Güngören Anayasa Toplantısı Tutanağı-9
TARİH: 29 Ağustos 2012
YER: Güngören Belediyesi Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Güngören Belediyesi
KONUŞMACILAR: Şefik Beyaz-Figen Şaştım
KONU: Yasama
MODERATÖR: Yakup Karabacak
KATILIMCI SAYISI:5
GİRİŞ VE HOŞGELDİNİZ KONUŞMASI: Yakup Karabacak
Figen Şaştım: Milletvekilinin ne yaptığını sade vatandaş takip edemiyor. Eğer konunun birebir ilgilisi ise takip ediyor ama onun dışında bilmiyor. Hâlbuki anayasanın 75.maddeden başlayarak 100. Maddesine kadar 25 maddesi yasama konusunu ele almış. Milletvekili nasıl seçilir? Milletvekilleri mecliste ne yapar? Çalışma usulleri nelerdir? Kanunlar nasıl çıkarılır? Kararname nedir? Bunlar ele alınıyor.
Milletvekili dokunulmazlığı, bu son Antep olayları sebebiylede vatandaşın gündemine oturan bir konu oldu. Milletvekili dokunulmazlığı, milletvekili seçildiğiniz andan itibaren 4 yıllık dönem boyunca ne suç işlerseniz işleyin hiç kimse dokunamıyor. Bu adil ve hakkaniyetli bir şey değil vicdanları rahatsız eden bir durum. Yeni anayasada milletvekili dokunulmazlığı sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı kalmalı.
Seçim barajının %10 olması da adil değil. Seçim barajı %5’e çekilmeli.
Kanunlar aslında TBMM tarafından hazırlanır deniliyor fakat uygulama maalesef öyle olmuyor. Başbakanlığa bağlı kanunlar genel müdürlüğünde bürokratlar tarafından kanunlar hazırlanıyor hazırlanan metinler komisyonlara gönderiliyor dolayısıyla orada milletvekili bürokratın hazırladığı kanunu tamamen onay makamı olarak doğru düzgün okumadan genel kurula gönderiyor. Bu durumda çıkan kanundan ne vekil kendisi memnun oluyor ne de vatandaş memnun oluyor.
Kanunların hazırlanma süreci tamamen kanunlar genel müdürlüğündeki memurların bürokratların eline bırakılmamalı.
Milletvekillerinin toplumu temsil noktasında da kadın milletvekili sayısının azlığı ve özürlüleri temsil eden milletvekillerinin azlığı gerçekten toplumu rahatsız eden bir durum. Bir kadın, olarak mecliste beni temsil eden kadın milletvekili sayısının daha fazla olmasını istiyorum.
Milletvekili ant içme metninin mutlaka değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Devlet laik olabilir ama kişiler laik olmak zorunda değildir. Ben Atatürk İlke ve İnkılâplarının bir kısmını onaylamıyor olabilirim. Bunlara bağlı kalacağım diye yemin etmek zorunda değilim. Birey hakkını ortadan kaldıran bir durum. Söz verecekse yapacağı vazifeyi hakkı ile yerine getireceğine dair ant içeceği bir metin olmalı.
Meclis 3 ay tatil yapıyor. Bu çok uzun bir tatil süresi. Benim vergilerimden o milletvekiline 12 Bin TL maaş ödeniyor ve o üç ay boyunca 36 Bin TL’yi alıyor ve hiçbir iş yapmıyor.
Toplantı yeter sayısı 1/3 olarak öngörülüyor. Çok önemli kararlarda meclisin üçte biri ile karar alınmamalı. Karar yeter sayısı zaten salt çoğunluk belki bu birileri tarafından resmen sabote edici bir anlayış diye geçebilir ama ben temsil ve hakkaniyet açısından oya bakıyorum. Toplantı yeter sayısının yarıdan bir fazlası olması gerektiği kanaatindeyim.
77. maddede seçimler dört yılda bir yapılır diyor, ardından da meclis isterse daha önce seçim yapabilir diyor. Bu erken seçimi teşvik anlamına geliyor. Meclis isterse daha önce seçim yapabilir maddesi çıkartılmalı.
Halk meclisle buluşturulmalı. Halk günlerimi olur bilmiyorum ama bir şekilde bunun yapılması gerekir.
Şefik Beyaz: Modern demokrasilerde toplum ve devlet yapılanmasının en önemli kurumudur meclis ya da yasama organı. Kanun yapma gücüne sahip millet adına devleti denetleme kontrol etme gücüne sahip.
