YER: Malatya Belediyesi Fırat Toplantı Salonu
TARİH: 05 Ocak 2013
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Sakatlar Derneği (Ali Haydar Koyun-Başkan)
2 / Uluslararası Af Örgütü (Ferman Salmış)
3 / Anadolu Gençlik Derneği (Selahattin Canpolat)
4 / İnsan Hakları Derneği (Hasan Doğan)
5 / Toplum Gönüllüleri Birliği (Sinan Oral-Yönetim Kurulu Üyesi)
6 / Zeynel Abidin Vakfı (Erdoğan Ünverdi-Başkan)
MESLEK ODALARI
1 / Mimarlar Odası (Vefik Şahin-Yönetim Kurulu Üyesi)
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Serdar Yıldırım (Aile Hekimi)
2 / Mustafa Baştürk
3 / Abdulkadir Zeytinoğlu
4 / Halim Ezin
5 / Aziz Görgeç
6 / Coşkun Çetin
7 / Öztekin Altıner (Gazeteci,yazar)
8/ Selim Çağlar (Ak Parti İl Başkan Yardımcısı)
9/ Murat Turgut
10 / Hilal Demir
11/ Soner Tutar
12 / Ali Tura (Şair, araştırmacı yazar)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ
Ömer Faruk Öz (AKP)
BELEDİYE BAŞKANLARI
Katılan olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
Veli Ağbaba (PM toplantısı olduğu için katılamadığını belirtti.)
MEDYA
1 / Güneş Tv
MODERATÖR
Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem – Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi
KONULAR
GENEL KONU: Hükümetin 10 Yılı.
KONUŞULANLAR
1 / Fazıl Hüsnü Erdem: Anayasa çok uzunca bir süredir tartışılıyor. Bu anayasa yürürlüğe girdiği günden beri eleştirilen,değiştirilmesi ve yenilenmesi istenen bir anayasa. Toplumun tüm kesimleri yeni bir anayasa yapma konusunda hemen hemen mutabakata varmış görünüyor. Birçok sivil toplum örgütü, meslek odası anayasa değişikliği yeni anayasaya ilişkin öneriler paketi sundu, kamuoyu ile paylaşıldı. Başbakan 2007 seçimlerine giderken yeni bir anayasa taahüdüyle girdi. 2007 yılında Ak Partinin isteği üzerine akademisyenlerden oluşan bir kurul tarafından bir anayasa taslağı hazırlandı. Fakat bilemediğimiz sebeplerden ötürü bu taslak askıya alındı. 2011 seçimlerinde tüm siyasi partiler yeni anayasa taahüdünde bulundu. Sivil toplum örgütleri bu işi destekledi. Kamuoyunda da yeni bir anayasa yapma konusunda duyarlılık oluştu. 2011 eylül ayı içerisinde TBMM başkanı Cemil Çiçek’in çağrısı üzerine toplanan anayasa hukuku profesörleri yeni anayasa yapımının yöntemine ilişkin bir istişari toplantı yaptı, bir ay sonra anayasa uzlaşma komisyonu toplandı, çalışma esasları belirlendi ve çalışmaya başlandı. Yeni anayasa yapılabilmesi için olması gereken düşünsel alt yapı hazırdı, toplum da buna hazırdı. Eksik olan şu vardı; Toplumda var olan gerginlik hali, kamplaşma ve kutuplaşma hali, güvensizlik ve parçalanma hali giderilmeden böyle bir sürece başlanıldı. Uzlaşma komisyonu toplumdan önerileri almak için bir web sayfası da açtı ancak Cemil Çiçek’in de zaman zaman kamuoyuyla paylaştığı gibi yeterince öneri ve katkı gelmedi. Bunun üzerine uzlaşma komisyonu gizlilik kararı aldı ve kamuoyunda oluşan o güvensizlik hali daha da pekişmiş oldu. Yeni anayasa yapımına ilişkin inanç da giderek zayıfladı. Bunun en önemli sonucu ise; siyasi partilerin kendi kırmızı çizgilerine geri çekilmeleri, gardlarını almaları ve kendi siyasi konumlarını koruma refleksi ile hareket etmesine sebep olmasıdır. Türkiye’nin kurucu ideolojisinden kaynaklanan bir bölünmüşlük ve parçalanmışlık hali vardır. Laiklik ve milliyetçilik ilkelerinin dışlayıcı ve ötekileştirici oluşuna bağlı olarak bu durum gelişmiştir. Renkler, kimlikler ve farklılıklar sorunu bir türlü çözülmemiş bu da toplumda ayrışma eğilimlerini güçlendirmiştir. Böyle bir tablo içinde yeni bir anayasa yapmak için bu toplumda var olan korku ve güvensizlik halini ve siyasette var olan kutuplaşma ve kamplaşmayı gidermek gerekiyor. Yani güven artırıcı adımlar ve tedbirlerin alınması gerekiyor. Bunlar; siyasi partiler yasasının değiştirilmesi, ceza kanunda değişikler, basın kanununda değişikler yapılabilinirdi. Tutuklu milletvekili sorunu çözülebilinirdi, kck operasyonları durdurulabilinirdi. Mevcut parlamenter sistemden vazgeçilip başkanlık veya yarı başkanlık sistemin ilişkin talepler hep merkez sağ partiler tarafından dillendiriliyor. Bunu sebebi de merkez sağ liderlerin siyasette yaşadıkları sıkıntılardır. Sorun vesayet sistemden kaynaklanıyor. Sağlıklı bir zemin üzerinden başkanlık sistemi tartışılmalıdır. Topyekun idari ve hukuk sistemini değiştirecek bir yapılanmadır.
