YER: Malatya Belediyesi Fırat Toplantı Salonu
TARİH: 04 Aralık 2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Mazlum Der (Fikri Aksoy-Yönetim Kurulu Üyesi)
2 / Ekolojik Der (Hasan Buran- Başkan)
3 / İHD (Ramazan Kuzu)
4 / Bilsam (Arzu Keleş)
5 / Barış Meclisi (Hasan Doğan)
6 / Gazeteciler Cemiyeti (Osman Tosun-Yönetim Kurulu Üyesi)
7 / Uluslararası Af Örgütü (Ferman Salmış- Üyelik geliştirme Koordinatörü)
8 / Zeynel Abidin Kültür Vakfı (Erdoğan Ünverdi-Başkan)
MESLEK ODALARI
1 / Mimarlar Odası (Vefik Şahin-Yönetim Kurulu Üyesi)
SENDİKALAR
1 / Türkiye Büro İş (Servet Akbudak- Başkan)
2 / Memur Sen (Selahattin Canpolat-Yönetim Kurulu Üyesi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Asım Demirkök (Gazeteci)
2 / Kadir Akgüneş (Avukat)
3 / Nihal İlimen (Yazar)
4 / Hamza Doğuç
5 / Mustafa Baştürk
6 / İbrahim Çakır (CHP)
7 / Sami Cengil (Mazlum Der)
8 / İbrahim Soysal (Mazlum Der)
9 / M.Duran Özkan (Güneş Tv)
10 / Hasan Özhan
11 / Abdulkadir Baharçiçek (İnönü Üniversitesi-Akademisyen)
12 / İbrahim Göçmen (Gazeteci)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılan olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılan olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj gönderen olmadı.
MEDYA
1 / Güneş Tv
2 / Vuslat Tv
MODERATÖR Orhan Miroğlu– Gazeteci,yazar
KONULAR
GENEL KONU: Geçmişle Yüzleşme
KONUŞULANLAR
1 / Asım Demirkök: Bir Afrika atasözü der ki; av hikayelerini aslanlar değil avcılar anlatır. Cumhuriyet tarihi boyunca bize aslanlar değil ne yapacağımızı hep avcılar anlattı. Bir bakıma yüzleşmede bu değil midir? Bu seksen yıllık dönemde ulus devlet paradigmasını bozacak olan da aslında bu aslanların anlatımı olacaktır. Örneğin “Dersim’in Kızları” anlattığı zaman o vahşeti daha iyi anlayacağız. Aleviler kendilerine karşı yapılan zulmü, vahşeti o durumları o aslanlar çıkıp anlatacak. Şeyh Said isyanından sonra batıda şapka hikayesi adı altında birçok dindar idam edilmiştir.
2 / Hasan Doğan: Bugün yüz yüze olup tartışmakta olduğumuz konu insanlık tarihinin bütün dönemlerinde var olan meseledir. Semavi dinlerde kendisiyle yüzleşme durumu söz konusu olduğunda Tanrı’ya karşı günah çıkarma, af dileme gibi bir yüzleşme söz konusudur. Ulus devlet ideolojisinin yarattığı acılarda artık Tanrı’nın da daha ötesinde, Tanrı’nın bile engelleyemediği zulümler yaşandı. 300 yıllık ulus-devlet ideolojisinin geçmişinde Avrupa’ da olan olayların yüzleşmeleri olmuş ama zulüm edenler ya yok olmuş ya da yargılanmışlardır. Yargılama olmadan yüzleşmenin zor olacağını düşünüyorum. Bunları yapanlar hakim ulusun hegemonyasının holiganlaşmış kesimidir. Eğer bu eğitim olarak verilmişse, paradigma olarak yerleşmişse bir tek kelime konuşamazsınız hemen sözünüzün kesilmesiyle karşı karşıya kalırsınız. Toplumda da daha şiddetli durumların olması söz konusudur. Benim bu konu hakkındaki esas düşüncem bunu herhangi bir bilek güreşine çevirmeden bir geleneğini, bilimsel toplumsal bazda bir dengesini kurarak tartışmak gerekiyor o zaman bir neticeye varırız. Çünkü bizim yüzleşeceğimiz şeylerin canlı tanıkları vardır. Mümkün olduğu kadar mecliste görev alanların empati kurarak yaklaşmaları ve tartışmayı televizyonda reyting hesabı ve çıkar ilişkisine dönüştürmemeleri gerekiyor.
