YER: Marsiad Toplantı Salonu
TARİH: 03.05.2013 saat 18:00 de
KATILIMCILAR
DERNEK, VAKIF VE GİRİŞİMLER
1 / Yerel Gündem21 ( Nilgün Doğanay – Üye )
2 / HDK İzmit Meclisi ( Sinan Odabaş – Yön. Kur. Üyesi)
3 / İnsan Hakları Savunucuları Derneği (Behlül Metin )
4 / Kocaeli TEMA Vakfı ( Nejdet Kurumanoğlu – Üye )
5 / ÇEKÜL ( Numan Gülşah)
6 / Marmara Ordulular Derneği ( Mehmet Çun – Başkan )
7 / Kocaeli Çevre Platformu ( Mehmet Toker – Üye )
8 / Kültür ve Turizm Sanatçısı ( Taner Can )
MESLEK ODALARIKatılım olmadı.
SENDİKALAR
KANAAT ÖNDERİ VE BİREYLER
1 /Emin Pişkin
2 /R. Aydın Kaboğlu
3 /Mehmet Kuş
GÖZLEMCİLER
1 / BDP İl Başkanı ( Mehmet Alçınkaya )
KATILAN MİLLETVEKİLLERİ Katılım olmadı.
BELEDİYE BAŞKANLARI Katılım olmadı.
MESAJ YOLLAYANLAR
1/ Olmadı.
DİĞER KATILIMCILAR
Çeşitli sivil kuruluşlardan ve halktan toplam 12 izleyici/gözlemci katıldı.
MEDYA
MODERATÖR Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi
KONULAR
GENEL KONU: ‘Gezi Parkı Olayları, Gösteri Hakkı, Toplumun Kararlara Katılımı’
YEREL KONU: ‘Kocaeli’nde Siyaset ve Sivil Toplum ilişkileri’
KONUŞULANLAR
1 / Bahri Odabaş: Bizler 3 kişi olsak dahi bu toplantıları yapmaya devam edeceğiz. Şeffaf bir biçimde tutanaklarda insanların fikir ve düşünceleri yer almakta ve ilerisi için bizlere bir kaynak olmaktadır. Burada bulunan herkesin işi gücü var. Ama ayda bir gün 3 saat vaktini ayırarak bu toplantıyı yapmaktayız. Sizlerle paylaşmak istediğim bir konuyu anlatmak istiyorum. Elimde Dubaiport ile ilgili bir mahkeme celbi var. Hepimiz biliyoruz ki, Sayın Başbakanın talimatı ile El-Mahtum’un limanı Körfez’e yapılmak isteniyor. 554 dönüm alan doldurulacak. Bunun yanında İlimize getirdiği trafik ve çevre sorunları da var. Günde 8500 tır ilimize giriş yapacak. Bizler 5-6 Sivil Toplum Kuruluşu dava açtık. 1. Davayı kazandık. 2. Davayı kaybettik.
2 / Numan Gülşah: Bahri Bey bir ekleme yapmak istiyorum. Çevre için vermiş olduğumuz bu mücadele karşısında Çevre ve Şehircilik Bakanı ile Ulaştırma Bakanı bizler hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardır. Bizler birçok konuyu düşünerek bu davaları açtık. Çevremiz kirleneceği gibi ahlakımızda kirlenecektir.
3 / Bahri Odabaş: Demek ki, 3-5 kişilik bir Sivil Toplum Kuruluşu üyeleri dünya çapında bir projeyi durdurabiliyor. Ama şimdi yasa değişti. Kişisel başvuru yapılamayacak. Mahkemeleri eleştirsekte, işini layıkı ile yapan hakimlerimiz de var. Bizlere tazminat davası açmışlardı. Gözümüzü korkutmak için ama bizler davayı kazandık. Bu akşam yerel konumuzda siyaset ve sivil toplum ilişkileri idi. Siyasetçilerimiz her ne kadar Sivil Topluma değer vermeseler de, bizler davayı kazandık. Bunu örnek teşkil etmesi açısından sizlerle paylaşmak istedim.
