Yer : Muş Belediyesi Toplantı Salonu
Tarih: 03.12.2011
Katılımcılar:
Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1.Uluslar arası Af Örgütü ( Bilal Ata Aktaş-Muş Grup Koordinatörü)
2.Şeker iş (Fikret SANCAR -Şube-Bşk.)
3.TEMA Vakfı ( İhsan Aytemiş-Şube Bşk.)
4.Muş Kadın Derneği MUKADDER (Saniye Çetinbaş-Genel Sekreter)
b. Meslek Odaları
1. JMO MUŞ (Mazhar ALTINDAĞ)
c. Sendikalar
1. Tüketici Koruma Derneği (M.Muhsin GÜRTÜRK- Enerji Bir-Sen.)
Katılan Milletvekilleri:
Belediye Başkanları:
Mesaj Yollayanlar:
Moderatör: Elif Çetinbaş (Muş Kadın Derneği MUKADDER)
Diğer Katılımcılar: Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 2 izleyici/gözlemci katıldı.
Medya:
1.Günaydın Muş-Şahin Şahin
2.Muşun Sesi-Tuncay Çanga
Konular:
Genel konu: Türkiye Savaşa mı Gidiyor ?
Yerel konu: Genel Bütçe,Yerel Bütçeler
Konuşulanlar
Fikret Sancar: Türkiye’nin savaşa mı gidiyor bunu ön görmek mümkün mü bilmiyorum ama bana göre başbakanın ilk tepkileri oldukça sertti tamam sayın başbakanımız oldukça deneyimli ne yapması gerektiğin biliyor ama bana göre Türkiye’yi bu kadar öne çıkarmamak lazım Dünyaya bakalım onlarla beraber hareket edelim böylesi daha sağlıklı olur.
İhsan Aytemiş: Uzmanların tahlillerine göre Orta Doğu da bir pasta paylaşımı var Türkiye’de bunun farkında ve bilincinde. Türkiye’yi öne atarak pastadan pay almaya çalışmak doğru bir davranış değil diye düşünüyorum ve Türkiyenin duruşunuda yeterli ve sağlıklı bulmuyorum.
Elif Çetinbaş: Türkiye savaşa mı gidiyor bilmiyorum ama bir savaş olursa Türkiye mecburen tam ortasında ve baş rolü paylaşır, bana göre Türkiye’nin stratejik konumu itibariyle bile olsa savaşa kayıtsız kalamayacak, ki zaten mevcut siyasetin çıkışı şimdiden bir rol üstlendiğimizi gösteriyor bana kalırsa çok tezcanlı davranmamak gerekir sonuç itibariyle canların yanacağı vatanın söz konusu olduğu bir durumdan söz ediyoruz . Çok daha dikkatli, sorumluluk altında ve öngörülü hareket etmek gerekir.
Muhsin Gürtürk: Türkiye kendi komşularıyla iyi anlaşıyordu söz konusu savaşın isimlendirilmesiyle açıkcası kimin nerde durduğunu yani kimin dost kimin düşman olduğunu bilmiyoruz Rusya’nın iş birliği Amarika’nın neler yapacağı belli değil belli olan Türkiye’yi savaşa zorlayacak mecbur bırakacak olmaları.
Mazhar Altındağ: Savaş diyoruz bunu çok kolay telafuz ediyoruz dilde olunca basit olabilir ama değil savaş bir toplumun bütün temel taşlarını etkiler bi kere savaş ekonomiktir teknolojinin bu kadar ilerlemesi ekonomisi iyi olan ülkelerin güçlerini daha korkunç bir şekilde ortaya koyuyor son 50 yılda ki savaşları göz önünde bulundurursak tamam belki insan ölümleri tarihdeki diğer savaşlara göre daha azdır ama bedelleri çok ağırdır.Orta Doğuda gelişen bu siyaset (arap baharı dedikleri ) tam bir pasta paylaşımıdır.gecikmiş bir demokrasiyi getirecez derler kütüphane hastane sözleri veriler sonra savaşın en dehşet yüzünü gösterirler. Bizimki de burada şuna benzer hani futbolcu gider oynar parasını alır seyircide üstüne para verir de maçı izler herkesin rolü farklı çıkarıda . Dersim örneğine bakalım birinci dünya savaşının getirmiş olduğu refleksin etkisini görüyoruz. Aslında kişinin kendi mutfağı kirliyken bir başkasının mutfağının temizliğini sorgulayamaz,en azından bu bana göre böyle yani sizin kendi içiniz de bir demokrasisiniz yoksa başka bir yere demokrasi götürmekten söz edemezsiniz. Demokrasiyi ancak kendi içinde demokrat olan ülkeler gittikleri yere taşırlar. Biz hala bir iç savaştayız. Belli ki ortada bir zenginlik var ve devletler bu zenginliğe sahip olmak için her yolu deniyor. Özal’ın bir koyup üç alacağız tarzı gibi bu da doğru değil. Mevcut siyasal irade savaşa girme konusunda biraz tez canlı davranıyor gibime geliyor her şey aniden gelişiyor daha düne kadar Kaddafiy’le Esad’la diğerleriyle dostlık mesajlarerirken bu gün ne oldu da düşman oldunuz.Bunları biliyoruz peki ne yapıyoruz bizde bireyler olarak kendi üzerimize düşeni yapmalıyız şu an bunu konuşuyoruz bunları dillendirip sonuç almalıyız mesela şunu diyebilmeliyiz kendi içimiz deki savaşı bitirmeliyiz siyasal alt yapımız güçlü ve adaletli olmalı bakın bu gün en büyük kardeşimiz dediğimiz Azerbeycan bile bizimle beraber hiçbirşeye girmiyor yani siyasal anlamda ki duruşumuzu beğenmiyorum sebepleri de belirttiğim gibidir.
