YER: Malatya Belediyesi Fırat Toplantı Salonu
TARİH: 07.05.2011
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Mazlum Der (Fikri Aksoy – Yönetim Kurulu Üyesi)
2 / Uluslar arası Af Örgütü (Ferman Salmış – Üyelik Geliştirme Koordinatörü)
3 / Sakatlar Derneği (Ali Haydar Koyun – Başkan)
4 / Meşale Derneği (Tahir İnce)
5 / Bilsam (Temel Aşıcı –Yönetim Kurulu Üyesi)
6 / Beydağı Yamaçları Kültür ve Dayanışma Derneği (Sait Aytekin – Başkan)
7 / Zeynel Abidin Kültür ve Dayanışma Derneği ( Erdoğan Ünverdi – Başkan)
8 / İnsan Hakları Derneği (Tahsin Peker- Yönetim Kurulu Üyesi)
9 / Adil Akkoyunlu (Yazarlar Birliği Temsilcisi)
10 / Kamer (Nilüfer Altunbaş – Başkan)
11 / Toplum Gönüllüleri Derneği (Sinan Oral)
SENDİKALAR
1 / Memur Sen (Selahattin Canpolat – Yönetim Kurulu Üyesi)
2 / Hak-İş (Mustafa Baştürk)
ODALAR
1 / Mimarlar Odası (Vefik Şahin – Yönetim Kurulu Üyesi)
2 / İnşaat Mühendisleri Odası (Vehbi Aluçlu – Yönetim Kurulu Üyesi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Asım Demirkök
2 / İbrahim Ulutaş
3 / Hasan Doğan (Barış Meclisi Aktivisti)
4 / Kadir Akgüneş (Avukat)
DİĞER KATILIMCILAR
1 / Hasan Kaya (ÖDP İl Başkanı)
2 / Tuğba Bayhan (Avukat)
3 / Cumali Altunop
4 / Mazlum Çetinkaya (Eğitimci – Har Dergisi)
5 / Murat Turgut
6 / İdris Boztaş
7 / Baran Boztepe (Coğrafya Uzmanı)
8 / Sami Cengil (Mazlum Der)
9 / Abdulkadir Baharçiçek (İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi)
10 / Ahmet Turan Yıldırım
11 / Ramazan Kuzu (BDP)
12 / Muhammed Taha şahin
13 / Ahmet Recai Fındıklı
14 / İbrahim Çakır
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ ADAYLARI
1.Mücahit Fındıklı (AKP)
2.Öznur Çalık (AKP)
3.Mustafa Şahin (AKP)
4.Şanal Tosun (AKP)
5.Veli Ağbaba (CHP)
6.Güzide Gök Yıldırım (CHP)
MESAJ YOLLAYANLAR
Mesaj Gönderen Yok.
MEDYA
1 / Güneş Tv
2 / Er Tv
3 / AA
MODERATÖR Mehmet Kaya – Dicle Kültür ve Araştırmalar Merkezi Başkanı
KONULAR
GENEL KONU: Siyasi Parti Temsilcileri ve Milletvekili Adaylarının Seçim Programları ve Vaatleri.
KONUŞULANLAR
1 / Mehmet Kaya “Değişim ve dönüşüm statükonun karşısında olan bir kavram. Eğer değişim dönüşüm kanlı, şiddetli seyrediyorsa ve gelecekle ilgili insanların kaygıları varsa yaşanan değişim insanı endişelendiriyor. Dünya tarihi açısından önemli bir süreçten geçiyoruz; gerek ekonomik anlamdaki belirsizlikler gerekse de siyasi anlamda yaşadığımız coğrafyanın sanki yeniden şekilleneceği izlenimi var. Dünya, gelişmiş ülkelerden yayılan bu ekonomik krizi tam atlatmadan ikinci bir krizle karşı karşıya. Bize model olarak sunulan ülkeleri kurtarmak gibi bir duruma gelindi. Yıllar boyu ülkelerini dikta ile yöneten, toplumdan gelen taleplere cevap vermeyen diktatörler tek tek devrilmektedirler. Bunların yerine geleceklerin halkın taleplerine ne kadar yanıt olacağı da belirsiz. Türkiye iç politikada önemli bir sürece giriyor, bir seçim sürecine. Bu süreçte de çözmesi gereken çok önemli sorunları var. Bu sorunların hepsi şiddet yaratan, hukuksuzluk yaratan önemli sorunlardır. Türkiye gerçekten güçlü olmak istiyorsa bu sorunlarını çözmelidir. Çözülmesi gereken ilk sorun gittikçe derinleşerek devam eden ve can yakan sorun olan kürt sorunudur. Bölgedeki sivil itaatsizlik ve çatışmalı ortam sorunun çözümünü daha da güçleştirmektedir. Diyalog ve dil bu seçim döneminin argümanı olmalı ve sorun parlamentoda çözülmelidir. Hala 80 darbesinin yarattığı anayasayla yönetiliyoruz. Toplumun yeni anayasa talebi vardır. İnsanlarımızın inançlarından dolayı eğitim alamamaları, kurumlarda çalışmamaları, istedikleri gibi ibadet yapamamalarının temel nedeni mevcut anayasadan kaynaklıdır. Bu anayasa devlet odakldır, devletin kurumlarını kutsayan bir amacı ve felsefesi vardır. Yeni anayasanın temel hedefi birey olmalı ve bireyi merkezine almalıdır. Temel felsefesi ise eşitlik, özgürlük ve adalet olmalıdır. Değişimin önündeki en büyük bir diğer engel mevcut siyasi partiler yasasıdır. Seçim barajını minimum seviyeye indirecek ve siyasi parti yapılanması, iç işleriyle ilgili düzenlemeler toplumun geliştirilmesine katkı koyacak şekilde olmalıdır.