4/ Taner Can: Sizleri yapmış olduğu bu duyarlılıktan dolayı kutluyorum. Yardım edebileceğim konularda her zaman görüşebiliriz. Toplantıya spontene bir şekilde katıldığım için ve bu akşam fuar alanında dokuzda programım olması sebebi ile aranızdan ayrılmak zorundayım. Herkese iyi akşamlar.
5 / R. Aydın Kaboğlu: Günde 8500 tır ilimize giriş yapacak dediniz. Kocaeli’nde 58000 öğrenci bulunmaktadır. Bunların 3000-4000 bini ilimizde ikamet etse, kalanlar Türkiye’nin dört bir yanından gelmektedir. İlimize gelenler ahlakımızı bozacak mantığı doğru değildir. Kendinizi doğru ifade edip, anlattığınızda sağcı, solcu olmanız önemli değildir. Ben bir Ak Partili olarak Suadiye’ye yapılan Yıldız Entegre tesisleri için olumsuz görüşümü teknik olarak ifade etmiş ve dışlanmıştım. Ama bugün görüyoruz ki, ben haklıymışım. Bu sebepten önce çözüm önerisini getirmeli ve teknik olarak yapılması gerekeni anlatmalıyız. Dubaiport için ise İlimiz trafiğini etkilemeyecek şekilde direkt olarak otobana bağlanan bir yol çözüm olabilir. Tepkilerimizi teknik bir şekilde anlatmalıyız.
6 / Bahri Odabaş: Arkadaşlar genel gündem maddemize geçmek istiyorum. Öncelikle sizlerle kendi görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Objektif olarak olaylara bakanlar her şeyin farkındadır. Ben açıkçası böyle bir patlamayı bekliyordum. Ben bir iş adamı ve STK temsilcisi olarak, ülkemiz için yapmış olduğumuz projelerin önü kesilmektedir. Sebep nedir, biliyor musunuz? Özgürce hareket edip, konuştuğumuz ve birilerinin işine çomak soktuğumuz içindir. Toplumun isteklerine cevap vermeyen ne iktidar, ne muhalefet partisi siyaset üretemez hale gelmiştir. Toplum doldu ve sonunda taştı. Bir avuç insanla başlayan bu hareket tüm illere yayıldı. Türk insanının sağduyusuna inanıyorum. Muhalefette, iktidarda bundan bir ders çıkartmalıdır. Bu ülkenin asil sahibinin Türk halkı olduğunu bir daha unutmazlar inşallah. Umarım iktidar partisi geri adım atar. Ve insanımızı dinler. Provakatörler olduğunu söylüyorlar. Bu ülkede hep provakatörler vardı. Fırsat vermemek ve halkla arayı açmamak lazım.
7 / Behlül Metin: Herkes patlama noktasına geldiğinde bunun çözümü sokaklara dökülmek, bizlerin parası ile alınan kamu mallarını yakmak, yıkmak, yok etmek ve yağmalamak biçiminde mi olmalıdır. Biliyorsunuz ki, demokrasilerde belli dönemlerde seçimler yapılır ve o parti veya partilere oy vermeyerek cezalandırırsınız. Bizlere dayatılan ve öğretilen Kemalizm söylemleri ve her türlü diktaya karşıyız. Bence bu olanlar bir Ergenekon’dur. Darbe yapılmasının önü kesildiği için bu yola başvurulmuştur. Yok gaz atılıyor, coplanıyor, su sıkılıyor gibi söylemler samimi gelmiyor. Bizler başörtüsü eylemleri yaparken polis bizlere gaz, su sıkarken şuan özgürlük nutukları atanların bir tanesi yoktu. Yılbaşlarında ağaç katliamı yapılırken neredeydiler, bu Ergenekon’un son senaryosudur. Bu ülkede sadece dökülüp seslerini çıkaranların mı haklar var. 1 milyon insan orada ise geride kalan 75 milyon çıkmıyorsa bunun cevabını sandıkta vereceklerdir. Özgürlük esnafın camını kırmak, polis araçlarına zarar vermek midir? Polis araçlarının kaskoları var. Oradan zararları karşılanacak ama ek vergilerle fatura gene bizlere çıkacaktır. Bu olayları tasvip etmiyorum. Tekrarlamak istiyorum. Bu bir özgürlük hareketi değil, Ergenekon hareketidir. Teşekkürler.