3 / SelahattinCanpolat: Burada oturan arkadaşlarımızın hangi birine sorsak muhakkak kendi yaşam biçimiyle ilgili acılar anlatır. Dersim olayı ile ilgili gerçekten kelimenin tam anlamıyla bir soykırım gerçekleştirilmiştir. Bu olaydan kim sorumlu ise araştırılarak gün yüzüne çıkarılması taraftarıyız. Tabi zulüm herkese yapılmıştır. Alevi-Sünni ayrımı yapılmadan, İttihat ve Terakki bu soykırımı gerçekleştirmiştir. Sivas ve Çorum’da olayların sorumluları zaten gün yüzüne çıkmıştır; derin devlet ve bugünkü ergenekon dediğimiz yapıdır. 28 Şubat darbesi; silahlı güçlerin silahız güçlere vermiş olduğu talimatla gerçekleştirilmiş olan bir baskı, bir insanlık suçudur. Bu sürecin bir başka sonucu da katsayı sorunu olmuştur. İki insanı yarıştırıyorsun ama birini çok gerilerden birini çok önlerden başlatıyorsun. İmam Hatip Liselilerin orta kısmının kalkması Türkiye’ye büyük zararlar vermiştir. Bugün katsayı problemi çözüldü bu çok sevindirici bir haberdir.”
4 / İbrahim Soysal: 1964 yılında öğretmen olarak Diyarbakır’a tayin oldum. Ben aslen Ankara’lıyım, 66 da Malatya Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak geldim. Sonrada Marksistler beni sürgün ettirdi. Sonra Kürt meselesi ile karşılaştım. İdealist öğretmen olarak bizzat halk ile karşı karşıya geldim. Çok hoş bir deneyimdi. Her türden insanlar mesele Avrupa Birliği olunca hemen kabuğuna çekilirler ama küresel düşünmemiz lazımdır. 100 yıl önce başlayan batılılaşma olayı Ali Paşa’nın, Fuat Paşa’nın Fransızcılık İngilizcilik olayıdır. İster Kürt ister Türk olalım gelin güzel bir anayasa yapalım. Biz Avrupa Birliği’nden daha güzel ve insancıl bir anayasa yapalım. Gerçek bir demokrasi istediğimizi kanıtlayalım.
5 / Nihal İlimen: Kızılderili atasözü der ki; affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır. Yaşanan bunca acıdan sonra yeni bir yola gireceksek biz bunları unutup affetmek zorundayız. Biz intikam almaya kalkarsak herhalde Türkiye’de birbirimizi yiyip duracağız. “Ben bundan tamamen temizim” diyen kaç kişi vardır? Toplumda bir yerde zulüm işleniyorsa onda hepimizin payı vardır mutlaka. 90 veya 100 yıldır insanların kafasını bulandırılmış ve gerçekleri görmemeleri için sistemler oluşturulmuştur. Birçoğumuzun kimlikleri de oluşturulmuş kimliklerdir. Çoğumuz bir şeyleri sağ salim kafayla düşünüp seçmemişizdir. Ben niye müslümanım niye değilim diye kökenine inmiş miyiz? Bunlar varken kalkıp da birbirimize geçmişte şu ya da bu olmuştu diye tartışmamızın bir anlamı yok. Şiddetin zamanı değil konuşmanın zamanı gelmiştir, bazı şeylerin artık geride bırakılması gerekir, silahların susması gerektiğini düşünüyorum.
6 / Hasan Özhan: Devlet arşivleri konusunda bir polemik yaratılıyor. Bu arşivlerin açılmasıyla ilgili geçmiş, uzak ve yakın tarihle yüzleşecek miyiz? Kürtler devlete isyan beğendiremiyor.