2 / Güzide Gök Yıldırım “Cumhuriyet Halk Partisinin, Türkiye’nin ihtiyacı ve önceliklerine yönelik 41 tane projesi var. Bunlardan ilki Aile Sigortası getirilerek sosyal devlet güçlendirilecek, yoksulluk tarihe gömülecek. Hak ve özgürlükleri güvence altına alan ve genişleten yeni bir anayasa şeffaf, katılımcı ve uzlaşmacı bir süreçle hayata geçirilecek. Zorunlu askerlik 6 aya indirilecek, üniversite öğrencileri askerliklerini yaz tatilinde yapacak ve askeri harcamalar azaltılacak. Özel yaşamın gizliliği sağlanacak, telefon dinleyenlerden, korku imparatorluğu yaratanlardan hesap sorulacak. Medya üzerindeki baskılar engellenecek, medyanın özgür ve bağımsız olması sağlanacak. Temsilde adalet ilkesini yok eden yüzde on seçim barajı kaldırılacak. Faili meçhul cinayetler aydınlatılacak, devletin içindeki çeteler ortaya çıkarılacak. Emeklilere milli gelir artışından pay verilecek, emeklilerin karşılığını almaları sağlanacak. Emeklilerin beklediği intibak yasası çıkarılacak, emekliler arasındaki eşitsizlik giderilecek. Tarım ve çiftçi desteklenecek, mazotta ötv kaldırılacak, mazot fiyatı yarıya indirilecek. Kamuda taşeron işçilik tamamen kaldırılacak, taşeron işçiler İlo normlarına göre kadrolu çalıştırılacak. Kamuda 4b ve 4 c uygulamalarına son verilecek, emek sömürüsü engellenecek. İşsizlik sigortası fonu amacına uygun olarak kullanılacak, işsiz kalanların hayat standartları korunacak. Gap projesi bir an önce tamamlanacak, Gap’a ayrılmış kaynaklar amaçları dışında kullanılmayacak. Doğu ve Güneydoğu’da öncelikli yatırımlara sıfır faizli ve uzun vadeli krediler verilecek, bölgenin kalkınması sağlanacak. Doğu ve Güneydoğu’da işsizlik ve aş sorunu doğrudan yapılacak devlet yatırımları ile çözümlenecek. Güneydoğu’daki mayınlı araziler mayınlardan arındırılacak, topraksız köylülere verilecek. Harçlar kaldırılacak, eğitimde fırsat eşitliği sağlanacak. Üniversite öğrencilerinin yurt sorunu en çok iki yıl içinde çözülecek, öğrencilerin barınma sorunu ortadan kaldırılacak. Yök kaldırılacak, üniversiteler bağımsızlığa kavuşturulacak. Üniversiteler bilimsel, yönetsel ve mali özerkliğe kavuşturularak özerkleştirilecek. Üniversite yönetimlerinde söz hakkı verilecek, karar süreçlerine katılımları sağlanacak. Kadın ve gençlerimizin siyasette temsili artırılacak ülke yönetiminde söz hakkı sahibi olmaları sağlanacak. Seçim yasaları değiştirilecek, milletvekillerini liderlerin değil halkın seçmesi sağlanacak. Siyasi partiler yasası demokratikleştirilecek, lider sultasına son verilecek. Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığıyla sınırlı bırakılacak. Milletvekillerinin ve seçimle gelen tüm yöneticilerin mal bildirimleri internet ortamında kamuoyunun bilgisine sunulacak, siyasi ahlak yasası çıkarılarak yolsuzluklar engellenecek. Siyasetin finansmanı şeffaf hale getirilecek, siyasette rant sağlama peşinde koşanlar engellenecek. Parlamentoda başkanlığını ana muhalefetin yapacağı kesin hesap komisyonu kurulacak, muhalefetin iktidardan hesap sorması sağlanacak. Kamu ihale yasası AB standartlarına göre yeniden düzenlenecek ihaleler şeffalaştırılacak. Dgm’ lerin yerine getirilen özel yetkili mahkemeler kaldırılacak, yargıda birlik sağlanacak. Askeri yüksek idari mahkemesi kaldırılarak, yargı sivilleştirilecek. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu Atatürk’ün vasiyetine uygun olarak eski konumuna getirilecek, milli değerlere sahip çıkılacak. Üreticinin baş tacı olduğu bir ekonomik düzen kurulacak, istihdam artırılacak. Ekonomi sıcak paraya değil, çalışana, üretene, alın terine teslim edilecek. Bilim ve teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli bir ekonomik kalkınma hedeflenecek. Yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik verilecek, Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke konumundan çıkarılacak. Çevre talanına dur denilecek, ormanlık alanlar korunacak. Rant yasaları değil, kent yasaları çıkarılacak, şehirler modernleştirilecek. 2b arazinin mülkiyet sorunu çözülecek, kullandıkları araziler orman köylüsüne bedelsiz verilecek. Türkiye 2023 yılında bölgesinde lider, dünyada oyun kurucu konuma getirilecek”.
