YER: Marsiad Toplantı Salonu
TARİH: 04.10.2013 saat 18:00 de
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / TEMA Vakfı ( Sinem Uçan )
2 / Kartepe İnsan Hakları Derneği ( Orhan Gazi Ergin – Üye)
3 / Marmara Ordulular Derneği ( Mehmet Çun – Başkan)
4 / İDEBİR ( Behlül Metin – Üye)
5 / Mazlumder ( Medine Küçük – Başkan)
6 / Kocaeli Sakatlar Derneği ( Selahattin Deniz)
MESLEK ODALARI Katılım olmadı.
SENDİKALAR Katılım olmadı.
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 / Soner Kılıç
GÖZLEMCİLER
1 / DSP İl Başkanı ( Selman Gürpınar)
2 / HDP Temsilcisi ( Sinan Odabaş)
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 10 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA Katılım olmadı.
MODERATÖRBahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: Demokratikleşme paketi, toplumsal barışa katkı sunar mı?
YEREL KONU: Kocaeli kMM nin yol haritası
KONUŞULANLAR
1/Bahri Odabaş: Herkese iyi akşamlar, TBMM’nin açılması ile TkMM’de toplantılarına başlıyor. Katılımcıları arayıp teyit etmeyince katılım bu kadar az oldu sanırım. Ama iki parti temsilcimize duyarlılıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Bizim siyasetçilerimiz kalabalık olan ortamlara gitmeyi tercih ediyorlar. Oysa bin kişilik bir toplantıda bir fikir oluşmazken, iki kişilik katılımda onca yararlı fikir oluşabilir. Bu farkındalığı inşallah yaratacağız. TkMM’lerin web sayfası değişti. www.tkmm.net adresinden konuları takip edebilirsiniz. Bizler her zaman bir araya gelebilmeli, gücümüzün farkına varıp, halkımızı bilinçlendirmeliyiz. Şehrimiz, ülkemiz için ayda bir gün birkaç saatimizi ayırmalıyız. Geçenlerde ilimize Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım gelmişti. Bir toplantıda bende vardım. Ve Sayın Bakana sordum. ‘ Bizler STK’lar olarak ilimiz ve ülkemiz için hayırlı olacak projelerimizi, fikirlerimizi bürokratlarımız ve siyasetçilerimiz ile sağlıklı bir biçimde paylaşamıyoruz. Bunun için bir öneriniz var mı?’ diye sordum. Sayın Bakan hemen talimat verdi. Bütün herkes benim telefonumu istedi. Ben orda tepkimi gösterdim. Bir başka toplantıda başkası da tepkisini gösterecek ki, siyasetçiler bizleri dinlesin ve anlasınlar. Sizlerden ricam bir daha ki toplantıya çevrenizde bulunan STK ve duyarlı vatandaşlara toplantı ile ilgili bilgi vermeniz ve onları toplantılara davet etmenizi istiyorum. Vakit kaybetmeden konularımıza geçmek istiyorum. Genel konu ile başlayalım.
2/Soner Kılıç: Sunumu hep beraber izledik. Sunum yanlı bir sunum olmuş. AKP bir tarafta CHP, MHP, BDP ve travestiler bir tarafta gibi olmuş. Ülke dinamiklerinin hiçbiri yok. En sonunda halkında görüşleri alınmış paket olumlu gibi bir kurgu ortaya çıkmış. Yetersiz ve başarısız buldum. Pakete gelecek olursak, türbanı yasallaştırmak, kamusal alanda serbest bırakmak için yapılmış gibi duruyor. %10 luk barajla ilgili ciddi sorunlar var. Kaldırılması ya da düşürülmesi iyi olacaktır. Yetmez ama Evet fikrinin yeni versiyonu olarak görüyorum. Açılımla ilgili olarak bir iyi niyette ortaya konmuş değildir. Var olan durumdan daha kötüye gidiyoruz. En önemli tehdit Cumhuriyet değerlerine karşı yapılan tehditlerdir.
3/Bahri Odabaş: Andımızın kaldırılması ile ilgili düşünceniz nedir?
4/Soner Kılıç: Özgürlükler açısından bakıldığında bir dayatma. Ama Ulus Devlet açısından bakıldığında Cumhuriyet değerlerine karşı tehditdir. Toplumsal barıştan çok ayrışmayı netleştirir. Bir ülkede ne kadar demokrasi ve özgürlüklerden bahsediliyorsa o ülkede onun olmadığı anlamına gelir.