7 / Orhan Miroğlu: Bir CHP milletvekilinin son açıklaması da aşağı yukarı şöyleydi; Akdoğan gibi apoletleri yok ama şunu dedi: biz Dersim’i uygarlaştırdık. O sırada işin askeri boyutunu yönetenler bugün az çok kışlalarına çekilmiş durumdalar. Bu zihniyetin sivil alanda yaşaması ürkütücü. Arşivlerle ilgili açıkçası şunu düşünüyorum: Yeni bir manevra alanı olmamalıdır. CHP tarafından dile getirilen bu arşivleri açın meselesi bana bir manevra gibi görünüyor. Şunu da açıkça söylemek gerekirse devletin geçmişe dönük bu arşivlerinin açılmasına hatta faili meçhul cinayetlerle ilgili MİT’in dosyalarına nelerin olup bittiğini Türkiye’nin öğrenmesi gerekir diye düşünüyorum. Zaten bütün faili meçhul cinayetlerde tıkanma noktaları orası oluyor. Şu an Hrant Dink cinayetinde bunu yaşıyoruz. Musa Anter cinayetinde de aynı şey olmuştur. Arşivlerin açılmaması Türkiye’nin yüzleşme konusunda bence en önemli problemi ama bunu söyleyen arkadaşlarımızın da yüzleşme konusunda çok mesafe alındığını görmeleri gerekiyor. Örneğin Sabiha Gökçen Havaalanının ismi değişsin diyoruz. Burada ki simge isimlere bir tepki koymamız gerekir.
8 / İbrahim Çakır: Son günlerde bu tartışmalar CHP milletvekili Hüseyin Aygün’ün Zaman Gazetesi’ne vermiş olduğu röportajla ortaya çıktı. Sanki tarihle yüzleşme meselesinde tek sorun sadece CHP gibiymiş bir algı oluştu. CHP bir kitle partisidir ve içinde çok çeşitli eğilimleri barındırmaktadır. Arşivlerin açılması konusundaki teklif bu işe karşı duruş varmış gibi algılanıyor. Israrla arşivleri açmama konusunda direnen siyasal iktidar bu konuda masum mu? Samimi olunmadığını burada da konuşmak lazım.
9 / Servet Akbudak: Yüzleşiyor muyuz? Bu nasıl başladı ? Kürtlerin son isyanı ile ilgili TBMM’de bir tartışma yapılırken Onur Öymen devletin de derin zihnini açıklayan bir konuşma yaptı ve şuna getirmeye çalışıyordu. 1937-38’lerde Dersim’de uygulanan yöntemin bugünkü Kürt isyanında uygulanabileceğini ifade etmiştir. Sonra Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu başa gelerek tartışma biraz küllenmiştir. Sonra ise Hüseyin Aygün ile tekrar ile gündeme gelmiştir. Ben en başta başbakanın özür ifadesini o kadar da anlamsız bulmuyorum. Bunun arkası doldurulacak mı? Burada ciddi bir çelişki vardır. Sadece tarihle yüzleşme Dersim ile ilgili değil Ağrı isyanı var Zilan Deresi’nde yine 20 bin kişinin öldürüldüğünden bahsedilir. Bütün bunlarla yüzleşerek günümüzde de çok farklı ve barışçıl siyaseti egemen kılmakla mümkün olur.
10 / Turan Özkan: Bir şeyle yüzleşiyoruz gibi gelmiyor bana. Daha çok siyaseten kürsülerde, alanlarda birbirimizi alt etmek için söylenen cümleler gibi geliyor. Kuşkusuz başbakanın yapmış olduğu açıklamayı çok önemsiyorum. İslamcıların Dersim’de bir olayın olduğunu anlamış olmasıyla önemsiyorum. Bugüne kadar niye görmemişler tabi bunu da sorgulamamız gerekir. Biz bu sorunları arkadaşlarımızla 1970 yıllarda konuşuyorduk. Dersim’de büyük bir katliam olduğunu yine Ermeni katliamından bahsediyorduk. Biz yeni bir şeyle yüzleşmiyoruz. Biz bu konuda mağdur olanlarız. Şimdi bu anlamıyla başbakanın bazı kesimleri bu olaylarla yüzleştirdiği için önemsiyorum. Türkiye tarihi konuşulurken başbakanın özrü de referans gösterileceği için artık inkar edilemeyeceği inancı içerisindeyim. Hemen belirteyim ki 3-4 gün önce BDP’ nin araştırma komisyonu isteğinin diğer milletvekillerince iptal edilmesi iki yüzlülüğün göstergesidir. Burada yüzleşmenin yapılmadığı, sadece siyaseten oy derdi düşünülerek yapıldığı görülmektedir. Ama ok yaydan çıkmıştır ve bu geriye dönmeyecektir artık. Dersim’deki katliamda Celal Bayar başbakandır, Adnan Menderes sorumludur. Başbakan kendisinin Demokrat Parti geleneğinden gelen bir parti olduğunu ifade ediyor. Bunlar Türkiye sağını oluşturan kişilerdir. Dersim katliamında CHP’nin suçu kadar Türkiye sağının da suçu vardır. Burada iş, itibarsızlaştırmak isteniyor ve Chp üstüne ihale edilmek isteniyor. Oysa Türkiye’de sorgulanması gereken sistemin kendisidir. Burada devlet sorumludur. Birkaç gün önce Almanya’da yakalanan Sivas sorumluları ile ilgili Alman Hükümetine yazı göndermiyor. Türkiye’de bir demokrasi sorunu vardır ve bu sorun iki kişinin çıkıp meydanlarda konuşulması ile çözülmüyor.