2 / Ferman Salmış: Yeni dönemde kürt sorunu ile ilgili bir diyalog sürecinin başladığına ilişkin bir durum var. Parlamentoda nasıl bir seyir bekleniyor? Parlamento çok gergin bir süreç geçirdi, kavgalar hiç eksik olmadı, parlamentoya bakan bir kimse toplumun da sakin olduğunu söyleyemez. Acaba mecliste yaşanan kavgalar teatral bir şey mi yoksa gerçekten tartışma yaşanıyor mu?
3 / Hasan Doğan: Yeni bir anayasa yaparken sistem değişikliğini içeren bir gaye olmalı mıdır? Başkanlık sistemi korka korka tartışmaya açılıyor. Parlamenter sistemi değiştirmek lazım, mahalli meclisleri gündemleştirmek lazım. Güçlü meclislerin üzerinde bir başkanlık ancak başarılı olabilir. Hali hazırda sivil toplum örgütlerinin dışında hem akademisyenler hem de siyasi partiler açısından yeni bir anayasa yapabilme konusunda bir iradeleri var mı ve örgütlenme yapıları buna uygun mu? Bu sürecin kesintiye uğramasının başbakanın cumhurbaşkanı olma isteği ile alakası var mıdır?
4 / Erdoğan Ünverdi: Bir alevi dedesi olarak taleplerimizin karşılanmadığını düşünüyorum. 2011 seçimleri öncesi burada bir mutabakat metni imzalamıştık. Alevi haklarının hükümet tarafından yerine getirileceği konusunda milletvekili adayları imzalamışlardı ancak o söz yerine getirilmedi. Alevilerle ilgili yedi çalıştay yapıldı, bu aleviler açısından önemliydi. Fakat ne yazık ki bu çalıştaylar aniden kesildi, geliştirilseydi daha iyi olabilirdi. Bu süreci provake etmek isteyen gruplar çıktı ama ülkemizin demokratikleştirilmesi açısından önemli bir çalışmaydı. Hükümet denizi geçti ama derede boğuldu. Hükümet 2011 seçimlerinde % 50 oy alınca alevi hakları unutuldu. Cemevleri için müracaat edildiğinde diyanet işlerine havale edildi. Diyanet işleri de her seferinde ibadet etme yeri değildir dedi. Benim ne istediğim önemli sen bana elbise biçmek zorunda değilsin, benim haklarımı karşılamak zorundasın. Biz yarın on bin kişi toplansak ve sokaklarda cem yapsak doğru olur mu? Diğer inanç grupları için ibadet yeri tanıyorsun fakat alevi yurttaşlar için ibadet yeri tanımıyorsun. Bu hem demokrasiye hem de insan haklarına aykırı bir durum. Din derslerinin seçmeli olsun dediler, alevi biri bunu talep ederse devletin bunu da sağlaması lazım. Ama ne yazık ki sıra bize geldiğinde devlet çok otoriterleşiyor ve bizi tanımıyor. Devlet Alevilere bütçeden pay vermeli, kurumsallaşmalı milyonlarca alevinin de .kendi kurumlarını oluşturması gerekir. Anayasa, ülkede yaşayan herkesin haklarını korumalı, her vatandaş kendini 1. sınıf eşit yurttaş olarak görmelidir. Çünkü adaletli bir yapı oluşmadığı sürece toplum daha çok bölünüyor. Adalet toplumu daha çok birleştirir.
5 / Mustafa Baştürk: Bizler her ne kadar sivil ve demokratik bir anayasa istesek de sanki bilinç altımızda darbe anayasasına bağlı kalmak isteyenler var. Bunu toplumun tümü değil de kimi siyasi partiler, ana muhalefet partisi istiyor. Parti kapatma konusunda da mesela sürekli kapatmayla karşı karşıya kalan bir parti vardı. Ama kapatmama söz konusu olduğunda oylamaya katılmamıştı. Sivil ve demokratik bir anayasa yapmak için herkesin mutabık olması mı gerekir? Bu parlamento yeni bir anayasa yapamaz mı? Bana göre yapabilir. Diyanetin olması gerekli mi, değil mi? Aleviler cemevinin ibadet yeri yapılmasını talep ediyor. Bu talebi ben haklı olarak görüyorum. Diyanet işlerinin olmaması gerektiğini düşünüyorum.