3 / Mustafa Şahin “Ak Parti olarak değişim ve dönüşümden hiçbir zaman korkmayan bir partiyiz. Elbette ki değişim ve dönüşüm denince ilk akla gelen, statükoyu korumakla görevli olan kesimlerin ve bazı güçlerin rahatsızlıklarının bugüne kadar hangi boyutlara ulaştığının farkındayız. 21 Şubat 2001 tarihinde Türkiye neredeydi, 21 Şubat 2011 tarihinde nereye geldik? Özellikle IMF borçlarında 25. 6 milyar dolardan 5.5 milyar dolara indi. Enflasyon %68’ lerden şu anda % 5 seviyesine geldi. İhracat 25 milyar dolardan 114 milyar dolara çıktı. Yıllık ekonomi eksi 9.4 ler de küçülürken, bugün 8.9 seviyesinde büyümüş. Merkez bankası rezervleri 22 milyar dolardan 82 milyar dolara yükselmiş. Gecelik faiz oranları % 7500 iken, şimdi % 6 seviyesine indirilmiş. Toki’de toplu konut sayısı 43.145 iken 480 000 lerin üzerine çıkmış. Toplam bölünmüş yol Cumhuriyet döneminden itibaren 6100 km iken şu an 19.700 km ulaşmışız. Sağlığa ayrılan bütçe 2.9 milyar dolarken, şimdi 14milyar dolar, eğitime ayrılan bütçe 6.5 milyar dolar iken 34 milyar dolara çıktı. Kamu yatırım miktarı 8.7 milyar tl iken 35 milyar dolara çıktı. Ekonomi de borç arayan değil, dünyada büyük ekonomisi olan 16 ülkeden biri olduk. Kişi başı milli gelirimizi üç kat artırdık. Müteahhitlerimiz dünya lideri konumunda olan bir anlayışı yakaladılar, memur maaşlarında rekor artışlar oldu. Sekiz buçuk yılda vergi yükü azaldı. Emeklinin yüzü hep güldü. Devlete yük olan kurumların özelleştirilmesinden 34 milyar dolar pay alınmış. Hasta eden bürokrasiye son verdik. Aile hekimliğini hayata geçirdik. Hastanelerimize son teknolojiyi getirdik. Malatya’da iki devlet hastanesinin birleşmesinden oluşan 640 yataklı hastane yapılarak sağlıkta standartlarımızı yükselttik. Anne ve çocuk ölümlerinde artık sona doğru geliyoruz. İlaç fiyatlarında rekor düşüş var. Sigara yasağıyla çok büyük bir rahatlama yarattık. Eğitimde derslik sayısını artırdık. Sınıf mevcutlarını 30 la ra indirdik. Eğitimde teknolojik devrim yaptık. İnternet her tarafa ulaştı. Eğitimde engelleri kaldırdık. Eğitim gören özürlülerimizin sayısı on kat artırdık. Yurt kur bütçesinde dev artış yaptık, müfredatı yeniledik, üniversite öğrencilerine tam destek verdik. Üniversitesiz şehrimiz kalmadı. Devlet üniversitelerinin bütçesini artırdık. Okuma yazma oranın yükseltilmesi ile ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı. Öğretmen sayısında iyileştirmeler yapıldı. Okullarda ücretsiz kitap vermeye başlandı. Sosyal yardımlar artırıldı. Tarıma yapılan desteklerle dünyada 8. Sıraya yükseldik”.
4 / Öznur Çalık “12 Haziran’a giderken bizim esas olarak vaat ettiğimiz yeni bir anayasa, yeni bir demokrasi anlayışı, istikrar ve güvendir. Türkiye son on yıldır istikrar ve güvenle devam ediyor, yeni yatırımları getiriyor, istihdamın artırılması için bütün yabancı yatırımcıların aradığı güvenli bir liman olmuştur. Artık dünyada gündem belirleyen bir ülke olduk. Ak partini yaptığı maddi yatırımların yanında bundan sonra yapmamız gereken demokrasimizin taçlandırılmasıdır”.
5 / Tahir İnce “Milletvekili adaylarımız önümüzdeki dört yılda Malatya için ne vaat ediyorlar, ne yapacaklar? Bunu öğrenmek istiyorum”.
