Güngören Anayasa Toplantısı Tutanağı-8
TARİH: 27 Haziran 2012
YER: Güngören Belediyesi Kültür Merkezi
EV SAHİBİ KURUM: Güngören Belediyesi
KONUŞMACILAR: Fatma Gök-Cem Toker
KONU: Eğitim, öğretim, bilim, sanat
MODERATÖR: Yakup Karabacak
KATILIMCI SAYISI:5
GİRİŞ VE HOŞGELDİNİZ KONUŞMASI: Yakup Karabacak
Fatma Gök: Bir toplum ne kadar demokratik olursa eğitimi de o kadar demokratik olabilir.
Devletin toplum adına söz söyleyen karar alan devlete hakim olanların yasa yapan bunları uygulayanların neleri yaptıkları hangi alanlara önem verdikleri hangi eğitim alanlarına kaynak ayırdıkları veya bazı alanları hiçbir şekilde göz önünde tutmadıkları yani çünkü politika denince günlük politikada çok önemli hayatımızı belirlemede yani mecliste hangi tartışmalar oluyor ve bunlar bizim hayatımızı nasıl etkiliyor. Güncel ve günlük politikalar çok önemli.
Eğitim alanı o kadar ilginç ve o kadar önemli bir alan ki devlet ve toplumun kesiştiği noktada duruyor. İnsanlar kendilerini gerçekleştirebilmeleri için yani onurlu ve insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşam kurabilmeleri için eğitim almaları gerekir. Bu evrensel bir ilkedir. Çünkü eğitim hakkını kullanamayan insanlar diğer hakları da kullanamazlar. Üniversiteye gidemeyen bir insan mühendis veya doktor olamaz.
Bir taraftan sosyal devletin yapması gerekli herkesi kendini toplumda gerçekleştirecek bir donanım kazanması için gerekli bütün bilgi ve becerileri alması için eğitim sistemi bir araç. Sadece okula giderek biz bir şey öğrenmiyoruz. Hiç okula gitmemiş ama son derece vizyon olarak gelişmiş felsefi olarak derinliğe sahip pek çok insanın olduğunu biliyoruz. Pek çok insan devletin eğitim sağlama görevini yeterince yerine getirmediği için mahrum edilebilmiş olabilir. Biz eğitim hakkı bağlamında konuştuğumuz zaman insanların kendilerini gerçekleştirebilmeleri için bu haktan yararlanmalarının çok önemli olduğunu biliyoruz. Toplumun çok küçük bir oranı ben çocuğumu okula göndermem ama daha iyi bir eğitim verebilirim ona diyebilecek olanaklara sahiptir. Kaldı ki herhangi bir yerde bir şekilde ekonomik olarak ihtiyacı olduğu için işe girmek gerektiği zamanda diploma soruluyor.
İdeal eğitim modelinde çocukların özgürleşmeleri bütün dünyaya ve içinde yaşadıkları topluma daha ileri götürebilmek için bu günü görebilecek donanıma sahip olmasını amaçlıyoruz.
Baktığımız zaman sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok yerinde okullar esasında çocukları toplumun büyük insanlarının veya güç sahibi olanların istediği biçimde şekillendirmek için kullanılıyor.
İçinde yaşadığımız topluma baktığımız zaman ekonomik olarak son derece eşitsiz bir tablo görüyoruz.
Toplumsal cinsiyet alanında kadınla erkek arasında müthiş bir eşitsizlik var ve bu eğitim sistemine de yansıyor. Diğer taraftan bölgesel etnik temelli eşitsizlikler ve sorunlar var. Mesela ana dilde eğitim meselesi. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’de olduğu gibi insanların kendi içine doğdukları dilde annelerinden öğrendikleri dilde eğitim görememeleri eğitim görme haklarının olmaması diye bir durum yok. Bu hak temelli bir eğitim eşitliği anlayışına sığmaz.