5/Behlül Metin: Bizler olaylara insan hakları açısından bakıyoruz. Bu paket tam bir fiyaskodur. Çok ciddi tutarsızlıklar vardır. Başbakan açıklamasında ‘kamuda başörtüsü yasağını kaldırdık’ demiştir. Oysa halk kendi hakkını kendi almıştır. Nasıl derseniz, uluslar arası antlaşmalarda bulunan sendikal haklar çerçevesinde 6 aydır öğretmenlerimiz derslere başörtüsü ile girmektedir. Sanki kendileri yapmış gibi lanse ediyorlar. Diğer taraftan da aynı özgürlüğü polis, asker, hakim gibi kamu çalışanlarına vermeyeceğini söylüyor. Kendi kendine tutarsızlığını ele veriyor. Batıyı örnek aldığını söylüyor. Ama eğitim gören öğrencilere aynı hakları vermiyor. Devlet şuanda demokratik cumhuriyet görünümünde faşist bir diktatördür. Tek parti hükümetinde dahi CHP zihniyeti hüküm sürmektedir. İnsanların doğuştan gelen hakları vardır. İnanç ve inancına göre giyinme özgürlüğü gibi. Devlet olman bu hakları gasp etme hakkını sana vermez. Çünkü sen vatandaşın hizmetçisisin, efendisi değilsin. 5816. Maddenin kaldırılmaması. Hem düşünce özgürlüğü deyip hem de düşüncesini özgürce ifade edenlerin cezalandırılması bir çelişkidir. Antidemokratik bir anlayıştır. Umarız insan hakları açısından daha özgürlükçü yasalar yapılır.
6/Bahri Odabaş: Ruhban okulun açılması için ne düşünüyorsunuz?
7/Behlül Metin: İnanç özgürlüğü açısından açılabilir. Ama siyasi amaçlar için suistimali söz konusudur. Andımızın kaldırılması iyi olmuştur. İslam inancına göre Allah’a şirk koşulduğu için insanların yönlendirilmesine karşıyız. İnsanlar kendi akıllarını kullanarak rotalarını çizmelidirler.
8/Orhangazi Ergin: Bu maddeler tabi ki yeterli değil ama ben olumlu buluyorum. Romen vatandaşlarımız 72,5 millet tanımı ile biliniyor. Türkiye’de birçok hakları ihlal edildi. Hükümetin bu konu üzerinde durması olumlu bir gelişmedir.
9/Selman Gürpınar: İzin verirseniz bununla ilgili maddeyi okumak istiyorum. ‘Romen dil ve kültür enstitüsü kuruyoruz. Romenlerin karşılaştıkları sorunları araştırma yapmak amacı ile bir ilimizin üniversitesinde enstitü açacağız. Toki eli ile Romen konutları çalışmaları yapmaya başlayacağız.’
10/Soner Kılıç: Şuan Romenlerin evleri istimlak ediliyor. Toki ile girilen davaların % 90’ı kaybediliyor. Hükümet Tokiyi önümüzdeki seçimlerde finans kaynağı olarak görüyor.
11/Sinan Odabaş: Hepimizin bildiği gibi Romenlerin kendilerine özgü dilleri, örf adetleri var. Bu yapılan Toki evleri ile onları bizim gibi mi yapmak istiyorlar? Yoksa dışımızda mı tutmak istiyorlar?
12/Orhangazi Ergin: Romenlerin sosyal statüleri çok düşük belki dilencilerden bile kötü şartlarda yaşıyorlar. Çadırlarda, barakalarda yaşamaları, hırsızlık yapmaları, belden aşağıya konuşmaları bulundukları ortamdan kaynaklanıyor.
13/Soner Kılıç: Asimilasyon yapılıyor. Hükümet Toki konutları yapacak, Romenler oralarda yaşar mı? Onlara bahçeli ineği, tavuğu besleyeceği sosyal ortamı sağlaman gerekli ama bunu Toki yapmaz. Çünkü Toki mütaahittir. İlk Tokiler yapıldığında dar gelirliye idi. Şimdi durum ortada amaç kar elde etmektir. Burada sosyal devlet değil de dizayn eden tek tip devlet ortaya çıkıyor.
14/Orhangazi Ergin: Benim anlatmak istediğim. Toplumun bilinçaltındaki Hz. İbrahim (a.s) ateşine odun taşımışlardır. Gibi hadisleri Diyanet eli ile kaldırılmalıdır. Toplum neznin de iflah olmaz olarak bilinçaltını silmeliyiz.