6 / İbrahim Ulutaş “küçük meclisin Türkiye’nin genel sorunlarına duyarlı ve çözüm önerileri sunan bir platform olmalıdır. Devletin olmazsa olmaz hizmetleri eğitim ve sağlık alanındadır. Siyasi partilerin Türkiye’nin geleceği, demokrasisi, barışı, insanların huzurlu bir biçimde yaşamaları için bir proje sunmaları lazım. İktidar ve ana muhalefete şunu soruyorum; Kürt sorunu, alevi sorununu nasıl çözeceksiniz? Bunlarla ilgili çözümünüz var mı? Oy kaybederim anlayışıyla gidilirse ve seçim sonrası unutulursa Türkiye’ye kötülük yapılmış olacak. 12 Eylül’ü yapanlar yargılanır diye düşünmüştüm. Statükoyu değiştirmek olumlu bir adımdır. % 10 seçim barajını düşürecek misiniz? Bugün sosyalistler temsil edilmiyor. Bir kişi bile olsa temsil edilmesinin yolunu açacak mısınız? Yeni Chp Kürt sorunu ve Alevilerin sorunları konusunda parlamentoda yeni öneriler sunacaklar mı”
7 / Selahattin Canpolat “Geçmişte Malatya’da Memur Sen olarak Ortak Akıl hareketi mitingi düzenlemiştik. 12 Eylül’lerin tekrar yaşanmaması için asker kışlasında eğitimine devam etmelidir. Olumlu şeyleri buradan küçük Meclisten büyük meclise gönderelim”.
8 / Fikri Aksoy “Yerelde ve genelde önemli gördüğünüz üç sorun hakkında projeniz var mı? Şahsınıza ait olan bir projeniz var mı?”
9 / Asım Demirkök “1808, 1839, 1856, 1876, 1908, 1912 İttihat ve terakki, 1921 Anayasa, 1924, 1934,1936 1961..Akp bir canavar yakaladı ancak canavarı yaralı bıraktı. Bu sürecin içerisinde toplumun bu canavarla savaşamadığını düşünüyorum. Eğer yerel yönetimler yasası değiştirilip il genel meclisinin alacağı kararlar valinin önüne geçmediği sürece, demokrasimiz gelişmez. Yerel yönetimlerin hakim olacağı bir yasayı getirmemiz lazım. Bu yerel yönetimler yasasını getirecek misiniz?”
10 / Hasan Kaya “Bu ülkede en temel sorunlarımızdan üç tanesi eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik. Bu alanda her iki parti adayları neler yapacaklar? Eğitimin parasız, bilimsel bir niteliğe kavuşması için, sağlığın gerçekten parasız nitelikli bir sağlığa kavuşturulması için, sosyal güvenliğin her yurttaşın kendisini bu ülkenin eşit bir yurttaşı olarak kabulleneceği konusunda neler yapacaksınız? Gerçek anlamda insana dair yapılması gerekenleri yeni anayasada yapabilecek misiniz? Atanmışların seçilmişler üzerindeki hakimiyeti konusunda neler yapacaksınız? Kürt sorunu, Alevilerin sorunları ve diğer azınlıkların sorunları konusunda neler yapabileceksiniz?”
11 / Tahsin Peker “Ak parti 2002’de iktidara gelirken birinci sloganı şuydu “yeni anayasa, demokratik bir süreç” 2007’de yine aynısı..şimdi biz üçüncü defa kandırılacağız diye düşünüyorum. Bu süreçte muhalefette değişim için hiçbir şey yapmadığı gibi statükoya çeper oldu. Anayasa değişiminde yine parça mı değiştirilecek ve halka sunulacak yoksa bu ülkede inançların, etnik kimliklerin, kültürlerin kendilerini içinde bulabilecekleri bir anayasa mı olacak? Anayasada olmayan haklar vardır. Örneğin seçim barajı. Biz bu dokuz yılda demokrasi görmedik, gözaltı süreçleri tutsaklık süreçlerine dönüştü. İnsanların kendilerini ifade hakları yok. Ergenekon davasında birçok uç noktadaki insanlar dışarıda. On yedi bin faili meçhul cinayette sorumluluğu olan sadece üç kişi şu an yargılanmaktadır. Dört yüz yirmi üç çocuk son on yılda öldürüldü. Bunların yetmişe yakını da Ak partinin iktidar olduğu dönemde olmuş. Dünyada bugün 145 gazeteci tutuklu, bunların 67’si Türkiye’dedir. Bunların da 55’i Kürt gazetecidir. Demokrasi bunun neresinde? Gelecek olan dört yıl için demokrasi yine böyle mi olacak?”
12 / Mustafa Baştürk “Önemli olan herkesin eşit statüde, devletin tüm imkanlarından faydalanmasıdır. Chp’ye soruyorum; kişi başına 600 tl vereceğinizi söylüyorsunuz. Kayıt dışılığın % 45 olduğu bir ülkede siz herkese bu parayı verdiğinizde bu kayıt dışılığı % 55- 60’a çıkarmaz mısınız? Çünkü insanlar kayıt dışı çalışacaklar ki o 600 lirayı alsınlar. Bu konuda bir çözüm öneriniz var mı? Herkesin eşitçe eğitim hakkından bahsettiniz. Meslek okulları ve imam hatip lisesi mezunları polis olmasınlar diye anayasa mahkemesine dava açtınız. Eşitlikten bahsederken bu çelişkiye neden düşüyorsunuz? Ekonomik hakların yanında demokratik hakları koymanız lazım. Chp devletçi ekonomiyi mi savunuyor yoksa özel sektöre bir takım teşvikler vererek yatırıma mı yönelecek? Kürt politikasına yönelik bir projeniz yoktur. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Chp, ergenekon sanıklarını partisine davet etmiştir. Bunları halka nasıl izah edeceksiniz?”
