Yer: Belediye Konakaltı Kültür Merkezi
Tarih: 03.04.2010
Katılımcılar:
a. Dernek, Vakıf ve Girişimler:
1- İnsan Hakları Derneği
2- Tüketici Hakları Derneği
3- Toplum Gönüllüleri- Baki EKİNCİ
b. Sendikalar
1- DİSK Genç-Sen
2- Eğitim-Sen
Katılan Milletvekilleri: YOK
Belediye Başkanları: YOK
Mesaj Yollayanlar:
1- Dr. M. Nil Hıdır
Moderatör Refik Öztürk ( Tüketici Hakları Derneği Başkanı)
Gözlemciler:
1- Mehmet Polat ( BDP il Bşk.)
2- İbrahim Kol ( BDP ilçe Bşk.)
Diğer Katılımcılar:
1- Abdullah Gültekin ( İHD Denetleme Kur.Üyesi )
2- Oya Erkurt ( Emekli öğretmen)
3- Sinem Kocagöz
Medya: Etkin Haber Ajansı
Genel konu: “Anayasa değişikliği ve Referandum” Üzerine Konuşulanlar:
1- Erhan Ayhan: Benim görüşüm öncelikle yöntem üzerine, yani bu AKP’ nin anayasa değişikliğini gündeme getirmesindeki yöntem, yani ben değiştireceğim demesi. Bir dayatma içerisine girmiştir bu yanlış. Anayasa sonuçta bir toplum sözleşmesidir. Sıradan bir kanun değildir. Bütün kanunlar ona göre yapılır. Dolayısıyla bu toplumun her kesimiyle temsil edilmesi gerekir. Anayasa hazırlanırken, değişiklikler yapılırken öncelikle şu tartışmada yapılmalı bende değişiklik yerine tümden değiştirilmelidir. Anayasa tamamen demokratik hale getirilmeli. Yani başındaki o 1982 anayasası tabiri zaten değiştirilmeli. Çünkü bu darbe anayasası, darbecilerin yaptırdığı zorla kabul ettirdiği bir anayasa. Anayasa değişikliğinde bazı kanunların değiştirilmesi yerine tümden anayasanın değiştirilmesi ve kaldırılması yerine daha demokratik anayasa getirilmesi gerekiyor. Hazırlık için bir konvansiyon oluşturulmalı, yani içinde sendikalar, demokratik kitle örgütleri, üniversiteler ve partiler kendini ifade etmekte zorlanan gruplardan oluşmalı. İşte talepleri var Alevilerin, talepleri var Romanların, talepleri var birçok kesimin, talepleri var anayasadan kaynaklı. Bütün sıkıntıları dile getirmeli, sivil toplum örgütleri orada olmalı, büyük konvansiyon olmalı ve bütün her çeşit toplum orada olmalı. Orada çıkacak şeyler taslaklar görüşülmeli, planlanmalı ve ondan sonra halkın oyuna sunulmalı. Meclis de değil halkın oyuna sunulmalı diye düşünüyorum. Ben böyle değişimi olumlu bulmuyorum.
2- Oya Erkurt: Önümüzde gerçekten sorunlu bir anayasa var. Darbe anayasası var. Arkadaşımın da dediği gibi bunun bazı tamiratlarla giderilmesi mümkün değildir. Ben mesela …..ama bu toplu mutabakatsa hep birlikte toplumun her kesimiyle birlikte bazı değişiklikler yapıldığı takdirde daha iyi olacaktır. Referanduma katılmayalım. Nispi temsil gibi olması lazım. Her görüşün kendini ifade etmesi, temsil etmesi lazım ki bu hakim anlayış yok edilebilsin. Yoksa kapı aralama gibi bir yaklaşımla olmaz. Bu kadar sınırlandırılamaz.