15/Soner Kılıç: Bunu neden Diyanet işleri sağlayacak ki, halk onlar söyleyince inanacak mı? Özgürlükler nerede bu yapılan dizayn etmek başka bir şey değildir. Konuyu dine endekslemeyin. Bu ülkede Hristiyanlar, Aleviler, Sünniler, Ataistler yaşamaktadır. Suriye’de olan olayları hepimiz biliyoruz. Devlet işi değildir.
16/Orhangazi Ergin: Devletin içindeki Diyanet’in tanımladığı bir Romen(Çingene) anlayışı olduğu için halk böyle inanıyor. Ben inanmıyorum. Ama inanç anlamında düzeltilemiyor. Bizim kardeşlerimiz oldukları vurgulanmalıdır.
17/Soner Kılıç: Özgürlükler açısından bu devletin işi değildir. STK’lar bu gibi önerileri getirebilir ama devlet bunu yapmamalıdır.
18/Mehmet Çun: 60 yıldır Romenlerle komşuyuz. Hiçbir kötülüklerini görmedik. Bizlerden daha iyi insanlar, bizler onları dışlıyoruz.
19/Medine Küçük: Paket beklentileri karşılamıyor. Bazı konularda radikal adımlar atılmış gibi görünse de beklenti havası yarıda kaldı. Hayal kırıklıkları süreci örseleyecektir. Her alanda beklentiler yüksekti. Bu ülkenin kaybedecek zamanı yok. Bu paketler neden taksit taksit açıklanıyor.
20/Orhangazi Ergin: Sizce neler eksik?
21/Medine Küçük: Anadilde eğitim dediler, ama özel okullarda yapılabilir. Kamusal alanda polis, asker, hakimler başörtüsü ile çalışamayacak, diğer alanlarda çalışılabilecek. Bu farklılık neden yasa değiştirmek vatandaşın işi değil, hukuki boyutu nedir ne değildir, bilemiyorum. Ama bu kadar açıklamalardan sonra olmadı. Daha doğrusu gerçekçi olmadı.
22/Mehmet Çun: Tam olmasa da toplumu rahatlattı diye düşünüyorum. Dünya’da bile bunun etkilerini görüyoruz. Çocuk bile emekleye emekleye yürüyor. Sırayla her şey dönüşecek inşallah.
23/Selman Gürpınar: Bur da bir şey eklemek istiyorum. Başbakan polis, asker, gibi üniformalılar için başörtüsü yasağı devam etmektedir. Çünkü üniformaya aykırı bir durum söz konusudur. Bazı yerlere bayan subaylar dahil kep ile girmek zorundalar. Üniformalarda giydiğiniz çorabın rengi dahi bakarlar. Başbakan bu yönden bakıyor.
24/Soner Kılıç: Amaç sadece askeri üniforma değildir. Ona bakarsanız doktorlar ve birçok meslekte üniforma giyilmekte. Bana bir kandırmaca gibi geliyor.
25/Mehmet Çun: Bardağın hep dolu tarafını görmeyelim. Boş tarafından da bakabilelim.
26/Sinan Odabaş: küçük Millet Meclisi çalışmalarını takip ediyorum. Geçenlerde Şanar Yurdatapan ulusal bir kanalda idi. Dünya’da bir örneği var mı bilmiyorum. Ama ilk defa tepen aşağıya değil aşağıdan yukarıya organize edilmiş bir sistem işlemektedir. O açıdan katılım az diye enseyi karartmayalım. Özgürlükler adına çok değerli çalışmalar yapılmaktadır. Bizler kongreydik şimdi bir parti kurduk ve yarın saat 11:00’de binamızın açılışı var, bu vesile ile hepinizi davet ediyorum. Sistem tarafından mağdur olan silahla mücadele yerine siyasi mücadeleyi seçen herkes var. Pakete gelecek olursak, süreçle ilgili tıkanıklıkları gidermesi bekleniyordu. Ama maalesef olmadı. Anadilde eğitim denildi. Onu da özel okullar verecek. Öncelikle anadil önündeki Anayasal engeller kaldırılmalı. Sonra personel donanım gibi yetersizlikler giderilmelidir. Binlerce insanımız hapiste neden siyaset yaptıkları için, bugün AKP’nin yöneticilerinden 8000’i içeri girse birinci değil ikinci kongreyi zor yaparlar. Diğer tarafta siyaset yaptıkları için 5 yıldır içerde olan insanımız var.