13 / Hasan Doğan “Bizim değişim dönüşümümüzde yeni bir sistemle ilgili somut bir şeyimiz yok. Kasetler nedeniyle bazı siyasetçiler alaşağı edildi. Bu bizi, bürokrasinin yeni bir vesayet kurmasına götürür. Teknik dinleme ve iletişim sistemiyle olan delil toplama sürecinin denetimi yok. Bu konuda hukuki statü nasıl kurulacak? Bunu öğrenmek istiyorum. Yeni anayasada yeni bir sendikacılık anlayışı nasıl olacak? Aile sigortasının fak fuk fondan nasıl bir farkı var?”
14 / Kadir Akgüneş “Şahnahan kanalına organize sanayinin tüm atık suları akıtılıyor. Biz de oradan tüm kayısılarımızı, sebzelerimizi suluyoruz. Bu konudaki çözümünüz ne olacak? Özel yetkili mahkemelerin verdiği cezalar ne olacak? Cezaevlerine hala bazı kitaplar alınmıyor. Bu sorun hakkında ne düşünüyorsunuz?”
15 / Abdulkadir Baharçiçek “Türkiye’de ilk kez hizmet odaklı seçim süreci yaşıyoruz. Her parti ne yapacağını önceden ortaya koyuyor. Bu da sivil toplum açısından iyi bir şey. Chp programında askeri harcamaları azaltacaklarını söyledi. Bu hem Türkiye açısından, hem muhalefet açısından, hem Chp geleneği açısından önemli bir yenilik. Yine askeri yargı var programlarında bu da önemli. İç hizmet kanunun 35. Maddesinin değiştirilmesi de vardı. Ak parti iktidarının avantajını kullanarak doğal olarak yaptıklarını öne çıkarıyor. 10 yıl sonrası için öngörülerini ortaya koyuyor. Gelişmiş toplumların iki tane belirgin özelliği var; bunlardan biri demokrasidir, diğeri eğitimdir. Gelişmiş ülkelerde üniversite mezunu oranı % 40’ın üzerindedir, Türkiye’de % 11, Malatya’da %8, Hakkari’de muhtemelen % 2’dir. Türkiye’de demokrasiyi derinleştirme sorunu devam ediyor. Avrupa vizyonu konusunda bir şey duymadık. Eğitim düzeyini yükseltmek ve demokratikleşmeyi derinleştirme konusunda siyasi partiler ne düşünüyor? Demokrasiyi kendi partileri içinde nasıl geliştirecekleri konusunda ne düşünüyorlar?”
16 / Sinan Oral “Malatya’nın yakın gelecekte pişman olacağı kuzey çevre yolu hakkında milletvekillerimizin önümüzdeki dönemde nasıl bir görüşü olduğunu merak ediyorum. Hayvancılık ve tarımla ilgili büyük bir katliam olacaktır. Bunun Malatya kamuoyu şu an çok da farkında değil. Milletvekilleri bürokratlar arasında yaşanan sorunlar var. Bürokratların milletvekillerine baskın olduğunu hissediyoruz. Milletvekillerinin parti genel merkezine duyacağı vefadan çok halka karşı duyacağı sorumluluğun daha öne çıkmasını temenni ediyorum. Malatya’ya her geçen gün göç artıyor. İşsizliği gideren, istihdamı artıracak projeleriniz var mı?”
17 / M.Sait Aytekin “Muhalefet adayına soruyorum; vaatlerinizi pek de inandırıcı bulmuyorum. Darbeleri planlayan, yapan ergenekon dediğimiz yapı bu zihniyete ait. Ergenekondan yargılanan adaylarınız var. Yine statükodan yana söylemleriniz var. Yasakçılığın temelinde sizin partinizin anlayışı yatıyor. Yine Kürt sözcüğünü ağzınıza almıyorsunuz, Alevilerle ilgili bir söyleminiz de yok. Bu konuda da sizleri inandırıcı bulmuyorum. Diğer milletvekili adaylarına da şunu soruyorum; yeni bir demokratik anayasa paketiniz var mı? Anadilde eğitim konusunda bir şey geliştirecek misiniz?”
18 / Mazlum Çetinkaya “Partilerin söylediklerinden öte yaptıklarına bakmak gerekiyor. Bütün partiler popülizm yapıyor ve bu bize de bulaştı. Yaklaşık bir ay önce Susurluk’taki olayda adı geçen özel harekatçılardan birinin açıklamaları vardı, çeşitli itirafları oldu. Akp Ergenekon konusunda iyi şeyler yaptı, deyim yerindeyse solu budandı, sağı ne zaman budanacak? Bir arada yaşamı örebilecek, barış ve kardeşliği sağlamlaştıracak kültürel projeleriniz var mı?”
19 / Ramazan Kuzu “Ülkemizdeki en büyük sorun demokrasi sorunudur. Kürt sorununun temelinde de esas olarak demokrasi sorunu yatıyor. Demokrasi ötekileştirmeden, bir arada birbirini anlayarak yaşamayı öngörür. Her iki parti de programlarında demokrasiden söz edilmiyor. Statükocular ve statüko değişiyor mu diye bir izlenim de oluşuyor bende. Özel yetkili mahkemeler adı altında acımasız bir şekilde çalıştıklarını ve iktidar partisinin de bu kurumu derinleştirdiğini, koruduğunu görüyoruz. Chp’nin sosyal devlet vurgusunu önemli buluyorum. Tekçilikle demokrasi birbirinden ayrı şeylerdir. Ülkenin demokratikleşmesini istiyorsak bazı riskleri göze alarak ülkenin demokratikleşmesi için slogan üretmeliyiz. Yoksa bir partinin tabanına hitap ederek oy almaya çalışmak doğru değil. Demokrasiyi geliştirirsek ekonomimiz de gelişir”.