3- Baki Ekinci: Ben daha olumlu sonuç bekliyorum. Referandum konusunda ise hayır demeliyiz diyorum. Bunun arasında bazı şeylerin bile değişiklik yapılarak yıllardır söylendiği gibi yapılması lazım. Şimdi baktığımız zaman bir AKP anayasasıyla karşı karşıya getirildiğimiz gibi manzara görülüyor. Mesela Savcılar Hakimler Yüksek Kurulu onların istediği biçimde olacak. En azından bizleri de temsilen bir anayasa olursa, çok daha verimli olacağını düşünüyorum. Bir ucubenin tamir edilmesindense yeni baştan yapılmasını düşünüyorum. Referandumun da sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Hayır demeliyiz ki hayırların da baskılı bir sonucu bu ülkede anayasanın kökten değiştirilmesinin istendiğine dair sonuç çıkmalı diye düşünüyorum. Toplum talepleri üzerine kurulmalı anayasalar yalnız "sipariş " ve "kotarılma" üzerine asla kurulamaz.
4- Refik Öztürk: Anayasa 80’den buyana çünkü 3-.5 defa değişti. Şimdi bu tür bir anayasayı AKP yaptı diye hayır demenin doğru olmayacağını düşünüyorum. Bundan sonrada olmayacağı kanaatindeyim. Anayasa birçok maddenin değiştirilmesi dahi olumlu yönde değiştirilmesi halkın lehine değiştirilmesi bir tanede olsa evet demesi taraftarıyım. Benim görüşüm de böyle. Her ne kadar teknik olarak arkadaşın dediği gibi kusur ve hatalar varsa da başka yolu yok. Şimdi şöyle düşünüyorum. Arkadaşlar hep böyle düşünüyorum. Şimdi sen gelmişsin yüzde altmış yüzde yetmiş oy almışsın iktidar olmuşsun anayasayı değiştiriyorsun. Bir siyasi parti diğer siyasi partiye karşı çıkabilir. Ama ben halkın iradesini iyi ya da kötü bu AKP nin meclis de yansıttığına inanıyorum. Saygı gösteriyorum en azından yani. Benim partim de yüzde altmış yediyle iktidar olsaydı yine başkaları diyecekti ki bak bunlar anayasayı değiştirdi. Bir kere bu halkın çoğunluğunun orada olduğunu, sistemin ne olduğunu, her ne kadar sistem değişse de ben iktidarın değil, AKP hükümetinin iktidarına saygı göstermek zorundayım. Bu kadar baraja, engellemeye rağmen başka alternatifimiz de kalmıyor.
5- Mehmet Polat: Biz de bu Anayasanın kökten değişmesini istiyoruz. Yani ufak tefek tamiratlarla da olmaz anayasanın referanduma gitmesine de pek gerek görmüyoruz Yani bu sivil toplum örgütleriyle meclis de olan parti gruplarıyla görüşülebilir ve bu anayasa değiştirilebilir. O kadar da Referanduma gitmesine de gerek görmüyoruz.
6- İbrahim Kol : Halkın lehine iyi bir şey geçerse diye söylüyorsunuz. Şu anda iyi bir şey yok. İyi bir şey görmüyoruz. Tamamen kendini kurtarmak için çabalıyor. Avrupa böyle mi Avrupa böyle değildir. Türkiye deki gibi değildir. Orada herkesin sayısına göre bir hak belirleniyor. Orada bütün halk ona göre davranıyor. Tamamen kapalı istikrarı getiriyor. Doğru bir şey olsa desteklenebilir. Ama eskisini aratacak bir şeyler getirtiliyor. Bu anlamda da desteklenecek bir şey görmüyorum.
7- Erhan Ayhan: Zaten dikkat ederseniz sadece kendi aleyhine ait olan maddeleri değiştiriyor. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunu değiştiriyor. Parti kapatmayı düzenliyor, hep kendisiyle ilgili olan kendisine zararlı şeyleri değiştiriyor onun dışındakileri karışmıyor. Onun dışında birçok antidemokratik maddeler var onlara hiç karışmıyor. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ile var. Onlar da sadece rakip olduğu için. Askeriye ile de sorunu var. Onlar da kendilerine balans ayarı yaptıkları için, devlet yönetimde etkilerini azaltmaya çalışıyorlar.