8 / Sinan Odabaş: Halkların Demokratik Kongresi adına toplantıya katılıyorum. Ülkemizde ilk defa yapılan bir kongredir. Bünyesinde birçok değişik fikir ve düşüncede kişileri özgürlükler paydasında bir araya getirmektedir. Karşılıklı olmasını istemiyorum. Ama hocam olup biteni hiç anlamamış. Cumhuriyet mitingleri gibi yorumladı. Oysa hep isyan edenlerin yaptıklarından bahsetti. Üniter devletin organlarının yaptıklarını hiç görmemiş gibi konuştu. Oysa olayların başlangıcında ağaçları yok edenler gayrimeşru, engelleyenler meşru oldular. Şunu iyi analiz etmeliyiz. Bu bir sınıf hareketi değildir. Bu toplumsal isyandır. Politikte değildir. Bakacak olursak her kesimden insanımız oradadır. Senin yerine ben bilirim, yaparım anlayışına karşı her türlü iktidara karşı itirazdır. Şunu unutmayalım bu toplumsal mücadele toplumun özgürleşme alanını genişletecektir. Hatta şuan karşı görüşte olanlar dahildir. Genç ağırlıklı bir topluluk ama bakarsak hiçbir asayiş olay olmamıştır. Çünkü birlikte yaşamanın yolunu bulmuşlardır. Yıllardır iktidarlar değişir. Ama emekçinin, halkın kaderi değişmez. Buna itiraz ediyorlar. Bu olaylar devletin, şuan ki sistemin ödünü koparmıştır. Her zaman toplumsal olan politik olanı daraltır. Politik olmadan, ırkçı, ötekileştirici olmadan olayların içinde yer almak gerekir. Hep birlikte hayata katılmanın, hepimizin özgürleşmesini sağlayacak olan sistemin temelleri atılmıştır. Şimdiki iktidara ve sisteme karşı alternatif oluşturmuştur. Umarım herkes bundan ders çıkartır.
9 / Numan Gülşah: Az önce konuştuğumuz Dubaiport olayında olduğu gibi. Burası bir hukuk devleti ise hukuk kuralları ne gerektiriyorsa o yapılmalıdır. Bir topçu kışlasıdır, gidiyor. Topların konulduğu yer belli birde atları koyacak yer lazım. Bir taraftan da diyorsun ki, AVM olacak, yok olmayacak. İstanbul’un en güzel yerlerinden biri bir rant kavgası var. Koruma kurulunun kararları hiçe sayılıyor. Ben böyle istiyorum. Benim dediğim olur mantığı ile birde Tunus’tan Sayın Cumhurbaşkanın dediği ‘mesaj alınmıştır.’ Sözü üzerine Sayın Başbakan ‘ne demek istemiş bilemiyorum. ‘ diyor. Orada insanlar neden bir araya geldiler. Cumhuriyetin tüm bayramlarını kaldırdın. İçki içene karıştın, kaç çocuk yapacaklarına karıştın, insanların gırtlağına kadar geldi. Türk basını vermedi, ama yabancı basın orada bulunan insanlara o ağaçlar önündeki müdahaleyi tüm dünyaya gösterdi. Yurtdışındaki insanlar bu olayları tartışıyor. Ama siyaseti bu işe karıştırmadan tartışıyorlar. Cumhurbaşkanı her şeyin farkında ama Başbakan anlamamakta ısrarlı, bir düşünün turizm etkileniyor, borsa düşüyor, insanlar birbirine girmiş durumda ama halen beteri olsun diye uğraşan bir Başbakan var. Sorumlu bir insan olarak ne gereği var. Türkiye’yi yangın yerine çevirmeye. Gençlerden umudu kesmiştim. Ama şimdi onları takdir ediyorum. Neden derseniz, içlerine provakatörleri almıyorlar. Bu olaylar ülkeye dalga dalga yayılacaktır.