Cem Toker: Özgürlük seçebilmek demektir. Devlete bıraktığınız zaman seçenek kalmaz o yüzden özgürlüğünüz kalmaz. Kime göre sanat. Eğitim, hangi zihniyetle eğitim. Eğitimsiz çocuk kalmasın, doğru. Ama illaki ben okutacağım şunu okuyacaksın şu kadar sene okuyacaksın şu kadar sene matematik okuyacaksın şu kadar sene İngilizce okuyacaksın böyle dayatma olmaz. Hangi zihniyetle? Dinci zihniyetle mi Kemalist zihniyetle mi komünist zihniyetle mi? Hangi zihniyetle Ankara’da on tane adam benim çocuğumun nasıl eğitim alacağına karar verecek? Eğitimi, sağlığı özel sektörde gelişmiş devleşmiş uzmanlaşmış şirketler yönetiyor. Hastaneleri doktorlar yönetmiyor. Yöneticiler, iş idaresi eğitimi almış insanlar yönetiyor. Onun için eğitimi de okulun müdürüne veremezsiniz. Eğitim sadece tarih coğrafya dilbilgisi değil ki. Modern eğitimde adam bakıyor 40 sene sonra ben nasıl bir insan istiyorum. Adil uyumlu yaratıcı hoşgörülü dikkati dağılmayan çocuklar yetiştirmek istiyorum yoksa Nil nehrinin kaç kilometre olduğunu hala öğret sen. Öğretirsen işte böyle bir toplum çıkarırsın ortaya. Eğitim sanat bilim gibi şeylerin anayasada yeri olmayacağına inanıyorum. Herkesi memnun edemezsiniz. Temel noktaları belki anayasada tek cümle halinde son derece yoruma açık bir şekilde değinilebilinir. Ona da taraftar değilim ama uzlaşı sağlanacaksa olabilir. Eğitim o kadar önemlidir ki devlete bırakılmamalıdır. Önemli olduğu için devlete bırakılmamalıdır. Bir şeyi piyasa ekonomisine bıraktığınız zaman oraya kalite rekabet ucuzluk gelir. İlk ve orta öğrenim haktır. Yüksek öğrenim imtiyazdır. Ben bu milletin vergileriyle zekası olmayan adama ben üniversite eğitimi vermem. Akıllı adam yüksek öğrenim okur. Onu da borçlanarak burs alarak okur. İşçinin memurun çiftçini vergisi ile doktor yapacağım. Oda onun karşılığını ona vermeyecek. Böyle şey olmaz. Bankadan kredi alacak mezun olup doktor olduktan sonra yavaş yavaş bu topluma geri ödeyecek.
Olcay Bey: Eğitim anayasada olmamalı. Devlet üniversitelerinden mezun olanlar sadece devlet kuruluşlarında istihdam ediliyorlar ve iş bulmakta zorlanıyorlar. Sanata bilime vergi uygulanmasın.
Recep Yumrukaya: Eğitim sisteminde eğitimin nasıl olması aşamasına gelinceye kadar alt yapılarda çok büyük sıkıntılar var. İstanbul’un büyük bölümünde okullarda 40-50 kişinin üzerinde sınıflar var. Dünyanın en kaliteli sistemini de getirseniz bu sistemden ne kadar verim alabilirsiniz? Herkesin yüksek eğitim almaması gerekir düşüncesine katılıyorum. Fakat orada belirleyici kıstas ne olacak? Bu eğitim olanaklarıyla insanların yüksek öğrenimine layık olup olmadığını bu eğitim sistemiyle bu devlet yapısıyla nasıl tespit edeceksiniz? 20 yıl öncesine kadar eğitimli kesim orta sınıf ve üst sınıfın tekelindeydi. Yani yüksek öğretimdeki profesörlerimize eğitimcilerimize baktığımız zaman ya aileleri bürokrat ya da eğitimciydi. Bu yeni yeni kırılmaya başlandı.
Yusuf Köse: İnsanların yeteneklerine göre eğitim verilmeli. Özel sektörle eğitimin daha kaliteli olacağını düşünüyorum.
Nihan Şahin Yaman: Türkiye’de şu anda ezberci bir eğitim var. Uygulamalı bir sistem yok.