6 / Serdar Yıldırım: Anayasa bugünkü siyasi iktidarın esasını oluşturacak yine toplumun bir kesiminin haksızlığa uğrayacağı bir durumdan öte, beş altı çocuğu olan bir ana şefkatiyle oluşturulabilecek bir yasadır. Kadınların daha fazla bu sürece katılmaları gerekir diye düşünüyorum.
7 / Ali Tura: Yeni anayasa içerisinde Türkiye sistemine uygun bir laiklik tanımı var mı? Eğer gerçek laiklik tanımı bu anayasada yer almazsa ve laikliğin genel kabul görmüş anlamının dışına çıkarsak ilerde emperyalizm ve küresel güçlerin din ve inanç üzerinden bu coğrafyada bizi birbirimize kırdırmaları çok uzak değil. Eğitim sisteminin içinde ciddi sıkıntıların yaşanacağı görülüyor. Devletten ayrılmış, diyanetin kaldırıldığı, inançların cemaatlere bırakıldığı, inançların sonsuzca yaşanabildiği, devletin sadece otokontrol sistemi geliştireceği, müdahale etmeyeceği bir laiklik sistemi olmalı.
8 / Ömer Faruk Öz: Siyaset hizmet etme mekanizmasıdır. Önemli olan milletin gündeminde var olanın siyasi partilerin gündeminde de olmasıdır. Bu ülkede yaşayan her etnik kimliğe sahip, inanca sahip herkesin yaşama hakkı vardır. Toplumdaki korku ve güvensizlik halinin çok az bir çevrede olduğunu düşünüyorum. Toplumda bir gerginlik varmış gibi yukarda bir tür lobi oluşturuluyor. Kürt sorununun çözümü konusunda toplumda bir talep var ancak bu sorundan nemalanan kesimlerin de olduğunu unutmayalım. Bazen politik kaygı ve hedefler siyasetin önüne geçiyor. İlkeli insanların siyaset yapması konusunda sivil toplum örgütlerinin bir duruş sergilemesi lazım. Bu ülkede omurgalı insanların siyaset yapmasının önünü açamıyorsak kaburgalı insanlar arasında bir irade takdir etmiyorsak eksiklik bizdedir. Ak parti Kürt meselesinin çözümü noktasında gayet samimidir. Kürt meselesinin çözümü noktasında Ak partinin yerine getirdiği yükümlülükleri inkar etmek insafsızlık olur. Ak parti siyasi riski alarak ortaya irade koymuştur. Ancak bu sorunun çözümü noktasında dahili ve harici bedbahlar vardır. Habur’da ve Silvan’da yaşananlarla süreç sabote edildi. Laikliğin doğru bir tanımının yapılması gerekiyor. Başkanlık sistemine karşı çıkılıyor ancak mevcut sistemde milletvekillerinin yasama sürecindeki etkinliği % 5 oranındadır. Bürokratik oligarşi yasayı hazırlıyor, geliyor milletvekilleri sadece oylamaya katılıyor. Başkanlık sistemine geçtiğimizde başkanın ve bakanların, hükümetin kanun teklifi veya kanun tasarısı getirme gibi görevi kalmıyor. Bütün kanun teklifleri milletvekilleri tarafından veriliyor. Gerçek milli irade tescil edilmiş oluyor. Aleviler islamın içindeyse eğer islamın ibadet yeri camidir. Cemevleri kültür merkezi olarak kullanılmamalıdır. Kck operasyonları, devlet içinde gizli bir devlete izin verilmeyeceği için yapılmıştır. Kantarın topuzu kaçmış olabilir, seçilmiş belediye başkanlarına kelepçe vurularak görüntülenmesine karşıyım. Başkanlık sistemi için Ak Parti olarak kamuoyunu yeterince bilgilendirmedik, bu da bizim eksikliğimizdir. Herkesin kendini birinci sınıf vatandaş hissettiği ve herkesi kapsayan bir anayasa yapmaktan yanayız. Anayasa konusunda önümüzdeki iki üç ayda uzlaşma komisyonundan bir şey çıkmazsa biz kendi anayasa taslağımızı meclise getirip sunacağız. TBMM’de 330 ‘u bulamazsak o zaman 2015 seçimlerinde halka bu taslağımızı götüreceğiz. Biz anayasayı TBMM’den geçirmiş olsak bile referanduma götürmeği düşünüyoruz.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
Email ve sms ile hatırlatma yaptık.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Telefon, sms davet edildiler.
MEDYA İLE
30 civarında tv, gazete ve internet sitesine çağrıda bulunduk.
KATILIMCILARLA
Email ve sms daveti.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Semine Dengeşik
Malatya kMM Girişimcisi
05.01.2013 Malatya kMM Toplantı Tutanağı
previous post