10 / R. Aydın Kaboğlu: Arkadaşların tesbitlerinin tamamına hayır diyemiyorum. Ama bazı tesbitler yapmak istiyorum. Bende 1968 de öğrenciydim. O günleri yaşadık. Bu olaylarda polisi savunmuyorum. Onlarda insan etten kemiktenler. Suçu işleyen biri varsa o insanları savunmayacaksın. Kim suçluysa cezasını çekecek. Bu olaylar ilk çıktığında çevre olayı olarak çıktı. İlk gün internette birçok asılsız haber vardı. Ağaç meselesi olduğunu düşünmüyorum. Toplumun bu gazını birileri iyi kullandı. Bu grupların Arınç’a verdik istek listesinde neler yer alıyordu. 3. Köprüyü yapılmayacak, Havaalanı yapımı iptal edilecek, nükleer santraller yapılmayacak gibi birçok isteklerini sıraladılar. Bu gibi istekler kapitülasyonlarda olur. Bu olayları masumane olarak değerlendirmemeli. Masanın her iki tarafını da anlamak lazım. Topçu kışlası birebir yapılacaksa buna varım, ama ard niyetle hareket ediyorlarsa elleri kırılsın. Taksim tamamen yayalaştırılıyor. AVM ye ve ranta karşıyım. Numan bey cumhuriyetten bahsetti, içi boşaltılmış cumhuriyeti kimse istemez. 10 yıldır devrilmeyen bir iktidar var. Muhalefet nerede, eski muhalefet edenleri özledik. Gençlerimizi öldür, vur, kıra teşvik etmeyelim. Sivil Toplum olarak toplumun değerlerini görmeli. Birbirimizi dinlemek için değil, anlamak için bir araya gelmeliyiz.
11 / Emin Pişkin: Bence olaylar bu noktaya gelmeden önce önlemler alınmalıydı. Avrupa’da demokrasi için çok kan döküldü, mücadele verildi. Bizler ise hiç uğraş vermedik. Kendiliğinden gelen bir piyango bileti ikramiyesi gibi çarçur ediyoruz. 1950 lerden beri aynı düşünceye sahip partiler iktidar olmaktadır. Hep partilere topu atıyoruz. Ama kişisel özeleştiri yapmalıyız. Onlarda bizlerden biriydi. Demek ki, bizim kabiliyetimiz, hamurumuz budur. Bizler onları seçip TBMM oluşturuyoruz. Vekillerin karşısında ceket ilikliyoruz. Oysa patron biziz öyle değimli? Onların bizler karşısında ceket iliklemesi gerektir. Basit çıkarlar için partilere oy veriyoruz. Demokrasilerde STK lara emniyet sibobudur. Ama etkin STK lar iktidar yandaşı olursa bu sibob iş görmez. Birde basın ile ilgili yasalar çıkmalı ve basının tam bağızsız özgür olması sağlanmalıdır. Ve denetlenmelidir. Ülkenin 3 temel sorunu vardır. 1. Gelir dağılımındaki eşitsizlik 2. Hukuk 3. İşsizliktir. Bu üç madde düzelmediği sürece bu huzursuzluk devam edecektir.
12 / Nejdet Kurumanoğlu: TEMA Vakfı olarak bizler için bu olaylarda çevre boyutu önemlidir. Bizler her görüşe aynı uzaklık ve yakınlıktayız. Konu hakkında gerekli bilgiyi topladıktan sonra tavrımızı ortaya koymayı seçiyoruz.
13 / Sinan Odabaş: Size bir soru sormak istiyorum. Kıyılar ve denizlerle ilgili bir kanun çıkacaktı. Ama bu olaylar olunca geri çekildi. Konu ile ilgili bilginiz var mı?
