çıktı zannettik çıktık baktık Kenan EVREN onu görünce darbe olduğunu anladık. Amerika’nın Mütteviki Askerdi böyle olunca meşrulaştırıldı kimse sesini çıkarmadı.Amerika dünyanın her yerinde kendi çıkarlarını düşünüyor.söz konusu Kürt Sorununda bir bakıyorsunuz çok destek oluyor yanında duruyor bir bakıyorsunuz tam karşı duruyor çıkarlar doğrultusunda Hareket ettiği açık.Ekonomi bozulduğu zaman kimse bunu kabul etmez açlık savaşların asıl sebebidir Türkiye’nin Kırılma Noktası 1Mart Teskeresidir şimdiye kadar askerin yaptığı iş birden bire 1mart’ta değişti Amerika’nın Ajanları her yerde yaptıkları araştırmada askerin kazığını yiyen Amerika Tayibin iş birliğini kabul etti ve birlik olarak askerin gücünü yok ettiler.Amerika ve İsrail’in ayrı olduğu düşünülemez çünkü ikisinin de çıkarları aynı Suriye – İran politikalarına bakın bizim politikamız değil.Bu Amerika’nın orta doğu politikasıdır şu anda Türkiye askeri vesayet bitmiştir bu gün Amerika’nın müttevikleri Erdoğan ve Fettullah Gülendir.Keşke Türkiye Cumhuriyeti darbeleri sorgulaya bilse Diyarbakır Mamak cezaevinde işkenceler yapanlar yargılansın hepsi Bodrumda villalarda yaşıyorlar onlar yargılansın.
3- MUZAFFER SONDUK : Sayın Devrimin söylediklerine katılıyorum Türkiye darbelerle yüzleşiyor mu yakın bir zamanda yaşadığımız Roboskiy’le yüzleşmiyorsak darbelerle de yüzleşemeyiz.
4- HASAN AKSOY: Darbe diyoruz Muhtıra diyoruz darbe nedir insanların hayatlarını değiştirip isim veriyoruz 28 Şubat diyoruz aslında bana göre 1924’den beri her güm her vakit şu An bile darbe oluyor.Darbe dediğimiz insan yaşamını kısıtlayan zorlayan bir şeydir ve şu anda bile oluyor.Türkiye Dünyada en çok vergi alan Ülkedir buda darbedir.Bir çocuk 16 yaşında tiner içiyor bir vatandaşın yüreğine bıçak saplayıp gidip teslim oluyor Devlet yaşın tutmuyor diyip bırakıyor diğer yandan taş atan çoçuklar 10,12,24 ay tutula biliyor buda bir darbedir.
5- NESİM AYTEPE: Konuşulan her şeye katılıyorum Erdoğa’nın Dersim özürü kişiseldir yazılı olmadığı için bir önemi yok.Darbedeki köşe taşları bellidir Asker ,Siyaset Sivil toplum kuruluşlarıdır. Zaten Bir kere Türkiye Darbeyle Kurulmuş Bir Devlettir insani çıkışlarımızı kontrol etmeliyiz burada insanlar katogarize ediliyor,Sağcı Solcu ,Alevi, Sunni bu yanlış bir sistemdir Kürt sorunu sadece Kürtlerin sorunu değil.Alevilik sadece Alevilerin sorunu değil önemli olan zayıf ve azınlığın hakları için herkesi birleşerek o hakkı talep etmesidir .darbe konusuna gelince, biz darbeyle yüzleşemiyoruz 12 Eylül’de halk niye çıkmıyor Kamusal direnç oluşturmuyoruz. Hiç bir kesime tabi olmadığı soruna çözüm bulmaya çalışmıyor oysaki insan yaşamına aykırı bir durumda herkesin karşı durması gerekiyor bu amaca hizmet için en kuvvetli ve çözüm getiren bir öneridir örneğin Parti adına çıkış yapmak yerine insani çıkış yapmak olayın haklılığını ve gerekliliğini gösterir .
6- ROBİN ERDENCİ:Bu iktidar döneminde aslında yüzleşiyoruz diyerek aldatıldığımızı düşünüyorum.Darbelerle yüzleş ilecekse bir kere o darbenin ürünü olan bu Anayasayla ülkeyi yönetemez zaten bu kandırmacadır eğer amaç darbe yapanları yada yeltenenleri gerçek anlamda cezalandırmaksa .Mehmet Ağıra özel muamelesi neyin nesidir.Başbakan Demogogtur Başbakanın yüzleşeceğine inanmıyorum yargı bağımsızdır diyor oysaki şunu söylemek istiyor Yargı benim tekelimdedir. Bunu en büyük ıspatı özel yetkili mahkemelerdir
7- ELİF ÇETİNBAŞ : Darbe dediğimiz olay o kadar basit bir durum değil darbe dediğimiz şey bir ülkeyi elli yıl gerileten ekonomisini siyasetini ve dünya stratejisini sendeleten bir durumdur belki özür dilemek bir şekilde kabullenmeye yönelik bir adımdır yada arkadaşların dediği gibi kandırmacadır her neyse asıl soru şu bence darbeyle yüzleşmek yada dillendirmek bize ne kazandıracak ? Gerçek anlamda bir yüzleşmek midir yani darbe yapan adamlar cezalarını çekecekler mi bir daha darbe olmaması için mi bir yüzleşme olacak yoksa bu gelecek seçimler için mi kullanılıyor…
8- MODERETÖR DEĞERLENDİRME:Herkes kendi mazlumuna sahip çıkıyor bu yanlıştır mazlumun olduğu her yerde Firavunlara karşı çıkmalıyız.Fikirsel özgürlüğe getirilen her türlü kısıtlama bir darbedir kim olursa olsun karşı çıkmalıyız.Darbelerle yüzleşmek önemlidir ama darbe zihniyetiyle yüzleşmek daha önemlidir.çocuk çocuktur taş astada zafer işareti yapsa da yeri cezaevi değil Kreşlerdir okullardır.