20 / Erdoğan Ünverdi “Alevi sorunları ile ilgili projeleriniz var mı, Cem evleri ne zaman yasallaşacak? Yoksa Türkiye’de seksen yıldır eşit yurttaş deyip aleviler üzerindeki baskı devam edecek mi? Alevi yurttaşlar devlet tarafından fişleniyor. Alevilerin eşit şartlarda bir üst makama geçmesi mümkün değildir. Devlet ve partiler bu işi ne zaman düzeltecek? Biz ne zaman kendi adaylarımızı belirleyeceğiz. Türkiye’deki demokrasi ucube bir demokrasidir. Çoğunluğun haklarını koruyor, azınlığın yaşam hakkı yok”.
21 / Sami Cengil “Mazlum Der olarak bütün siyasi partilere eşit mesafedeyiz. Bütün insanların sorunlarını genel insan hakları ölçüsünde değerlendiriyoruz. Geçenlerde Eskişehir’de bir ilçe belediyesi benim inancıma hakaret diye saydığım bir başörtülü kadına çenesinden iç çamaşırı giydirmiş ve bunu resmetmiş. İbadethanenin tepesine ucube diye yazmış. Sizin Cumhuriyet Halk Partisi adayları olarak genel merkezinize, parti kurullarınıza İslam dinine yapılan bu davranışa karşı bir yaptırımınız olacak mı? İnanan insanların oyuna talipsiniz ama inanan insanlara saygılı değilsiniz. İktidar partisine de şunu sormak istiyorum bu dönemde eğitimdeki yenilikleriniz nelerdir?”
22 / Adil Akkoyunlu “ Türkiye’de iki sorun var; biri insan hakları sorunu diğeri de bunun karşısında duran bir zümrenin sorunu var. Alevi sorunu, Kürt sorunu, başörtüsü sorunu var diye söyleniyor fakat bana göre bunların hepsi bir insan hakkı sorunudur. Başörtüsü sorununu öne çıkararak Müslümanların diğer sorunlarının üstü örtülüyor, görmezden geliniyor. Geçmişte sokakta slogan atanlar bugün Ergenekoncu oldu. Chp bunları aday yaparak yaralarını onarmaya çalışıyor. Sonra kalkıp faili meçhulleri ortaya çıkaracağız diyor”.
23 / Vehbi Aluçlu “Malatya’nın çevre düzen planı hazırlanıyor ve bu konuda hiçbir sivil toplum örgütünün özellikle meslek odalarının görüşleri alınmadı. Haziran ayında bu teslim edilecek ve biz bunun hiçbir yerinde yokuz. Kuzey çevre yoluna bütün odalar olarak karşıyız. Biz bunun karşısında durduğumuz için mi yoksa yeni yapılacak olan standın yerine karşı olduğumuz için mi çağrılmadık buraya? Vekillerimizden de aday adaylarımızdan da bunun takipçisi olmalarını isteyerek bizim görüşlerimizin alınmasının ne kadar önemli olduğunu görmelerini istiyoruz”.
24 / Temel Aşıcı “Özellikle bu seçim çalışmalarında hiçbir partinin eğitimle ilgili ciddi bir programı yok. İlk okulda önceleri harf öğretimi ile başladık, daha sonra bu cümle öğretimine sonra yine harf öğretimine döndük. Eğitim sistemimizde sürekli olarak değişimler yaşanmaktadır. Bu ne zamana kadar sürecek ve ne yapmayı düşünüyorsunuz?
25 / Hasan Kaya “Sosyalistlerin parlamentoya girmemesi için örneğin Özgürlük ve Dayanışma Partisi Ysk kararıyla seçimlere sokulmaması konusunda iktidar partisi olarak ne düşünüyorsunuz?”