14 / Nejdet Kurumanoğlu: O konuda bir bilgim yok. Bizim gündemimizde arazilerin toplulaştırması var. O yasada çıkmak üzere sanıyorum. Bizlere göre göstericilerin, polisin tutumu yanlıştır. En büyük yanlış ise Başbakanın tutumudur. 2 dönemdir, Ak Partiye oy veren biri olarak Başbakanın son sözlerini çok incitici buluyorum. ‘% 50 yi zor zaptediyorum.’ Demiştir. Ben hür irademi kimsenin takdirine bırakmam. İnanıyorum ki, bizleri yöneten bu parti hatalarını görecek ve yanlışları düzeltecektir. ‘One minute’ ile zirve yapan, Mavi Marmara ile dibe çöken bir dış politikamız var. Bunlar benim kişisel görüşlerim. İnsan kendini yargılamalıdır. İnsanlarımızın çevreyi tanıması ve duyarlılığın artması sevindiricidir. Benim için Türkiye önemlidir. Herkes birbirine tahammül etmek zorundadır. Behlül beyin söylemlerinde Atatürk’le ilgili olanlara katılmıyorum. Elhamdülillah müslümanız, ve Atatürk’ün rehberinin Hz. Muhammed (S.A.V) olduğuna inanıyorum.
15 / Behlül Metin: Bizler Mustafa Kemal’siz özgür bir Türkiye istiyoruz. Özgürlük mücadelesi yapan arkadaşlar bizlerin önünü açıştır.
16 / Mehmet Toker: Ben şahsen bu olaylar karşısında şaşırmadım. Beklenen bir şeydi. Taksim projesi 2011 yılında meslek odalarının da içinde bulunduğu bir kurulda oy birliği ile yapımı onaylanmış bir projedir. Topçu kışlasına gelecek olursak, 31 Mart isyanlarının başladığı yerdir. Ne oldu da Sayın Başbakan militalizme bu kadar karşıyken bu sevgi nereden çıkıyor. Yalan söylüyor. Ne ara sevmeye başladı da tarihi kışlaları bizlere anlatmaya başladı. 2011 de Gezi Parkını Koruma Derneğini bu gençler kurmuştur. İktidar, muhalefet, STK lar dahil kapı kapı dolaşmış ve anlatmışlardır. Makineler iş başına geçince doğal olarak tepkilerini göstermişlerdir. Behlül beyin ‘sandıkta cevabını versinler.’ söylemine şaşırdım. Çünkü bizler sandığı beklemeden birçok yerde beraber eylemlerimizi gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanı bile çıkıp ‘ demokrasi sadece seçimle olmaz’ derken, o zaman bu STK ları kapatalım. Sende biliyorsun ki, sende bende sandığı beklemeden özgürce yurttaşlık haklarımızı kullanan insanlarız. Aydın beyde dedi ki, ‘3. Köprüye, havaalanına, nükleer santrallere karışıyorlar.’ Bizim için Dubaiport ne ise İstanbul için 3. Köprüye, havaalanına, kanal aynı şeydir. Bizler yaşam alanlarımızı savunuyoruz. Taksimden alınacak çok ders var. 51 vilayette yapılan destek eylemlerinde polisin olduğu yerde hep olaylar oldu. Siz sabahın 7 de çadırları söker, insanları gazla, suyla nefes alamayacak hale getirirseniz. Köşeye sıkışan kedi misali yüzünüzü tırmalarlar. Dünyanın her yerinde gaz kullanılıyor. Ama sadece hava atılıyor. Asıl Başbakanlık konutunda bir Ergenekon vardır.
17 / Bahri Odabaş: 10 yıldır STK içinde yer alıyorum. Gerçekten polisin müdahale etmediği olaylar kendiliğinden dağılmaktadır. Neden müdahale ederler sizce?
18 /Mehmet Toker: ‘Ben gücüm hiçbir şekilde konuşamazsın’ demek istiyorlar. Bu ülkeyi yönetenler bu olayların en büyük parçası haline geldiler. Yapılmak istenen varolan sorunları ve toplumun beklentilerini kullanarak bu durumları ortaya koymaktır. Sizlere soruyorum. Başbankanın ABD dönüşü sadece Filistin gezisi varken, nerden çıktı bu Tunus gezisi, iktidarın kontrol edemediği bir olay olduğu içindir. Bir bilgi karmaşası ile karşı karşıyayız. Hiç umutlu değilim. Bu olayların sorumlusu bu ülkeyi yönetenlerdir.