27/Orhangazi Ergin: Sizinde söylediğiniz gibi herkesimin farklı istekleri var. Bunların hepsinin birden karşılanması mümkün değil.
28/Sinan Odabaş: Irak’ta bile Türkmen kardeşlerimiz istediği eğitimi alırken, bizler onlardan daha mı gerideyiz. Gidin komşularımıza hepsinde bu ayrıcalıklar tanınmıştır. Barış süreci ile ilgili bir irade göstermiyorlar. TMK’ların kalkmasını bekliyorduk, olmadı. %10’luk baraj Kürtleri engellemek için konmuştur. 2001 de barajı kaldıracağız, indireceğiz diyenlerin anca aklına geldi baraj oda şartlı bir biçimde olacak yada aynı kalacak. Bağımsız katılım içinde önceden cüzi bir para alınırken son seçimde 8.000 YTL alındı. Oy pusulalarına isimler eklendi. Bu ülkede siyasiler ve bürokratlar üst kesime hizmetçilik etmekte halkın ihtiyaçları, özgürleşmesi ve demokratikleşme yönelik adımlar atılmamaktadır. Bugün bunları konuşuyorsak demokrasiden söz edemeyiz. Bunları değiştirmekte bizim elimizdedir. Bizler istesekte istemesekte bir asimilasyon vardır. Nasıl derseniz, her yerde TV, okul ve teknoloji var artık bu kaçınılmaz oldu. Tarihimizi öğrenmeliyiz. Sınıf mağduriyeti, cinsiyet, çevre, inanç gibi ayrımlar bu ülkede daha ne olsun. Barajın düşürülmesi ile otomatik olarak AKP ve CHP den başka parti çıkamaz ve baraj %25 çıkar. Bu sadece AKP ye yarayan bir durumdur.
29/Mehmet Çun: Sizler Lazsınız, ben Arap kökenli bir Orduluyum. Ve birçok millet hep beraber bu topraklarda yaşıyoruz. Uzağa gitmeye gerek yok. Nusretiye köyü tam 20-25 yıldır ne yolları var nede elektrikleri kendi imkanlarımız la zar zor yardımcı olduk. Hepimiz bu ülkede eşit şartlarda birlik beraberlik içinde yaşasak, herkese bir öğretmen, okul imkanını devlet nasıl altından kalkacak bunca eksikler varken ve birbirimizi nasıl anlayacağız. Tabi ki isteyen istediği dili öğrensin. Analar ağlamasın. Demokrasiyi masa başında alsak daha iyi olur.
30/ Sinan Odabaş: Bir dilin yok olması insanlığın yok olmasıdır. Avrupa’da insanlar yok olmaya yüz tutmuş dilleri koruma altına alıyorlar. Biz ise yasaklıyoruz.
31/Selman Gürpınar: Maddeleri ayrıntılı biçimde ele almak istiyorum. Hukuki boyutu önemli halkın anlayabileceği bir açıklama yapılmalıdır. AKP döneminde birçok kanun, yasa değişiklikleri yapıldı. Bu pakette bulunanlar ise insanların 30-40 yıldır kendi aralarında konuştukları konulardır. Ne oldu da şimdi halka dönüp soruluyor, tartıştırılıyor. Hukuki olarak benim kafamda soru işareti var. Gelelim seçim sisteminde neden %10’luk baraj koşulsuz düşürülmüyor. Tüm muhalefet partileri düşmesini ister. Ama düşmesi halinde AKP’nin oylarını çıkaracak bir sistem ortaya koyuyorlar. Bu oyuna gelmeyelim.
32/Orhangazi Ergin: Siz barajın düşmesini istiyor musunuz?
33/Selman Gürpınar: Parti olarak bizde barajın düşmesini istiyoruz. Baraj bile olmasın. Anayasa hukuku açısından bakarsak, devlet yönetimi 2 ilkeden oluşur. Yönetimde istikrar, temsilde adalet ilkelerinden oluşuyor. Seçim sistemi bu ikisi arasında gidip gelir. Temsilde adalete yaklaştıkça baraj sıfırlanırken, yönetimde istikrara yaklaştıkça baraj yükselir. % 10 barajı bir darbe ürünü olmasına rağmen bunu kullanmaya devam etmektedir. Ve edecektir. Başbakan açıkladı diye bu paket hemen uygulanamaz. Milli Eğitim Bakanı açıkladı. ‘Özelde de olsa anadilde eğitim için 1 yıllık bir ön çalışma yapılmalıdır.’ Dedi. PKK’nın baskısını seçimlere kadar azaltmak için yapılan bir oyalama takdiği olarak görüyorum.