YEREL KONU ÜZERİNE KONUŞULANLAR
1- MUZZAFER SONDUK : Bizim imar planıyla ilgili birçok tartışmamız oldu şunu çok net biliyoruz ki imar yanlış. BDP ve AKP encümenleri yeni imar planın düzeltilmesini önerdi. bu öneri maalesef AKP encümenlerinin geri adım atması ve şimdiki imar planına evet oyu vermesiyle mevcut imar planı kabul edildi.Düşünün ki yeni imar planın yani son halinde bitmiş 500 bin ev (kooperatif) den söz edilmiyor bunun yeri yeşil alan veya mezarlık olarak gösteriliyor bunun çok ciddi bir sorun olduğunu verdiğimiz bir çok dilekçeyle gösterdik imar planın askı sürecindeki dilekçelerimizin de işe yarayacağını düşünmüyorum açıkçası çünkü zaten böyle olmasını istediler ve oldu verdiğimiz itiraz dilekçeleri için de mahkemeye gidin diyerek başlarından atacaklar. Bunu kabul ettikden sonra revizyon yapılacak.
2- HASAN AKSOY: Muş’un gerçeğini bilmeyen biri gelip Muş’un imar planını yapamaz bir kere mevcut başkan 14005 oyla başa gelmiş biri ki bu sorun bu başkandan önceki bir sorundur 1984 ‘de bir imar planı yapılmış o süreçten bu güne henüz bir imar planı yapılmış o da yanlış yapılmış imar bir ilin gelişmişliğidir imar yaşayan bir organizmadır büyüyen gelişen ve değişen. 2004’de bir revizyon verilmiş bu güne kadar bir şey yok yeni imar planı için ise şunu diyebiliriz bizim belediye başkanımız Muş’un deyimiyle ‘’ Ali Kıran Baş Kesen’’ biri anlamıyor kendi bildiğinin dışına çıkmıyor Muş’un önceliklerini görmezden geliyor örneğin Muş’ta hayvancılık bitti çünkü karı zararını çıkarmıyordu . şeker fabrikamızı da elimizden alıyorlar şeker pancarı üretimi de bitti inşaat ve sanayileşme dışında yapabilecek bir şey kalmadı sanayiyi de geliştirmek çok uzun ve ekonomik bir bütçe gerektirdiğinden elimizde bir tek inşaat kalıyor imar da inşaatın gelişmesinin önünde ki en büyük engel. Muş aslında yerleşik olarak ova olduğundan dolayı genişlemesi en rahat olan illerden biridir örneğin iki dere ıslah edilerek çok güzel ve sosyal yaşam alanları oluşturulabilir. Dört köprü kurularak garne tarafı dediğimiz muşun batısını da yeni şehre dönüştürebiliriz ayrıca bağlarda şehrin içine alınıp genişletilebilinir bunlar sadece bir iki kücük fikir ama imar planın düzgün olmaması herkesin kolunu bağlıyor sizden ricamız Bu konuda sivil toplum örgütleri ve bireysel dilekçelerinizi ve önerilerinizi ilgili kurumlara bildirin herkes üzerine düşeni yaparsa güzel bir Muş hepimizin olur.
3- ELİF ÇETİNBAŞ: Şehrimizin en önemli konularından biri olan İmar bundan öncede birkaç kez kmm konumuz olmasına rağmen konun muhatapları olmadığından konuşulmadan kapanmıştı neyse ki bu gün Belediye encümenlerinden Muzzafer bey vardı da İmar konusu hangi aşamada biraz olsun bilgilenmiş olduk, bana göre İmar şehrin gelişmesi ve yerleşim alanın genişlemesi açısından büyük bir sorun ve bu sorun ilin kendi mühendis ve mimarlarıyla çözülebilecek bir sorun ithal imarcılarla olabileceğini düşünmüyorum.
4- MEHMET IŞIK: Hep sıraladılar ama benim nacizane bir önerim var biz bu imar planıyla stk’lar Muş’un eksikliklerini sorunlarını panel konferans gibi çalışmalarla etkin hale getirip yaşama geçirmemiz gerekir. Birebir kolektif olursak yanlışları da doğruya çevirebiliriz .
5- HASAN AKSOY: Bununla ilgili biz zaten Ticaret Sanayi öncülüğünde bir çalışma yürütmeyi düşünüyoruz , Muş’un sorunlarını ele almayı stk’larla birlikte çözmeyi amaçlayarak çalışmalarımızı başlattık şunu çok iyi biliyoruz ki bir ilin gelişmesi yerel yönetimlerle alakalıdır bürokratik engellerimiz iş yapmamızı engelliyor . örneğin burada yatırım yapmak istedim benden o kadar çok ve bir o kadar da gereksiz evrak istediler ki burada yapmaktan vazgeçip çok kolay bir şekilde İstanbul da yapabildim.
6- ROBİN ERDENCİ: İmarda vatandaşın mağduriyeti bir yana zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan bir politika izleniyor. Eğer arsanızdan yol geçecek imara göre , paranız varsa gidip birkaç kuruş fazla verip aynı yolu daha fakir olan komşusun arsasından geçirtebiliyor bu şahit olduğumuz bir olay ki bunun gibi bir çok olayda daha…
Değerlendiren Nurcan Çetinbaş/MuşkMM Hamalı