Süleyman Bey: Yeni anayasada eğitim devlet elinde mi, olsun özelleştirilsin mi?
Fatma Gök: Ben kamusal eğitimden yanayım. Yani toplumun toplum adına devletin herkese en nitelikli eğitimi laik bir yöntemle ve herkese bedava olarak hiçbir para karşılığı olmadan özgürlükçü bir şekilde sunmasından yanayım. Eğitimin sadece organizasyonu değil içeriği de çok önemli. İçeriğinin de gerçekten demokratik bir toplumsal yaşamdaki bireylerin özgürlükçü bireylerin yetişmesi yönünde olmalı. Bugün gerçekten düzenin insanını yetiştirecek bir vizyonla eğitim yapılıyor. Çocukların ailelerinin ekonomik durumlarına göre eğitimden yararlanmalarının çok büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Kar amacı güden veya özel şirketler aracılığı ile eğitimi düzenleyen eğitim sistemi son derece eşitsiz bir toplum yaratır zaten var olan eşitsizlikleri çok daha derinleştirir. Özgürlük çok önemli devletten özgür olmalı eğitim, ama sermayeden de özgür olmalı. Paralı eğitim sistemini savunmamız lazım. Başka yerlere yatırım yapacağımıza herkese bedava üniversite eğitimi vermeliyiz.
Herkes bedava üniversite eğitimi alabilmeli. İşletme ekonomi bunlar çok önemli alanlar ama benim için sosyoloji psikoloji tarih eğitim işletmeden çok daha önemli. Şu günkü düzende baktığınız zaman insanlar sadece işe yerleşmelerine yarayabilecek bir takım becerileri almak için uğraşıyorlar. Eğitim bu değildir. Eğitim insanı içinde bulunduğu toplumu dönüştürme olanağı verecek kuramsal kavramsal düzeyde aynı zamanda vurgulama düzeyinde vizyon kazandıracak felsefi temelleri atacak ondan sonra tabi ki herkes meslek edinebilir. O çok daha sonra gelen bir şeydir. Biz meslek sahibi ama düşünmesini bilmeyen insanlardan oluştuğumuz zaman çok daha büyük sorunla karşı karşıya kalırız. Bugünde bunu görüyoruz ve yaşıyoruz.
Siz özgürlükçü eğitimin özelleştirilerek yapılabileceğini düşünüyorsunuz ben ise onun son derece toplumda eşitsizlikleri yeniden üreteceğini düşünüyorum.
Recep Yumrukaya: Eğitim alan kişiler eğitim aldığı branşlar dışında hayatlarını devam ettiriyorlar.
Eğitim sadece meslek sahibi olmak için mi gerekli? Branşı dışında da bir meslek ile uğraşabilir.
Fatma Gök: Elbette meslek sahibi olacaklar. Ama meslek sahibi olurken temel bilimler dediğimiz iyi matematik bilecek felsefe bilecek. Bu temel bilimlere biz önem vermiyoruz.
Recep Yumrukaya: Üniversite konusunda devletin bu işin içinde olması gerektiğini düşünüyorum.
Olcay Bey: Paranın söz konusu olmadığı bir eğitim sistemi yoktur.
Devletin öngördüğü sisteme göre değil de insanların ilgi duyduğu alanlara göre eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Süleyman Bey: Eğitimin kalitesi için eğitimin özelleştirilmesinden yanayız.
Cem Toker: Özgürlük varsa eşitlik olmaz, eşitlik varsa özgürlük olmaz.
Biz YÖK’ün kaldırılmasını savunuyoruz.
Her üniversite kendi kabul edeceği öğrenciyi kendisi belirleyebilir.
Devlet şunu diyebilir 100 öğrenciye paralı veriyorsan 10 tane öğrenciye de burs vereceksin.
Anayasada dese ki devlet eğitime karışmıyor isteyen okur isteyen okumaz bizi hiç alakadar etmez dese Türkiye’de eğitimin kalitesi yükselir.