Anadilde seçim propagandası diyorsun, zaten yapılıyor. Anadil tabiri yasalarımızda Türkçe’dir. Anadil deyip geçemezsiniz bunun altını doldurmanız gerek, alfabesi, sözlüğü, müfredatı gibi birçok konuyu netleştirmeniz gerekmektedir. Buda havada kalan bir konudur. Dini inançların yapılmasını engellemek suç sayılacak. Çok saçma sapan bir düzenleme neden derseniz, dini inanç nedir, gereği nedir, kime göredir. Bütün bunları tanımlamalısın. Bu bir yasal devlet düzenlemesidir. Bu konuya öyle bakmalıyız.
34/Sinan Odabaş: Örneğin; Belediye Otobüs şoförü inancı gereği ikindi namazını kılmak istedi ve kıldı. Vatandaş şikayet etti. Kovulur. Bu inanç meselesini sadece Müslüman olarak algılamayalım.
35/Selman Gürpınar: Az önce bahsettiğimiz gibi havada kalıyor. Altı doldurulsa dahi yasa yapamazsınız. Ceza yasamızda dini mabetlerin tahribi ile ilgili ama camiler girmiyor. Kamu malı çünkü cami, kilise, havra ibadethane iken cemevi ibadethane sayılmıyor.
36/Sinan Odabaş: Devletin şu ibadethane şu değil demek hakkı yoktur.
37/Selman Gürpınar: Bundan kasıt başörtüsü meselesidir. Taktırmayanlar 1-3 yıl hapis cezasına çarptırılacaktır. Belli harflerin kullanımının önü açıldı. Bizler zaten bu kelimeleri günlük hayatta kullanıyoruz. Cezalar vardı. Şimdi ise Doğu ve Güneydoğuda bu harfler kullanılmaya başlandı. Ceza yazmaları gerek bunu yapmamak için kaldırdılar. Oysa bu yasaklar 1940’lar da beri yasaklı çünkü amaç Türkçeyi korumaktır. Eğitime gelecek olursak, tartışılacak tarafı yok. Bu eğitim çok planlı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Hangi anadil nereye kadar öğretilecek, yarın dil haklarını kazanan kendi toprak haklarını talep edecek mi? Bu yüzden çok iyi belirlenmesi gerek. Benim Kürtçe eğitim alan arkadaşımla birbirimizi anlayamazsak bir anlamı yok. Temel eğitime konulacak mı? Konulmayacak mı? Tartışmasıdır. Altyapı hazırlanmadan bu işe girmemelidir. Köy isimlerinin değiştirilmesinin asıl beklenti, Dersim isminin verilmesidir. Ama Dersim denince akla 23 ili kapsamaktadır. Bu konuda bizim algımızla, Kürtlerin algılaması bir değildir. Hükümetin 81 ilin yeniden düzenlenmesi için çalışmaları var.
Birde Nevşehir Üniversitesinin adını Hacı Bektaşi Veli olarak değiştirilmesi tamamen bir kandırmacadır. Ben T.C vatandaşı olarak Alevi kardeşlerimize karşı utandım. Sen Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi açarken bu millete sordun mu? Şimdi bunu soruyorsun. 3. Köprüye Yavuz ismini verirken sordun mu? Şimdi bunu soruyorsun. Aleviler kültür özgürlüğü, inanç özgürlüğü bekliyorlar. Özel bilgilerin saklanması konusu tam bir palavradır. 2010 yılında bu madde aynen kabul edildi. Aradan 2 yıl geçti. Neden yasal düzenlemeler yapılmadı. Kanunlaşsa dahi olmaz Türkiye’de MİT gibi bir kurum varken sonuç vermez. Yardımların toplanması Kurban Bayramında THY kurban derilerini toplama yetkisinin kaldırılması. Herkesin toplaya bilmesi özgürlükler için olumlu bir gelişmedir. İdari düzenlemelere gelecek olursak, 1999 da Ecevit, Merve Kavakçı’ya ne dedi ise o düşüncedeyim. Andımızın kaldırılması çok önemli değil, 7-8 yaşındaki bir çocuk Türklüğün ne demek olduğunu bilmez. Bu üniversitede öğrenilecek bir şeydir. Aslında Atatürk’ün ortaya koyduğu Türk Milliyetçiliğindeki Türk kavramı etnik bir kavram değildir. Bu ekonomik bir bütünsellik yaratmak için ulusal bir kavramdır. Kendi oğluma Türklüğün ne demek olduğunu öğretmem yeterlidir. And demek yemin demektir. İlk önce Meclisteki andı kaldırsınlar. Bu sadece belli kesimin gazını almaktır. Demokratikleşme adına Ruhban okulu açılacakmış, Ayasofya’yı, Sümela Manastırını verseler ya… Herkesin inancını özgürce yaşaması gereklidir.