8- Oya Erkurt: Siyasi partiler yok, yüzde on baraj sorunu yok, memurların grev hakkı yok, çalışanların lehine hiç bir ek hak yok. Şunu da bunu da yapalım ama bu bir başlangıç olacak öyle bakıyorum. Askeri anayasa değişecek. Başkaları değiştireceğine kendimiz müdahale edelim. Ben bunun için evet diyelim diye düşünüyorum. Daha sonra ne olur bilemiyorum. Askerlerin hakimlerin ve yargıçların statüsü kalkmış olacak. Değişmiş olacak onların varlığı sorgulanacak. Değişecek biz bir gelelim tamamını değiştirelim ama bunlar başlatmış oluyorlar.
9- Abdullah Gültekin: Bugüne kadar darbelerden sonra anayasalar yapılmıştır. Bugünkü anayasa 12 Eylül 1980 Anayasası darbesinden sonra olmuştur. Bu referandum da en azından halkın doğru ya da yanlış bir şekil de vereceği oyla yansıyacak ve anayasa şekillenecek. Darbelerle değişeceğine halkın oyuyla değişsin. Evet demekte yarar görüyorum. Halkı askerler değiştireceğine, halk askerlerin anayasasını değiştirsin diyorum.
10- Kerim Değirmen: 1980 den 2010’a dek 30 Yıllık bir süreçte bütün demokratik kitle örgütleri sivil toplum örgütleri, siyasi partiler büyük bir çoğunlukla bu anayasanın değişmesi gerektiğini, askeri anayasa olduğunu, faşizan olduğunu, hep kabul ettiler, hep söylediler. Şimdi AK Parti önümüze; kendine yönelik baskıların mevcut anayasadan dayanak alarak artması sonucunda, anayasa değişikliğini koymaya başladı. Hukukun bağımsızlığı, ülkemizde henüz kabul olmamış. Uluslararası standartları, evrensel insan hakları beyannamesini göz önüne alarak, 90. Maddeyi göz önüne alarak bütün düzenlemeleri böyle yapmaları gerektiğini düşüncesindeyiz. Mevcut 80 yıllık 90 yıllık gidişatın yönünü değiştirmeye yönelik bir girişim söz konusu. Yani askeri anayasaların kalkması, yerine, sivil vesayetin yerinde kullanılması, devletten bizim istediğimiz sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanması mümkün. Hukukun sınıflı toplumlarda tarafsız olması mümkün değil. Buna rağmen böyle genel anlamda herkese lazım olacak özgürlükleri ifade etmesi açısından, bizde özgürlükçü yaklaşımımızı dile getirmemiz gerekiyor. Yani burada dil, din, ırk ve siyasal anlayış gözetmeksizin öncelikle yaşam hakkına saygı duyan, düşünce özgülüğüne saygı duyan bir yaklaşım içerisinde olması gerekir diye düşünüyorum. İnsan hakları açısından elzem olanlar bunlar. Yaşam hakkına saygı, düşünceye saygı, ifade özgürlüğü, yüzdelik barajlar ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kalkması. Hala ülkemizde siyasi partiler, sendikalar kapatılabiliyor işte norm diyor Avrupa normuna Kopenhag kriterleri gibi Venedik sözleşmesi gibi bir sürü sözleşmeler öne sürülüyor ama ülkemizde hala örgütlenme özgürlüğü anlamında 301 var 301 e giriyor işte 225 var suç ve suçluyu övmek işte devleti milleti küçük düşürmek orduyu küçük düşürmek emniyeti küçük düşürmek bunlar hala bir tabu olarak duruyor. Umarım bütün değişiklik bunlar üzerine olur diye düşünüyorum.