Bilal Ata Aktaş: Doğuda dezavantajlı bölgede yaşayan biri olarak olaylara biraz daha farklı bakıyorum. Şöyle ki Suudi Arabistan silahlar alır kime kullanır ? kendi halkına kullanıyor nerde demokrasi bana göre dünyada demokrasiyi simgeleyen bir ülke yok. Hepsi kendi çıkarlarını düşünüyor çıkarlarına ters düşen bir şey yapmazlar.Yeni Osmanlıcılık Neo Osmanlıcılık Ortadoğu projesi İsraili tek çıkar sahibi olarak gösteriyor .çatışmalrı askerler ekonomiyi savaşlar kazanır. İşin aslı içimizde büyük bir sorun var aleviler kendi dinleri yaşayamıyor Kürtler ana dillerinde eğitim göremiyor bunlar kendi içimizdeki büyük sorunlar.
Fikret Sancar: Stratejik bölge olmamız ve gelişen dünyada teknolojinin de ilerlemesiyle savaşlar daha korkutucu ve tehditkar dini kullanarak bir şeyler yapmak istiyorlar bu da başka bir tehdit.
İhsan Aytemiş: Orta doğudaki pasta paylaşımı süper güç dediğimiz devletlerin pay alma davasını ne kadar fazla alırım düşüncesini daha da belirginleştiriyor ve bunun üzerinden Müslümanların inançlarını nasıl zedeleriz onları biribirilerine nasıl düşürürüz diye bakıyorlar.
Mazhar Altındağ: Ben jeoloji mühendisiyim Jeolojik olarak Türkiye de birçok maden var uranyum petrol ve bor gibi bunlar savaşı üzerimizde biraz da yoğunlaştırıyor. 1960’larda jeolojinin ilk mühendisleri yapmış oldukları bir harita belirleme çalışmasında faylar ve madenlerin yerlerini göstermişler o günden bu güne kadar da bir çalışma yapılmamıştır geçen toplantıda deprem konusu ele alınış burada olmayı çok isterdim daha geniş konuşurduk.
Elif Çetinbaş : Şimdide yerel konuya geçelim isterseniz yerel konumuz genel bütçe ve yerel bütçe bu konuda fikir beyan etmek isteyen varsa buyursun.
Fikret Sancar: Ben burada konun muhatapları olmadığı için konuşmayı doğru bulmuyorum çünkü biz konuya hakim değiliz konuşmamız boşa gider.
Öneriler: Katılımcılar tekrar depremin ele alınmasını Çevre kirliliği, doğalgaz ve imar planlarının da konu olarak KMM de görüşülmesini önerdiler.
Ortak sonuç: Katılımcılar yerel konu olan bütçe hakkında konun muhatapları olmadığı için konuşmayı,tartışmayı doğru bulmadıklarını söylediler ve konuyu konuşmama kararına varıldı. Katılımcılar 3 Aralık engelliler günü ve 5 Aralık kadın hakları gününü de unutmadılar.
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
80 Sivil Toplum Örgütüne mesaj gönderildi. Maili olanlara mail de gönderildi.
b. Milletvekilleri ile
4 Millet vekili arandı ama Faruk Işık, Muzaffer Çakar ve Sırrı Sakık geri dönüş yapmadı, tekrar mesaj gönderildi il başkanlarıyla 3-4 kez vekillerin katılımının sağlanması için görüşüldü. Demir Çelik’le görüşüldü katılacağını söyledi.
c. Katılımcılarla
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, 5 kişiden dönüş oldu.
d. Medya ile
7 yerel 4 ulusal basın davet edildi önceden mail ile ayrıntılarıyla KMM hakkında bilgi verildi. 3 basın mensubunun katılımı sağlandı. Basının ilgisi iyi idi.
Sonuçlar: Konular üzerinde yoğunlaşmış kişilerin katılımı olumluydu, Sivil örgütlerin katılımının az olması olumsuzdu. Sivil örgütlerle tekrar görüşülmeli. Şanar Beyin isimlerini vereceğim örgütleri araması iyi olacaktır.
Değerlendirenler: Nurcan Çetinbaş
03.12.2011 Muş kMM Toplantı Tutanağı
previous post