19 / Mehmet Alçınkaya: Meseleye Ak Parti olarak bakmamak lazım. Bu sistem var olduğu sürece hep ötekileştirecektir. 10 yıllardır halkın yok sayılması ötekileştirilmesine karşı halk isyan etmiştir. ‘En doğrusunu ben bilirim, ben yaparım.’ Mantığı halkı isyan ettirmiştir. Bu isyanın başını çeken 16-25 yaşlarındaki gençlerdir. Bu olay tüm siyasal partileri aşan bir olaydır. Sorun üç ağaç meselesi değildir. Tüm kesimler burada toplanmıştır. Tabi ki bu olayları farklı yerlere çekmek isteyenlere karşı uyanık olunmalıdır. Bir tarafta asgari ücretle çalışan işçiler, esnaf, emekli ve üniversite öğrencileri vardır. Bu durumu küçümsememek gerekir. İktidar bu toplumsal tepkiye doğru analiz eder, gerekli şeyleri yapar. Toplumsal olaylara bu tepkileri verenlerin, barış sürecinde de samimi olduklarına inanmıyorum. Buradaki hareketin başarıya ulaşması, barış süreci için önemlidir. Türkiye yeni bir paradikmaya doğru gidiyor. Hepimiz bu süreci desteklemeliyiz. Bu ülkenin demokratikleşmesi ve özgürleşmesi için bunu yapmalıyız. Alışılmışın dışında bir harekettir. Ama renkler bir arada yaşamayı başarmışlardır.
20 / R. Aydın Kaboğlu: Mehmet beyin polisle ilgili söylediklerine katılmıyorum. Tekrarlamak istiyorum. Hırsız poliste olsa, doktorda olsa, askerde olsa cezasını çekmelidir. Tahrik eden ve edilenlere dikkat çekmek istiyorum. Birde içki yasağı demişti. Dünyanın hiçbir yerinde saat 22:00 den sonra içki satılmaz ve sokakta içilmesine izin verilmez. Bir sıkıntı var. Bu konuda herkese katılıyorum. Gençleri takdir ediyorum. Ama dış güçleri de unutmamalıyız.
21 / Emin Pişkin: Milletvekilleri kendileri için kanunlar çıkartıyorlar. Kraldan çok kralcı oluyorlar. Mitinglere baktığımızda polisler daha çoğunlukta, bu bir çelişkidir. 1960 lar da insanlar düşüncelerini daha rahat ifade ediyorlardı.
22 / Numan Gülşah: Sizlere bir duyurum olacak, bundan 1313 yıl önce ilimizde yani Nikomedya’da açıklanan Hoşgörü Fermanının 1700 yılı dolayısı ile bir anma gecesi düzenledik. Tüm dünya burada olacak, 13 Haziran 2013 de saat 21:00 de Çukurbağ Kültür Merkezinde gerçekleşecek geceye hepinizi davet ediyorum.
23 / R. Aydın Kaboğlu: İl Başkanı 3. Köprü ile ilgili neden o isim veriliyor dedi. 10 yıldır bu ülkeye hizmet eden parti için söylemini doğru bulmadım.
24 / Mehmet Alçınkaya: Bir alevi olarak bende bu ülkede 10 yıldır iktidar olan bir partinin bu duyarlılığı göstermesi gerekmektedir. Ayrıştırıcı değil, birleştirici tavrı olmalıdır. Bizim vergilerimiz ile yapılacak olan bu köprüde bizimde bir söz hakkımız olmalıdır. İktidarın uslubu ve söylemleri 76 milyonu kucaklayacak şekilde olmalıdır.
25 / Sinan Odabaş: Ne yazık ki, Başbakan işadamlarına seslenirken ‘yırtınsanızda bunu yapacağız’ demiştir. Burada ki usluba sizler karar verin.
DEĞERLENDİRME
İLETİŞİM
SİVİL TOPLUM İLE
78 Sivil Toplum Kuruluşlarına yazılı, e-mail ve telefonla davetler yapıldı.
MİLLETVEKİLLERİ İLE
Milletvekillerine telefon ve e-mail yolu ile davetler yapıldı.
MEDYA İLE
12 basın yayın kuruluşuna e-mail yolu ile toplantı bildirildi. basın mensubu katılmadı.
SONUÇLAR
DEĞERLENDİREN KİŞİ
Bahri Odabaş – KkMM Girişimcisi