Bu meclisimiz olağan üstü siyasal koşulların oluşturduğu bir meclis. Yasalarla öyle düzenlenmiş ki bu meclis, beş generalin silah zoruyla oluşturduğu ve millete dayattığı kanunlarla yasalarla hala milleti temsil ediyor, kanun yapıyor ya da hükümeti denetliyor. Daha ilginç olanda bundan siyasetin ya da siyasetlerin partilerin çok ciddi bir biçimde rahatsızlık duymamaları. Anormal olan bunun içselleştirilmesi ve kabul edilmesidir.
Meclisin kendisi kadar oluşma biçimi oluşma şeklide önemlidir. Bu meclisin oluşma şekli demokratik işleyişe demokratik teamüllere demokratik mekanizmalarla oluşmamışsa şekillenmemişse o meclis ne kadar milleti temsil etme gücüne sahip yaptığı yasalar ne kadar millet adına yaptığını söyleyebiliriz.
12 Eylül darbesini gerçekleştiren beş generalin istediği bir meclisle biz milleti temsil ediyoruz ve onun adına kanunlar yapıyoruz. %10 seçim barajı ile işletiyoruz meclisi. Kanunlar yine bürokratlar eliyle yapılıyor. Milletvekilleri sadece orada onay makamıdır. Komisyonlarda da bu böyledir. Biçimsel bir süreç işletiliyor. Vekillerin bu kanunların yapım süreçlerinde dâhilleri yoktur. Kanunun neyi içerdiğini kanunun vatandaşın işine yarayacağı konusunda ne müdahildir ne de bilgi sahibidir.
Parti başkanlarının tercihi ile milleti temsil ediyor vekiller. Haklı olarak millete karşı sorumlu olamazlar ki bunlar ancak başkanlarına karşı sorumlu olabilirler.
Türkiye toplumu gibi çoğulcu toplumlarda farklılıkların bir arada yaşadığı bir toplumda bir biçimde bu farklılığın meclise yansıması gerekir. Bu farklılıklar ne kadar hangi oranda meclise yansırsa o meclis o oranda hakikaten milleti vatandaşı temsil eder, onun iradesi olur. Bu da seçim barajının mümkün olabildiğince asgariye indirilmesiyle olur. Mümkünse bire sıfıra.
Kadınlar toplumumuzun %60 nı oluşturuyorsa hiç olmazsa %50 bir kota uygulansın ve kadında bir biçimde siyasal yaşama dâhil olsun.
Katılımcılık ve çoğulculuğun başka araçları da var. Modern demokrasilerde yerinden yönetim ya da adem -i merkezi diye bir şey var.
Türkiye, demokrasiyi isteyen demokrasi ile yaşayacağını ısrarla vurgulayan bu iradeyi ortaya koyan bir ülkedir. (Bunu bütün partiler söylediği için söylüyorum) Demokraside ısrar ediyorsak, millet adına bu demokraside ısrar edilmesi gerekli olduğu sürekli vurgulanıyorsa o zaman 80 yıl öncesinin koşullarının oluşturduğu ya da dayattığı katı merkeziyetçi sistem niye hala sürdürülüyor? Hala neden ciddi bir irade ortaya çıkmıyor adem i merkezi sistemin kurulması için?
Katılımcılığı sağlamanın önemli araçlarından bir tanesi ademi merkezi sisteme geçişidir.
Çift meclis sistemine geri dönülebilir. Demokrasiyi daha kolay işletebiliriz.
Ertuğrul Keser: Anayasadaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Türk’tür tanımı anayasa ile birlikte değiştirilmeli mi?
Milletvekilleri kanunları yapan kişiler olacak. Onların laiklik ve Atatürk ilke inkılâplarına bağlı olması önemli.
Yavuz Şaştım: Milletvekillerinin işledikleri suçlar cezasız kalmamalı. Milletvekillerinde, sadece yaş konusunda veya lise mezunu olma konusundaki kriterlerin dışında halka ne kadar hizmet edebilir kriter ininde getirilmesi gerekir. Yasal sürecin değişmesi gerekir.
Figen Şaştım: Milletin temsilcileri dediğimiz kişilerin hepsinin aynı kanaat ve düşüncede olmasını beklersek tek tip insan modelini benimsediğimiz anlamına gelir. Size birileri kendi dünya görüşünü zorla dayatsa siz bundan memnuniyet duymazsınız.
Şefik Beyaz: Osmanlının yıkılışından bu yana hep olağanüstü şartlarda yaşadık hala yaşıyoruz. Bu olağanüstü şartlarda şekillenmiş siyasetten siyasi yapılanmalardan sosyal yapılanmadan hatta kimlik yapılanmasından ruhsal şekillenmeden söz ediyoruz. Kürsü dokunulmazlığı dışında başka bir dokunulmazlığı olamaz milletvekilinin. Bu ülkenin önce bir normalleşmesi lazım.