26 / Veli Ağbaba “Eskişehir’de bir salon belediye tarafından kiraya verilmiş, orada yaşananların bizimle bir alakası yok. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün inançlara saygılıyız ve kimsenin inancıyla ilgili bir sorunumuz yok. İmam Hatip Lisesi mezunları polis oluyor, emniyet müdürü oluyor, vali oluyor anacak bir şeye daha dikkat etmek gerek; Alevilerin polis olamadığını biliyorum, solcuların vali olamadığını ve Kürtlerin bir yere gelemediğini biliyorum. Sadece siyasi düşüncesinden dolayı insanların bir yerlere gelemediğini kabul etmemiz lazım. İmama Hatip Lisesi mezunu olması bir insanın önünde engel de olmamalı, ayrıcalık da getirmemelidir. Bir insanın alevi olması, sağcı veya solcu olması, suni olması, hristiyan olması, Kürt ya da Boşnak olması insanlara ne avantaj ne de dezavantaj sağlamalıdır. Bizde bazı deyimler var, genel başkanımız da bir söz kullandı “ statükonun allahı Ankara’dadır” diye. Halk kültürünü bilmek lazım, bizi bir şeylere alet etmemek de gerekiyor. 1980 darbesinde binlerce insan işkenceden geçirildi, binlerce insan öldürüldü, asıldı. İşkencecilerin bir kısmı sağ partiler döneminde vali yapıldı, emniyet müdürü yapıldı, bakan yapıldı. 1980’den sonra yüzlerce faili meçhul cinayet oldu. Sadece Diyarbakır, Hakkari, Şırnak’ta değil, Sapanca’da oldu. Yine İstanbul Perpa’da bir iş merkezinde yargısız infazlar yapıldı. Ne yazık ki o dönemde bazı arkadaşlar hiç tepki göstermediler. Ne zaman ki 28 Şubat oldu, burada biraz tepki göstermeye başladılar. Türkiye’nin siyasi tarihi darbeler tarihi ve işkenceler tarihidir ve bunlar hep solcular üzerine yapılmıştır. Ergenekon davasında bir tane dahi faili meçhul çözülmemiştir, takip de edilmemiştir. Doğuda on yıllarca devlet ve çeteler suç işledi ve bugün hiçbiri yargılanmıyor. Yargılananların hepsi son dönemde Akp’ye muhalefet eden kişiler. Devlet geçmişte işlemiş olduğu suçlarla yüzleşmelidir, faili meçhuller ortaya çıkarılmalıdır. Bizim milletvekili adaylarımız arasında Diyarbakır’da, Şırnak’ta emniyet müdürlüğü, valilik yapıp aday olan kimse yok. Bizim genel başkan yardımcımızın geçmişte emniyet müdürlüğü yapıp, geçmişte faili meçhullerde, masum insanların öldürülmesinde parmağı yok. Mehmet Haberal var fakat Abdulkadir Aksu gibi diğer insanları da değerlendirmenize sunuyorum. Dersim’le de yüzleşilmelidir. Eğer orda suç işlenmiş ise onun da yargılanması gerekir. Faili meçhul cinayetlerle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi defalarca önerge verdi. İktidar partisi tarafından hiçbiri kabul edilmedi. O dönem başbakanlık yapan, bakanlık yapanların, valilik yapanların yargılanması gerekirdi. Hakikatler komisyonu kurulmalıdır. Türkiye’ye demokrasi ne zaman gelir? 28 Şubat’tan etkilenenler, ezildiğini düşünen insanlar 12 Eylül’lere karşı çıktığını açıklamış olsaydı o zaman demokrasi gelir. Seçim bildirgemizde “özgürlükçü demokrasiyi kuracağız” dedik. Özgürlükçü demokrasi için anayasayı, şeffaf, katılımcı, uzlaşmacı bir şekilde hazırlayacağız. Toplumun tüm renklerinin kendini ifade edebileceği bir toplumsal uzlaşma metni hazırlayacağız. Bir siyasi parti “siyasi partiler kanunu” nun değişmesini istemiyorsa Türkiye’ye demokrasi getirmesi konusunda samimi olmadığını düşünüyorum. Biz siyasi partiler kanununu değiştirerek lider sultasına son vereceğiz, üyelik hukukunu koruyacağız. Halkın seçmediği milletvekillerini halkı temsil ettiği düşünülemez. Demokrasinin bir diğer olmazsa olmaz koşulu yüzde on seçim barajının düşürülmesidir. Yüzde 3’e düşürülmelidir. Koalisyon hükümeti birçok gelişmiş ülkede var. Dokunulmazlık mutlak suretle kaldırılmalıdır. Hesap vermeyi namuslu bir görev olarak görüyoruz. Yine sivil toplum örgütlerinin güçlenmesini sağlayacağız. Yapacağımız her işte sivil örgütlerinin görüşlerini alacağız, bilgilendireceğiz. Biz kimsenin inancı ve başındaki örtüsüyle ilgilenmiyoruz. Türkiye’nin en temel sorununun yoksulluk olduğunu düşünüyoruz. Türban gibi bir takıntımız da yok, öyle bir sorunumuz da yok.”
27 / Güzide Gök Yıldırım “Türkiye’nin çok sorunu var; işsizlik sorunu, istihdam sorunu, eğitim sorunu, sağlık sorunu. Bu genel sorunlar dışında Malatya’ya özgü sorunlar da var. Bu sorunları nasıl gidereceğiz? Öncelikle eğitim sorununu ele alırsak küçük yaşta alınacak eğitimler işe başlanacak döneme kadar devlet kontrolünde ve ihtiyaca yönelik tespitlerle yapılacak. Çocuk anaokulunda üniversiteye kadar öğretmen kontrolünde sosyal etkinliklerle öğrenecek. İstihdamı yaratacak, işe duyulan ihtiyaca mesleklere yönelik meslek okullarıyla, sanayileri birleştirerek devlet destekli olacak. İstihdamı geliştirmek gerek, devlet desteğini çekersek başarısız oluruz. Aile sigortası konusu ise, insanın birincil ihtiyacı, sağlık ve beslenme olarak görüyoruz. Avrupa ülkeleri bunu yapıyor ve hiçbir sorun yok. Yoksulluğu gidermek ilk anda istihdamla olmayacaktır. Aile sigortasında ailenin kadınını güçlendirmek için devlet desteğini vermemiz gerekiyor. Bu, sosyal devlet olmanın ve ekonomik dengeleri sağlamanın gereğidir. Nükleer santrallerin insan sağlığı üzerinde nasıl zararları olduğunu biliyorsunuz. Kayısıda kükürt oranı yüksek olduğu için ihracatımız düştü. Enerji kaynaklarını tehlike olmayacak şekilde projelendiriyoruz ve doğal enerji kaynaklarına dönmek istiyoruz, bunu Malatya’da da gerçekleştirmek istiyoruz”.