11- Abdullah Gültekin: 29. madde miydi tamamı konusunda ne düşünüyorsun mesela baraj konusunda hiç kimse kapak kaldırmıyor sadece AKP değil CHP ile MHP de öyle barajdan hiç kapak kaldırmıyorlar. Sadece BDP yüzde üç diyor.
12- Kerim Değirmen: Yüzde üç değil. Hiç olmaması gerekiyor ki çok seslilik meclise yansısın BDP nin 20 tane milletvekili var. Bu 20 milletvekiline AKP’nin ihtiyacı var. Dolayısıyla da onların isteklerini göz ardı edemeyecek halk oylaması referandumda da aynı durum geçerlidir.
13- Sinem Kocagöz (Ecz. Tek. Destek çev.): Halkın anayasası toplumsal mutabakatla halkın her türlü sorun ve isteklerinin uzun bir araştırmayla desteklenerek hazırlanması gerekir. Düşünce ve siyasal özgürlüğümüz; hükümete, bürokratlara ve yargıya karşı kullanıldığında eleştirilerimizin sınırları genişletilmeli çok seslilik olmalı ki ancak bir demokrasinin genişlemesi bu yolla olur. Özgürlüklerimiz verilmiş var ama işlemiyor kendilerinin meclis de dahi oluşturamadıklarını çünkü hepsi de kendi çıkarlarını göze aldıkları için olsa gerek anlaşma sağlanamıyor referanduma kadar gidilecek. Yine kendi istediklerine evet denilecek, daha sonrasında yine seçim zamanı gelecek örneğin başka bir parti iktidar olacak yine aynı senaryo yine aynı oyun fakat başrolleri paylaşan farklı olacak bırakın da bu işleri artık biraz da biz kadınlar yapsın.
14- Kerim Değirmen ( İHD Başkanı): Kadın kuruluşları diyor ki bu anayasa yine erkek gözüyle görülmüş erkek gözüyle yazılıyor kadının adı gene yok. Kesinlikle toplumun yarısından fazlası kadın zaten. Kadınlara ve çocuklara yönelik pozitif ayırımcı yaklaşımı teşvik edici yasalar yer almalı yeni yapılacak anayasada.
15- Oya Erkurt (Emekli öğretmen): Bir de neydi engelliler ve kadınlar aynı maddede toplanmış. Bu değişiklikte de kadına yönelik bir şey yok. Hatta bir hukukçu bu maddeyi kadına yönelik maddeyi tek başına yapsalardı pozitif ayrımcılığı temenni etselerdi toplumsal destek alabilirlerdi.
Ortak sonuç:
1-Demokratik hak ve özgürlükleri kapsayan anayasa değişikliği desteklenmeli
2- Parçalı değil toptan değişmeli
Değerlendirme:
İletişim:
a. Sivil toplum ile
46 sivil toplum kuruluşuna duyuru yapıldı. (E-mail? Yazı ile? Sözlü? Telefonla? Toplantı öncesinde TkMM broşürleri de verildi
b. Milletvekilleri ile
Telefon mesajı ve mail ile ilimiz tüm vekillerine ulaştık, sonuçta katılım olmadı.. M. Nil HIDIR telefonla mazeret mesajı yolladı.
c. Katılımcılarla
E-mail ile tüm katılımcılardan konu istedik, üç yanıt geldi, Mutfağın gündeminin olumlu olduğu belirtildi.
d. Medya ile
3 ulusal basın temsilcileri ve 8 yerel basın mensupları e-mail ile davet edildi. Bir haber ajansı geldi.
Sonuçlar: Az da olsa katılımın olması olumlu. Açık öğretim sınavı olması olumsuzdu. Mutfak merkezi düzeyde çalışmalarımızı destekleyen kurum ve kuruluşlarla görüşüp şubelerinin ciddiyetle toplantılara katılım göstermelerinin sağlanmasına çalışabilir.
Değerlendirenler:Kerim Değirmen
MkMM hamalı