11 / İbrahim Göçmen: kmm nin amacı her türlü rengin bir arada birbirlerini kabul ederek konuşması, tartışması ve neticeyi bulması hepimizin temennisi budur. Herkesin özverili olması ve birbirine tahammül etmesi gerekir. Ortak paydamızı bulmamız gerekir ki yüzleşelim. Olmazsa yüzleşme şansımız yoktur”.
12 / H. Buran: Yüzleşmek olayı çok ağır bir durumdur. Ağır olmasaydı buradaki arkadaşlar önyargılarını bırakıp içeri girerlerdi.
13 / F. Aksoy: Biz bu yüzleşmeden yeni kinler yeni nefretler yaratacaksak tekrar tekrar aynı acıları gündeme getirip yeni gerginlikler yaratacaksak bu anlamlı olmaz. Aslında yüzleşmeye kendimizden başlamalıyız. Yani biz kimlere zulmettik? Kimin haklarını çiğnedik? Daha sonra toplum ve devlet boyutuna ulaşmalıdır. Bir kesimin durumunu öne çıkartıp, ifade edip ondan sonra başkalarının değerlerine hakaret etmek saygısızca bir davranıştır.
14 / Ramazan Kuzu: Ülkede ister istemez bir kamplaşma var. Bu toplumda herkes sıkıntı yaşadı, mağduriyetler oldu. Bugün başbakanın özür dilemesi, CHP karşısında siyasi bir hesap neticesindedir. Chp’ye saldırmak yüzleşme değildir. Henüz yüzleşmenin eşiğinde dolanıyoruz, gerçek yüzleşme daha olmadı. Önce kendimizle yüzleşmeliyiz. Toplum tabandan uyanırsa, iktidar da dönüşür.
15 / Erdoğan Ünverdi: Devlet haksızlıklarla yüzleşmeli ama farklı inançlarla da yüzleşmelidir. Türkiye’de alevi-sunni çatışması yaratmak için, karşılıklı katliamlar yapıldı. Sivas’a karşı Başbağlar katliamı gibi. Dersim’de bir isyan yok, katliam var. Dersim olayı Cumhuriyet’le, Mustafa Kemal’le özdeşleştirilmesin, bunlarla sorgulanmasın. Türkiye’de yüzleşecek çok şey var. Alevilere okullarda zorla din dersi veriliyor. CHP statükocu anlayışı yıkamıyor ve bir türlü demokratlaşamıyor. Bu konulara daha cesurca eğilmesini istiyoruz. Aleviler olarak herkes gibi eşit ve özgür yaşamak istiyoruz.
16 / Mustafa Baştürk: Ayırt edici bir dil kullanırsak aramızda farklılıklar oluşur. Dersim’le yüzleşmek güzel bir olay. Cumhuriyeti tartışmamız bizi daha çok geliştirir. Geçmişte hataları olan herkesi tartışmalıyız. Tekrar hatalara düşmemek için cumhuriyeti yaşanılır bir sistem olarak sürdürmeliyiz. Adaletsizliklere ve yolsuzluklara karşı dik durmalıyız, sivil ve demokratik bir anayasa yapmalıyız.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Email ve telefonla çağrı yaptık.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Mail, telefonla davet edildiler.
MEDYA İLE
30 civarında tv, gazete ve internet sitesine çağrıda bulunduk.
KATILIMCILARLA
Email ve telefon davet ettik.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik Malatya kMM Girişimcisi