28 / Mücahit Fındıklı “Türkiye 21. yüzyılda ulus devlet modeliyle mi yönetilecek yoksa hukukun üstünlüğünü tesis ederek ve demokratikleşerek yepyeni bir cumhuriyet kuracak ve bu çizgide mi devam edecek? İçinde Kürtlerin, Alevilerin, İslamcıların, gayrı müslümlerin, Lazların, Çerkezleri problemi var. Bu cumhuriyet nasıl kurulmuş? Bu Cumhuriyet bir Osmanlı bakiyesi üzerine kurulmuş. Topraklarını kaybeden, birçok isyanları yaşamış, yepyeni bir dünyanın ortasında, Balkanlardan Kafkasya’ya kadar kurtuluş mücadelesini yapmış 1920 ‘ye kadar gelmiş ve bu tarihte Atatürk’le birlikte yepyeni bir cumhuriyet kurmuş. O günün koşullarında çok da demokratik bir meclis oluşturmuşuz. Mecliste Kürdistan vekilleri, Lazistan vekilleri var, Dersim vekilleri var. 1923ten sonra ne yazık ki bir farklılaşma yaşıyoruz. Devlet yöneticileri bir ulus yaratma adına bir kimlik üzerinden bir proje ortaya koyuyorlar. Buna Kürtler, aleviler, İslamcılar karşı çıkıyorlar ama tek parti döneminde bu ısrarla sürdürülüyor. Devlet eliyle bir millet yaratmak, devlet eliyle bir ekonomi oluşturmak ve devlet eliyle de bir rejimi idare eden bir parti kurmak. 1947’ye kadar böyle geldik. Toplumun bütün kesimlerine baktığınızda belirli bir elitin dışında herkes dönem dönem hep beraber veya tehlike arz ettiği zaman mevcut sistem veya statüko tarafından bertarafedilmiş. Acılarımızı yarıştırmak içine düşeceğimiz en büyük tuzaktır. Bu tuzaklara düşmeden özgürlük isteyen herkes birbirimize sahip çıkıp, birbirimizle kenetlenmek zorundayız. Bütün ideolojiler insanı tarif etmeden bir felsefe geliştiremezler. Dünyaya gelirken taşıdığımız kimlikler anayasal güvenceye alınıp korunması gereken kimliklerdir. İnsanların daha sonra seçtikleri vardır. Dinini değiştirme veya inanmama özgürlüğü de vardır. Türkiye seksen yıl böyle yaşamadı ne yazık ki. Bazen İslamcıları tehlike olarak gördü, Alevileri yakın gördü, bazen Alevileri tehlike olarak gördü gitti Dersim’de üzerine bomba yağdırdı. Bazen solcuları tehlike olarak gördü, bazen milliyetçileri, sağcıları tehlike olarak gördü. Hepsinin problemi aynı olmasına rağmen devlet bu muhalefet gruplarını birbirinden ayırdı ve birbiriyle çatıştırdı. İşte Ergenekon denen şey orda çıktı. Kürtlerin istediği haklar verildiği zaman biz haklarımızdan bir şey kaybetmeyeceğiz. Problemin ana kaynağı kuruluştaki statüonun kendisi, bunu iyi görmek lazım. İktidar ve muhalefet partisinin yeni anayasanın temel felsefesi üzerinde anlaşması lazım. Bireyi esas alan, bireyi devlete karşı koruyan bir anayasayı ortaya koymamız gerek.
Malatya’nın üç temel sorunu var. Birincisi Malatya’yı cazibe merkezi yapmamız lazım, ikincisi işsizlik sorunumuz var, üçüncü olarak da yatırımları hızlandırmamız lazım. Türkiye için en temel sorun, sivil ve demokratik bir anayasadır. Bunun dışında da birçok projemiz var.
Bu memlekette camilerin tamamını vatandaş kendisi yaptı. Cem evlerini de vatandaşın kendisi yapmalıdır. Sosyal devlette bir inanç sahibi ibadet yeri istiyorsa devlet ona yer vermelidir. Biz birbirimize yabancı oldukça birbirimizin düşmanı olduk.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
35 Sivil Toplum Örgütü ile mail ve telefonla iletişim kuruldu.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
İl başkanları ve adaylarla görüşerek çağrıldı.
MEDYA İLE
25 medya kuruluşuna telefon ve e mail ile çağrı yapıldı.
SONUÇLAR
Genel konuya ilişkin ve 10 istek çalışmasına ilişkin videolar gösterildi.
DEĞERLENDİREN KİŞİ Semine Dengeşik Malatya küçük Millet Meclisi Girişimcisi
07.05.2011 Malatya kMM Toplantı Tutanağı
previous post