38/Orhangazi Ergin: Değiştirilmek istenen köy isimleri nasıl değişecek bunun belirlenmesi gerekmektedir. Anadilde eğitime gelecek olursak, bütün diller Allah’ın dilidir. Osmanlıca en zengin dildir. Ona dönebiliriz. Şuan kurumsal olarak 5.000 kelime kullanılırken, halkımız 15.000 kelime kullanmaktadır.
39/Selman Gürpınar: Osmanlıca bir dil değildir. Halkın kullandığı bir dil değildir. Kültürel anlamda bizim bir parçamızdır. Elbette öğrenilmelidir. Şuan yok olmuş bir uygulamadır.
40/Orhangazi Ergin: Bence Osmanlıca 22 ülkenin içinde yer aldığı zengin bir dildir. Başörtüsü Allah’ın emridir. Ama sadece başı örtmekten değil örtünmekten gelir. İslami inanca sahip olanlar için başı açmak ya da kapamak bir insani değer değildir. Seçim barajının kaldırılması güzel bir gelişmedir. Şiilik, Sünnilik gibi mezhepler Peygamberler üzerinden nemalanırlar. Mustafa Kemal Atatürk öyle bir nurlaştırılıyor. Andımızın kaldırılması bu yüzden inançlı Müslümanlar için iyi oldu. Değerleri, insanı, aklı merkeze almalıyız.
41/Soner Kılıç: Böyle olursa nasıl anlaşacağız, sizin dediğiniz Müslüman mantığıdır. Siz olaylara tek yönden bakıyorsunuz. Sonuç nedir. Toplantılar böyle giderse bir netice alamayız. Bu toplantının izlenebilir olmasını sağlamalıyız. Daha çok kişiye duyurmalıyız.
42/Bahri Odabaş: Toplantılarda bir sonuç çıkmıyor. Ama daha çok kişiye ulaşmak için Kasım ayı toplantısında internet üzerinden canlı yayın yapabiliriz.
43/Medine Küçük: Bizler burada beş yıldır toplanıyoruz. Toplanıyoruz ama Kocaeli için hiçbir şey değişiyor mu? Demek ki insanlar bizlerle bir arada olmayı değerli bulmuyorlar. Burada 10 kişi olmak beni rahatsız etmiyor. Ama bunu nasıl değiştirebiliriz noktasındayım.
44/Selman Gürpınar: Ben size bu konuda katılmıyorum. Burada on kişi değil iki kişi dahi birbiri ile konuşsa hayat değişir. Ben siyasetçiyim, sizlerde STK Başkanı ve temsilcilerisiniz. Belli topluluklara hitap ediyoruz. Burada konuşulanları aktarabiliriz. Bizlerin birbirimizin fikirlerini öğrenmesi bile benim için önemlidir.
45/Bahri Odabaş: Bizlerin iki yolu var. Ya bu doğrudur deyip devam etmek, ya da olmadı deyip bırakmaktır. Bizler devam etmeyi seçiyoruz. Sizden tek ricam bir sonraki toplantıya yanınızda birini getirmenizdir. Son Maşukiye Taş Ocağı olayında birbirimizi dinledik ve beraber bu olayı sonuçlandırdık. Bu önemli bir şey herkese geldiği için tekrar teşekkür etmek istiyorum ve toplantıyı kapatıyorum.
ÖNERİLER
1 / Bir sonraki toplantıya birer kişi getirmek ve toplantıyı internet üzerinden canlı yayınlamak.
ORTAK SONUÇ
1 /
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
78 Sivil Toplum Kuruluşlarına yazılı, e-mail ve telefonla davetler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e-mail yolu ile davetler yapıldı.
MEDYA İLE
12 basın yayın kuruluşuna e-mail yolu ile toplantı bildirildi. Basın katılımı olmadı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi